Irresistible | h.s.

By halerry

3.2K 102 15

Non-au: Gerçek aşka karşı koyamazsın. More

.

3.2K 102 15
By halerry

Nefes alarak MTV’den hayat belgeselim için röpörtaj yapmaya gelen kadına baktım.Uzun düz kumral saçlıydı,gözleri kahverengiydi ve burnunun etrafında çilleri vardı.Dolgun dudaklara sahipti,dudaklarına pembe parlatıcı sürmüş,gözlerine ise üstündeki tişört ile uyumlu mavi göz kalemi çekmişti.Göz kapaklarına beyaz,hafif far sürmüş ve çilek kokulu parfüm sıkmıştı.Eteği dizinin hemen üstünde,biraz yırtmaçlıydı,ayakkabıları ise dolgu topuktu.Oldukça bakımlı görünüyordu.Elbette buraya,benim berbat aşk hayatımı dinlemek için istek ile gelmemişti,onun yerine evinde oturup kitap okumayı tercih ederdi ama n’aparsın,ekmek parası.Evli olduğu belliydi,parmağındaki tek taşı parlıyordu ve göz alıyordu.İçimi çekerek o tek taşa baktım,bir zamanlar sanırım benimde evlenme hayallerim vardı hem de hayatımdaki gördüğüm en güzel zümrüt yeşili gözlere sahip,harika bir gülümsemesi olan gamzeli ve kıvırcık saçlı biriyle.

Hikayemi sizde duymak istersiniz sanırım.

“Her şey One Direction’un yönetiminin oyunuyla başladı.Çok yeni bir oyuncuydum ve şarkı da söylerdim.Beni bir şekilde bulmuşlar ve One Direction üyelerinden biri için uygun olduğumu görmüşler.Hayranlara oyun oynayalım bahanesiyle bir haber yayınladılar.’Sevgilisi olsun olmasın Amy Herself One Direction üyelerinden biriyle çıkıyor,bakalım hangi üye?’ diyerek.Bunun ucunda elbette bir ödül vardı,hangi ülkenin hayranlarının çoğunluğu o üyeyi bulursa One Direction o ülkeye bir imza günü ve konser düzenleyecekti,şüphesiz.

Ben hayatıma devam ettim,bu reklam ilişkisinin başlarıydı ama oyun için her üyeyle en az bir kere görüntülenmiştim denilebilir.Bu sefer hayranlar “Hamy,Namy,Liamy ,Zamy ve Amouis” gibi ilginç ship isimleriyle bana geri döndüler.Tumblr’da,facebook’ta ve twitterda bunun hakkında şeyler yazıldı,hayran hikayeleri,üstümüze yapılan gifli hikayeler ve gerçek olmayan resimler.Çılgınlık büyümüştü ama aslında kimse,yönetim bile bu oyun içindeki aşkı görememişti.”

Nefes aldım,yaşadığım güzel şeyler şu anda bana acı veriyordu.Ama anlatma isteğim içimde gitgide büyüyor.

“Harry ile oldukça yakın bir dostluğum vardı,diğer üyelerin aksine.O beni her şeyden koruyordu,sonuçta üyelerden biriyle çıkıyordum ,hangi üye olduğu bilinmese bile bir üye benimleydi ve diğerleri de arkadaşım olmasına rağmen yakındık.Bu da bazı hayranların beni üzecek şeyler söylemesine neden oluyordu.Bunun aksine Harry ile aramızdaki ilişki farklı boyuta geldi.

Onların evinde kaldığım bir gün,bunu da elbet yönetim istemişti, Harry benimle ev için alışverişe çıkmayı teklif etti.Kabul ettim.Alışveriş dönüşü elimizde torbalarla dönerken yağmur yağmaya başladı.Harry bunu fırsat bilerek beni sevdiğini söyledi ve beni öptü,o öpüşmeden sonra da her yer ‘Hamy’ ilişkisini yazmaya başladı.Oyun bitmiş ve oylama sona ermişti.Yönetim bunu sevmedi.Aslında şöyle demeliyim,yönetim beni Niall ile olmaya zorlayacakken benim Harry ile olmam onların planlarını suya düşürdü ve bu sefer korktuk.Niall ve Harry’nin arasına giren kız olmak istemem.

