Mehir'den
Gelmiştim ışte rutubet kokulu acı dolu duvarlarına, bu acı yetiyordu canıma, canım yanıyordu yaşamak istemiyordum ama bır güç benim yasamamami istiyor, beni ölümün ucundan alıp yaşamama izin veriyordu.
Odamı kapısı çalınmasyla kafamdaki acı dolu düşünceleri silidi ama hala kalbimde hiç sönmeyecek alev gibi duruyordu.
Kapıdaki kişi daha fazla bekletmemek için.
"Girinz"
Diye seslendim.seslenmemle
Içeriye benim yaşlarımnda olduğunu tahmin ettiğim
Çok sevecen tatlı ve güzel bir bayan girdi ve yanıma doğru gelerek elini uzatip kendini tanitmaya başladı
"Nerhaba Mina ben.Bundan sonra sizinle ilgilinecek olan görevli asistanim.'
Kendini tanitmaya böyle başlamıştı.
Çünkü bizim buralarda sistem böyleydi ;eğer biri intihar ederse,kurtulmuş yani geberip gitmediyse onunla ilgilenen görevliler ayarlanir bir daha intihar teşebbüsünde bulunmasinlar diye.
Çok saçma bir sistemdi benim yaşıyor olmam gibi.
"Mehir Hanım ,Mehir Hanım
Beni duyuyormusunuz."
"Kusura bakmayın biraz dalmışım."
"Önemli değil.Kendinizi nasıl hissediyorsunuz acaba."
"Kötü, berbat,tükenmiş,yaşamaya takati kalmamış,
Acılar canını almak ister gibi tetikte,hiç yaşamamış gibi nefes almaya bile zorumlu ihtiyaç haline getirmiş gibi ölmek için gün sayan,gözlerini kapattığı zaman hayalinde sarıldığı ailesini özleyen aciz,yaralı,yanlız ve kimsesiz hissediyorum."
Karşımdaki bu yabancıya niçin bunları anlattığımı bilmiyorum ama bi güç bu karşında ki kişinin iyi olduğunu söylüyor,ve canın acisini bir nebze rahatlatacakmiş gibi geliyor.
"Bakınız Mehir hanım,sizin neler yaşadığınızı bilmiyorum yada tahmin edemiyorum Ama canıza kiyacak kadar çok acılar yaşadınızi ve umutsuz bir insan olduğunuzu,yara verenin merhem hazırladığını bilmiyoru olduğunuzu biliyor gibiyim."
"Öncelikle Mehir diye bilirsiniz hanım kelimesini fazlalık etmeyin,kendimi önemli insanlar gibi hissetmenme sebep oluyor.
Benim neler çektiğimi anlayamazsınız,
Sizin hiç derdinizi anlatamadığıniz anneniz oldumu size sarılamayan babanız olduğumu,oyun oynayamadığıniz kardeşiniz oldumu peki
Ölmek istediğiniz zamanlar oldumu?benim oldu.Hem de çok oldu.
Her gece uyduğunuz zaman,sabah uyanmak istemediğiniz zamanlar oldumu?!benim oldu,sabah huzur dolu uyandigim,gece sevinçle uyuduğunm zamanlar olmadi ben acıyla uymuş kederler uyanmış umutları ve sevinçleri tükenmiş
Ruhu ölü biriyim...O yüzden beni anlayamazsınız.
Ilk defa bu kadar uzun cümleler ve kelimeler kullanmıştım hem de şu karşıda ki yabancı için.
Mina'dan
Olamamıştı çünkü annem ve babam olmasada sevdiğim insanlar vardı,acılara rağmen hiç ölmek istediğim zamanlar olmamıştı
Çünkü ben biliyordim Allahtan ümit kesilmezdi,her şeyin ama herşeyin hayairlisini Allah bilirdi şerrin içinden hayıri,hayrın içinde şerri çıkarırdı.
Bizim hayır gördüğümüz şeyde şer,şer gördüğümüzunhayır vardı ben bu zihniyete yetiştigim için
Hiç bir zaman Allahın verdiği canı almak istemedim.
"Bak Mehir sen kendini özel yada önemli hissetmeye bilirsin ama benim için Allahın her yatağı canlı özel! Ve önemlidir!
Bak kardeşim,kardeşim diyorum çünkü her müslüman,müslümanın kardeşidir.
