Ben geldimm!!!
Yorumlarda ismi Araf Çakır olsun diye bir şey gördüm hoşuma gitti o zaman şöyle diyelim;
Hoş geldin Araf Çakır Aslanoğlu🤍
Kendisi 23 yaşında ve Aslanoğlu aşiretinin varisi. Bir tane erkek kardeşi var ama araları iyi değil.
Ailesinden bir tek babasıyla konuşuyor..
Kendisini seveceğenize eminim bu bölüm bir sahnemiz olacak ama daha tam tanışmayacaklarr
İyi okumalarrr
...
Uyandığımda hava daha aydınlık değildi.
Başımıza taşlar yağacaktı çünkü ben erken kalkmıştım!
Şıpıdık terliklerimi ayağıma geçirip banyoya ilerledim. Yüzümü yüz yıkama jeliyle yıkadım, tonikledim, serumumu sürdüm, nemlendirdim ve güneş kremimi sürdüm güzelce.
Bugün kendimi makyaj yapacak kadar iyi hissetmiyorum o yüzden okula zombi gibi gidecektim..
Hem banyodan hem odamdan çıktım ve aşağıya inmeye başladım.
Mutfağa girdiğimde Feriştah ablalar vardı. Coşkuyla "Günaydın!" dedim.
"Günaydın!" hepsinden aynı cevabı almıştım.
Saçlarını iki yandan ören Esved abla bugün çok güzel olmuştu "Esved abla, saçların çok güzel görünüyor." dedim gülümseyerek.
Utandı ve yanakları kızardı.
Feriştah abla imayla gülümsedi "Esved ablan, Metin'le konuşuyormuş." gözlerim büyüdü.
Metin abi, dedemin korumalarından biriydi.
"Aman, yüzüne nur inmiş ablam. Sana iyi geliyorsa senin için sevinirim." dedim kibarca.
Onları seviyordum.
"Abe Metin'e soru veresin Kemal'in bi sevdiceği var mıdır." dedi Dilber abla yumurtayı çırparken.
Bu arada Dilber abla çingendi siz zaten anlamışsınızdır..
"Sorarım Dilber'im merak etme." dedi Esved abla.
"Bende yardım edebilir miyim?" diye sordum.
"Et ablamda yorulmayasın, okulun var bugün." dedi Feriştah abla.
Feriştah abla, Esved abla ve Dilber abladan yaşça büyüktü. Çok anaç, tombiş ve sevimli bir kadındı.
"Yok abla ne yorulacağım? Elime mi yapışacak." dedim kocaman gülümseyerek.
🍓
Yapmayı bildiğim tek şey olan pişiyi yapmıştım.
Sofrada yemek yerken pişi yiyen var mı diye etrafı kolaçan ediyordum.
Alp abi bir pişi aldı ve yemeğe başladı. Heyecanla tepkilerini izledim.
"Nasıl olmuş?" diye sordum.
"Ney nasıl olmuş?" diye sorduğunda ofladım.
"Pişi, ben yaptım." dediğimde tüm abiler bana döndü.
Birkaç saniye bana baktıktan sonra aynı anda pişiye saldırmaya başladılar.
"Torunumun pişisinden bana vermezseniz kartlarınıza bir ay el sallayın." diyen dedemle Efe abim korkuyla ona pişi verdi.
Bu evde sevildiğimi iliklerime kadar hissediyordum.
Yaptığım en küçük şeye bile dünyanın en değerli şeyiymiş gibi davranmaları içimdeki küçük kız çocuğunun saçlarını okşuyorlarmış gibi hissettiriyordu..
"Anneciğim, harika yapmışsın ellerine sağlık." dedi Nare Hanım kocaman bir gülümsemeyle.
"Yegenim, ellerine sağlık vallaha. Narin'den sonra yediğim en iyi şey!" diyen Kurtuluş amcamla masada bir sessizlik oldu.
"Ay yani Narin'in kinden sonra diyecektim dilim sürttü." diyip toparlamaya çalışmasına güldüm.
"Ne gülüyon kız haminne?" dedi amcam ters ters.
"Rezilliğine gülüyor kız haklı olarak. Bundan kurtuluşun yok!" diyip kocaman gülen Kalender amcama dik dik baktım.
Esprisi tadımı kaçırmıştı.
"Miran Bey kalkalım mı?" diye sordum önündeki pişiye gülümseyerek bakan Miran Bey'e.
"Kalkalım kızım."
🍓
"Güü nayyy dınnn!" Seda Sayan girişi yapan Onur'u sınıftaki kimse siklemedi..
Yanıma oturdu ve dik dik yüzüme baktı. "Bir şey mi oldu sana? Göz altların mos mor?" diye sordu.
Allah seni kahredo Onur!
"Makyajsızım ondan." dedim sinirli sinirli.
"Olsun kanka ben seni böylede zorbalarım." diyip omzumu patpatladı.
"O kadar iyisinki sağol." dedim antipatik bir biçimde.