Reklam amaçlı bu ilişki yönetimin beklediğinden daha iyi tuttu ve biz gerçek anlamda birbirimize aşık olduk.İlk zamanlar ortalığa pek çıkmak istemedim,Harry’nin hayranları oldukça üzülecektir diye.Ama Harry ne kadar ilişkilerini paparazziler karşısında yaşamak istemese bile benimle görülmek istiyordu,benim için çıldırmak,bağırmak,adımı haykırmak…Saçma sapan hayaller kuruyorduk ve birbirimize iyice yakınlaşmıştık.Ne diyebilirim ki,benimle olduğunda her şey onun için harika gidiyordu.Herkes bizim ilişkimizden memnundu,biz bir çeşit Jelena’ydık,hatta Los Angeles’a tatile gider,onlarla takılırdık.İnsanların imrenerek baktığı bir çift olduk diyebilirim.

Ama ki o gün geldi.

9. ay yıldönümümüze sadece bir hafta kala…Harry yanıma geldi,oldukça garip davranıyordu ve beraber oturduğumuz evin salonuna beni oturttu.Ellerimi tuttu,gözlerime bakıyordu.”

Duraksadım.Anılarım aslında o an olanlardan daha bulanık gibiydi.Hiç yaşamamış olmayı sonsuza dek dileyebilirdim.

“Bana yaklaştı ve ‘Ayrılmalıyız’ dedi.Mantıksız gelmişti o anda,gerçekten.Hiç kavga etmedik,hiç seks yapmadık.Durduk yere neden ayrıldı anlamamıştım.’Neden’ diye sorduğumda hiçbir şey söylemeden ve gözlerime bile bakmadan ‘Başka birini seviyorum’ dedi.

O anda beynim boşalmıştı.Mantıksız çünkü daha iki gün önce beraber sarılarak uyumuştuk ve o kulağıma şarkılarından birini fısıldayıp beni sevdiğini söylüyordu.Hangisi yalan hangisi gerçek ayırt edemedim o saniyeler.Her gece bana ‘Seni Seviyorum Amy’ diyip başkalarını mı düşünüyordu yani?Kim olduğunu,kime bu kadar tutulduğunu bilmiyorum ama beni beraber yaşadığımız evde bıraktı gitti.

Ayrıldık ve o tam bir hafta bekar dolaştı.

9. ay yıl dönümümüzde Elime geçen Taylor Swift ile resimlerine bakarak ağladım.Sadece ağladım ve sinirimden Liam’a telefon ettim,bana uçak bileti ayarlamasını istedim.Elime geçen ilk fırsatta New York’taydım.Aslında Madison Squre Garden konseri için her şeyim tamamdı ama son zaman vazgeçmiştim,o ayarlamaları yaptım.Nasıl başardıysam Harry’nin tam karşısındaki odayı bile tutmuştum.Tanrı biliyor ya herhangi bir yanlış seste odayı basacaktım.Aslında içten içe ölüyordum ve iç sesim bana “Belki de ona istediğini veremedin Amy,o senin vücudunu istiyordu ama ona veremedim işte’ diyerek saçma sapan bir düşünceye kapılmama sebebiyet veriyordu.”

Elimde olmadan gülümsedim ama o sırada muhabir sözümü kesti.

“Bir şey sormak istiyorum.”

“Evet?”

“Bunca zaman sonra,bunca şeyden sonra…Bu Haylor hikayesi hala gündemde ve onlar çıkıyor…Sen Amy,hala Harry’e aşık mısın?”

İç çektim,gözlerim dolmuştu.Bir damla göz yaşımın dudaklarıma değdiğini hissederken “Evet” dedim fısıltıyla “Ona olan sevgim hiç değişmedi”

Ne zaman koşuya çıkarsam çıkayım delicesine terlerim ve iğrenç kokarım.Yapım gereği pek sporcu bir tip sayılmam ama koşuya çıkmadan yapamam.

Eve girip duşumu aldığım gibi evden çıktım.Saçlarımı hafif nemlenmiş bırakarak topladım çünkü çekime geç kaldım.

“Nerede kaldın sen?” diye saatine bakıp ayağıyla tempo tutan yönetmeni gördüğümde içimden geçirdiğim şey “Harika Amy,başka ne tür bir belaya gireceksin bakalım” gibisinden bir şey olmuştu.

“Özür dilerim ben…”

“Amy harika bir oyuncu olmana rağmen sorumluluklarını yapmazsan eğer seni rolünden almak zorunda kalacağım.Tanrı’ya dua et ki sahnelerin yarısından çoğunu çektim.Hadi son 4 gün millet !”

Soyunma odama girip makyajımı yaptırdıktan sonra sete geçtim ve çekimleri yaptık.Bitirdiğimizde derin nefes aldım ve eve gitmek istemediğimi anladım.

Sanki bu düşüncem okunmuşçasına telefonum çaldı.

“Evet?”

“Hey merhaba.”

Zayn’in yarı neşeli sesinden anladığım kadarıyla hafif sarhoştu.

