Şebefruz

By bytubi

6.9M 240K 44.1K

Ezra Erdem, karanlığın adamı değildi. O tam olarak karanlığın kendisiydi. Bizim hikayemiz toz pembe değil, gr... More

TANITIM
ÖNSÖZ
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm / İyi Bayramlar
12. Bölüm
13. Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm / Part I
25.Bölüm // Part II
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm Final
Son söz ve teşekkür
Özel Bölüm

18.Bölüm

152K 5.5K 337
By bytubi


Merhabalar ! Yeni bölüm ısrarları üzerine yazdığım bir bölüm. Lütfen bölüm kısa demeyin. Sınav haftam başlayacak bu yüzden ders çalışmam gerekecek. Bölüm yazamayabilirim. Kusura bakmayın. Bu arada yeni kapak fotoğrafımı için @beyza-sln'e teşekkür ederim.
Multimedya ; Hiranın giydiği kıyafet.
Bölüm şarkısı ; Feridun Düzağaç / Alev Alev
İyi okumalar...
----------------------------------------

"Yaktığımızı kalorilerin iki katını aldık resmen." dedi Mira oturduğu sandalyede geriye yaslanırken. Söyledikleriyle güldüm. Haklıydı, saatlerce koşmuştuk ve şimdi bir pizzacıda oturmuş pizza yemiştik.

"Boşverin. Bir daha mı geleceğiz sanki dünyaya !" Oktay bir dilimi daha bitirirken, kolasını yudumladı. Ezra yine sessizleri oynarken, hafif esen rüzgar beni üşütmüştü.

"Üşüdün mü ?" Sandalyesinde geriye yaslanmış beni izlerken, başımı salladım, "Biraz." Dikkatimi tekrardan Mira ve Oktaya verirken omuzlarıma dolanan bir çift kolla irkildim. Ezra beni kendine çekip sarılırken, geri çekilmeye çalıştım.

"Rahat dur !" Sessiz ama emir verici bir tonda söyledikleriyle kıpırtıyı kestim.

"Hep böyle yapıyorsun !" Sitemli sesimle, kulağımın dibinde duram dudakları hareketlendi ve kıkırtısı kulaklarıma doldu.

"Ne yapıyorum ?" Sinirle ofladım.

"Yok bir şey !"

"Var bir şey !" Sesi alayla çıkıyordu ve bu beni çıldırtıyordu. Ciddi bir şeyde konuşulmuyordu beyefendiyle.

"Hey ! Çifte kumrular, flört etmeye bir kaç dakika ara verseniz." Ezra etrafına bakınıp, Oktaya fırlatacak birşeyler ararken, Ezran sıcak kollarından ayrıldım. Utanınca yanakları kızaran insanlardan değildim Allahtan, yoksa bir de bu yüzden Oktayın diline düşmek istemezdim.

"Ne istiyorsun ?" Ezra bıkkınlıkla kolasını yudumladı.

"Arkadaşımın geçenlerde açtığı bir bar var. Oraya gidelim."

"Oha ! Süper fikir !" Mira sevinçle bana dönerken, Ezraya döndüm.

"Olmaz." Ezra net bir şekilde konuşurken, Miranın yüzü düştü. Eğlence hayatını seven bir kız kardeşim vardı maalesef. Onun bu haline üzülüp, Ezraya döndüm.

"Gidelim bence. Mirada çok istiyor, zaten gidecek bir kaç güne." Damardan girip, duygu sömürüsü yapınca, Ezra sabır diler gibi gökyüzüne bakındı.

"En fazla iki saat." Miranın neşesi yerine gelirken, gülümsedim.

➰➰➰

Eve gelip duş aldıktan sonra üzerime siyah bir elbise ve siyah topuklu ayakkabı giydim. Saçlarıma iri dalgalar verip makyajımı yaptım. Çantamı da alıp salona indiğimde Ezrayı koltukta otururken gördüm.

