KARANLIK TOPRAKLAR ALEVYON

By ZATAWOLF

24.3K 6.2K 1.9K

Malik piramitlerin gölgeleri altında Mısırın eşsiz güzeliği ve muhteşem Nil nehri kıyısında büyüdü. 19 Yaşınd... More

_YOLCULUK _
Turkiye -İstanbul
Ölüler Kitabı
**Kurtlar Geçidi**
**Ruhlar Bölgesi**
Büyücü Karla ve Kral Niu
{CADILAR ORMANI }
..GİZEMLİ PATİKA ..
★Ş£H®İ ©£H£NN£M★
«AL£VYON»
●M£L€KL£®◎Yμ®Dμ●
↓←Kμt§anmıš K€mikl£®→↓
Enfal Kalesi
Krallıklar Savaşıyor

ÖLÜMÜN MELODİSİ

1K 183 196
By ZATAWOLF


Melekler yurduna ulaştılar . Kral Sabir ve Kraliçe Enlil onları melekler yurdunun yüksek surları üstünde karşıladılar . Kraliçe koruyucu meleklere onlara yardımda bulunmaları için emir verdi .
Sandığı melekler yurdu sarayına götürdüler . Kraliçe Enlil'in mutluluğu gözlerinden okunuyordu . Kraliçe Enlil bütün saray görevlerinin sarayın taht odasında toplanması için emir verdi.
Koruyucu meleklerden bir tanesi koşar adımlarla kraliçe Enlil'e herkesin taht odasında hazırda bulunduğunu söyledi .

Kraliçe Enlil

"Misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlayın ."
"Ben hazırlanıp geliyorum...

Sarayın taht odasında bir uğultu vardı herkes bir biriyle sıradan diyaloglar kurmuş koşuyorlardı . Taht kapısının koruyucu mekiği yüksek bir ses tonuyla " Dikkat Kraliçe Enlil teșrifte bulundu " dedi. Taht odasındaki o uğultu yerini sessizliğe bıraktı . İçeride bulunan toplum ikiye ayrıldı ver bir koridor açıldı . Kraliçe Enlil uzun pelerini ve bütün heybetiyle açılan koridorda yürümeye başladı .

Taht odasında bulunan herkesin gözleri Kraliçe Enlil 'in üstündeydi.
Kraliçe Enlil tahtın bulunduğu yere geldikten sonra tahta oturmadan önce içeride bulunanlara hitaben bir konuşma yaptı "değerli melekler yurdu halkı Kral Sabir'in değerli arkadaşları melekler yurdu için manevi değeri çok büyük olan kutsal kemikleri melekler yurduna çok zorlu şartlarda kara şövalyenin elinden kurtararak bize getirdiler ."
"Bu cesaretlerinden ve yaptıkları bu zorlu mücadeleden canlarını hiçe sahip hayatlarını tehlikeye atan arkadaşlarına melekler yurdu halk adına herkesin önünde şükranlarımı dile getirip kendilerine minnettar olduğumuzu belirtmek isterim."

Konuşmasını bitirdikten sonra tahtına oturdu . Kral Sabir kendilerine ayrılan bölümden toplulugu yararak kraliçe Enlil'in karşısına geldi . Kraliçe Enlil'e hafif başını eğerek selam verdikten sonra "biz size verdiğimiz sözü yerine getirdik bundan büyük gurur duyuyoruz şimdi bize izin verirseniz biz bu gün yolculuğumuza devam etmek istiyoruz birde bizimle savaşta yer alacağınız için size teşekkürlerimizi sunarız ."

Gecenin sonunda Malik ve arkadaşları yola çıkmak için hazırlık yaptılar ve melekler yurdundan ayrıldılar .

Malik melekler yurdundan ayrıldıktan sonra Kral Sabir'e "şimdi nereye yolculuk yapıyoruz ? ... nasıl bir tehlikeli yolculuk bekliyor bizi ?" dedi.

Kral Sabir "

"Kara Şövalyenin ülkesi olan Karanlıklar ülkesine bir yolculuk yapacağız .."

Cabir

"Bizi ele geçirmek ve bizi öldürmek isteyen kişinin ayağına gitmek ne kadar doğrudur ."

