İLHAM PERİSİ (Kitap Olmuştur...

By corleonis

918K 51.5K 11.8K

Pekâlâ bir kitap yazıyorsunuz.Günümüzden on beş yıl sonrasını.Peki siz paspal,gözlüklü, beceriksiz bir kız ol... More

*1*
*2*
*3*
*4*
*5*
*7*
*8*
*9*
*10*
*11*
*12*
*13*
*14*
*15*
*16*
*17*
*18*
*19*
*20*
*21* ( part 1)
*21* (Sözverilen Part 2) :)
*22*
*23*
*24*
*25*
*26*
*27*
YENİ HİKÂYE ;) VALGUS & ERE (Karanlığın İnsanları)

*6*

19.8K 1.7K 372
By corleonis

Selamlar :)

Yoğun bir iş gününden herkese merhaba :)Evde oturanları ve gezip gezip tozanları kıskanan ben, size şimdi beddua edeceğim :) tez zamanda okullarınız açılsın emi :):):)

Seviyorum sizi iyi okumalar :)

@Gercek_Masallar yani Öykü'nün MİNE ve PERİ hikâyelerini gördünüz mü? Görmediyseniz koşun :)

*******************

Öyle bir hızla yanıma geldi ki, ölesiye tırssam da geri adım atmadım.

Yanıma gelip uzun uzun beni süzerken, sonunda yüzümde durdu.Suratındaki alaylı gülümsemeyle,

"Bomba bir tespit yapmışım.Hizmetçilerden daha kötü görünüyorsun," diyerek yeniden odasına yöneldi ve,

"Ben zaten harika bir nişanlıyım," diye bağırdı yapmacık kahkahalarıyla.

Hiçbir şey söyleyememiştim.Çünkü haklıydı...Öyle berbat görünüyordum ki...

Başımı iki yana sallayıp silkelendim.Sinirlenmemeliydim.Önemli olan hizmetçi olmam değildi.Burada kalabilmemdi.Sakin olmalıydım.Şimdi ise kalmam için bir sebep bulmuştum ve tüm gün, yaşadığım bu olayı çözmek, evime gidebilmek için uğraşabilirdim.

"Kahve istiyorum hizmetçi!"

Ne!?

Ah tanrım! Tam dayaklık bir piçti! Lanet olsun küfretmemeliydim! Ben akıllı bir kızdım! Küfretmek yerine bahane üretmeli ve ona hizmetçilik işkencesinden kurtulmalıydım!

Altında kapri ve üstünde tişörtle salona girerken ona döndüm.

"Hizmetçi kıyafetim yok.Bu kıyafetlerle bu üstün özellikli evine hizmetçi olarak yakışmam," deyip, omuz silkerek masadaki sandviçlerden birini alıp, yemeye başlayarak umursamaz görünmeye çalıştım.

Yavaşça koltuğa oturup bana baktı.

"Hayır kurumu muyum ben? Hem karnını doyuruyorum hem yatacak yer veriyorum.Önce kazan ve sonra istediğini al."

"Bu kıyafetlerle hiçbir şey yapamam bay varyemez!"

Televizyonun kumandasını eline alıp televizyonu açarken,

"Umurumda değil."diyerek açılan ekranı seyretmeye başladı.

Pekala! Bakalım dikkatini çekebilecek miydim!?

"Tamam.Peki.O zaman ben şu eşofmanları giyeyim,"diyerek hızla odasına yürüdüm.

Kafasına dank ettiğinde, o da hızla peşimden gelmeye başladı.Bense bir gözüm arkamda adımlarımı daha da hızlandırdım.Mery ve Brad buradayken elimden aldığı eşofmanları onun yatağının üzerinde görünce alır almaz tam odadan çıkacakken odanın girişinde onunla karşılaştım.

"Ne yaptığını sanıyorsun!?Onlar benim!"diyerek elimdeki eşofmalara uzandı ama elimi diğer tarafa çekip,

"Umurumda değil! Günlerce bu halde kalamam! Duş alıp üzerimdekileri değiştirmem gerek."diye söylendim sertçe.

Sinir etme sırası bendeydi...

Yine eşofmanlarına uzandı ama başaramadı.Bu kez de eşofmanları arkama saklamıştım.

"Ver şunları! Kimse kıyafetlerimi giyemez!"

"Neden? Hastalıklı mısın?"

Yüzünü ekşitip,

"Tabii ki hayır! Bir at kadar sağlıklıyım! Hatta o kadar sağlıklıyım ki bir attan daha hızlı koşarım! Tenim ise bebeklere taş çıkarır!"diyerek, ellerini beline koydu ve tüm kapıyı kapladı.

