ATALANTE | [TAMAMLANDI]

De eliftturan

2.1M 157K 54.5K

"Hayatta kalmak istiyorsan insan olduğunu gizle." FANTASTİK #1 / 10.10.2019 BILIM KURGU #1 /01.12.2020 | Ser... Mais

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
DUYURU
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Duyuru
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
FİNAL
KARAKTER GÜNCELLEMESİ 1
KARAKTER GÜNCELLEMESİ 2
KARAKTER GÜNCELLEMESİ 3
ATALANTE 2

Bölüm 16

32.6K 2.6K 815
De eliftturan

Hepimiz bu siyahlara bürünmüş kişiye bakarken biraz ürkmüştüm. Kalıplı bir yapısı olduğu belliydi. Corentin de tanımamış olacak ki kim olduğunu anlamaya çalışıyordu. Corentin 'kimsin?' dediğinde siyahlara bürünen kişi 'ecelin' diyerek kahkaha atmıştı. Bize doğru bir adım attığında 'Despinayı almalıyım.' demişti. Corentin öne atılarak bilmediğim bir dilde konuşmaya başladı. Herkesin beni almaya çalışmasından çok sıkılmıştım! Hergün yeni biri geliyordu.

"İje ıltağuyum kogoj?"

"Pücoğ Despina cü cüğtök utuyurok."

Dediklerini anlamıyordum ve kendi adım geçince biraz tedirgin olmuştum. Diğerleri de anlamıyor olacak ki Erastus 'ne konuşuyorsunuz?' demişti sinirle.

"Despinaya yardım etmek istediğini söylüyor. Diğer cinlere karşı biriymiş. "

"Neden buna inanalım?"

Siyahlara bürünen kişi 'inanmak zorundasın Despina.' dediğinde dilimizde konuşabildiği halde neden farklı bir dilde konuştuklarını merak ediyordum. Bu bende bir nevi şüphe uyandırmıştı. Hermia 'onu zorlayamazsın!' diye çıkıştığında siyahlara bürünen kişi 'iyiliği için.' demişti. Bu konuşmadan hiçbir şey anlamamıştım.

"Anlamıyorum. Amacın nedir?"

"Seni buraya getiren kimdi biliyor musun Despina?"

Yüzüm alev alırken buraya şans eseri düşmediğimi biliyordum. Beni buraya getiren kişi geri gönderebilir miydi?

"Bunu öğrenmek istemiyor musun?" diye devam ettirdi siyahların içinde.

"İstiyorum." dediğimde diğerleri de merakla bakıyordu.

'Hayatta her şey karşılıklıdır Despina. Tekrar geleceğim.' dedikten sonra cebinden çıkardığı küçük torbayı yere atarak 'müczil' demişti. Siyahlı adamı göremeyeceğimiz kadar etraf toz olurken ortalık sakinleştiğinde siyahlı adam da gitmişti. Burada bizim aksimize silah yerine büyü ile savaşıyorlardı. Tabi bıçak ve oklarda havada uçuşuyordu. Büyü ile işlerini hallediyorlar ve her şey büyü ile oluyordu. Bu çok can sıkıcı bir durumdu çünkü büyü ile ortalıktan kaybolabiliyorlardı. Erastus hala yanında durduğum Corentin'i itekleyerek beni yanına çekmişti.

'Bir daha Despina'nın yakınında olmayacaksın!' dediğinde Corentin kahkaha atarak güldü ve bir adım bana doğru attı.

'Yoksa nolur?' diyerek üstelediğinde Menos öne atılarak 'dene ve gör.' demişti. Etrafta Adonisi göremiyordum. Hermia Corentine ölümcül bakışlarını atarken bu grubun gerçekten beni önemsediğini hissettim. Beni böyle korumaları çok güzeldi. Ayrıca tehlikeli. Onların tehlikede olması beni rahatsız ediyordu ama bunu onlar seçmişti. Kendimi böyle avutuyordum.

Corentin bakışlarını bana diktiğinde hafifçe gülümsedi. Bunu neden yaptı bilmiyordum ama bir şey demeden arkasını dönüp gitti. Erastus elini boynuma attığında ne yaptığını ilk başta idrak edemedim bu yüzden hızla elini itekledim.

"Ne yapıyorsun?"

"Kolyen nerede?"

"Corentin benimle konuşmak için bir kisordan yardım almış. Nasıl aldı bilmiyorum hissetmedim bile."

