Gay bar/hyunlix ☆

By minsphoriq

1.1K 148 2.4K

"O içkiyi almadan şurdan şuraya gitmicem! İnat değil mi?!" "Dikkat et de o inadın başına iş açmasın." ★Açık... More

1☆
2★
3☆
4★
5☆
6★
7☆
8★
9☆
10★ (m)
12★ (m)
13☆
14★
15☆
16★ (M)
17☆
18★

11☆

55 10 100
By minsphoriq


Sabah kasıklarında olan ağrı ile sevgilisinin kollarında açtı gözünü felix. Bugün hyunjin'in anne ve babası gelicek, ailecek yemek yiyeceklerdi. Tabiki yeji ve sam da orda olucaktı..

Sevgilisinin kollarından ayrılıp, dudaklarına buse kondurmuştu. Uyuduğunu sandığı sevgilisi karşılık verince şaşırmıştı.

Bu öpüşmeyi sonlandırsan felix olmuştu.

"Uyumuyor muydun?"

"Uyumuyordum güzelim." Diyip tekrar buse kondurmuştu dudaklarına. Ardından kalkmış üstünü değiştirmeye başlamıştı.

"Akşam için hazırlandın değil mi bebeğim?" Dedi felix'e bakmadan.

"Hmhm hazırlandım." Dedi felix, hala yatakdayken.

"Umarım çok açık giyinmezsin." Diyip felix'in yanına gelmiş, elinde ki kravatı felix'e vermişti.

"Ne açığı canım benim dolabımda bir tane açık kıyafet yok ayıp ediyorsun." Diyip elinde ki kravatı hyunjin'in boynundan geçirmiş, bağlamaya başlamıştı.

"Aynen, tabi canım ne açık kıyafeti senin direkt kumaş parçaların var." Ellerini sevgilisinin beline sarmıştı.

"Of hyunjin ne alaka şimdi ki hem insanların bana bakması benim umrumda olmaz?"

"Olamaz zaten." Diyip yanağını öpmüştü.

"Her fırsatta öpme bi uslu dur da bağlayabileyim. Hem sen bağlamayı bilmiyor musun?"

"Biliyorum." Diyip gülümsemişti.

"Ee o zaman." Diyip ellerini, bağlamayı bitirdiği kravattan çekmişti.

"Senin bana yakın olman hoşuma gidiyor." Diyip yine öpmüştü.

"Hyunjin! Öpme artık ya."

"Neden ya hoşlanmıyor musun?" Demişti yalancı bir üzüntüyle.

"Seviyorum ama her saniye öpme."

"Ha yani bunaldın?"

"Off hadi in."

"İyi sende badana işini erken bitirip sevgilini uğurla."

"Hadi hadi çok konuşma." Diyip odadan çıkarmış, üstünü giyinmişti.

Hafif bir makyaj yapıp, aşağı inmişti. Hyunjin salonda oturmuş sevgilisini bekliyordu. Felix'i görünce oturduğu yerden kalkmış, sevgilisinin yanına gelmişti.

"Yine çok güzelsin." Diyip sağ eli ile ince bel'i sarmıştı.

"Teşekkür ederiim." Sevgilisi ile boyunu eşitlemek için parmak ucuna çıkıp, yanağını öpüp tekrar normal boyuna inmişti.

Hyunjin gülümsemeyle karşılık vermişti sevgilisine. Daha sonra birlikte yemek odasına (?) gidip kahvaltı yapmaya başlamışlardı.

"Hyunjin." Dedi ciddi bir ses tonuyla felix.

"Efendim güzelim?" Dedi felix'e bakarak.

"Anne ve baban.." hyunjin ne diceğini anlamış lafını kesmişti.

"Seni çok sevicekler felix emin ol. Annemin ideal gelin tipisin." (Felix'in erkek olduğunu biliyorum.)

"Öyle mi?" Dedi. İçi bir nebzede olsa rahatlamıştı.

"Evet hem seni sevmeyen taş olsun yavrum. Sen güzelliğinin farkında mısın? Bir bakan bir daha bakıyor -ki bu çok sinir bozucu."

Felix, hyunjin'in son dediğine kıkırdamıştı.

"Anladın dimi güzelim? Endişelenme, herşeyinle harikasın ayrıca, yeji ve sam'ı dert etmiyorsun tamam mı? Ben varım senin yanında. Olmamada gerek yok sen kendini koruyabilen birisin. Haşin ukem."

"Bir şey daha sorucam."

