AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ 1-2 (DÜZ...

Af haticekubraozcan

2.5M 147K 57.3K

[AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ -1- DELİ GELİN] Bir yanda deli dolu bir kadın, öte yanda gözükara ve dev gibi bir adam... Mere

DG -1. Bölüm: DELİ KIZ
DG -2. Bölüm: HAYIRLI OLSUN
DG -3. Bölüm: ATEŞİM VE CAN YAKARIM
DG -4. Bölüm: PARA
DG -5. Bölüm: DİŞ SANCISI
ÖNEMLİ - INSTAGRAM
DG -6. Bölüm: BIÇAK KAZASI
DG -7. Bölüm: KARAKOL
DG -8. Bölüm: YAVRU DELİ GELİN
DG -9. Bölüm: GELECEĞE BİRİKEN ANILAR
AHÛZAR SERİSİ
DG -10. Bölüm: OLAY ÇUKURU
DG -11. Bölüm: İÇ GÜVEYİ
DG -12. Bölüm: İKİ DEFA DÜŞÜN
DG -13. Bölüm: NİŞANLI KAÇAKLAR
DG -14. Bölüm: KIZ BABASI
DG -15. Bölüm: YAPRAK SARMA
DG -16. Bölüm: NİKÂH GÜNLÜKLERİ
DG -17. Bölüm: GELİNLİK
DG -18. Bölüm: HAYATIMA HOŞ GELDİN
DG -19. Bölüm - Part/1: BİZ EVLİYİZ OĞLUM
DG -19. Bölüm - Part/2: BİZ EVLİYİZ OĞLUM
DG -20. Bölüm - Part/1: ŞURA VAKASI
DG -20. Bölüm - Part/2: ŞURA VAKASI
DG -21. Bölüm - Part/1: BEBEK
DG -21. Bölüm - Part/2: BEBEK
DG -22. Bölüm: İTİRAF
DG -23. Bölüm - Part/1: HATA
BİR TUTAM
DG -23. Bölüm - Part/2: HATA
DG -24. Bölüm - Part/1: MİLAD
DG -24. Bölüm - Part/2: MİLAD
DG -25. Bölüm: İKİ ZEYTİN
DG -26. Bölüm: BEKLENMEDİK AN
DG -27. Bölüm: KADER ZİNCİRLERİ
DG -28. Bölüm: MUTLULUĞA DOĞRU
DG -29. Bölüm: AŞK YOLU (FİNAL)
DG -30. Bölüm: ÖZEL SON
!DUYURU!
AFİLİ ÂŞIKLAR SERİSİ -2- BAHTSIZ DAMAT
BD -1. BÖLÜM: PİKNİK MACERASI
BD -2. BÖLÜM: BULAŞIKÇILIK
BD -3. BÖLÜM: EVE GELİN LAZIM MIYMIŞ?
BD -4. BÖLÜM: KAĞIT PARÇASI
BD -5. BÖLÜM: İSTİFA
BD -6. BÖLÜM: MELİH VAKASI
BD -7. BÖLÜM: YANLIŞ ANLAŞILMA
BD -8. BÖLÜM: SANA EN ÇOK BEN YAKIŞTIM
BD -9. BÖLÜM: SAVRULUŞ
BD -10. BÖLÜM: ÖN SÖZ VE SON SÖZ
BD -11. BÖLÜM: ABİNLERDEN KAÇIRDIM SENİ
BD -12. BÖLÜM: PAHALI ELBİSE
SADE'M
BD -13. BÖLÜM: AŞK KIRILMAKTI
BD -14. BÖLÜM: TAKİP MESAFESİ
BD -15. BÖLÜM: PİŞMANLIĞIN ESİRİ
BD -16. BÖLÜM: ÇOK GEÇ
BD -17. BÖLÜM: AİLE SIRRI
BD -18. BÖLÜM:
BD -19. BÖLÜM: KORKU FİLİZİ
BD -20. BÖLÜM: NESLİŞAH
BD -21. BÖLÜM: MEZAR
BD -22. BÖLÜM: TERK EDİLMEK
BD -23. BÖLÜM: ROMANTİZM KATİLİ
VAHA
BD -24. BÖLÜM: GELİN HANIM
BD -25. BÖLÜM: LEYLİFER
BD -26. BÖLÜM: HASTANE
BD -27. BÖLÜM: GÖZYAŞIN İÇİN
BD -28. BÖLÜM: AŞK RÜYASI
BD -29. BÖLÜM: YANGIN
BD -30. BÖLÜM: BERDEL
BD -31. BÖLÜM: TEKLİF
BD -32. BÖLÜM: NAMUS MESELESİ
BD -33. BÖLÜM: ÖN BALAYI
BD -34. BÖLÜM: MUTLULUĞA DOĞRU
BD -35. BÖLÜM: NİKÂHTA KERAMET
BD -36. BÖLÜM: TEST
BD -37. BÖLÜM: NİŞAN
BD -38. BÖLÜM: DÜĞÜNDEN KIZ KAÇIRMA
BD -40. BÖLÜM: SONSUZ SON
!Hikaye Hırsızı!