Diğerlerine dönerek 'Kisor büyücüsünün yanına gidelim' dediğinde hepsi onaylarcasına başını salladı. Hermia gülerken 'hayatımıza renk girdi' demeyi ihmal etmemişti. Diğerleri de onunla gülerken Hermia'nın cidden çatlak olduğunu düşünüyordum. Tehlikede olmayı seviyordu. Bu da onun eğlencesiydi. Yürürken Adonis'in nerede olduğunu sormuştum. Kisor büyücüsünün yanına gittiğini öğrenince Adonis'in Kisor büyücüsü ile fazla yakın olması dikkatimi çekmişti. Benim için olabilirdi veya başka bir neden de olabilirdi. Bunu kurcalamayacaktım. Bir kutsal bölgenin önüne geldiğimizde sırayla içeri girdik. Erastus kapıyı tıklatarak içeri girdiğinde biz de onu takip ediyorduk. Kisor büyücüsü bizi gördüğünde 'içeri geçin' demişti. Adonis burada değildi. Sırayla dönmeli koltuğa yerleştiğimizde Kisor büyücüsü 'dinliyorum.' diyerek konuşmamızı ima ediyordu. Erastus söze girdiğinde diğerleri sesini çıkarmadı.

"Despina'nın kolyesi alındı. Yeni bir tane verebilir misiniz?"

Kisor büyücüsü şüpheyle bana bakarken 'nasıl oldu?' demeyi ihmal etmemişti.

"Corentin bir anda karşımda belirdi. Bir Kisordan yardım almış. Nasıl boynumdan alındı bilmiyorum. Hissetmedim bile."

Kisor büyücüsü sezgi konusunda en iyisiydi. Konuşmayı devam ettirerek 'devamı var diye düşünüyorum?' dedi ve anlat der gibi bir bakış attı. Yalan söylediğimizde anlayabiliyordu ve bu yüzden gizli bölge konusunu anlamaz diye umut ediyordum.

"Birçok cin tarafından kovalandık. Corentin de bana yardım etti. Corentin'e beni öldürmesi emrini vermişler. O da karşı çıkınca onun da peşine düşmüşler."

Kisor büyücüsünün surat ifadesi yumuşarken kendi taburesine oturdu.

"Bu kadar ilerledi demek durum. Neden böyle bir karar almışlar söyledi mi?"

"Bir özelliğim varmış ve bunu keşfedersem cinlerin işine gelmeyecekmiş. Beni tutsak etmek istemişler ama sonra siz tarafından korununca öldürmeyi seçmişler."

Diğerleri de şaşırırken Hermia 'ne özelliği?' diye sormuştu. 'Bilmiyorum. İnsan olmam ile ilgili sanırım' diyerek yanıt verirken diğerleri de en az benim kadar meraklı bakıyordu. Kisor büyücüsü oturduğu taburesinden kalkıp arka tarafa doğru ilerledi. Hermia bana dönerek 'seni yalnız bıraktığım için özür dilerim. Bir daha asla yapmayacağım. Söz veriyorum.' dediğinde Erastus söze atıldı.

"Sanki kalsan bir şey yapabilirdin de."

Erastusa sinirle bakarken gözlerimle 'kes sesini' demeye çalışıyordum ama o galiba 'susar mısın?' anlıyordu. Erastus önüne dönerken Hermia cevap verme gereği duymamıştı. Kisor büyücüsü kolyenin aynısından getirdiğinde bana uzattı.

"Bu sefer boynuna takma. Başka bir yere koy."

Cebime koyacakken Hermia elimi tuttu. Göğüs bölgesini göstererek 'en güvenli yer orası.' demişti. Erastus sırıtırken 'oranın güvenli olduğuna emin misin?' diyerek Hermiaya laf atmıştı. Hermia ise geri dönüşüm olarak 'senin gibiler haricinde' diyerek Erastusu yerle bir etmişti. Dediği lafa gülerken Hermia Kisor büyücüsüne dönerek 'özür dilerim efendim' demişti lakin ben hala gülmeye devam ediyordum. Erastus burnundan solurken ne cevap vereceğini düşünüyor olmalıydı. Kisor büyücüsü bir arkadaş gibi Erastus'un omzuna vurarak 'lafı yedin' demeyi ihmal etmemişti. Arkamı dönerek kolyeyi güvenli bölgeye koyduğumda bu duruma tekrar gülmüştüm. Tekrar onlara tarafa döndüğümde Hermia 'şimdi oldu' demişti. Menos sessizliğini koruyordu. Aklıma gelen soruyla Kisor büyücüsüne döndüm.

"Adonis nerede?"

"Aramanın bugün yapılacağını düşünüyorum. Bu konuyla ilgili birkaç işi halletmeye gitti. Senin kimliğinde bir sorun olmaması için okula tekrar gidecek."

