Meleğin Ateşi

By HaticeKurtaran

1.7M 67.7K 4.6K

Melek ve Ateş... Biri pişmanlığın kor ateşine düşmüş, biri ise yüreğine düşen kor acıyla baş başa kalmış. Pek... More

Tanıtım <3
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölümden Alıntı
4. Bölüm
5. Bölüm / 1. Part
5. Bölüm Part 2
6.Bölüm Part 1
6.Bölüm Part 2
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm / Part 1
17. Bölüm Part 2
DUYURU
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm / Part 1
24. Bölüm / Part 2
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm Alıntısı
34. Bölüm
35. Bölüm Alıntısı
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm Alıntısı
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
Duyuru <3
43. Bölüm
44. Bölüm Part 1
44. Bölüm Part 2
Özel Bölüm 1
Özel Bölüm 2
Buluşma Duyurusu 💞🙋
FİNAL / PART 1
FİNAL
Özel Bölüm / 1
Özel Bölüm 2
Dilimler Aşkına! Yayında
1 Milyon 🎉😍🎊

29. Bölüm

19.3K 846 106
By HaticeKurtaran

Öncelikle multimedya için Goncagül'üme çok teşekkür ederim <3 

Meleğin Ateşi hayatımıza gireli tam da bugün 8 ay oldu <3

Uzun bir yolculuk oldu bizimkisi ve seyahatimiz Melek ve Ateş'in aşkıyla devam ediyor.. Son durak ne zaman gelir bilinmiyor şu anlık ;) Biz en iyisi mi bu aşkın, bu aşık çiftin keyfini çıkaralım. Ve kemerlerinizi bağlayın çünkü bu aşk size birçok şey yaşatacak ;)

Yeni bölüm bu özel güne yakışacak kadar güzel oldu. Umarım sizler de beğenirsiniz :) 

Ve lütfen vote ve yorumları bol tutun, unutmayın ki wattys2016 ya adayız... 

Sizleri çok seviyorum <3 Yanımda olan tüm okurlarıma sonsuz teşekkürler <3 

Şimdi bölümle baş başa bırakıyorum sizleri ^_^

29. Bölüm

Uzun süren yolculukla merakı artan Melek, gözlerini yeşilliğin büyüleyici görüntüsünden çekerek Ateş'e döndü.

''Daha ne kadar yolumuz kaldı?''

''Az kaldı meleğim.. Geldik sayılır.''

Melek, duyduğu cevapla yönünü tekrardan yeşilliğin güzelliğine bırakırken ''Tahmin ettiğim kadarıyla Ağva'ya gidiyoruz, değil mi?'' diye sordu.

Ateş, duyduğu soruyla Melek'e dönerken genç kızın cama yaslanarak yolu izlediğini gördü. Bakışlarıyla yola da dikkat ederken ''Tahminlerin çok kuvvetli bakıyorum. Şimdilik yolun keyfini çıkar. Oraya vardığımda hiç susmayacağım çünkü..'' diyerek gülümsedi.

Melek duyduğu sesin enerjisini hissederken gözlerini hızla yoldan çekerek genç adama döndü. Onun gülen gözlerini gördüğünde ise yüreğindeki dağılmayla mutlulukla iç çekti.

''Çoğu zaman tahminlerimde iyiyimdir. Ama senin bana bıraktığın etki var ya onu bir türlü tahmin edemiyorum. Ağır ağır ama bir o kadar da ansızın yerleştin yüreğime.'' diye konuşurken ''Sahi bu kadar güzel gülümsemeyi nasıl beceriyorsun?'' diyerek gözlerini sevdiği adamın toprak rengindeki gözlerine kitledi.

Ateş, Melek'in sözleriyle yola dikkat etmekte zorlanırken sadece ona bakıp, onda takılı kalmayı istiyordu. Fakat yolun darlığı ve arkasındaki arabalar içinde coşan isteğe zoraki bir şekilde kilit vuruyordu.

Melek'in iç çekerek sorduğu soruyla birkaç saniyelik de olsa gözlerini sevdiğine değdiren Ateş daha da geniş gülümserken bir eliyle de onun eline uzandı.

