kakaotalk 4 // chanyeol. ✓

By sznkai

765K 69.6K 20.9K

Isimsiz: senden hoşlanıyorum chanyeol sen gördüğüm en yakışıklı erkeksin Yeollie: sonunda... sonunda yakışıkl... More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.9
6.0
6.2
6.3
6.4
6.5
teşekkür + bilgilendirme.

6.1

10.7K 1K 426
By sznkai

Sunhee Chanyeol ile çıkmaya başlayınca mutlu olacağını sanmıştı ancak sonuç beklediği gibi olmamıştı. Jung Chanyeol ile birlikteyken yanlış hissettiren bir şeyler vardı. Sunhee eskiden olduğu gibi o çocuğun yanındayken kalbinin hızla attığını hissetmiyordu. Eskiden varolan hislerinin yerini bir boşluk almıştı sadece. Elbette ilk kez Chanyeol ile konuştuğunda ya da çıkma teklifi aldığında heyecan yapmıştı ancak bu his kısa bir süre sonra geçmişti. Bir şekilde Jung Chanyeol ile birlikteyken kendini mutlu hissetmiyor aksine sıkılıyordu. Çünkü onun aklında ki Chanyeol, Park Chanyeol'dan başkası değildi.

İşin doğrusu Sunhee Chanyeol'a olan hislerini uzun süre önce fark etmişti ancak kabullenmek istememişti. Çünkü Chanyeol bir ünlüydü, Sunhee'nin onunla birlikte olmak gibi bir şansı yoktu. Çıkmaya başlasalar bile Chanyeol'un yoğunluğundan dolayı muhtemelen ayda bir kez görüşebilecek, paparazilerden köşe bucak kaçmak için bir sürü çaba sarf edecek fakat sonunda bunu sürdüremeyeceklerini fark edip ayrılacaklardı. Sonunda mutlaka Sunhee'nin kalbi kırılacaktı. Bu yüzden Sunhee zorla Jung Chanyeol'a olan hislerini devam ettirmeye çalışmış fakat bunu başaramayıp Park Chanyeol'a aşık olmuştu. 

Buna rağmen hislerini hep saklamış, Chanyeol şakadan da olsa ondan hoşlandığını ima etse onu görmemezlikten gelmişti. Ancak günün birinde Chanyeol'un ciddi bir şekilde hislerini itiraf etmesiyle Sunhee'nin tüm korkuları uçup gitmiş, birlikte olmamalarına dair fikri tamamen değişmişti. Evet belki sonunda ayrılacaklardı ama en azından kendilerine bir şans vermelilerdi. İlişkileri buna değerdi. Sonunda Chanyeol hislerini itiraf ettiğine göre artık Sunhee de hem kendine hem Chanyeol'a karşı dürüst olabilirdi ancak ortada ufak bir sorun vardı; Chanyeol Sunhee'ye hiç fırsat vermeden onu engellemişti. 

Sunhee'nin bu saatten sonra yapması gereken şey Chanyeol'un karşısına çıkmaktı. Onunla karşı karşıya gelme fikri Sunhee'yi korkutuyor olsa da buna mecburdu. Ona karşı hislerini yüz yüzeyken itiraf etmek ve Chanyeol'dan af dilemek zorundaydı. Yoksa Chanyeol onu asla affetmezdi ve bunda haklıydı da. Kısacası Sunhee'nin başka çaresi yoktu. Doğru olan şeyi yapıp Chanyeol ile yüzleşecekti. 

Haftalarca kendini o büyük güne hazırlamakla geçirmişti.

Ve sonunda o gün gelip çatmıştı.

Sunhee diğer bütün fanlar ile birlikte sıraya girmiş, EXO'nun imza gününe gelmesini bekliyordu.

Yarım saat süren bir beklemeden sonra sonunda EXO platformda belirdiğinde tüm fanlar çığlık çığlığa etrafı inletmişti. Üyelerin kısa süren konuşmalarından sonra ise fanlar masanın etrafında sıraya dizilmiş ve imza günü başlamıştı.

