BTS İLE HAYAL ET

By HoseoksHopes

161K 6.3K 5.2K

Bts ile küçüklü büyüklü hayaller... More

J-Hope ile hayal et ^_^
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jimin İle Hayal Et (^^)
Suga İle Hayal Et :-$
RapMon İle Hayal Et B-)
Taehyung İle Hayal Et O:-)
Jin İle Hayel Et :-*
Suga İle Hayal Et :-$
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jimin İle Hayal Et (^^) ~ Part 1 ~
Jimin İle Hayal Et (^^) ~ Part 2 ~
J-Hope İle Hayal Et ^_^
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jin İle Hayal Et :-*
Taehyung İle Hayal Et O:-)
RapMon İle Hayal Et B-)
J-Hope İle Hayal Et ^_^
Suga İle Hayal Et :-$
Jimin İle Hayal Et (^^)
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jin İle Hayal Et :-*
RapMon ile Hayal Et B-)
Taehyung İle Hayal Et O:-)
Jungkook İle Hayal Et ;-)
J-Hope İle Hayal Et ^_^
RapMon İle Hayal Et B-)
Suga İle Hayal Et :-$
Taehyung İle Hayal Et O:-)
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jimin İle Hayal Et (^^)
Jin İle Hayal Et :-*
J-Hope İle Hayal Et ^_^
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jimin İle Hayal Et ^^
RapMon İle Hayal Et B-)

Taehyung İle Hayal Et O:-)

4K 177 263
By HoseoksHopes

Ayooo~

Keyifli okumalar 💞

Medyadaki şarkı bi türlü cikmiyor aklimdan^^

Astro- Cats Eyes

----------------------------------------------------

                        ⏩Arkadaş⏪
    
"Yah Mi Hi ver şunu!"

Mi Hi elinde tuttuğu defterle bir yandan defteri okumaya bir yandan da senden kaçmaya çalışıyordu.

"Ne zamandan beri benden gizli kapaklı işler ceviriyorsun (adın)?"

Bir kez daha defteri almak için hamle yaptin. Son anda geri çekmişti defteri.

"Ya ben senden gizli kapaklı iş falan-"

Bir an duraksadıktan sonra devam ettin.

"Evet! Senden gizli kapaklı işler yapıyorum! O benim günlüğüm Mi Hi?!"

"Günlük de olsa en yakın arkadaştan saklanmaz bi kere! 😌"

Mi Hi bir yandan sayfaları çevirirken bir yandan senden kaciyordu.

"Sevgili günlük bu gün Tae'yle ilk kez bulustum. Çok heyecanliydim. Sabah kalkar kalkmaz-"

Elinden cektigin defteri havaya kaldırdın.

"Okuyamazsin Mi Hi! Ben senin günlüğünü okuyor muyum?"

"Okuyamazsin."

Dediği seyle ona 'gordun mu' bakışı atarken devam etti.

"Çünkü günlük tutmuyorum."

Mi Hi sana thug life bakışı attıktan sonra şaşkınlığından faydalanarak bir hamle yapıp elinden defteri kaptığı gibi banyoya gidip kapiyi kilitledi.

Sen de hemen peşinden koşup banyonun kapısını yumrukladin.

"Aç şunu Mi Hi!?"

Mi Hi kıkırdayarak seslice günlüğünü okumaya devam etti.

"Peşimdeler. Korkuyorum. Hem de çok korkuyorum. Babamın borç aldığı adamlar peşimde.."

Son cümleye doğru kısılan Mi Hi'nin sesiyle yere oturmustun.

Mi Hi kapiyi açtı. Hemen yanına gelip sana sarildi. Sen ise öylece yere bakiyordun.

"(Adın) ben.. özür.."

Yanağından akan yaşları gorunce sana daha sıkı sarıldı.

"Neden bize söylemedin? Bir şekilde halledebilirdik. Ya sana zarar verselerdi?"

Ağzından istemsiz bir hıçkırık kaçtı.

"Ya size de zarar verirlerse? Ben yaşayamazdım Mi Hi. Benim yüzümden size bir şey olmasına izin vermem."

