Ölümcül Saplantı (+18)

By KIZILWings

316K 6.6K 2.5K

Günahlar ateşe dönüştü diye aşk özgürlükten vazgeçer miydi? O halde hangi bedende olduğunun ne önemi vardı... More

UYANIŞ/kökenin Dönüşü - 1
İçerik (ÖNEMLİ)
Karşılaşma Bölüm 1
Merak Bölüm 2
Ruhsuz Bölüm 3
Gösteriş Bölüm 4
EREN
oyun Bölüm 5
saklı kalan Bölüm 6
shakespeare Bölüm 7
TİMUÇİN
karmaşa Bölüm 8
tehlikeli çağrış Bölüm 9
AYAZ
Tutku tohumu Bölüm 10
Günah Tohumu Bölüm 11
ARSIZ Bölüm 12
ALPER
DönüşüM Bölüm 13
Arzu Bölüm 14
KAAN
Düş Bölüm 15
"Yasak Anılar" Bölüm 16
Şeytan ve Ayrıntı Bölüm 17
Öfke Bölüm 18
Saklı Hisler Bölüm 19
Büyülenmiş Bölüm 20
Bekleyiş Bölüm 21
Heves ve İhtiras Bölüm 23
Sarıl Bana Bölüm 24
Kader Çıkmazı Bölüm 25
Geçmişin İzleri Bölüm 26
Sevgisiz Bölüm 27
FeveraN Bölüm 28
Değişim Bölüm 29
Oyna benimle Bölüm 30
Ateşler içinde Bölüm 31
Çelişki Bölüm 32
Aşk kalır Bölüm 33
Korku Bölüm 34
Trajedi Bölüm 35
Kayıp Bölüm 36
Gitme Bölüm 37
Kaçış Bölüm 38
Arayış Bölüm 39
Aşk-ı Hüsran Bölüm 40
Serzeniş ve aşk Bölüm 41
Saplantı Bölüm 42
Günahkar Bölüm 43
Esaretin Sonu Bölüm 44
Sözler Bölüm 45
Çırpınış Bölüm 46
Rüyalar ve Gerçekler Bölüm 47
İkinci Hal Bölüm 48
Susma Bölüm 49
Kalbin sesi Bölüm 50
Rüya Bölüm 51
Zaman Bölüm 52
Galibi sen Bölüm 53
DUYURU...:P
KARANLIK SEVGİLİ(Tanıtım)
"SOLUKSUZ"
Çıkarsız Bölüm 65
imza günü
davetsiz Bölüm 66
Hisler ve Gerçekler Bölüm 67
Yeni kız Bölüm 68
Gerçeğin yüzü Bölüm 69
Yüzleşme Bölüm 70
Yeni Dünya Düzeni
Final Bölüm 71

Tehlikeli sezgiler Bölüm 22

2.9K 100 24
By KIZILWings

İşte yine ben, ve yeni bir bölümle daha karşınızdayım..:D resimde ki Kaan..

Umarım okurken eğleniyorsunuzdur fotoğraf Kaan iyi eğlenceler..:))


Ne sıcak bir an,

Gözlerini kapayarak dudaklarını ısırdı. Yüzünün aldığı şekil kontrolünü kaybetmesini sağlıyor, elinin altında titreyen bedeni ona karşı kendisini savunmasız bırakıyordu. Derinlerinden gelen misk-i amber kokusunu bir başka bedenden almadığını fark ettiğinde derin bir iç çekti. Mırıltılarını kesmesini istemediği anda  duyduğu bir sesle irkildi.

Işıklar yanıp sönüyordu. Korna sesleriyle  biranda kendine geldi Kaan. Lanet olsun, böylesine dalmış mıydı yani? Kaşlarını çatıp gazı kökledi ve aracını karanlığa sürdü.

Timuçin'İn tarif ettiği mekana geldiğinde etrafta tuhaf adamların olduğunu fark etmesi uzun sürmedi. Lanet olsun kimdi bunlar böyle? Başını kaldırıp baktığında buranın bir gay bar olduğunu anladı. "Lanet olsun Timuçin" Diyerek iç çekti. Derdi neydi bu herifin? Kaşlarını çatıp arabadan çıkarak yavaşça yürümeye başladığında gözünün önünden çeşitli cinayet sahneleri geçmeye başladı. Eğer olur da burada biri ona sulanmaya kalkarsa  gecenin sonunda kan çıkacağı su götürmez bir gerçekti.

Poflayarak içeri yürümeye başladığında sol tarafta kadın kıyafeti giymiş iri kıyım bir adamın kahkaha attığını fark etti. Saçlarını yukarıdan bağlamış suratına Bülent Ersoy modeli bir makyaj yapmıştı. Kaan'ı gördüğünde sırıtıp göz kırptı. O anda yüzünde tuhaf bir ifade oluşan Kaan, suratını büzerek kaşlarını çatıp gözlerini devirdi. Sol tarafı daha loştu. Birbirlerini okşayan orta yaş heriflerin yada kır saçlı adamların çocuğu yaşında gençleri  yanlarında gördüğünde başını çevirdi. Lanet olası Timuçin neredeydi?

