Michael ne yapacağını şaşırmıştı. Blade34 de yanına geldi. O da dehşete kapıldı.
-B-buraya baskın düzenlemişler Michael! Şuna bak, silahlarını bile alamamışlar!
Tam o anda Michael'ın boğazını bir kol dolar ve kendine çeker.
-Yaklaşma yoksa Michael'ın boyunun kırarım!
-S,sen.. Kamikaze!
-Kahretsin Maske işe yaramıyor!
-Sesinden tanıdım.
-Uzun zaman oldu değil mi?
-Ama sen, seni kaçırmışlardı! Sonra işkenceye maruz kaldıktan sonra öldürüldüğünü söylediler.
-Hepsi yalandı. Ben kendim kaçtım.
-Ama neden?
-Kahrolası Rodriqo ile sorunumuz vardı. Maaşıma zam istedim ve oda bana hakaret etti.
-Anlkoc'a da böyle yapmıştı.
-Evet, lanet herif kaçtığımı biliyordu. Size söylemedi mi?
-Hayır, söylemedi. Neden söylemedi ki? Kesin bir şeyler karıştırıyor bu! Peki sen ne yapacaksın şimdi?
-O lanet adamın lanet kasasındaki lanet paraları alacağım. Hak ettiğim şey.
-Oops, dur bakalım! Orada bizim de maaşımız var! Hem sen artık düşmansın hak ettiğin yok oldu.
-Bana karşı mı geleceksin?
-Evet. Buna izin veremem.
-Sen bilirsin o zaman bu zavallı arkadaşının boynu kırılır!
-Yapamazsın!
-Nedenmiş? Kaybedeceğim bir şey yok!
-Evet, var!
-Neymiş o?
-Canın!
-Canım mı?
-Evet, 2 saatten beri elimde silah tutuyorum ve sen, bunu fark etmiyorsun! Hahaha! O ölürse sen de ölürsün!
-Öldür bakalım!
der ve Michael'ın boynunu koparacağı anda başına silah dayanır.
-Bırak onu!
-Siz demin yerde yatmıyor muydunuz? Ölü bir şekilde.
-Yattığımız kısmı doğru ama ölü olma durumu yanlış! Blade seni buraya gelirken görmüş. Bizi aradı ve haber verdi. Biz buraya öldürülmüş görünümü verdik. Sonra o seni konuşarak oyaladı ve biz de sen fark etmeden ayağa kalktık.
-Lanet olsun dostum, hiçbir şeyi fark etmiyorsun!
-Peki şimdi ne yapacaksınız bana?
-Sanırım bir süre işkenceye maruz kalacaksın sonra da öldüreceğiz.
-Aynı yalanımdaki gibi yani.
-Götürün şunu!
-Durun! Eller yukarı! Şimdilik bu adamı ben alıyorum. Cezasını hapiste görsün!
-Koltuk Generali!
-Koltuk Generali mi? Ne garip bir isim o öyle? Beni bu adama vermeyin deli bu ya!
-Sen kime deli diyorsun! Hapiste görüşeceğiz seninle!
-Koltuk Generali kim Rodriqo?
-Koltuk generali; sonerindigo, Bu bölgenin en büyük generalidir! Ona kimse karşı çıkamaz!
-Evet, ona bir kere karşı çıkmıştım. Pişman değilim aslında eğlenceli idi.
-Evet, karasimsek ona karşı çıkmıştı. Hayal meyal hatırlıyorum o zamanlar bizim çetede sadece ben, karasimsek ve anlkoc vardı. Karasimsek Chin'in adamlarını alt üst edip onunla yüzyüze gelmişti. Ve adama öyle bir saldırdı ki senin bize katılmandan 1 ay önce anca iyileşmişti. Tam 9 yıl sakat kaldı!
-Uf ulen! Neymişsin sen be!
-Oo bunun delilikleri bu kadarla da bitmiyor. Asıl olay şimdi. Koltuk Generali bizim karasimsek'i yakalamasın mı? Takıyor kelepçeyi, tutuyor ensesinden götürüyor hapse. Hem de yargılanmıyor bile. Koltuk Generali de o derece! Hapse sokarken bu bi' ters hareket yapıyor, adam yerde. Sonra Allah yarattı demeden dalıyor. General kalkacak gücü bi' buluyor kendinde. Bunu yapıştırıyor demirlere. Kafasını sıkıştırıyor parmaklıklara. Sonra alıyor copu eline terörist yeni bir çatışma çıkarana kadar döv anam döv.