Derin bir nefes aldı.

"Peki Taehyung biliyor mu?"

Kafani olumsuz anlamda salladin.

"Ah (adin) hemen arıyorum şimdi onu sonra ne yapacağımızı konusuruz."

Kafani aniden ona çevirdin. O ise eline telefonu almıştı bile.

Hemen çevik bir hareketle elindeki telefonu kaptın.

"Olmaz Mi Hi bunu ona söyleyeyemem. Yalvariririm sen de söyleme. Ben bir şekilde halledicem. Lutfen.."

Mi Hi sırtını duvara yasladı. Derin bir iç çekti.

"Tamam. Tamam (adın) ama o adamlar seni tehdit etmeye kalkarsa hemen söylerim bilmiş ol.

Ayağı kalkıp ona sarildin.

"Tesekkur ederim Mi Hi. Söz veriyorum kimseye zarar gelmeden halledecegim."

Nasıl halledeceksem artık diye geçirdin içinden. Sonuçta para sicmiyordun değil mi?

"Ah (adın) ne yapacağım ben seninle? Ah hadi neyse daha fazla moralimizi bozmayalim. Nasıl olsa bu gün boş günümüz. Dışarı çıkalım diyorum."

Sevincle ellerini cirptin.

"Süper fikir 😆"

Hemen hazırlanıp çıktınız. Yolda yürürken Mi Hi aniden durdu.

"Ne oldu Mi Hi? Bir şey mi unuttun?"

Kaşlarını cattiktan sonra kulagina fısıldadı.

"Hani şu adamlar.."

"😑 😒 Evet??"

"Ya sana bir şey yapmaya kalkisirlarsa? Kendini nasıl savunacaksin?"

Seslice nefesini verdin.

"Ahh.. Bilmiyorum Mi Hi.. Hiç düşünmedim."

"Yah! Sen bizi hiç mi dusunmuyorsun zalımınkızı?! Sana bi şey olursa Tae beni öldürür."

"Off.. Tamam Mi Hi tamam. Ama nasıl savunayim kendimi? Silah mı tasiyayim? Tamam tekvando biliyorum ~tabe olm ne sandınız ablanizi jsjd~ ama sonucta onlar erkek."

"Asıl sana off (adın)!? "

Çantasından küçük bir parfüm kutusu çıkarttı.

"Al bunu. "

"Napicam Mi Hi adamlara parfüm tanıtımı mi yapicam?"

Mi Hi sana boş bos baktı.

"😓😶 Ciddi misin (adın)?! Biber gazı bu. Değil parfüm. Okay??"

"Sen nerden buldun ki bunu?"

"😎 İnternetten😎"

"😒 De get deli. Ver şunu."

Diyip elindeki küçük şişeyi alıp cebine attın. Çünkü cantana atsaydin onu bulup çıkarıp adamlara sıkana kadar adamlar senin kafana sıkardı.

Mi Hi ile milletin dedikodusunu yapa yapa dükkanların olduğu yere gelmistiniz.

~Bazı şehirlerde AVM var bazılarında yok. Örnegin Sivas'ta AVM yerine meydanın ordaki caddeler boyunca bissuru dükkan var ^^ Evet sivasliyim. Hemşerilerimi gorüyüm 🙆🙆🙆~

"... Valla Ja Ahn, Seon Ah dan çok şey çekti. Yelloz kız."

Tam o sırada çığlık atmanla Mi Hi de bağırmaya başladı.

"Ne- Ne oluyor? ~ Hayır dede oluyor jsdjhd icsesim hiç susmuyo ndjd~ Yoksa! Hııı 😨! Adamlar mı?!"

Oylesine şok olmustun ki onu duymuyordun bile.

"Allahıımm.. Sana geliyorum. Bu elbise tam istediğim gibi.. Ayy ama ben bunu almazsam ölürüm. "

Hemen mağazaya daldığında Mi Hi de göz devirerek peşinden girdi.

Gorevliden uygun bedeni aldıktan sonra kabine kostun. Giyip aynaya baktığında gerçekten begenmistin. Umarim Tae de beğenir diyerek Mi Hi ye gostermek icin kalbinden ciktin.