O anda bir titreme hissetti. Telefonunu aldığında arayan kişi Timuçin di.

"Neredesin lan."

"Geliyorum. Bir masaya otur." Dediğinde suratına kapattı. Derin bir nefes alarak masalardan birine geçti Kaan. Biran sonra kapıya baktığında Timuçin'i gördü. Beyaz gömleğinin üstüne keten siyah bir yelek giymiş ve omuzlarına da ceketini atmıştı. Uzun boyu ve bakışlarıyla bir çoğunun dikkatini çektiği kesindi. Ama o keskin bakışlarıyla muhtemelen Kaan'ı arıyordu.

Biran için Kaan'ın masasına yöneldiğinde oturup geriye yaslanarak bir bacağını diğerinin üzerine zarifçe atarak boş boş bakınmaya başladı. Ne düşünüyordu nesi vardı böyle?

"İyi görünmüyorsun. Böyle bir yere neden geldik?" Diyerek yaslanırken derin bir nefes aldı Kaan. "Gecenin sonunda işleyeceğin cinayet planlarına beni dahil etmek için mi çağardın?" Dedi. Ama Timuçin den ses çıkmıyordu. Biran için gözlerini kıstığında Kaan, Timuçin'in piste baktığını gördü. Genç yakışıklı bir çocuk, yarı çıplak bir halde gözlerini kapamış seksi hareketlerle dans ediyordu. Orta, genç, yaşlı bir çok adamın dikkatini çektiği kesindi. Timuçin keskin gözlerle çocuğa bakarken mırıldandığını fark etti Kaan:

"Heyy Kaan. Benim sorunum ne olabilir?" Derken yavaşça kalkıp piste doğru ilerlediğinde, Kaan gözlerini kocaman açarak Timuçin'e bakmaya başladı. Ne yapıyordu o öyle? Hiç dans etmiş miydi bu herif? Hemde bir erkekle? Dünyanın sonu mu geliyordu? Gülümseyerek başını çevirdiğinde  kahkaha atmamak için kendini zor tuttu. Şuanda Timuçin'in yüzü oldukça acınası görünüyordu.

Timuçin, çocuğun yanına yaklaştığında, genç gözlerini açtı ve biran için yutkundu. Biran sonra da gülümseyerek ona doğru yaklaşmaya başladı. Güzel bir vücudu vardı. Sarı saçlı ve kahverengi gözlüydü. Dudaklarını ısırıp, seksi hareketlerle Timuçin'e sokulurken, o durmuş öylece onu izliyordu. Genç, tam önüne gelerek arkasını döndü ve yavaşça eğilerek dans etmeye başladı. Biran sonra poposunu ona sürterken biran için Timuçin'in elini alıp vücuduna dokundurmaya başladı. Kızmadan öylece kala kalmıştı kuzgun. Şaşırmıştı Kaan. Nesi vardı neyi bekliyordu? Biran sonra etrafındakilerin arsız bakışlarının ardında genci kolundan tutarak bir iki kez çevirdi ve tutup dudaklarını dudaklarına kapadı. O anda genç önce gözlerini açtı sonrada inledi. Ama  biran sonra kendini geri çektiğinde Timuçin yüzünde tahrik olmuş bir ifade görünmedi. Arzu yoktu yada hoş bir ifade. Yalnızca yüzünü büzmüş, tek kaşını kaldırıp üst dudağını öfkeli bir hareketle yukarı kaldırmıştı. Hiç bir şey hissetmediği gibi kendinden tiksinmişti. Çocuğun şaşkın bakışlarını izlerken biranda onu geriye itti. Gözlerini kaçırıp öylece dikildiği yerde başını çevirip kaşlarını çatarak suratını astı.

Kaan ağzını açmış, şaşkın gözlerle onu izlerken ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyordu. Biran sonra Timuçin'in yanına iki tane iri yarı adam geldiğinde biri tek kaşını kaldırmış Timuçin'e diğeride arkadaki çocuğa baktı.

"Eray, bir sorun mu var?" Dedi. Öbürü hala Timuçin'e kötü kötü bakıyordu. Arkadaki genç şaşkın gözlerle bakarken başını sorun yok der gibi iki yana salladı. Timuçin başını yavaşça kaldırıp iki yarmaya da ölümcül bakışlarla bakmaya başladığında söylendi.

"Sorun varsa ne olacak lan?" Dediğinde, ikisi de ona doğru bir adım attı. O anda Kaan hızla yanlarına gelip iki elini de kaldırarak adamları sakinleştirmeye çalıştı.

