The Noble and Most Ancient

By ladystardustmX

1.7K 190 742

Sirius Black'in ikiz kız kardeşi Polaris Walburga Black, ailelerinin varisleri sanılan oysa ki gerçek kan hai... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
15
Cast
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37

14

39 4 5
By ladystardustmX

21 Aralık 1976

  Sabah Sirius'un gürültüsü ile uyandık. "Kalkın hadi, Aylak kardeşim mi? İnanılmaz." huysuzlanıyordu Sirius kendi kendine.

  Remus ile koltukta sarılarak uyuyakalmıştık. "Sesini keser misin! Gözümü açmadan bağırıyorsun Sirius." dedim ve olduğum yerde doğruldum.

  "Tamam, tamam. Burada ne oluyor biri bana açıklasın." dedi Sirius.

  "Ailenin yeni üyesi belli ki Pati. Beğenemedin mi?" dedi James arkada kahkaha atarak sonrasında da Sirius James'i döverek koşturdu.

  Remus ile gülüştük. "Dün ne yaptık biz?" dedim. "White'a boya attık." dedi Remus.

  "Bugün cezalıyız değil mi?" dedim.

  "Dün ceza konusunda çok hevesli görünüyordun." dedi Remus ve güldü.

  "Yine de buna değdi." dedim ve yerimden kalktım. "Ben gidiyorum, sonra görüşürüz!" dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum. Şimdi de Sirius beni merdivenleri çıkarken yakalamaya çalışıyordu.

                                       ***

  White ortalıkta görünmüyordu, bütün gün derslere de girmedi. Haritadan baktık ve günü Slytherin yatakhanesinde geçirdi. Regulus ara sıra ortak salonda onu ziyaret etti. Fakat hiç dışarı çıkmadı.

  Sirius haritayı kurcalarken onun hala içeride olduğunu gördü. "Hahah! White kızına bakın! Hala dışarı bilr çıkamadı." dedi.

  "Offf keşke orada olsaydık." dedi Mary. Marlene ise onu başı ile onayladı.

  "1 hafta cezalı olduğunuzu duyunca pek de gelmek istemezdiniz." dedi Lily.

  1 hafta quidditch oynayamayacaktık, ve 1 ay boyunca Gryffindor-Slytherin arasında hiçbir maç yapılmayacaktı. Bu gerçekten berbattı, fakat James bile umursamamış görünüyordu.

  Regulus bütün gün bizi gördüğü her yerde ters ters bakışlar attı. "Şuna bak, yanımıza gelmeye cesareti yok!" dedi Sirius. Regulus bunu 3. defa yapınca "Ne yapacaksın! Üzerime de beyaz boya mı dökeceksin!" dedi Regulus ve Sirius'un üzerine doğru yürümeye başladı.

  "Kesin şunu!" diye bağırdı Lily. Fakat dinleyen olmadı.

  "Beğenmedin mi Reg, ondan hoşlanmıyor musun yoksa. Siyah'ın içinde daha iyiydi değil mi." dedi Sirius ona sırıtarak.

  "O BENİM KIZ KARDEŞİM!" diye bağırdı Regulus ve Sirius'un yakasını tuttu. Sirius ise asasını çekerek ona bir sersemletme büyüsü yaptı.

  Regulus olduğu yerde doğruldu, ikiside asalarından aynı anda büyü attılar. Kendi asamı çıkarttım ve yaptıkları büyüyü ortasından ayırıp attım. "YETER! KESİN ŞUNU!" diye bağırdım.

  "SEN KARIŞMA POLARİS!" dedi Regulus. Bana ismimle hitap etmişti fakat, artık o kadar da acıtmıyordu.

  Sirius'u kenara doğru ittim, ve asamı ona doğrulttum. O hamle yapamadan büyüyü fısıldadım.

"Levicorpus."

Regulus havaya doğru kalktı ve yerden kesildiği anda onu koridorun sonuna fırlattım.

"Yürüyün, gidiyoruz!" Koşar adımlarla yürümeye başladım. Arkamdan geldiklerini duyabiliyordum.

22 Aralık 1976

  Noele 3 gün kalmıştı, 2 gün sonra ise evde olacaktık. Son olan olaylar ve eve döneceğimiz sebebiyle fazla gergindim. Çok iştahım yoktu. Fark etmeden birkaç kere Remus'u tersledim, yine de bir şey demeden anlayışla karşıladı.

  Korkmuyordum. Bu binaya korkak olmak için seçilmedim ben. Ama ya başaramazsam? Bu his beni bitiriyordu.

Remusla fazla konuşmadığımı fark ettim. Ortak salonda şöminenin başında kitap okuyordu yanına uzanıp kolunun altından göğsüne yattım. Beni görünce gülümsedi.

"Ne okuyorsun?" dedim.
Konuşmadan kitabın kapağını gösterdi.
"Fantastik Canavarlar Nelerdir? Nerede Bulunurlar-Newt Scamander"

"Benimle konuşabilirsin Remus, huysuzluğum üzerimde değil."

