İLHAM PERİSİ (Kitap Olmuştur...

Oleh corleonis

918K 51.5K 11.8K

Pekâlâ bir kitap yazıyorsunuz.Günümüzden on beş yıl sonrasını.Peki siz paspal,gözlüklü, beceriksiz bir kız ol... Lebih Banyak

*1*
*2*
*3*
*4*
*5*
*6*
*7*
*8*
*9*
*10*
*11*
*12*
*13*
*14*
*15*
*16*
*17*
*18*
*19*
*20*
*21* ( part 1)
*21* (Sözverilen Part 2) :)
*23*
*24*
*25*
*26*
*27*
YENİ HİKÂYE ;) VALGUS & ERE (Karanlığın İnsanları)

*22*

21.3K 1.7K 368
Oleh corleonis

**********

Uyuduğundan emin oluncaya kadar hareketsiz bir şekilde yatakta yatacaktım ve emin olduğumda ise sessizce odama gidecek, yarın sabah ne açıklama yapacağımı düşünecektim.

On beş dakikadır eli karnımda uzanıyorduk.On beş dakika olduğuna emindim; çünkü tüm o süre içinde, içimden sayı saymaya başlayıp, karnımdaki elini unutmaya çalışmıştım.

Pekâlâ pek işe yaramamıştı; ama az da olsa sakinleşebilmiştim.

Nasıl uyuyordu acaba?

Horlar mıydı?

Onu uyurken hiç görmemiştim ve içimden gelen lanet olasıca o görme isteği, başımı çevirip ona bakmam için beni zorluyordu!

Bakmadım...Tamam, uyuduğundan emin olana kadar en azından...

Sırt üstü dönerken, karnımın üzerindeki eli de onunla birlikte karnımdan yavaşça kayarak, tüm vücuduma elektrikler gönderdi.Bu hisse dayanamayıp başımı birazcık ona çevirdim.

Artık bana dokunmuyordu.Sırt üstü uzanmış, bir eli yanında diğer eli kendi göbeğinin üzerinde, yavaşça soluk alıp veriyordu.

Uyumuştu.

Numara yapıyor olabilir miydi pis şeytan?

Ve neden beni odama değil de buraya getirmişti?

Uyurgezer olduğumu düşünerek evine zarar vereceğimden korkup, beni sağlama almak mı istemişti?

Aklımda bir ton soru vardı...

Keşke bunu yapmasaydı...Yani...Odasına şey etmeseydi...Getirmeseydi beni.Burnuma dolan, ona has bu kokuyu almaz, şimdiden hafızamdan nasıl sileceğimi düşünmezdim...

Başımı tamamen çevirip ona baktım.Bu kadar masum uyuduğunu bilseydim asla bakmazdım!

Tanrım! Uyuyan bu adamın, uyanık şeytanla alakası yoktu!

Şu an baktığım adam, daha çok sevimli, masum ve yakışıklı görünüyordu! Uyanıkken de yakışıklı denebilirdi; ama bu hali sanki biraz daha çekiciydi!

Lanet olsun! Bunu yapmamalı, onu incelemeyi kesmeliydim! Evime dönersem ne yapacaktım!?

Tanrım! Ondan hoşlanmıyordum değil mi!?

Ondan hoşlanamazdım! O, onu hissedebiliyor olsam da benim kitap karakterim ve gerçek olmayan biriydi! Ayrıca şu an, bu yatakta vücudumdaki hormonların yükselişinin de sebebiydi!

Bu yataktan hemen çıkmalıydım!

Gözlerimi ondan ayırmadan, üzerimdeki nevresimi yavaşça kaldırdım.Bir bacağımı yataktan aşağı yine yavaşça indirip, gövdemi hafifçe kaldırdım.Sıra, kıçımı kaldırıp diğer bacağımı da alarak bu odadan tüymemdeydi.

Yataktan, bacaklarımın üzerinde biraz eğilmiş bir şekilde kalkarken, kolumda hissettiğim dokunuşla öylece kalakaldım!

Yakalanmıştım!

Yine yakalanmıştım!

Ancak hiç ses yoktu! Korkuyla başımı çevirip ona baktığımda, hâlâ uyuyordu; ama eli sıkıca kolumu kavramıştı!

