Psikopat Mafyanın Esiri

Od goodyazarr

4.1M 122K 14.5K

Kız küçük bir filika adam büyük bir okyanus... Aşk ise onlara rüzgar olup yön gösteren bir mucize. Více

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Dipnot
***

Bölüm 35

52K 1.7K 208
Od goodyazarr

"Aman Tanrım... Soyumu bir kurşun tanesi bitirdi. Allah'ım bu ne büyük acıdır. Ah ulan... Bu seksi vücudumun yapımında emeği geçeceği çocuklarımı göremeyecek miyim ?! Aman Tanrım... Bu acı beni öldürecek!"

Kuzey feryatlarına bir yenisini daha eklerken Hakan kalan son sabrının da dibini sıyırmakla meşguldü.

Hakan içinde hızla büyümeye devam eden öfkeye rağmen sakinliğini koruyarak "Abartma lan! Kurşun alt tarafı omuzuna küçük bir tünel açtı o kadar. Mahalle karısı gibi bağırıp durma.  Küçük Kuzey hala yerinde." dese de Kuzey daha çok ağıt yakıyordu.

"Zaten sana güvenen de hata. Bundan sonra bitti abisi. Sana bir daha iyilik yapmak mı? Nah. Hemde kocaman bir nah. Vallahi az önce dediğim gibi bundan sonra bittin benim için... Ne cenazeme ne cenazene." Kuzeyin isyanları aldığı her nefeste daha da çok artarken artık bende sabrı kalmayanlar grubuna üyeyim.

"Kuzey lütfen artık sakin ol. O lanet olası olayda bir tek sen vurulmuş olabilirsin, evet ama Beyazıt'ın ve benim ne kadar korktuğumuzu da fark et. Korktuğunu biliyorum ama fazla abartma istersen. Beyazıt'ın ne kadar korktuğunu görmüyor musun? Onun küçücük bir çocuk olduğunu ve her şeyi içine attığını unutma... Senin gibi avazı çıktığı kadar ağlamıyor. Bak herkes yanında. Her zaman da yanında olacaklar. Tabii benim de her zaman yanında olacağımı da asla unutma." dediğim an ağıtları son buldu.

Kuzey kendini direk trip atma moduna sokarken "Tamam ya... Ben acımı içimde yaşarım siz beni boş verin." dediğinde Hakan zafer kazanmış bir şekilde rahatla koltuğa attı kendini.

O trip attıkça benim tansiyonum inip, inip çıkıyordu adeta.
"Kuzey saçmalama. Seni yalnız bırakır mıyım hiç? Henüz ailenin haberi yok zaten. Yalnız bırakamam seni." dediğimde triplerine son vermesini ümit ettim.

Hakan Kuzey'in triplerini es geçip "Sanem kalk biz gidelim. Bu geri zekalıyı bırakalım burada. Kafam şişti sabahtan beri. İyileşince gelir zaten o." dedikten sonra hızlıca ayağa kalkıp seri hareketlerle sandalyenin üstüne bıraktığı ceketini giydi.

Koltuğun kenarında bir süre benim için yastık görevi gören hırkamı hızlıca bana giydirdikten sonra kolumdan tutup peşinden sürüklemeye başladı.

"Hakan ne yapıyorsun! Kuzey'i odada tek bırakamayız! Kolumu bırak." derken bir taraftan da kolumu ellerinden kurtarmaya çalışıyordum.

Hakan "Ya kızım yürü sen. İstese şimdi taburcu olur herif sen hala odada tek diyorsun. Yalandan yere hasta ayağına yatıyor pezevenk." dediğinde haklı olma ihtimali o kadar yüksekti ki Kuzey'in kendini hasta moduna sokması da büyük bir ironiydi. Vurulduğu yer bıçak kesiği kadar bir şeydi üstelik.

"Kuzey neden kendini hasta moduna soksun ki?"

