SWEET ASSASSIN √

By SoMiBaekChan

167K 10.5K 6.6K

Görevi için her şeyini ortaya koyan bir polis... Sert, huysuz, gözü pek ve yakışıklı. Namı diyar , Komiser K... More

Tanıtım
Giriş -1-
Giriş -2-
Bölüm -1-
Bölüm -3-
Bölüm -4-
Bölüm - 5 -
BÖLÜM -6- (M)
Bölüm -7-
Bölüm -8-
Bölüm -9-
Bölüm -10- (M)
Bölüm -11-(M)
Bölüm -12-
Bölüm -13-
Bölüm -14-
Bölüm -15-
Bölüm -16-
Bölüm -17-
Bölüm -18- (M)
Bölüm -19- (M)
Bölüm -20- (M)
Bölüm -21-
Bölüm -22-
Bölüm -23-
Bölüm -24-
Bölüm -25-
Bölüm -26-
Bölüm -27-
Bölüm -28-
Bölüm -29-
Bölüm -30-
Bölüm -31-
Bölüm -32-
Bölüm -33-
Final (M)
Özel Bölüm -1- (M)

Bölüm -2-

5.1K 378 219
By SoMiBaekChan

Ya bir şeyi fark ettim KaiBaek yazarken acayip mutlu oluyorum... :3 

******

''Neredeyim?'' Baekhyun gözlerini açtığında, yüzüne vuran ışık yüzünden, eliyle gözlerini siper etti. Uzun zamandır uyuyormuş gibi hissediyordu. Gözleri ışığa alıştığında, etrafına bakmak için kalkmaya çalıştı, ancak kolundaki acı yüzünden beceremedi.

''Ahh bu ne?'' acı ile yüzünü buruşturdu. Sol kolu, sargılıydı ve destek ile diğer omzuna bağlanmıştı. Sağ kolunun dirseğinin iç kısmına ise serum takılıydı. Baekhyun, ne olduğunu anladığın da ,dün gece gemi de yaralandığını hatırladı. Şu anda da muhakkak ki hastanedeydi.

''Merhaba Baekhyun-ssi. Uyandınız mı?'' kısa siyah saçlı, orta yaştaki hemşire odaya girdiğinde, Baekhyun dikkatini ona verdi.

''Evet uyandım ama buraya nasıl geldim? En son yaralandığımı hatırlıyorum.'' Baekhyun, doğrulmaya çalışırken hemşire ona yardım etmek için sırtından destekleyip, yatak başlığına sırtını dayamasına izin verdi.

''Rahat mısınız?''

''Evet''

''Buraya sizi yakışıklı bir beyefendi getirdi.'' Hemşire Baekhyun'un kolundaki serumu çekerken anlatmaya başladı.

''Yakışıklı mı?''

''Evet, oldukça seksiydi de.'' Kıkırdadı hemşire.

''Seksi?'' Baekhyun ilk defa bu kelimeleri duyarmışçasına tepki gösteriyordu.

''Evet Baekhyun-ssi. Bizim hemşire arkadaşlar oldukça etkilendi. Geldiğinizde baygındınız ve çok kan kaybınız vardı. Yaranız derin olduğu için ameliyata alındınız. Normalde basit bir kesik için iki üç dikiş gerekir ama sizin kolunuzdaki toplardamarlardan biride hasar gördüğü için mikro cerrahi uzmanımız ile birlikte estetik uzmanımız kolunuzu halletti.''

''O kadar kötü müydü?'' Baekhyun kolu için endişeliydi. Bedenini kullanarak işini hallediyordu. Bu yüzden görüntüsü önemliydi. ''Yani iyileşince iz falan kalır mı?''

''Merak etmeyin. Eskisinden bile daha iyi gözükecek.''

''Şükürler olsun.''

''Akşama doğru taburcu olabilirsiniz. Çıkmadan önce doktorunuz size reçete yazacak. O ilaçları da kullanırsanız, emin olun en ufak bir iz bile kalmaz.'' Hemşire gülümseyerek açıkladı.

''Teşekkür ederim hemşire hanım.'' Baekhyun da tebessüm etti. ''Şey bu arada, biraz önce bahsettiğiniz, yani beni buraya getiren yakışıklı adını söyledi mi?''

