MUHBİR (Tamamlandı)

By lightmoonnn

379K 21.5K 2.7K

Topuklarımdan çıkan ses harabede yankılanırken kulağıma gelen tehlikeli bağırışla duraksadım. ''SEZA!'' Arkam... More

(Tanıtım)Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Final Bölümden Kesit
Bölüm 23
Bölüm 24
Final

Bölüm 9

13.7K 825 210
By lightmoonnn


Multimedya:Özkan

Biraz eğlenceli bir bölüm olmasını istedim.Ve hayranı olduğum Union J'nin solislerinden George 'Özkan' rolünde..Gurubun sevdiğim şarkısı da multimedyada...Keyifli okumalar.



Gurur'la birlikte Şefik'in oğlu Özkan'ı fazla aramadan bulduk.

Kör kütük sarhoş olduğu için kaçırıldığının bile farkında değildi.

18 yaşında daha liseyi bitirmemiş bir çocuk için fazla hareketli bir hayat yaşıyordu.

Her ihtimale karşı gözlerini bağlayıp kimseye görünmeden Gurur'un dairesine getirdik.

Şefik'i aramadan önce bu zibidinin ayılması gerekiyordu.

Ellerini ayaklarını bağladıktan sonra dönüşümlü olarak Gurur'la nöbet tuttuk.

Tüm gece uyur uyanık durduğumuz için kafam allak bullaktı.

 Nihayet öğlene doğru Özkan uyandı.

''Neredeyim ben?''Şaşkınca etrafına bakınırken bağlı olduğunu anladı.

''Neden bağladınız beni,siz kimsiniz?''

Hafifçe sırıttıktan sonra biraz korkutmaktan zarar çıkmaz diyerek çocuğa yaklaştım.

''Korkmana gerek yok,küçük bir operasyon geçirdin,iyileşeceksin''

Gurur şaşkınca bana bakınca Özkan'a belli etmeden göz kırptım.

''Ne operasyonu,neler oluyor?''

''Tek böbreğini aldık,bundan sonra tekiyle idare edeceksin''

Özkan hafifçe gözlerini kısıp Gurur'la bana baktı.

''Şaka mı bu?Kameralar nerede?Berk oğlum çık ortaya''

Etrafa bakıp bağırıyordu.

''Sence şaka gibi mi duruyor''

Bu sefer kahkahalarla gülmeye başladı.

Gurur'la şaşkınca birbirimize baktık.

''Ne oluyor oğlum kafayı mı yedin?Ne gülüyorsun?''

Gurur'un konuşmasıyla sustu.

''Benim zaten tek böbreğim var ne saçmalıyorsunuz siz,Berk'in oyunu dimi,çık lan Berk yemedim''

Bir şaka yapayım dedim sarpa sardı.

Yüzüme ciddi ifademi yerleştirip çocuğun gözlerinin içine baktım.

''Önce seni kötüye alıştırdım ki şu anki halinden korkma diye,basit bir şey sadece kaçırıldın''

''Ne demek kaçırıldın?''

''Babandan almamız gereken bir şey var,onu aldığımızda seni bırakacağız''

''Ciddi misiniz?''

''Sence?''

''Vallahi ciddisiniz,of aksiyona bak abi süper ya''oturur pozisyonda bağlı olan ayaklarını oynatıyordu.

Bu çocuk hakikaten tuhaftı.

Karşımızda kaçırıldığı için sevinen bir çocuk duruyordu.

''Sana zarar vermeyeceğiz sadece bir süre misafirimizsin''

''Neden?biraz zarar verseydiniz keşke,şimdi kimse inanmaz kaçırıldığıma''

Gurur yavaşça çocuğun yanına gitti.

Elini ensesine koyup kafasını kendine çevirdi.

''Oğlum kafayı mı yedin lan kaçırdık seni farkında mısın?''

''Okulda ne hava atarım şimdi of of,Berk'e haber verelim herkese söylesin,Merve ne yapacak acaba?''

Çocuk durmadan konuşurken Gurur'a kaşlarımla işaret yaptım.

Gurur çekmeceden çıkardığı koli bandıyla çocuğun ağzını kapattı.

Ağzında bant olmasına rağmen hala konuşmaya çalışıyordu.

Vakit kaybetmeden Şefik'i aradım.

''Alo''

Sesi opera sanatçıları gibi gür çıkıyordu.

''Şefik ne haber''

''Kimsin?''

