Tata: Sen iyi misin?
Buttercup: İyiyim
diyerek arkadaşlarının 10. defa sordukları soruyu cevaplamıştı Buttercup gözlerini devirerek.
Arkadaşları onun etrafını sarmışlardı ve ondan bir açıklama bekliyorlardı. Buttercup ise bir açıklama yapmaya hiç meraklı görünmüyordu.
Boomer: Sen iyi mis-
Buttercup: Ayh yeter! Salın beni iyiyim dedim ya!
Jay: Bana bak tantana yapma çakarım ağızına! Anlatsana o zaman kızım ne olduğunu!
diyerek Buttercup'a ilk defa çıkışan Jay ile beraber Buttercup kaşlarını kaldırarak ona bakmıştı. Jay'ın gözlerinden alevler fışkırıyordu. Sinirlendiği belliydi. Arkadaşı için endişelendiği de.
Buttercup: Güvenin bana küçük bir kazaydı
Brick: Biri seni kazayla temizlik dolabına mı kitledi?
Buttercup: Evet
demiş ve erkekler onu daha fazla sıkıştıramadan Buttercup'ın telefonu çalmıştı. Blossom klasik aramasını yaparken Buttercup bunu fırsat bilerek hızla telefonu açmış ve sandalyeden kalkarak koşarak kantini terk etmişti.
Erkekler onun arkasından bakarken Luke Buttercup'ın sandalyesine oturmuş ve karşısında ki Blank'e karşı hızla konuşmuştu:
Luke: Blank bir şeyler yapmalıyız!
Blank: Ne konuda?
Boomer: Bebişim saf mısın sen? Kızın halini görmüyor musun?
Tata: Bir şeyler yaşamış ve bize anlatmıyor
Luke: Birinin o dolaba kendisini kitlediğini kendi söyledi. Şimdi ise o dolaba kazayla kitlendiğini söylüyor!
Max: Hem kim neden yanlışlıkla birini temizlik dolabına kitler ki?
Blank: Çocuklar sakinleşin!
diyerek ellerini kaldırarak indirmişti Blank. Luke muhtemelen Blank'in her şeyi ikna ediliciği ile Buttercup'tan öğrenmesini istiyordu.
Blank insanları manipüle etme konusunda iyiydi. Zamanında Bowıe'nin cinayeti itiraf etmesini de kendi sağlamıştı. İkna edici bir konuşma özelliği vardı.
Blank: Hayır çocuklar. Buttercup bunu bilmemizi istemiyorsa eminim mantıklı bir sebebi vardır. Onu korumaya çalışıyorsunuz biliyorum ama Buttercup zeki bir kız. Bırakın kendi halletsin
dediğinde erkekler Blank konusunda da hayal kırıklığına uğradıkları için bir süreliğine pes etmişlerdi.
🍧
Julian: Selam güzellik!
diyerek Buttercup'ın yanağından makas almıştı Julian. Buttercup Blossom'la rutin "İyiyim" konuşması yapmıştı. Şimdi ise telefonu yeni kapatmıştı ve düşünürken Julian yanına gelmişti.
Ona yorgun bir tebessüm sunduktan sonra Julian onun saçında ki çıt çıtlı tokaları görünce şok olmuş gibi yaparak hızla konuşmuştu:
Julian: Bu tokalar güzel saçların için bir cinayet kafa derine zarar verirler. Hemen çıkar onları!
diyerek tam elini tokaları çıkarmak için uzattığı anda Buttercup onun bileğini tutarak konuşmuştu:
Buttercup: Ama bunları Butch taktı! Benim için değerliler
dediğinde ne dediğin yeni farkına varmış gibi Julian'ın bileğini serbest bırakmıştı. Bakışları hızla önüne dönerken yanakları utançtan kızarmıştı.
Julian şaşırırken Buttercup'ın fazla gergin halleri onunda dikkatini çekmişti. Bu yüzden elini indirmiş ve ayağa kalkmıştı.
Buttercup onun gideceğini düşünürken Julian ona elini uzatmıştı. Buttercup şaşkın bir şekilde onun eline bakarken bakışlarını yüzüne çıkarmıştı.