''Adını değil ama polis olduğunu biliyorum.''

''Aaa tamam teşekkür ederim. Peki iletişim adresi ya da telefon numarası bırakmış olabilir mi?''

''Biraz bekleyin ben dosyanıza bakıp geleyim.''

''Zahmet olacak.'' Baekhyun giden hemşirenin arkasından baktı. Polis olduğuna göre muhakkak ki o baş belasıydı. Onun yüzünden yaralanmıştı. Kolunda iz kalırsa kesinlikle fena olacaktı.

''Neden onu korumaya çalıştıysam sanki'' Baekhyun kendine kızdı. Ama sonra aklına gelen şeyler ile midesinden yukarıya doğru hareketlenen garip bir heyecan dalgası oluşmuştu. Onu adamın elinden çekip kollarına alması, 'erkek arkadaşıyım' demesi... Baekhyun, istemsizce sırıtmıştı.

Kore'ye geleli daha üç dört gün olmamıştı ama başı da beladan kurtulmamıştı. Dahası her seferinde o polisin karşısına çıkması da ayrı bir olaydı. Şöyle bir düşününce gerçekten de yakışıklıydı. Baekhyun bunu inkâr edemezdi. Uzundu. Güçlüydü. '' Eminim vücudu da harikadır.'' Sesli söylediğinde Baekhyun, kafasını salladı. ''Saçmalama Byun Baekhyun, birisinden hoşlanmak için izinli değilsin.''

Yapması gereken bir iş vardı. Bu yüzden birinden hoşlanamaz ya da aşık olamazdı.

*****

''Ahh yoruldum. Tek kol ile idare etmek gerçekten zormuş.'' Baekhyun, kendisini otel odasındaki yatağının üzerine bıraktığında söyledi.

Telefonunu eline aldı ve hemşirenin onun için bulduğu numarayı tuşladı. ''Madem onun yüzünden yaralandım. Sorumluluk almalı. İnsan nezaketen de olsa uyanana kadar yanımda kalırdı.''

Baekhyun'un içten içe umduğu şeydi bu. Daima tek başına kalmak hep üzmüştü onu. Telefon çalmaya başladığında sustu ve karşıdan gelecek olan sesi bekledi.

''Seul Emniyet Teşkilatı. Ben polis memuru Lee Minji nasıl yardımcı olabilirim.'' İnce ve nazik kadın sesini duyduğunda Baekhyun, telefonu hemen geri kapattı.

''Hah inanamıyorum. Adi adam, kendi numarası yerine emniyetin numarasını vermiş.'' Baekhyun, sinirle telefonu yatağın üzerine attı.

Yine yapacak bir şey yoktu her şeyi kendi başına halletmek zorundaydı. Tek kolu ile...

*****

''Kai dostum oraya gidemezsin.'' Sehun, Kai'yi durdurmaya çalıştığında söyledi.

''Neden gidemezmişim? Dostum adamı yakalayabilirim biliyorsun.'' Kai, telefona gelen mesaj ile hemen adresi verilen yere gitmek için hareketlenmişti.

''Dostum arama emrimiz yok. Ayrıca Suho duyarsa bu sefer kesinlikle seni trafik polisi yapar ve asla da geri almaz.''

''O adamı yakalarsam öyle bir şey olmaz.''

Sehun ve Kai, emniyetin döner kapısından çıkmış, otoparka doğru ilerliyordu.

''Adamın o otelde olduğunu bilmiyoruz bile.'' Sehun söyledi.

''Ama oladabilir.'' Kai polislik iç güdüleri ile söyledi. Çoğu zaman doğru olan iç güdülerdi bunlar.

''Off cidden ama... tamam bekle o zaman Chanyeol'e de haber verelim. Birlikte gideriz.'' Sehun telefonu çıkarıp aramaya başladığında Kai başıyla onayladı.

Tabiki de ikisini beklemek gibi bir amacı yoktu. Sehun telefonla uğraşırken Kai arabasına atlayıp (Y/N: araba Teen Wolf taki Styles'ın arabasından ama daha iyi olanı :D) çoktan gitmişti bile. Sehun'un küfürlerini duymamıştı tabi.