Anladığımı ifade eden şekilde başımı salladığımda Erastus Kisor büyücüsüne 'biz artık gidelim. Her şey için teşekkürler' demişti. Ben de ardından teşekkür ettiğimde sırayla dışarı çıktık. Dışarı çıktığımızda Hermia sevinçle gülerek 'asıl müjdeyi vermeyi unuttum.' demişti. Menos 'ne müjdesi' derken benim gibi Erastus da merakla bakıyordu.

"Ailem birkaç günlüğüne burada olmayacak. Bu ne demek biliyor musunuz?"

Erastus baygın bir şekilde bakarken ben 'ne demek' diye sormuştum. Aynı bakışları Erastustan bu sefer ben yiyordum.

"Ev boş. Yani gelsin parti. Bizde kalmaya ne dersin?"

Hermia heyecanla bakarken Erastus araya girerek 'olmaz' demişti. Hermia 'neden?' diye sertçe çıkıştığında Erastusa 'seni ilgilendirmez' demeyi çok istiyordum ama onların evinde kalıyordum ve bu çok ayıp olurdu.

"İkiniz evde yalnız olmaz. Ayrıca arama yapılacak bilmediğiniz birkaç erkek tarafından uygun mu sence? Senin tek kalman da doğru olmaz."

Haklıydı. İkimiz evde tekken bir sorun oluşturabilirdi. Erastus 'ayrıca Despinayı bir daha yalnız bırakmayacağım' dediğinde Hermia biraz yumuşamıştı. Hermia 'o zaman hepiniz gelin.' demişti sorarcasına. Erastus ilk bir şey diyecek gibi oldu ama sonra bana dönerek bir cevap bekledi. 'Çok eğlenirdik' dediğimde 'iyi o zaman' demişti. Hermia zafer kazanmışçasına elini yumruk yaparak bana uzattı. Tokuşturduktan sonra Kisorluların insan olmama ihtimali beni üzüyordu. Ne bileyim yumruk tokuşturmak, espiri yapmak, korumacı davranışlar vs. bunlar insanlara özgü duruyordu ama yanılıyormuşum. Menos da bu fikri kabul ettiğinde Erastus'un ailesine ve kendi ailesine haber vermek için gitti. Hermia, ben ve Erastus Hermiaların evine doğru ilerledik. Evin önüne geldiğimizde Hermia kapıyı açtı ve içeriye geçmemiz için işaret etti. Ben önde Erastus arkada içeri girerken Erastus evi biliyormuş gibi sağdaki odaya girerek koltuklara serildi. Ben de aynı şekilde onun gibi koltukların birine oturdum. Hermia bize dönerek 'çikolatalı içecek.' demişti sorarcasına. Başımı olur anlamında salladığımda Hermia içeri gitmişti. Erastus bana dönerek konuşmaya başladı.

"Çok eğleniriz diyordun. Eğleniyor gibisin."

"Daha yeni geldik. Eğleneceğiz."

Bir şey demeden önüne döndü. Zaten Hermia da çikolatalı içecekleri getirmişti. Hüpleterek bitirdiğim içeceğin ardından Adonis de gelmişti. Hermia, Adonise de  içecekten getirdiğinde atıştırmalık abur cuburda yanında gelmişti. Bu sırada olan olayları Adonise aktarmayı da unutmamışlardı. Adonis endişelense de endişelenmemesi gerektiğini ve iyi olduğumu söyleyerek onu susturdum. Herkes atıştırırken kendi âlemimde oynadığımız oyunu ileri sürdüm.

"Doğruluk Cesaretlilik oynayalım mı?"

Hepsi anlamsız bakışlar atarken Adonis 'o ne?' diyerek soru yöneltmişti.

"Bir oyun türü. Bir şişe lazım."

Hermia 'bir şey yapmamaktan iyidir.' diyerek içeri ki odaların birinden cam şişe getirdi. Oyunu anlatmaya başladım. Camın baş ucunu göstererek 'buraya soru' diğer arka tarafını göstererek 'buraya da cevap deniyor' dedim.

"Şişeyi döndürüyoruz ve baş ucu birini, arka tarafı birini işaret ediyor. Soru gelen kısım cevap gelen kısma doğruluk mu cesaretlilik mi diye soruyor. Doğruluk derse merak ettiği bir soruyu soruyor cesaret derse yapmasını istediği bir şeyi yaptırıyor."