  "Huysuz olduğunu düşünmüyorum, gerginsin." dedi, yine beni anlıyordu.

"Özür dilerim, gergin olmam seni öyle tersleyeceğim anlamına gelmiyordu." dedim.

"Sorun değil Poly." dedi ve saçlarımı karıştırdı. Kitabı beraber okumaya başladık.

  Bir süre sonra kütüphaneye ödevlerim için birkaç kitap almaya gittim. Harita da elimdeydi, Regulus'u izliyordum. O hala benim kardeşimdi.

  Koridor yasak saat yaklaştığı için bomboştu. İlginç bir şekilde yürüdüğüm yerde White'ı gördüm. Zindanlar ters yönde olduğu için karşılaşacaktık. Birkaç adımdan sonra Elenor karşımda duruyordu, haritayı kapattım, onu görmezden geldim ve yürüdüm.

  "Black!"

  Elenor arkamdan seslendi. Ona doğru döndüm.

  "Evet, White." dedim.

  "Kardeşini ve arkadaşlarını üzerimden çek! Kendin de yolumdan çekil." dedi tehditkar bir şekilde.

  "Ne bu? Boş tehdit falan mı?" dedim. Kız üzerime doğru yürümeye başlayınca güldüm
"Ne o, üzerimize yürümek yeni kardeşinle genetik mi? Yoksa aile geleneği mi?" dedim alaycı bir şekilde.

  "Regulus'u da, beni de bırak!" dedi Elenor sinirlenmişti.

  "Ah, yoksa? Gidip ağlar mısın?" dedim.

  "Ailene söylerim, melez Lupin ile çıktığını." dedi.

  Ciddi olmadığını biliyordum, biraz sinirlenmiş olsam da sakinliğimi ve alaycı tavrı mı korudum.

  "Hah, söylermiş!" dedim ve güldüm kendi kendime.

  "Kesinlikle! Ailemin bakanlıkta tam da Orion Blackle bağlantıları var. Babacığın Malfoy ile nişanın planlanırken melez ile dolaşmana ne der?" dedi.

  "Bunu yapamazsın, gücün bile yok. Ailenle aranın iyi olduğuna mı beni inandırmaya çalışıyorsun White? Düşündüğümden daha da aptalmışsın."

  Kız afallamış görünüyordu, muhtemelen nasıl öğrendiğimi merak ediyordu. Yine de benim gibi sakinliğini korudu ve devam etti.

  "Hogwarts'da herkesin tam da konuşmak isteyeceği türden bir olay. Hogwarts'ta konuşulan ailene de gider. Hatta onlara gerek kalmaz, bir gün cici kız rolünü oynar ve onlara bakanlıkta kendim açıklarım." dedi Elenor.

  Ufak bir kahkaha patlattım, "Neden gülüyorsun? Hoşuna mı gitti yoksa." dedi kız.

  Alaycı bir şekilde konuşmaya başladım. "Gülüyorum, çünkü eğer birine anlatmaya çalışırsan hiçbiri sana inanmaz. Hatırladın mı? Ben saf mükemmel varisim, sen ise sadece hayal kırıklığı Elenor."

  Kızın bir anda yüz ifadesi değişti. Muhtemelen aklına Regulus ile yaptığı konuşma geldi. "Sen, bizi dinledin." dedi.

  "Birinin kafası çalışmaya başlamış galiba." dedim ve kıkırdadım. "Bu işte karşılıklıyız hayal kırıklığı Elenor." dedim ve sırıtarak oradan uzaklaştım. Olduğu yerde durduğunu görebiliyordum. Hiçbir şey yapamazdı.

23 Aralık 1976

Yarın eve dönecektik, o günkü derslere girmedim. Hiçbir şey yapmak için de halim yoktu. Sirius'da gün içerisinde fazla suskundu, sadece iksir dersine girdi. Kahvaltıdan sonra ortak salonda pencereden dışarı izliyordum. Aslında sadece gözlerim izliyordu, ben bambaşka yerlerdeydim.

Bu akşam iksiri içecektim, artık iksirin işe yaramasını dilemekten başka bir çarem yoktu. Korkmamalıyım, korkmamalıyım, diye beynimden düşünceleri geçirdim fakat ellerimin titremesi her şeyi ele veriyordu bile.

Remusla hiç konuşamadım, boş bir güm geçirdim aynı pencerenin yanındaki bir masada oturarak bir şeyler yazıp çizdim sadece. Sadece Siriusla konuştum, o da duvara bir topu atıp tutuyordu.

Ya iksir işe yaramazsa? Yarın ne olacaktı? Oraya gidip başkalarının benim için planladığı kaderime mi teslim olacaktım? Remus ve bana ne olacaktı? Onu daha yeni bulmuştum, bu kadar erken kaybedemezdim.

