Kehanet; Melez Prenses (Tamam...

By mavi7654

302K 13.5K 1.4K

Alexandra ailesi tarafından bile önemsenmeyecek kadar önemsiz birisi olduğunu düşünüyordu. Oysa o, insanların... More

*Duyuru (17.03.2018)*
&1&
&2&
&3&
&4&
&5&
&6&
&7&
&8&
&9&
&10&
&11&
&12&
&13&
&14&
&15&
&16&
&17&
&18&
&19&
&20&
&21&
&22&
&23&
&25&
&26&
&27&
&28&
&29&
&30& 1\2
&30& 2\2

&24&

5K 301 54
By mavi7654

*Düzenlendi*

Sabah uzun zamandır yaşamadım bir uyandırma klasiğiyle uyandım. Tahmin edin ne oldu? Evet çok seçenek var. Durun o zaman ben söyleyeyim. Ashley beni tekmeleyerek yataktan attı. Yok, yok asıl sorun bu değil asıl sorun tekmeledikten sonra üzerime buz gibi su dökmesi.

"Köpek!!" dedim tıslama ve bağırma arasındaki bir tonla. Bu sırada kafamı kaldırıp ona bakmıştım. Haince sırıttı ve hakaretimi görmezden gelerek, sanki iyi bir şey demişim gibi konuştu.

" Ben de seni seviyorum, canım" dedi. Sonra ciddileşerek devam etti. " Kalk ve giyin. Seninle uğraşamam. Tyler buraya gelecek. Benimle konuşmak istediğini söyledi." Dedi ardından saçını yapmaya gitti. Biliyorum ki ona olan sevgisini çok belli etmese de onu gerçekten seviyor. Çok seviyor.

" Tamam. Loretta nerede?" Diye sordum doğrulurken.

"Lyandra'yı almaya gitti. Hala düzgün yürüyemiyor." Dedi. Banyoya girerken kafamı salladım. Size söylemedim değil mi? Lya dün merdivenden inerken trajikomik bir şekilde merdivenlerden yuvarlandı ve ayağını kırdı. Kurt olmasının etkisi ile ayağındaki kırık iyileşti ama hala sekerek yürüyor. Banyodan çıktığımda, dolabıma yöneldim. Siyah bir kot ve beyaz bir kazak giydim. Üzerime siyah deri ceketimi ve siyah dolgu topuk butilerimi giydikten sonra saçımı yüzüne bakılır bir hale getirdim ve Ashley'e döndüm.

" Hadi gidelim." Saçına bir toka daha taktı ve bana döndü. " Gidelim." Beraber odadan çıktık. Kantine inerken merdivenlerden koşarak inen Buria'yı gördük.

" Hey, Buria! Nereye böyle?!" Ashley'nin sesini duyunca durdu ve bize döndü.

"Profesör Slavery, beni çağırmıştı. Unuttum!" Dedi ve koşarak merdivenleri inmeye devam etti. Ashley'le onun bu haline güldük ve yola devam ettik. Konuşarak merdivenlerden inerken arkamızdan gelen ayak seslerini duymamışız, ama bize çarptıktan sonra özür dileyerek koşan betayı gayet iyi duyduk.

" Ne bu böyle. Önüne gelen koşuyor." Diye sitem ettim.

"Aynen. Saçlarımı bozdu. Tyler beni bu halimle görecek!" Dedi sitem dolu sesiyle. Şu anda tam olarak koyun can kasap et derdinde durumunu yaşıyoruz. Ben diyorum herkes koşuyor, o diyor saçlarım bozuldu. Gerçekten arkadaşlar olarak çok bağlantılıyız birbirimizle. Sonunda herkesin koştuğu merdivenden yavaşça inerek kantine ulaştığımızda, boş masanın kalmadığını gördüm. Yinede kantin sırasına yöneldim ve yiyecek bir şeyler aldım.

"Nereye oturacağız?" diye sordum yanımdaki Ashley'e. Dudaklarını büktü ve

"Bilmem. Bahçeye çıkalım?" diye yanıtladı sorumu. Beraber bahçeye çıktığımızda, çimlerin üzerinde oturan Loretta ve yanında sızlanan Lya'yı gördük. Yanlarına ilerledikçe konuşmalar daha anlaşılır olmaya başladı.

"Ya, acıyoor! Loretta! Loretta, tepki göstersene! Acıyor, diyorum yaa!! LORETTA!!"