Ama Mi Hi ortalikta yoktu. Aniden aklina gelen şeyle panik yaptin. 'Ya o lanet adamlar Mi Hi ye bir şey yaptıysa?'

Aceleyle etrafa bakiyordun. Koluna birinin dokunmasiyla yuregin ağzında arkani dondun.

Mi Hi gözlerinin rengini ortaya çıkaran sapsarı bir elbiseyle karsinda dikiliyirdu.

Elini kalbine koydun. Az daha kalpten gidiyordun.

"Bir daha ortadan kaybolmadan önce haber ver civcivcik!"

"😕 Ben mi ortadan kaybolmuşum? Hemen yandaki kabinde bu elbiseyi deniyordum."

Sonra kendi etrafında döndü.

"Nasıl olmus? Ben çok beğendim. Sence Jimin de beğenir mi dersin?"

Yine 'Jimin' deyince gözlerinin içi gulmustu. Gerçekten seviyordu onu.

Kafani olumlu anlamda salladın.

"Kesinlikle beğenecek. Çok güzel olmuşsun."

Şirince gulumseyip ellerini cirpti.

"Ben hemen satın alıp geliyim o zaman."

"😃Tamam."

Mi Hi gittiginde sen de elbiseyi çıkarttın. Tam eline alıp kasaya gidiyordun ki etiketi gormenle olduğun yerde durdun.

"Yok anasının gözü!"

O sırada Mi Hi yanina geldi.

"Ne oldu (adın) bi sorun mu var?"

Hemen elbiseyi arkana sakladın ve için giderek elbiseyi aldığın reyona geri biraktin.

Mi Hi yanina geldi.

"Ne oldu? Çok güzel olmustu."

"Boşver ya olmasa da olur. ~Olmasa da oluur. Olmasa da olur jdjd. Bazı şeyler olmasa da olur ama eğitim olmazsa olmaz xjsjdjdhh laned olsun sana iç ses djhd~"

"Ya sen ver bakiyim su elbiseyi! İçin giderek deniyorsun sonra da olmasa da olurmuş. Yok ya! "

Mi Hi elbiseyi elinden çekti. Üzerindeki etiketi cevirip arkasinda yazan fiyatı gorunce ağzından kocaman bir 'o' çıktı.

"Sanki kumaşı Hindistan'dan gelmiş! Altın işlemeli olsa bu kadar olmaz fiyat!"

"Efendim o ürün sınırlı sayıda özel tasarım ayrica Hindistan'dan ithal edildi."

Nerden çıktığı belli olmayan gorevli Mi Hi'ye thug life yaparken gulmemek için kendini zor tutuyordun.

Mi Hi görevliye döndü.

"İyi o zaman. Alıyorum."

"Ama Mi Hi-"

"Sus (adın)! Hediye alıyorum işte!"

"Ama-"

Mi Hi nin oldurucu bakışlarıyla susmustun. Kafani önüne eğdin.

"Teşekkür ederim.."

Mi Hi gülümseyerek elini omzuna koydu.

"Bunca zaman, iyisiyse kotusuyle yanımda olduğun için.. ben teşekkür ederim."

Gülümseyerek kasaya gittiniz. Ve Mi Hi bütün parayı odeyip elbiseyi aldı.

"Bana bak eğer Tae elbiseyi begenmezse soyle ona kafasını kirarim!" Dedi sahte bir sitemle.

Sadece gulumsedin. Mi Hi biraz catlakti. Deliydi. Manyakti. Kafasında vardı. Ama o iyi ki vardi. ~Herkese böyle biri lazim^^ Mesela benim gibi hdhdhs hayır egoist değilim djdj~

Aniden Mi Hi nin kosturmasiyla şaşkınca ona bakmaya bakmaya başladın. Bu kızın kafasında cidden vardı.

Koşarak sinema binasinin önünde durdu. Ardından her zamanki nesesiyle konuştu.

"Hadi! Hadi film izliyeliiimmm!! 😆"

"Ah tamam. Hangi filme gidelim?"

"Ah bak su çok güzele benziyor."

