Medyada Nagihan'ın evrim geçirmeden önceki ve sonraki hali var.
Her zaman ki gibi yine aynı yerinde oturuyordu. Ve ben onu kesiyordum.
Ahh çok tatlıydı. Kimden mi bahsediyorum?
Kimden olacak canım tabii ki de Yakışıklı, kaslı, baklavalı, mafya babasının oğlu olan çoook quul,
herkesin hayran olduğu Hüsnü'den.
Hüsnü'ye tam üç yıldır aşığım. Çok yakışıklı, kaslı, baklavalı ve mafya babasının oğlu o. Ve beni hiç farketmiyor. Çünkü çok çirkinim. Şismanım, kısayım, sivilcelerim var. Gözlüklerim ve diş telim var. Birde saçlarım çalı süpürgesi gibi..
Aslında Hüsnü dışında herkes bana bakıyordu. Bazen şüpeleniyorum bana aşık olduklarından. Aslında içlerinde yakışıklı olanları da var ama ben onlara bakmıyorum çünkü benim kalbim birine aitti. Hüsnü'ye.
Ama karar verdim. Değişecektim. Hüsnü'nün yanında ki o Hayriye sürtüğünden daha güzel olacaktım. Birkaç gün okula gelmiyecek ve babamın parasıyla güzelleşecektim.
Oturduğum yerden kalktım ve son model olan arabama binip eve gitmek için yürümeye başladım. Sonra güzel şahinimin, arabamın, yanına geldim.
Arabama atlayıp son sürat gaza basıp eve geldim.
Kapıyı çaldığımda hizmetçimiz Ayfer kapıyı açtı. Bu kadında tuhaf bir şeyler vardı. Ben her geldiğimde ve beni her gördüğünde yüzü bir değişik oluyordu.
Odama çıkıp babamı aradım.
- Alo baba.
- Efendim Nagicim.
- Baba ben değişmek istiyorum.
- Ahh gerçekten mi? Hep bir oğlum olsun istiyordum.
- Babaaaa ben erkek olmak istemiyorum. Ben güzel olmak istiyorum.
- Tamam kızım. Ben sana Amerika'dan, Çin'den, İngiltere'den, Fransa'dan, Rusya'dan doktorlar, uzmanlar getireceğim.
- Teşekkürler baba.
Telefonu kapattım. Yatağıma uzandım.
Bekle beni Hüsnü ben geliyorum.
Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.