Gizemli Kasaba

By kitapkokusu02

12.1M 517K 282K

Jenna Collins Gizemli Kasaba'ya taşındığında olacaklardan habersizdir. Birçok yeni insan tanıyacaktır. Peki y... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-50-
-51-
-52-
-53-
-54-
-55-
-56-
-57-
-58-
-59-
-60-
-61-
-62-
-63-
-64-
-65-
-66-
-67-
-68-
-69-
-70-
-71-
-72-
-FİNAL-
-DUYURU VE TEŞEKKÜR-
-ÖZEL BÖLÜM-

-11-

197K 8.7K 2.3K
By kitapkokusu02

Nina'nın pijama partisinin üstünden bir hafta geçmişti. O günden beri Michael'i görmemiştim. Neredeydi bu çocuk? Çok meraklanıyordum.

Nina, David, Mandy, James ve ben okulun bankında oturuyorduk.

"Michael'i göreniniz hâlâ yok değil mi?" diye sordum. Herkes başını iki yana salladı. Evini biliyordum ama gitmeye cesaret edememiştim. Telefonu da kapalıydı. Ona hiçbir şekilde ulaşamıyordum.

Evde odamın balkonuna çıkmıştım. Ama artık daha fazla bekleyemiyordum. Onu gerçekten özlemiştim. Çok endişeli ve aşırı sinirliydim. Hava karanlıktı ama umursamıyordum. Ceketimi alıp dışarı çıktım. Belki okula gelmemesinin sebebi bendim ama artık evine gidip gerçeği öğrenmeliydim.

Hızlı adımlarla yürüyordum. O anda bir el beni kendine çekti. Korkuyla arkamı döndüm.

David'di.

"Hadi ama! Tüm o vampir olayını öğrendikten sonra bile hala karanlıkta dışarı çıkıyorsun?!" dedi.

"Neden? Senin gibiler kanımı emecek diye korkmam gerekiyor?" dedim. Lanet olsun! Ne demiştim ben?

"David.. Özür dilerim. Gerçekten sinirlerim bozuk. İsteyerek söylemedim." dedim. Bana baktı ve gülümsedi.

"Önemli değil ki haklısın çünkü." dedi. Harika..

Yürümeye başladım. Ama o da yanımdan geliyordu. Beni yalnız bırakmayacaktı. Michael'in evinin önüne kadar gelmişti fakat sonra durdu. Evin bahçesine bile girmedi. Evde ışıklar açıktı. Bana baktı.

"Siz rahatça konuşun. Yarın görüşürüz." dedi. Ben daha bir şey diyemeden ortadan kaybolmuştu.

Zili çaldım. Kapıyı Michael açtı. Birkaç dakika yüzüme baktı. Şaşırmış gibiydi. Onu özlemiştim.

"Onca olandan sonra hâlâ buraya gelebiliyor musun? Sana saldırmama rağmen.." dedi. Gülümsedim ve boynuna sarıldım. O da bana sarıldı. Daha sonra biraz geri çekildi.

"İçeri girmek ister misin?"

"Tabii ki." dedim ve içeri geçtik. Odasına çıktık ve oturduk.

"Yalnız yaşıyorsun?" diye sordum.

"Evet." dedi.

"Jenna.. Bak ben gerçekten çok üzgünüm. Bir an kendimi kontrol edemedim. Çünkü.. Kanın öyle güzel kokuyor ki.. Özür dilerim." dedi. Gerçekten de çok üzgün gözüküyordu. Gülümsedim.

"Önemli değil." dedim. Bir süre bana baktı. Sonra kolunu kaldırdı ve ben de başımı onun vücuduna yasladım. O da koluyla bana sarıldı. Hiç konuşmuyorduk. Biraz zaman geçtikten sonra geri çekildim.

"Galiba artık gitmem gerek. Yarın görüşürüz değil mi?" dedim.

"Tabii ki. Gel seni evine bırakayım." dedi ve evden çıktık.

---

Ertesi gün Michael okula gelmişti. Demek ki okula gelmemesinin sebebi gerçekten bendim. Benim onu görmek istemeyeceğimi düşünmüştü. Tam sıralara oturmuştuk ki Monica geldi. Herkese birer kart verdi.

"Bu Cumartesi günü doğum günüm ve büyük çaplı bir parti olacak. Hepiniz davetlisiniz canlarım. Güzel hediyeler almayı unutmayın." dedi ve saçlarını geriye atarak havalı bir şekilde sırasına oturdu. Parti ormanlık bir alandaydı. Nina ve Mandy'nin yanına gittim. Bugün perşembeydi ve partiye iki gün vardı.

"Gidiyor muyuz?" diye sordum.

"Bu kızı pek sevdiğim söylenemez ama sınıf arkadaşımız sonuçta. Gidelim bence." dedi Mandy.

"Bence de." dedi Nina.

"O zaman yarın alışverişe çıkıyoruz kızlar." dedi Nina neşeyle. Çok komik olmuştu çünkü büyük bir istekle ve sesini incelterek söylemişti. Güldük. Ayrıca David'in de güldüğünü gördüm. Bizden uzaktaydı ama sonuçta o bir vampirdi ve demek ki bizi dinliyordu.

