Gözler Yalan Söylemez.

נכתב על ידי Efsaxwq_07

435 34 368

"Şaşırıyorum." "Neye?" "Bu sigara dudaklarının arasında çok sakin. Ben olsam çakmağa gerek kalmadan çoktan ya... עוד

TEKLİF
GÖREV
PANTER
ESİR
BABA
ÇÖZÜLEN DÜĞÜMLER
YEŞİLLER
SİGARA.
GARA PRENS
MUTLU ANLAR
CEZAEVİ.
KİMLİĞİ AÇIKLAMA.

KAOS

29 2 45
נכתב על ידי Efsaxwq_07

Bu bölümü Mira arkadaşım kafama silah dayadığı için yazıyorum, teşekkürler.

İyi okumalar.

Yazım hataları için özür dilerim.

...

Mira ve Araf geldiğinden beri fazlasıyla eğleniyorduk ve evin içerisindeki savaş 2'ye katlanmıştı. Ben Batuyla mutfakta yemek yaparken diğerleri içerde birbirlerine bağırıyordu.

İçeriden gelen büyük gürültüyle Batuyla birbirimize baktık. Ardından elimizdekileri bile bırakmadan bır hışımla kendimizi salona attığımızda yerde duran büyük avizeyi ve karanlıkta sessizliğe mahrum kalmış Vahşet'i görmeye çalıştık ama karanlık işte.

Salonun köşesinden Beren'in telefonun fenerini açmasıyla herles birbirine baktı. Sessizliği bozan Araf oldu. "Allah çarpsın ki Mira yaptı." dediğinde Mira önce ona gözlerini açıp baktı.  Ardından hâlâ elinde olan yastığı Araf'ın kafasına attı ama Araf hemen yastığı havada yakaladı.

Tekrar oluşan sesizliği bu sefer Tomi bozdu. "Timur'a kim açıklama yapacak?" dediğinde güldüm. "Onu bilmem de, hepinizi avize yapıp, evin tavanına asacağı kesin." Kemal Tomi'nin arkasından çıkıp avizeye yaklaştı, biraz inceledikten sonra bize baktı. "Evdeki tüm avizeleri indirip, Timur'a deprem oldu diyelim."

Hepimiz Kemal'e bakarken Tomris Kemal'in yanına geldi ve karşısında durdu. Kemal'in kafasını iki eliyle tutup kendine doğru çekti ve anlına bir öpücük kondurdu. "Seni, gerçekten tebrik ediyorum." dedi ciddiyetle Kemal'in gözlerine bakarken ve devam etti. "Sen bu Tim'de gerçekten harcanıyorsun Kemal'im." dediğinde gülmemek için anlımı Batu'nun omzuna bastırdım. "O yüzden," diye devam etti. "git kendini en üst kattaki Belinay'ın odasından aşağı at." Son cümleyle hepimizgülmekten yıkılırken Tomi ve Kemal hâlâ aynı pozisyonda bakışıyordu.

O sırada odanın içinde telefon sesi yankılandı. Sesin geldiği yöne baktığımızda sesin Faruk'tan geldiği anlaşıldı. Faruk telefonunu çıkartıp arayan kişiye baktığında gözleri dehşetle açıldı. Kafasını kaldırıp bize baktı, "Sıçtık." dedikten sonra cevap vermemize izin vermeden aramayı cevapladı ve kamerayı kendine doğrulttu.

"Kas Çuval'ım, nasılsın?" dediğinde Mira dışında hepimiz kıkırdamaya başladık.

"İyiyim, Faruk'cuğum, sen nasılsın?" Mira olduğu yere çöktü ve sweatshirt'ün arkasındaki kapişonu kafasına geçirdi.

"Hamdolsun bebeğim." dedikten sonra anlını ovaladı, bu pot kırdığımız nokta olmuştu. "Faruk?" dedi Timur tereddüt dolu sesiyle. "Gerginsin sen, ne oldu?" Timur'un anlamasının sebebi Faruk'un gergin olduğu anlarda anlını ovalamasıydı.

Farukhepimizi tek tek süzdükten sonra gözleri bende takıldı. Ardından hareketlendi ve bir anda telefonu elime tutuşturup odanın benden en uzak köşesine kaçtı.

Elimde öylece telefonla kalfığımda Batu iki adım yanımdan uzaklaştı. "Aaa, Timur Bey? Nasılsınız görüşmeyeli?" diye sorduğumda Timur'un kaşları çatıldı. "İyiyim, Belinay. Sen?" dediğinde kafamı salladım. "Teşekkür ederim."