“Selam Zayner.”

“Hey hadi buraya gelmeye ne dersin?”

“New Yorktasın seni zeki yan apartmanda değil.”

“Bir yerlerden ,yani Liam’dan,buraya gelmeyeceğini duydum.”

“Bunun yüzünden mi içtin sen?”

“Sarhoş değilim,sadece azıcık bira.Neyse,bak gerizekalı Hazza’nın ne yaptığı umurunda olmamalı,sen bizim için gelmelisin.”

“Zayn gerçekten istemiyorum.”

“Bunu bizim için yap,işlemleri halledebilirim.”

“Zaynster harikasın ama hayır gerçekten istemiyorum.” Dedim ve iç çektim.

“Kararını değiştirebilmen için son günlerin hatta saatlerin.Telefonu elimde tutacağım,şimdi kapamalıyım.” Dedi ve yüzüme kapattı.Onun neşeli sesinin bana güç veresi gerek ama sanırım benden daha mutlu bir havası var diye kıskanıyorum onu.Neyse.

Eve girdim.Her gece bu eve girdiğimde içimde oluşan ağlama isteğini bastırmam bir oluyordu ama bu sefer yapmadım.Aklımda “Neden ayrıldı “ sorusuna karşılık gelen “Senden daha iyi birini buldu gerizekalı” cevabı dönüp dolaşıyordu.Neden aklıma gelmedi ki? O Harry Styles.O Victoria Secret meleklerinden biriyle çıkabilecek kadar şanslı,bir kızın elde etmesinin imkansız olacağı kadar mükemmel ve seksi.

O asla bana bakmaz.

Ama baktı? 9 ay.9 ay boyunca benimle beraber her saniyesini yaşadı,randevularımızdan sonra dakikasında beni arar ve ‘Seni özledim’ derdi.Neden böyle bir şey yaptı anlamıyorum.Ve benden sonra röpörtajlara verdiği ‘Başka birinden hoşlanıyorum’ dedikoduları.Sanki hepsi bana karşı yapılmış bir oyun.Bu nasıl bir şey anlamıyorum. 

Gözlerimi acı içinde yumdum.Belki de göz yaşlarımda boğulur ve sabaha kadar yaşayamam? Bu ihtimalin olması dileğiyle.

** **

Kalbimin hızlandığını ağzıma geldiği hissini bastırmayacak şekilde rol arkadaşım Logan’ın iPhone telefonundan gösterdiği “Haylor “ resmi ile yıkıldım.Asla iş arkadaşlarımın yanında aşk acısı yüzünden ağlamazdım,en azından 1 haftadır buna uğraşıyorum.

Nasıl olur?

Tamam bu soru saçma.Asıl benim için “Nasıl olur” demeliydiler,sonuçta o koskoca Taylor Swift.30 milyondan fazla hayran,arabalar dolusu ödül,Grammyler,yetenek,ses,vücut,dudak,bacak….Artık ne diyebilirim? Erkeklerin bile gıptayla baktığı bir kızı Harry Styles gibi biri elbette bu kadar kolay elde edebilir.Asıl soru elbette ki benim gibi küçük çaplı oyuncu parçası için kendini harap edemeyecek kadar fazla meşgul biri Harry.

Bana söylediği her şeyin yalan olduğunu düşünüyorum ve kimse bana yalan söyleyemez.

İçimdeki aşk acısı ve öfke birden yükseldiğinde Logan’a telefonunu geri verdim ve üstümdeki ceketi çıkararak ve karakterimin kıyafetleri ile kendimi set dışarı attım.Yönetmenin beni bu yaptığımdan sonra işten atacağını bile bile arabama bindim ve eve girdim.

Aynaya baktığımda kendimden iğrendim çünkü oynadığım karakter benim kendi benliğimden onbin kat daha güçlüydü.

Kendi kıyafetlerimi giyerek Louis’in numarasını tuşladım..

Ses gelmiyordu.O lanet olasıca açmıyordu.Anında Liam’ın her zaman telefonunu yanında taşıdığı fikri aklıma geldi ve onun numarasını çevirdim.Tahminim tabiî ki doğru çıktı,neredeyse 3. Çalışta Liam’ın sesi kulağıma geldi.

“Amy?”

“Liam bana hemen New York’a 1 bilet ayarla,lütfen.”

“Neler oluyor?”

“Liam dediğimi yapar mısın?”

Kekeleyerek “Peki” dedi ve telefonu yüzüne kapadım. 

