KOVALAMACA-1 SUÇLU

Autorstwa LeylaKara0

327K 21.2K 1.4K

Güçlü ve kararlı bir komiser... Hayatını, çocukluğundan kalma acıların telafisi için şekillendirmiş, güçlü, c... Więcej

GERİ DÖNÜŞ
KARŞILAŞMA
YALAKA
İHANET
YARALI KALP
DARK CLUP
KİMİN ADAMI?
TUHAF SORGU
İKİNCİ İHANET
BASKIN
HER SON YENİ BİR BAŞLANGIÇTIR
YARALI
MERHABA HOŞÇAKAL
İLK ADIM
YENİ KARŞILAŞMA
GİZLİ EV
SUÇLULUK PSİKOLOJİSİ
ARANAN GÜVEN
SANA GÜVENİYORUM
İTİRAF
YENİ İŞ
YEM
TOPLANTI
KISASA KISAS
YIKILAN GÜVEN
YENİDEN ALIYORUZ
KAYBEDİŞ
GÜNAHKAR KALP
VEDA GÖZYAŞI
YENİDEN DOĞUŞ
GERÇEK KİMLİK
AV
TERSİNE DÖNEN PLAN
(Final) KANLI HESAPLAŞMA

GİRİŞ

29.9K 925 94
Autorstwa LeylaKara0

Yeni hikayemle karşınızdayım. Umarım bu aksiyon hikayemi beğenirsiniz. İyi okumalar ...

Genç adam,  İstanbul'un en işlek gece kulüplerinden olan DARK CLUP'ın üst katındaki odada, rahat koltuğuna gömülmüş bir şekilde, alt kattan gelen hareketli müzik eşliğinde karşısındaki adamı izliyordu. İki adamı tarafından kollarından tutularak, endişeli gözlerinin içine yaslandığı deri koltuğundan keyifle bakıyordu. Buradan nasıl bir sonuç çıkacağını odanın içindeki herkes biliyordu. Genç adamın hiçbir zaman affı yoktu.

Ellerini kurtaramasa da yalvarırcasına büzüştürdüğü yüzüyle " Efendim bir şans daha" diye yalvardı. Adamlar onu tutan kollarını biraz olsun gevşetmiyorlardı. " Bir kez daha hata yapmayacağım."

Elindeki çakıyı açıp kapatan adam, ayaklarını önünde duran koyu ahşap masanın üzerine koymuş ve yalvaran adamı dinliyordu. Kısa kesilmiş saçları, özenle şekillendirilmiş, koyu gözlerindeki soğukluk karşısındaki adamı titretmeye yetecek kadar şiddetli olsa da dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı. Onun gülümsüyor olması hiçbir zaman hayra alamet değildi. Yeni kesilmiş, sakallarından arınmış yüzünün sert ifadesini gülümsemesi bile değiştiremezdi. Üzerindeki beyaz yakası açık gömlek ve lacivert ceketiyle dışarıdan bakılan biri için kibar bir iş adamı görüntüsü sergiliyor olsa da o sıradan bir iş adamı olmaktan uzaktı. Atletik vücudu spor salonlarında olacak türden değildi.

" Affedecek misin?" diye sordu sağ kolu olsa da aslında yakın bir dosttan farkı olmayan arkadaşı. Onun aksine modaya uyarak gözlerinin üzerine gelen kahverengi saçları vardı. Saçlarıyla harika bir uyum gösteren kahverengi gözleri, patronundan aşağıda kalmayacak kadar katı bir duruşu ve en az onun kadar ciddi bir görüntüsü vardı. Gömleği dirseğe kadar katlanmış olduğundan kolunun üzerindeki Anka dövmesi görünüyordu.

Çakısını kapatan genç adam, masanın önünde oturan adama baktı. Yüzünde en küçük bir mimik bile oynamamıştı. " Bu soruyu sorman için kaç kere kararımdan döndüğümü gördün?" diye karşılık verdi. Ayakta duran adam bu cümleyle korkuyla titrese de sağ kolu ne demek istediğini anlamıştı ve keyifle gülümseyerek ayaktaki adama döndü. Genç adam ağır çekimlerde ayağını indirerek oturduğu deri koltuktan ayağa kalkmıştı.

" Efendim affedin beni. Bir daha hata yapmayacağım. Yalvarırım affedin" diye çırpınan adam kendini iki yanında dikilen adamlardan kurtarabilseydi belki şansı olabilirdi ama şu an hiçbir ihtimal yoktu.

" Benim kitabımda affın karşılığı yok. Bunu şimdiye kadar öğrenmediysen" dedi ve çakısının ucunu açarak adamın göğsüne sapladı. " Bundan sonra öğrenemeyeceksin demektir." Sapladığı çakıyı geri çektiğinde üzerine sıçrayan kanlara iğrenerek baktı. Yaraladığı adamı tutan adamlarından birinin cebinden çıkardığı mendille üzerine sıçrayan kanı sildi. Hemen ardından çakısını sildikten sonra mendili yerine koyarak kendinden geçmiş olan adamı dışarıya çıkarmaları için başıyla işaret verdi. " Beceriksizlerden nefret ediyorum."