Gözlerimi odanın içinde gezdirdiğimde Araf'ın pis pis sırıttığını fark ettim. Ardından adımlarını bana çevirdi ve yanımda durdu. Saçlarıma bir öpücük kondururken elimdeki telefonu aldı, kamerayı avizeye çevirdiğinde hepimiz küfürler sıraladık. En çokta Mira.

Timur önce hiç konuşmadı. Uzun ve derin bir sessizliğin ardından Timur konuştu. "Allah sizin belanızı versin." dediğinde gerçekten çok içten konuşuyordu. "Versin, artık bende kurtulayım, sizde amına koyayım." Hepimiz süt dökmüş kedi gibi dinliyorduk. "Hangi otizimli yaptı bunu?" diye sordu bu sefer. Araf anında telefonu Mira'ya çevirdi.

"Oooo Mira hanım, aramıza yeniden mi katıldınız?" diye alayla sordu Timur. "Sen tekrar geldiysen biz boku yedik yani." dediğinde Araf gülmeye başladı.

O sıradamutfaktan telefonumun sesini duydum. Onları orada bırakıp mutfağa ilerledim. Elimdekileri tezgaha bırakıp telefonumu masanın üzerinde aldım.
Arayan kişinin ismiyle beni ikinci arayışı olduğunu fark ettim. Aaron.

Telefonu cevaplayıp usulca kulağıma götürdüm. "Efendim?" dediğimde Aaron'un derin bir nefes aldığını duydum.

"Nerdesin?" diye sordu.

"Seni ilgilendiren kısmı?"

"Geri dönecek misin?"

"Düşünmüyorum."

"Vahşetle beraber misin?" diye sorduğunda aniden içeriden bizimkilerin bağırışma sesi geldi.

"Duyduğun gibi." dediğimde sıkıntılı bir nefes verdi.

"Sana bir haber vermek için aradım." dediğinde sessiz kaldım. "Rusian ve Andrei artık bizimle değil. Yani, bizimle değil derken onlar artık beraber takılacaklar. Noriste ara sıra yanımızda olacak. Zaten Rusian'ın bizimle çalışması bile mucizeydi."

"Anladım, haber verdiğin için teşe..." diye cümlemi tamamlayacağım sırada sesimi başka bir ses kesti. Araf. Sikeyim.

"Belinay? Kimle konuşuyorsun?" dedi. Hemen arkamı dönüp ona baktığımda kapıda durduğunu ve yeni gelmediğini fark ettim. Ellerini göğüsünün üzerinde bağlamış, bakıyordu.

Anlık panikle ne yapacağımı bilemeden önce telefonu kapattım. "Şirketten aramışlar da." dediğimde beni dikkatlica süzdü. "Bir kaç çalışan istifa vermiş, onun hakkında." Kafasını salladı ve duruşunu dikleştirdi. "Anladım."

Elimdeki telefonu cebime koyduktan sonra hâlâ bana bakan Araf'ın yanından geçtim ve mutfaktan çıktım. Mutfaktan çıkınca direk büyük salona çıkıyordunuz, salonun dibindeki merdivenlerden üst katlardaki odalara gidebiliyordunuz. Merdivenleri kimseye bakmadan çıkıp 2 kat merdiven çıktım, ardından kendi odama girip tekrar telefonumu çıkarttım. Aaron hemen mesaj yazmaya başlamıştı ve hâlâ aktifti.

-O kimdi?

Bu meraklı ve sorgulayan tavırlarını aslında seviyordum. Gülümseyip mesaj yazmaya başladım.

-Yakın bir arkadaşım.

-Anladım.

-Sen nerede kalıyorsun?
-Hâlâ Rusianlarla mısın?

-Hayır.

-Neredesin o zaman?

-Tanıdık bi kız arkadaş.

Tonodok bor koz orkodoş.

-Kim?

-Merak mı ettin?

-Sorduğuma göre?

-Sana ne?

-Aaron.
-Kim dedim.

-Sen kıskandın mı?

Ben kıskandım mı...?

-Hayır, sadece bana komplo kuracak birinin yanında olup olmadığını merak ediyorum.

-Elena.

Ne?! Bu adam şaka mı yapıyordu? Şaka yapıyorsa komik değildi, çünkü ben hiç gülmemiştim. Eski sevgilisinin yanında kalmak düpe düz şerefsizlikti. Ama.. bekle, bundan bananeydi ki? Noluyordu bana?