Otele yerleştiğimde pişmanlık duygum bu sefer bedenimi sardı.Salak gibi işimi gücümü bırakıp buraya geldim,doğru düzgün bavul bile hazırlayamadım ama gel görki benden ayrılan adama işkence çektireceğim.Belki de Niall ile sevişirim ve beni sevişirken yakalar,bir gram bana aşık olmuşsa buda ona acı çektirir.Kim bilir?

İkisinin görüntüleri gözlerimin önüne gelirken çocukların Madison Squre Garden konseri için hazırlandığını fark ettim.O telaşın arasına bende gelmiştim,ha-ri-ka. 

“Bizimle geliyorsun sende” diye direten Niall’ın elimi tutup dışarı çıkarması ve taksiyle bindirmesi iyi oldu.Aslında elimi tutması kötüydü ya neyse.

“Niall insanlar yanlış anlayacak.”

“Üzgünüm Amy ama onca hayran arasında seni kaybedebilirdim ve sen bize emanetsin.Sahi neler oluyor?”

Omuz silktim,umudumu yitirmiştim.

“İnan bende bilmiyorum.”

“İnan bana o salak bir şeyleri batırdı ama her şey düzelecek.”

“Umarım Nialler.”

Konser alanına geldiğimizde Harry’nin arabasını çoktan gizli park alanında fark etmiştik.Bu arabayı beraber almıştı ama belki de şu anda koltukları Taylor’un milyon dolarlık parfümü kokuyor.

Hayır Taylor aramızda geçenleri elbet bilmiyor,ona hakaret edemem veya suçlayamam.Benim müzik listemde birkaç Taylor şarkısı her zaman vardır,bu durumda ona hakaret etmem saçmalık.Eğer Harry ona aşık olmuşsa belki de hayatımın adamını mutlu ettiği için ona teşekkür bile etmeliyim,belki de benim yapamadığımı o yapıyor kim bilebilir?

“Amy?”

Sesin geldiği yöne döndüğümde onu boğazlama ve öpme arası gidip geldim.Yeşil gözlerini kocaman açmış bana bakan Harry kekeleyerek “Ne arıyorsun burada?” diye bir soru sordu.

Bu nasıl bir sorudur? “Ne arıyorsun burada?” sorusuna nasıl bir cevap vermemi bekliyor? “Pardon Harry ya markete gidiyordum kendimi New York’ta buldum” gibisinden bir şey filan mı?

Niall benim düşüncelerimi Harry’e aktarırcasına “Bizim ısrarımız üzerine Amy’de buraya bizi desteklemeye geldi Harry,öyle bir bahsediyorsun ki insan yan odaya geçermiş gibi Newyork’a gelmiş.Neyse hadi çabuk hazırlanmalıyız.”

Onlar soyunma odalarına geçtiklerinde bende aileler ve sevgililerin olduğu bölüme geçmiştim.

Eleanor,Danielle ve Perrie beni her zaman kıskandıracak şeyler giyerlerdi.Yine aynı şekilde çok güzel olmuşlardı.Biri dansçı,biri şarkıcı ve biri öğrenci olmasına rağmen harika bir fiziğe sahip.Onlarla takılması sevmiyordum çünkü beni hep küçük düşürecek şeyler yapıyorlar gibime geliyorlardı,onların yanında eziliyordum.

Anne ve Gemma beni görünce sanki hiçbir şey olmamışçasına yanlarına aldılar.

Anne ile il tanıştığımda birbirimize çok ısınmıştık ve bana belki de hiç görmediğim bir anne sevgisi vermişti.Gemma ise eğlence amaçlı ne kadar laf sokarsa soksun oldukça tatlı bir kızdı ve onu ablam gibi görürdüm.

Düşünün bunların hepsi 9 ayda olup bitiyor.Ve geçen hafta benden ayrılmasaydı bugün 9. Ayımızı burada Harry ile kutluyor olacaktık.

Tüm Tomlinson,Horan,Malik,Styles ve Payne aileleri ,sevgililer,kıs kardeşler ve kuzenler olarak salonda yerimizi aldık ve konser başladı.

İhtimallerin aklıma gelmesi beni üzüyordu diyebilirim.Dediğim gibi bugün 9. Ayımızı Madison Squre Garden gibi görkemli bir yerde kutluyor olacaktık ve onları izledikçe içimde oluşan gurur ve kırık kalp döküntülerinin beraber olması sinirimi bozuyor.Gurur mu duysam yoksa kaderime mi ağlasam bilemiyorum aslında.

Yine de hayatımda gördüğüm en görkemli konser verdilerLiam,Zayn,Louis ve Niall ile gurur duyuyordum.Çok eğlendiklerini biliyorum.

Danielle’nin bir ara “Konser sonrası partiye geliyorsun umarım” dediğini duydum.

