YANSIMA「sɪʀɪᴜs ʙʟᴀᴄᴋ」

By audrisimpavi

8.7K 1K 804

𓆩*𓆪 YANSIMA𓆩*𓆪 Yansımanızı sever misiniz yoksa ondan nefret etmek için elinizden geleni yapar mısınız? S... More

1 - sirius'un ölümü.
karakterler
2 - tanıdık ama değil.
3 - yeniden tanışma.
4 - ilk sabah.
5 - james'in hislerinin sırrı.

6 - kraliyet.

339 68 47
By audrisimpavi

SIRIUS'UN HOGWARTS'I DERSLER İÇİN DEĞİL DE ÇAPULCULAR İLE AYLAKLIK YAPMAK İÇİN ÖZLEDİĞİNİ FARK ETMESİ FAZLA VAKİT ALMADI. Tek başına bir şekilde derslere girip çıkmak hatırladığı Hogwarts'ın eğlencesine benzemiyordu.

Üstelik Remus ve James'in neşeli gülüşmelerini uzaktan izlemek Sirius'un ağzında nahoş bir tat bırakıyordu.

Hayatta oldukları için memnundu, bunu inkar edemezdi ancak kendisini dışlanmış hissetmeden edemiyordu. Malum, arkadaşları onun varlığına dair hiçbir şey hatırlamazken dışlanmış hissetmek kaçınılmazdı.

Fakat dikkatini çeken bir şey vardı ki o da Peter Pettigrew'un James ve Remus ile hiç yan yana gelmiyor olmasıydı. Sirius o küçük sıçanı etrafta dolaşırken gördüğünde ilk günkü gibi büyük bir nefretle dolup taşmıştı, kendini dizginlemekte çok zorlanarak onun yanından geçip gitmişti.

Aslında onu oracıkta öldürmeliydi, en azından bu evrende James'e bir zararı dokunmazdı bu sayede.

Onların neden samimi olmadığını anlayamamıştı Sirius, birine Peter'la alakalı soru sormak da istemiyordu canı doğrusu. Nedenin kendi kendiliğinden ortaya çıkacağına emindi.

Tılsım dersliğinden elinde kitabıyla çıkarken önünden yürüyen Lily'i ve onun yanındaki Videns'i izledi. Videns, küçük ama hızlı adımlar atan Lily'ye yetişebilmek için hızlı hızlı yürüyordu.

Evanora Videns ve Lily'nin yakın olduğunu görmek şaşırtıcıydı, Sirius, Lily'nin hep Alice ve Dorcas ile iyi anlaştığını hatırlıyordu. Bazen de Marlene ile takılırlardı. Videns bir anda yakın çembere nasıl girmişti anlamıyordu.

Aynı odada kalıyor olmalarının bir etkisi olmalıydı muhakkak.

"Hey, Blackburn." Sirius kendisine seslenildiğini anlamayarak bakmadan yürümeye devam ederken birkaç saniye sonra omzuna dokunan elle yerinde sıçradı ve arkasını dönüp Remus'la göz göze geldi. Remus yüzünde nazik bir gülümsemeyle "Sana sesleniyorum duymuyor musun?"

Sirius kendisinin soyadının burada Blackburn olduğunu hatırladı o anda. Black olarak anılmaya senelerdir alıştığı için başka bir soyad ona yabancı geliyordu.

"Pardon, duymamışım."

Remus başını salladı, üzerine fazla düşünmemişti. "James ve Frank'le bahçeye çıkıyoruz. Bize katılmak ister misin?"

Sirius içindeki kara bulutların dağılarak güneşin parlak gülümsemesiyle ısındığını hissetti anında. Az önce uzaktan baktığı James ve Remus'un yanında olabilecekti şimdi. "Tabii!" dedi bu yüzden hevesle. "Hayır demem."

Birlikte yürümeye devam ettiler. Koridorları aşarken Lily'nin "Of, olamaz." diye mırıldandığını duydu Sirius ve karşıdan gelen dört kişiyi gördü. Yeşil cübbeleri içindeki bu dört kişi oldukça tanıdık ama bir o kadar da uzaktı kendisi için.