*****

Kai, denilen adrese geldiğinde, hemen içeri sızdı. Sivil polis olması yararınaydı, çünkü kimliği bilinmiyordu. Ama üst kattaki odaları kontrol edebilmesi içinde, oda servisi yapan elemanlardan birisi olmalıydı.

''Biraz dar oldu ama idare eder.'' Personel odasından çıktığında kıyafetin cepkenini düzeltti. Gri takım şeklindeydi. Ödünç aldığı kıyafet biraz küçük gelmişti. Koridorda kamera yoktu. Şimdi üst katlara gidip işine koyulabilirdi.

*****

''Sen ne dediğini sanıyorsun?'' iri adam karşısındaki kızıl saçlı adama bağırmıştı. Ellerinde önemli bir tarihi eser vardı ve bunu elden çıkarmaya çalışıyordu. Anlaşma yerleri bu oteldi. 4. Kattaki odadan yükselen ses koridorda da duyulmuştu.

''Bu da neydi?'' Baekhyun televizyonun sesini kıstığında, dikkat kesilip dinlemeye başladı.

''Seni adi düzenbaz, isteğim parayı vereceksin.''

Sesi tekrardan duyduğunda, Baekhyun, kaşlarını çatıp yan taraftaki duvardan geldiğini tahmin ettiği sesi dinlemek içi duvara yaklaştı.

''Bunun o kadar önemli bir şey olduğunu düşünmüyorum.''

Baekhyun başka bir ses duyduğunda iyice meraklanmıştı. Ancak kulağı ile duyamıyordu. Komodinin üzerinde duran cam su bardağını aldı ve duvara yasladı. ''Şimdi konuşun bakalım derdiniz neymiş?''

''Bak koca dostum, o eser, o paraya değmez. Yani benim dediğim rakama evet dersen elinden çıkarmana yardım ederim.''

''Eser mi? Ne Eseri?'' Baekhyun mırıldandı. İyice meraklanmıştı. Zaten başına gelen şeylerin çoğu bu merakı yüzündendi.

''Ölmek mi istiyorsun?''

Baekhyun, eğlenecek bir şey bulduğuna sevinmişti.

''Hey hey sakin ol indir o silahı anlaşabiliriz.'' Diğer adamın korku dolu sesini duymuştu Baekhyun.

''Kesin öldürecek adamı. Polisi mi arasam.'' Alt dudağını dişledi Baekhyun.

''İstediğim parayı vermezsen seni öldürürüm.'' Adam söyledikten sonra polifonik bir ses duyuldu. ''Evet ... ne polis mi?'' adam durdu. ''Seni piç polise mi haber verdin?''

''Hayır hayır du-'' tek el silah sesini duyduğunda, Baekhyun, refleks olarak geri çekildiği için elindeki bardak yere düşmüştü.

''İnanamıyorum... az önce bir cinayetin tek şahidi ben oldum.'' Baekhyun, şaşkınca söylediğinde, kapısının çalındığını duydu. ''Olamaz kesin bardağın sesini duydu ve beni de öldürmek için geldi.'' Panikle yerden kalktı.

Gerçekten korkuyordu. Nasıl oluyordu da her seferinde başını belaya sokmayı başarıyordu ki...

''Aisshh aptal Baekhyun, iyi halt yedin. Şimdi nasıl kıçını kurtaracaksın çok merak ediyorum.'' Söylendi. Kalktı ve kapıya doğru sessizce yürüdü.

''Bir dakika ben neden korkuyorum ki... Sen Karadulsun '' kendine güven vermek için söyledi ve elini yumruk yapıp havaya kaldırdı. ''Sadece normal davran.''

Kapıya yaklaşıp, deliğinden baktığında kimsenin olmadığını gördü. Ancak konuşma seslerinin geldiğini duyuyordu. Kapıyı aralayıp baktı ancak yeterince dışarıyı göremiyordu. Tamamen açıp çıkmaya yeltendiğinde, ağırlığını çok fazla ön tarafa doğru verdiğinden dolayı tökezleyerek dışarı ; koridora çıkmıştı.