Sen de benim kardeşim olarak şunları söylemek istiyorum peygamber efendimiz(SaV)dediği gibi yanlış gördüğün yerde önce dilinle düzelt dilinle düzelmez ise aklınla aklinla düzelmez ise kalbinle düzelt.
Sende yanlışta olduğun için seni doğruya döndürmek boynumun borcu oldu bugünden sonra yanlıştan doğruya birlikte ulaşacağız InşAllah."
Mehir gözlerimin içine bakıyordu bir şeyler sormak ister gibi bir halı vardı ama çekiniyor gibiydi
Bende bu cekinmesinden aldigim cesaretle şu kelimelerler döküldü gönlümden.
Çünkü gönülde ne varsa dile o vururdu deniz dalgaları gibi.
"Bak kardeşim sen bundan sonra benim manevi kardeşimsın,kardeşler birbirinden çekinmez
Sen istediğin şeyleri şu an kafana takılan her şeyi sorup cevabını öğrene bilir,yanlıştan uzaklaşıp
Doğruya ulaşa bilirsin."
"Teşekkür ederim.Ama bana karşı bu kadar iyi olma biz senle çok uzağız sen pırıl pırıl parlayan gündüzü güneşi kadar temiz ve güzel bense gecenin karanlığı kadar pis ve kırlı."
"Ah canım şunu sakın unutma ancak zıt kutuplar birbirini çeker."
Ağzında dökülen kelimelerinden anlaşıldığı üzere Mehir çok bilgisizdi .
"Bu kadar saf olma Mina,
Kalbi kararmışla beyaz olanı bir olurmu."
"Ah Mehir sen saf olma beyaz duvar beyaz dır zaten kararmaz öyle kolay kolay,ama siyah duvar başta da beyazdı o yüzden beyaza çevirmek kolay yeterki kırlı duvar beyaz olmak istesin,kendini beyaz yapmak isteyen ustanın eline kendini bıraksın o zaman beyazlar ve beyaz olacağına inanansin."
InşAllah imamı anlamış olduğunu umut ederek köşede duran sandalyeyi çekerek hayatımın kolay olmadığını ve şükrüm ve sabrimla Allaha inancimla her şeyin üstesinden geldigimi anlatmaya başladim.
"Bak Mehircığım.Benim ailem olduğunumu düşünüyorsun yok ama. Beni kolarinin arasına alıp seven ve gölgesyle bile beni koruyan babam olmadı.Ben anne kokusunu hiç hissetmedim,annemin kızım yavrum deyişini duymadım,kumanda kavgası yapacagimi bir babam olmadı Ben gözlerimi dünyaya annesiz açtım.Ve adımı babam koymadı,söyle sence benim hayatım kolaymi?"
Yazardan...
Susmuşlardi;dertler,göz yaşları konuşuyordu hıçkırıklara boğalarak ağlıyorlardi hiç bitmeyecek hiç dinmeyecek gibi.
Mina oturduğu sandalyeden kalkıp yatağın üzerine oturdu ve Mehire simsıkı sarıldı bütün deretler unutulsun Paylasilsin der gibi ama Acılar geçmez hafiflerdi bunu ikiside biliyordu.Ama Mina biliyordu
Tüm umutlar tükendiğinde islam fısıldiyordu: Allah var...Allah diye...
Mehirin canı hiç bu kadar yanmamiştı,
Kendi derdini hep büyük görürdü ama Minanin derdi daha büyüktü...
Her şey durmuştu zaman,insanlar,acılar Ve dertler
Sadece gözyaşı ve hıçkırıklar vardı bir onun sesi duyuluyordu ikiside
Sessizliğin sesini dinliyorlardi...
Bundan sonra Kader onları biraz mutluluk getirip acılarını unutura bilecekmiydi hiç bilmiyorlardi ama Allahtan umut kesilmezdi.
Mehir ve Mina dert ortağı ve acıların dostu olmuştu...
¤¤¤¤¤¤
Yazardan kısa bir NOT...
Umutsuzluk Şeytanın bir oyunudur sakın ona kakapılmayın...
Eğer Allah bir kapıyi kaparsa önünüze binlerce gözel kapı açar
Ve ummadığınız anda sizi mutlu edecek bir olay gelir
O yüzden hep umutlu olun...
Sağlıklı ve Huzurla kalın..