BD -39. BÖLÜM: SANCILI SAATLER

28K 647 502
Af haticekubraozcan

Yorum sınırı; 500

Keyifli okumalar...

39. BÖLÜM: SANCILI SAATLER

"Ölüyorum Selman..." Oturduğum koltukta neredeyse kıvranırken Selman' a kaş altından bakmayı ihmal etmedim. Hastaneden geleli 2 saat olmuştu ve kısa kısa sancılarım devam ediyordu.

"Aşkım biliyorum sancın var ama elimden bir şey gelmiyor ne yazık ki!" suratında ki mahsun ifade karşısında yerimden kalkıp yanaklarını sıktırmak istesem de sancım izin vermiyordu. 36 haftalık hamileydim. Biliyorum, uzun süredir benden haber alamıyordunuz ama benim de kendi dertlerim vardı. Hayır, hayır yanlış anlamayın. Bebeğim ile sıkıntımız Allah' a şükür ki yok. Tek derdimiz taşınma sorunlarımız maalesef. Evimden ayrılmak istememiş olsam da mecburen bu ayrılığı gerçekleştirdik ve şuan yeni evimizdeyiz.

Selman mı? O her zaman ki halinde yaşayıp gidiyordu. Bir sabah kalktığında her şey normalken, ertesi gün kalktığında benimle uğraşmak zorunda kalıyordu. Hamileliğimin ilk zamanlarında yaşadığım sıkıntılar tüm süre boyunca devam ettiği için elimiz ağzımızda dolanıyorduk. Nihayet artık son zamanlara gelmiştik ve umuyorum ki rahat nefes alacağız.

"Yemek mi yesek?" sancıyı unutmuş açlığım ile baş başa kalmıştım. Selman' ın aniden bana dönmesi ile masum bir hale geçtim.

"Aşkım yarım saat önce sandviç yedin ya"

"Ama o yarım saat önceydi ya. Üstelik bir sandviçten ne olur? Sen doyar mısın onunla?" son 2 aydır yemek konusunda sıkıntı çekiyordum. Ben yemek konusunda problem yaşamıyor olsam da Selman fazla yemem konusunda şikayet ediyordu. Bunun sebebi de 20 kilo kadar almış olmamdı. Tuhaf bir şekilde su içsem 2 kilo alıyor gibiydim. Yanaklarımın tombulluğundan burnum bile görünmeyecek hale gelmişti. Eda ve Irmak doğum sonrası bu kiloları nasıl vereceğimi dert etseler de ben saldım çayıra mevlam kayıra havasında geziyorum.

Bu zor zamanda huyuma giden tek kişi ise Kehribar' dı. Canım benim, haftada 3 defa görüşüyorduk ve görüştüğümüz zaman o nefis yemeklerinden beni mahrum bırakmıyordu.

Hele o Beyran yok muydu? Allah' ım onun için buradan yürüyerek ona gitmeye razıydım.