Eşofmanları iki elimle göğsümde ablukaya alıp,

"Çekil önümden at!" dedim bu kez de.

"Cesedimi çiğnemen gerek sıska!"

Aslında kulağa hoş geliyordu.Onu öldürsem katil olmazdım.Sonuçta o bir kitap karakteriydi, gerçek bile değildi.Hesabını benden sormazlardı.

Niyeti bozmuştum!

Birkaç adım geri yürüdüm ve komodindeki abajuru elime alıp, ona pis pis gülümsedim.

"Bırak abajurumu!"

Abajura baktım.Ardından yine ona bakarak,

"Neden? Bu da mı yüz yıllık?" Diye sordum dalga geçercesine.

Hafifçe elimden kaydırınca, iki elini bana doğru kaldırdı ve,

"Dur lanet olası! Evet! Hayır! O yüz elli yıllık bir abajur ve ona bir şey olursa seni satar yenisini alırım, inan yaparım!" Diye konuştu tehdit edercesine.

Umurumda mıydı?

Tabii ki hayır! Tüm bu yaşadıklarımın içerisinde en normal olan bendim.Bu yüzden davranışlarım bile çığrından çıksa hatta kendimi tanıyamasam da artık ok yaydan çıkmıştı!

Tüm gücümle abajuru ona fırlattığımda resmen havaya uçup, abajuru yakaladı!

Tanrım! Bu kadar atik olacağını düşünmemiştim! Hâlâ kapının önünde kucağında abajuru yakalayabilmenin galip gülümsemesiyle ayakta duruyordu.

Zaten her zaman çok kötü bir atışçı olmuştum!

Ama koşuda kimse elime su dökemezdi!

Tek kaşımı kaldırarak, gözümü karartıp hızla ona doğru koştum!

Koştum!

Ve yine koştum!

Gözlerini açarak,

"Hayır! Hayır!" diye bağırıp, fosilleşmiş abajuruna sarılmaya devam etti.

Üzerine atlarken açılan kocaman gözleri panik halini anlamama yetiyordu.Bir taraflarım acıyacaktı, biliyordum; ama artık çok geçti.

Havadaydım!

Şimdi ise o benim altımda abajuruyla ve ben onun üstünde eşofmanlarla yerde uzanıyorduk!

Kabul ediyordum, ciddi sert olmuştu düşüşümüz! Hatta abajurun birkaç yeri kaburgamı acıtmıştı!

Ama o at gibi bir adamdı değil mi, ona bir şey olmazdı!

Acı içinde gözlerini açıp yüzüme bakarak,

"Ne...Yap-tığını sanıyorsun?" diye konuşmaya çalıştı.

Bense, elimle kafasına bastırıp, acıdan çıkardığı sesler umurumda olmadan güç alarak ayağa kalktıktan sonra,

"Cesedini çiğnemeye çalışıyorum."deyip, o yerinden kalkmadan, beni yakaladığında neler yapabileceğini düşünmemeye çalışarak koşar adımlarla banyoya girdim ve hemen kapıyı kilitledim.

Arkamdan bir sürü şey söylemişti.Sanırım bir sürü küfür demeliydim! Buradan çıkınca onu sağlam tehdit etmezsem, kesin beni öldürürdü!

Hızlıca pijamalarımı çıkarmaya başladım.Hazır kapı kilitliyken duş da alabilirdim.Bir daha şansım olmayabilirdi.

Üzerimi çıkarıp, banyo dolaplarına yöneldiğim anda, kapı büyük bir gürültüyle yerinde sallandı!

Ben yerimde korkuyla sıçrarken, şeytan konuştu!

"Çıkmazsan yemin ederim kapıyı kıracağım!"

Kapısını kırmayacağına emindim.Kıyamazdı kapısına.Eminim kapısı da yüz yıllıktı! Ya da yüz elli! Her neyse...

Gözlerimi devirdim ve dolaptan aldığım temiz bir havluyla altın rengi küvete girdim.

Tanrım! Çok görgüsüzdü!

Suyu açar açmaz yeniden büyük bir gürültüyle kapı sallandı!

"Kıramayacağımı sanıyorsun değil mi!? İçeri girdiğimde yüzünün ne renk alacağını şimdiden merak ediyorum!"

Sesi sinirli geliyordu.Ve korkutucu...Ama pes etmeyecek ve banyomun keyfini sürecektim.Eğer kapı, sağlam olmasaydı, hayvan gibi vuruşuyla zaten ilk seferde kırılırdı değil mi?

Güvendeydim.Saçma bir cesaretle-ki genelde korkağın tekiydim-güvende olduğumu umuyordum!