Masasına geçip yeniden otururken adamları çoktan dışarıya çıkarmıştı adamı. " Gerçekten Beyaz'a mı çalışıyordu?" diye sordu dirseğini masaya yaslayıp hiçbir şey olmamış gibi rahatça patronunu izlerken.

Yaslandığı koltuktan ona doğru dönen adam" Umurumda mı sanıyorsun?" diye yanıtladı. " Ama illa da cevabı duymak istiyorsan evet ona çalışıyordu. Geçen yaşanan olaylar Beyaz'ın planıydı. Ve benim mekânımda, benim adamlarıma benden başkası emir veremez. Verirse ben de ölüm emrini veririm."

Başını anladığını göstererek sallayan adam " Hak etmiş o zaman. Sen Beyaz'a çalıştığına nasıl bu kadar eminsin?"diye sordu.

" Ufuk... Olaya karışmış olan komiserin elinde ses kaydı olduğunu söyledi. Kendini o kayıtla aklamış. Onun gibi zeki kişileri gerçekten takdir ediyorum. Birini yolla, hakkındaki her şeyi öğrensinler. Oldukça merakımı uyandırdı."

Başını sallayarak onayladı arkadaşı. " Peki, onun yerine kimi getireceksin şimdi?" diye sordu.

Müzik sesi şiddetini azaltmadan devam ediyordu. " Sen halledersin onu. Mümkünse sadık olsun. Her ay adam değiştirmekle uğraştırma beni" diye söylendi. Elliyle karşı duvara yerleştirmiş dolabı işaret ederek birer bardak bir şeyler içmek istediğini belitti. Odanın içindeki adam patronunun sözünü ikiletmeden içki dolabına yönelirken çakısını masanın üzerine bıraktı.

" Bir bakmak lazım" dedi düşüncelere dalarken. Aklında onlarca isim vardı ancak patronu ve arkadaşı olan bu adam bir yıl içinde dördüncü dağıtıcısını da kendi elleriyle infaz etmişti. Bu yüzden seçeceği kişi sonraki kurban değil kalıcı dağıtıcı olmalıydı. Aksi takdirde bu adam onu da hiç tereddüt etmeden öldürebilirdi. " Giray'a ne dersin?" diye sordu onun fikrini almak için.

Masanın üzerine bırakılan bardağı eline alıp bir yudum aldı." Anlaşıldı sen az önceki olayın tekrarlanmasını istiyorsun. O şerefsiz sahibiyle düşmanını ayırt edemiyor" dedi yeni bir yudum alırken bardağından.

" Salih. Onun bu işlerde oldukça iyi olduğun biliyorsun. Burayı çekip çevirebilecek potansiyeli var. Üstelik onu sen keşfettin. Sana ihanet etmez" diye önerdi bu kez de.

Genç adam yeni önerilen ismi düşünüyordu. Burası en önemli mekânlardan biriydi. Açık pazar ve en çok talep alınan yerdi. İşinin kalbinden birisi burasıydı. O yüzden burayı yönetecek kişi sadece güvenilir değil aynı zamanda zeki olmalıydı. Her an baskın olacak gibi tetikte, kendisinin arkasından iş çevirmeyecek kadar dürüst ve yetenekli olmalıydı. Salih, iyi bir seçim olabilirdi. Ancak ona verdiği görev ile Ankara'ya gitmişti. Yakında geri dönerdi. Aslında o bu iş için ideal biriydi. Ona güvenebilirdi. " Salih geri döndüğünde ona buranın yeni yöneticisi olduğunu bildirirsin."

" Salih'i onayladın mı yani?" şaşırmıştı. İlk defa onu onaylamadan bir ismi kabul etmişti. Üstelik kabul ettiği isim bu piyasaya yeni giren biriydi. Her ne kadar onu bu piyasaya sokan kişi kendisi olsa da birilerine güvenme konusunda onun kadar cimrisini görmemişti. Bu yüzden normalden daha fazla şaşırmıştı.

" Evet, Salih bu işi kıvırabilir. Tabi onun gözlem altında kalması şartıyla." İşaret parmağıyla karşısında oturan adamı gösterdi. " Bu iş sende."

" Ne? Hayatta olmaz. Ben kimseye bakıcılık yapamam. Unut bunu. Başkasını bul sen. Ömer mesela. O ilgilensin Salih'le. Benim işlerim var" diye sıraladı itirazlarını. Ancak karşısındaki adam hiç inanmış görünmüyordu. Onu inandırmak zaten başlı başına olaydı. Ama yine de şansını denemek istemişti.

Tazelemesi için bardağı arka taraftaki adama uzatırken" Çok merak ettim ne işin var?" diye sordu. Gözlerini masanın önündeki adamdan ayırmamıştı.

