Kod Adı: Bay Sapık [Wattys201...

By hopeklausm

9.6M 377K 61.4K

#Wattys2016 Koleksiyoncu Edisyonu Kazananlarından birisiyiz! Hiçbir şey tesadüf olmadığı gibi bundan sonra y... More

-1- Tesadüfler (Araba Kazası)
-2- Kırmızı Sütyenli Kız
-3- Arabam Nerede?
-4- İntikam
-5- Yazık başına gelecek sudan habersiz (Arkadaşız)
-6- Kerem bize en yakın hastane nerede?
-7- Sonuçta konu; Karşı komşularımızdı
-8- Bu sadece başlangıçtı!
-9- Allah korusun Poyraz!
-10- Allah belanı vermedi mi hala?
-11- Poyraz ve aşk! Ben ve aşk!
-12- Beni Delirtme!
-13- Seviyorsan git ısır bence!
-14- Ve kadın adamı düşünmeyi hiç bırakmadı
-15- Abla?
-16- Ayh! Ölüyorum. İmamı çağırın!
17- 'Darısı Başınıza'
-18- Şu siyah dantelli sütyen
-19- AĞLATIP DA GÜLENE YAZIKLAR OLSUN
-20- Simsiyah karanlığıma rengârenk çiçekler
-21- Keşke kaşın yerine kafan patlasaydı
-22- Gece yarısı... Sokakta...
-23-Ellerimin saçınıza ihtiyacı var!
-24- Yok be su faturası çok gelir
-25- Şahsıma ait bir koca
-26- Suyun akışı, Günün batışı, Senin bakışın...
-27- Yumurtalık yiyorum
-28- Sadece konu sarmadı
-29- O KİMSEDEN KORKMAZ!
-30- Yazık kız on beş senedir beni çekiyor ya
-31- Sevgilimsin lan sen benim!
-32- "Mevzu derin sana çok fena aşığım"
-33- "Hani karizmanı çizdiremezdin?"
-34- Gazamız mübarek olsun
-35- Wifi olsa mobil veri açarım
-36- İşte bu bardağı taşıran son damlaydı.
-37- Seni çok seviyorum kırmızı sütyenlim
-38- "Kimsin sen kim?!"
-40- Hiç beklenilmeyen vahşi barışma!
-41- Cenazeme gelsen kalkar sarılırım
-42- Newton'a olan saygımdan
-43- "Kısırı seven dikenine katlanır"
Röportaj (Eğlence, Alıntı ve Tüyolar) Kesinlikle okuyun!
-44- Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
-45- "Güvercin uçu verdi"
-46- Sadece bana layıksın!
-47- Seni Poyraza kakalıyor
-48- Çünkü sen çölüme yağmur oldun
-49- Veliahtlar Partisi!
-50- Yağdırıyor kurban olduğum
-51- Sana bensiz ölmek HARAM!
-52- Bugün de ölmedim be Bukre
-53- VEDAT SARAÇ!
-54-Aynı gün aynı ay ama yıllar sonra
-55- Yoğun istek üzerine geri döndüm
-56- Bir bahanesini bulur, yine seni severim adam!
-57- Ben vursaydım çoktan eşek cennetine gitmişti
-58- Sen beni öldürdün baba
-59- Dirilen & Ölen!
-60- Hasretinle yandı gönlüm Bay Sapık
-61- Boyuna da posuna da bin maşallah
-62- Demir Saraçlı ve Karısı! (DH Ortak bölüm 1)
-63- Bu kalp sadece bir kadını sevebilir ( DH Ortak bölüm 2)
-64- Yakıyorum İzmir'i bu gece! (DH Ortak Bölüm 3)
-65- Bu şarkı kalbimin tek camışına..
66- Cesareti bahane, aşkım bir efsane
-67- Kıyamıyorum sana sen çok güzelsin
-68- Seni okyanusları aşıp sevdim
-69- Aslında zaten katil değil miydim?
-70- Tanrım Nereden sevdim, nereden düştüm bu belaya! (Sezon finali)
KOD ADI: BEBEK
#Wattys2016 Kazananlarından birisiyiz!

-39- 'Dön' diyenin iflahını sikeyim!

114K 4.8K 969
By hopeklausm

İyi okumalar. 