Bakışları önce üzerimi süzdü, "Sakın şurası olmamış, burası kısaymış deme ! Değişemem." Bir şey demeden bakışları ellerime indi ve kaşları çatıldı. Ne olduğunu anlamazken, kaşlarımda çatılmıştı.

"Yüzüğün nerede ?" Parmaklarıma baktığımda, nişan yüzüğünü banyoda unuttuğum aklıma geldi.

"Banyoda unutmuşum." Hızla yukarı çıkıp, yüzüğümü parmaklarıma geçirdim. Eskisi gibi yadırgamıyordum artık. Alışmıştım sanki, yada kendimi kandırıyordum bilmiyorum.

Salona indiğimde bu sefer Oktay ve Mirada salondaydı. Bende gelince evden çıkıp arabalara yerleştik.

Araba yolculuğumuz bara gelince son buldu. Arabadan inip Oktay ve Miranın yanımıza gelmesini bekledik. Hep birlikte bara girdiğimizde, ucuz bir yer olmadığı barizdi. Zaten Ezra Erdemin ucuz bir yerde olma gibi bir durumu yoktu.

Dans pistinde dans eden, özel localarda oturan insanlar ve daha niceleri. Ben etrafı incelerken Ezranın yönlendirmesi ile özel localardan birine oturduk. Sağ tarafıma Ezra, sol tarafıma biraz uzakta Mira oturdu. Oktay bir kaç dakikalığına ortadan kaybolsada daha sonra yanında iki erkek ve bir kız ile geri geldi.

"Ezra ağabey, hoş geldin. Seni görmek ne güzel burada." Ezra ciddiyetini bozmazken, karşısında samimiyet ve birazda çekingenlikle konuşan çocuğa baktım. Aynı yaşta gibi duruyorduk. Yapılı bir vücudu ve bebeksi bir yüzü vardı. Anlayacağınız yakışıklı kategorisine giriyordu.

"Hoşbulduk Samet. İşler yoğun bu aralar, anca vakit bulabildik." Ezranın yüzündeki hafif gülümseme dikkatimden kaçmadı. Oktayın arkadaşları ile uzun zamandır tanışıyordu galiba.

"Sizinle tanışma fırsatımız olmadı, ben Samet. Oktayın arkadaşıyım." Uzattığı eli hafif bir tebessümle sıktım. Saygılı ve kibar oluşu hoşuma gitmişti.

Yanındaki çocuk elini uzattı bu sefer, "Ben de Alp." Onun da elini sıktım. O da aynı şekilde yakışıklı bir çocuktu. Genlerimi güzel bunların !

"Ben de İkra. Memnun oldum." Kızın sıcak kanlılığı ve samimiyeti içimi ısıtırken, gülümseyip elini sıktım.

Oktay ve arkadaşları da masamıza otururken ortada koyu bir sohbet dönmeye başladı. Ezra çok sık katılmazken, Mira ve ben gülerek katılıyorduk.

Aydilge'den Yangın var çalmaya başladığında İkra ve Samet piste çıktılar. Ardından Alpta kalkınca, Mirayı da Oktay kaldırdı. Masada Ezra ile baş başa kalırken, içki bardağını elinden alıp masaya koydum. Bana anlamsız bakışlar atarken elinden tutup ayağa çektim.

"Hadi dans edelim."

"İçmeden sarhoş oldun galiba ?"

"Eğlenmeye geldik Ezra, tüm geceyi oturarak geçirecek değilim herhalde."

"O pistte kıvırtmana izin vereciğimi mi sanıyorsun ? Hayal dünyan fena gelişmiş senin !"

"İyi ! Sen kalkma ben tek başıma dans ederim o zaman !" Elini bırakıp piste çıktım. Sözünü dinleyip yerimde oturacağımı sanıyordu galiba !

Kıvrak hareketlerle dans etmeye çalıştığımda -ki becerdiğim söylenemez- belimde bir çift kolla, tanıdığım simaya çevrildim.