Gözleri kapalıydı ama açarsa kesin bir şeyin ortasında kalacaktı. İyi halt ettin Baek içinden söyledi.

''Hey sen bücür!'' birinin sesini duyduğunda hala belinden eğilmiş bir şekilde duruyordu.

Baekhyun, sakince doğruldu ve hiçbir şey olmamış gibi ''Aaa nasıl da düştüm buraya odama gitsem iyi olacak.'' Söyledi.

''Hey hey nereye gittiğini sanıyorsun. Dur orada.'' Kalın sesi duyduğunda durmak zorunda kalmıştı. Ayak sesi duyuyordu.

Baekhyun, bakma gereği duyduğunda, irice bir adamın ona doğru elindeki silah ile geldiğini gördü.

İşte şimdi boka batmıştı. ''Ben özür dilerim. Cidden bir şey görmedim. Şimdi odama gireceğim ve televizyon izlemeye devam edeceğim. Siz isteğiniz kişiyi öldür-... ay yani şey etmeye devam edebilirsiniz.'' Hızlıca konuştuğunda, adam çoktan onun sağlam kolunu tutmuştu ve ona doğru gittiğini görmüştü.

Bıkkınca nefesini koyuverdi. ''Ne güzel yine rehin oldum.''

''Ne dedin?'' adamın sesini kulağının dibinde duyduğunda gözlerini açtı.

''Hi-hiçbir şey.''

''Güzel şimdi sus ve yürü bücür.'' Adam onu ittiğinde ileri doğru iki adım atıp durdu. ''Sakın kaçmaya falan çalışma beynini dağıtırım.''

Baekhyun, kendine ne küfretse azdı çünkü yine başını belaya sokmuştu. Çok güzel ... Bu sefer onu kim kurtaracaktı acaba....

Baekhyun, adamın önünde yürümeye devam etti. Aşağı lobiye indiğinde, dış camdan otelin ön tarafında çoktan yerlerini almış olan polis ekiplerini gördü. Az da olsa bir umut, kurtulabilirdi.

Adam polisleri gördüğünde Baekhyun'u kolundan tutup kendi önüne siper etmişti. ''Sakın yaklaşmayın. Yoksa onun beynini dağıtırım. '' kalın sesi ile kükrediğinde. Lobinin girişinde olan polisler duraklamışlardı.

''Tamam tamam sakin ol. Çocuğa zarar verme.'' Baekhyun, önde olan , hemen hemen kendisi ile aynı boyda olan polisi gördü.

''Geri çekilin. Buradan çıkmama izin verin yoksa acımam onu da öldürürüm.'' İri adam yine kükremişti.

Baekhyun, yüzünü buruşturdu. Canı acımıştı çünkü adam onun yaralı olan kolunu sıkmıştı. ''Aahh.''

''Sus sende bücür.''

''Ko-kolum.''

''Sus yoksa diğer kolunu da ben yaralarım.''

Baekhyun'un canı cidden acıyordu. Daha dün ameliyat olmuştu. Dikişlerin açılmaması için dua ediyordu.

Baekhyun, başını önüne eğip sustu. Onu rehin alan adam polislerle konuşmaya başlamıştı. Bu sırada sağ taraftan önüne doğru yuvarlanan metal bir şey görmüştü. Kafasını kaldırıp o yöne baktığında, tanıdık yüzü gördü.

Kai, yere doğru eğilerek saklanmıştı ve ona sessiz olmasını işaret ediyordu. Baekhyun, hafifçe gülümsedi ve onun dediğini yaptı. Kurtulamayacağını düşündüğü sırada Kai'nin orada olmasına çok sevinmişti.

Kai, ona işaretlerle bir şeyler anlatmıştı. Baekhyun, anladığında, derin bir nefes alıp yapması gereken şey için kendini hazırladı.

''Cidden kolum acıyor. Bırakamaz mısın?'' adama söyledi.

''Sana susmanı söylemedim mi ben''

''Ama cidden acıtıyorsun.'' Baekhyun onun dikkatini dağıtmaya çalışıyordu. Kai bu sırada adamın arkasına dolanmıştı. Diğer polislerde onu gördüğünde adamın dikkatini çekmek için , ''Bak dediğin gibi olsun. Çocuğu bırakırsan gidebilirsin.'' Söyledi.