“Herkes orada olacak,çok eğleneceğiz.”

Herkesten kastında Taylor’da orada olacak mı sorusu geldi aklıma.

“Bilemiyorum.”

“Bak ne kadar Harry’den ayrılmış olsan da çocukların arkadaşısın.Orada olmalısın.”

“Olabilir.”

Etrafa bakındım,Taylor ortalıkta görünmüyor.

Konser bitti,bizde bittik.Otele gidip üstümüzü değiştirdik ve parti mekanına girdik.

Ve korktuğum başıma geldi.

Haylor çifti elele beraberlerdi.Aslında ne kadar Harry sahte diyebileceğim bir gülümsemeyle onunla olsa bile elele olmaları içmem için yeterli bir sebepti.

“Louis,burada en sert içki ne?”

“Neden soruyorsun?”

“Hadi ama sizin gibi çocuklar bilir,içelim biraz.”

Hafif sarhoş olmanın verdiği etkiyle elime sert bir içki tutuşturdu.

İçtim ve delicesine içtim.

Kafamın bulanık olduğu saatlerde Taylor ve Harry dans ediyordu.Aklıma gelen ilk şeyi yaparak DJ’in olduğu yere geçtim ve kendi şarkımı ayarladım.

Harry’e iyi bir ders vermek istiyordum.

Mikrofonu aldım ve Taylor Swift’in namıdeğer şarkısı We Are Never Ever Getting Back Together şarkısını söylemeye başladım.

 (Buyrun:  http://www.youtube.com/watch?v=WA4iX5D9Z64 )

"I remember when we broke up the first time, saying this is it, I’ve had enough, ’cause like we haven’t seen each other in a month, when you, said you, needed space, what?”

Amacım ona asla beraber olamayacağımı söylemekti ama kalbim bunu kaldırır mı bende bilmiyorum inanın.Çünkü ben eski biz olmak istiyorum.

Taylor’un beyaz teni iyice bembeyaz olmuş soru sorar gibi Harry’i dürtüyordu,Harry ise yarı şaşkın yarı baygın bize bakıyordu.

“We are never ever ever ever getting back together, We are never ever ever ever getting back together…You go talk to your friends talk and my friends talk to me. But we are never ever ever ever getting back together”

Taylor’un elini tuttu,oda sarhoş olmasına rağmen sinirlenmişti ve Taylor’u alıp dışarı çıktı.Mikrofonu fırlatırcasına bıraktım bir yere ve peşinden koşturmaya başladım.

“Neden bunu yapıyorsun seni lanet olasıca.”

Bana döndü,gözleri kızarmıştı.Taylor’un elini tuttu ve bana yaklaştı.Ona vurmaya başladım,delicesine ama olmuyor,bir işe yaramıyor.O kadar güçlü ki,çektiğim acı o kadar güçsüzleştiriyor ki beni….

“Sakin ol biraz.”

“Beni bıraktın,bugün 9. Ayımıza girecektik seni şapşal.Senden nefret edemiyorum,seni delicesine seviyorum.”

Beni zor tutuyordu,her an bayılabilirdim.

“Sakin ol .”

“Beni seviyordun ne yani beni sevdiğini söylerken Taylor’u mu düşünüyorsun? 2 günde sevgin nasıl yok olur Harry?”

“İki günde yok olmadı zaten.”

“Ne yani benimleyken benden iğreniyor muydun?”

“Hayır senden iğrenmiyorum senden nefret te etmiyorum.”

Beni kollarıyla sardı.

“Bir hafta içinde çok yoruldum ama Taylor’a nasıl aşık olursun? Nasıl?”

“Sakin olur musun? “

Saçlarımı okşamaya başladı.

“Gitmeme gerek.”

“Beni bırakmanı istemiyorum.”

“Üzgünüm gitmem gerek.”

Beni bıraktığında ona sadece bakakalmıştım.Gitmişti,yine Taylor’un elini tutup gitmişti.3 hafta öncesine kadar benim elimi tutuyordu elleriyle.Nasıl gider?

Beynim durmuştu,ölmek istiyordum.

 ** * **

Küçük bir sarsıntının beni buraya getireceğini bilmezdim.Cidden.Gözlerimi hastanede açtığımda büyük ihtimal içki midemi bozduğu için gelmiştik.Ben öyle düşünüyordum ama hayır.Bunca makine,dıtdıtlayan ekranlar ve ağlayan bir surat? Sahi ağlayan surat mı?

“Uyandın mı? Tanrım sonunda! Uyanamayacağından öyle korktum ki.”

“Harry sakin ol.”

