Çağan efe ak...
Canım yanıyor. Çok fazla canım yanıyor.
Korktuğumu hissediyorum,öfkelendiğimi,telaşı, endişeyi en çokta çaresizliği.
En çok çaresizliği hissediyorum.
Ona yardım edemiyorum,onun yanında olamıyorum.
Onu kaybedeceğim ve bunu bilmeme rağmen hiçbir şey yapamıuorum.
Bunu istemiyorum ikisinden birini kaybetmek istemiyorum.
Neden hep böyle olmak zorunda?
Neden hiçbir zaman şu siktiğim hayat normal ilerlemez.
Sakin olmam gerekiyor,dik durmam gerekiyor bir karar vermem gerekiyor.
Ama istemiyorum! İkisi arasında bir karar vermek istemiyorum! İkisini de kaybetmek istemiyorum.
Ne yapacağım bilmiyorum...
Çok çaresizim fazla çaresiz.
Doktorun sözleri hala kulağımda çınlıyor.
Hala güçsüzüm. En çok ihtiyacım olan kişi neden yanımda değil.
Neden hep böyle durumlarda yanlız olmak zorundayım.
Doktorun sözleri hala kulağımda çınlarken nasıl karar verebilirim?
Anne ve bebek arasında seçim yapmanız gerekiyor!
Tekrar çınlıyor sesler kulağımda.
Bebeğin yada annenin hayatı söz konusu babanın acil bir seçim yapması gerekiyor.
İstemsizce tekrar doluyor gözlerim.
Bebeği aldırırsak annenin bir daha hamila kalmak gibi bir şansı olmayacak. Rahimi zarar görmüş olacak ve bir daha hamile kalamayacak.
Bir daha hamila kalamayacak olması sikimde değildi.
Ben bebeğimi ve karım arasında bir seçim yapmak istemiyordum.
Hayalerimin yıkılmasını istemiyordum.
İkisinden vazgeçmek istemiyordum.
Zaten ağladığım için yanan gözlerim tekrar yanmaya başladı çünkü tekrar ağlamaya başladım.
Sadece bir saat...bir saatim vardı.
Bebeğin hala yaşama gibi bir ihtimali var ama bebek doğduğu an anne ölecek.
Ölmesin yalvarırım bırakmasın beni.
Neden her seferinde gitmesi gerekiyorki.
Hayat neden her defa onu benden almak istiyor. Çok sevdiğim için mi? Yoksa onu haketmediğim için mi?
İkisini de bırakamam, ben ikisi arasında bir seçim yapamam yalvarırım başka bir yol bulun.
Demiştim doktora ama nafile böyle bir şeyin mümkün olmayacağını söyledi.
Hıçkırarak ağladım. Arda geldi benimle beraber kardeşi için ağladı.
Ben...ben hep ağladım hem karım hem kızım için.
Hala düşünüyorum ve ağlıyorum.
İnanmak istemiyorum belki bir rüyadır diye düşünüyorum defalarca uyanmaya çalışıyorum nafile defalarca uyanmak için yalvarıyorum hiçbir işe yaramıyor.
Uyanmıyorum.
Serkan:oğlum.
Dedi tekrar.
Bu gece kaçıncı kez yanıma gelmişti?
Serkan:hadi oğlum güçlü dur.
Kendisi bile ayakta zor dururken ben nasıl güçlü olabilirdim?
Serkan:biliyorum çok zor,o masada yatan benim kızım acını anlıyorum ama dünyanın sonu değil.
Anlamıyordu,kimse anlamıyordu beni anlayacak tek kişi şuan o masada yatıyordu.
Dünyanın sonuydu. İkisinden birini kaybetmek Dünyanın sonuydu.
Serkan:bir mucize olur Çağan. Benim kızım mucizelere inanır.
Güldüm ama gülerken bile acı çektiğimi hissetim.
Çağan:kızın mucizenin ta kendisi zaten.