''Kapayın çenenizi.'' Adam bağırdı. Ancak bu sırada arkadan gelen bir ses ile lobide silah sesi yankılanmıştı.

*****

''İyi misin?'' Kai, kendine sarılan çocuğa sordu. Onu kurtarmıştı ve şimdi de bir şey olacakmış gibi, Baekhyun tek kolunun el verdiği şekilde ona sarılıyordu.

''İyiyim.'' Sesi boğuk geliyordu. Çünkü yüzünü Kai'nin göğsüne gömmüştü.

''Sarılmaya devam edecek misin? ''

''Evet''

Kai gülümsedi. Kuala gibi ona yapışmıştı ve neredeyse 5 dakikadır da ona sarılıyordu. Kai de onu tek koluyla sarıp kendine çekti.

Baekhyun, biraz daha ona yaklaştığında kalbinin hızlandığını hissetti. Neden ona sarılma ihtiyacı hissettiğini bilmiyordu ama yapmak istemişti. Üstelik çok güvende hissettiriyordu. Kimsenin yanında böyle hissetmediği için çok cezbedici geliyordu.

''Öhöhöhö'' Chanyeol ve Sehun, sarılan ikiliye yaklaştığında boğazlarını temizledi.

Baekhyun bakmak için biraz geri çekildiğinde, onların garipçe baktıklarını gördü.

''Dostum ona sarılmayı bırak istersen.'' Sehun söyledi.

Kai, Sehun'a bakıp, ''Beni bırakmaya niyeti yokmuş gibi duruyordu o yüzden sarıldım.'' Baekhyun'dan ayrıldığında söyledi.

Baekhyun, sarılmaları bittiği için boşlukta hissetmiş ve sivri çenesi olan çocuk yüzünden utanmıştı da. ''Şey ben kurtulunca o yüzden.''

Chanyeol ve Sehun onun utandığını gördüklerinde güldüler. ''Pek de sevimlisin.'' Chanyeol onun yüzüne dokunmak için uzandığında Kai eline vurmuştu. '' Dokunma dostum. ''

''Ne yaptım da be.'' Chanyeol acıyan elini tutup alt dudağını sarkıttı.

''Dur bir dakika... sen geçen gün gemi de yaralanan çocuksun.'' Sehun söyledi.

''Doğru , hatta havaalanında rehin alınan da sendin.'' Chanyeol ve Sehun, yeni bir şey keşfetmiş gibi söylediler.

Baekhyun, ikilinin çıkışı ile irkilip Kai'ye doğru yanaştı. ''Kesin şunu, onu ürkütüyorsunuz.'' Sonra Baekhyun'a baktı. ''Sen aldırma onlara, biraz tuhaftırlar.''

Baekhyun, anlıyorum dermiş gibi başını salladı. Normalde aşırı girişken olan Baekhyun, şu an kendini küçük bir çocukmuş gibi hissediyordu ve utanmıştı da.. Üçü de cidden uzundu ve yakışıklı. Kore deki polisler böyleydi demek ki...

''Dostum bizi yanlış tanıtmasana.'' Chanyeol itiraz etti. Sonra da yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. ''Ben Chanyeol'' elini uzattı. Baekhyun da hafif tereddüt ile uzatılan eli sıktı.

''Bende Baekhyun.''

''Bende Sehun.'' Sehun, Chanyeol'u ittirip Baekhyun'un elini sıkmıştı.

Baekhyun, onlara gülümsedi. Tatlılardı.

*****

''Sen bakma onlara böyledirler. Zamanla alışıyorsun.'' Kai ile Baekhyun, polis arabasının ön tarafına oturmuştu. Kai konuştu.

''Anlıyorum sorun değil. Oldukça sevimliler.'' Baekhyun, gülümsedi.

''Sevimli mi? Ne demezsin. İkisi de oldukça çapkındır. Ama Özellikle Chanyeol, ondan uzak dur.''

''Neden? iyi birine benziyor.''

''Tabi ne demezsin.'' Kai Baekhyun'a baktığında kolundaki bandajın kırmızı renge döndüğünü gördü. ''Baekhyun kolun kanıyor.''