Eliyle gosterdigi afişe baktin.

'Now You See Me ( Sihirbazlar Çetesi)"

~O filmi acayip sevmiştim. Şimdi 2. Si çıkmış ve ben sırf beraber izleyecek biri olmadığı için gidemiyorum. Hayattaki şansım işte püff. Beraber sinemaya gidecek biri aranıyor. Biletler benden djjd~

Mısır ve kola da aldıktan sonra filme gitmistiniz. Kimi yerlerde gulerek kimi yerlerde heyecanla izlemistiniz.

Sinema salonundan çıktığınızda hala film hakkında konusuyordunuz.

"Ama sonra yaşlı adam gelip nasıl açıkladı hepsini. Bayağı şaşırdım. Hele de şu kasayı saklamak için ayna kullanmaları. Cidden superdi."

Heyecanla konuşan Mi Hi 'yi onayladin.

"Evet ama sonunu pek anlamadım. O polis bunlari planlayan adam çıktı. Adam niye kendi kendine tuzak kurdu ki?"

~Evet onu ben de cozemedim 2774728383 kere izlememe rağmen. Biri aciklasin plz kkk ~

Böyle konuşarak bir restorana girdiniz. Bayağı acikmistiniz. Hemen siparis verip gelmesini beklerken tuvalete gittiniz.

~İkiniz birden. Çünkü tek gidersen tuvalet canavarı seni yer. Jshddh laned olsun sana ornitorenk Perry sjdjhf ve iç ses jdjd iç sesime bi isim arıyorum sizce ne olsun?? Jdjd RanaAkkusss Bence Rana olabilir dndndn~

Sen tuvalete girerken Mi Hi ise makyajını tazelemekle meşguldü.

Tuvalette işini hallederken duyduğun çığlık sesiyle içini bir korku kapladi.

Hemen kapıyı açip çıkmaya calistin. Ama kapı sıkışmıştı ve acilmiyordu.

"Demek borçlarını ödemezsin ha! Biz de böyle alırız!"

Lanet kapı zorlamana ragmen acilmiyordu.

"Bırakın beni! Ahhh.."

Mi Hi nin sesiyle iyice telaş yapıp kapiyi zorladin. Sesler kesilmişti. Kapiyi son kez zorlamanla açıldı.

Etrafina baktin. Kimse yoktu. Dolmaya başlayan gozlerinle yarı açık olan tuvalet kapısını tamamen açıp dışarı ciktin.

Tekrar etrafına baktin. Ama sadece yemek yiyen insanlar vardı.

Yavasca sırtını duvara yasladın. Mi Hi.. O gitmişti..

Hizlica adımlarını restaurantdan dışarı attın. Fazla uzaklaşmis olamazlardı. Ama etraf çok kalabalıktı 'bu kalabalıkta onları nasıl bulabilirim ki?' çaresiz gözyaşlarını serbest bırakarak yürümeye başladın.

"Onu dinlemeliydim.. Tae'ye anlatmaliydim.."

Kendine lanetler savurarak insanların az olduğu bir parka geldin. Boş bi bank bulup oturdun.

"Şimdi ne yapmalıyım.. Polise gidersem onu öldürürler."

Gözyaşların birbirinin ardına düşerken yüzünü avuçların arasina aldın.

Beraber geçirdiğiniz anılar beyninde yankilaniyordu.

Bu gün mağazada dedikleri geldi aklına;

'iyisiyle kotusuyle yanımda olduğun için... ben tesekkur ederim.'

Sonra çocukken annenin cok kıymetli vazosunu kirdigin zaman bütün suçu ustune alması..

O gerçekten çok iyi bir dosttu.

'Onu kaybedemem.' dedin içinden.

Hışımla oturduğun yerden kalktın. Ve yönünü Bangtanın yurduna çevirdin.

~Yönünü kıbleye çevirdin sjsjsj. İç ses bi sus ciddi bi yerdeyiz su an!!~

---

Kapiyi defalarca calmana rağmen açan olmamıştı.

Bir kez daha caldin yine açan olmayinca tam arkani dönüp gidecekken sana doğru gulumseyerek gelen Tae'yi gordun.