Menos 'yalan söylerse nasıl anlıyorsunuz' diye sorduğunda 'anlamıyoruz' diye cevap verdim. Hermia 'öyle bir manâsı olmaz ki. Yemin büyüsü yapalım.' dediğinde aklıma Corentin ile yaptığım yemin büyüsü geldi. Bunu düşünmemeliydim ani yaşayacağım his değişikliği Erastus'u şüpheye düşürebilirdi. Corentini unutarak oyuna yönlendim. Hermia ayağa kalkarak bıçak getirdiğinde Corentin'in kolumun alt bölgesini kesmesi canlandı gözümde. Neyse ki büyünün etkisinden olacak ki kesik gözükmüyordu. Herkes sırayla kolunu keserken Hermia'nın bıçağın yanında getirdiği kutuya kanını damlatarak 'cukaj' dedi. Hermia 'peki yalan söyleyene ne olsun?' Diye sorduğunda Menos 'öksürük krizi' diyerek güldü. Hermia 'mantıklı' derken kutuya eğilerek 'ımgağam' dedi. Kutuyu kapatıp kenara koyarken yerlere minderleri getirmişti. Herkes bir mindere oturdu ve şişeyi ortamıza aldık. Hermia 'ben başlayacağım' dedikten sonra şişeyi çevirdi. Soru tarafı Adonis'in önünde cevap tarafı ise Erastus'un önünde durmuştu. Erastus Adonise bakarken Adonis 'doğruluk mu cesaretlilik mi?' diye sormuştu. Erastus bir kaç saniyeden sonra 'doğruluk' demişti. Anlaşılan cesaretlilik onun için fazlaydı. İçimden Erastusa laf sokarken Adonis çoktan sorusunu sormuştu bile.

"Sayn kızını hatırlıyor musun? Ona iksiri neden sattın? Yasak olduğu halde."

Erastus'un yüzü gerilirken 'canım öyle istedi çünkü' demişti. Sonradan öksürük krizine girmeye başlamıştı bile. Öksürüğün arasından 'tavlamaya çalışıyordum' dediğinde öksürüğü kesildi. Yani doğru söylüyordu. Kız tavlıyordu demek ki. Hermia 'tam da Erastusdan beklenecek hareket' dedi kınayıcı bakışlarını yollarken. Erastus ise 'yine ben benden bekleneni yapıyorum ya sen?' dediğinde Hermia'nın yüzü düştü. Yine de bir şey demedi. Şişeyi Erastus döndürdüğünde soru bölümü Menos'un önüne cevap kısmı ise Hermia'nın önünde durmuştu. Menos gülerken 'Doğruluk mu Cesaretlilik mi?' diye sormuştu. Hermia'nın cesaretlilik demesini bekliyordum ama doğruluk demişti.

"Şu gizli bölgenin kapısının açan taşı nasıl aldın?"

"Çok fazla korunmuyordu. Ayrıca birkaç kılığa girmem gerekti. Birde bir kaç kişiden yardım aldım."

"Kimden?"

Araya girerek 'ikinci bir soru yok' demiştim Hermiayı kurtarmaya çalışarak. Anlamıştım çünkü zorla cevap veriyordu. Hermia da bana gülümseyerek baktı. Bir kaç dönüşten sonra herkesin her şeyi dökülüyordu. Hatta bir ara Erastusun bir cini bile tavladığını öğrendiğimde şok geçiriyordum. Kapı çaldığında Hermia ayaklandı. Biz de onunla birlikte ayaklandık. Bu saatte kim olabilirdi ki? Elbette arama yapılacağını unutmuştum. Hermia kapıyı açtığında üç erkek vardı. Hepsi aynı üstü giyiniyordu. Üçü de sırıtırken en kenarda duran konuşmuştu.

"Vay! Çocuk topluluğu hem de iki güzel kız da var."

Bu sırıtışının sebebi kötü niyetli miydi yoksa ben mi yanlış anlıyordum?

....

Sizce ne olacak ?

Bölümü oylamayı ve bölüme yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Continue lendo

Você também vai gostar

91K 6.4K 41
Doğaüstü olayların içinde sıkışmış bir aşk hikayesi.
1.3M 26.1K 15
2. KİTABIN YAZIMINA ŞİMDİLİK ARA VERDİM. TEKRAR BAŞLADIĞIMDA DUYURU YAPARIM. Bir gece vakti küçük bir bebek ormana bırakıldı. Ölsün diye götürüldüğü...
TEK ODA De 1

Romance

5.1K 236 16
"Dışarıda bekle, içeride bekle, öldükten sonra bekle, gelecekteki hayatında bekle. İstersen sonsuza kadar bekle ama ben sana gelmeyeceğim." dedim...
427 58 10
Ana karakterimiz Almila Aksoy başarılı bir kızdır.Ama hayatı istediği gibi yolunda gitmez.Geçmişinden travmaları kalan Almila büyüyünce de bunun etki...