Sunhee upuzun kuyrukta kendisine sıra gelmesini beklerken gergin bir şekilde dudaklarını dişliyordu. Chanyeol onu tanıyacak mıydı? Tanıdığı zaman ona kızacak mıydı yoksa onu görmezden mi gelecekti? Tüm bu sorular aklını kemiriyordu. Bir an korkusuna yenik düşüp imza gününü terk etmeyi düşünmüş olsa da daha sonra bundan vazgeçip Chanyeol ile yüzleşmeye kesin olarak karar vermişti. Fakat önündeki sıra azaldıkça heyecanı gittikçe daha çok artıyor ve ayakta durmakta zorlanıyordu. 

Sunhee için bir ömür gibi süren sıra sonunda kendisine geldiğinde elindeki albümü bilinçsizce masanın başında oturan Lay'e uzattı. Lay albümü imzalarken Sunhee'nin tek yaptığı şey yan gözlerle masanın sonlarında oturan Chanyeol'un hayranlarla gülüp eğlenmesini izlemekti. Chanyeol'u izlerken kendini öyle kaptırmıştı ki ona seslenen Lay'i duymamıştı bile.

"Adın neydi? Şey bayan adınız neydi acaba? Korece konuşabiliyor musun? Yabancı bir fan mısın? Nerelisin? Dediklerimi anlıyor musun?"

Lay ardı ardına sorularını sıralarken bir türlü karşı taraftan cevap alamayınca yavaşça Sunhee'nin kolunu dürttü ve Sunhee sonunda gözlerini Chanyeol'dan alıp kendine gelebildi.

"E-efendim?"

"Adın ne diye sormuştum."

"Ah, adım Sunhee. Üzgünüm dalmışım da."

"Sorun değil."

Lay albümü imzalayıp yanında oturan Suho'ya pas verdiğinde Sunhee'nin bakışları yeniden Chanyeol'a kaydı.

"Merhaba! İmza günümüze geldiğin için teşekkür ederiz. Adın nedir?"

"Sunhee."

Suho geniş bir şekilde gülümserken bir an için gülümsemesi soldu ve bakışlarını Sunhee'nin yüzünde sabitledi.

"Sunhee derken... Ah yok canım o olamazsın."

Suho aldırış etmeden kendi imzasını atıp albümü yanında oturan Kyungsoo'ya devretti ve bu durum böyle devam etti. Sonunda sıra Chanyeol'a geldiğinde Sunhee derin bir nefes alıp Chanyeol'un karşısında dikildi.

Chanyeol albümde kendi fotoğrafını ararken başını bir an olsun albümden kaldırmadan "Günün nasıldı?" diye sordu.

Sunhee Chanyeol'un onunla konuşuyor olmasına inanamayarak "İ-iyi, sanırım." diye kekeledi. 

"Yemek yedin mi?"

"E-evet."

"Güzel."

Chanyeol sonunda kendi resmini bulduğunda albümü imzaladı ve "Adın ne?" diye sordu.

"Sunhee."

Sunhee nefesini tutmuş Chanyeol'un vereceği tepkiyi beklerken Chanyeol'un yanında oturan Sehun da meraklı gözlerle olan biteni izliyordu.

Chanyeol yavaşça başını önündeki albümden kaldırıp Sunhee'ye baktığında Sunhee acilen bir yerlere saklanma hissi duymuştu. Biraz sonra olacaklarla yüzleşmek yerine kaçıp gitmek istiyordu. Chanyeol ona kızacaktı, buna emindi. Ancak aklından geçenlerin aksine Chanyeol ona kızmamış, hatta ağzını dahi açmamış, sadece umursamazca yeniden önündeki albüme dönmüş ve bir şeyler karalayıp Sunhee'nin önüne fırlatmıştı.