Hakan sorum karşısında alaycı bir tavırla "Birincisi onun büyük bir geri zekalı olduğunu ama benim de bir o kadar zeki bir insan olduğumu unutuyorsun. İkincisi ilgi görmek için her şeyi yapıyor aptal herif. Üçüncüsü sırf Dilara'nın kulağına onun vurulduğunu haberi gitsin ve hastanede olduğunu öğrendikten sonra kendisini affetsin diye bekliyor. Ve sende büyük bir sarf olarak bu oyunu yiyorsun." dediğinde jetonlar yeni yeni düşmeye başlamıştı.

"Haklı olmandan nefret ediyorum." derken sesim ciddiyetten yıkılmak üzereydi.

Hakan sesimde ki ciddiyete rağmen oldukça rahat bir tavırla "Arada olur öyle şeyler. Bende seni seviyorum boş ver." deyip kolumu omzuma attı.

"Şimdi gidip oğlumuzu alalım ve yeni evimize gidip yeni bir hayata alışma mücadelemize başlayalım."

...

"Burası çocuk odası için çok büyük değil kızım ?" diyen Sacide Hanım'ın önerileri ile evi baştan düzenliyorduk.

Rıza Bey, Kutay ve Hakan salonda beraber maç izlerken Kuzey ve Dilara Beyazıt'ı bakıyorlardı.

En son hastanede bıraktığımız Kuzey akşama bütün aileyi toplayıp peşimizden gelince vurulma olayı oldukça sakin bir şekilde kapanmıştı. Tabii bu durumda Dilara ve Kutay'ın emeği büyüktü.

Sacide Hanım "Küçük oda Beyazıt için daha ideal. O odanın rengi de güzel. Hiç boyatma çocuk varken." deyince dediklerini başımla onayladım.

"O zaman bu odayı iptal ediyorum." dediğimde diğer odaya ilerledik.

"Şu iki tanesi misafir odası olarak kalsın mı? Hakan'ın misafiri olacağını pek sanmıyorum." dediğimde çalan zil sorumun cevabına engel oldu.

Müsaade isteyip kapıya bakmak için alt kata indiğimde Hakan benden önce davranıp kapıyı açmıştı. Gelen kişilerle yaşadığım şok artarken bu sefer gelenler tam olarak Hakan'ın misafirleriydi. Harun Bey, Seniha Hanım ve Hande'ye şok olmuş bir şekilde bakarken bu sabah yaşadıklarımın üstüne bu kadar misafir beklemiyordum.

Hakan'ın tepkisizliğine karşı olarak "Hoş geldiniz." derken kapıda dikilen Hakan'ın kenara çekip geçmeleri için yol açtım.

Seniha Hanım büyük bir kibirle cevap  vermeden içeri girerken Harun Bey "Hoş bulduk kızım. Geçmiş olsun. Seni iyi gördüğüme çok sevindim." deyip sarılmıştı. Hande ise annesinin izinden gitmeyi tercih etmişti. Hakan oflayarak kapıyı kapattığında birazdan yaşanacakları az çok tahmin edebiliyorduk.

"Bunlar niye geldi şimdi?" diyen Hakan bile ailesine bu tepkiyi verirken benim vereceğim her tepki doğal sayılırdı.

İçeriden gelen seslerle misafirlerin karşılıklı olarak birbirini karşılamaya başladığını anlayınca hızlı adımlarla içeri girip tekrardan "Hoş geldiniz tekrardan." deyip ortamın havasını değiştirmeye çalıştım.

Rıza Bey "Sizinle bu akşam karşılaşmamız çok iyi oldu Harun Bey. Hakan oğlumla konuşacağım bazı konular vardı. Sizinde bu konuda bize yardımcı olacağınızı umuyorum." dediğinde herkesin gözünde merak Hakan'ın gözünde şüphe vardı. Bakışlarım önce Kuzey'le ardından Hakan'la buluşunca içimde birtakım duygular baş göstermeye başlamıştı.

Harun Bey başıyla onaylayıp "Olurum tabii. Sizi dinliyorum. Buyurun." deyip salondaki sessizliğe ortak oldu.