-Elena bildiğimiz Elena mı?

-Kaç tane Elena biliyorsun?

-Bir tane, o da senin eski sevgilin olan.

-O zaman bildiğin Elena, bebeğim.

-Nerden senin bebeğin?

-Bebek gibi suratın var Vans.
-Bir insana kanlı bir surat bu kadar yakışır.

-Engel istiyorsun.
-Hem sen neden Elena'nın yanında kalıyorsun?

-Kalamaz mıyım?

-Eski sevgilin.

-Belki güncel olur?
-Kız model sonuçta.

-Aaron, siktir git.

-Sik gideyim.

-Deşerim seni.

*Aaron kişisi size bir fotoğraf gönderdi.*

-Biz yemeğe çıkıyoruz.

Bu ne amına koyayım?

*Aaron kişisini engellediniz.*

Gururluyum. Çok iyi hissediyorum. Pişman değilim. Bi' daha olsa, bi' daha yaparım.

Telefonumu rahatlıkla cebime koyduktan sonra omuzlarımdan dökülen saçlarımı arkamda ellerimle topladım, tek elimle tutup diğer elimle enseme yelpaze yaptığımda fazlasıyla terlediğimi fark ettim. Masamın üzerindeki siyah kıskaçlı tokayı alıp kendime bir topuz yaptım ve odamdan dışarı çıktım.

Aşağı da sesler kesilmiş ama fısıltılar geliyordu. Salona indiğimde beni gören ilk Mira oldu. "Lan Belinay." dediğinde gözlerimi ona sabitledim. "Para topluyoruz, avizenin aynısını alıcaz, at bi 2 bin lira." dediğinde kaşlarımı kaldırdım.

"Neden ne kadar ki avize?" diye sorduğumda Tom ayağa kalktı. "Kendimi satsam alamayacağım kadar pahalı." dediğinde ben daha cevap veremeden Mira konuştu. "Sen kime kendini satıyorsun lan? Hayırdır?" dediğinde güldüm. Tomris ona baktı ve sırıttı. "Sana." dediğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı.

"Oha oğlum ya! Sorsan Vahşet'tin üyesi, iki dakika da kıza teslim oldu." diye mızmızlandı Araf.

"Oğlum bu adam kaç tane adamı önünde diz çöktürdü, Mira biraz zorlasa Mira'nın önünde kendisi diz çökecek." Batu'nun cümlesiyle Tom ona döndü,

"Düzgün konuş lan pezevenk." dedi. "Ayrıca diz çökme işlemine daha erken, yüzüğü Belinay'a aldıracağım." diyip bana döndüğünde herkeste ooo sesleri yükselirken ben kaşlarımı çattım. "Pardon," Ellerimi belime koydum. "Neden ben?" Tomris sırırttı ardından işaret parmağını dudağına götürüp susmamı söyledi.

Gözlerim Mira'ya kaydığında domatese dönüştüğünü fark ettim. Bu hâliyle fazlasıyla tatlı görünüyordu. Kızaran yanaklarıula tekrar bana döndüğünde kıkırdadım. "Hadi parayı at." dedi.

Sıkıntıyla telefonumu çıkartıp mobil bankaya girdim. Gözlerimi telefondan ayırmadan sordum. "Ne kadar lazım?" Mira yavaş adımlarla yanımagelirken hesapladı, "4 bin lazım."

"Herkes verdi mi?"

"Evet, bir sen kaldın." dediğinde kafamı salladım. 4 bin TL'yi ona attıktan sonra salondaki koltuklardan birine oturdum.

Batu, elindeki kumandayla televizyonu açtığında karşımıza haberler çıktı. Ekranda Aaron'u görünce kaşlarım çatıldı. Şaka haptığını düşünmüştüm ama gerçekten Elena ile yemeğe çıkmış, üzerine bir de basına poz vermişlerdi. Spiker kadın onların tekrar barıştığını, ona göre çok yakıştıklarını, Aaron'a Elena'dan başkasının yakışmayacağının tartışılmayacağını ve Vanessa'nın -yani benim- Aaron'dan kendine ekmek çıkaramayacağını söylüyordu.

Aptal karı.

Salonun en köşesinde oturduğumdan kimsenin göremeyeciğinin verdiği güvenceyle telefonumu açtım ve Aaron'un engelini kaldırdım.

-Aaron.

-Engelim açılmış.
-Keşke önümdeki tek engel bu engel olsaydı, Vans.