Gözleri ağlamaktan kızarmış,burnu ren geyiğinin parlayan ampülü gibi olmuş Harry’e baktım.İçimde ona olan kırıklıklar tekrar acımaya başladı.

“Her şey harika olacak,güven bana.”

“Harry sadece sakin ol.Neler oldu?”

Kekeleyerek “Bir şey yok.” Dedi.Klasik eski filmlere döndük ve bu çok mide bulandırıcı.

Elimi tuttu ve saatine baktı.

“Gitmem gerek Amy ama güven bana geri döneceğim.” Dedi ve gitti.

Gitti.

Ve geri gelmedi.

Hastaneden işlemlerimi yaptım ve o andaki ruh halim ile bana neler olduğunu duyduğumda beynimden vurulmuş gibiydim.

Gitmem gerektiğini hissettim ve Londra’dan ayrıldım.Her şeyimi bıraktım,şöhretimi,ismimi,evimi…Her şeyimi.

Yeni bir sayfa açmak için hızlı davrandığımı biliyorum ama yapmak zorundayım.Telefonumu ve numaramı değiştirdim,belki de elimde olsaydı ismimi değiştirirdim.

Paparazziler bir süre sonra beni unuttu çünkü ellerinde harika çiftler vardı.Jet sosyeteler gibi etrafta dolanan çiftler vardı.Onlar Haylor’un evleneceğini düşünüyorlardı,Elounor’un nişanından bahsediyorlardı,Lanielle’nin evlilik tarihi konuşuluyordu,Zerrie’nin çovuk planlarına kadar her şey artık çığrından çıkmıştı.Tek Niall vardı oda hala Demi Lovato posterleri ile konuşuyor olmalı.

Eve girdiğimde sadece eski evimden kalan tek eşyam vardı,oda Harry’e aldığım yeşil bere.İleride lazım olacaktı,biliyorum.

#Harry’nin ağzından.

Ona ulaşamıyorum.Sanki birden yok oldu,gitti.Aradım,aradım ve bulamadım.Umutsuzluğa düştüğümü hissediyordum.Taylor’un elini tutuyordum ama düşüyordum ve tutuşan ellerimiz asla beni dünyaya geri çekemeyecek kadar güçlü değildi.

Ağlamak asla bir çözüm değil ama tekrardan başlamak isterdim.Veya o gün gitmemeyi seçebilirdim.Ama ben bir salağım ve olması gerekende buymuş gibi gittim.Ve geri döndüğüm de o yoktu.

Hastane kayıtlarını sildirmişti.

Eve geri döndüğümde mobilyalar hariç kıyafetlerine kadar her şey gitmişti.

Resimlerimiz gitmişti,tüm anılarımız,videolarımız.

Evin duvarları aptallığımı yüzüme vuruyordu sanki,seslerimiz,öpüşmelerimiz,sarılmalarımız hepsi duvarlardan yankılanıp bana geri dönüyor gibiydi.Ev ayaklarımın altında dönüyor ve ilerliyordu,hareket bile edemiyordum.

En son yaptığım Louis’e ağlamaklı bir telefon açmaktı.Sinir krizi geçiriyordum.Bom bom evi dağıtsam bile bir işe yarayamayacaktı sanki.

Liam,Louis,Niall ve Zayn içeri girip benim o halimi gördüler.Salaklığımı yüzüme vurmak istediklerini biliyordum ama bunu yapmadılar,beni sakinleştirmeye çalıştılar.

O günden sonra Amy’den asla haber alamadım.

İşim gereği yurt dışına çıkamaz oldum,kos koca dünyada Londra’yı terk edip gitmişti ve ben yalnızdım.Bir ara gruptan ayrılmayı bile düşündüm,onun yaptığını yapmak istedim.Dünyanın her köşesini bucağını arayıp onu bulmak.Ama yapamayacak kadar güçsüz hissediyordum.

Turneye başladığımız anda Fransa ayağına geldik,Fransa’daydık.Ona burada evlenme teklifi edecektim ben,öyle öyle aptalım ki.

“Ben dışarıya çıkıyorum.” Dedim ve montumu alarak çıktım.Fransa’nın soğuk ve keskin havası içimdeki ateşi söndürmeye yatmıyordu maalesef.Ama o küçük karşılaşmayı yapacak kadar da güzeldi.

Gözlerimi alamadım veya hayal olmadığı gerçeğini kabullenemedim ilk.Amy olabilir mi bu? Saçlarını göremiyorum,o kahverengi dalgalı,boyatmadığı doğal saçlarını? Kafasında benim eski yeşil beremin çok benzerinden vardı ve üstündeki kaban benimkinin bayan versiyonuydu.Beraber almıştık o gün hatta “You are my Louis.” “You are my Harry” tişörtlerini bile almıştık.