Julian ona gülümseyerek bakmış ve konuşmuştu:
Julian: Hadi okulu asalım!
dediğinde Buttercup şok olmuş bir ifade ile Julian'a bakmıştı. Hayatında hiç okulu asmamıştı bu yüzden şaşkınlıkla Julian'a bakarak konuşmuştu:
Buttercup: Okulu asmak mı?
Julian: Evet bana anlatmak istediğin bir şey var ve bunu okulda konuşamayız
Buttercup: Nerden anladın?
Julian: Babam bir psikolog. Böyle şeyleri anlamakta iyiyim
demiş ve Buttercup'a göz kırpmıştı. Buttercup'ta sonunda gülümsemiş ve Julian'ın elini tutarak ayağa kalkmıştı.
Zil henüz yeni çalmıştı ve ikilinin kaçmak için okul kapısının önünde duran görevliyi atlatmaları gerekiyordu.
Buttercup: Görevliyi nasıl anlatacağız?
Julian: Bana bırak yüzünü sadece panik dolu bir yüz ifadesine sok!
dediğinde Buttercup yüzünü oldukça panik bir ifadeye sokmak ister gibi buruşturmuştu.
Julian ona gülümserken bir anda ikili güvenlik kulübesinin oraya koşmuşlardı ve Julian panikle konuşmuştu:
Julian: Bay Baker yardım edin! Bowıe okulun arkasında masum bir öğrenciyi dövüyor! Çocuğun yüzü kan içinde kaldı!
diyerek ağlamaklı bir sesle konuştuğunda Buttercup onun mükemmel oyunculuğuna hayran kalmıştı.
Bay Baker hızla kulübeden çıkmış ve panikle konuşmuştu:
Bay Baker: Yine mi Bowıe!? Nerde Julian!?
Julian: Okulun arkasında siz gidin bizde öğretmen çağrıcağız!
diyerek okulun arkasını gösteren Julian ile beraber Bay Baker hızla oraya koşmuştu.
Buttercup şokla olanları izlerken birden Julian onun elini tutmuş ve onu da peşinden çekiştirerek turnikleri geçmişti.
İkili okuldan koşarak kaçmaya başlarken Julian kahkahalarla gülüyordu. Bir süre sonra Buttercup'ta kahkahalarla gülmeye başlamıştı.
İkili el ele okuldan kaçarak uzaklaşmıştı. Bir süre sonra bir ara sokakta durmuşlardı. Nefes nefese kalmışlardı. Bu yüzden beklerken Buttercup sırtını duvara yaslamış ve gülmeye devam etmişti.
Az önce yaşananlar ve son günlerde yaşadığı duygu karmaşası onu sadece kahkahalarla gülmeye itmişti.
Julian'da onunla beraber gülerken ikili bir süre sadece ara sokakta dinlenmişlerdi. Daha sonrasında Julian ikisi için bir otomattan portakallı gazoz almıştı.
Ardından ikili bir parkta bulunan bir banka oturmuşlardı. Sonunda ciddi bir ortam oluşunca Buttercup elinde ki gazozdan bir yudum alırken Julian'da gözlerini ona dikmişti.
Buttercup sonunda utana sıkıla konuşmuştu:
Buttercup: Bu sabah Henry senin Olivia ve onun arkadaşı Milo hakkında bilgi sahibi olduğunu söyledi
dediğinde Julian şaşırmıştı. Buttercup aklına doluşanlarla beraber durgunlaşmıştı.
Flashback...
Buttercup Butch ile yaşadığı olaydan sonra dersine girmişti. Şimdi ise teneffüse çıkmıştı. Koridorda yürürken sarışın bir çocuğun önüne çıkması ile durmuştu. Sarı saçlı ve yeşil bir gözlü bu çocuk ile beraber Buttercup tek kaşını kaldırarak ona bakmıştı.
Çocuk ise kollarını birleştirerek ciddi bir ifade ile konuşmuştu:
???: Demek o kız sensin
Buttercup: Hangi kız? Ayrıca sende kimsin?
???: Adım Henry. Wilds grubunun bir üyesiyim. Biraz konuşabilir miyiz? Bowıe hakkında
Buttercup: Dinle Bowıe ile hiçbir alakam yo-
Henry: Biliyorum biliyorum. Ondan kurtulmanın yolunu anlatacağım. Endişeni görebiliyorum benim konumda bu
dediğinde Buttercup bunu garip bulsa bile Henry'nin teklifi cazip geldiği için başını sallamış ve ikili yan yana yürümeye başlamıştı.