"Bercestem sana sesleniyorum" ben yine yemek hayali ile dalıp gitmişken Selman' ın seslenmesi ile ona odaklanmaya çalıştım.

"Annemlere mi gitsek?"

"Az önce ağrıdan kıvranıyordun ya ne işimiz var annemlerde."

"Beyran yerdik. Hem benim ki sadece bir teklifti" bence gayet makul bir teklifti. Yürüyerek gidecek değildik ya, arabayla gidecektik. Taş çatlasın 20 dakikada annemlerde olurduk.

"Aşkım neden böyle yapıyorsun? Şu haline bir bakar mısın? Bak ayakların dahil tüm vücudun tuhaf biçimde şişti. Tamam, canın istiyor anlıyorum ama bebeğimiz için bu isteğini görmezden gelip, isteklerine dur demelisin" Selman' ın sözleri ile oturur duruma geldim. Neden böyle olmuştum.

"Demek öyle ha? Ne çabuk unuttun önüme dizdiğin yağları, balları, reçelleri"

"Ama o zamanlar böyle çok yemiyordun"

"Çok yemiyordum ha? Yediklerimi saydığını bilmiyordum doğrusu"

"Ne alakası var? Yediklerini saymıyorum sadece senin ve bebeğimin sağlığı için"

"Ben bebeğimin sağlığını düşünmüyorum yani? Ben duyarsız, duygusuz, bencil bir anneyim öyle mi?" ağlamaya başladığımda Selman derince bir of çekti. Bu adam 9 ay boyunca bana aklını kaybetmeden katlanabildiyse ölümden ayrısı ona dokunmazdı. Gerçekten çekilmez bir insan olmuştum. Normal zaman da da pek sakin bir insan değildim ama hamilelik beni daha beter hale getirmişti. Göz yaşlarım çenemden kucağıma akarken ben inatla susmuyordum. Canım kocam ise bu halime artık dayanamamış olacak ki yanıma gelip oturdu.

"Özür dilerim Bercestem. Hadi annemlere gidelim de beyran yiyelim" Ağlamaktan bulanıklaşan gözlerimi hızla temizledim ve beklenti ile kocama baktım. Bu adam işini biliyordu. Benim gönlüm nasıl alması gerektiğini de biliyordu.

"Vallaha mı?"

"Vallaha güzelim" benim gibi şiveli söylediğinde çok tatlı oluyordu. Mümkün olduğunca hızlı kalktım ve odama geçtim. Üzerimi değiştirip kapının önünde beni bekleyen kocama baktım.

"Her defasında beni aynı şekilde kandırıyorsun"

"Ama sende çok güzel kanıyorsun aşkım" Selman' ın çekici gülümsemesi eşliğinde arabaya geçip yola koyulduk. Selman bugün annesi ile konuşmuştu ve mutluydu. 3 ay önce annesi, Selda ile birlikte Amerika' ya gitmişti. Doğuma gelmesini bekliyorduk ve muhtemelen gelecekti. Sanırım asla yalnız kalmayacaktım. Babaannem de dahil, sülalenin tüm kadınları bana yardımcı olmak konusunda gönüllülerdi. Bu zamanda bakım konusunda sıkıntı çekmesem de, bolca sıkılacağımdan emindim.

"Umarım Kehribar' a haber vermişsindir?"

"Seni beklerken vaktim boldu. Agah' ı aradım ve evde olmadıklarını söyledi" işte bu ihtimal aklıma hiç gelmemişti. Ben evde olacağını düşünürken aslında ne kadar ayıp ettiğimi fark etmemiştim. Onlar da yeni evlilerdi ve gezmeye gidebilirlerdi.

"Hımm... Anladım o zaman gitmemize gerek yok evimize dönelim" Canım sıkılmıştı inkar edemem.

"Cümlenin sonunu dinlemedin daha. Agah' ı aradım ve dışarıda olduklarını duyunca gideceğimiz yere davet ettim. Beyran seven tek kişi sen değilsin sonuçta"

"Ay canım kocam benim ya" arabada olmamıza rağmen uzanıp yanağından öpmeye çalıştım ama sadece çalışmakla kaldım.