Tekrar gülüşü geçti gözümün önünden bana nasıl bir anne olacağını anlatırken ki o güzel gülümsemesi...
Ya artık gülümseyemezse?
Ben gülüşünü görüp yaşadığımı hissedemezsem?
Tekrar doğumhane kapısına baktım.
Arda ve demir cama yaslanmış içeriyi izliyorlardı.
Hepsi burdaydı hepsi ağlıyordu.
Yağız:çağan.
Dedi diğer yanıma oturup.
Yağız:yapma be oğlum.
Dedi omzuma vurup.
Yağız:kalbinle değil aklınla düşün.
Şuan ikisi de yoktu bende.
Yağız:o çocuğu annesiz doğmaya mahkum edemezsin. Biliyorum tuananın duyacakları da zor. Toparlanmayacak,nefret edecek ama en son senin suçun olmadığını anlayacak.
Berat:evlatlık alırsınız oğlum. O bebeğin annesiz büyümesi yerine hiç doğmaması daha iyi.
Yağıza katıldı ikisininde gözleri doluydu.
Yağız:iyi düşün çağan. Çünkü biri senin kızınken diğeri bizim kızımız. Emin ol tuana da istemez böyle olmasını.
Demir:tuana kızının yaşamasını isterdi. Kendini feda ederdi kızı için. Tuana herkes için kendini feda ederdi.
Tuana elbette kızını seçerdi. Ben tuana için kızımın ölmesini secer miydim?
Ben ikisininde gitmesini istemiyordum ki.
Ben tekrar yarım kalmak istemiyordum.
İkisinden vazgeçmek istemiyordum.
Neden her defasında hayatımın amına koyuluyordu?
Neden her seferinde birini kaybetmem gerekiyordu?
Hayat bana karşı koyuyordu. Hayat mutlu olmamı istemiyordu belki de yaşamamı istemiyordu.
Belki de asıl ölmesi gerek kişi bendim.
Ama hayatımı bir kadına adamışken onu bırakıp gidemezdim. Ama o beni bırakabilirdi.
Peki ben o zaman ne yapardım?
Zaten o giderse ölmüş olmaz mıydım?
O benim herşeyimdi. O yoksa ben bir hiçtim.
O olmasa ben yaşayamazdım ki.
O olmazsa ben nefes alamazdım.
Hala bir seçim yapmam bekleniyordu.
Doktorlar sürekli gelip bilgi veriyordu.
Hala ikisinden birini kurtarma şansımız var diyorlardı.
Bebek doğarsa anne ölecek ama anneyi yaşatıp bebeğin doğmasını engeleyebiliriz fakat rahimi zarar görmüş olacak ve bir daha hamile kalamayacak.
Ben nasıl söylerdim bunu?
Nasıl bir daha anne olamayacaksın derdim?
Diyemezdim,cesaret edemezdim.
O yıkılırdı,o mahvolurdu.
Neden yapabileceğim bir şey yoktu.
Neden sadece caresizce duruyirdum.
Bir şey olmalı,ikisini yaşatmama sebep olacak bir şey.
Yağız:çağan yürüyelim mi biraz? Hava almış olursun hem iyi gelir.
Başımı saladım. Dizlerim deli gibi titriyordu. Yumruklarımı sıkmaktan elerim kıp kırmızıydı.
Yağız:çağan sakin ol-
Çağan:ne sakin ol amına koyayım neye sakin olayım?
Birden patlamamı bellemiyorlardı hepsinde bir irkilme vardı
Çağan:karım içerde lan benim!kızım orda!
Hayır durdurmadılar susmadım susturamazlardı biliyorlardı.
Çağan:ölecek diyorlar! Seç birini yoksa diğeri ölecek diyorlar! Karım ve kızım arasında seçim yapmamı istiyorlar.
Göz yaşlarım yanaklarımdan süzüldü elimin tersiyle sildim göz yaşlarımı.
Çağan:ve sen bana sakin ol mu diyorsun?