Bukreden

Kandırılmak; sizin için bir kelime, dört hece, on bir harf olabilirdi. Ama benim için adeta ölürken çekilen acıydı. Kandırılmış mıydım? Öyle gibi gözüküyordu. Saç uçlarımdan tut ayak parmağıma kadar acı çekiyordum. Bedensel değil ruhsal yönden çekiyordum acıyı. Belki biri bana işkence etse teker teker kemiklerimi kırsa bu kadar çok acı çekmezdim. Nefesim kesiliyor, kalbim sıkışıyor, dudaklarım sızlıyordu. Buna rağmen delice gözlerimi sevdiğim adamdan çekmeyip dediklerini teker teker düşündüm.

Ünlü mafya adamı Vedat Saraç! Kimdi ki o? Hayatımda tehlikeli insanlar pek olmamıştı şimdiye kadar, hele mafya gibi biri hiç olmamıştı. Bu yüzden Vedat Saraç'ı asla tanımazdım. Tanıma gibi bir isteğim yoktu ya!

Mafya adamının veliaht'ıydı demek Poyraz Bey! Nasıl velihattı anlamamıştım ki. Veliaht derken ne demek istemişti. O adama bir şey olursa her şeyin başına Poyraz mı geçecekti? Allah'ım diye yalvardım içimden. Keşke bütün her şey rüya olsa! Değildi maalesef, rüya değil gerçekti. Asıl gerçek!

Bu mahallenin sahibiydi demek. Nasıl sahibiydi? Para anlamında falan mıydı acaba? Kumarhane! Mahallede bir kumarhane vardı ve Poyraz oranın sahibiydi.

Çetenin lideriydi bir de! Ah her şey şimdi açıklığa kavuşuyordu. Demek kendilerine çete diyorlardı. Kerem, Anıl, Arda, Sinan... Poyraz! Acaba başka biri var mıydı bu çete de?

Beynimde ki her hücre teker teker yanmaya başladı. Error veriyordum adeta. Göğüs kafesimde hissettiği ağırlıkla ve artık yavaş yavaş ağırlaşan gözlerimle kendimi olduğum yere bıraktım ve gözlerim tamamen kapandı.

Poyrazdan

Bukre bayılınca onu ben yakaladım. Salondan çıkarıp kendi odama götürdüm. Yatağıma yatırıp onu izledim.

Tamam, belki artık olan olmuştu ama ben ne yapabilirdin ki. Korktuğun başına gelmişti. Ya Bukre benden korkup beni terk ederse? İşte o zaman ağır bir yenilgiye uğrardım.

İlk kez bu kadar çok korkuyordum. Deli gibi korkuyordum! Vedat Saraçtan bile korkmayan ben şimdi deli gibi korkuyordum. Sevdiğim kadının beni bırakmasından korkuyordum. İlk kez korkuyla yüzleşiyordum.

Sevdiğime uzun uzun baktım. Sarı ve siyah saçlarına, pembemsi dudaklarına, burnuna uzun uzun baktım. Çok güzeldi be...

Eğilip saçlarına öpücük bıraktım. Kokusunu içine çektmi. Sanki son kez o kokuyu içime çekecekmiş gibi...

Aryadan

Bukre ve Poyrazdan sonra Aslı ile Kerem de gidince salonda sadece Anıl, Arda, Ediz, Sinan ve ben kalmıştık. Sinan sinirle odadan çıkıp kendi odasına gitti. Bir an Arda ve Anıl'la bakıştmı sonra o da odadan çıktım. Sinan'ın odasının kapısına gelirken derin derin nefesler alıp verdim. Ya terslerse! Ellerim titreye titreye kapıyı açtım. Sinan odasındaki camdan yeni yeni çıkmaya başlayan Ay'ı izliyordu. Gelişimi kapının sesinden anlamış olmalıydı ama umursamadı.

"Girebilir miyim?" diye sorunca soruma cevap vermeyip susmayı tercih etti.

Gözlerimi devirip içeri girdim. Kapıyı kapatınca kapıya yaslanıp kısa bir süre Sinan'ın sırtına baktım. Konuşmak her ikimize de iyi gelebilirdi aslında. Kapıya yaslanmayı bırakıp Sinan'ın yanına doğru yürüdüm. "Biraz konuşalım mı?"

Ellerini göğsünde birleştirip "Gerek yok" dedi. Vardı aslında! Konuşmaya deli gibi ihtiyacımız vardı.