Senin yüzündeki ifadeyi gorunce gülümsemesi aniden söndü. Hemen yanina geldi. Sen de kendini onun rahat kollarina biraktin.

---

"Sonra da ciktigimda Mi Hi yoktu.."

Bütun olayı baştan sona anlatmistin. Herkes pür dikkatle seni dinliyordu. Son cumlenle birlikte hep neşeli olan Jimin sinirle ayağı fırladı ve üzerine yürüdü.

"Ne demek Mi Hi yoktu ne demek!!"

İyice ustune gelmesiyle zaten başlamış olan aglaman şiddetlendi.

Jimin sertce kolunu tuttu. Sonra bağırmaya başladı.

"Bana bak (adın) eğer ona bir şey olursa seni yaşatmam! Hepsi senin suçun! Başta bize söylemeliydin!! Lanet sorunlarını ondan uzak tutsan olmuyor muydu!!!"

Sanki bütün kanını vücudundan cekmisler gibiydi bu his.. Canın yanıyordu ama bu acı dakikalardir bileğini sıkan Jimin'in eli yüzünden değildi. Senin yüzünden Mi Hi ye bir şey olma ihtimali yüzündendi.

Aniden Jimin'i tutup yere ittiren Tae ile az da olsa rahatladın.

"Bana bak Jimin! Sen ne yaptığını sanıyorsun! Farkindaysan Mi Hi onun için de çok değerli. Şimdi elinde olmayan bi nedenden dolayı kız arkadasina zarar gelmesi ihtimali yüzünden benim sevgilimi suclayamazsin! Hele onun canını acitamazsin! Kendine gel Jimin yoksa yanında dostun Tae olmayacak!!"

Tae nin gözlerinden ateş saçarak söylediği sözlerden sonra Jimin in yüzündeki sinir yerini üzüntüye bıraktı.

Jimin lanetler okuyarak elini duvara vurdu. Sonra kafasını duvara dayadi.

Tae ise ciddiyetle sana döndü.

"İyi misin hayatım?"

Kızarmış olan bileğini ovusturdun.

"İyiyim ben. Ama o haklı Tae. Size söyleseydim.."

Tae sana sarildi.

"Şşş.. bebeğim senin bir suçun yok. Sakin ol. "

O sırada Jimin sinir krizi geçiriyordu.

"Arkadasiymis! İnsan arkadaşını böyle mi korur (adın)!"

Diye tekrar ustune yurudugunde Tae önüne geçip Jimin'i yakasından tutup sırtını duvara çarptırdı.

Jimin Tae nin elinden kurtulup onu ittirecegi sırada Hoseok araya girdi.

"Bana bakın! Kendinize gelin! Kedi köpek gibi didisiyorsunuz!"

~Hoseok baba geldi dağılın jdhdb~

Hoseok un uyarısıyla Tae geri cekilip senin yanina geldi.

Sana sarılarak konuştu.

"Polise haber vermeliyiz Hyung."

Aninda karşı ciktin. Kısık bir sesle;

"Olmaz Tae. Ona zara verebilirler.."

"(Adin) haklı. Adamların kim olduğunu bilmiyoruz. Mi Hi ye zarar verebilirler. Geç oldu. Yarın ne yapabileceğimize bakarız."

Jimin sinirle konuştu.

"Sevdiğim insan tehlikedeyken nasıl burda durabilirim Hyung?!"

Ho Seok biraz dusundukten sonra ciddiyetle konustu.

"Tamam. Bak bu gece aramaya başlayalım. Ama bulabilecegimizden pek emin değilim."

Jimin ateş soluyarak ceketini alıp dışarı çıktı. Hoseok da peşinden. Tae de onunla gidecekken kolundan tuttun.

"Ben de geliyim.."

"Hayatta olmaz. Bak lütfen bebeğim burda kal."

İsrarlarina rağmen Tae gelmene izin vermemişti. Tek çaren oturup beklemekti.

Bir sure sonra oturduğun koltukta uyuyakalmistin.

---

Uyandığında etraf karanlıktı ve ustunde battaniye vardı. Koltuktan kalkıp elini yüzünü yikadin.