''Karga'nın yanından uzaklaş önce,Özkan'la ilgili aradım''

''Kimsin dedim''

''Karga yanında mı?''

''Hayır''

''Muhbiriniz Seza''

Bir süre cevap vermedi.

''Yakında rahmetli Seza olacaksın''

''Önden seni yollayacağım Şefik'çiğim''

''Neden beni aradın,Kargayı aramaya yemedi mi?''

''Özkan senin oğlun değil mi?Aa karıştırdım mı?Ben senden sanıyordum.Annesini arayıp teyit etseydim keşke''

''Ne diyorsun lan sen;gebertirim seni''

''Bulursan gebertirsin,oğlun elimde istediğim şeyi vermezsen ölecek''

''Eğer böyle bir şey yaptıysan seni Karga'ya bırakmadan kendi ellerimle gebertirim''

''Hı hı gebertirsin,şaka yapmayacağımı iyi bilirsin,oğlun elimde ve sen dediklerimi yapana kadar da elimde kalacak,eğer ki yapmazsaaan sana oğlunu geri göndereceğim tabii ki ölü bir şekilde''

''Yapamazsın''

''Sence?''derin bir of çekti.

''Özkan'ı ver bana onunla konuşacağım''

''Bekle''

Özkan'ın yanına gidip ağzındaki bantın kenarından sertçe çektim.

Birden çektim ki canı fazla acımasın.

''Aaaaaağ''

Ama çocuk binaya ayağa kaldıracak kadar bağırdı.

Hatta bağırmadı anırdı.

''Baban seninle konuşmak istiyor,yanlış bir şey söylersen ölürsün''diyerek silahımı gösterdim.

Çocuk kafasını sallayınca telefonu kulağına dayadım.

''Babaaaa babaaaa kaçırdılar beni baabaaaa kurtar aaaağh vurmayın noluurr vurmayın babaaa kurtar beni ahağğ''

Çocuk kendi kendine bağırıyordu.

Gurur'la şaşkınca onu izliyorduk.

Sanki on kişiden dayak yiyordu.

Daha fazla saçmalamaması için telefonu çektim.

Elimizi bile kaldırmadık çocuğa ortalığı ayağa kaldırdı.

Gerçi Şefik için iyi oldu.

''Özkan'ı duydun Şefik;daha fazla canının yanmasını istemiyorsan dediklerimi yapacaksın anlaşıldı mı?''

''Ne istiyorsun?''

''Salih'in öldürüldüğü zamanki görüntüleri''

''Nereden bulacağım o görüntüleri''

''Kargadan''

''Görüntüler Karga'nın elinde değil''

''Sen oğlunun ölmesini istiyorsun galiba;görüntüleri istiyorum o kadar''

''Karga Salih'i senin öldürdüğünü sanıyordu,sen görüntülerden bahsedene kadar da bilmiyordu''

''Salih'i siz öldürmediniz mi lan ne demek oluyor bu?''

''Biz öldürmedik;senin öldürdüğünü sanıyorduk,yani görüntüler zaten bizde yoktu''

Salih'i bunlar öldürmediyse kim öldürdü.

Eğer başkası öldürdüyse öldürenin benimle derdi ne?

Kafam iyice karışmıştı.

Kendimi toparlayıp Şefik'e cevap verdim.

''O görüntüleri istiyorum Şefik.24 saatin var,nereden bulursan bul,oğlunu kurtar''diyerek telefonu kapattım.

Ardından Özkan'a döndüm.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen?''

''Şaka yapılmadığını anlasın istedim,nasıl güzel oynadım değil mi?''

''Manyak mısın oğlum sen?''

''Neden ne oldu ki?''

Salak salak suratıma bakınca ya sabır çekip kendimi koltuğa attım.

Gurur bana doğru döndü bir sorun olduğunu anlamıştı.

''Ne oldu getirecek mi görüntüleri''

''Görüntüler Karga da değilmiş''

''Nasıl yani''

''Salih'i onlar öldürmemiş,öyle diyor yalan söyleyeceğini sanmam''

''Peki kim öldürmüş olabilir''

''Bilmiyorum,kafam iyice karıştı.''

''Ne yapacağız''gözleriyle Özkan'ı işaret etti.

''Bilmiyorum,biraz bekleyelim sonra salarız''

Özkan araya girdi.

''Ne salması,yüzlerinizi gördüm''Gözlerimi devirdim.

''Eeee ne olmuş?''