Yeniden diğer vuruşlarından daha hafif bir vuruşla sesini duydum.

"Lanet olsun."

Suyu kapadım.Küveti tam istediğim sıcaklıkta ağzına kadar doldurmuştum.Böyle, banyo zemininin üzerine kondurulmuş gibi duran estetik küvetlerin bu kadar rahat olacağını hiç düşünmemiştim.İçi de oldukça genişti.Başımı, yastık gibi olan kısma yasladım ve rahatıma baktım.

**********

"Hey!"

"Hey yaşıyor musun?"

"Sıska! İyi misin?"

"Bak sakın benim evimde ölme!"

"Lanet olsun ses ver!"

Boğuk, derinden bir ses duyuyordum.Sesin verdiği rahatsızlıkla kıpırdandım.Kıçım uyuşmuştu ve ıslaktım.Yattığım yerde diğer tarafıma dönmeye çalışırken, burnumun, ağzımın, kısaca başımın suya girmesiyle çırpınmaya başladım!

Nefes!

Küvet!

Suyun üzerine çıkıp derin bir nefes alırken kapının altından banyonun ortasına kadar atılan kağıdın ilerleyişini izleyip, buruşmuş bedenimle küvetten çıktım ve havluya sarındım.

Kimbilir kaç saattir burada uyuyakalmıştım tanrım!

Eğilip, kağıdı elime alarak okumaya başladım.

Asistanımdan senin için kıyafet istedim.Lütfen eşofmanlarımı giyme ve artık dışarı çık.Hayatından şüphe ediyorum.

Doğru söylüyor olabilir miydi?

Yavaşça kapıya yanaşıp kulağımı dayadım.Hiç ses yoktu.

"Sana neden inanıyım ki?"

Sesimi kendimden emin çıkarmaya çalışıyordum.Aksi halde yine korkak hallerime dönebilirdim.

"Çünkü gerçeği söylüyorum.Üstelik yaklaşık iki saattir oradasın.Çoktan sinirim geçti.Tek istediğim eşofmanlarımı giymemen.Lütfen..."

Sesi oldukça normal geliyordu.Ne vardı ki eşofmanlarında bu kadar!? Alt tarafı gri sıradan eşofmanlardı.Pekala yenisini de alabilirdi değil mi?Zengin züppenin tekiydi sonuçta.

"Bana zarar vermeyeceğine ve evden kovmayacağına söz ver!" diye bağırdım.

Hiç ses gelmedi.Bekledim.Bana cevap vermesi için onu ttehdit etmem mi gerekiyordu yani!?

"Yoksa nişanlına her şeyi anlatırım!" Diye söyler söylemez sesi çıktı.

"Tamam lanet olsun!"

Kapının kilidini açmadan önce,

"Arkanı dön.Üzerimde havlu var." diye uyardım.Onun gibi bir şeytana omuzumu bile göstermezdim!

"Sıska vücudunla ilgilenmiyorum.Çık artık!"

Zaten bakmaya niyeti yoktu.Haklıydı.Havluyla sarılı göğüslerime baktım.Neden anneme çekmemiştim ki!?

Annemin, hindistan cevizini kırabilecek büyüklükte göğüsleri vardı.

Havlumu biraz daha sıkıp, kapının kilidini açtım.Ardından kapıyı aralar aralamaz kapının zili çaldı.

"Kıyafetin gelmiş olmalı,"diyerek kapıya doğru giden ayak seslerini duyunca kollarımı vücuduma sardım ve banyodan çıktım.

Kapıda takım elbiseli bir adam elindeki poşeti ona uzatırken,

"Buyrun efendim,"deyip saniyenin onda birinde bana baktı.

Zengin züppe,

"Teşekkür ederim Rafael," der demez poşetin içindeki kıyafeti çıkarıp hiç bakmadan bana uzatınca adeta gözlerim yuvalarından fırladı!

Önümde giymem için bana uzatılmış hizmetçi kıyafetine bakakalmıştım!

Hizmetçi kıyafeti dedim değil mi!?

Hayır!

Bu kıyafetin hizmetçi kıyafeti olabilmesi için eteğinin kıç hizasında, dantelli ve fırfırlı değil de diz hizamda düz kumaş parçası olması gerekiyordu! Üstü ise gömlek olmalıyken, sadece sütyenden oluşan bir bez parçasıydı!

Tanrım!

"Alsana şu-nu..."

Bana uzattığı ve elinde duran seksi fantezi hizmetçi kıyafetini gördüğü anda kekelemişti!

Beter olsaydı ya!

Geberseydi!

Utancından pahalı parkeleri yarılsa da içine girip yok olsaydı!