Rıza Bey "Bu akşam burada hep beraber olmamız çok iyi oldu aslında. Öncelikle bahsetmek istediğim bir takım konular var. Bunlardan ilki geçen akşam ertelediğimiz nişan günü. Siz nasıl ki benim oğluma zaman verip sizin güveninizi kazanmasını istediyseniz bende şimdi o güveni sizin oğlunuzdan bekliyorum. Kız evi naz evi demişler efendi bunu en iyi sen bilirsin." dediğinde salonun ısısı birden yükselmeye başlamıştı sanki.

Sacide Hanım "Orası öyle ama..." derken sözünü yarıda kesen Hakan'ın bakışları oldu.

Rıza Bey "Sanem bundan sonra benim kızımdır. Kutay ve Kuzey ne ise Sanem kızımda öyledir.
Benim oğlum sizin kızınıza Hakan'ın kızıma sağladığı imkanlardan daha fazlasını sağlardı buna emin olun. Ve emin olun sizin kızınız Sanem'in yaşadığı olayların hiçbirini yaşamazdı. Neden biliyor musunuz? Kutay'ın koruyamadığı yerde ben korurdum. Siz ne yapıyorsunuz benim kızım için ? İzlemek dışında hiçbir şey." dediğinde gözyaşlarım af yemiş gibi özgürce kaçıyordu.

Harun Bey "Ne desem boş. Haklısınız. Görmedik, duymadık, konuşmadık. Bu olayların en büyük suçlusu benim. Oğlumu aklı başında biri sanıp bu kadar serbest bırakmam benim hatam." derken bakışları bir anlığına benimle buluştu.

Karşımdaki Rıza Bey değilde kızını koruyan bir baba vardı sanki.
"Bu duruma bir isim koyalım Harun Bey demek istediğim bu. Ortada Beyazıt olmasa Sanem bu evde olmaz biliyorsunuz değil mi? Bırakmam böyle çaresiz." dediğinde aslında ciddi olmadığını ve bu 'evlendirme' fikri sadece planın daha etkili olması için ortaya atıldığını biliyordum.

Harun Bey "Gençler ne derse kabuldür" derken bakışları sessizliğini bozmayan Hakan'daydı.

Çığ gibi büyüyen sessizliği "Çaylar geldi." diyerek bozan Dilara'dan başkası değildi. Elindeki tepside çayları tek tek servis ederken bana yaptığı iyiliğin farkında bile değildi.

Hakan "Bu konuyu biz düşünüp size gerekeni  söyleriz." deyince Rıza Bey "Hızlı ve erken bir cevap beklediğimizin farkındasın değil mi?"  dediğinde ise başıyla onayladı.

Sohbetin yeni odak noktası tekrar maç olurken aldığım nefes yetmiyordu sanki.
Kuzey "Bu veledi zina niye sünnetsiz?" dediği an Hakan'ın yumruğu önce havada sonra Kuzey'in yüzündeydi.

Hakan "Dediğin lafın nereye gittiğini biliyor musun lan sen!" deyip dövmeye devam ederken kimse ayırmak gibi bir girişimde bulunmuyordu.

Bu sefer harbi hak etmişti.

...

"Bak Sanem bu nasıl?" deyip sünnet davetiyesi için söz arayan Kuzey hayattan soğutmuştu artık.

"Hangisi ?" diye sorduğumda gelecek olan iğrençliği az çok tahmin edebiliyordum.

"Oğlumuz Beyazıt diyor ki,
Sünnet oluyorum maşallah,
Büyük adam olacağım inşallah." dediğinde elimdeki yastığı kafasına fırlattım.

"Hakan sence beğenir mi bunu ? Olmaz. Başka söze geç."

"Başıma taktılar fes,
Aniden oldum prens,
Korkmuyorum Sünnetçi amca,
İstediğin kadar kes." dedikten sonra onay isteyen bakışlarına olumsuz anlamında başımı salladım.