Bu o olmalıydı,başka kimse ama kimse böyle koşturmazdı.Beni fark ettiğinde kaçarcasına gitti,öksürüklerini 2 metre öteden duyabiliyordum.

“Amy dur !” diye seslendim ve soğuğa aldırmadan koşturmaya başladım.Kaybettiğim meleğimi bulmuş olabilirim ve her şeye yeniden başlayabiliriz.

“Amy lütfen dur !”

Burnumu çektim,göz yaşlarımın burnumdan dudaklarıma doğru kaymasına izin verirken daha da hızlı koşturdum. Her zaman ondan daha hızlı koşardım,bundan nefret ederdi.

“Dur.” Kolundan yakaladım ve onu kendime çektim.

Bu o.

Değişmiş.

Elleriyle beresini,yani beremi, düzeltti.Yüzü bembeyazdı ve zayıflamıştı.Sanki,sanki küçülmüştü.

“Harry ben gitmeliyim.”

“Hayır,bir kere gittin.”

“Giden sendin.”

Elimi yavaşça gevşettim ve ona baktım.Öyle,öyle güzeldi ki.Kahverengi buğulanmış gözleri öyle içimi yakıyordu ki.

“Seni çok özledim.”

Burnunu çekti,cevap veremedi.

“Bunu yapma,gitmeliyim.”

Benden kaçarcasına gidiyordu ama hayır onu kaybedemem.

“Lütfen,lütfen dur,seni çok özledim.Ve seni hala seviyorum.”

“Palavrayı kes Haz.Senin bir sevgilin var.”

Boğazıma oturan yumruyu ittirdim.

“Umurumda değil,o umurumda değil.İstemiyorum,benim sana ihtiyacım var aynı her insanın nefese ihtiyacı gibi.Sen benim nefesimsin,kalbimsin.Her şeyimdin.”

Bana sarıldı ama bu sarılış destek almak içindi.Ağlamaya başladı,nedenini bende bilmiyordum ama ağlıyordum.

“Hayır Harry,biz artık,biz artık beraber olamayız.”

“Olabiliriz,ben,ben bırakırım.Grubu bırakırım ve gözden uzak bir yerlere gideriz,seninle beraber orada yaşarız.Bu harika olur!”

“Olmaz Harry,hayır.”

“Lütfen her şeyi düzeltmeme izin ver.”

Yaşlı gözlerle bana baktı ve başını salladı.

Elimle başından tuttum ve onu öpmeye başladım ,bir anda bere kafasından çıktı.

Öpüşmemiz bittiğinde onun saçsız kafası ile karşılaşmam bir oldu.

Nasıl olur? O dalga dalga kahve saçları nasıl yok olur?

Gerçek yüzüme bir tokat misali geldiğinde kendime hakim olamadım ve ağlamaya başladım.

“Bana bakma Harry.” Dedi bir telaşla beresini kafasına geçirerek “beni böyle görmeni istemiyorum.”

“Çok-çok güzelsin.” Dedim ama bu işe yaramamıştı,kendinden utanıyordu.Oysa ağlamamın sebebi giden saçları değil onun melek yüzünün hala bir o denli güzel olmasıydı.

“Yalan söylüyorsun.”

“Söylemiyorum,aynı bir melek gibisin.” Dedim ve gözyaşlarını sildim.

Elele hastaneye döndüğümüzde bana her şeyi anlattı.

Fransa’ya tedavi için gelmemişti ama olmak zorundaydı,bir umut benim için ama o kadar beter hale gelmişti,onu o kadar üzmüştüm ki,umutları tükenmişti.

O gece onunla uyudum,telefonumu kapadım,her yerde kayıp olduğum haberleri vardı.Ama umurumda değil.

Radyodan gelen hafif müziğin kulağıma gelmesi ile irkildim.

(One Direction- Irresistible  )

“Dont try to make me stay or ask If I’m okay.I don’t have the answer. Don’t make me stay the night or ask if I’m alright.I don’t have the answer” (Kalmam için çabalama yada iyi olduğumu sorma cevap bende değil.Gece kalmamı sağlama yada iyi olduğumu sorma,cevap bende değil.”

Yarı uykulu yüzüne baktım,sanki gözlerini açık tutmak için direniyordu.Elini tuttum ve kalbine götürdüm,alnından öptüm ve şarkıyı kulağına fısıldamaya başladım.