" Ceyda," diye açıkladı tek kelime ile. Bu ismin olan biteni anlamasına yeteceğini düşünmüştü ama yenilenen bardağından yudum alan adam için hiçbir şey ifade etmediğini görmek zor değildi. Kadınlara karşı takındığı mesafeli tavır dolayısıyla onu zaten anlayamıyordu. Oysa ona harika mevkiler sunacak, bu işin zirvesine varis olarak geçebilecek bir kadın varken, o inatla kadınlardan uzak duruyordu. Ada, ona âşıktı ve onunla olmak için her şey yapabilirdi ama bu adam onu da diğer kadınlar gibi duvarlarının arkasına itiyordu. Gerektiği zaman onları ziyaret ediyor ve sonra ardında bırakarak yoluna devam ediyordu.

Ona bunu ne zaman sorsa " kendime ayak bağı istemiyorum" diye kestirip atıyordu. Kadınların zaafa dönüşmesi olasılığına bile katlanamıyordu. Bu piyasada hayatta kalmak için yanında hiçbir kadın yer almamalıydı. Onun inancı buydu.

Ancak kendisi böyle düşünmüyordu. Ceyda, hayatını renklendiren, içinde bulunduğu dünyanın kasvetinden uzaklaştıran yanında huzur bulduğu nadir kişilerdendi. Onun yanındayken bu hayattan biri değil de sıradan bir adammış gibi hissediyordu. Bazen bu dünyaya hiç girmemeyi de dilemiyor değildi. Bir yuva kurmak, çoluk çocuğa karışmak cazip geldiği zamanlar oluyordu. Ama bu zamanlar genelde hastane odalarında sıkıldığı dönemlere denk geliyordu.

"Ondan hala kurtulamadın mı sen?" diye sordu.

" Kurtulmak istediğimi kim söyledi? Ben onunla oldukça mutluyum" diye savundu hemen. Ceyda'dan çok fazla hoşlanmıyordu. Biraz sorunlu olmasından dolayı ona hak verdiği zamanlar oluyordu. Bu kulübe gelip kendisiyle görüşebilmek için ortalığı ayağa kaldırdığında ona hak vermişti. Eğer araya girmeseydi Ceyda'nın sağ olarak bir daha göremeyeceğine de emindi. Kimse ama kimse onun mekânında olay çıkarıp elini kolunu sallayarak buradan çıkamazdı.

Söyleyeceği cümle, çekmeceden yükselen telefonun sesiyle kalmış ve elindeki bardakta kalan içkiyi tek seferde içip bardağı bıraktıktan sonra çekmeceyi açtı. Onlarca kullan at telefonun arasından çalan telefonu bulup kulağına dayadı. " Evet."

" Patron, geldiler. Sizinle bir mahallede boş bir depoda görüşmek istiyorlarmış. Konumu yolladık."

" Anlaşıldı" dedi ve telefonu kapatarak gönderilen konuma bakıp hafızasına kazıdı. Sonra da telefonun bataryasını çıkarıp hattı çekip aldı ve kırarak arkadaki adamın eline tutuşturdu. Adam hemen alıp parçaları cebine koydu ve askıdaki ceketi eline aldı. Patronuna ceketi giydirirken genç adam " Hazır mı ?" diye sordu oturan sağ koluna.

O da ayağa kalkarak koltuğun üzerindeki ceketini eline aldı. " Geldi, çocukların yanında" dedi ceketi giyindi belindeki silahı gizleyerek.

" Gidelim" kapıya doğru yürümeye başladığında adamı ondan önce kapıyı açarak patronunun çıkması için beklemeye başladı. Önden patronu arkasından sağ kolu ve en son o çıkarak odanın kapısını kapatıp kilitledi. Her ne kadar korumalar burada olsa da önlem almak onlar için hayati önem taşıyordu.

Cebindeki telefon parçalarını korumalara bırakarak patronlarının arkasından koşturmaya başladı. Her adımda yükselen müzik sesi arasında, arka taraftaki çıkış kapısına doğru yürüyorlardı. Onun çıkacağını duyan adamları çoktan aracını hazırlamışlar ve arka tarafa getirip kapısı açık halde beklemeye başlamışlardı. Genç adam kendi arabasına binerken sağ kolu da geldiği arabasına geçip valizi kontrol etti. Her şeyin yolunda olduğunu görünce rahatlayarak valizi arka koltuğun altına ittikten sonra sürücü koltuğuna geçerek öndeki araçları takip etmeye başladı.

Czytaj Dalej

To Też Polubisz

135K 8K 32
Birkaç ay ömrün kaldığını öğrendikten sonra bir yapılacaklar listesi hazırlasan, o listede neler yer alırdı? On beş metreden denize atlamak? Kuzey ış...
930K 10.7K 11
Önümde duran kocaman dilim üzümlü kekten bir dilim ısırık alırken istemsizce ağlıyordum. Altı yıldır yaşadığımız evimizin mutfağında ağlarken yalnızd...
2.3M 3.2K 23
"Erkekler ağlar mı Egemen ?" "Ağlar." diye yanıtladı beni hiç düşünmeden. "Ne zaman ?" Merak ediyordum. Kadınlara inat erkekler ağlamaz tabusunun ne...
1.5K 1.1K 13
Bazen hayat insanı bir seçim yapmaya zorlar.. Ve seçersin.. Ya şeytan ya melek. Yada her ikisi de. Kim bilir..