"Ben... HAMILEYIM!"
"N-ne? B-baba mi OLUYORUM?"
"İstersen anne ol tercih senin."
"Uff."
"Şaka ya alınma."
"Bi dur sevinemedim."
"Tamam hadi sevin bekleriz biz seni."
"Felix."
"Efendim hyunjin'im?"
"Böyle kaçabiliceğini mi sanıyorsun?"
"Evet."
"Kaçamazsın ama."
"Yo kaçarım." Koşturarak odadan çıkıp, üst kata çıkmıştı. Tabi hyunjinde arkasından.
~
"Alo?"
"Ne var lora?"
"Senin bu aptal kızın lisa ne zaman gelmeyi düşünüyor?"
"Bu akşam yola çıkıcakta niye?"
"Felix hamile. Ya sizin yüzünüzden. Anlamıyorum daha 1-2 hafta önce tanıştılar. Ne zaman planınıza geçiceksiniz bay lee? Hyunjin ellerimin arasından kayıp gidiyor."
"Kes sesini benim üstüme ne geliyorsun?"
"Daha erken başlıyabilirdik!"
"Bağırma bana lora. Hem o çocuk doğsun o zaman ayırıcam çifte kumruları."
"Yok artık! 9 ay nasıl dayanıcam ben?"
"Nasıl dayanırsan dayan. Ya da bu süreci hızlandır."
"O nasıl olucakmış?"
"Felix'e düşük yaptır."
"Ne?!"
"Duydun."
"N-ne diyorsunuz?!"
"Karar senin. Şimdi kapatmam lazım hoşçakall." Diyip kapatmıştı.
Lora düşünmeye başlamıştı. Düşündükçe bu fikir mantıklı geliyordu. Ha lora kim derseniz, lora bu evde hizmetçi ayrıca hyunjin'e yanık.
Yapıcaktı. Zaten kurtulmak istiyordu, onun üzüntüsü kimin umrundaydı ki?? Ama çocuk için daha tehlike dönemi başlamamıştı. 1 aylık olmasını bekleyecekti.
~ ☆ ~
"Hyunjin."
"Efendim güzelim?"
"Jinnie'ye söylicek miyiz?"
"Ben söylemek isterim. Hem oda sevinir kuzeni olucağına."
"Sevinir dimi?"
"Sevinir, sevinir sen onu dert etme."
"Uff umarım."
"Ha bide şey dicem felix."
"Efendim?"
"Bebişimizin odasını hazırlatmaya başladım."
"Öeh hyunjin cinsiyeti belli değil."
"Olabilir şimdiden hazır olsun."
"Bi cinsiyetini öğrenseydik hem ne ara hazırlatmaya başladın."
"Ya bugün başlıcaklar işte."
"Ya sabır cinsiyetini öğrenmeden odasını hazırlıyosun."
"Şşt sus karışma."
"Tek başınıza yaptınız galiba taşıyan benim, acısını çekicek olan benim, kilo alıcak olan benim, fiziği bozulucak dikiş izleri kalıcak olan beni- bi dakika ya ben mahvolucam o zaman.!"
"Çoçuğumuz sağlıklı olsunda."
"Ya ben çirkinleşicem diyorum sen bana sağlık diyorsun."
"Sen her halinle güzelsin yani merak etme o halinle bile çekici olursun."
"Offf."
"Benim işe gitmem gerekiyor civcivim gelince de nikah işini konuşuruz."
"Pekii görüşürüz."
"Görüşürüz." Dudağına buse kondurup gitmişti.
Asıl macera şimdi başlıyor.
Lora bi kaç ilaçla felix'in yanına çıkmıştı. Kapı'yı tıklatıp içeri girmiş tepsiyi masa'nın üstüne koymuştu.
"Bunlar nedir?"
"Efendim hyunjin bey istedi. Vitaminmiş bebeğiniz ve sizin için."
"Anladım sağol çıkabilirsin."
Odadan çıkıp aşağı inmişti. Sorun şu ki ilaçlar düşük yaptırıcak olan ilaçlardı.
~ ☆ ~
5 haftadır bu ilaçları kullanıyordu felix. Artık hali kalmamıştı. Sanki ilaçlar gücünü çekiyordu. Ayrıca sürekli şiddetli sancıları oluyordu, bunları görmek lora'yı mutlu ediyordu.
"Felix iyi misin gel bi hastane'ye gidelim."
"İyiyim Hyunjin, aa kaç kere dicem?"
"Öyle olsun."
"Ben bi mutfağa gideyim."
"Pekii."
Mutfağa gitmiş su içiyordu. İçeri Lora girmiş Hyunjin'in yanına gelmişti.
"Efendim size bişey demek istiyorum."
"Kısa kes."
"Felix bey düşük yapmak için ilaç alıyor bu yüzden bu haller."