Tam mutfaga gideceğin sirada gelen bildirim sesiyle telefonunu alıp kilidini açtin.

Bilinmeyen Numara:

Yarın saat 23:30 da ... daki eski depoya gel. Borcunu getirirsen arkadaşını kurtarırsin. Eğer birine haber verirsen onu ölmüş bil!

Okuduğun mesajla elini güç almak istercesine duvara yasladın.

Hemen saate baktin. 2:35..

Siyah kapsonlunu alıp dışarı ciktin. Kararinı vermiştin. Bu meseleyi daha fazla kimse zarar görmeden halledecektin.

Kendinden emin adimlarla verilen adrese gittin.

Deponun kapısına gelince etrafina bakinarak kapiyi zorladin.

Tabii ki kilitliydi. Deponun etrafını dolaşarak bir pencere aradin.

Şansina deponun arkasında bir pencere vardı. Ama depo o kadar eskiydi ki olan tek pencere de otlar tarafından kaplanmıştı. Dikkatli bakmayanin göremeyeceği sekildeydi hem de.

Etrafını kontrol ederek pencerenin etrafındaki otlardan kurtulduktan sonra ayaginla vurarak camı kırdıktan sonra kırıkların batmamasina dikkat ederek içeri atladin.

Bir kaç saniye gözlerinin karanlığa alismasini bekledikten sonra elinle tozlu yerden destek alıp ayağı kalktin.

Etrafina baktin. Hiç de dışardan göründüğü gibi küçük bir yer değildi.

Sağ tarafa baktığında yerde bir karartı gordun. Yavasca ona yaklastin.

"Mi Hi sen misin?"

Kararti yavaşça kafasını sana çevirdi.
Ve bağırmaya başladı.

"Ah! (Adin) beni kurtarmaya geleceğinizi biliyordum!!"

Hemen ona sarildin.

"Bir şeyin yok ya, iyi misin?"

"İyiyim merak etme.."

"Tamam gel benimle burdan gidiyoruz!"

Mi Hi zar zor ayaga kalktığında koluna girerek yurumesine yardımcı oldun.

  Tam geldiğin gibi pencereden çıkacakken aniden kapı açıldı.

"Hoşgeldin kucuk kız. Ben de seni bekliyordum!"

Kafani o tarafa cevirdiginde salak salak siritan iki adamin adamın size doğru geldiğini gordun. Birinin elinde silah vardi. Diğeri daha çok ızbandut gibiydi.

Elinde silah olan size iyice yaklaştı. Hâlâ siritiyordu.

Kaşlarını catarak Mi Hi ye döndün ve kulagina fısıldadın.

"Yedi dediğimde."

Sen tam harekete geçecekken Mi Hi kolunu tuttu.

"Neden yedi?"

"Üc olsaydı çok klişe olurdu cunku 😉"

Onune dondun şimdi adan dibinizdeydi. Elini cebine atıp kucuk parfüm şişesini cikarttin ve adam daha ne olduğunu anlamadan suratina sıktın.

"Yedi! Koş!"

Mi Hi nin kolundan çekiştirerek çıkışa doğru kosmaya basladiniz.

İki el silah sesi duyuldu. Neyse ki iskalamisti.

Tam kapının önüne geldiginiz sırada bu sefer de önünüze ızbandut adam çıktı.

Sen iyice gerileyip hizla adamin kafasına sağlam bir uçan tekme geçirdin.

Kafasına aldığı darbeyle dağ gibi adam devrilirken Mi Hi sana ağzı beş karis açık bakiyordu.

~Tabi olm ne sandiniz ablanizi kkk Tekvandoda 5. Seviye kkkk~

İki adamı atlatıp dışarıya çıktınız.

Bu sefer de etrafinizi bir suru silahlı adam sarmıştı. Silah seslerini duyup gelmişlerdi.

İçinden lanetler savurarak Mi Hi ye döndün. Omzunu tutuyordu. Eli.. kan olmuştu. Adam pek de iskalamamisti.

"Ah! Mi Hi iyi misin?!"