''Sana değen gözlerim tüm hücrelerime komut verirken gülümsememin de bundan faydalandığını açıklamam gerekiyor sanırım. Gözlerin, ruhun ve yüreğimi sahiplenen yüreğin... İşte bu üçü birlik olurken ben nasıl böyle aşkla gülümsemem sana? Güzel gülümsememin tek nedeni sensin meleğim... Sana olan aşkım... Sana olan hayranlığım...''

Ateş konuştukça mutluluğun en güzel anına sahip olduğunu hisseden Melek, aynı aşkla genç adama bakarken gözlerinin yeşermesine de engel olamamıştı. Yüreği ve ruhu en güzel doyuma ulaşırken genç adamın tuttuğu eli sıkı sıkı sardı.

''Sen... Sen öyle bir hediyesin ki bana ne kadar şükretsem az.. Senin bu bakışın benim için her şeye bedel. Sadece bana böyle aşkla bak yeter.. Ama sen öyle bir adamsın ki sadece yüreğini değil yüreğinle beraber her şeyini veriyorsun bana.. İyi ki geldin Ateş.. İyi ki geldin ve benim oldun. Benim Ateş'im oldun..''

''Sende iyi ki benim oldun. Benim Melek'im oldun..''

Ateş, hızını azaltarak yolda olan gözlerine rağmen elindeki sıcaklığı kavrayarak dudaklarına götürdü. O an gözleri ona bakan yosun yeşili gözlerde birleşirken ''En güzel iyi kimsin... Tıpkı en güzel duam olduğun gibi..'' dedi.

Ardından elindeki sıcak avuca bir öpücük daha kondurarak gözlerini zorlukla çekti Melek'ten. Melek ise transa geçmiş gibi gözlerini Ateş'ten çekemiyordu. Uzun süre kalan bakışları sayesinde genç adamın yan profilini hem aklına hem de yüreğine kazımıştı. Beyaz tenine renk ve çekicilik katan kirli sakalları, güldükçe kırışan göz kenarları ve gülümsemesiyle büyüleyen küçük gamzesi... Genç adamın yan profili bile bu kadar büyüleyiciyken Melek onun yüzüne doğrudan baktığında yutkunmadan edemiyordu. Sevdiği adamın yüreği kadar yüzü de büyüleyiciydi ve Melek ona baktıkça ayrı hayran kalıyor onunla konuştukça ayrı hayran kalıyordu.

Ateş Sağlam onu her şeyiyle büyülüyordu...

Arabayı sahile doğru süren Ateş, gördüğü balıkçıyla dururken Melek'e dönerek, ''Sen burada bekle güzelim. Ben hemen geliyorum..'' dedi.

Melek, başıyla Ateş'i onaylarken arabadan çıkan adamın ardından onu izlemeye başladı.. Ateş'in hareketlerini hayranlıkla seyrederken onun buraya yabancı olmadığını da anlamıştı. Balıkçıyla sıcak konuşması genç kızın da yüzünü gülümsetirken birkaç dakika sonra gelen Ateş'le ona doğru döndü.

''Bakıyorum da buralara hiç yabancı değilsin.''

''Tahminlerinde nokta atışı yapıyorsun güzelim. Bunaldığımda, yalnız kalmak istediğimde açıkçası kafa dinlemek için fırsat buldukça buraya gelirim. İki saatlik uzaklık gözüme pek büyük gelmiyor. Buranın samimi ortamı, bana ait olan küçük bungalov tarzındaki evim bana huzur veriyor. Şimdi oraya gideceğiz. Eminim sen de bayılacaksın.'' diyerek göz kırptı.

Melek, sevdiği adamın neşesine gülerken ''O zaman bir an önce oraya varalım..'' diyerek onun heyecanına ortak oldu.

Ateş de Melek'in heyecanlanmasıyla mutlu olurken Range Rover'ini çalıştırarak yönünü on dakikalık mesafedeki evine çevirdi. Kısa sürede bungalov tarzındaki evlerle kaplı geniş alana geldiklerinde Ateş arabasını park ederek aldığı malzemeleri çıkardı. Melek'e döndüğünde onun hayranlıkla etrafını seyrettiğini gördü. O an gülümsemesi daha da büyürken ''Meleğim ilk olarak karnımızı doyuralım sana etrafı gezdireceğim.'' dedi ve ilerlemeye başladı.