''Robot resimlerinizi çizdiririm''

''O zaman yapacak tek şey var''diyerek silahımı çıkardım.

''Heyy dur ne yapıyorsun,sadece biraz daha kalayım demek istedim''

Korkuyla gözlerini açtı.

''Şefik'in oğlu olduğuna inanmak zor''

''Babam beni işlerine hiç karıştırmaz ki,sadece paramı verir o kadar''

''Karışmak mı istiyorsun?''

''Biraz aksiyondan zarar gelmez''

''En iyisi hiç bulaşma''

''Şu ellerimi ayaklarımı çözseniz kaçmam emin olun''

Gurur'a baktım.

Bu çocuk zorla bile gitmezdi buradan.

Gurur kafasıyla onaylayınca bende kafamı salladım.

Gurur çocuğun ellerini çözdükten sonra Özkan ayağa kalktı.

Bir iki kere yerinde zıpladıktan sonra koltuğa kendini attı.

Karnını sıvazlayıp konuştu.

''Eee yemek yemiyor muyuz?''

Bende acıkmıştım.

Gurur a döndüm.

''Sen göz kulak ol ben hazırlarım''

Mutfağa gidip çay demledim.

Ardından masayı hazırladım.

Bir iki kere seslenmeme rağmen içeriden cevap gelmeyince salona geçtim.

Gurur'la Özkan televizyonda dikkatlice bir şey izliyorlardı.

Ne izlediklerini merak edip televizyona baktım.

Çizgi film mi o?

Biri otuz yaşında koca adam diğeri onsekiz yaşında delikanlı.

Bazen erkekleri anlamak gerçekten zor.

Televizyonun önüne geçtim.

''Kahvaltı hazır''

İkisi de yana yatıp televizyona bakmaya çalıyordu.

Gözlerimi kısıp ikisine de baktım ve ardından televizyonun fişini çektim.

Gurur resmen kükredi.

''Ne yaptın sen?''

''Kahvaltı hazır diyorum hadii''Özkan araya girdi.

''Guardians of The Galaxy di o! en heyecanlı yerinde kapattın!''

Gözlerimi devirdim.

''Siz burada bir aksiyon yaşatırım görürsünüz hadi kalkın şuradan''

Mutfağa doğru yürümeye başladığımda arkamda hareket olmadığı için tekrar döndüm.

Birbirlerine bir şeyler fısıldıyorlardı.

Sesimi yükseltip bağırdım.

''Hadii diyorum 3 saniye içinde mutfakta olun''

İkisi birden yerinden fırlayıp bana çarpıp mutfağa girdiler.

Gurur'la Özkan kahvaltı boyunca izledikleri çizgi filmi tartışıp durdular.

Kahvaltıdan kalktıklarında mutfağı toparlayıp bende salona geçtim.

Televizyonu açmamışlardı.

Özkan Gurur'un kafasını şişirmeye başlamıştı.



Neredeyse akşama kadar Özkan konuştu biz dinledik.

Çene makinesi bir dakika susmadı.

Berk denen arkadaşıyla Merve dediği kızın bile seceresini öğrenmiştik.

Ailesi ile doğru düzgün vakit geçirmiyordu.

Annesi kendi dünyasında babası zaten belli;çocuk arkadaşlarını fazla benimsemişti.

Okulda popülerlik,geceleri barlarda,araba yarışları her ne ararsan.

Bu çocuk tam bir fırlamaydı.

Yakışıklılıktan çok sevimlilik vardı yüzünde.

Kız arkadaşı olup olmadığını merak ettim.

Varsa eğer Allah kız arkadaşına sabır versin diyerek konuya girdim.

''Sevgilin var mı?''

''Şimdilik yok''

''Hoşlandığın biri var mı?''

''Ben her kızdan hoşlanırım''Tek gözünü kırptı.

''Çapkınsın yani''

''Ehh biraz;ama gerçek aşkı bulamadım,Siz sevgilimisiniz?''Gurur'la ikimiz aynı anda cevap verdik.

''Hayır''

''Sence aşta yaş farkının önemi var mı?''Bana bakıp sordu.

Gurur'a baktım.Aramızda yedi yaş vardı.

O beni kızkardeş gibi görüyordu.

Ona göre ufaklıktım.

Gurur dikkatlice yüzüme bakınca gözlerimi ondan çekip Özkan'a baktım.