"Sor bakalım." Diyerek iyice yakınlaştırmıştı sandalyesini, felix'in sandalyesine.

"Paparazzilerde orda olucak dimi?" Çekingen bir tavırla sordu.

"Hmm galiba evet. Neden ki?" Diye sordu tek kaşını kaldırırak.

"Şu son olaydan sonra.."

"Kaldırdım." Dedi net bir şekilde.

"Ha? Neyi?" Anlamaz gözlerle hyunjin'e bakarak konuştu.

"Haberlerin hepsini kaldırdım. Kimse benim sevgilim hakkında böyle bir haber yapamaz, yapsa da ben göz yummam. Heryerden kaldırıldı hiç bir iz yok o haberlerden. Bu akşamda kimse sana onunla ilgili bişey sormaz, rahat ol."

"Seni seviyorum hyunjin."

"Bende seni seviyorum Felix." Demiş ve kalkmıştı masadan.
"Benim gitmem lazım güzelim. Sende akşam için hazırlan olur mu?"

"Pekii." Kapıya kadar geçirmişti kocasını- ay sevgilisini. O gittikten sonra saatte bakmış, daha erken olduğunu görünce başka işlerini halletmişti.

18.23

Yemek 20.00'da yenilecekti. Felix hazırlanmaya başlamıştı fakat elbisesi bir türlü gelmemişti. Hyunjin'in gelmesine az kalmıştı ama elbisesi hala ortalıklarda yoktu.

Kapı çalmış, hizmetli kapıya bakmıştı. Hyunjin içeri adımlamış, Felix'i aşağıda görememişti. Yukardan ise bağırış sesleri geliyordu. Hyunjin ne olduğunu anlamamış, yukarı çıkmaya başlamıştı. Odalarına gelmişti, Felix telefonda biriyle kavga ediyordu.

"Ne demek bilmiyorum kardeşim?!"

"..."

"Nerde benim elbisem?!"

"..."

"Tabiki getireceksiniz!"

"..."

"ÇOK GEÇ! BİRAZ DAHA ERKEN OLMASI LAZIM.!"

"..."

"ZAMANINDA GETİRSEYDİNİZ O ZAMAN?!"

"..."

"SUS!"

"..."

"Kardeşim önemli diyorum önemli? Nerenle anlıyorsun?!"

"..."

"Ay çıldırıcam kapat şu telefonu.!"

Telefonu kulağından indirmiş, yatağın üstüne fırlatmıştı. "AY ÇILDIRICAM ŞİMDİ."

"Sakin ol bitanem. Noldu? Ne bu sinir?" Yavaş adımlarla felixin yanına gelmiş, kolları arasına almıştı.

"Ya hyunjin.. elbisem hala yok ortalıklarda." Diye isyankar bir şekilde konuşmuştu.

"Ondan mı bu sinirin? İstediğin elbise olsun Felix niye dert ediyorsun? Söyleseydin ya Soobin'e ayarlardı."

"Of hyunjin, soobin ortalıklarda yoktu. Ayrıca ben o elbiseyi istiyorum."

"Hmm öyle mi?" Felix'i kendinden biraz uzaklaştırmış, gözlerine bakarak konuşmuştu.

"Evet, o elbiseyi istiyorum.!"

"Peki bebeğim. Gönder bana o elbiseyi."

"Hyunjin çok az kaldı ama.." dedi, dudağını büzerek.

"Büzme o dudaklarını yoksa gece yatakta biter. Ayrıca daha vaktimiz var."

"Hmm peki, bekle." Elbiseyi, hyunjin'e atmıştı.

Hyunjin aşağı inip, soobin'in yanına gelmişti.

"Noldu efendim?" Dedi ellerini önünde bağlayarak.

"Bu elbise yarım saat içinde burda olucak."

"Yarım saat mi? Bu elbise sınırlı üretimde efendim ben nasıl pat diye bulayım?"

"Banane? Felix'im istemiş yani bulunacak."

"Peki efendim." Diyerek gitmişti.

19.30

"HYUNJİN!"

"Efendim güzelim? Noldu yine?"

"NERDE BU ELBİSE? YARIM SAAT KALDI!"

"Hassiktir.. bekle beni." Diyip tekrar aşağı inmişti.
Tam o sırada Soobin içeri girmişti.

"Nerdesin lan sen?"

"Ya valla yeni buldum."

"Ver şunu." Diyip elinden çekip almıştı elbiseyi. Hızla yukarı çıkıp, odaya daldı.