-Ne saçmalıyorsun?

-Sana ulaşmak çok zor.
-Yolum engellerle dolu, Vans.
-Anlıyor musun beni?

-Anlamıyorum.

-Zaman anlatır bir gün.

-İçtin mi sen?

-Bilmiyorum, içtim mi ben?

-Geri zekalı.
-Neredesiniz?

-Şehir merkezinde bir bardayız sanırım.
-Ama
-Bar mı emin değilim, daha çok pavyon gibi.
-Arabayı Elena'ya vermek büyük hataydı...
-Bir saniye, bekle.

-N'oldu?
-Aaron?
-Nereye gittin?
-Aloo?
-Sikerim böyle işi.

Aaron'un konuşmasından çıkıp telefonumu kapattım ve tekrardan gözlerimi salona çevirdim. Aynı spiker konuşuyordu ama şimdi sokakta olan bir kavgadan bahs ediyordu. Birden kameram arkasına gözlerini çevirdiğinde cümlesi yarım kaldı.

"Sevgili seyirciler şimdi gelen bir son dakika haberiyle ekranlarınıza şehir merkezinin ünlü barı olan bir mekanı getiriyoruz. Az önce Aaron'un bu mekana Elena White ile girdiğini söylemiştik sizlere." dediğinde dikkatimi toparlamak için duruşumu dikleştirdim. "Şimdi o mekanda bir katliam çıktı, güvenlikler kimseyi tutamıyor ama kameralarımıza yansıyanlara göre Aaron şuanda bir adamı dövüyor." Kadın konuşmaya devam ederken Kemal konuştu.

"Vay anasını avradını, adam her gün gündemle ya." dediğinde Batu güldü. "Niye sen değil misin?" diye sordu. "Ya ne gündemi oğlum ya." diye sıkıntıyla soludu.
"Salak bu çocuk yemin ederim aptal. Git Vanessa gibi günde 5 kişi öldür, girersin gündeme." dediğinde gözlerimi ona çevirdim. "Niye? Vanessa gündem için mi adam öldürüyor?" diye imayla sordum. "Ne bileyim ben mal? Vanessa'nın götü müyüm ben?" dediğinde kıkırdadım.

Yaklaşık 10 dakika sohbet ettikten sonra herkes evin farklı yerlerine dağılmış, bende odama geçmiş ve Aaron'dan mesaj bekliyordum. Beklediğim mesaj sonunda geldiğinde derin bir nefes aldım.

-Efendim?

-Niye dövdün lan adamı?
-Belalı mısın?

-Belalınım.

-Sarhoşsun.

-Özlemin sarhoş etti.

-Viskiyi diktim demiyorsun da.

-Seviyorum seni demiyorsun da.

-Ya siktir git.
-Niye dövdün adamı?

-Açık mı konuşayım?

-En açığı olsun.

-'Eminim Vanessa yanında sadece eskortluğunu yapıyordur.' dedi.

-Sikerim.
-Adamı bul bana.
-Eskortum yapacağım onu.
-Piç kurusu.

-İsmini sormadım kusura bakma.

-Sen kusura bakma ya, bela oldum başına.🖕🏻

-Ben kusura değil, yatağa bakarım.

*Aaron, kişisini engellediniz.*

המשך קריאה

You'll Also Like

178K 4K 29
𝐎𝐫𝐩𝐡𝐚𝐧𝐞𝐝 𝐚𝐭 𝐚 𝐯𝐞𝐫𝐲 𝐞𝐚𝐫𝐥𝐲 𝐚𝐠𝐞, 𝐘/𝐧 𝐡𝐚𝐝 𝐭𝐨 𝐡𝐢𝐝𝐞 𝐡𝐢𝐬 𝐬𝐭𝐫𝐚𝐧𝐠𝐞 𝐚𝐫𝐦 𝐟𝐫𝐨𝐦 𝐨𝐭𝐡𝐞𝐫𝐬. 𝐁𝐮𝐭 𝐚𝐟𝐭𝐞𝐫...
1.4M 45K 30
Grace Cooper is a fighting girl. She lived with her brothers Grayson and Ace. Her mother worked day and night but spent her money on drinking. She s...
65.8K 5.8K 36
U+Z ဒီနေ့မင်းလွင် + ဒီယောရာဇာဓိရာဇ်
2.3M 70.4K 98
Previously called Older Brothers Part 1 Completed (Alternate version) part 2 Ongoing "T-trust me?" "Always." It was the promise that they were never...