Felix Rosier, Rabastan Lestrange, Severus Snape ve Regulus, Sirius'un on senelerdir görmediği küçük erkek kardeşi.

Remus'un yanındaki James'in hafif gülüşünü duydu Sirius. "Süper, uzun zamandır Snape'i zorbalamamıştım."

"James." dedi Remus uyaran bir şekilde, arkadaşının belaya karışmasını istemiyordu. Özellikle Öğrenciler Başkanı olarak. Ancak James'in onu umursamadığı yüzündeki haylaz gülümsemenin büyümesinden anlaşılıyordu.

Gryffindorlar ve Slytherinler arasındaki laf dalaşını ilk başlatan Felix Rosier'in yüksek sesle üfleyerek "Bunların çıktığı dersliğe de girilmez, içerisi leş gibi kokuyordur." demesi olmuştu.

İlk atılımı James'in yapmasını beklerken atılım Sirius'u şaşırtan bir kişiden gelmişti. "Rosier, sen yanında arkadaşım diye taşıdığın yağ torbasının kokusunu duymuyor musun sahiden?"

Gryffindorları gülmekten kırıp geçiren bu cümle Evanora Videns'e aitti.

Sirius da kendini gülerken bulmuştu, kızın söyledikleri Snape'in yüzünde bir morartıya sebep olmuştu, buna kim gülmezdi ki?!

"Teşekkür ederim Videns, en azından bana söyleyecek bir laf bulamadın." dedi Felix gevşek bir gülümsemeyle. Sonra "Dilin uzun olduğu kadar Quidditch'te başarılı olsaydın birçok sayı yapabilirdin." diye ekledi.

James iki büyük adımla Lily ve Videns'in yanına geldi. "Rosier, maçlarımızı dikkatle takip ediyor olman ne hoş." demişti Sirius'un çok iyi bildiği bir ses tonuyla. Karşısındaki kişiyi sinir etmek için kullandığı bu ses tonuna bir de gıcık bir gülümseme eşlik ederdi daima. "Sizin takım Quidditch oynayamadığı için bizim maçları izleyerek yanlışlarınızı görmeye çalışıyorsun sanırım."

Frank güldü.

"Potter, takımınla çok övünme, Ravenclaw sizi tokatlayacak."

Sirius konuşan kişiye döndüğünde kendisinin kopyasını gördü. Aynaya bakıyor gibiydi, yalnızca ufak farklılıklar vardı. Regulus'a bakmak aynaya bakmak gibiydi. Aynadaki görüntünün burnu daha uzun, çenesi daha sivriydi yalnızca.

"Sen öyle san Black, böyle bir şey mümkün değil." dedi James kendine ve takımına güvenen bir edayla.

Black. Regulus Black. Black ailesinin küçük ve tek sevilen çocuğu. Abisi gibi kan haini olmayan, Black ailesinin şanını layıkıyla taşıyan o çocuktu Regulus Black.

Sirius'un olmak istemediği ama Black ailesinin Sirius'un olmasını istediği her şeydi.

Küçük kardeşine seneler önce olsaydı büyük bir hınçla bakardı ancak şu an ona bakarken hissettiği tek şey burukluktu. Artık ona kızmıyor ya da nefret duymuyordu. Sadece eski -çok eski- zamanlara duyduğu buruk bir özlem içini kaplıyordu.

Regulus kendisine bakıldığını hissetmiş gibi Sirius'a gözlerini çevirdiğinde iki kardeş göz göze geldi, kardeş olduklarını yalnız birisi biliyordu.

"Sen herkesin bana benzediğini söylediği çocuksun demek." dedi Regulus ve Sirius'u baştan aşağı süzdü. Sirius onun yüzünde daha önce görmediği bir tepeden bakma ifadesi gördü o süzüş esnasında.

Evet, Regulus her Black gibi kibirliydi ama bu kibri içinde yaşardı, dışarıya bu denli yoğun yansıtmazdı asla. Fakat buradaki Regulus oldukça burnu havada ve küçümser bir profil çizmişti Sirius'un gözünde.