Nasıl oluyordu bu?

"Koca kıjlı inatç...Meme..."

Uykusunda mı konuşuyordu?

Ve bana mı saydırıyordu!? Uykusunda bile benimle uğraşıyordu hoşaf surat!

Kolumu çekmeye çalışsam da çok sert hareket edip onu uyandırmak istemiyordum.Aksi halde ona açıklama yapmam gerekirdi ve bu, istediğim son şeydi.Hatta hiç istemediğim kadar istemediğimdi.Gecenin köründe salonda uyurgezer biri rolündeydim.İyi rol yapıyordum.Aferin banaydı.

Ne saçmalıyordum ben!?

Uykum gelmişti, evet.

Kolumu bırakmayacağını anlayıp, daha sert çektiğimde, bağırdı.

"Lanet pijama!"

Ödüm patlamıştı! Refleksle vücudum geri çekilmiş ona bakıyordum!

Sanırım rüyasında yine bana sinirlenmiş, ağzına geleni sayıyordu! Kimbilir neler yapıyordu bana rüyasında?

Hiç anlamadan birden kolum çekildi ve vücudumu da beraberinde yatağa sürükledi!

Şeytan, bana arkasını dönerken, kolumu göğsüne sıkıştırıp sıkıca tutarak, benim arkasından ona sarılmama sebep olduğunda, panikle ne yapacağımı şaşırdım!

Tanrım! Şu an resmen adama arkasından dayıyor gibi görünüyordum! Tek fark, bir bacağımın hâlâ yatağın dışında kalmaya çalışıyor oluşuydu! Nasıl bir pozisyonda olduğum belli bile değildi!

Ağh! Nasıl kurtulacaktım!?

Aslında bu bir sorun değildi.Şu an en büyük sorunum; göğsüne sarılı elimin altındaki sert kaslar ve onların verdiği karşı konulmaz etkiydi!

Kendinden geçerek okşama hissi uyandırıyordu...

Sapıktım ben!

Ya da neden sapık oluyordum ki? Sadece sağlıklı bir genç kızdım.Kendime haksızlık etmemeliydim değil mi?

Yatağın aşağısında olan bacağımı yatağın üzerine koyarak, tuhaf duruşumu düzelttim yoksa o şekilde durmaktan ağrımayan yerim kalmayacaktı.

Çekici masum şeytan, bu kez de kolumla beraber yüz üstü dönünce, sırtının bitişine ve poposunun başlangıcına kadar inen nevresimle imtihanım başladı!

Lanet olsun tanrım! Ne yapmamı istiyordu!? Fındık kadar yuvarlak ve sert poposunu elleyip sapık olduğumu tescillememi mi?

Gözlerimi kapatıp, vişneli turtadan daha çekici görünen görüntüden uzaklaşmaya çalıştım.Başarılı oldum mu?

Hayır.

Çünkü kolum, ters durmaktan ya da ona sarılmamaya çalışmak için havada kalmaktan ağrımıştı.Elimi bıraksaydı, tereyağdan kıl çeker gibi elimi elinden çekebilecektim; ama lanet olasıca herif zift gibi yapışmıştı elime sanki!

Böyle bir sınavdansa matematik sınavında olmayı dilerdim! X ve Y lerin rakamlarla savaşı, hormonlarım ve beynimin savaşından çok daha iyiydi.

Elimi kurtarmalıydım!

Plânımı yapmıştım.Elimi hızla çekecek ve kendimi yataktan atıp, yatağın altına saklanacaktım.

Ve aniden elimi hızla çektim! Yataktan atlarken, onun homurdanarak benim tarafıma doğru döndüğünü son anda görmüştüm.Telaşla yatağın altına girmeye çalışsam da bir türlü giremiyordum!

Neden mi giremiyordum!?

Yatağın altı yoktu ki lanet olsun! Önüme tahta çıkmıştı! Yine de uyanma ihtimaline karşı o tahtaya yan bir şekilde yapışmıştım!

"Helen..."

İsmimi duyduğumda kalbim çarpmaya başladı.Adımı söylüyordu...

Uyanmış mıydı?