"Dur hayatım, borcun olsun indiğimizde öpersin" araba durduğunda ne öpücük kalmıştı aklımda, ne teşekkür. Selman' ın yönlendirmesi ile restorana girip abimleri beklemeye başladık.

"Bunlar nerede kaldı ya?" huzursuz ve sabırsız sorum üzerine kocam her zaman ki gibi sabır dileyerek gülümsedi. Ben sabırsız bir insan değilim arkadaşlar, sadece hamile ve açım. Kendi kendime konuşmamın üzerinden saniyeler geçmeden kapıdan giren ikili ile yüzümde güller açıldı.

"Geldi bizimkiler" sözlerim ile Selman bakışlarını telefonundan kaldırıp gelenlere çevirdi.

"Kusura bakmayın bizimkiler bir şeyler yapalım deyince onları da çağırdım" Agah abimin açıklaması ile kalabalık insan grubu masamızda yerini buldu. İnsan grubundan kastım abilerim ve pek sevgili eşleri. Siz bilmiyorsunuz ama Agah abimin düğününden 2 hafta sonra Irmak ve Asaf abim de sade bir nikah töreni ile evlenmişti. Aman kaçırdığınız bir şey yok bildiğiniz Sağıroğlu ailesi ve muhteşem gelinleri. Kısa bir selamlaşmanın ardından hızlı bir şekilde siparişlerimizi verdik. Bildiğiniz hacı yolu gözetler gibi garsonun yolunu gözetliyordum. Ortamda dönen sohbetten fazlasıyla uzak duruyordum. İlk aylarda bu kadar aş ermemiş biri olarak o günlerin acısını şimdilerde çıkardığım söylenebilir.

"Bize gidelim"

"Yok biz evimize gidelim. Malum Aslışah bu sıralar sıkıntılı zamanlar geçiriyor"

"Bir şey olmaz ya. Hep beraber olalım, mühim gelişmeler var" Akif abimin bu cümlesine şüphe ile bakmıştım.

"Hayırdır yine hanginize kız kaçırıyoruz" bu cümlem üzerine Irmak kuvvetli bir cıyaklama ile seslendi.

"Aslışah, ayıp ama"

"Ne ayıbı be? Bu aile ne zaman önemli bir şeyler konuşmaya otursa kesin masadan birine kız kaçırma kararı ile kalkarız" valla kimse kusura bakmasın yazılı olmayan kurallardan bir tanesi de bu. En son o masada gerçekleştirilen önemli konuşma ki bu benim bebek haberim oluyor en sonunda Asaf abim kız kaçıracağının haberini veriyordu.

"Bu defa öyle bir şey değil" bana kalsa buradan öğrenmeden kalkmazdım ama benim canım kocam daha fazla ısrarlarına dayanamadı.

"Neyse, gidelim bakalım erken kalkarız" hep birlikte arabalarımıza geçerken ben yediklerimin ve bebeğimin bana verdiği rahatsızlığı yansıtmamak için can hıraş bir çaba içerisindeydim. Şimdi sıkıntım var desem kesin Selman eve gidene kadar söylenecek, ben beyran yedim o da başımın etini yiyecekti. Eve geldiğimizde tam arabadan iniyorduk ki cep telefonumun sesi ile biraz erteledim.

"Efendim?" tanımadığım numaraları açmama gibi bir huyum yoktu. Allah kahretmesin meraklı bir insan olmanın ceremesini her zaman çekiyor olsam da merakım daha ağır basıyordu.

"Abla" bir kaç saniye çözmeye çalıştım. Ses tanıdık gelmemekle birlikte yabancılık da çekmiyordum doğrusu. Kolumda ki hareketlilikle Selman' a baktım.

"O kim?" telefonun diğer ucundan yeniden ' abla benim Neslişah' denmesi ile gözlerimden yaşların akması bir oldu.

"Neslişah, ablacım nerelerdesin sen?" Bizim arabadan inmediğimizi gören ailem tepemize doluşmuş bizi izlerken Selman' da en az benim kadar heyecanlanmıştı.