Duyduğu sözlerle bakışlarını Ateş'e çeviren Melek, onun adımlarını takip ederek etrafını incelemeye devam etti.

Ateş'in duraklamasıyla duran Melek, önündeki küçük eve hayranlıkla bakarken kendisini doğa ile baş başa olduğunu düşündü. Bungalov tarzındaki ev tamamen ahşaptan oluşuyordu. Evin girişindeki balkon küçük eve kendisine has hava verirken Melek şimdiden o balkonu çok sevmişti. Ateş'in anahtarla açtığı kapıdan içeri girdiğinde ise hayranlığı kat be kat arttı. Dışı gibi içi de tamamen ahşaptan oluşmuştu. Buna evin içindeki tüm eşya dahildi. Melek girişteki boşluğun biraz ilerisindeki şömineye kitlenmişken onun etrafına konan küçük minderlere de gülümsemişti. Tam keyif köşesi, diye içinden geçirirken bakışları bu sefer gördüğü duvar kenarına yakın olan yatak ile şaşırırken buranın bir odadan oluştuğunu da fark etmişti. Çift kişilik yatağın yanı başında olan ahşap komodin ve üzerindeki beyaz tülden yapılmış gece lambası o köşeye ayrı bir hava katarken çok büyük olmayan iki kişilik gardırop ise o köşeyi fazla kasmamış aksine o kısmın tamamen bir yatak odası görünümü almasını sağlamıştı. Melek, dikkatle her köşeyi incelerken yan tarafında ona ters kalan merdiveni ise dakikalar sonra fark etmişti. Elindeki poşetleri kapının yan kısmındaki mini tezgaha bırakıp gelen Ateş ise Melek'in şaşkınlığıyla eğlenirken ''Bu merdivende benim çatı katım. Orada ise küçük minderler ve eski kitaplarım dışında pek bir şey yok. Çoğunlukla gökyüzünü izliyorum orada.. '' dedi. Adımları Melek'e yaklaşırken elini genç kızın beline koydu.

''Şimdi ise gökyüzündeki her güzelliği bana gösteren sen ile oraya çıkacağız.''

''Zevkle..''

Heyecanlı bir şekilde Ateş'i takip eden Melek, havanın yeni kararmasıyla yıldızların çok olmadığını düşünürken çıktığı çatı katıyla yanıldığını görmüştü. Buranın temiz havası ve güzelliği gökyüzünün yıldızlarla buluşması ile daha da güzelleşmişti. Melek, tavandaki geniş camla hayranlıkla yıldızları izlerken Ateş de onu izliyordu. Onun doğal güzelliğine ve hayran hayran bakmasına dayanamayan Ateş, Melek'e arkadan sarılarak onu kollarının arasına aldı.

''Gözlerindeki pırıltı var ya yıldızların yanında soluk kalıyor güzelim. Sen benim gökyüzümde aradığım en parlak yıldızdın. Şimdi ise yanı başımda, kollarımın arasındasın. Seni seviyorum meleğim..''

Ateş'in içten itirafı ile kendisini genç adamın kollarına bırakan Melek, bedenini saran kollar ile huzurun en güzel noktasında olduğunu hissediyordu. Gözlerini gecenin karanlığında parlayan yıldızlardan çekmeden Ateş'e yaslanırken ''Sende benim hayat bulduğum gökyüzümsün. Sen olmadan böyle parlamam imkansız...'' dedi. Ardından bakışlarını yıldızlardan çekerek yıldızlardan daha da ışıltılı bakan gözlere çevirdi. Bir elini genç adamın kalbine koyarken bir elini de beline koymuştu.

''Yüreğimin kor olan parçası... Bende seni seviyorum ateşim...''