Karla bir anda sözlerini bölerek
"Çok zekice Kral Sabir o bizi uzaklarda izimizi sürmeye çalışırken biz onun ülkesinde olacağız "

Malik tedirgin ve kuşkulu bir dille .
"Ben bu konudan pek hem fikir değilim"
"İçinde sebebini bilmediğim bir huzursuzluk var "

Karla

"Korkmana tedirgin olmana gerek yok "

Zaman kaybetmeden yola koyulmaları gerekiyordu . Karanlıklar ülkesine gitmek için hem fikir olduktan sonra yola çıktılar . Sabir'in amacı yakında olacak savaşta onlar için çok büyük bir tehlike içeren söylediği şarkılarla düşman askerleri büyüsü altına alan ve onları istedği gibi kullanan yönlendiren Lorya 'yı ele geçirmekti. Mükemmel bir sese sahip olan Kara Şövalyenin en çok güvendiği muhafızların başında gelen Lorya savaşta Sabir'i bir hayli zorlayacak olması Kral Sabir'in endişelenmesine sebep oluyordu .
O şarkılarını seslendirmeye başladığında duyan bütün canlılar o sesin büyüsüne kapılıyor kendilerinden geçiyordu . Şarkıyı seslendirdiğinde büyüsüne kapılan herkesi zihniyle yönlendiriyordu.
Savaş meydanlarında bu yüzden o şarkılarını seslendirmeye başladığında duyan herkes ölümün melodisi duyuluyor diye haykırırdı.

O nu sadece şarkılarını söylemeden önce ele geçirmeleri gerekiyor. Aksi halde gidenlerin hepsi geri dönüşü olmayan bir yola girmiş, ölüm oyununu kaybetmiş olacaklardı .

Aslında Karanlıklar ülkesine gitmeleri onlar içi ölüme davetye çıkarmaktı . Kral Sabir büyük bir tehlikeyi göze almış ve üç dünyanın geleceğini tehlikeye atıyordu . Kral Sabir kararı aldıktan sonra yola koyuldular .

Gece yarısı olmuş eyrus tam haliyle etrafı kızıl renge bürümüştü. İlerlemeleri eyrusun kızıl ışığında daha bir basitti.

Karla derin bir nefes çekerek "sizlere söylemem gereken bir şey var "

Herkes bir anda duraksadı ve gözlerini Karla'ya diktiler .

"Karanlıklar ülkesine gitmenin basit bir yolu var "

"Nasıl peki?" dedi Malik .

"Siz beni izleyin ben sizi en kısa ve en basit yoldan götüreceğim "

Karla gitmekte oldukları yola ters olan bir patikaya girdi . Hiç kimse daha önce bu yolu kullanmamıştı . Kral Sabir'in dahi bu yoldan haberi yoktu .
Büyücü Karla önde bütün arkadaşları arkasında ilerliyorlardı . Etrafın çok sessiz olması kimsenin dikkatinden kaçmamıştı. Cabir "bu yolun emin ve güvenilir bir yol olduğundan eminmisin."

Karla kısık bir tebessümle "öyle olmasa sizi bu yola sokmazdım "
dedi. Yürümeye devam ettiler .
Cabir yolunda gitmeyen bir şeyler var dedi içinden . Bu sessizlik iyiye işaret değildi. Yarın gün kadar yol aldıktan sonra sar kayaların ve buz kütlelerin bulunduğu ağaçların ve yeşilin bittiği bir yere ulaştılar. Sakin bir ilerleyiş içindeydiler . Ve korkulan ama beklenmeyen o an geldi .

Boğuk ve kısık bir sesle haykırdı sarp kayaların arasından "hepsini yakalayın!!."

Sabir bu sesin sahibini gayet iyi tanıyordu kulakları bu sese çok kez aşina olmuştu . Bir anda su kafesi ve devler,siyah kurtlar ,sırtlanlar bir anda etrafların sardılar. Malik bir anda bu saldırıların ana hedef merkezi olmuştu . İlk olarak Malik yakalandı . Yakalandığı anda saldırı emrini veren o sesin sahibi göründü .

Kral Sabir yanılmamıştı o sesin sahibi Kara Şövalyenin bir fiil kendisiydi . Simsiyah pelerini ve görmek istemeyeceğiniz o yüzünü bir maskenin arkasına gizlemişti .
"Şimdi sizlere söylüyorum ya teslim olursunuz yada kurtarıcı ve kitabi aldıktan sonra hepinizi öldürürüm."
Herkes Malik'e bakıyordu gözler onun üstündeydi .

"Size bir önerim olacak daha doğrusu bu önerim Kurtarıcıya eğer benimle gelmeyi kabul eder ve kitabı benim için okursan arkadaşlarını bağışlayacağım bunu kabul etmezsen onları burda gözlerinin önünde kurtlara ve sırtlanlara parçalatacağım seçim senin ."

Malik çaresiz bir şekilde okumayı şartları kabul etti . Sabir ve diğerleri her ne kadar kabul etmemesini isteselerde yapacak bir şey olmadığından Kara Şövalyenin söylediklerini kabul etti .