''Aaa'' Baekhyun koluna baktı. ''Adam kolumu bir ara sertçe sıktığında olmuş olmalı''

''Doktora gitmelisin.'' Kai ayağa kalkıp onun önüne geçti. ''Ayrıca nasıl başarabiliyorsun?''

''Ne anlamadım?'' Baekhyun, onun aniden değişmesine anlam verememişti.

''Üç seferdir karşıma sen çıkıyorsun ve ben seni kurtarmak zorunda kalıyorum. Bela mıknatısı falan mısın?''

''Hah! Bende çok meraklı değilim. Ayrıca... '' kolunu gösterdi. ''...Bu seni korumaya çalışırken oldu. Bay çift kişilik.'' Baekhyun, kaşlarını çatmıştı.

''Beni kurtarmanı kimse senden istememişti.'' Kai, omuz silkti.

''İyi. Bir dahakine hatırlarım bunu.'' Baekhyun, birazcık uzaklaştığında, Kai onu durdurdu.

''Tamam özür dilerim.'' Sesi yumuşamıştı. ''Kolun acıyor mu?''

Baekhyun, ona şefkatle bakan Kai ile sakinlemişti. ''Biraz acıyor ve tek kol ile tek başına idare etmek çok zor.''

''Otelde mi kalıyordun?''

''Evet ama sanırım başka yere gitmem gerek.''

''Gidebileceğin kimse yok mu?'' Kai onun için endişelenmiyordu ama yardım etmeliymiş gibi geliyordu.

''Hayır yok, yurtdışında yaşıyordum.'' Baekhyun'un morali bir anda bozulmuştu. Küçüklüğünde beri kimsesi olmamıştı. Onu suikastçı olmak için eğiten insanlardan ve oradaki arkadaşlarından başka kimse yoktu.

''Eee şey bende kalmak ister misin.?''

''Ehh?''

''Yani kolun iyileşene kadar. Altında başka bir sebep arama, benim yerime sen yaralandığın için bir nevi teşekkür olarak düşün.'' Kai açıkladı. Zaten evi çok kullanmıyordu. Baekhyun'un oraya gelmesi sorun olmazdı.

''Gerçekten gelebilir miyim? Senin için sorun olmaz mı?'' Baekhyun'un yüzü yeniden aydınlanmıştı.

''Hmm... evi bir nevi otel gibi kullanıyorum. Sorun olmaz yani.'' Kai, açıkladı.

''Şimdi gelebilir miyim peki?''

''Şimdi mi ?''

''Evet, yukarıdan bavulumu alıp gidebiliriz.'' Baekhyun oldukça hevesli görünüyordu.

Kaşlarını çattı Kai. '' Nedense bunu bekliyormuşsun gibi geldi.''

''Teklifi geri çevirmek doğru olmaz değil mi? Ayrıca bir polis ile kalmak oldukça güvenli gibi gözüküyor.'' Baekhyun, sırıttı.

''Peeki'' Kai de gülümsedi. Baekhyun'un onunla yaşaması nasılsa bir sorun çıkartmayacaktı. Belki yapacağı şeyi engelleyebilirdi de...

********

Oopsss Kai neyi engelleyecek?? :D Yorumları eksik etmeyin <3 

Continue Reading

You'll Also Like

39.3K 3.2K 38
Jungkook, planladığı intiharını gerçekleştireceği gün Jimin'le tanışır.
88K 6.3K 28
[Tamamlandı] Bana ilk gülümsediğinde 4 yaşındaydı. Benim gerçeklerle tanıştığım yaştaydı. Annemin ölüsünü gördüğüm yaştaydı. Kaşlarımı çatıp yüzümü o...
23.6K 2.5K 28
Yibo, kız arkadaşına akıl verip kendisinden ayrılmasını söyleyen astrolog Xiao Zhan'ın hesabını bulur ve adamın belasını verir. yizhan texting ama ex...
207K 20.3K 36
[TAMAMLANDI] Bakmaya kıyamadığı sevdiğini başka kollarda izleyen Park Jimin ve Jimin'in onu sevdiğinden habersiz gün be gün ona aşık olan Jeon Jungko...