"Ne? Ne dediğinin farkında mısın sen? Niye yapsın öyle bişey?"
"Alın bakın inanmıyorsanız araştırın."
İlaçları hyunjin'in eline tutuşturmuştu.
"Sana niye inanyım ben?!"
"Görürsünüz."
Hyunjin bir hışımla mutfaktan salona gelmişti. Siyah gözleri olabildiğince koyulaşmıştı.
"Ben çıkıyorum sende bi aptallık yapma anladın mı?! Gelince de bişey konuşucaz sakın ha bi yere gitme.!"
"Tamam, konuşalım da sen niye sinirlisin?"
"Ne sinirli olucam be kes sesini."
"Hyunjin iyi misin?"
"Fevkalade'yim" diyip çıkmıştı evden.
Minho'nun yanına gelmişti.
"Aç artık şu kapıyı!"
"Sabırsız. Noldu geç."
Salona geçip oturmuş olanları anlatmıştı.
"Öeh be kardeşim nesiniz amk yaprak dökümü falan mı?"
"Kes dalga'yı bak bakayım şu ilaçlara."
"Ben olmasam bokunu yersin biliyorsun dimi?"
"Ya he bak şuna zaten sinirim tepemde."
"Eee şimdi kestane balı'nın diyarı Zonguldak'tan selamlar."
"Noldu?"
"Bunlar cidden düşük ilacı be kardeşim."
"Ne?"
"Yani evet maalesef."
"Hay siktiğim. Niye felix niye amk?"
"Bana ne soruyon be manyak."
"Kes sesini minho."
"Bişey dicem."
"Ne var?"
"Bu ilacı sana kim verdi?"
"Lora?"
"Bişey daha dicem."
"Ne var amk?"
"O lora bi boklar yemiyorsa götümü siksinler."
"Niye ki?"
"Kör müsün ya kız resmen evil amk."
"Evil ne amk?"
"Cahil. İngilizce olarak şeytan."
"Doğru düzgün söyle o zaman."
"KONUMUZ BENİM EVİL DEMEM Mİ?"
"Doğru."
"Umarım lora'nın oyunu değildir."
"Öyleyse bizzat ben sikerim."
"Hayırlı işler."
"Ee felix'e napıcaksın?"
"Konuşucam."
"Sözlü iletişim mi? Yoksa fiziksel mi?"
"Sence?"
"2.?"
"Mal mısın minho kocam o benim ayrıca çocuğumu taşıyor." Bunlar 3 hafta önce evlenmişlerdi neden yazmadın derseniz üşendim.
"Çocuk mu kalmıştır ortada."
"Ne saçmalıyorsun?"
"Hiiç."
Hyunjin hala minho'daydı. Bu saatlerde lora'da sabrının sonuna gelmiş, bugün işi bitirmek istiyordu.
Felix yukarı yüzünü yıkamak için çıkmıştı. Ardından lora'da çıkıp bi odaya girmişti. Felix tam aşağı iniceği sırada lora odadan çıkmıştı.
"Cidden tam bi sürtüksün."
"Ne diyorsun lora?"
"Sürtüksün diyorum. Naptın da adam sana daha 1 ay olmadan nikahı basıp çocuk yaptı. Büyü yaptın dimi? Nasıl ayarttın ya ben bunca zaman yapamadım sen nasıl 1-2 hafta da yaptın?!"
"Ne diyosun be sen, ne saçmalıyorsun?"
"Kes sesini. O karnındaki çocukta, sende ölürsünüz umarım tabi bu süreçte ben size yardım ederim." Felix'in bişey demesine izin vermeden merdivenden aşağı itmişti. Felix kafasını merdiven'in köşesine vurduğu için kanlar akmaya başlamıştı.
Çıkan sesten dolayı diğer hizmetçilerde gelmişti felix'in başına.
"Noldu burda?!"
"Bişey olmadı ayağı kaydı düştü."
"Ambulans'ı falan arayın çabuk."
"Birinizde hyunjin bey'i arasın."
Ha-rin (hizmetçi) arıyor...
Aç | Kapat
"Ne var harin?"
"Efendim, felix bey merdivenlerden düştü. Baya bir kan kaybı var şuan hastaneye gidiyor. Seul hastanesi."
"Ne?"
"Evet yani maalesef."
Telefonu kapatmış kapıya ilerlemişti.
"Nereye lan?"
"Ananı sikmeye gidiyorum gelicek misin?"
"Düzgünce soru sorduk amk."
"Felix amk felix düşmüş kan kaybı varmış gidiyorum işte."
"Ney babanı götten mi? Bekle bende gelicem."
"Hızlı ol."
Hastaneye gitmişlerdi. Felix ameliyattaydı hem bebek için hemde dikiş atılması için.