"Hoop hop dostum. Sorun yok. Arkadaşım bu gece içkiyi fazla kaçırdı. Anlarsınız ya. Büyütmeyin bu kadar." Diyerek gülümsemeye başladığında Timuçin'in kolundan tutarak önüne geçti. Boyu neredeyse Timuçin kadardı ve bu yüzden kuzgunu arkasına almayı başarabilmişti. Bir iki adımda geriye giderken Kaan, Timuçin'i de kendisiyle sürüklüyordu. Kuzgun adamlara ters ters bakarken, gençte dudaklarını ısırmış yarmaların ardından Timuçin'i izliyordu. Ondan etkilendiği açıktı.

Kaan, Timuçin'i dışarı çıkarırken arkalarındaki genç, kuzgunun ceketini oturduğu yerde unutmuş olduğunu fark etti. Oraya gidip ceketi eline aldığında gülümsedi. Ceketi kuzgunun kokusunu taşıyordu. Ceplerine baktığında cüzdanını gördü. Kimliğine baktığında ise bir kez daha gülümsedi.

"Dostum senin amacın ne ya" Diye söylendi Kaan. Nihayet Timuçin'İ dışarı çıkarabilmişti.

"Bir amacım yok." Dedi tek kaşını kaldırıp başını çevirirken.

"Öylemi? Önemli bir işin tam ortasında beni gecenin bir yarısı bu absürt gösteriyi izlemek için mi çağardın? Önemli işin bu muydu? Timuçin neyin var senin?" Derken  öfkeli bakışlarla,   gözlerini devirip arabaya bindi kuzgun. Koca bir of çekerek ardından sürücü koltuğuna oturdu Kaan.

"Kayalıklara çek." Dediğinde yüzüne bakmadı Timuçin, boş gözlerle dışarıyı izliyordu. Başını çevirip gözlerini devirirken  gaza bastı Kaan.

...................

Nefes nefese kapıyı çarpıp merdivenleri çıkarken aşağıdan babası seslendi.

"Alper." Dediğinde son basamakta durdu Alper. "Oğlum neredesin? Saatin kaç olduğunu biliyor musun?"

"Afedersin baba bir daha olmaz." Diyerek son basamağı da çıktığında odasına geldi ve hızla kapıyı kapayıp yatağına uzandı. Yüzünün kızarmış olduğu belliydi. Dişlerini sıkıp yumruklarını sıktı ve  hırlayıp yatağa geçirdi. O herif bu gece gerçekten kendisini becerecekti. Aklına bir kez daha geldiğinde korkuyla titredi. Yüzünü daha önce hiç öyle görmemişti. Bir sadist gibiydi. "Lanet olası." Ya asıl onun ne işi vardı orada? Zaten kendisini becermesi için gitmemiş miydi? Ama o kadar ileri gideceğini düşünmemişti Alper. Bunu yapabileceğini düşünmemişti. Ya o sözleri neydi? İşimiz daha bitmedi de ne demek? Belki de nakil olmalı, bir başka okula gitmeliydi. Tabi ya uzaklaşmalıydı. Yavaşça ayağa kalktığında Alper, ceketini çıkardı.

Gömleğinin düğmelerini çözmeye başladığında nihayet titremesinin geçtiğini fark etti. Bu iyiydi. Derin bir nefes alırken aynada kendisini izledi. Düğmelerini çözüp gömleğini çıkarırken boynunu gördü. Gömleği hızla atıp biranda aynanın karşısına geçerek boynuna bakmaya başladı. Lanet herif. Boynu morarmaya başlamıştı. Yavaşça dokunurken sızladığını fark edince parmaklarını çekerek yüzünü astı.  Oflayarak bekledi.    Aynaya bakarken vücudunu süzmeye başladı.  İçini tuhaf bir sıcaklık kapladığında gözlerini kısıp parmaklarıyla boynundan göğsüne dek yavaşça dokunurken, o anda o serseriyi  hatırladı. Sıkıca kendine bastırmıştı. Onu tutmuş, okşamış, öpmüş... Bir anda gözlerini açıp arkasını döndü. Hayır hayır. Ne düşünüyordu öyle aptal gibi. Hızla nefes alıp vermeye başladı. Bu basan sıcaklıkta neydi böyle? Biranda eşofmanın giyerek pencerenin yanına bağdaş kurup dışarıyı izlemeye başladı. Başını kaldırıp mehtaba baktığında Derin bir iç çekti. Aptal mıydı? neden böyle davranıyordu? sorunu neydi onun? En iyisi itiraftı belkide. Tüm bu saçmalıktan o zaman kurtulabilirdi. İyide bu nasıl olacaktı?

.........................