-Of be! Terörist ne zaman çatışma çıkardı peki?
-Tam 2 yıl sürdü.
-Ohaa!
-Bir de iyi tarafından bak! Hiç hapis yatmadı! Hapis süresi zaten 2 yıl idi!
-Bunun iyi tarafı mı var olum! Bırak hapsi 2 yıl cehennemde yansaydım daha iyiydi.
-Telefonum çalıyor. Bilin bakalım kim arıyor?
-General!
-Hayır, Chin Chang!
-Ne?
-Aç bakalım ne istiyormuş?
-Alo.
-Hey adamım nasılsın?
-Neden aradın?
-Sakin adamım, bi' dur hele. Sizinkiler n'apıyor?
-Olum Türkçe konuşsana!
-Sizinkiler diyorum olum Sizin killer değil!
-Sadede gel!
-Tamam ya, senle de konuşulmuyor!
-Lan ne konuşacaksın en büyük düşmanımsın. Tepemin tasını attırma ne söyleyeceksen söyle!
-Sizle konuşmak istiyoruz. Mool Park'a gelin. Saat 24.00 da!
-Oyun oynamadığını nereden bileceğim?
-Bilemeyeceksin!
der ve kapar.
-Beyler toplantı odasına gelin hemen!
2 dakika sonra toplantı odasında.
-Beyler Chin bizi Mool Park'a çağırıyor!
-Gitmeyeceğiz, değil mi?
-Gideceğiz. Ama hazırlıklı gideceğiz tabii ki! JusticeAlpay ile sonerindigo gizlice önden gidip etrafa göz gezdircekler sonra ne varsa ne yoksa söylücekler.
-Tamam.
-Tamam.
-Ama ayrıntısı ayrıntısına! Bunun planlanmış bir şey olduğunu düşünüyorum ve öyle de! Sizin orayı gözetleyeceğinizi kesin bekleyecekler. Hatta bilecekler! Çok dikkatli olun!
-Tamam bize güvenebilirsin Rod. Zaten sonerindigo'yla biz birlikteyken bir şey olmaz!
-JusticeAlpay haklı, bize hiçbir şey olmaz! Siz bizi unutun. İşinize odaklanın. Herkes kendi işine odaklansın. Kimse birbirini düşünmesin! Biri tehlikede olsa dahi düşünmeyin! Sadece o tehlike gerçekleşirse düşünün!
-Doğru! Biz böyle bir takım iken kimse yolumuza çıkamaz!
Mool Park 23.45
-Hadi sonerindigo gidelim!
-Tamam, hadi!
-Birlikte kalmalıyız!
-Tamam! Chin ve adamları aşağıda!
-Arka temiz!
-Arkayı ne yapacaksın?
-Her ihtimale karşı.
-Tamam şimdi ben öbür tarafa gidiyorum.
-Tamam, dikkatli ol!
-Just, burası temiz!
-Tamam. Rod. Aşağıdalar, Tamam.
-Anlaşıldı, Tamam. Gidiyoruz beyler.
-Oo Rod, beni kırmayıp geleceğini biliyordum.
-Aslına bakarsan seni kırmak için geldim!
-Böyle konuşma bak hiç adam yok etrafta! Sadece yanımdakiler var onlar da silahsız!
-Sonerindigo bunu duydun mu?
-Duydum Just! Çabuk arayalım!
-Kesin buralarda bir yerlerd-
-Eller yukarı!
-Lanet olsun, hani arka temizdi?
-Soner!
-Ne?
-Hakkını - Helal - Et!
Hemen silahlardan kurtulurlar ve ateş açarlar. "Hakkını - Helal - Et!" gizli bir zöleri idi. Anlamı "1-2-3!". Çatışma çıkar. Sonerindigo ile JusticeAlpay bir kamyonetin arkasına giderler. Ama orada da adam vardır. Etraflarının çevrilmiş olduklarını farkederler.
-Rod. Etrafımız çevrildi!
-Bizim de!
-Lanet olsun!
-Lanet olsun!
-Lanet olsun!
(3ü aynı anda söylerler)
Sonerindigo 2 eline de birer tane MP5 alır ve başlar taramaya. Kurşun yer ama durur mu? Tara anam Tara! JusticeAlpay da Dual 96G Elite Berettas larını çıkarır. O da ateş eder. Bir süre sonra adam kalmaz. Hemen Mool Park'a geri dönerler. Baktıklarında ise orda duran ve eli kanlı Kamikaze'yi görürler...
DEVAM EDECEK...