Ateş, asıl ateşin Melek'in dudaklarında olduğunu düşünürken yanmak pahasına olsun o an o dudaklara dokunmak istedi. Gözlerine aşkla bakan Melek'e biraz daha yaklaşırken gözlerini onun heyecanlı gözlerinden çekemiyordu. Birkaç saniye sonra sevdiği kadının gözlerindeki onaylamayla hasretini çektiği dudaklara dokundu. Sadece birkaç saniye süren öpücük dokunmaktan öteye geçmezken Ateş, meleğinin nefesini en yakından hissetmen tadını çıkarıyordu. Ona hayat veren nefeste takılı kalırken dudaklarını zorda olsa ayırdı. Bakışları Melek'in gözlerine değdiğinde onun gözlerini yumduğunu gördü. Gülümsemesi yüzünden gittikçe büyüyen Ateş, kollarıyla sevdiğine sıkı sıkı sarılırken dudakları bu sefer onun alnına değmişti.

''Can suyum... Son nefesime kadar seninleyim..''

''Kor parçam... Son nefesine kadar seninleyim.''

Karşılıklı itiraftan sonra birbirlerine sıkı sıkı sarılan çift özlemlerini, aşklarını birbirleriyle paylaşırken onlar için gün yaşadıkları anların güzelliğinde toplanmıştı. Ateş, imkansızım dediği Melek'i ile bir ömür mutluluğa umutlanırken, Melek de vazgeçtiği anda gelen Ateş'i ile hüznün kendisinden ayrıldığını düşünüyordu. Onların aşkı tüm kötü izleri kapatmaya çalışırken ikisi de yaşadıkları andan daha kötüsünü düşünmek dahi istemiyordu.

Çok fazla sürmeden çatı katından inen ikili kendilerini mini tezgahta bulurken eline balık poşetini alan Ateş, ''Şimdi sana ellerimle enfes bir balık yapacağım. Salata da senden olsun..'' diyerek Melek'e göz kırptı. Melek, onun bu keyfine ses çıkarmadan katılırken yerdeki içi salata malzemeleriyle dolu olan poşeti aldı. Kendilerine yetecek kadar malzemeyi alıp yıkarken Ateş de hazırladığı balığı dinlenmeye bırakıp mangalı çıkarmak için balkona çıkardı.

Melek o an Ateş ile arasındaki uyumu fark ederken kendilerini evli olarak düşünmeye başladı. Düşünceleri en güzel anlarda birikirken heyecanla iç çekti.

''Umarım o günler bir an önce gelir...''

İçten içe kendisinden uzak tutmak istediği evliliği hangi ara bu kadar istediğini anlayamayan Melek, kendini tamamen Ateş ve Ateş ile dolu günlere bıraktı. O ara aklına abisi geldiğinde telaşla telefonunu çıkardı. Kendisini bu kadar kaptırdığı için söylenirken abisine hızla kısa bir mesaj attı. Eve geç geleceğini yazarken onu beklememesi gerektiğini de belirtmişti. Bu gece olmazsa bile yarın ilk işi Ateş'i abisine söylemek isteyen Melek, onun tepkisini de merak ediyordu. Aklına doluşmaya hazır tedirginliği şimdilik kendisinden uzaklaştırarak anın güzelliğine kaldığı yerden devam etti.

Yarım saati alan hazırlık sonunda balkonun merdivenlerinde yemeklerini yiyen çift birbirleriyle koyu bir sohbetin içine girmişti. Melek ve Ateş iyi pişmiş balığı afiyetle yerken aynı zamanda sordukları sorularla da birbirlerini daha yakından tanımaya çalışıyordu. Aldıkları cevap sorulardan daha da gülünç olurken ortamdan uzak durmayan kahkahalar ise ikisine de ilaç gibi gelmişti.

''En sevdiğin böcek?''

''En sevdiğim böcek mi? Ateş sanırım sorunu şaşırdın. Böceklerin hangisi sevilir ya?''

Melek'in tepkisiyle kahkaha atan Ateş, soru sormakta köşeye sıkışınca saçmalığa doğru yol almıştı. Bu durum genç adamı daha da keyiflendirirken Melek'in hiç görmediği tepkilerine şahit olmak daha fazla saçmalığa yol almasına neden oluyordu.

''Öyle deme meleğim.. Böcek çeşidi çok fazla. Misal ben hepsini severim.''

''Hepsini mi?! Ateş çıldırdın mı sen?''