''Bence aşkın yaşı yoktur,yani aradaki yaş;aşk olunca çok sorun olmaz''

''Hımm o zaman şansım var gibi''

''Ne şansı?''

''Sen kaç yaşındasın?''

''23''

''Beş yaş çok değil gibi,Seza bana bir şans versene''Şaşkınca Özkan'a bakarken Gurur Özkan'ın ensesine yapıştırdı.

''Yavşama lan kız''Sesli bir kahkaha attıktan sonra cevap verdim.

''Ben sana fazla gelirim ufaklık,sen zaten aşkı bulmuşsun''dedim.

Özkan şaşkınca bana bakınca devam ettim.

''Merve diyorum''

''Hee Merve benim kankam ya olur mu öyle şey''

''Hımm bana pek öyle gelmedi,iki lafından biri Merve''

''Ya sürekli üçümüz takılırız da ondan''

''Eğer elini çabuk tutmazsan dördünüz takılırsınız''

''Dört?''

''Sen Berk Merve ve Merve'nin erkek arkadaşı''Özkan birden yerinden fırladı.

''Olmaz öyle şey''

''Neden olmasın?''Özkan yaptığı çıkışın farkına varıp yavaşça yerine oturdu.

''Şey yani biz aramıza başkasını almayız''

''O zaman o gider aranızdan''Merve'yi seviyordu ama farkında değildi.Gözleri boşluğa dalıp gitti.

Onu düşünceleriyle yalnız bırakıp mutfağa doğru gittim.

Akşam yemeği hazırlayacaktım.

Bu aralar mutfakla oldukça haşır neşir olmuştum.

Gerçi bir şeyler pişirmek hep hoşuma gitmiştir.

Akşam yemeğini hazırladıktan sonra üçümüz oturup sessizce yemeğimizi yedik demek isterdim ama Özkan bir saniye bile susmadığı için diyemiyorum.

Çocuğun durmadan konuşması aslında hoşuma gitmişti.

Hep birlikte sofrayı toplayıp salona geri gittik.

Gurur dışarıda işinin olduğunu söyleyip dışarı çıktı.

Özkan'da kolktukta uykuya daldı.

Sessizlik hoşuma gitmişti.

Camın önüne gidip dışarıyı izlemeye başladım.

Eğer polis tarafından aranmasaydım şimdi Londra'yı izliyor olacaktım.

Nedense artık gitmek istemiyordum.

Kaçarak hayat yaşayamazdım.

Şefik'i biraz dürtsem iyi olacak diyerek telefonumu çıkarıp aradım.


''Ne var?''

''Özkan var istersen''kısa bir kahkaha attım ardından devam ettim.

''Sende ne var,mesela görüntüler olabilir mi?''

''Yok,görüntüler kimde bilmiyorum,her yeri araştırdım ama yok,sıçtığımın görüntüleri bizim camiada yok''

''Hımm bu kötü olmuş,böyle genç bir çocuğun canını almak hoşuma gitmeyecek''

''Dur,yapma''

''Neden yapmayayım''

''Söylecek bir sözüm yok Seza,sadece yapma,yalvarırım sana yapma''

''Sana acıyacağımı kim söyledi''diyerek telefonu suratına kapattım.

Ardından defalarca aramasına rağmen cevap vermedim.

Elbette Özkan'ı öldürmeyecektim.

Görüntüler Şefik'te olsaydı kesin verirdi.

Yine kendi işimi kendim halledecektim.

Önce sabah erkenden Özkan'ı salmalıydım.


Kapının kilit açılma sesi gelince o tarafa döndüm.

Gurur gergin bir şekilde eve geldi.

Kesin dışarıda bir şey oldu.

Onunda bir hayatı vardı.

Benim sorunlarımdan kendi hayatına bakamıyordu.

Kendisi istedi dedi iç sesim.

İç sesime hak verip konuşmaya başladım.

''Bir sorun mu var?''

''Hayır yok;merak etme,ne oldu babasından haber var mı?''

''Görüntüleri bulamamış,bence doğru söylüyor''

''Eee ne yapacağız''

''Kendim bulacağım,Özkan'ı da sabah okuluna bırakırım''

''Tamam;sabah konuşuruz,hadi sen uyu biraz''

''Benim uykum yok,sen yat''

''Tamam''

Gurur odasına gittikten sonra tekrar pencerenin önüne geçtim.

Her şey gitgide zorlaşıyordu.

Sabaha karşı Gurur'un dürtmesiyle uyandım.

