Polar_Bears_Queen kitabımda Dash'tir. Takip edin ^^
"Şey... Twilight? Lütfen durabilir miyiz? Çok yoruldum." Fluttershy'ın isteğini kıramamıştı Twilight. Kendisi de çok yorulmuştu çünkü. Toynaklarıyla, yerde bir harita çizdi. Gideceği ve olduğu yerde "x" işareti vardı. Yolun bu kadar uzun olacağını tahmin etmemişti. İlerideki ağaç kütüğüne oturdular. Rarity ilk defa elbisesi kirlenecek diye çemkirmemişti. O da yorgunluktan ölüyordu. Herkes bu kadar yorgunken ilerlemek olmazdı. Yorgunluktan bitap düşmüş bedenleriyle uykuya daldılar...
"Ametist! İnci! Garnet! Hemen buraya gelin!" Discord'un sinirli sesi, tüm sarayda yankılamıştı. Ardından ışıklar arasında 3 kız belirdi. Sıska ve orta boylu olan kız bir adım öne geldi. Eğildi ve selam verdi. "E-efendim, ne istiyorsunuz?" Kızın titrek vücudu Discord'un umrunda bile değildi. Hala bağırıyordu. Sihirle 6 pony gösterdi. "Bunları ne pahasına olursa olsun durdurmalısınız! Yoksa, hepinizin taşlarını alırım! Şimdi defolun!" 3 kızın da sihirli taşları vardı. Uzun ve iri olanın 2 tane vardı ve ellerindeydi. Orta ve zayıf olanının alnındaydı. Kısa ve iri olanın boynunun hemen altındaydı. Geldikleri gibi sihirle gittiler...
Twilight gördüğü kabusun etkisindeydi. Yerdeki arkadaşlarına baktı. Sırf esaretleri bitsin diye ne kadar yorulmuşlardı. AppleJack esneyerek uyandı. Derin derin düşünen Twilight'a baktı. Şapkasını eline aldı. Yürüyerek yanına geldi ve şapkayı uzattı. Twilight gülümsemişti ama ağlıyordu. Bir anlık refleks ile ona sarıldı. Ayrıldıklarında sevimli işaretlerine tekrar baktılar. Yine orada değillerdi. O günü hatırladılar. Mor pelerinli bir insan geliyordu. Sadece 3 lafıyla olup bitmişti her şey. "Azarath Mention Zinthos!" İkisinin de gözleri yaşlar içindeydi. Önlerine düşen kılıcımsı şeyle irkilfiler. 3 kız gülme sesleri içinde geliyordu. Kılıç onların olmalıydı. Büyük olanın ellerinde eldiven vardı. Yere vurduğunda küçük bir deprem oldu. Sarsıntının etkisiyle arkadaşları da uyanmıştı. Artık bir gruplardır. Küçük boylu şişko olan kızın göğüsündeki taştan kamçı çıktı. Onlara doğru vurdu. Twilight yaralanmıştı ve önündeki ağaca çarpmıştı. Sol arka toynağında kan vardı. Rainbow Dash sinirlenmişti. Nedensizce havaya süzüldü. Tersten konuşmaya başladı. "Mennehec isiçkeb, mennehec isiçkeb! Ümücüg neyeltilik ıyıpak ça!" Ardından, kırmızı-turuncu-sarı-yeşil-mavi-mor olan saçları hızla dönmeye başladı. Tüm bedenini saçlarının rengi kapladı ve sonra bembeyaz oldu. Saçları havada dalgalanıyordu. Tüm gücüyle 3 kızın üstüne atladı. Kızlar yerde baygınca yatıyordu. Büyük olanı herkesi ışınlayıp kaçtı. Dash gülmeye başladı, "Süper Dash farkı" dedi ve Dash eski haline döndü. Şimdi Twilight'ı iyileştirme zamanıydı.