Teneffüs zili çaldı. Tam dolabıma gidiyordum ki fizik öğretmenimiz beni durdurdu.

"Kızım senden bir şey rica edebilir miyim? Okulun en alt katında depo var. Bu anahtarı al ve o depoyu . Bir sürü kitap göreceksin. Orada eski müfredatın fizik kitabı olması gerek. Onu bulup odama getirebilir misin?" dedi. Anahtarı aldım ve "Tamam." diyerek alt kata inen merdivenlere doğru yürüdüm.

Merdivenler uzadıkça uzuyordu. Bir okulda neden bu kadar uzun merdiven kullanılırdı ki? Ayrıca korkmaya başlamıştım. Çünkü karanlık gitgide artıyordu. Önümü zar zor görebiliyordum. Telefonum da çantamdaydı. Yani hiçbir ışık kaynağı yoktu. Sonunda merdivenler bitmişti.

Ah!

Lanet olsun!

Kafamı kapıya çarpmıştım. En azından depoyu bulmuştum. Anahtarı çıkardım ve deponun kapısını açmaya çalıştım. Sonunda açıldı. İçeri girdim ama burası da kapkaranlıktı. Şimdi kitabı nasıl bulacaktım ben? Bir ışık kaynağı aramaya başladım. Ama..

Kapı kapandı. Anahtarlar elimdeydi yani kapıyı açabilirdim ama sorun bu değildi.

Birinin nefes aldığını duyabiliyordum.

"Kim var orada?" diye sordum korkuyla. Kalbim küt küt atıyordu. Ayak sesleri daha da yaklaştı. Ve bir el beni duvara yasladı. Vücudu vücuduma değiyordu ama kim olduğunu bilmiyordum. İtmeye çalıştım ama çok güçlüydü. Sonra bir kahkaha sesi geldi. Bu.. Michael'dı.

"Seni aptal! Ödümü kopardın." diye bağırdım. Aslında Michael olduğunu öğrenince rahatlamıştım.

"Özür dilerim." dedi. Hiçbir şey gözükmüyordu ama gülümsediğini hissedebilmiştim. O sırada bana daha da yaklaştı ve dudağıma bir öpücük kondurdu.

"Fizik öğretmenine kitap götürmem lazım." dedim gülerek.

"Bence ilk önce ışıkları açmalısın." dedi ve ışığı açtı. Artık onu görebiliyordum. Gülümsüyordu. Uzandım ve dudağından hafifçe öptüm.

"Hadi bana yardım et." dedim ve kitabı aramaya başladık. Zil çalmıştı ve biz kitabı daha yeni bulmuştuk. Depodan çıktık ve öğretmenin odasına gittik. Kitabı ve anahtarı verdim. Teşekkür etti. "Önemli değil." diyerek hızla odadan çıktım. Sınıfa on dakika geç kalmıştık. Kapıyı tıklayıp içeri girdik. Tüm sınıf bize bakıyordu. Kapının önündeydik. Michael:

"Fizik öğretmeninin yanındaydık." dedi. Öğretmen de:

"Peki geçin oturun." dedi ve dersi anlatmaya devam etti. Ama.. David bana çok garip bakıyordu. Kıskanmış gibi mi endişeli mi yoksa meraklı mı bakıyordu karar verememiştim. Ama neden öyle bakıyordu ki?

Okul bitene kadar da hiç konuşmamıştık. Bu çok garip geliyordu. Fakat eve giderken yalnızca ikimiz kalmıştık. Sessizliği David bozdu:

"Bugün Michael'la neredeydiniz?" dedi.

"Michael da dedi ya? Fizik öğretmeninin yanındaydık. Depodan kitap getirmemizi istedi biz de kitabı götürdük. Neden inanmamış gibisin?" dedim.

"İnanıyorum. Ama şu an kalbin çok hızlı atıyor. Neden?" dedi. Tanrım! Gerçekten kalbim çok hızlı atıyordu. Yoksa Michael'i öptüğüm için kendimi David'e karşı kötü mü hissediyordum? Neden öyle olsun ki? Sonuçta Michael benim sevgilimdi. Ama o zaman bu garip his neydi?

"Yoruldum biraz. Neyse zaten evime de geldik. Yarın görüşürüz." dedim.

"Görüşürüz." dedi. İçeri girdim ve günün yorgunluğuyla kendimi yatağa attım. Pek düşünmemeye çalışarak kendimi uyumaya bıraktım.

Continue Reading

You'll Also Like

57.7K 1K 20
Uyurken arkadas edinmeyi denedinizmi hiç? Aksam oldugunda yatmak icin sabirsizlandiginiz olmadimi ? Arkadasinizla bulusmaya gitmek icin uyumaniz gere...
10.8K 1.4K 27
Arkadaşımla kamp yapmaya giderken ormanda girmemem gereken yere girdim girmez olaydim
8.3K 627 13
insanlarla iletişim kuramayan, öfke kontrol sorunu yaşayan jungkook ve dışa dönük bir üniversite öğrencisi jimin. @patt_agonia adlı çizerin "my stran...