''Çıldırdım..'' diyerek kahkaha atarken eliyle yüzünü kapatmaya çalışırken ''Beni asıl çıldırtan sensin. Bu tepkilerin ayarlarımla oynadı. Meğer sessiz sakin Melek'in içinde başka bir ruh yatıyormuş. Sen hangi ara bu kadar çığırtkan bir tip oldun?'' diye sordu. Aynı anda kahkahasını zapt etmeye çalışıyordu.

Melek de Ateş ile beraber kahkaha atarken ''Sonunda sende beni çıldırttın. Sorduğun sorular çılgınca olunca bende böyle oluyorum işte..'' diyerek söylendi.

Ateş, Melek'in söylenmesiyle kısık kısık gülerken düşünür gibi yaparak sakalını kaşıdı. ''O zaman saçmalığı kesip normal bir soru sorayım. En sevdiğin hayvan ne?''

Ateş'in tatlı bir atışmayla kendisine takılması Melek'in güldürürken sakalını kaşıyıp düşünmesi ise genç kızın gönlünü çalmıştı. Ateş'in her hali Melek'i büyülerken bu hali ise genç kıza başka bir güzel görünmüştü. Sevdiği adamın yüzünden oyalanan Melek, duyduğu soruya birkaç saniye sonra cevap verirken ''Atttt!'' diyerek bağırdı.

''Atları çok severim. Abimle sık sık gittiğimiz bir at çiftliği var.''

Onun bu heyecanlı hali Ateş'in içini ısıtırken ''Bende atları çok severim. Hatta eğittiğim bir atımda var. Bir hafta sonu ayarlar at çiftliğine gideriz.'' dedi.

Beklemediği karşılıkla mutlulukla gülümseyen Melek, ''Çok iyi olur..'' diyerek konuştu. ''Hem bende ata binmeyi çok özledim.''

''O zaman bu hafta sonunki planımız hazır güzelim..''

Ateş'in sözüyle gülümsemesi büyüyen Melek, o gün için şimdiden heyecanlanırken genç adamı bulduğu için bir kez daha şükretti.

Soru cevap oyununu bitiren ikili tabaklarını alıp eve girerken hızlı bir şekilde bulaşıklarını yıkadı. Ardından yürüyüş yapmak için el ele evden çıktılar. Bu sefer soru cevap yapmak yerine birbirlerine kısa anılarını anlatmayı tercih eden çift birbirlerini daha yakın tanımak için hiçbir fırsatı kaçırmazken Ateş, anlattıklarıyla Melek'i güldürüyor, genç kız ise anlattıklarıyla Ateş'in hayranlığını bir kez daha kazanıyordu.

''Biliyor musun meleğim? Şimdiye kadar hiç gelecek planı kurmamıştım. Aynı zamanda kendimi hiç gerçekten sevdiğim bir kadınla düşünememiştim. Sanki mutlu planlar yapıp heyecanlanırsam o mutluluğun elimde parçalanacağını düşünürdüm. Oysa şimdi hiç düşlemediğim şekilde mutluyum, huzurluyum ve aşık bir adamım.. Bunların hepsi seni görmemle daha doğrusu yüreğimi ele geçiren o gözlerinle karşılaştıktan sonra oldu. Sana çok şey borçluyum meleğim..''

Ateş'in sözleriyle kendisini daha da mutlu hisseden Melek, genç adamın böylesine içten bir şekilde kendisine açmasını hiç beklemiyordu. Bu kadar kısa sürede birbirlerine olan güven ve açıklık sadece gönüllerini birbirine bağlayan aşk ile sağlanmıştı. Bunun bilincinde olan sakınmadan içindeki düşünceleri Ateş'e açarken kendisini oldukça huzurlu hissediyordu.

''Ben ise senin tam tersin şeklinde düşünüyordum. Hep hayaller kurardım. Seveceğim adamı merak eder, çocuklarımla mutlu bir yuvanın hayalini kurardım. Fakat yaşadığım kaza ile tüm hayallerimin yıkıldığını sanmıştım. Tüm pembe düşlerime büyük bir darbe yemiştim. Senin gibi hayal kurmaktan korkar hale geldiğimde ise seninle tanıştım. Ne kadar çok kaçtıysam senden fazla uzaklaşamadan yüreğime ateşin düştü. Şimdi iyi ki de düşmüş diyorum. Sen.. sen benim hayallerimden daha da güzelsin. Yuvamız büyümeyecek olsa da hayallerimin bir parçasının kanadı kırık olsa da en azından tutunacak, mutlu olacak bir parçam var... Asıl ben sana çok şey borçluyum Ateş..''