"Oğlumuz Beyazıt Diyor ki;
Sünnetçi beğendi tipimi
Pazara kesecek pipimi,
Fazla olan kesilirmiş,
Başa gelen çekilirmiş." dediğinde kahkaha atarak gülüyorum artık.

Gülmekten yaşlar akan gözlerimi silip sakinleşmek adına derin nefes alıyordum.
"Kuzey sen  manyak mısın ? Adamın çevresinde normal insan yok ve sen böyle davetiye mi hazırlamayı düşünüyorsun ?" dediğimde haklılığım karşısında sessiz kaldı.

"Aman ya bıktım sizden! Zaten işim gücüm var avukat insanım sizinle mi uğraşacağım." dedikten sonra ayağa kalkınca onunla beraber çıkışa kadar yürüdüm.

"Ben sana sonra mesaj atarım. Olmazsa Hakan'la ayarlarız bir şeyler. Bu işlerle uğraşmak istemiyorum." dediğimde ceketini giymekle meşguldü.

"Tamamdır minik çekirge haberleşiriz sonra." deyip çıktığında arabasına binene kadar bekledim.

O arabasına yerleşince kapıyı kapatıp kendimi salondaki koltuğa bıraktım. Beyazıt uyuduğu için eve hakim olan sessizlik iyice çekilmez bir hal alırken kendimi kitaplığın önünde dikilirken buldum. Parmaklarım kitapların üstünde tek tek dolaşırken gözüme çarpan ilk kitap Kürk Mantolu Madonna oldu. Lisede okuduğum ve sonrasında beni günlerce ağlatan o muhteşem kitap...

Önce belime dolanan kollarla ardından "Güzel seçim." diyen fısıltılı ses korkmama neden olsa da bu ses Hakan'dan başkasına ait değildi.

"Güzel ama tecrübesi edinilmiş bir seçim artık benim için." dediğimde çenesini omzuma yaslamıştı.

"Öyle mi ?" diye sorduğunda başımı onaylarcasına salladım.

"Öyle." derken hala kitabı inceliyordum.

"Beyazıt nerede ?"

"Odasında uyuyor." dediğimde onayladığını belirten mırıltılar çıkarıyordu.

"Başka güzel ve tecrübesi edinilmiş bir şey daha önerebilirim... Yatak odamız bu konu için yeterince geniş." dediğinde vücudunu vücuduma yapıştırmıştı. Bu salak adam gerçekten ona bayıldığım için diye mi bu evdeyim sanıyor?

"Sapıklığını kessen mi artık ?" deyip birleşen vücutlarımızı ayırmaya çalışsam da her seferinde engelliyordu.

"Bu tecrübe kaçmaz." derken bir taraftan da yönümüzü üst kata doğru çevirmişti.

Her ne kadar "Hakan uslu dur !" desem de merdiveni yarılamıştık.

"Ok yaydan çıktı bir kere."

"Okun kırılsın Hakan! Çocuk uyuyor insan gibi davran." dediğimde beni takmadığı hızlanan adımlarından anlaşılıyordu.

"Ok bize lazım kırılmasın." deyip güldüğünde kendimi kolları arasında hapsolmuş gibi hissediyordum.

Yatak odasına giriş yaptığımız an bu odadan kavga kıyamet ayrılacağımız sonucu belli bir şeydi!

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

1M 31.6K 56
"Benden seni özgür bırakıp gitmeni isteyeceksin ama bu mümkün değil" "Neden? Polise ihbar etmeyeceğim benden ne istiyorsun!" "Seni bırakamam bu zaman...
43.8K 3.3K 15
jjk.cookie: siz iki aptal aşık ne diye küsersiniz ki seokjin hyung yemek hazırlamadığı için tüm gün aç kalıyorum ben #texting [30.11.19] [21.04.20]
4K 102 38
Bir tarafta abisinin suçu yüzünden ölmeye mahkum edilen,Ahu. Diğer tarafta kendisini 'Tehlikeli'olarak adlandıran,Karan. Peki bu 'Tehlikeli'adam Ahu'...
4.6M 338K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...