''Sen yatak odasına geç ben burada dururum''

Tekli koltukta uyuyakalmıştım.

Uzun koltukta Özkan uyuyordu.

Kafamı sallayıp Gurur'un yatak odasına geçtim.

İlk kez bu yatakta yatacaktım.

Etrafı incelemeden kendimi yatağa attım.

Keskin bir erkek parfümü kokusu burnuma geldi.

Gurur'un kokusu.

Yastığa sarılıp kendimi uykuya bıraktım.

Bir kaç saat sonra kapıya gelen vurulma sesiyle gözlerimi açtım.

Yataktan fırlayıp kapıyı açtım.Gurur kapıdaydı.

''Kahvaltıyı hazırladık hadi uyan''

''Saat kaç''

''10''

''Keşke daha erken kaldırsaydın''diyerek banyoya doğru gittim.

Elimi yüzümü güzelce yıkayıp dağılan saçlarımı toparladım.

Mutfağa geçtiğimde hazır sofra gülümsememe neden oldu.

Özkan her zamanki gibi konuşmaya devam edince onu susturmak için konuya girdim.

''Kahvaltıdan sonra biraz dışarıya çıkacağız''

''Ya biri görürse''

''Bir şey olmaz merak etme''dedim.

Özkan hiç bir şey söylememişim gibi konuşmasına devam etti.

Kahvaltıdan sonra Özkan'ın gözlerine bandaj sardık.

Görenler ameliyat olmuş sanacaktı.

Binadan fazla dikkat çekmeden çıkıp Gurur'un arabasına bindik.

Oldukça uzaklaştıktan sonra Özkan'ın okulunun önüne geldik.

Okul zili çaldığı için kimseler yoktu.

Özkanı'arabadan indirdikten sonra gözlerini açtım.

''Babam görüntüleri vermedi neden salıyorsunuz beni ya''üzgünce bize bakıyordu.

''Görüntüler onda yok,seni tutmanın da anlamı yok''

Gurur cebinden Özkan'a ait olan telefonu ona uzattı.

Özkan telefonu cebine attıktan sonra üzerindeki tişörtün yakasını yırtmaya çalıştı.

''Ne yapıyorsun sen?''Gurur şaşkınca konuştu.

''Ya abi hiç kaçırılmışa benziyor muyum?Şuraya bak iki gün beslediniz bırakıyorsunuz,ne biçim mafyasınız siz''

Derin bir of çekip Gurur'a baktım ve sihirli işaretimi yaptım.

Gurur benim ne demek istediğimi hemen anlıyordu.

''Üç dediğimde''dedim.

Gurur olur anlamında kafasını salladığında Özkan bizi anlamaya çalışır gibi bir ona bir bana bakıyordu.

Son kez Gurur'un gözlerine baktım ve konuştum.

''Üç''

Aynı anda ben sağ Gurur sol gözüne yumruk attık.

Özkan aynı anda gelen yumrukla yere yığıldı.

Onu öylece orada bırakıp arabaya atladık.

Artık tüm okula kaçırıldığını ispat edebilirdi.

Gülümseyerek bindiğimiz arabada eve doğru hareket ettik.

Trafiğe yakalanmıştık ve bir türlü ilerlemiyordu.

Gurur'la birlikte arabadan inip trafiğe neyin sebep olduğuna baktık.

İleride polis çevirmesi vardı.

Benden önce Gurur fısıldadı.

''Hassiktir''




Continue Reading

You'll Also Like

VURGUN By Melike

Teen Fiction

71.8K 6.1K 18
İnci Karay, sadece işini iyi yapan bir mankendi. Belli bir planla ilerleyen hayatı o gece beklemediği olaylar sonucunda derinden sarsılırken, kaderi...
8.5K 1.7K 20
Türkiye'nin büyük uzay operasyonuna seçilen beş kişilik bir ekip, Ay'a çıkmak için hazırlanır. Fakat bu yolculuk pekte beklenildiği gibi ilerlememekt...
3.1M 197K 53
Bu sefer doğum sırasında karışan bir bebek yok. Bir kızın ailesini kaybettikten sonra kurduğu yeni ailesini okuyacaksınız. Duru 18 yaşında ailesini k...
329K 21.4K 47
Söz verdiğim gibi canlarım sizin için... Bu hikaye tamamen eğlence amaçlıdır. Drama, duygusallığa yer yok dersem yalan söylemiş olurum. Hayatın içind...