Bir süre daha sessizce tahtaya yapışık bir halde hareket etmeden bekledim.Zaten hareket edebileceğimden şüpheliydim; çünkü her yerim aynı pozisyonda durmaktan uyuşmuştu.

Sessizce, milim milim hareket ederek ayağa kalktım.Tabi öyle bodoslama kalkmamıştım.Önce göz hizama kadar yatağın üstüne kadar yükselmiş ve uyuduğundan emin olduktan sonra zar zor ayağa kalkmıştım.

Akıllı kızdım ben.

Tanrım! Tıpkı şeytan gibi konuşmuştum! Ona benzemeyecektim! Asla!

Parmak ucumda odasından çıkıp, hızlıca odama girdim ve kapıyı kapadım.Derin bir nefes alırken, hâlâ anahtarı bulamayışım aklıma geldi.

O anahtarı mutlaka bulmalıydım.

******************

Zil!

Tanrım! Okula geç kalacaktım!

Hızla gözlerimi açıp, yataktan fırlayacaktım ki, karşımda, elinde bir zille dikilen şeytanı gördüm.

Pis pis sırıtıp,

"Günaydın bayan memesiz," diyerek zili çalmaya devam etti ve odamdan defolup gitti.

Hasta ruhlu ibne!

Çok uykum vardı.Yeniden kendimi yatağa bırakıp, uyku pozisyonumu aldım; ama şeytanın evinde uyumak ne mümkündü!

"Kaldır koca kıçını şirkete gidiyoruz."

Mızmızlanan çocuklar gibi başımı yastığın altına soktum.Uyumak istiyordum!

"Uyan."

Cevap vermedim.

"Uyan."

Yine cevap vermedim.

"Uyan yoksa sana on sekiz bin volt elektrik vereceğim."

Yastığın altındaki gözlerim, panikleyerek hızla açıldı! Yapar mıydı?

'Cızzzt' sesini duyar duymaz başımı yastığın altından çıkarıp doğrularak ona baktım.Elinde bir şok cihazıyla, gülümseyerek bana bakıyordu!

Tanrım!

Elindekini gösterip,

"Bu sabah da bu mu yani? Beni öldürecek misin?" deyip, korkudan ölmek üzere olsam da çaktırmadım.

Ancak her sabah olduğu gibi öyle tuvaletim gelmişti ki altıma kaçırmaktan daha çok korkuyordum.Şok cihazı beni korkutup altıma kaçırttırıyordu ve ben altıma kaçırmaktan da korkuyordum.Bu kadar korku bir tuvalet için fazlaydı...Ya da bir şok cihazı için...

Saçmalıyordum!

"Kalkmazsan, elimdekiyle uyandırırım pijama.Bugün reklamın montajlı halini izleyeceğiz.Yani şirkete gelmek zorundasın.İstersen izledikten ve sorun olmadığını anladıktan sonra eve dönebilirsin.Sorun varsa düzeltmek için geceye kadar orada kalabiliriz."

Yataktan inip tuvalete doğru yürürken,

"Bensiz anlayamıyor musun bay dahi?" diye sordum ve şok cihazı yüzünden yanından geçerken adımlarımı daha da hızlandırdım.

Arkamdan baktığına emindim.

"Bu senin reklamın uykucu.Sen kontrol etmelisin..."

Ve bir saniye sustuktan sonra devam etti!

"Eskiden de bu kadar kırıtıyor muydun sen?"

Evet bakıyordu pis sapık! Banyoya girdim ve ardımdan kapıyı sertçe kapadım.

"O kapı kaç dolar biliyor musun koca göt!?"

Arkamdan bağırışına aldırmadım bile...

************

Şirkette, şeytanın babasının da katıldığı bir toplantıdaydık.Reklam filmi izlenmiş ve çok beğenilmişti.Hayatımda hiç almadığım övgü dolu kelimeler duymuştum.

Garipti...Ben de gariptim çünkü her güzel sözle ağlamak istiyordum.Sanırım daha önce hiç böyle şeyler duymadığımdandı...

Şeytanın babası Bay Devil bana bakarak,

"İyi işti Helen.Umarım bizimle kalmayı kabul edersin," deyince şaşkınlıkla Ramon'a baktım.