Kara Şövalye kurtarıcının herşeyi kabul etmesiyle muhafızlara emir verdi . "Su kapanını getirin ve Kral Sabir'i oraya hapsedin diğerlerinide ellerini bağlayın ve diz çökmelerini sağlayın ."

Muhafızlar Kral Sabir 'i su kapanına hapsettiler ardından diğerlerin ellerini bağlamak için onları tuttular .

Karla'nın ellerini bağlamak için yaklaşan muhafıza seslenerek "onu rahat bırakın o bizden biri ".

Karla ayağa kalktı ve Kara Şövalye'ye doğru yürümeye başladı .

Malik ve arkadaşları büyük bir şaşkınlık içindeydi buna inanamak istemiyorlardı .

Cabir bir anda Karla ya doğru sinirli bir şekilde hamle yaptı.

Boynuna dayanan bir kılıçla bir anda duraksadı . "Sakin ol yüzey dünyalı aksi halde başını gövdenden ayırmak zorunda kalacağım bunu yapmayı çok istedim lakin efendim kurtarıcıya söz verdi " dedi muhafızlardan bir tanesi.
"Pis sürtük bunu yanına asla bırakmayacağım seni hain muhbir " dedi Cabir .

Karla

"Boşuna nefesini tüketme. Kim bütün dünyaya hüküm sürecek bir lordun emrinde olmak istemez ki "

Kral Sabir

"Bunun bedelini sana ağır ödeteceğim bundan emin olabilirsin . "

Kara Şövalye

"Bunu görecek kadar yaşayamayacaksın "

Malik sert bir dille "bana söz verdin . Onlardan hiç birine bir zarar vermeceksin."

"Onlardan birine zerre kadar bir zarar verirsen kitabı ve beni unut ona göre hareket et anladın mı?"

Kara Şövalye bir kahkaha atarak .
"Sen şuanda beni tehtit edecek durumda değilsin bunun farkındamısın ."

Kara Şövalye muhafızlarına seslenerek "şimdi hepsini toplayin gidiyoruz ." dedi .

Devler tutsakları elerinde bulunan kafeslere koydular ve karanlıklar ülkesine doğru yola koyuldular. Yanlızca kurtarıcıyı kendisiyle at sırtında elleri bağlı bir şekilde gelmesine izin verdi . Bir mühlet yol aldıktan sonra Karanlıklar ülkesine geldiler .

Karanlıklar ülkesi bir canlının olmak istediği son yerdi . Kanı donduracak ürkütücü bir ülke bütün ülke karanlık tıpkı ismi gibi . Her yerde tutsak edilmiş insanlar ve çeşitli işkencelere maruz kalıyorlardı . Şeytanın orta dünyadaki en büyük kalesiydi bu ülke.

Yarı at yari insan ,yüzleri karınlarında bulunan insanlar ,somuk, gözleri kocaman parmakları havuç şeklide uzun kolları uzun olmasından dolayı elleri yere değiyor bütün dişleri azı dışı gibi sivri ve simsiyah . Somuklar çok tehlikeli varlıklardır.

Karanlıklar ülkesi bir çok kişiye daha önce mezar olmuştu .
Malik ve arkadaşları bu durumun farkındaydılar . İnanılmaz müthiş derecede bir umutsuzluk belirtileri bitkin gözlerinde beliriyordu .

Karanlıklar ülkesinin şato kısmına gelmişlerdi . Devlerden su kapanı kafesini elinde tutan kafesi indirdi. Cabir'i kafeste tutan devde kafası yere bıraktı.

Muhafızlardan Kral Sabir ve diğer Cabir'i zindana tıkamalarını istedi.

Kara Şövalyenin muhafızları onları şatonun yüksek kulelerinde bulunan zindanlara hapsettiler .

Malik'i Kara Şövalyenin tahtının olduğu yere getirdiler .

Karla elleri arkasinda bağlı bulunan Malik'in yanına geldi ve etrafında ağır ağır adımlarla dönmeye ve bir yandanda elindeki asayı diğer elinin avuç kısmına vurarak "şimdi söyle bay kurtarıcı seni burdan kim kurtaracak yol buraya kadarmış yarın gün doğmadan üç dünyanın hükmü de Kara Şövalyenin eline geçecek . "

Malik bükmüş olduğu başını hafifce kaldırdı kin ve nefret dolu gözlerle kendilerine ihanet eden Karla'ya bir süre baktıktan sonra "emin ol Karla yapılan zerre kadar iyiliğin mükafatı olduğu gibi yapılan kötülüğünde bir cezası vardır ve kim ne ekerse onu biçecek günü geldiğinde bunun karşılığı sana verilecektir "

"Küstah ukala !! Artik herşey için çok geç hala bunu görmüyormusun"
"Bitti anliyormusun bitti...!