Tüm bu düşünceler kafamda dolanıyordu. Biri beni astronomi kulesinden şu an aşağı atsa daha da huzurlu olurdum.

Akşam yemeğinde kızlar kafamı dağıtmak için benle Lily'nin muggle kız kardeşi ve Witch Weekly'de gördükleri yeni sezon elbiseler hakkında konuştular. 1 saat boyunca gerçekten kafamdan düşüncelerin uzaklaştığını hissettim. Sonra hepsiyle yine baş başa kaldım.

Ortak salonda tüm gün oturduğum yere geçtim ve elime hiç de okumadığım bir kitap alıp öylesine bir sayfasını açtım. Amacım okuyormuş gibi görünüp yanıma gelip konuşmalarını engellemekti.

Remus ateşin başında oturan Sirius'un yanına gitti. Onunla bir şeyler konuştu, ben de göz ucuyla uzaktan izledim. Sonra bana doğru yürümeye başladı, kalbim atmaya başladı. Ne yapacaktım? Onunla konuşmaya hazır değildim ki. Ne konuşacaktım ki?

"Kitabı okumadığının farkındayım." dedi Remus ve kendine bir sandalye çekti.

"Okuyorum, güzel bir roman." dedim ve kitaba sanki merakla bakıyormuş gibi yaptım.

"Beni Orion Black'i kandırdığın gibi kandıramazsın Pole. Bu kütüphanedeki 48. raftan alınmış." dedi kitabın kenarındaki raf numarasını gösterip devam etti. "O raftada kara büyüler hakkında sihir tarihi bulunur. Sen sihir tarihi ve kara büyüden nefret edersin." dedi.

  Offf kahretsin, fazla zekisin Aylak. Bu yönünü seviyorum, ama benden fazla olma.

  "Belki de artık nefret etmiyorum." dedim onu inandırmaya çalışarak fakat boşa olduğunu ikimizde biliyorduk.

  "Tamam o zaman sana Profesör Binns ile bir çay saati ayarlayayım ona sorularını sorarsın ne de olsa ben sınıf başkanıyım. Yapabilirim." dedi Remus.

  Zeki olmasının yanında güzel kozları da vardı ona karşı kaybetmiştim.

  "Tamam.... yani hayır.... yani ben bu kitabı aldım çünkü-" cümlemi tamamlayamadım nasıl tamamlayacağımı bilmiyordum. Aptalca göründüğümün farkındaydım. Remus ise karşımda sırıtıyordu ve gülmeye başladı.

  "İkimizde ne yapmaya çalıştığını biliyoruz. Haklısın ki ikimizde konuşmak konusunda cesaretli değiliz." dedi Remus.

  "Tamam yakalandım. Ne yapacaksın? Bana sınıf başkanı rozetini kullanarak ceza mı vereceksin?" dedim egolu bir şekilde.

  "Rozeti kullanmama gerek olmayacağını biliyorsun." dedi Remus ve sırıtarak gülmeye başladı. Kitabı alıp omzuna vurdum.

  "Ah! Tamam, kızma. Ama çok komik görünüyordun." dedi ve gülmeye devam etti.

  "Nasıl beni böyle güldürmeyi beceriyorsun?" dedim.

  "Mösyö Aylak yetenekleri sanırım. Gülüşün içimi ısıtırken suratın asık bir şekilde oturmanı istemiyorum. Soğuk oluyor." dedi.

  İkimizde sırıttık, yerimden kalkıp ona sarıldım. Oturduğu için boyum ondan uzun olmuştu.

  "Bana bak Aylak, uzadım." dedim ve güldüm.

  "Evet, yer cücesine dönüştüm." dedi gülerek ve saçlarını karıştırdım.

  Erkenden uyumaya gittim. Işıkları kapattım, pencereden ay ışığı vuruyordu sadece. İnanarak çekmecemdeki ufak felix felicisi çıkarttım. Tek yudumda hepsini içtim. Yorgunluk hissi ile yatağa uzandım, ve uyuyakalmışım.

Continue Reading

You'll Also Like

747 76 14
Kendi senaryomla yapmak istiyorum inşallah beğenirsiniz :)) Fikirleriniz benim için önemli fikirlerinizi hiç çekinmeden yazabilirsiniz
936 147 9
James Potter birçok şeydi. İyi bir atlet, sadık bir arkadaş ve Gryffindor'un altın çocuğu. Victoria Atkinson içinse başkalarında nefret ettiği her...
67K 5.8K 30
Helena Livingstone. Lise ikinci sınıf manyak bir öğrenci. Ama sadece bir öğrenci değil. Sırf iyilere yardım etmek için bir hacker. Bundan dolayı bir...
31.1K 2.3K 23
Maeve'in görememesi onun için yeni kapılar ve fırsatlar aralarken, sonrasında işler değişiyor ve kendini Avengers ve diğer iki kahramanla birlikte be...