Bu iş teklifi beklemediğim bir şeydi.Tanrım ben daha öğrenciydim üstelik! Ayrıca evime ne zaman geri döneceğimi bilmiyordum bile...Bir projeyi hazırlarken, projenin yarısında pat diye evime gidebilirdim mesela.O zaman ne olacaktı? İş yarım kalacak ve herkes kaçtığımı düşünecekti muhtemelen.

Olmazdı! Yapamazdım!

Bakışlarımı önümdeki masaya sabitleyip,

"Şey...Bay Devil çok teşekkür ederim ancak ben..." diyecektim ki Bay Devil sözümü kesti.

"Üzgünüm Helen.Gitmene izin veremem."

Ne? Ne demekti bu?

"Yani...Burada işlerimize olan büyük katkının karşılığını vermeliyim.Bu yüzden bundan sonra bizimle çalışıyorsun."

Pekâlâ, çok düşünceli bir davranıştı; ama kabul edemezdim.

Derin bir nefes alarak,

"Üzgünüm Bay Devil...Kabul edemem.Sanırım reklam konusunda her şey yolunda.İzninizle," deyip başımla selam verdikten sonra toplantı odasından çıktım.

İşlet sarpa sarıyordu.Gittikçe burada yeni bir hayatım oluyor ve ben de her geçen gün buraya alışıyordum.Ramon'a alışı...Burası gerçek değildi.Hiçbir şey değildi hem de...Ramon da değildi.Ben kendi kitabımın içindeydim ve bu kitabın içinden çıkmalıydım.

Asansörü çağıran düğmeye basıp beklemeye başladım.Bugün, reklam için bana yüklü bir miktar para ödemişlerdi.Almak istemesem de Ramon zorla ceketimin cebine sıkıştırmıştı zarfı.

Şimdi, iyi ki de sıkıştırdığını düşünüyordum.Aksi halde böyle havalı havalı odadan çıkıp, eve yürüyerek dönemezdim.Hem evin yolunu dahi bilmiyordum.Şirketin önündeki taksiye binecek ve beni eve götürmesini isteyecektim.Büyük ihtinalle adresi biliyor olmalıydılar...

Eve gider gitmez ise hazır şeytan yokken anahtarı bulacaktım.

******************

Eve girip ceketimi çıkararak, gömleğimin kollarını sıyırdım ve hiç vakit kaybetmeden aramaya başladım.Bulacaktım o lanet anahtarı!

Gece yarım bırakmak zorunda kaldığım işime, yani vazoların içine bakmaya başladım.Hiç bir vazonun içinde yoktu.

Nerede olabilirdi? Nerede? Nerede?

Odasına doğru yürürken, her deliğe bakacağımı düşünüyordum.Odasına girdim ve çekmecelerden başladım.Ancak yine yoktu.Hangi cehenneme sokmuştu anahtarı piç!?

Giysi odasına girdim.Tüm kıyafetlerinin ceplerine bakıp, oradaki çekmeceleri de aradım; ama nafileydi.Her nereye sakladıysa, bu konuda cidden başarılıydı.

Yeniden odasına döndüm ve ellerimi belime koyarak gözlerimi kapadım.

Ben olsam nereye saklardım?

Sanırım sütyenime.Onun da sütyeni olmadığına göre empati kurmam boşaydı!

Odayı gözlerimle taradım.Odasında abajurlardan başka hiçbir şey yoktu ki...

Abajur?

Abajur tanrım!

Hızla yürüyüp abajura daldım.Altını kontrol ettikten sonra içine baktığımda...Bir bantla abajurun en üstüne yapıştırılmış anahtarı gördüğüm anda dudaklarımdan çıkan küçük sevinç çığlığıma engel olamadım!

Bulmuştum!

Heyecanlı bir şekilde anahtarı banttan, yerini bozmamaya özen göstererek kurtardım.Sonuçta geri koyacaktım ve şeytan şüphelenmemeliydi.

Anahtarla birlikte aceleyle giyinme odasına girdim.Gömlekleri aralayıp, gizli kapıyı görür görmez kalbim çarpmaya başladı.Kapının ardında beni neyin beklediğini bilmiyordum.Kötü şeyler görebilirdim.Sapıkça şeyler de görebilirdim.Ya da kapının ardında, beni evime geri gönderecek şeytanın bir sırrı vardı.Belki de bu sırrı öğrenmek için buraya gelmiştim.