"YAVAŞ!" Korkmuş bi şekilde konuşmuştu.

"Özür dilerim canım. Al hadi giyin." Diyip elbiseyi uzatmıştı. Felix çekip almıştı elbiseyi. Hemen kılıftan çıkarıp yatağın üstüne attı. Ardından üstünü çıkarıp, giyinmeye başladı.

(Felixin)

(Buda hyunjin'inki)

Hyunjin, baştan aşağı süzmüştü Felix'i. "Çok kısaymış." Diye fısıldadı. Felix duydu ama duymamazlıktan geldi.

"Çıkar hadi bunu şimdi." Diyerek felix'in fermuarını açmaya çalıştı.

"HYUNJİN BEN TAM İKİ SAATTİR BU ELBİSE İÇİN BEKLİYORUM SAÇMA SALAK KONUŞMA."

"Tamam ya bişey demedim. Ama bu çok kısa değiştir."

"Hayır."

"Felix. Değiştir." Demişti sert bir ifadeyle.

Felix ise nasıl ikna edeceğini bildiği için rahattı. "Hadi değiştir."

"Aşkıım." Dedi hyunjin'e yanaşarak. Cilve zamanıydı.

"Efendim?"

"Belkii bunu akşam sen çıkarırsın. Hm? Ne dersin?" Diyip iyice dibine girmişti.

"Hmmm.. gitmesek mi?"

"Akşam hyunjin, akşam."

"Of iyi ama yaparız haberin olsun." Demişti elini tutarak.

"Söz, tamam mı?" Dedi. Karşılık verip elini tuttu.

"Tamamm."

Restoran'a gelmişlerdi. Annesi, babası, yeji, sam, hyunjin ve Felix yuvarlak masada oturmuş yemeklerini yiyorlardı. (Felix ve hyunjin yanyanalar. Felixin yanında sam, sam'ın yanında anne, anne'nin yanında baba ve baba'nın yanında yeji yanı yeji, hyunjin ve baba'nın arasında, Felix Sam ve hyunjin'in arasında, anne ise sam ile baba'nın yanında.)

"Felixcim, hyunjin'in anlattığından ve fotoğraflardan daha da güzelmişsin." Dedi anne.

"Ah, teşekkür ederim efendim ama tabiki sizin kadar güzel olamam." Dedi Felix.

"Ay sen cidden benim resmi olarak gelinim olmalısın." Dedi gülerek anne. Sam ve Yeji hariç herkes gülmüştü. Yeji aslında üzgün gibiydi. Sam ise kıskanç.

"Felix sen bu güzellik ile hyunjin'e nasıl baktın?" Dedi baba.

"Babam haklı sen buna nasıl baktın Felix?" Dedi dişlerini sıkarak sam. (Yarramı ye siktir git.)

"Sana mı baksaydım sam?" Dedi sırıtarak Felix.

Hyunjin, felix'in verdiği cevaptan hoşnut olmuş bir şekilde alttan felix'in bacağını okşamıştı.

~

"Annecim biz Felix ile başka yere geçicez de zaten yemekte bitti." Dedi hyunjin.

"Ah, tabi oğlum ne demek gidin." Dedi anne.

"Bizde gelelim. Kalk yeji." Dedi sam.

"Hay yejini siksinler." Diye içinden sövdü sam'a, yeji.

"Siz neden geliyorsunuz?" Dedi hyunjin.

"Sanane? Hızlı yeji." Diye daha sert bir tonla konuştu sam.

~

Arabadaydılar. Hyunjin ne kadar öne felix'in binmesini istesede sam binmişti öne. Arkada yeji ve Felix otururken yeji sessizce konuşmaya başladı.

"Ben... özür dilerim.." dedi mahçup bir şekilde.

"Ha? Neden ki?" Dedi felix.

"O gün ağır konuştum ama bile isteye değil sam sizin aranızı bozdurmaya çalışıyor hemde zorla." Dedi sesi titreyerek.

"Sorun yok yeji. Özür dilemenede gerek yok."
"Ve nasıl zorla?"

"Sana aşıkmışmış da ayıracaksın onları dedi."

"Şerefsize bak."
"Ama sen merak etme yani benim için sorun yok."

"Peki teşekkür ederim." Diyip gülümseyerek önüne döndü.

"Evet geldik hayatım hadi inin." Dedi hyunjin dikiz aynasından felix'e gülümseyerek.