Çoktan ayağa kalkmıştım etrafta birçok insan vardı sesim hastanede yankılanmıştı.
Çağan:şu siktiğim durumunda sakin mi olayım!
Kırmızı hastane koltuklarına tekme attım bir taraftan başka bir tarafa savruldu.
Berat:çağan hastene-
Çağan:sikerim hastaneyi!
?:lütfen sakin olur musunuz diğer hastaları korkutuyorsunz!?
Tekrar küfür edecektim bağracaktım ama beni susturan bir şey oldu.
Nefesimi kesen.
afalayarak geriye savruldum.
Çağan:haÿir,hayır,hayır.
Sesler kesilmedi aksine yükseldi.
Ağlama sesi...
Bir bebeğe ait.
Başım dönüyordu ayakta duramayacağımı hissediyordum.
Bir kız bebeğine.
Benim bebeğime ait bir ağlama sesi.
Çağan:ne olur?
Diyebildim sadece.
O odadan geliyordu. Evet evet gercketen o odadan geliyordu.
Bütün herkes susmuş sesi dinliyordu.
Herkes sesizdi hastanede sadece ağlama sesi yankılanıyordu benim bebeğime ait olan.
Çağan:bebeğim...
Dedim ağlayan sesimle.
Çağan:karım...
Diyebildim zar zor.
Bebek doğarsa anne ölür yaşama şansı yok.
Çağan:hayır!
Yutkundum zar zor.
Çağan:ölmesin!
Tekrar ağladım. Tekrar bağırdım.
Çağan:karım ölmesin! Ne olur yaştın onu karım ölmesin.
Etrsfımda tonlarca insan bir şeyler söylüyordu ama hiçbirini dinlemiyordum.
Çağan:yalvarırım ölmesin! Ben yapamam ben onsuz yapamam!
Dizlerimin üzerine çöktüm güçsüzce.
Çağan:yalvarırım karımı geri verin bana.
Elimle yüzümü kapatmış ağlıyordum bir yandan bağrıyordum.
Çağan:karımı geri verin! Güzelimi geri verin!
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Bebeğin sesi hala kulağımda yankılanıyordu.
Beraber ağlıyorduk. İkimizde aynı kişi için ağlıyorduk belki de.
Çağan:ölemez!
Dedim bağırarak.
Çağan:bırakmaz ki o beni.
Bu sefer sesim kısıtı
Çağan:evet o beni bırakmaz. Söz verdi bırakmaz beni! Bırakamaz! İzin vermem.
Gözlerim kararıyordu sürekli uyuyup uyanıyor gibiydim.
Demir:çağan. Hadi oğlum yapma böyle.
Çağan:tuanamı bana geri verin. Ne olur demir. Ben onsuz yapamam bebeğim onsuz yapamaz.
Demir ağlıyordu bir yandan beni yerden kaldırmaya çalışıyordu ama ağlıyordu.
Demir:yapma!
Çağan:demir ben onu bırakamam onu bana getir.
Demir:yapma yeter!
Çağan:öldür o zaman!
Boynumu bir el sıktı.
Arda:kes sesini!
Çağan:o bana gelmiyorsa ben gideyim ona
Arda:kes sesini Çağan!
Çağan:ben onsuz yapamam öldür beni ben gideyim ona.
Yağız:sus artık!
Çağan:o korkarki tek başına. Ben gideyim yanına.
Çağan:ben korurum onu.
O yoktu o artık yoktu.
Gelmedi,silmedi göz yaşlarımı.
Sarılmadı bana..
Çağan:yalvarırım ben gideyim ona.
Çağan:o bana gelmiyorsa ben gideyim ona.
Ne o geldi ne ben gidebildim.
Bu sefer sondu. Gerçek bir sondu.
O artık yoktu,olmayacaktı ben yarım kalacaktım.
Ben hep eksik olacaktım.
Benim güzelim karım ölmüştü.
Bırakmıştı beni.
Kızımı bana emanet edip gitmişti.
Bu sefer gerçketen gitmişti...