"Ablam, çok aramak istedim ama ulaşamadım sana. Annem izin vermedi. Numaranı da bulamadım"

"Şimdi nasıl arıyorsun? Neredesin?"

"Annem evde değil. Geçen gün telefon numaranı onun telefonundan aldım" çabası beni mutlu etmişti. O da beni bulmak için uğraşıyordu ve bulmuştu.

"Kuzum ben seni çok aradım ama ulaşamadım. Annen hep engel oldu, çok merak ettim seni. Evinize geldim taşındı dediler" Agah abimin düğününden sonra ısrarım üzerine gitmiştik ama bulamamıştık. Neslişah hastaneden çıkar çıkmaz buradan taşındı demişti komşuları. Benden alacaklarını alıp yine her zaman ki gibi yok sayılmıştım.

"Bende seni çok merak ettim. Çok özledim. Hastaneden çıkar çıkmaz taşındık. Apar topar ne olduğunu ben bile anlamadım" göz yaşlarım konuşmamı engellese de susmak istemiyordum. Susarsam ulaşamayacakmışım gibi geliyordu. Annesini kabul etmesem de kardeşim olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

"Sen nasılsın, nasıl oldun? Aslan nasıl? O nerede?"

"O da burada abla. İkimiz de seni merak ediyoruz ve görüşmek istiyoruz. Babamla konuşacağız, annemi ikna etmesini sağlayıp seninle buluşmak istiyoruz" Ablasının gülü ya. Ben bu kadarını duydum ya ölsem yine bırakmazdım bulurdum onu.

"Tamam kuzum. Evin adresini söyle ben gelirim. Her halükarda girerim o eve"

"Evin adresini vereyim ama ona gerek kalmadan görüşeceğimizi umuyorum" ne kadar da büyümüştü. Ne kadar da olgun konuşuyordu böyle.

"Tamam canım. Senden haber bekliyorum" Telefonu kapattığımızda 7 kişi de merakla bana bakıyordu. Ben ise yaşadığım duygu yoğunluğu ile açıklama bile yapamıyordum.

"Aşkım anlatır mısın ne oldu?"

"Beni.... Beni arıyormuş. Görüşeceğiz, seni özledim abla dedi"

"Ohhh... Bu çok güzel haber" Selman' ın bana sarılması ile sakinleşmeye çalıştım. Neslişah' ın aramasını hiç beklemiyordum. Neredeyse unutmuştum bile. Şimdi bu şekilde araması hem şaşırtmış hem mutlu etmişti.

"Haydi gözünüz aydın." diğerlerinin de tebrik etmesi ile gülümsemeye çalıştım. Bir kaç dakika sakinleştikten sonra eve geçtik. Herkes yüzünde gülümseme ile salona geçerken ben annemler ile selamlaşıyordum. Babam her zaman ki gibi eşofmanlarını giymiş, elinde kumanda ile baş köşeye oturmuştu. Annem de elinde ki havlu ile babamın yanında ki koltuğa oturdu. Agah abim dediğini yapmış annemlerin yanından ayrılmamıştı. Staj görüyordu ve bittiğinde evi ayırma düşüncesinde olsa da Kehribar bu fikre pek sıcak bakmıyordu.

"Evet, sevgili ailemiz bugün buraya sizinle önemli bir haberi paylaşmak için toplanmış bulunuyoruz"

"Abicim Allah aşkına resmi törenlerde ortaokul öğrencilerine konuşma yapan müdür edası ile konuşmayı bırak da sadede gel. Gerçi az önce ki giriş cümlesinden herkes ne olduğunu anladı ama neyse" Asaf abim her zaman ki gibi konuşmanın içine edince sert bakışlar ona dönmüştü bile. Irmak kocasını dürtüklüyor, Asaf abim umursamazca omuz silkiyordu.