Sunhee afallamış bir şekilde bir önündeki albüme bir de Chanyeol'a bakarken "S-sana söylemem gereken bir şey var." diye kekeledi. "Ben buraya-"

"Diğer hayranları sırada bekletmezsen sevinirim. İyi günler. " 

Chanyeol Sunhee'ye bakmadan sıradaki hayranla ilgilenmeye başladığında Sunhee başını öne eğdi. Diyeceklerini söyleme fırsatı bile bulamadan Chanyeol onu kovmuştu. Bu durumda ne yapabilirdi ki?

Vazgeçip gitmek için arkasını dönmüştü ki, birden birinin ona seslendiğini işitti.

"Ne yani benden imza almayacak mısın? Koskoca EXO'nun maknaesi, kızların göz bebeği yakışıklı prens Oh Sehun'dan?"

Sunhee arkasını döndüğünde karşısında ellerini beline koymuş, tek kaşı havada kendisini süzen Sehun'u görünce tebessüm etti ve yeniden masaya yaklaşıp elindeki albümü uzattı.

"Ha şöyle! Bilirsin görmezlikten gelinmeyi sevmem."

"Ben de öyle ama sen benim mesajlarımı görmezden geliyorsun."

Sehun yanında oturan Chanyeol'un onları dinleyip dinlemediğini kontrol ettikten sonra Sunhee'ye yaklaşmasını işaret etti. Sunhee ona doğru eğildiğinde "Üzgünüm ama seni ben değil Chanyeol hyung engelledi ve seninle bir daha mesajlaşırsam bana yapacaklarını çok net bir şekilde dile getirdi." diye fısıldadı.

Sehun'un Sunhee'ye bir şeyler fısıldadığını gören Chanyeol istemsizce onunla konuşan hayranını dinlemek yerine ikiliye kulak kesilmişti. Ancak kalabalığın gürültüsünden ne konuştuklarını duyamamış ve ikilinin neden aniden bu kadar yakın oldukları düşüncesi onu meraktan çıldırtmıştı.

"Oppa beni dinlemiyorsun ama!"

Chanyeol önünde cırlayan kızı farkedince yeniden kıza dikkat kesildi. "Dinliyorum dinliyorum." diyerek elini bir kaç kez havaya savurdu. "Sadece sinek vardı da."

Chanyeol son kez ikiliye baktıktan sonra önüne dönüp albümü imzalamaya koyuldu.

"Sehun bana yardım et ne olur. Chanyeol ile konuşmam lazım ama yüzüme bile bakmıyor."

Sehun albümü imzalamayı bitirip Sunhee'ye uzattı ve "Benim yapabileceklerimin hepsi bu kadar." dedi.

"A-ama..."

"Albümüne yazdıklarımızın hepsini okuduğundan emin ol oldu mu? İyi günler."

Sehun'un da başından savmasıyla Sunhee ortalıkta kalakaldı. Fanlar sırayla gelmeye devam ediyordu bu yüzden yeniden üyelerin yanına dönmek gibi bir imkanı yoktu. Aslında vardı ancak bunu yaparsa linç edilmesi oldukça olağandı. Bu yüzden eli boş bir şekilde dönmekten başka bir çaresi yoktu. Chanyeol onu başından savmıştı işte, yapabileceği bir şey yoktu.

**

Sunhee eve döndüğünde hayal kırıklığı içindeydi. Bunun olmasını beklememişti. Pekala Chanyeol'un ona hemen kucak açmasını da beklememişti ancak en azından onunla konuşmasını beklemişti. Chanyeol'un ona kızmasına, bağırıp çağırmasına bile razıydı. Ancak ona tamamen görünmezmiş gibi davranmasını kabullenemiyordu. "Belki de beni hiç sevmedi. Belki de kendimi kandırıyorum." diye geçirdi içinden. Fakat bunu kabullenmesi çok daha zordu.