"Pekiii." Diyip yeji ile inmiş, ilk tanıştıkları bar'a gelmişlerdi. (Şimdi ora gay bar değil mi? Yeji ne ayak? falan demeyin abisinin mekanı amk.)

İçeri girmiş, bi masaya oturmuşlardı. Felix'in elbisesi kısa olduğu için biraz rahatsızdı fakat sıkıntı yapmıyordu.

Biraz zaman sonra o gün ona içkiyi vermeyip, tanışmalarına sebep veren kişi -jungwoo- 4 içki getirip masaya koymuştu.

"Biz niye geldik buraya?" Dedi sam.

"Siktirip gidebilirsin sam." Dedi hyunjin, felixten gözlerini çekmeden.

"Hayatta gitmem." Diyip içkisinden bir yudum almıştı.

~

"Hayatım kısa bir işim var hemen halledip geliyorum." Diyip yanlarından uzaklaşmışlardı.

"Felix, dans edelim mi?" Diye sordu yeji.

"Ah, tabi olur." Dedi. Ardından yeji ile kalkıp dans alanına gitmişlerdi. Dans ederken birden şarkı durmuş, ışıklar renk değiştirmişti. Herkes alanda yer açmış, ortada sadece felix kalmıştı. Yeji de insanların arasına girmişti.

Değişik olan bir tek bu değildi. Loş ışıkta görünmeyen ama ışık değişince görünün hyunjin ve felix'in fotoğrafları vardı etrafta. Kalabalığın içinden hyunjin, felix'in önüne gelip diz çökmüştü.

"Felix'im, bitanem ilk burda tanıştık senin inadın sayesinde. Daha sonra yine girdin hayatıma yeğenimin öğretmeni olarak. Seni her gördüğümde Tanrıya şükürler ediyorum, iyi ki benimsin diye. Sana olan sevgim anlatamayacağım kadar çok. Uzun lafın kısası benimle aynı evin faturasına çüş der misin?"

"Abi vizyonuna sıçayım." Dedi yeji.

"EVET DERİM.!"

Hyunjin kalkıp, felix'in parmağına yüzüğü takmıştı. "Teşekkür ederim sevgilim." Demişti. Felix ise hyunjin'i kendine çekip öpmeye başlamıştı.

Sam sinirle içkisini kafasına dikip, sinirle çıkmıştı mekandan.

"YETER ULAN AYRILIN PORNO İZLİYORUZ SANKİ." Diye bağırmıştı yeji.

Hyunjin, ayrılıp yejiye "siktir oç" bakışları atmaya başlamıştı.

"Öpüşün, öpüşün." Demişti gülümseyerek.

"Sevgilim evimize gidelim yoruldum ben." Diyerek dudaklarını büzmüştü felix.

"Gel gidelim güzelim. Alıcam ben senin yorgunluğunu." Diyerek elini tutup çıkmışlardı mekandan.

~

Eve gelmiş, beklemeden odalarına çıkmışlardı. Hyunjin ceketini çıkarıp odanın bi köşesine atmıştı. Ardından felix'in fermuarını açmış, elbiseyi çıkarmıştı.

Felix'i, yatağa yatırmış, üstüne çıkmıştı. Yavaş yavaş öpmeye başlamıştı...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Selaamm

Merak etmeyin diğer bölümde smutun devamını yazıcam.

Artık mutlu bir aile yapıcam bunları (çok sövüyonuz.)

Bişey daha demek istiyorum (aşk ilanı yabcam.)

Miray aşkım, bebeğim, bitanem, hayatım, bücürüm karım ol. (Olmazsan idam.)

Neyseeeehhh baiiiii 🌟💛😻

-iklim

-1518 kelime-

Continue Reading

You'll Also Like

3.9K 697 15
Chan: Okuldan biriyle evlenmek zorundasın. Kim olurdu? Hyunjin: YAN SINIFTAKİ SARI ÇITIR
206K 4.3K 47
"You brush past me in the hallway And you don't think I can see ya, do ya? I've been watchin' you for ages And I spend my time tryin' not to feel it"...
1.1M 37.6K 63
𝐒𝐓𝐀𝐑𝐆𝐈𝐑𝐋 ──── ❝i just wanna see you shine, 'cause i know you are a stargirl!❞ 𝐈𝐍 𝐖𝐇𝐈𝐂𝐇 jude bellingham finally manages to shoot...
644K 32.4K 60
A Story of a cute naughty prince who called himself Mr Taetae got Married to a Handsome yet Cold King Jeon Jungkook. The Union of Two totally differe...