"Allah razı olsun Asaf şurada azıcık gururlanayım, sevincimi paylaşayım dedim çok güzel sabote ettin"

"Ben onun için mi dedim ama ya"

"Neyse ne! Ailemize yeni bir üye daha katılıyor" ilk başta hevesi kursağında kalsa da haberin muhteşemliği onu eski haline geri döndürdü. Hepimiz tek tek tebrik ettik ikisini de. Annem ve babam çok sevinmişti. İlk torunları dünyaya gelecekti ve haklılardı. Tebrik faslı bittiğinde kadılar olarak odaya geçtik. Erkekler ise aralarında sohbet ediyorlardı. Irmak' ın getirdiği çaydan bir yudum almıştım ki bedenime yavaş yavaş giren sancı ile sarsıldım. Bu hepsinden farklı gelmişti. Henüz sabah ansızın giren sancı gelip geçiyordu ama bu yavaş yavaş ben buradayım der gibiydi. Elimi koltuğa yasladım ve sancının geçmesini bekledim. 1 dakika kadar süren sancı yavaş yavaş dinerken rahatlamıştım.

"Bak bunları yeni ördüm" annemin getirdiği yeleği elime almıştım ki varlığını hissettiren sancı yeniden belirdi. Oturduğum yerden kalkıp pozisyon değiştirdim. Belki diğerleri gibi geçer dedim ama maalesef pek etkisi olmamıştı. Kimseye belli etmeden yeleği inceledim ve beğendiğime dair bir kaç cümle kurdum.

"Anne" dedim yüzümü buruşturarak. O ise gelinlerine yeni ördüğü kazağı gösteriyordu. Boğuk sesim ile hepsi bana döndüğünde ağrıya dayanamadan yeniden seslendim.

"Anne sancım var"Eda ve Irmak dibimde bittiğinde annem Irmak' ı kenara itekleyip hemen yanıma oturdu. Eli karnımı bulurken ben sancı ile sızlanmakla meşguldüm.

"Süresini tuttun mu? Yalancı sancı olmasın" Eda' nın bu fikri ile kendim ile çelişkiye düştüm. Az önce olan sancı gitmişti. Allah' ım şaka gibi resmen. Evladım annes ile bildiğiniz dalga geçiyordu. Yüzümde mahcup bir gülümseme ile güldüm. Onlar ise bu duruma kahkaha atmışlardı resmen. Hafif hafif gelen sancılara aldırmadan onların arasına karıştım. Saat epey geç olduğunda evimize geldik.

"Kesintisiz uykularımızın son 4 ile 5 haftası sanırım" makyaj masasında yüzümü temizlerken Selman çoktan yatağa girmiş tableti ile ilgileniyordu. Gözü işinde olabilirdi ama aklı kesinlikle bendeydi ve sürekli konuşup durum yoklaması yapıyordu.

"Kesintili ama güzel günler olacak inşaAllah"

"İnşaAllah bercestem" işimi bitirdiğimde bende onun yanında yerimi aldım. Karnımın büyüklüğü sebebi ile sırt üstü yatamıyordum. Selman' a da sarılarak uyuyamıyordum keza karnım ona dönük sarılamıyordum bile. Her akşam olduğu gibi sırtımı ona döndüm ve sarılmasını bekledim. Kısa süre sonra sıcacık bedenini hissettiğimde elleri da karnıma sarıldı.

"Bu hissi seviyorum" elleri karnımın üzerinde gidip gelirken ellerimi onun ellerinin üzerine koydum.

"Bana sarılmanı seviyorum"

"Hımm, peki başka?"

"Beni önemsemeni seviyorum"

"Başka"

"Benimle ilgilenmeni, beni kıskanmanı, bana kızmanı bile seviyorum. Ay ben seni çok seviyorum ya" koluna kondurduğum öpücük sonrası kocamın dudakları ensemi buldu.

"Bende seni çok seviyorum benim deli karım"

"En çok sana deliyim biliyorsun değil mi?"