Ateş, Melek'in dolan gözleriyle yeniden kendisini suçlarken onun her mutlu anını kendi yaptığı hatanın neden olması genç adamın nefesini kesiyordu. Hatasını gizlemek, vicdanının sesini kapatmak o kadar zordu ki bir an her şeyi Melek'e söylemek için adım atıyor, o adımı ise saniyeler sonra anında geri geri gidiyordu. Gerçekleri açıkladığı an Melek'i kaybedeceğini ve onun yanlış düşünceler içinde yüzeceğini biliyordu. Bunu bilmek ise genç adamın boğazına koca bir yumru yerleştiriyordu.

Ateş, kendisini suçlamaya o kadar dalmıştı ki kendisine seslenen Melek'i birkaç dakika sonra fark etti.

''İyi misin Ateş?''

''İyiyim güzelim..'' diyerek genç kıza sarılan Ateş, geç de olsa Melek'in söylediklerine yanıt verirken bulmuştu kendini.

''İkimiz olduğu sürece bu mutluluk daim olacak meleğim.. Biliyorum ne yaparsam yapıyım o boşluk dolmaz ama kreşteki miniklerinle, evlendikten sonra yetimhaneden alacağımız bir bebekle az da olsa o boşluğu dindirmeye çalışacağım..''

Ateş'in destekleyen cümleleri Melek'in canını daha da yakarken içi de acıyla bağırıp duruyordu. Acısını şimdilik içine atarken gözlerinden akıp giden yaşları hızla sildi. Ateş'in sözüne ilk kez karşılık vermezken konuyu değiştirdi.

''Abim beni bekliyor. Ne zaman çıkarız?''

Ateş, Melek'in kaçışını fark ederken onun sorduğu soruyla da keyfi kaçmıştı. Melek'ten bu şekilde ayrılırsa sanki aralarına bir şeyler girecekmiş gibi hissediyordu. Bu yüzden genç kızı bu gece yanında tutmayı isterken Melek'e dönerek istekli gözlerle baktı.

''Bu gece burada kalsak meleğim? Yıldızların altında uyusak? Bu geceyi aramıza ayrılık girmeden bitirsek nasıl olur?''

Melek ise duyduğu sorularla sıkıştığını hissediyordu. Bir yanı teklifi kabul etmeyip yatağına girip içine çöreklenen acıdan kurtulmak isterken bir yanı ise ona iyi gelecek tek şeyin Ateş olduğunu fısıldıyordu. İstekli bakan gözlere çaresizlikle bakan vereceği yanıtın birçok şeyi değiştireceğinden bihaberdi.


Bölüm Sonu...

Bir bölümün daha sonuna geldik. Bol Melek ve Ateşli bir bölüm oldu. Yorumlarınızı çok merak ediyorum.

Lütfen vote ve yorum konusunda elinizi bol tutun :D Benim en büyük ilham kaynağım bu ikisi çünkü ;)

Yeni bölümde görüşmek üzere En Güzel'e emanetsiniz <3

Facebook grubum: Hatice Kurtaran'dan <3

Facebook profilim: https://www.facebook.com/hatice.khjm

İnstagram adresim: https://www.instagram.com/hatice_kurtaran/

Sizleri sosyal medya hesaplarıma beklerim <3 

Continue Reading

You'll Also Like

4.5M 196K 53
GİRİŞ "Emin misin kızım.Sende boşanmakta kararlı mısın ?" Hakim neredeyse gözümün içine bakıyordu.O an anladım eğer biraz çekimser davranırsam bizi b...
2.8M 148K 17
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
258K 19.8K 60
(Romantik) Çingene kızıydı ne bir yurdu vardı ne bir memleketi. Anasız babasız yetimdi. Sadece göç etiği yerlere yüreğindeki masumiyetin meşalesini...
992K 55K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...