Aklıma gelen fikirle ağzıma geleni söyledim. "Eğer şimdi benimle konuşmazsan tüm polislere, zabıtalara, hatta tüm halka sizin mafya olduğunuzu anlatırım"

Sinan sadece gülmekle yetindi. "Sence umurumda mı? Hatta umurumuzda mı? ! –Sonra dönüp bana baktı.- Sence polislere veya tüm halka bizimle ilgili her şeyi anlatsan ne olur? Hapishaneye mi tıkarlar? ! Tıksınlar lan! Sadece bir gün kalırız sonra paşa paşa çıkarız. Başka ne olur? Rezil mi oluruz? Sanmıyorum. Senin aksine şimdi de olduğu gibi herkes önümüzde diz çöker. Zaten bilmiyorlar mı sanıyorsun? ! Herkes kim olduğumuzu bilir. Ya Arya Hanım dediklerini yaptığında tek üzülen sen olursun –Gözlerimin içine baktı- Üzülürsün ama toprağın altında üzülürsün"

Sertçe yutkundum. Tehdit mi etmişti o beni? Sinir kat sayım yükselmeye başlamıştı bile ama sakin olmalıydım. Gözlerimi yumup derin bir nefes alıp verdim. Gözlerini açtığımda Sinan'ın bana baktığını fark ettim. "Gerçekten de konuşmaya ihtiyacın var, anlat hadi"

"Neyi?"

"Neden bu kadar çok korktuğunu... A pardon korktuğunuzu?"

"Hiçbir şeyden korkmuyoruz!"

"Hadi ya! Peki o zaman neden aylarca hem Aslıya hem de Bukreye yalan attınız? !" dedim sonlara doğru sesimi yükselterek.

Sinan derin bir nefes alıp verdi. Yeniden Ay'a bakıp konuşmaya başladı. "Bana dün gece bir soru sormuştun, 'Neden aşka inanmıyorsun?' diye. Bende sana cevap vermemiştim ya, işte şimdi vereceğim. Bir keresinde bir kız bana aşık olmuştu. Tek suçu da buydu ya zaten! Ben ona her ne kadar yüz vermesem de beni deli gibi seviyordu. Mafya olduğumuzu bildiği halde seviyordu. Sonra günün birinde ben bir hata yaptım ve bedelini o kız ödedi! Onun tek hatası beni sevmekti. Benim yaptığım hatayı o canıyla ödedi!" dedi ve bana döndü.

"Neden?"

"Vicdan azabı ve acı çekmem için!" derken gözünden bir damla yaş aktı Sinan'ın.

O bir damla yaşı görünce nefes almayı unutmuştum adeta. Kalbim delicesine atıyor canımı yakıyordu. Sakinleşmek üzere bekledim bir süre. Sonra "Peki bunun bizim kızlarla ne ilgisi var?" diye sordum.

Sinan yanağındaki yaşı silip "Aynı duruma düşmek istemedik. Poyraz da Kerem de korktu. Onları ölümle kaybetmekten korktular" dedi.

Yanmaya başlayan gözlerimi umursamadan "Peki şimdi kaybetmeyecekler mi? Kaybedecekler!" dedim.

"En azından ölümle değil!"

Yazardan

Aradan geçen dakikalar daha gergin ve huzursuz geçti. Arya Sinan'ın odasını terk etti. Anıl ve Arda Ediz'e durumu açıklamak isterken Ediz sakindi ama konuşma bitince hiçbir şey demeyip salonu terk etmişti. Odasına çıkıp sadece ablasını düşündü.

Sadece evin içi gergin değildi. Kerem ve Aslı da Aslıların evlerinde konuşmuşlardı. Tabi konuşmak denilirse... Kerem sakinliğini koruyup durumu açıklarken Aslı her defasında bağırarak isyan etmişti. Haklı mıydı? Haklıydı. Onun da bir gururu vardı ve sevgilisi onu kandırmıştı. En sonunda ağlamaya başlayınca Kerem onu kollarının arasına alıp sakinleştirmeye çalışmıştı. Ama sadece çalıştı. En sonunda Aslının ağlaması hıçkırmaya dönüşünce Aslı aklından geçenleri söyledi. "Bana biraz zaman ver sakinleşip düşüneyim. Git" deyince Kerem de onu düşünerek hızlıca evden çıkıp kendini sokağa atmıştı.