"NE BE? NE! SABAHTAN BERİ ACIYOR DA ACIYOR. DÜŞMESEYDİN! BEN Mİ DEDİM DÜŞ DİYE? BANA MI SORDUN DÜŞERKEN?! ACISIN, GEÇER. KAFAM PATLADI BE!" Loretta, kim bilir kaç dakikadır mağruz kaldığı sızlanmalara bağırarak cevap verdiğinde tüm okul bize dönmüştü. Al, rezil olduk yine. Yere oturdum ve sakinleşmiş olan Loretta'ya döndüm.

"Bitti mi?"

"Bitti! Bitti de ben de bittim. Sabahtan beri delirtti beni ya!"

"Sakin olmayı denemelisin."

"Ben ne yaptım ki?" araya giren Lya'nın çekingen sesini duyduğumuzda kafamızı ona çevirdik. Loretta kafasını gök yüzüne kaldırdı ve bir şeyler mırıldandı. Lya ise şu an çok masum duruyordu.

"Bir şey yapmadın boş ver sen onu." diye ona cevap verdi Ashley.

"Ben geldim!" kulağının dibinde cırlayan Buria'ya döndü, Loretta. Bıkkınca nefesini verdi ve bezgin ses tonuyla konuştu.

"Gel! Bir sen eksiktin zaten." neye uğradığını şaşıran Buria bana döndü.

"Ben ne dedim ki?" diye sordu, Lya'nın kullandığı masum ses tonuyla.

"İkisi biraz tartıştılar." dedim Loretta ve Lya'yı göstererek. Kafasını olumlu anlamda sallarken, bu sefer soru Ashley'den geldi.

"Biraz mı?" ona dönüp cevap verecekken, birisi ona seslendi.

"ASHLEY!" arkamı dönmemle Tyler'ı görmem bir oldu. Arkamı dönme hızımın iki katı hızla kafamı önüme çevirdim. Matt'le ayrıldığım için onun arkadaşlarıyla da bağlantımı kesmiştim. Ama tabi ki en yakın arkadaşımın mutluluğunu engelleyecek değilim.

"Hemen gelirim." Ashley bize açıklamasını yapıp gittiğinde, gözlerimin dolduğunu gören Lyandra omzumu sıvazladı. Hiç bir şey dememişti ama bu hareketi çok şey anlatmıştı bana. Dördümüz sessizce yemeğimizi yerken sessizliği Buria bozdu.

"Tartışıyorlar." gözleri arkamızdaki bir noktada takılı kalmıştı. Hiç istemesem de merakıma yenilip arkamı döndüm. Tyler ve Ashley hararetli bir şekilde konuşuyorlar, daha doğrusu birbirlerine bağırıyorlardı. Birkaç dakika birbirlerine bağırdıktan sonra, Tyler vampir hızıyla Ashley'in yanından uzaklaştı. Ashley olduğu yerde dizlerinin üzerine çökünce koşarak yanına gittik. Yanına gitmemizle şok olmamız aynı anda olmuştu zaten. Ağlıyordu. En yakın arkadaşım, nedenini bilmediğim bir şekilde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

"Hey, ne oldu, Ashley?" diye sordu yanımıza topallayarak gelen Lyandra.

"B.. beni... t...terk... et..ti. Bi...Bitti..!" hıçkırıklarının arasından verdiği cevapla, o adiye lanet etmem eş zamanlıydı.

************

"Ağlama artık."

"O adiye deymez."

"Heba ettin kendini. Lütfen, ağlama artık." arkadaşlarım yatağının üzerinde hıçkırıklarla ağlayan Ashley'i teselli ederlerken ben sadece ona sarılıyordum. Çünkü biliyorum ki, onu her ne kadar teselli etmek isteseler de bu hiçbir işe yaramayacak. Şu an sadece yalnız kalıp ağlamak istediğini de biliyorum ama kızlar da ona yanında olduklarını hissettirmek istiyorlar. Ani bir kararla sarıldığım Ashley'i itekledim ve

"Kalk!" dedim. "Eğer sen burada ağlayarak kendini heba etmeye devam edersen o kazanmış olur. Amacına ulaşmış olur ve senin bu halinle dalga geçer. Ve sen hala burada ağlamaya devam edersen onu amacına ulaştırmaktan başka hiç bir şey yapmazsın." kollarından tutup onu kaldırdım ve itiraz etmesine fırsat vermeden onu banyoya soktum. "Banyo yap!" emrini de verdiğimde ağızları açık bana bakan kızlara döndüm.

"Birinin bunu yapması lazımdı." dedim sakince.

"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu, Buria.

"Tabi ki pijama partisi." dedim.

"İyi de bu ona ne kazandıracak?" diye sordu Loretta.