"Asıl sen herkersin bana benzediğini söylediği çocuksun demek." dedi Sirius kibirli bir şekilde gülümseyerek. "Pek de benzediğimiz söylenemez, ben daha yakışıklıyım."

Evanora, Sirius'a baktı. Binalarına yeni gelen çocuğun Regulus Black ile benzerliği gerçekten çok fazlaydı. Ve dediği de doğruydu, kendisi daha yakışıklıydı.

Regulus güldü kısaca. "Soyadın ne? Akrabalığımız olabilir mi?" Ne kadar inkar etmek istese de Gryffindorlu çocukla arasındaki benzerlik yadsınamayacak kadar barizdi, bu durum da merakını cezbetmişti.

Sirius hızlıca "Hayır, kesinlikle akrabalığımız yok." dedi.

Dudak büktü Regulus, açıkçası akrabası olsa çoktan tanıyacağını düşünüyordu, bu yüzden akraba olmadıklarına o da inanmıştı. "Olamaz zaten, Gryffindor biriyle akraba olmamız Black ailesinde mümkün değil."

Sirius bir an gülecek gibi oldu. Kendi ailesi de Gryffindor'u senelerce hor görmüş, onlara küçümseyerek bakmışlardı fakat işe bakın, ilk oğulları Gryffindor binasına yerleşmişti ve Black ailesinin tüm imajını paramparça etmişti.

Şimdi bile akraba olduklarını bilse Regulus'un yüzündeki şokun nasıl olacağını tahmin edebiliyordu Sirius.

"Kraliyet ailesi havaların çok komik gözüküyor Black." dedi Sirius sadece ve sonra Jameslere dönüp "Gidelim, yılanlara daha fazla tıslamaya gerek yok." diye ekledi.

James gülerek Sirius'la ilerlerken "Güzeldi." dedi yılanlar tabiri için. Kendini Sirius geldiğinden beri ona çok sıcak hissederken buluyordu, espri anlayışı hoşuna gidiyor ve onunla sohbet etmekten zevk alıyordu.

Gryffindorlar yürümeye devam ederken Evanora, Lily'ye "Sahiden de çok benziyorlarmış Black'le." diye fısıldadı, hemen önlerinde ilerleyen çocukların kendisini duymasını istememişti.

Lily de arkadaşına katıldı, gerçekten birbirlerinin kopyası gibiydiler. "Uzaktan bir akrabalıkları vardır belki ama bilmiyorlardır." diyerek tahmin yürüttü ancak Evanora yalnızca dudak bükmüştü bu tahmine, aklına yatmamıştı.

"Kızlar bizimle bahçeye çıkmak ister misiniz?" diye sordu Frank. Alice sevgilisi olduğu için onun arkadaşları olan Lily ve Evanora'yı da davet etmişti. "James, Remus, Sirius çıkıyoruz."

Lily omuz silkti. "Daha iyi yapacak bir şeyimiz yok sanırım." dedikten sonra Evanora'ya baktı onun fikrini almak istercesine. Evanora da başını sallayıp arkadaşlarıyla bahçeye doğru ilerlemişti.

Sirius yalnızca dördü olacağını sandığı için kızların gelişiyle hayal kırıklığına uğrasa da ses etmeden bahçeye çıkmıştı, uygun bir çimlik alan bulup hepsi oturduğunda Sirius elindeki kitabı bir köşeye fırlattı.

Lily'nin James'in yanına oturduğunu görünce içinden bu iyiye işaret, diye geçirdi. Onların arasındaki dinamiğin ne olduğunu anlayamamıştı. Sevgili olmadıkları kesindi ama arkadaş gibi de değillerdi, James ve Lily'nin kısa zamanlı arkadaşlık evresini hatırlıyordu ve bu hallerine hiç benzemiyordu.

Frank ve Alice de başka bir köşeye çekildiklerinde Remus, Sirius ve Videns bir başlarına kalmışlardı. Sirius normalde gevezelik etmeyi sevse de hemen yanında oturan Videns'ten yayılan tuhaf enerji yüzünden kendini huzursuz hissedip sessizleşmişti.