Kıvırcık saçlarını düzeltti "Biliyorum ciciş, övmene gerek yok."
Sonra kaşları yukarı kalktı "Burak Dalyan seni beğenmiş atıp tutuyormuş ben bu kızı yatağa düşürürüm diye." dedi sinirle.
Kaşlarım çatıldı. "Burak Dalyan, benimkim olduğumu biliyor mu acaba?" dedim sinirle.
"Valla çocuk mal abla! Saruhanların kızına denecek laf mı bu?" dedi sırada yayılırken.
Anlık bir gazla ayağa kalktım "Kalk, bana o çocuğu göster." dedim.
Gözleri parladı "Kaosss." dedi ve önden önden yürümeye başladı.
12/C'nin önüne geldiğimizde en arka sırada birkaç kişilik arkadaş grubuyla oturan açık kumral bir çocuğu gösterdi.
"Vay, kızıl afet gelmiş!" diye bağırdı bana bakıp ve ayaklanarak yanıma gelmeye başladı.
"Naber güzelim, beni görmeye geldin değil mi?" diye sordu ve yanağımdan makas almak için elini kaldırdı.
Elini sertçe tuttum ve Dağhan abimin gösterdiği gibi kontrollü bir şekilde ters çevirdim ve sırtını kendime çevirdim.
Kolu kırılmazdı ama canı yanardı.
"Evet, seni görmeye geldim Burak. Kimin arkasından atıp tuttuğuna dikkat etmen için." O çırpınırken dizinin arkasına vurdum ve kolunu bıraktım.
"Alança Saruhan'ın arkasından hiç kimse edepsiz bir şekilde konuşamaz!" dedim sertçe.
O bacağını tutarken ben arkamı dönüp sınıftan çıktım.
"Kanka, aşşırı taşşaklısın! Beton yetmez!" diyen Onur'a göz devirdim.
Tam o esnada telefonuma mesaj geldi.
Miran Bey: Çıkışta 15/20 dakika geç kalacağım. Yakınlarda bir kafede beni beklemen senin için sorun olur mu?
Siz: Yok hayır sorun olmaz.
Yazıp konuşmadan çıktım.
🍓
Yazardan
Gitmeden önce genç kızı görme umuduyla tekrar aynı yere geldi Araf.
Birkaç saniye etrafına bakındı ve tıpkı Güneş gibi parlayan kızı gördü.
Yere oturmuş, kendisi gibi turuncu bir kediyi seviyordu genç kız. Yüzünden eksik etmediği kocaman gülümsemesi güzelliğine güzellik katmıştı.
İstemsizce iç çekti Araf.
Kıza bakmaya devam ederken kızın başında dikilen lavukla yaslandığı duvardan ayrıldı ve dikleşti.
Kızın solan gülümsemesiyle oraya doğru ilerlemeye başladı.
Tam sorun olup olmadığını soracaktı ki Araf'ı şok edecek bir şey oldu.
Kız sinirle ayağa kalktı ve karşısındaki çocuğa yumruk attı.
Araf sertçe yutkundu. Bu kızı kendisine çeken bir şeyler vardı kesinlikle.
"Siktir git yavşak!" diye bağıran kızla girdiği transtan çıktı.
'Tam benlik kız.' diye geçirdi içinden ve oraya ilerledi.
"Hanımefendi, bir sıkıntı mı var?" dedi bariton bir sesle.
Elmacık kemiği kızarmış çocuğa dik dik baktı Araf. Burak yutkundu ve geri geri gidip arkasına bakmadan hızlı hızlı yürümeye başladı.
196 boyuyla hem kıza hemde çocuğa oldukça üstten bakıyordu.
Üstündeki deri ceketini düzeltti.
"Bir sorun yok beyefendi ben halletim." dedi kız nazikçe.
Sesi de kendisi gibi naif ve güzeldi.
Araf için bugüne kadar duyduğu en güzel sesti.
Araf gülümsedi ve "İyi günler." diyip arkasını döndü.
Kalbinin içinde dinazorlar horon tepiyordu sanki.
Araf, dönüp giderken arkasından kendisine bakan Alança'yı fark etmedi.
'Kalıyorum.' dedi kendi kendine.
Yıllarını İtalya'da geçirmişti zaten. Artık Mardin'e dönüp boy gösterme zamanıydı.
Artık Mardin'de onu heyecanlandırdan biri vardı.
Dünden beri aklından çıkartamadığı kızılla karışık turuncu saçları düşündü ve kendini fark etmeden gülümserken buldu.
Saruhanların biricik kızı Alança Saruhan fark etmese de; Araf Çakır Aslanoğlu'nun tüm tabularını yakıp yıkıyordu.
.
.
.
.
.
.
Hello!
Ben bunları yazmayı çok sevdim yaa!!!!
Ne düşünüyorsunuz? Yakıştılar dimii!!!
Seviliyorsunuzzz💓💓💓