Hızla kıyafeti, daha doğrusu minik bez parçalarını poşete geri koyarken sinirle asistanına baktı ve,

"Senden hizmetçi kıyafeti istedim Rafael!" diye kızdı.

Rafael denilen asistan ise gayet normal bir sesle,

"Evet efendim her zaman istediğinizden olmasına özen gösterdim," diye cevap verince, anlamıştım.

Lanet herif benim güzel karakterim Mery'i aldatırken eve attığı kadınlarla sapık sapık fantezili şeyler yapıyordu!

Ah tanrım!

Ben bu adamı böyle mi yazmıştım!?

"Kes sesini Raf!"

Beni kötü emellerine alet edeceğini hiç düşünmemiştim; ama yine de oldukça rahatsız edici ve utanç verici bir durumla karşı karşıyaydım.Ama ne olursa olsun bu durumu lehime kullanabilirdim.

"Eşofmanlarını giyiyorum ve sen buna hiçbir şey demiyorsun bay sapık," deyip, o, kapıyı kapatır ve asistanını hızla gönderirken, ardımdan eşofmanları giymek için girdiğim banyoya geldi.

"Bak bir karışıklık olmuş tamam mı? Benim asistanım biraz...Nasıl söylenir?"

Kıvıramıyordu tabii ki.Konuşmasına izin vermeden ben konuştum.

"Kiminle düşüp kalktığın ve fantezilerin inan beni hiç ama hiç ilgilendirmiyor.Seninle son bir anlaşma yapalım.Ben çenemi kapalı tutıyım ve sen de başımın çaresine bakana kadar burada kalmama izin ver ve ihtiyaçlarımı karşıla."

"Olmaz!"

"Nişanlına öterim!"

"Lanet olsun beni tehdit etmeyi kes!"

"Kalmama izin ver."

"Yapamam! Bir düzenim var ve en son istediğim şey; hiç tanımadığım bir kadının evimde, ayak altında dolaşması!"

"Düzen derken eve rahatça kadın atmaktan mı bahsediyorsun? Yoksa belirli bir düzende belirli kadınlarla ve belirli fantezilerle nişanlını aldatmandan mı?" diyerek hafifçe sırıttım ve,

"Sen bilirsin,gidiyorum," deyip kendi pijamalarımı da alarak onu omuzundan ittim ve banyodan dışarı çıkardım.

Hâlâ bana bakıyordu.Gözlerindeki endişeyi ve çaresizliği görebiliyordum.Zaferim yakındı. Banyonun kapısını kilitleyip bekledim.Her an pes edebilirdi.

"Burada ancak hizmetçim olarak kalabilirsin sıska pijama! Nişanlıma ise hiçbir şey söylemeyecek, imada bile bulunmayacak hatta göz teması bile kurmayacaksın!Bunlardan herhangi birini yaptığın an seni kapıya atacağım!"

Hizmetçi?

Ne kadar kötü olabilirdi ki? Üstelik her an evime ya da kendi zamanıma, yaşantıma dönme olasılığım vardı.Şansımı zorlamamalı ve hazır kabul etmişken, ben de kabul etmeliydim.Tabii ki şartlarımla.

"Eşofmanını giyiyorum.Bana düzgün bir kıyafet almadıkça çıkarmayacağım.Ayrıca sabahın köründe kalkmam.Uykuma düşkünümdür.Sadece acıktığımda yemek yaparım.Keyfim gelirse belki temizlik.Bir de...Şey..."

Söyleyemiyordum! Söylemek bile tiksindiriciydi!

"Ney!?"

"...Eve getirdiğin kadınlara asla hizmet etmem!"

Ses tonuyla kapının ardından sırıttığını anlayabiliyordum piç herifin!

"Merak etme onlar bana hizmet ediyorlar," deyip devam etti.

"Kabul.Sana başka kıyafet vereceğim.Eşofmanlarımı rahat bırak."

Pis sapık!

Birkaç dakika bekledim.Sevinmiştim ama aynı zamanda zor günler yaşayacağımı da tahmin edebiliyordum.

Katlanacaktım...Buradan kurtulacaktım...

Continue Reading

You'll Also Like

823K 37.2K 20
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
1.7M 68.2K 54
"0549******: Umarım iş telefonumu meşgul etmen için geçerli bir sebebin vardır. (20.13) Afra: OHA! OHA! OHA! (20.13) Afra: Koskoca Kuzey Taşoğlu bana...
2M 71.8K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
7.1M 407K 84
Sevdiği çocuk yerine yanlışlıkla okulun serserisine yazan Ece, başına çok büyük bir bela aldığını fark ettiği an onu engeller. Fakat her şey için ço...