"Zamanda sıkışmak sana hiç yaramamış, Loretta. Tyler'a söveceğiz ve kafasını dağıtacağız. Böylece onu biraz da olsa unutacak." diye açıkladım sonra devam ettim. " Loretta sen 5 pijama takımı çıkar, Lyandra, sen şu peçeteleri çöpe at, Buria sen de kantinden bol bol çikolata al, ben de onun yıkandığından emin olayım" dedim. Herkes görevine giderken ben de elime bir takım pijama ve iç çamaşırlarını alarak banyonun kapısını tıklattım.

"Ashley! Geleyim mi?" diye sordum. Su sesleri hala devam ediyordu. Cevap gelmeyince kapıyı açıp içeri girdim. Karşılaştığım manzara ile derin bir nefes alarak ofladım. Ashley kıyafetleri ile suyun altına girmiş öylece duruyordu. Üstelik makyajı akmıştı ve ona bir Samara görüntüsü veriyordu.

"Kızım sen manyak mısın?" diye sordum elimdeki kıyafetleri klozetin üzerine bırakarak yanına giderken.

" Yıkansam ne olur ki? Yıkanmak bana Tyler'ı geri getirebilir mi?" dedi ve durdurduğu ağlamasına devam etti. Yanına gittim ve üzerindekileri çıkararak yıkanmasına yardım ettim. Bir de bununla uğraşıyoruz ya!

"Sızlanma, Ashley" dedim makyaj temizleme suyunu pamuğa dökerken. Onu banyodan çıkarıp giydirerek klozetin üzerine oturmasını sağlamıştım. Şimdi ise akan makyajını temizlemeye uğraşıyorum. Sonunda onunla işim bittiğinde, asamla saçlarını toplayıp kuruttum. Banyodan ayaklarını sürüyerek çıktığımızda kızların çoktan her şeyi ayarladıklarını gördüm. Onlara bakarak Ashley'i itekledim.

"Alın bunu ve ağlamasını engelleyin. Üzerimi değiştireceğim." diyerek banyoya geri döndüm. Pijamalarımı giyip odaya geri döndüğümde karşılaştığım manzara, çikolata yiyerek eski sevgilisine söven bir Ashley olmuştu.

**********************************

"O kaybetti değil mi?" Ashley'nin milyonuncu kez bu soruyu sormasıyla bıktığımı hissettim.

"Evet o kaybetti Ashley. Hadi uyu artık." Loretta benim yerime ona cevap verdi ve üzerini örttü. Sonuç da sayıklayarak uykuya dalan bir Ashley olmuştu zaten.

"Beni çok yordu." dedi Loretta yatağına uzanırken. Kendimi yatağıma attım ve cevap verdim.

"Kendini harap etmesinden iyidir."

"Öyle ama çok üzüldü. Şimdilik kafasını dağıttık. Yarın ne yapacağız?" diye sordu.

"Bilmiyorum. Yarın düşünürüz. Şimdi bırak biraz uyusun. Eminim ona iyi gelecek." dedim. Kafasını salladı ve yine sordu.

"Peki sen nasılsın?"

"Nasıl olmam gerekiyor ki?" dedim, merakla.

"Yeni ayrıldınız ya siz de ondan dedim." dedi. Kanın beynime hücum etmesine izin vermeden cevap verdim.

"Kapattım ben o konuyu." sonra da yattık zaten. Ama kimse az da olsa yastığımı ıslatmaya yeten göz yaşlarımı görmemişti. Tıpkı atlattığımı sanarlarken kalbimin üzerindeki ağırlığı fark etmedikleri gibi.

Continue Reading

You'll Also Like

251K 17.8K 67
Ruhumuz bazen kendi bedenimize ait hissetirmez. Bunu farklı yollarla bize gösterir. Kafada duyulan sesler, görülen gölgeler ve daha fazlası. Ruhumuz...
3.6M 249K 67
[Aşkın Tatları Serisi - 1] Bir lezzet düşünün. Biraz yaramaz, boyuyla romantikliği doğru orantıda, yaptığı birbirinden leziz yemeklerle birlikte...
1.9M 85.1K 37
VHARTLOX CADI AKADEMİSİ SERİSİ - 1. KİTAP 🔮 Şimdi Ephesus yayınları farkıyla kitap satan her yerde! "Eğer bu dünyaya uymuyorsan, yeni bir tanesini y...
2.3M 175K 63
•Yetişkin okurlar içindir• Kandan kıyafetlerimizi kuşanıp da, İçtiğimizde suyundan kehanetin, Biliriz hepimiz aslında, Ona ait bedenlerimiz. Apollon...