Henry: Okula alışabildin mi?
Buttercup: Az çok
Henry: Senin adına sevindim
Buttercup: Sağol
Henry: Bowıe'nin sana yaptıklarını gördüm. Hepimiz için şaşırtıcı bir şeydi
Buttercup: Öyle mi?
Henry: Evet. Olivia'ya benzediğini biliyorum ama Milo ile yaşananlardan sonra bunu yapmasını beklemiyordum
Buttercup: O çocuğun adı...
Henry: Evet ismi Milo'ydu. Aslında bilmemene şaşırdım. Seni Julian ile konuşurken gördüm. Arkadaşların onu sana tanıtıyorlardı
Buttercup: Julian'ın bununla ne alakası var?
Henry: Bilmiyor musun? Milo ve Julian üvey kardeşlerdi. Ayrıca Julian Olivia'nın da yakın arkadaşlarından biriydi. Olivia saçlarına düşkün süslenmeyi seven bir kızdı. Julian'ın da kuaförlük becerileri var ya ondan dolayı Olivia sürekli ondan yardım isterdi. Fakat Milo ile yakın olduğu kadar yakın değillerdi. Belki Milo olmasaydı Bowıe'nin kurbanı Julian olacaktı.
dediğinde Buttercup kulaklarına inanamamıştı. Ne Tata nede başka biri ona bundan bahsetmemişti ve Buttercup bu kadar önemli bir bilgiyi böyle birinden öğrenmeyi beklemiyordu.
Buttercup: Başka önemli bir bilgin var mı?
Henry: Milo bizim okuldan en çok Julian'dan sonra Jay ile yakındı. Jay Bowıe Milo'ya bir şey yapacak diye ödü kopuyordu bu yüzden Milo'yu sürekli Olivia'dan uzak tutmaya çalışıyordu. Hatta Bowıe Jay'ı Milo'yu ikna etmesi için ona tehtidler yağdırıyrodu.
dediğinde Henry durmuştu. Buttercup'ta dururken şok olmuş bir ifade ile karşısında ki çocuğa bakıyordu. Her bilgide daha da sarsılıyordu. İlk okula geldiğinde Jay'ın tehtit edilme konusunda Tata'nın yanından ayrılmama durumu demek ki buydu.
Buttercup: Ne diyorsun sen!?
Henry: Üzgünüm Buttercup. Fakat Bowıe'nin ilgisini sana yönletmesini hiç istemiyoruz. Olivia onu yeterine yıprattı ve sen onun etrafında oldukça bizden çok çekiceksin
dediğinde Buttercup kafası karışmış bir şekilde ona bakarken bir anda Buttercup'ın arkasında ki temizlik dolabının kapısı açılmış ve Henry onu içeri itmişti.
Buttercup'ın içeri düşmesiyle beraber temizlik dolabından biri hızla çıkmış ve dolabı Buttercup'ın üstüne kapatarak kitlemişti.
Buttercup hızla kalkmış ve kapıyı yumruklayarak bağırmıştı:
Buttercup: Ne yaptın sen!? Çıkarın beni buradan!? Müdür eminim sizi görmüştür başınız belaya girsin mi istiyorsunuz?!
Henry: Sen merak etme Buttercup Tom müdürü oyalama işini üstlendi. Yani seni görmüş olma ihtimali çok düşük. Sana orada iyi eğlenceler dileriz
demiş ve ardından kahkahalar yükselmişti. Buttercup işte o zaman anlamıştı Wilds grubunun bu işi beraber organize ettiklerini.
Bu bir savaş uyarısıydı ve isterse Buttercup Bowıe'yi Wilds grubuna karşı kışkırtabilirdi. Zaten çok sinirlenmişti bu yüzden elinde bir kozu vardı.
Buttercup başından geçenleri Julian'a anlattıktan sonra Julian ona bakmış ve konuşmuştu:
Julian: Demek öğrendin
Buttercup: Julian
Julian: Buttercup?
Buttercup: Bana yardım et
Julian: Benden ne yapmamı istiyorsun ki?
Buttercup: İntikam almama yardım et. Bu konuda güvenebileceğim tek kişi sensin
DEVAM EDECEK...