Silahlı adamlar iyice size yaklaşmaya başladı.

"İyiyim (adın). Sanırım siyirdi."

O sırada adam bağırmaya başladı.

"Gel bakalım buraya!"

Sana doğru ilerlerken duyduğu polis sirenleriyle olduğu yerde durdu.

Saniyeler sonra sizi saran silahlı adamların etrafını polisler sarmıştı.

"Silahlarınızi bırakın!"

Adam okkalı bir kufur savurarak silahını yere attı. Polisler adamları tutuklarken Tae ve Jimin arabadan inerek yanınıza doğru koşmaya başladılar.

Jimin koşarak Mi Hi ye sarildi. Tae de peşinden sana.

Jimin in bagirmasiyla onlara dondun.

"Lanet olsun! Mi Hi omzun! Yaralanmissin!"

"Şşş! Bir şey yok Jimin! "

"Ne demek bir şey yok! Vurulmuşsun!"

Ardindan sana dönerek bağırmaya başladı.

"Sen ne halt yediğini sanıyorsun (adin)! Senin yüzünden bu haldeyiz! Mi Hi senin yüzünden vuruldu! Ne akla bize haber vermeden kendi basina iş yaparsi-"

Sözlerini bölen Mi Hi nin kızgın sesiydi.

"Yeter Jimin! Ona böyle davranmazsin! O olmasaydı çoktan ölmüştüm ben!"

"Hayır Mi Hi o haklı.."

O sırada gelen ambulansla Jimin Mi Hi 'yi götürdü.

Tae de sana döndü.

"Haklı olduğu tek şey bizden habersiz ise kalkisman. Ya sana da bir sey olsaydı! Ah (adın).."

Sana sarıldığında sen de ona sarildin. Ardından fısıldadın.

"Ozur dilerim..."

---

Yarım saattir hastanede Mi Hi nin omzuna pansuman yapılmasını bekliyordunuz. Neyse ki kurşun sadece siyirmisti.

Siz Tae ile kapıda beklerken Tae su almaya gitti. Biraz daha bekledikten sonra kapı açıldı.

Jimin yavaşça yanına geldi. Sen kafani onune egdin hala ona ve Mi Hi ye karşı suçlu hissediyordun.

"Biraz gelir misin?"

Şaşkınca Jimin e baktin sinirle konuşmamıştı. Bahçeye çıktığında sen de peşinden ciktin.

Hastanenin kapısının önünde durdu. Ve derin bir nefes alarak sana döndü.

İkiniz aynı anda konuştunuz.

"Ozur dilerim."

"Ozur dilerim.."

Birbirinize bakıp gülmeye basladiniz.

"Sen niye ozur diliyorsun? Suçlu olan benim."

"Ah..  Hayır (adin). Çok fazla ustune geldim. Senin bir suçun yok.. Hâlâ..
Dost muyuz? "

Dedi gülümseyerek. Sen de gulumsedin.

"Dostuz 😃"

Ardından sana sarildi. Dostca bir sarilisti bu.

Biraz sonra sarılı omzuyla Mi Hi de gelip ikinize birden sarildi omzunun izin verdiği ölçüde..

Ardından Taehyung elindeki iki şişe suyla geldi. Sizi gorunce gülümseyerek şişeleri yere koydu. ~Cebine koyamayacagina gore sjjs ~

Ve gulerek gelip hepinize birden sarildi...

----+-+--++-------------------------------------

Kendime yuh çekiyorum su an. Nasil bu kadar çok yazabilmisim 😅😅

Kendimi kaptiriyorum iste lütfen kusuruma bakmayiniz djdj

Ee nasılsınız bakalim??

Bölümü beğendiniz insallahh janlarr 😊😋

Benden istediğiniz bir şey var mı?

Hep iyi olmanız dileğiyle Anyonng 👋👋

Yorumlariniz benim için çok değerli janlar 💞💞💖

Continue Reading

You'll Also Like

876K 70.3K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
204K 21.4K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
42.8K 2.1K 33
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
55.1K 11.1K 29
kim taehyung, intiharın eşiğindeyken jeon jungkook ile tanışır. agust d - so far away