Çok mantıklıydı...

Elimde sıkıca tuttuğum anahtarı kapının deliğine soktum.Çevirdim ve...

"O kapıdan girersen, seni gerçekten öldürürüm."

Lanet olsun! Lanet lanet lanet!

Suçlu gibi davranmayacaktım.Arkamı dönüp,

"Orada ne saklıyorsun şeytan?" diye sordum.

Olduğum yerde, kapının hemen önünde durmaya devam ediyordum.O ise...Onu daha önce hiç bu kadar ciddi görmediğimi söylemiştim değil mi? İşte şu an ondan daha da ciddi ve sinirli görünüyordu! Ve bir de endişeli...

"Seni ilgilendirmez.O oda bana ve özelime ait.Şimdi kapının önünden uzaklaş ve anahtarı bana ver."

Ses tonu giderek yükseliyordu.Eğer şimdi ona anahtarı verirsem, bir daha asla bu odada ne olduğunu öğrenemeyecektim.Belki de bu yüzden evime geri dönemeyecek ve sonsuza dek burada, gerçek olmayan bu dünyada kalacaktım.Belki de odanın içinde gerçekten önemsiz şeyler vardı.Sevdiği bir kadına ait fotoğraflar, mektuplar vs vs...

Hayır hayır! Bu saçma bir düşünceydi.Şeytandan aşk adamı olmazdı!

"Kapıdan uzaklaş ve anahtarı bana ver Helen.Bir daha söylemeyeceğim."

Tek elimi belime koyup anahtarı parmaklarımın arasında çevirerek, ellerime düştüğünü görmesini sağlamaya çalıştım.

Güç bendeydi artıııık! Ben...Şilaaaa!

Şila mıydı o çizgi filmdeki kızın ismi? Yoksa Hira mıydı? Mila? Hera? Zeyna? Her neyse...Şu an konumuz bu değildi.

Tek kaşımla birlikte başımı da havaya kaldırıp,

"Vermez ve odaya girersem?" diye sordum.

O ise oldukça fazla sinirlenerek,

"O odadan bir daha çıkamazsın," diye cevap verdi.

İyi tehditti.Yapardı da bu şeytan piç söylediğini.Sanırım bu durumda iki seçeneğim vardı.

Ya odaya girecek ve merakımı giderip, belki de evime dönebilecektim ya da anahtarı şeytana verecek ve meraktan ölüp, belki de evime dönme şansımı tamamen kaybedecektim.

Ah odada ne olduğunu söyleseydi...

Duruşumu, ukala şantajcı sürtükten doğru düzgün bir kız haline soktuktan sonra kibar bir şekilde,

"Sadece tek bir soruma cevap vermeni istiyorum.Ondan sonra anahtarı sana vereceğim; ama doğru söylemediğini anlarsam ki anlarım, işte o zaman sonucu ne olursa olsun odaya gireceğim Ramon," dedim ve kızgın yüz hatlarının ne kadar vahşi çekici olduğunu düşünerek cevap bekledim.

"Nedir?"

Dudağımı ısırdım.Derin bir nefes alıp sorumu sordum.

"Odada ne var? Çok mu gizli? Ceset mi saklıyorsun? Yoksa benimle alakalı bir şey mi? Gizli dosyalar mı yoksa? X files? Uzaylılarla iletişim?..."

"Evet!"

Cevabını duyar duymaz sustum.Evet demişti.Hangisine demişti?

"Şey...Hangisine evet acaba?"

Anahtarı ona vermemi ima ederek elini uzatıp,

"Sen sordun, ben de cevapladım.Yalan söylemedim," dedi ve gözleriyle avucunu işaret etti.

Ayağımı yere vurup,

"Ama haksızlık bu!" der demez odaya girmek için arkamı döndüğümde, belimden yakalandım ve giysi odasının içine savruldum!

Beni yere fırlatmıştı hayvan herif! Üstelik o sırada anahtarı da elimden almayı başarmıştı!

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

1.1M 40.4K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
351K 22.7K 23
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
2M 73K 60
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
1.1M 35.8K 20
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir, karanlık aşk türündedir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik...