The Noble and Most Ancient

Bởi ladystardustmX

1.9K 199 762

Sirius Black'in ikiz kız kardeşi Polaris Walburga Black, ailelerinin varisleri sanılan oysa ki gerçek kan hai... Xem Thêm

1
2
3
4
5
6
7
8
10
11
12
13
14
15
Cast
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39

9

51 4 27
Bởi ladystardustmX

Yazar'dan
Bu bölüm isimsizbircadI 'nın isteği ile erken atıldı onu kıramazdım ahahah iyi okumalarr
--------------

4 Kasım 1976

  Derslerden sonra Remus'un söylediği gibi saat 4'e doğru biraz erkenden kütüphaneye gittim. Şimdiden her binadan birkaç kişi vardı. Remus rafların arasında bir şeyler okuyordu yanına gittim "Söylediğin kadar küçük değilmiş anlaşılan." dedim. Kafasını kitabından kaldırdı ve gülümsedi "Bilmem, belki de kendime özel bir sınıf açarım." dedi ikimizde kıkırdadık.

  "Gerçekten iyi iş çıkarıyorsun Profesör, bu kadar kişiyi gizliden gizliye nasıl yanına topladın." dedim. "Başta ufak bir gruptuk, S.B.D.'ler hakkında yardım ediyordum, sonradan daha fazla kişi gelmeye başladı." dedi.

  "Hogwarts'ta haberler çabuk yayılıyor desene." güldüm "Bizimkiler nerde?" dedim.

  "Lily gelemeyecek, diğerlerinin de haberdar olduğunu hiç sanmıyorum." dedi.

  "Ciddi misin Aylak? Gizli bir çalışma örgütün var ama Lily dışında hiçbirimizin haberi yok." dedim.

  "Haberiniz olsa da dersleri umursamadığınızı biliyorum." dedi egolu bir biçimde.

  "Eh şansına küs, bugün bir felix felicis kazandım." dedim aynı egoyu kullanarak.

  "Ciddi olamazsın." dedi Remus ve cebimdeki minik şişeyi çıkartarak ona gösterdim.

  "White'da sınıftaydı. Ama başaramadı, kan her yerde kendini gösterir Lupinn." dedim ve sesli bir biçimde güldük.

  "Tebrik ederim. Müthişsin gerçekten, şans nerede lazım olacak?" dedi.

  Ona anlatmak istiyordum ama bilmiyordum partiden sonra hepsine söyleyecektim zaten yine de içimdekileri dökmem gerektiğini farkettim ve söze başladım.

  "Partiden sonra anlatacaktım ama kimseye söylemeyeceğine söz ver Lupin."

  "Söz."

  "Pati ve Çatalağa bile." dedim ve Walburga Black bakışı attım, o bundan anlıyordu.

  "İyi, tamam." dedi ve anlatmaya başladım.

  "Noel de Lucius Malfoy'un kardeşi ile nişanlanmak zorundayım." dedim fısıldayarak.

  "NE!" dedi Remus bir anda bağırarak.

  "ŞŞHH! Bütün Hogwarts'ın duymasını mı istiyorsun!" dedim ve kolundan tutarak onu en arka rafların arasından birine çektim ve devam ettim.

  "Sabah gelmeden önce annem benimle konuştu, 2 gün önce eğer itiraz etmeseydim dün nişanlanmıştım." dedim.

  "Ama, sen... istemiyorsun tabi değil mi." dedi Remus.

  "İstememekten de öte, evden kaçmanın bir yolunu arıyorum. Yapacaklarını söyledilerse yapacaklardır." dedim.

  "Seni bulamayacakları bir yerde olman lazım." dedi Remus.

  "Sadece ben değil, Sirius ve Reg'i de." dedim kısa bir süre sessizlik oldu ve devam ettim. "Noel de bu yüzden iksiri kullanacağım, bir terslik çıkarsa yaza kadar daha vaktim var."

  Sessiz kaldık, Remus düşünceli görünüyordu sessizliği bozdu "Her zaman yanındayım Pole." dedi ve gülümsedi.

  "Şimdi, öğretmenin olarak ders alanına gitmeni ve bunu unutmanı istiyorum çünkü yarın akşam bir partimiz var! Planlamasını bizzat kendim ve Mösyö Çatalak üstlendik." dedi ikimizde güldük ve yanından ayrıldım.

  Birkaç dakika sonra Remus geldi, o kadar kalabalık olmuştu ki, köşede minderlerden birine oturdum. Sadece bizim yıldan kişiler vardı, sınıf sınıf ayırdığı bir programı olduğunu düşünüyordum.

  "Herkese merhaba, bugün hangi konuları çalışmak istediğimiz hakkında bir oylama yapmayacağım çünkü bugünkü dersimiz biraz özel." dedi Remus ve devam etti.

  "İksir yapımı hakkında birkaç tüyo alacağız hemde bugün şans iksiri kazanmış bir kişiden, Polaris yanıma gelir misin." dedi ve beni işaret etti herkes bana bakıyordu.

  Mecburen kalkıp yanına gittim ve fısıldadım "Remus ben-" sözüm yarıda kesildi "Hadi ama, yapabileceğini biliyorum." dedi ve benim kalktığım yere geçip oturdu.

  Herkes dikkatle dinliyordu ve önlerinde not almayı bekler bir biçimde parşömenleri açıktı.
Yaptıklarımı anlatmaya başladım, kendi bildiklerimi kattım. Lupin kenarda merakla dinliyordu ve gözlerinin içi gülüyordu. Birkaç kişiyle bile tanıştım, elimizde birkaç malzeme olduğu için gösterebilme şansım da oldu.

  Takıldığım bazı yerler de dinleyen kişiler cevaplama yaptı ve asla kötü hissetmedim Remus da kenardan bana fısıldayarak yardım ediyordu, utandığım zamanlarda da sessizce gülüyordu. Çok eğlenmiştim, hatta son aylarda böyle eğlendiğimi hatırlamıyordum doğrusu.

  Dersin sonunda Remus kalktı ve yanıma geldi "Profesör Black'e bugünkü çalışmasından dolayı teşekkür ederiz." dedi ve herkes bir anda alkışladı. "Fazla bir şey yapmadım, umarım herkes iyi anlamıştır." dedim ve gülümsedim.

  Herkes toplanıp çıkmaya başladığında bana bir şeyler sormak için kalanlar bile oldu Remus hepsini tek tek cevaplamamı da bekledi. En sonunda beraber çıktık ve yürümeye başladık. "Artık iksir günleri seni yanıma alacağım." dedi.

  "Saçmalama sadece bir kere şanslıydım." dedim ve güldüm.

  "Sadece bir kere mi?" dedi Remus gülümseyerek ve şişeyi işaret etti. "Kullan onu, sen züppe Malfoy'u değil yaşamaya değer birini hakediyorsun." dedi ona başımı salladım ve Gryffindor kulesinden içeri girdik.

                                       ***
5 Kasım 1976

"GÜNAYDINNNN!" dedi James ve büyük salona giriş yaptı, hepimiz kahvaltı ediyorduk. Herkes yine bize bakıyordu.

"Büyük gün!" dedi Remus ve bana göz kırptı.

Regulus bizim masada karşımda oturuyordu ve bana sorgulayıcı bir bakış attı ona sonra anlatırım diye fısıldadım.

"James sizden heyecanlı." dedi Lily.

"Çiçeğim, Hogwarts'ın görebileceği en iyi partiyi hazırladım ve en güzel kızı ile dans edeceğim için heyecanlıyım." dedi James ve Lily'nin yanına oturup kolunu omzuna attı.

"Yürü be James." diye tezahürat yapıp alkış tutmaya başladı Peter ve Marlene.

  Cumartesi olduğu için ders yoktu beraber ortak salona gittik ve Regulus'u da aldık. Hediyelerimizi açmaya başladık. Marlene'dan bir Bowie albümü, Peter'dan renkli bir örgü bere aldım.

  Mary'den yeni çıkmış bir muggle kaseti aldım ve sordum "Kate Bush?"
"Dinle, seveceğini biliyorum." dedi.

  Lily'den kendi yaptığı bir sürü takı ve hoş bir bluz aldım. Remus'dan bir paket Marlboro ve doğduğum günün çıkartılmış ve pano haline getirilmiş bir yıldız haritası aldım, aldığım en özel hediyeydi.

Regulus sevdiğim birkaç muggle çizgi romanından gizlice almayı başarmış ve bir büyüyle karakterleri sanki bizmişiz gibi yapmıştı.
Andromedadan tatlı bir kazak bolca şekerleme ve yeni bir kasetçalar vardı.

"Andy ve Mary hediyeni beraber hazırladılar." dedi Marlene.
"İnanılmazsınız!" dedim ve Mary'e sarıldım. Hepsine tek tek teşekkür ettim.

En sonunda James'in hediyesini açacakken Sirius'un paket açmayı bırakmış Jamesle yan yana durduğunu gördüm. "Siz ikinize ne oluyor?" dedim. "Açtığında görürsün, Pati ve ben bunun için en iyisi olacağını düşündük. Marlene zaten seni başından beri öneriyordu." dedi. Vakit kaybetmeden paketi açtım.

"Ciddi olamazsınız." dedim içinden Black yazan bir quidditch forması çıkmıştı. "Seni takıma aldıkk!" dedi Marlene. James hızlı bir şekilde açıklama yapmaya koyuldu.

"Kovalayıcı pozisyonu açılmıştı, bizde hemen seni aldık ama doğum günün için bekledim. Forma James Fleamont Potter tasarımıdır." dedi ve egolu gülüşünü gösterdi.

  "Yapabilir miyim bilmiyorum." dedim en son 3. sınıfta oynamıştım ve sakatlanıp çıkmıştım.

  "Güzel oynuyordun, sen bir Black'sin." dedi Sirius ve sesli gülmeye başladı. Ona dirsek attım.

  "Antrenman ne zaman?" diye sorduğumda Peter bağırmaya başladı. "POLE SAHALARA GERİ DÖNDÜÜÜ!!!" hepsi tezahürat yaptılar.

***

Akşama doğru Sirius ve beni Gryffindor kulesinden attılar. Hazırlıklar tamamlanınca Remus ve James bizi büyük salondan aldı merdivenleri çıkmıştık ve portre deliğine geldiğimizde gözlerimizi elleriyle kapatmışlardı.

  "Heyecanlı mısın?" diye fısıldadı Remus kulağıma ellerini gözlerimden çekmeden. "Evet." dedim. Nefesini hissedebiliyordum, benden uzundu bu yüzden beni kolaylıkla kavramıştı. Ellerindeki ve kollarındaki yaraları daha yakından görmüştüm, gerçekten de büyülü yaralardı.

  Ne oluyor? Niye ben Lupini düşündüm ki şimdi.

  Gözlerim açıldı bir anda karşımda kocaman bir parti loş ışıklar herkes "SÜRPRİZZ" diye bağırıyordu.

  Marlene kafama bir parti şapkası geçirdi, Lily'nin aldığı bluzu giymiştim. Mary üzerinde Gryffindor sembolü olan ve büyülü bir şekilde parti görünümlü olan bir rozeti bluzumu delmeden taktı.

Büyük bir yiyecek içecek masası kurulmuştu kenara ortada herkes dans ediyordu, Slytherinden Regulus ve birkaç arkadaşı dışında diğer tüm binalardan insanlar vardı.

Sirius ve benim önüme büyüüükk bir pasta geldi. Mumları üfledik ve herkes bir alkış tuttu. Parti son hız başlamıştı.

Peter, Sirius ve James dans pistinin ortasında ellerinde ateşviskisi ile (10 dakika boyunca kaç tane içtiklerini kimse bilmiyor.)
çılgınca dans ediyorlardı.

Marlene sahnede gitar solosu atıyordu, Mary'de koltuklara oturmuş birkaç Ravenclaw ile flörtleşiyordu.

Regulus yanıma geldi. "Eve gidip geldikten sonra burası terapi oldu, eğleniyor musun?"

"Eğlenmek ne kelime, burada dururken bile inanılmazım." dedim.

Regulus ikimizede büyük birer bardak viski doldurdu. "Hazır mısın?" dedi. Aynı anda koca bardak viskiyi tekte içtikten sonra ikimizde pistin arasına karıştık.

Şarkıları bağırarak söyledik dans etmeye devam ettik. Ses tellerimin yok olduğuna bile emindim. Bir süre sonra herkes her şeyi bırakıp bize katıldı saatlerce yedik içtik ve eğlendik.

Partileri fazla sevmeyen küçük kardeşim Reg bile bir ara James'in omzuna çıktı. Kafasında bir Gryffindor kravatı bağlıydı. İçkisi yere dökülürken bağırıyordu.

Marlene ile el ele tutuşup birkaç tur döndük artık kusacak gibi hissederken durdum ve içki masasına gidip bir kadeh kırmızı şarabı tek dikişte bitirdim. "Biraz yavaş mı olsan." dedi Remus bana sesli bir şekilde gülerek. Fazla içmediği belliydi.

"Bari bugün eğlenelim değil mi Lupin? Belki bunlar son eğlencelerimiz." dedim ona da bir kadeh doldurdum ve uzattım.

"Haklısın, onların istediklerini yapmayacaksın. O gün senin için bir parti daha yaparız." dedi.

"Bunları konuşacağımız yer doğum günüm değil Lupin" dedim ve kolundan tutarak onu dans pistine doğru çektim.

Yüksek bir yere çıktım ve nasıl sarhoş olduğunu anlamadığımız Lily ile karşılıklı dans etmeye başladım.

James süpürgesini almış uçuyordu. Herkesin bardağına içki döküyordu ve süpürgesinin üzerinde hareketler yapıyordu.

Saatler geçti, sabaha karşı 4 olduğuna emindim. Slow bir şarkı çalıyordu James ve Lily el ele dans ediyordu. Herkes koltuklarda uyuyakalmıştı. Son hatırladığım şey ise şöminenin başında bir koltuğa uzanmış ve her şeyi düşünürken uyuyakaldığım oldu.

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

11.6K 901 18
"Ben bir canavarım" Luna Lupin "Ah birdiniz iki oldunuz" Çatalak "Acıktım." ...
17.9K 1.1K 23
Ailesi için okuldan atılmayı göze alan bir kız Hogwarts'a adapte olabilecek midir? Yoksa geçmişi yakasını bırakmayacak mıdır? . Sirius Black'in fan...
403K 37K 33
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
887K 71K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...