Karşımda Ezrayı görünce zaferle gülümsedim.

"Ne oldu Ezra Erdem ?" Ellerini belime koyarken sırıttı.

"Sözümü dinlemedin. Madde kaçtı hatırlamıyorum ama," düşünürmüş gibi yaptıktan sonra sırıtması genişledi. "İki gün öne alınan bir düğünün var, sevgili müstakbel karıcığım Hira Seren Erdem"

"O ne be öyle ! Küfür gibi !" Dediğimde kafasını geri atıp kahkaha attı. Kahkahasını herkesten saklama isteğiyle dolup taşarken, yutkundum. Ne oluyor be !

Ellerimi Ezranın omuzuna koyup kıvrak hareketlerle dans etmeye çalıştım. Daha sonra Ezra beni geri itti kolunun altında dönünce, tekrar kendine çekti.

Pislik mafya bozuntumuz dans ediyor !

Gülerek, uydurduğu figürlere eşlik ettim. Şarkı bitip, Feridun Düzağaçtan Alev Alev başladı. Yerime geçmek için hareketlendiğimde bileğimden tutuldum. Ezra beni kendine çekerken, ellerini belime yerleştirdi.

"Kaçmak yok." İtiraz etmeyip, ellerimi omuzlarına yerleştirdim. Bizimkilere bakındığımda Oktayın sırıtarak Dj kabininden indiğini gördüm. Ah! Bu şarkı Oktayın fikri olmalıydı. Pistte bir tek bizim kalmamızda buna dahildi eminim ki.

Dans etmekten yorulan ayaklarım ve hafiften kendini gösteren baş ağrımla anlımı, Ezranın omzuna yasladım.

"Birbirimize bir kaç aşk kadar geç kalmış olmasaydık." Ezranın sesi kulaklarıma dolarken, tenime değen nefesi ile ürperdim.

Nakaratta sesi kısılırken, kendimi ona hapsettim.

"Alev alev yandığım doğru. Küllerimden doğar mıyım sana doğru ? Kendimi arıyorken, olmaktan korktuğum yerdeyim. Sendeyim. Al beni ne yaparsan yap, al beni ne yaparsan yap." Belimdeki elleri sıkılaşıp, kendine daha çok çekti bedenimi.

Hızlanan kalbimi derin nefeslerle sakinleştirmeye çalıştım. Neden böylesin be adam ! Neden yakıyorsun beni. Neden savurup parçalıyorsun ki ! Kırıp, döktükten sonra toparlamaya çalışıyorsun. Neden aklımı, beynime, kalbimi karıştırıp, beni benden alıyorsun.

Neden senden nefret ettiğimi söylerken bile, içimde bir yerler rahatsız oluyor ? Neden ! Neden !

Şarkı bitince kendimi geri çekip masadan çantamı aldım. Hareketli bir şarkı çalmaya başladığında,

"Lavaboya kadar gidip geliyorum." Dedim masadakilere. Hızlı adımlarla, tabelalarla gösterilmiş lavaboya doğru ilerledim. İçeri girip aynadaki yansımama baktım.

Kimdim ben ? Kimdi vücudumu ele geçiren ? Aklımı, kalbimi durduran neydi ! Ben bu değildim, aynada gördüğüm yansıma benim değildi.

Hızla ellerimi yıkayıp, kuruladıktan sonra çıktım lavabodan. İnsanlar ayakları altında pisti ağlatırken, aralarından sıyrılıp masaya doğru ilerlemeye çalıştım.

O esnada bileğimden tutulup sert bir şekilde çekildim. Aynı saniyede saçıma yapışan ellerle, çığlık attım.Duyduğum bir el silah sesiyle çığlığım tekrar yankılanırken müzik sesi kesilmişti. Aynı anda insanlarda çığlık atıp, koşuşturmaya başladılar. Loş ortam bir anda aydınlanırken karşımda endişe ile bana bakan Mira, Oktay ve Ezrayı gördüm.