3 saatlik bir süreçten geçmişlerdi. Hyunjin, ömrü boyunca ağlamayan adam burda bütün gözyaşlarını dökmüştü. Lora'da oradaydı. Belki de bi daha olamicaktı ama olsun.
Doktor ameliyathane'den çıkmış hyunjin'in yanına adımlamıştı.
"İYİ Mİ? İYİLER Mİ?"
"Öncelikle geçmiş olsun."
"SÖYLE ARTIK İYİLER Mİ!?"
"Maalesef.. başınız sağolsun yani bebeği kurtarmaya çalıştık ama olmadı bu yüzden felix beyide kaybettik."
"N-ne? Ne diyosunuz? Nasıl? Ne? nasıl olur? nasıl ölür? NE DİYOSUNUZ SİZ?"
"Maalesef." Diyip gitmişti doktor hyunjin'in yanından. Çok şüpheli davranıyordu. Felix cidden ölmüş müydü?
"Hyunjin."
"NE VAR?"
"Bi sakin ol. Bak şimdi böyle bi ihtimal olamaz kardeşim. Boşuna onca yıl tıp okumadım. Felix ölmedi bence hem doktor da çok şüpheli davranıyordu."
"Kafamı siktiniz umutlandırma beni minho."
"Ya salak mısın daha 1 aylık olmamış bebek anne için ne kadar riskli olabilir biraz mantık bu ölüm riski 2-3 ay sonra başlar."
"Niye saklıyolar ki?"
"Ne bileyim ben onu da sen bul."
Derken ameliyathaneden hemşire tekerlekli sandalye de felix ile birlikte arka çıkışa hızlı bi şekilde gidiyolardı.
"Hyunjin koş amk."
"Ne? Niye?"
"Arkana bak anlarsın."
Arkasını dönmüş felix'i görmüştü. O tarafa doğru koşup kadını kolumdan tutup durdurmuştu.
"Hassiktir."
"Kimsin lan sen? Ne hakla kocamı götürüyosun? Ne sikim dönüyor burda amk?!"
"Hyunjin bırak beni gidelim bak eğer götürmezsem beni de öldürücekler."
"Sen kimsin?!"
"Lisa ben felix'in ablası."
"Niye götürüyorsun felix'i? Niye öldü süsü veriyorsun? Nereye gidiyosunuz?"
"1. Seninle birlikte olmaması lazımmış. 2. Babam öyle istedi. 3. Avustralya'ya gidicez."
"Baban?"
"Evet babam istemiyor senide çocuğunu da. Bak bende yapmak istemiyorum ama beni de öldürürler hyunjin zorunluyum."
"Felix'i benden ölüm bile ayıramaz."
"Ya ben sizin aşkınız yüzünden niye canımdan olayım?! Bende istemem kardeşimi çocuğundan, aşık olduğu adamdan ayırmak ama bu üçümüz içinde tehlike barındırıyor."
"Banane lan banane."
"Sen aptal mısın lan felix ölür sen salak mısın yaşatır mı sanıyorsun o babam olucak olan adam?"
"Hay sikmişim babanı amk bırak felix'i."
"Kıt beyinli misin oğlum sen? Gitmemiz lazım hyunjin."
"Çocuk öldü mü?"
"Ölmedi."
"Ha çocukta ölmedi öyle mi? Ulan hamile eşimi sizin önünüze koyar mıyım ben?"
"Zorunluyuz diyorum."
"Kim amk kim zorluyor?"
"Hem babam hemde şu senin hizmetçin lora."
"Ne?"
"Duydun işte bırak şimdi."
"Bırakmıcam."
"BIRAK."
"KES SESİNİ. EŞİMİ KİM OLUYORSUNUZDA BENDEN AYIRIYOSUNUZ LAN."
"Bak hyunjin felix'e de bebeğine de çok iyi bakıcam sana yemin ediyorum hatta babamı atlatıp sana getirmeye çalışıcam felix'i ama şimdi gitmemiz gerekiyor uçak kaçıcak."
"Hay sizin amk."
"Bırak."
"Ne zamana kadar göremicem."
"4-5 yıl."
"Ne? Nasıl dayanıcam ben felix'im olmadan?"
"Hyunjin yeter. Dayan bi şekilde banane? Gitmemiz lazım diyorum."
Kolunu kurtarmış, çıkışa doğru gidip gözden kaybolmuştu. Hyunjin şimdi napıcaktı? 4-5 yıl nasıl dayanıcaktı? Çocuğunu göremicek miydi?
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Selamm
Küçük süprizler yapıyorum.
Diğer bölümde lora gg.
Lisayı nasıl dahil ettim valla bende bilmiyorum sormayın.
Diğer bölümde görüşürüzz canim.
Baiii 💗🌷💅🏻
-iklim
-1323 kelime-