Bu kızda tuhaf bir şeyler vardı, Sirius kendini onun yanında diken üzerinde hissediyordu, bedeni karıncalanıyordu adeta. Kendini o ortamdan çıkıp gitmek isterken ama aynı anda kalmak için bir sebep ararken buluyordu.

"Black'le akraba olduğunu saklıyor olabilir misin?" diye sordu Evanora bir anda, sorunun muhatabı Evanora'nın mavi gözleri gibi Sirius'tu.

Sirius bu konunun irdelenmesinden hoşlanmıyordu ama irdelenmeyecek gibi de değildi, Regulus'la benzerliği çok soru işareti çekiyordu üzerine.

"Akraba olasydık Slytherin olurdum herhalde Videns." dedi şakacı bir tonla. "Blackler daima Slytherin olmuyorlar mıydı?"

"Çok benziyorsunuz ama. Sence de tuhaf değil mi?" dedi Evanora. "Yani ilk gördüğünde seni de şaşırtmış olmalı."

"O kadar da benzemiyoruz bence, dediğim gibi ben daha yakışıklıyım." Remus hafifçe sırıtınca Sirius da ona gülümsedi.

Evanora, Sirius'u incelerken bir anda midesinin çalkalandığını hissetti, sert ve anlık bir mide bulantısı midesini ters düz ettikten sonra kaybolmuştu. Ne olduğunu anlayamayan Evanora kaşlarını çatsa da kendini iyi hissettiği için üzerine çok düşünmedi.

Regulus Black, her ne kadar bir Slytherin olsa da yakışıklıydı, Evanora onun yakışıklı olduğunu birkaç kere düşünmüştü. Bu nedenle Regulus'a çok benzeyen Sirius Blackburn de gözüne yakışıklı gelmişti.

Uzun siyah saçları ve gri gözleriyle çekiciydi. Atletik bir vücudu vardı, uzun boyluydu, yüzündeki hiçbir kısım absürt değildi, her bir parçası ahenkle birleşip başyapıt gibi bir yüz oluşturmuştu.

Gözlerinin daldığını fark edince hızlıca onları kırpıştırıp önüne döndü Evanora ve Remus'un "Yakın zamanda tekrar gidecek misin Evanora?" diye sormasıyla ona döndü.

Muggle dünyasına dönmesinden bahsediyordu Remus, Evanora ara ara Hogwarts yılı içinde ailesiyle katılması gereken yemekler olduğu için İngiltere'ye dönerdi.

"Hayır, yeni bir etkinlik yok şimdilik."

Sirius kaşlarını çattı. "Ne etkinliği?" diye sordu merakla.

Evanora nefes verdi. "Ben muggle-doğumluyum. Videns ailesi muggleların arasında önemli bir aile."

James konuşmayı uzaktan duyduğu için "Kraliyet ailesinden sayılırlar!" diyerek daldı konuya. "Nasıldı Evanora, bir daha hatırlatsana."

Sirius ilgiyle kaşlarını kaldırdı, merakını cezbetmişti bu konu. Evanora'ya dikkatle bakarken genç kız nefes verdi ve defalarca açıkladığı konuyu açıkladı. "Büyükannem kralın küçük kardeşiyle evli, bu da babamı dük, annemi de düşeş yapıyor."

"Seni de elbette." dedi James unutulan ayrıntıyı hatırlatarak. "Düşeş Evanora."

Gözlerini devirdi genç kız ve Sirius'a döndü. "Öyle işte. Ailem kraliyet ailesinin üyeleri."

Sirius etkilendiğini belirtircesine başını salladı. "İyiymiş." dedi. "Burada bir anlamı yok tabii ama muggle dünyasında çok anlamlı olmalı."

"Bir kalede yaşamak istiyorsan evet, anlamlı." dedi Lily sırıtarak.

Sirius şaşkınca "Kale mi?" derken Evanora hızlıca "Kalede yaşayanlar büyükannemle büyükbabam." dedi. "Biz normal bir evde yaşıyoruz."