"Ezra Erdem !" Saçıma yapışan adamın alaylı sesi kulağıma dolarken, Ezranın bedeninin kasıldığını buradan bile fark edebiliyordum.

"Bırak onu !" Ezranın soğuk ve sert sesi ortamda yankılanırken üşüdüğümü hissettim. Koskoca barda bir anda Ezra, Mira, Oktay ve arkadaşları ile yalnız kalmıştık. Saçımdaki elleri beni geri çekince, sırtım adamın göğsüne yapıştı. Ardından şakağımda hissettiğim metalle, korkup,titremeye başladım.

"Hataların peşini bırakmıyor Ezra Erdem !" Miranın sessiz gözyaşları yanaklarımı ıslatırken, ağlamamak için zor tutuyordum kendimi.

"Derdin benimle, bırak onu !" Arkamdaki adamın nefesini boynumda hissedince geri kaçmaya çalıştım.

"Eğer ona dokunursan, gelmiş geçmiş tüm ecdadını sikerim senin, piç kurusu !" Ezranın ağzından duyduğum küfürlere şaşırmayı daha sonraya bırakıp, adamın elinden kurtulmaya çalıştım. Saç diplerim yanıyordu ve şakağıma dayanmış bir silah vardı.

"Sana bir mesaj iletmem istendi !" Ezra tüm dikkatini bana vermişken, bir hareketlenme oldu ve etrafımızda dört koruma belirdi.

Ellerinde tuttuğu silahları fark ettiğimde, korkum kendini daha da belli etti.

"Buradan sağ çıkamayacağını biliyorsun demi !" Eli hala saçlarımda olan adam güldü.

"Bu güzel hatun elimdeyken, bana bir şey yapacağını sanmıyorum." İğrenç sesi kulaklarıma dolunca kusmak istedim.

Ezranın yanına gelen koruma, Ezranın ellerine siyah bir silah bırakırken, bacaklarımın beni daha fazla taşıyacağını sanmıyordum.

Siyah metal üzerime daha doğrusu arkamdaki adama doğrulduğunda, hedefimde sadece Ezranın siyaha dönen gözleri vardı. Korkuyordum ama bu korkumun çoğunluğu eğer ölürsem kız kardeşimin gözlerinin önünde olacak olmasındandı.

"Sakin ol Ezra Erdem. Sana iletmem gereken bir mesaj var." Ezranın sinirle karışmış anlamaz bakışları arkamdaki herife sabitlendi. Benle göz göze gelmemeye çalıştığını, gözlerini kaçırılından anlıyordum.

"Ne mesajı ?"

"Geçmişinin sana selamı var ! Herşeyini alacaklar Erdem ! Herşeyini !" Son kelime kulağımın dibinde söylemişti.

'Herşey'den kastı ben miydim ?

Ezranın dişlerini sıkıp, silahını daha sıkı kavradığını gördüm.

"Götü yiyen gelsin, alsın herşeyimi ! Verirsem tabi !"

"Çok yakında Erdem ! Çok yakında."

Ardından herşey çok hızlı gelişti. Öne doğru fırlatılmam ve bir el silah sesini duymam bir oldu.

Continue Reading

You'll Also Like

535K 23.3K 79
05..:İzmir'de yaşayan bir çocuğun her kış kar yağmasını dilediği kadar seviyorum seni.
20.7M 1.1M 53
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle...
ZARİN(TÖRE) By Helin

General Fiction

3.4M 131K 51
"Zarin Hozan ve Beran Bejindarın Hikayesi başlasın o zaman! " Bir insan en fazla ne kadar sevilmezse işte o kadar sevmedi beni! 2019/7/24
3.2M 101K 66
Havuzun dibine değen ayaklarımla yere oturdum. Bir anda beliren iki hayali gölgeye baktım. Burak ve Doğa'ya. Burak simsiyah bir şekilde sarmıştı mavi...