"Bilmez olur muyum"uykuya daldığımızda ikimiz de huzurluyduk. Birbirini seven iki insanın yan yana olmasından daha güzel çok az şey olabilirdi ki bir tanesi karnımdaydı bile. Kaç saat uyuduğumuzu bilmediğim bir anda hissettiğim acı ile uyandım. Karanlığa alışmam zaman alsa da yatakta oturur konuma geldim. Selman' ın sırtı bana dönük uyuyordu.

"Başka zaman olsa sırf Selman' ı gıcık etmek için bu durumu uzatır, sebepsiz sinirlenmesini sağlardım ama şuan hiç uğraşacak durumda değildim.

"Ahh" ansızın şiddetlenen sancım ile dudaklarımdan çıkan inleme odaya karıştığında benim pek sevgili kocam horlamaya devam ediyordu. Gayet hareketli sayılabilecek şekilde yerimden kalktım ve odanın içinde dolanmaya başladım. Belki bir umut bu sancılara son verebilirdim. Neredeyse 5. turumda yeni bir sancı ile olduğum yerde donup kaldım.

"Selman... Selman" ilk seslenişimde pek oralı olmasa da ikincide gözlerini açmayı başardı. Hemen arkasını dönüp beni kontrol ederken yatakta olmadığımı anladığı an fırladı yerinden.

"Aslışah... Aslışah neredesin?" yatağın ayak ucu tarafındaydım ve karanlıkta beni görememesi normaldi.

"Buradayım ışığı yak" Apar topar, biraz da düşme tehlikesi atlatarak ışığa koştuğunda ortalık birden aydınlanmıştı. Ben saç baş dağınık, kendinden geçmiş bir halde olduğum yerde kıvranırken Selman tek adımla yanıma kadar geldi.

"Aşkım iyi misin?"

"Bence..." cümlemi tamamlayamadan vaktin geldiğini anlamıştım. İlk hamileliğim olduğundan gerek doktorum, gerek ailemdeki kadınlar fazlası ile bilgilendirmişlerdi. Yalancı sancıları anlayamamış olsam da doğum ne zaman başlıyor onu anlayabilecek mantıktaydım.

"Bence vakti geldi ve acilen gitmemiz lazım" kendimi toparladığımda dolabımın önüne gittim.

"Dur ben yardım edeyim" Üzerim saniyeler içinde battığı için hazırda duran bol eşofmanlarımı giyecektim. Kocamın yardımı ile üzerimi değiştirdiğimde Selman' da hızla hazırlandı ve çantamızı alıp çıktık. Arabada giderken ikimiz de beklediğimizin aksine sakindik. Ben bağırıp çağırmıyordum, kocam da bu yüzden strese girip bizi tehlikeye sokmuyordu.

"Asaf, biz hastaneye gidiyoruz.... Evet, galiba başladı... tamam görüşürüz" telefonu kapattığında hastaneye çoktan gelmiştik. Selman' ın arabadaki sakin hali yerini telaşlı baba adayına bırakmıştı bile. Bundan sonrası gerçekten çok hareketli geçeceğe benziyordu.

ϾϿ

BÖLÜM SONU...

Seri yazarı: ©haticekubraozcan

haticekubraozcan

Fortsæt med at læse

You'll Also Like

1.2M 66K 75
Kumdan bir kalenin içinde büyümüştüm. Kör ve dilsiz olarak. Kalem üstüme yıkılıyordu ve ben altında eziliyordum. Birden öldürmüyordu beni. Önce nef...
1M 56.6K 54
"Gülmeyi sevenlere ithafen..." Bir derginin genel müdürü olan Ali Ömer Erez; görünürde çapkın, hovarda ve ciddi ilişkiden kaçan bir adamdır. Tamamıyl...
43.2K 3.2K 25
Ateş kaya: Canım dediğim canımı aldı,yar bildiğim yara açtı ASme Sahra Şah: Coğrafya kaderdir denilirdi ama ben ailemin işlediği günahların kehaneti...
94.8K 2.6K 8
Gece boyu izledi kadın genç adamı Gülüsünü Nefes alışverişini Yüzünü Her şeyini Geçmişin gösterdiği ihanete rağmen o adamla olmak istedi . Ve...