Malik

"Hayır henüz bitmedi kendine bukadar güvenme ."

Karla

"Biliyormusun Kral Niu Kara Şövalyeyle yaptı o savaşta kaybetmesinin tek nedeni bendim benim emrinde olan o askerleri yanlış yönlendirerek onların savaşı kaybetmesini sağladım .

Karla ve Malik'in konuşması devam ederken Kara Şövalye içeriye girdi.
Kara Şövalye
"Onu yorma Karla yarin onun için yorucu bir gün olacak ."
"Şimdi onu yerine götürün ve başına nöbetçi dikin dikatli olmalarını söyleyin gün doğumu olmadan bütün kötü ruhları uyandıracak ."
"Muhafızlar onu odasına götürün ve dikatli olun kaçmayı düşüne bilir ."

Muhafızlar Malik'in yanına geldi ve onu götürdüler ve hapsetmeden önce kitabı ondan dışarda bırakmasını iştedirler.

Sabaha karşı bulunduğu odanın kapısı açıldı.
İki muhafız kollarindan tutarak onu dışarı çıkardı . Uykulu gözlerle "beni nereye götürüyorsunuz " dedi Malik .

Muhafızlardan bir tanesi "soru sormayı bırak bu Kara Şövalyenin emridir."

Muhafızlardan diğeri elini kitabı almak için alini attı . Kitap bir anda elinin altından kaçar gibi uzaklaştı.
Muhafız kitabı alamayacağını anlayınca Malikten kitabi almasını istedi.

Malik elini kitaba uzattı kitap yerden havalanarak Malik'in eline doğru hareketlendi . Kitap eline ulaştığında muhafızlar onu Kara Şövalyenin yanina götürdüler.

Şatodan çıktılar ve bir mühlet yürüdükten sonra Kara Şövalye "durun kehanetin olacağı yer burası " dedi.

Malik'i yüksekce bir kayaya benzer bir yere çıkardılar .

"Oku kurtarıcı !!!"

Malik okumamak için direnince .

"Getirin onları "

Muhafızlar Kral Sabir'i ve kardeşi Cabir'i getirdiler .

''Sırtlanlar ve siyah kurtlar kardeşi Cabir'i parçalayın ...!

Malik yüksek bir ses tonuyla bağırarak "durun ! Durun ! İstediğinizi yapacağım."

Kara Şövalye kurtlara ve sırtlanlara durun emrini verdi .

Cabir

"Hayır Malik o kitabı okuma burda sadece bizi öldürebilecek lakin sen o kitabı okuyacak olursan senin gibi milyonlarca kardeş abisini kardeşini ailesini kaybedecek bunu yapma "

Malik

"Seni gözlerimin önünde öldürmelerine katlamam "

Kitabı yavaşça açtı ve okumaya başladı
"Karanlıkta yer altına gizlenen bütün kötü ruhlar uyanış vakti ruhunuz kötü bedenlerde yer alsın "

"Dünyada hapsedilen günahkar ruhlar ...."

Kimsenin anlamaya zamanı olamayan çok hızlı gelişen bir baskın oldu .
Yüzleri peçeli ellerinde yay olan yaklaşık on beş kişilik bir gurup Kara Şövalyenin kendisi olamak üzere bir çok muhafızını etkisiz hale getirdi.

Gümüş yaylar bulunuyordu ellerinde ,ilginç olan okların olmamasıydı.

Peçeli okçular ellerindeki yayın gergin yayını tuttukları anda mavi bir ışıktan oklar oluşuyor .

Peçeli gurubun başında bulunan mor kıyafetli okcu Malik'in yanına geldi .

"Burdan hemen fırsatımız varken kaçalım "

"Peki kardeşim ve Kral Sabir ..."

"Merak etmeyin arkadaşlarım onlarla ilgileniyor acele bir şekilde uzaklaşmanız gerekli ".

Continue Reading

You'll Also Like

104K 5.9K 31
Gece yarısı sokakta karşısına çıkan evsiz bir kediyi evine alan bir kız en fazla kediyle ne yaşayabilirdi? "ben aslında evine aldığın kediyim, " ger...
216K 17.5K 43
Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyu...
227K 9.1K 15
"MARDİN'DE AŞK" Birbirlerine olan aşklarını ifade etmek için konuşmaya gerek yok . Belki de sessizlik, kalplerinin birbirine daha da yakınlaşmasına...
12.2K 1K 32
ALFA - OMEGA HİKAYESİ. Yılardır ruh eşimi bekliyordum . Köpekler gibi tasma takmak zorunda kalıyordum çünkü hala ruh eşimi bulamadım. Ama bir gün oku...