Poyraz ve Bukre cephesinde ise durumlar hala aynıydı. Bukre yatağın sol kenarı da Poyraz ise sağ kenarında birbirlerine hiç dokunmadan yatıyorlardı. Bukre uyanmış olsa da gözlerini hemen kapayıp olanları düşünüyordu. Sonra gözlerini zoraki açıp yarı açıkgözlerle karşısındaki boş duvara bakındı. Elini kalbine götürdü, yavaş atıyordu. Arkasında ona dokunmadan yatan adamı biliyordu. İlk kez birbirlerine dokunmadan aynı yatakta yatıyorlardı. Zor nefes aldığını fark etti. Aldığı her nefeste sırtını döndüğü adamı hissediyordu. Bir yanı deli gibi dön ona koy kafanı göğsüne dese de diğer yanı delice 'Sana yalan söyledi, seni kandırdı!' diye bağırıyordu. Allah biliyor ya mafya olması umurunda değildi. Mafya bile olsa o onun sevdiği adamdı. Umurunda olan ona yalan söyleyip kandırmasıydı. Bu gerçek delicesine canını yakıyordu. Kalbi her attığında 'Poyraz' diye bağırsa da beyni de her saniye 'Kandırıldın' deyip gülüyordu. Gözünden düşen bir damla yaşı elinin tersiyle sildi. Karnına giren ağrıyı düşünmemeye çalıştı. Adeta sanki organları parçalanıyordu. Ah bir bitmemişti şu regl dönemi! Bir de onun için mi ağlayacaktı? ! Bir süre ağrıya dayanmaya çalıştı. Geçer diye umdu fakat ağrılar bir süre sonra çekilmez hale geldi. Sessizce ağlaması bir anda bağırarak ağlamaya dönüştü.

Poyraz duyduğu sesle hemen ona döndü. "İyi misin?"

"C... C-canım yanım yanıyor" diye bildi sadece.

Poyraz hemen onu kendine çevirdi. "Neyin var?"

"Canım yanıyor karnıma ağrı giriyor"

Bir süre karnını ovdu Poyraz.

Elleriyle yüzünü kapayıp "Geçmiyor" dedi ağlarken.

Poyraz onun bu halini görmeye katlanamamıştı. Hemen Bukreyi kucağına alıp "Hastaneye gidiyoruz" dedi.

Odadan çıkarken Bukre hala "İstemiyorum" diye tepindi.

Poyraz umursamadı. Kimseye görünmeden evden çıkınca direk hastanenin yolunu tuttular. Bukreyi bir odaya alıp ağrısı için ağrı kesici verdiler. Bu gece hastanede kalacaktı. Doktorlar çıktıktan sonra Poyraz konuşmak için bir müddet bekledi. Bukre ağrılardan kurtulup rahatlayınca Poyraz konuşma gereği duydu.

Yatağının kenarına oturup gözlerinin içine baktı. Söylenecek söz yoktu ki... Gözlerinden belki anlardı ne kadar acı çektiğini. Yüzünü yüzüne yaklaştırıp dudaklarına masum bir öpücük bıraktı. "Bukre..."

Bukre ne konuşacaklarını anlayınca "Poyraz sus. Bana biraz zaman ver" dedi.

Poyraz yataktan kalkıp ona baktı. "Zaman?" dedi sorarcasına.

Başını sallayarak onayladı. Zaman!

Poyraz bir anlığına gülmek istedi. Yine ondan kaçıp zaman istiyordu ve korktuğu başına gelmişti.

Bukre kendince haklıydı. Şuan düşünecek kadar iyi değildi. Yanlış bir karar verirse bedelini ödeyeceğini de biliyordu. En iyisi sakinleşip sakin kafayla düşünmekti. Ne olurdu ki Poyraz ona birkaç gün zaman verse? İlişkilerini bitirmiyordu sonuçta sadece zaman istiyordu. "Bak... Şuan yanlış bir karar verebilirim. Bana düşünmek için zaman ver. Sadece zaman!"

Bukrenin ağzından çıkan her kelime Poyrazın canını yakıyordu. Okonuştukça Poyraz sanki iki kamyon dayak yiyordu. "B-bi-bitti mi?" kekelemişti.

"Hayır"

"Bukre ben senin oyuncağın değilim. Tamam, özür dilerim. Sana yalan attım. Ama mecburdum, benden korkup kaçardın."

"Nereden biliyorsun?"

"Bağırma bana!"

"Niye? ... Ağrına mı gitti? Senin beni kandırmanda benim çok ağrıma gitti o ne olacak?"