Dolunaya baktı Kaan ve tekrar önüne döndü. Yine Alper düştü aklına. Bu gece ona sahip olabilirdi. Zaman, mekan her şey tamamdı. Ama bu yanında ki sorunlu ergen tüm gecenin içine sıçmıştı. Aklına geldiğinde tekrar direksiyonu sıkıca kavradı. Timuçin'İn kafasını böyle koparmak istiyordu. Nihayet kayalıklara çekmişti aracı. Biran sonra dışarı çıkıp arabanın önüne yaslandı. Biran sonra Timuçin de çıkıp yavaşça yanına geldi. O da yaslandığında kollarını birbirinin içine geçirdi ve ikisi de karanlığın içinde mehtaba bakmaya başladı.

"Derdini az çok tahmin ediyorum kuzgun. Ama bilmediğim kısımları anlatacak mısın? Yoksa sabaha kadar burada bekleyecek miyiz?" Diyerek iç çekti. Yaklaşık bir dakika kadar bekleyip başını çevirmeden söylendi Timuçin.

"Sorunumun ne olduğunu bilmiyorum. Ben, ben değilim. Peki ya neden sadece o. Çözemiyorum. Neden yalnızca ona tepki veriyorum."

Başını çevirip ona baktı Kaan.

"Eren." Dedi ve isterik bir şekilde gülümseyip tekrar eski halini aldı. "Yine mi o velet? Kim şu Eren denen çocuk giderek merak etmeye başladım. Bu gece yaptığın gösteri test miydi dostum. Kendini mi test ediyordun."

Derin bir nefes alıp gözlerini kıstı Timuçin.

"Ben, erkeklerden de mi hoşlanıyorum. Merak ettim. Onlardan da etkileniyor muyum bilmem gerekiyordu. Gelip seni öpemezdim ya." Diyerek başını bezgin bir ifadeyle çevirdiğinde, bakışlarını ona doğrulttu Kaan.

"Kendini kötü mü hissediyorsun?"

"Bilmiyorum." Dedi ve biran sonra bakışlarını Kaan'a çevirdi. "Biraz rahatlamış ve birazda kızgın hissediyorum." Derken başını çevirip gözlerini kapayarak derin bir nefes aldı. "Erkeklerden hoşlanmıyor oluşum beni rahatlattı. Ama..." Derken durdu ve tekrar Kaan'a döndü. "Sana da böyle oldu mu? Birini çıplak gördüğünde etkilendiğini söyledin. Daha sonra diğer erkeklerden de etkilendin mi? Aynı şekilde." Dediğinde Timuçin, yutkundu Kaan.

"Pek sayılmaz. Bu öyle bir şey değil Timuçin. En azından benim gibiler için." Diyerek başını eğdi. Hala Kaan ı izliyordu Timuçin.

"Unuttun mu?" Diye sordu.

"Bilmem."

"Neydi adı?" Dediğinde, bu kez yüzüne baktı Kaan.

"Önemli değil." Diyerek  alt dudağını ısırdı.  Timuçin:

"Peki yaşadığının adı neydi?" Dedi. "Bir ismi var mıydı?" 

"Yoktu sanırım. Duygularıma verecek bir isim yoktu."  Bakışlarını indirip tekrar kaldırdı Timuçin.

"Bende mi öyleyim? Bu ne demek bilmiyorum. Başka kimseye öyle bir çekim hissetmiyorum. Ne yaptığımdan bile emin değilim. Başka erkekler miğdemi bulandırıyor. Yalnızca o, birtek o. Aklıma geldikçe düşüncelerim bulanıyor. Saçma bir yoğunluk hissettiğimde etrafımda kim varsa onu yumruklamak istiyorum." Deyip hırsla başını çevirdi. Bir an sonra aynı hızla nefes alıp verirken söylendi. "Hey Kaan, söylesene yapılan günahların bedeli ödenir mi? Bu günahlarımın bedeli mi dersin? "

Başını çevirdi Kaan.

"Kim bilir." Diyerek yutkundu. 

 "Böyle giderse ben , yakında av olacağım." Diye fısıldarken başını gökyüzüne çevirdi. Ve ikisi de gecenin içinde oturup sessizce kasvetli düşüncelerin sularına gömüldüler.

YORUM ve VOTE lerinizden beni mahrum etmeyin beni özleyin anacım..:D



Continue Reading

You'll Also Like

405K 31.3K 10
Boş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul be...
601K 32.4K 57
Alışılmışın biraz dışında olan bir gerçek aile kurgusudur. Yani,nasıl anlatılır bilmiyorum.Ama galiba "Gül" ailesinden değilim. Biliyordum. Benim gib...
353K 28.8K 45
"Uyan, kavga et, sigara iç, dolandır, uyu. Hayır, ben bundan ibaret değilmişim.." K.T. Bir dolandırıcı çetesinin üyesi olan Karmen, çeteyle birlikte...
1.6M 28.5K 34
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...