 “Heartache doesn’t last forever, I’ll say I’m fine. Midnight, ain’t no time for laughing when you say goodbye.”(Kalp acısı sonsuza kadar sürmez eğer iyi olduğumu söylersem.Gece yarısı kahkahalar için iyi zaman değil,sen veda ettiğinde)

Parmaklarımı kenetlediğim elime baktım.Alnını tekrar öptüğümde bir öncekinden daha bir soğuktu,üstünü örttüm ve takrar yanına uzandım.

“It makes your lips so kissable and your kiss unmissable.” (Dudakların öylesine öpülesi ve öpücüğün öyle kaçırılmaz.)

Kokusunu içime çektim,çilek gibi kokuyordu.Ölse bile asla vazgeçmeyeceği bir parfümü vardı,her saniye onu sıkardı.

“Your fingertips so touchable” (Parmakların çok dokunulası)

Avucunun içini öptüm,bana yorgun gözlerle baktı.

“and your eyes irresistible…” (Ve gözlerin dayanılmaz.)

Son kez gülümsedi ve gözlerini kapadı.Dudaklarım soğumaya yüz tutmuş dudaklarıyla buluştu ve yanına uzandım.Aylar sonra ilk beraber uyumamızdı bu.

Onunla sonsuzluk ve ötesine uyuyabilirdim.

-Bir süre sonra / Harry –

Bana bakan muhabire gülümsemeye çalıştım,ona tüm hikayeyi anlatmıştım.Anlattığım şeylerin çoğu aslında bir zamanlar Amy’nin MTV’ye anlattığı şeylerin aynısıydı.

“Peki Harry son bir soru sorabilir miyim?”

“Evet?”

“Onu hala seviyor musun?”

Yüzümde oluşan yarım gülümsemeyle “Her zaman seveceğim.O hep benimle” dedim.Bu hayatımda verdiğim ilk solo röpörtajdı ve buna karşı dayanabildiğime inanamıyorum.

Eve girdim,yine oldukça sessizdi.Eskisi kadar acı vermiyordu bu eve girmek.

Önceden hazırladığım bir sürü balon ile beraber bahçeye geçtim,beni kimsenin izlemediğini anladığımda balonların ucuna yeşil bereyi yerleştirdim.

Göz yaşlarımın o denli akmasına rağmen kendimi toparlamaya çalıştım ve aklımdan geçenleri sesli söylediğimi fark ettim.

“Beni izlediğini biliyorum sevgilim ama bunu yapmak zorunda olduğumu hissediyorum.Bu ilk.Bana hep ilkler özel olur derdin sevgilim ama bunun özel bir yanı yok sanırım.Yanımda sen olmayınca hiçbir şey özel olmuyor.Kalbimde bir boşluk var ve umarım cennette buluşabiliriz.Sırf bunun için iyi bir çocuk olacağım.”

Bileğimde yazılı olan ismine baktım.

“Biliyorum bunu yaptırdığım için bana kızıyorsun.Dövmelerden nefret ederdin ve senin ismin olmasını hiç istemezdin ama yaptırmak zorundaydım.Sen bilmezden önce benim kalbimde senin her şeyin dövmeden daha kalıcı olarak vardı zaten.”

Gülümsedim,göz yaşlarım gülümseyen dudaklarımı ıslatıyordu.

“Yakında yanına gelmeyi umuyorum ama gelemezsem bil ki seni özlüyorum.En yakın zamanda buluşmayı istiyorum hayatım ama umarım bu bir gün olur.”

Balonları serbest bıraktım.

“Sensiz geçirdiğim ilk doğum günün sevgilim ama bu balonlar sana.Oralarda üşümeyeceğini biliyorum,Tanrı sana çok iyi bakıyordur,büyük ihtimal mertebe olarak sınıf bile atlamışsındır ama yine de benden bir hatıra kalmasını istiyorum.Seni seviyorum bebeğim.En yakın zamanda görüşmek dileğiyle.”

“And your eyes irresistible….”

Continue Reading

You'll Also Like

MODEL-1 By reredrumm

Mystery / Thriller

485K 23.9K 67
Gizem/Gerilim #1 Bazen bir bütünü görebilmek için parçaları birleştirmek gerekir. Ve şimdi ben; elime aldığım her parça beni derinden kessede, bütüne...
861K 87K 44
[04.04.2017 Gizem/Gerilim #3] Üniversiteyi yurt dışında okumak için Kore'den ayrılıp California'ya gelen Jeon Jungkook, kimsenin dilinden düşmeyen Fr...
112K 10.3K 21
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedicated to the person I had to leave. |08.02.24|
122K 7.4K 56
Buraya bak cılız okur. Senin geçirdiğin tüm o uykusuz geceler gibi yüzyıllar geçiren Carryhall Lisesi öğrencilerine bak. Bak ve elindeki loş telefon...