Normal bir evden kastı da üç katlı, geniş bir bahçesi ve oldukça yüksek duvarları olan, korunaklı bir villaydı. Yine de Evanora için normal bir evdi, o büyük kalelerle karşılaştırıldığında.

Herkes Evanora'yı kraliyet mevzusuyla sinir ettikten sonra önüne dönerken Sirius "Kral ile tanıştın mı hiç?" diye sordu Evanora'ya.

"Elbette. Birlikte Noel yemekleri yedik defalarca." dedi Evanora. Sirius "Süpermiş!" dedi. "Muggle olacaksan böyle eğlenceli bir muggle hayatı yaşayacaksın işte!"

Sirius'un tepkisi Evanora'yı beklemediği bir şekilde gülümsetirken hayatlarının aslında sıradan sayılabileceğini düşünmüştü. Yapmaları gereken bazı görevler haricinde.

Kraliyet ailesinden bir kişinin cadı olduğunun ortaya çıkması oldukça şaşırtıcı olmuştu. Kral elbette ki İngiliz büyücülük dünyasından haberdardı ancak kendi çevresinden birinin de onlara katılacağını düşünmemişti hiç.

"Haklısın sanırım." dedi Sirius'a. "Ama bu tüm hayatlar için geçerli. Büyücü olacaksan da eğlenceli bir büyücü hayatı yaşayacaksın."

Sirius "Hayatımın eğlencesiz olduğunu söylersem yalan söylemiş olurum." dedi hafifçe sırıtarak.

İnkar edemezdi ya, tüm yaşadığı kayıplara ve acılara rağmen çok eğlenceli ve hareketli bir hayat yaşamıştı. Yaşamaya da devam ediyordu aslında. Çünkü kendini yeni bir maceranın içine düşmüş bir vaziyette bulmuştu ve bu macera hemen bitecek gibi durmuyordu.

-

-

-

BEN GELDİM

GELDİM AYOL GEEELLDİİİİMMM

Yansıma'yla yola devam ediyoruzz. Bu arada ben biraz araştırma yaptım, kralın kardeşi 'dük' oluyor onu buldum ama dükün çocuğu da dük unvanı alıyor mu onu hiçbir yerde bulamadım, alıyormuş gibi hayal ederek yolumuza devam edelim jkasdjklasdjk

Bu evrende Kraliçe Elizabeth yok, bir kralımız var çünkü Elizabeth'in erkek kardeşi yok ve Elizabeth'in çocukları da Evanora ile yaşıt sayılır. O yüzden uyduramadım

Bu arada Evanora'nın dış görünüşünü değiştirdim, hikayenin teması için daha mantıklı olacağını düşündüm ve zaten Eiza Gonzalez çok yaşlı duruyordu ya

O halde geri dönüşümün şerefine BOOOL BOLLL oy ve yorum bekliyorummm. Hepinizi çok öptüm, kendinize dikkat edin <3

Not: Bir süre daha bölüm gelmeler yavaş olabilir çünkü bayramdan iki hafta sonra vizelerim başlıyor ve bayramdan sonraki hafta sonu ALES sınavım var :( Yani biraz yoğun bir tempodayım <3

08.04.2024







Continue Reading

You'll Also Like

37.8K 2.1K 47
Tozlu Yaka'nın 7'nci bölümünün fragmanından yola çıkarak başlanmış hikayedir. ❗️❗️Hikaye de ki çiftler EGZEY, NORBER, ARHAZ VE ECÇAĞ'DİR ❗️❗️ ❌️ZeyÇa...
141K 15K 52
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
114K 12K 62
Büyücüler dünyası en karanlık günlerine doğru giderken karanlığın ortasında yükselecek olan dehşet herkesin, en önemlisi ise Çapulcular'ın dünyasını...
19.6K 2.4K 21
𓆩*𓆪𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒: Bergüzide𓆩*𓆪 Feniks Cadılık ve Büyücülük Okulu duvarları arasında soğuk bir savaş sürüyor ve Harry Potter arkadaşlarıyla kendini...