"Bukre! Bak sevgilim beni de bir dinle lütfen" dedi yalvarırcasına.

Bukre ağlamaya başladı. İçi acıyordu. Gözyaşları gözlerinden yanaklarına hücum ederken "Sevgilin? Sevgilinim değil mi?" dedi.

"Değil misin lan?"

Bukre en sonunda bardağını taşırıp son cümlelerini söyledi. "Canım acıyor sevgilim! Benim kollarım en güzel seni sardı be! Bana bunu nasıl yaparsın? ! Ulan ben canım yanıyor dedikçe benzin dökmüşsün de haberim yokmuş"

Bunlar Poyraz'a ağır geldi. Eğer sevdiği kadının canı yanıyorsa onun için ölürdü. Eğer Bukrenin canını kendisi yakıyorsa hayatından defolup giderdi. Elleri titredi. Sanırım Bukreyi tamamen kaybetmişti. Olsun dedi içinden. Ellerini birbirlerine kitledi. Sonra ellerine baktı. Bukrenin yüzüne bakamıyordu ki. Parmaklarını çıtlattıktan sonra "B-bitti" diyebildi.

Bukre duyduğu kelimeyle bir an afalladı. "Anlamadım?"

Poyraz kapıya yöneldi. Eğer bu odadan bir an önce çıkmazsa boğulacaktı. "Eğer canın yanacaksa bitti! Aslıyı ararım senin yanına gelirler." Odadan çıkıp kendini hastane koridoruna attı. Kendini kapıya yaslayıp gözlerini kapadı ve sadece fısıldadı. "Ölüyorum lan aşkından"

Aradan geçen dakikalardan sonra Bukre bağırarak ağlıyordu. Aslı ve Arya hemen hastaneye gelmiş Bukreyi ağlarken teselli etmişlerdi. Teselli de teselli olsa...

Bukre ağlayıp Poyraz ile ilgili konuşup yine bağırarak ağlıyordu. Aslı ise Bukreyi gördükçe Kerem aklına geliyor, Bukrenin saçlarını okşarken o da ağlıyordu. Arya arkadaşlarının ağlarken görünce o da ağlamaya başlamıştı. Doğrusunu söylemek gerekirse ağlamasının sebebi biraz da Sinan'dı. Bugün konuştukları her ikisine de ağır gelmişti!

Ediz geçte olsa ablasının hastanede olduğunu öğrenince direk hastaneye yöneldi. Kaldığı odaya girince Aslı ve Aryaya bakıp "Siz kafeteryaya inin ben ablamla kalırım" deyince Aslılar başını sallayıp odadan çıktı.

Bukre kardeşini görünce ağlarken bile gülümsedi.

Ediz ablasının ağlamaktan şişmiş ve o çirkin halini görünce gülümseyip "Ablam iyi misin?" diye sordu.

Bukre başını hayır anlamında salladı. "Değilim"

"Birlikte uyuyalım mı?"

Yatakta biraz yer açıp "Gel" dedi.

Ediz yatakta yerini alınca Bukre ona sarılıp başına göğsüne koydu. "Bitirdi Ediz" diye fısıldadı.

Ediz ablasının saçlarına öpücükler bırakıp şefkatle "Biliyorum güzelim biliyorum. Hadi kapa gözlerini" dedi.

Tamam, belki arada sırada kanlı bıçaklılardı ama en ufak bir şeyde yine birbirleri için her şeyi yaparlardı.

Tüm çete evde oturmuş sıkıntıyla ofluyordu. Tek kişi hariç. Yumruklanan kapıyla Anıl oturduğu yerden kalktı. Anıl kapıyı açınca gördüğü kişiyle yani gördüğü kişinin halini görünce şaşırdı. Bu adam sarhoş olmazdı ki! Poyraz sinirle Anılı itip "Çekil lan önümden" deyip içeri girdi.

Herkes salona giren Poyrazla kaşlarını çattı. Sarhoş muydu bu?

Kerem "Poyraz?" deyince "Ne var lan? !" diye bağırdı. Anıl da Poyrazdan sonra salona girince "Anıl git herkese viski getir" dedi. Anıl dediğini yapıp herkese viski getirince herkes içmeye başladı. Poyraz zaten yeterince sarhoştu. "Lan bir gülüyorsak üç ağlıyoruz" Hiç kimse sesini çıkarmadı. Dertliydi! Belki de bu yüzden içki çarpmış sarhoş olmuştu.