Odasının içinde volta atmayı bırakıp kendini yatağının üzerine attı ve merakına daha fazla dayanamayarak albümü eline alıp Chanyeol'un yazdığı yazıyı okumaya koyuldu.

"Çok da hayranım olmayan Sunhee'ye sevgilerimle ~ 

Gerçi sevgime ihtiyacın olduğunu sanmıyorum ama olsun, yine de sevgilerimle.

İmza; Park Chanyeol."

"Beni üzmek hoşuna gidiyor değil mi?" diye söylendi Sunhee elindeki albümü bırakırken. Ancak dayanamayıp albümü tekrar eline almış ve Chanyeol'un yazdıklarını defalarca okumuştu. Her okuyuşunda orada hislerini itiraf etmediği için daha fazla pişmanlık duyuyordu. Neden Chanyeol'un sözünü kesmesine izin verip arkasını dönüp gitmişti ki? Kendini aptal gibi hissediyordu. 

"Ben bir aptalım." diye mırıldandı yatağında uzanmış tavanı seyrederken. "Evet ben bir aptalım çünkü sadece bir aptal sevdiği çocuğun ellerinden kayıp gitmesine izin verirdi."

Kolları arasındaki albümü tekrar açıp Chanyeol'un yazdıklarını okudu ve bu durumu düzeltebilecek bir şeyler düşünmeye çalıştı. Ancak hiç bir fikri yoktu. 

Öylece yatağında yatıp tavanı seyretmeye devam ederken birden aklına Sehun'un dedikleri gelince ayaklandı. 

"Albümüne yazdıklarımızın hepsini okuduğundan emin ol oldu mu?" demişti Sehun. Sunhee o an için Sehun'un kendisini başından savmaya çalıştığını düşünmüş olsa da aslında Sehun'un kendisine yardım ettiğini şimdi anlamıştı. 

Aceleyle sayfaları karıştırıp Sehun'un imzasını bulduğunda sayfanın yazılarla dolu olduğunu görünce bir iç çekip "Biliyordum! Bana yardım edeceğini biliyordum." diye mırıldandı ve büyük bir heyecanla mesajı okumaya başladı.

"Şapşallıklarıma katlanan Sunhee'ye en içten sevgilerimle ~ 

İmza; Kore'nin yakışıklı prensi Oh Sehun.

Not: İyi bir kız olduğunu bildiğim ve yengem olmaya layık derecede bir güzelliğin olduğu için sana bu kıyağı yapıyorum bu yüzden değerimi bil, bana borçlusun.

Hyungun daha önce sana adresini verdiği gitarcıya git. Eğer oraya gidersen bir şansın olabilir.

Ve unutma, bu iyiliğim için bana borçlusun. En kısa zamanda bana bir çikolatalı bubble tea alırsan ödeşiriz kk.

İmza; kızların göz bebeği Oh Sehun.

Hey bekle! Zaten imza atmıştım.

Her neyse, ben bunları yazarken sen gözlerini Chanyeol hyungdan bir saniye bile ayırmıyorsun. Çok sevimli kk

Tamam artık sayfa bitiyor daha fazla yer kalmadı susuyorum. 

Dediğim gibi o gitarcıya git Sunhee. O zaman kendini affettirebilirsin. Bol şans!

İmza; Sizi en içten şekilde shipleyen Sehun.

Tamam bu üçüncü imzalayışım oldu artık duruyorum."



Continue Reading

You'll Also Like

27.4K 1.8K 11
MAVİ ~ Hercümerç Darmadağın, karmakarışık, altüst olmuş.
164K 17.2K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
3.5K 553 14
Asıl kuruluş tarihi 25⚡03⚡2020 Yeniden Yayınlanış 28⚡05⚡2020 Linç tayfa gibi bişey değil aksi takdirde insanların aptallıklarını ifşa edeceğim her t...
31.2K 2.1K 31
"Hayal kurmaya devam etmek istemiyor musun?" ♩