Kerem "Bukreyle konuştun mu?" diye sorunca ağlayacak gibi oldu.

"Bitirdim lan! Bir bok kalmadı aramızda"

Herkes birden "Ne?" dedi.

Poyraz ağlamaya başladı. Gözlerinden yaşlar akıyor o da elinin tersiyle siliyordu. Pantolonunun cebindeki sigarayı çıkarıp viskilere doğru attı.

"Yakın ulan sigaralarınızı, şu saatten sonra gidene 'dön' diyenin iflahını sikeyim!"

Sinan "Poyraz yarın ayıldığında bu lafını hatırlatırım" dedi.

"Hatırlat lan! Sinan ben çok aşığım lan! Çok aşığım"

-

Bukre gözlerini açtığında Ediz'i gördü. Uyuyordu. Yataktan kalkıp ses çıkarmadan odadan çıktı. Nefes alması gerekti. Hastanenin çatısına çıktı. Tek orada nefes alabilirdi. Çatıya çıkınca manzaraya baktı. Tüm İzmir ayaklarının altındaydı. En uca oturup yanmaya başlayan gözlerini serbest bıraktı. Hıçkırarak ağlamaya başlayınca arkasından tanıdık bir ses duydu. "İyi misin?"

Ses çok tanıdıktı. Hıçkırıkları arasında "Değilim" dedi.

O tanıdık ses yine "Neden ağlıyorsun kim üzdü seni?" diye sordu. Ah bu ses çok tanıdıktı.

Arkasını dönüp kim olduğuna baktı. Karanlıktan dolayı gözükmüyordu. "Sanane! Kimsin sen?"

"Sadece seninle dertleşmek isteyen biriyim"

Karanlıkta sadece cüssesi gözüküyordu ki yapılı biri olduğu belliydi. "Seninle konuşmak istemiyorum"

"Neden? Bir daha hiç göremeyeceğin biriyle dertleşsen ölmezsin ya?"

Önüne dönüp manzaraya baktı. Sonra elleriyle yüzünü kapatıp sanki canından can kopuyormuş gibi ağlamaya başladı. "B-ben onu çok s-seviyorum"

Adam duyduğu şeyle yumruğunu sıktı. Genç kız ağladıkça canı yanıyordu.

Bukre oturduğu yerden kalkıp adama bakmadan koşarak çatıdan çıktı. Odasına gelince ilk lavaboya gidip yüzünü yıkadı sonra yatağının ucundaki telefonu aldı. Whatsapp'tan defalarca mesaj gelmişti.

*Bay Sapık

Bay Sapık: Çok seviyorum kızım seni.

Bay Sapık: Lan bitirmeyelim lan.

Bay Sapık: Mesafelere sokayım.

Bay Sapık: Lan benden korkma diye hiçbir şey anlatmadım. Özür dilerim.

Bay Sapık: Avrat senin canın yanmasın lan!

Bay Sapık: Bu kadar zaman bile çok sana.

Bay Sapık: Hatunum ölürüm hasretinle.

Bay Sapık: Lan avrat seviyorum seni. Affet beni!

Bay Sapık: Canın yanmasın diye ayrıldım senden ama gel ben yaralarını sarayım.

Bay Sapık: İçkili içkili daha fazla yazamayacağım.

Bukre bir an gülmek istedi. Demek canı yanmasın diye ayrılmıştı. Mesajlarına cevap vermedi. Telefonu masaya koyup Ediz'in yanına yattı. Kardeşine sarıldı. Sonra aklına çatı da ki adam geldi. Kimdi o? Sesi neden tanıdık gelmişti?

Şuan o adamdan önce daha önemli sorunları vardı. Poyrazla olan serüveni bitmiş miydi? Hayır hayır kesinlikle bitmemişti.

Asıl şimdi başlıyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

2.1K 957 78
Bu bir hayali hayatı yıkılmış bir kadının romanı.
MÂHÎ By AB

General Fiction

11.6M 442K 50
Beni sevebilir miydi gerçekten? Böylesi kötü bir adam, sevgi nedir bilir miydi? ▪▪▪
33.6K 1.6K 32
Doğduklarında Kaçırılan ikizler devamı içeride;) Eminim ki beğeniceksiniz şans vermeyi deneyin keyifli okumalar
760K 27.1K 200
Sebastian ve Chris hakkında hayal et kitabıdır. ©Tüm Hakları Saklıdır