Gidiyorum

By nisanur_0n9nn

726K 25.4K 4.4K

"Anlıyorum çok iyi anlıyorum ben sizi, orda ne duygular içinde olduğunuzu anlıyorum." "Anlayamazsın öğretmen... More

-1 -
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-50-
-51-
🥳
-53-
-54-
-55-
KURGU
-56-
-57-
-58-
FİNAL
VEDA
YENİ KURGU
BEKLİYORUM✨

-52-

2.7K 194 52
By nisanur_0n9nn

Selamm, bugün aslında bölüm atmayacaktım. Ama bir kaç tane bölüm yazdım. Dedim bekletmeyeyim daha fazla.

Bu aralar İlhamım bol maşallah. 3 tane hazır bölüm var.

O kadar emek veriyorum lütfen sizde oy ve yorum yapın.

İyi okumalar...

"Bana neyin yakışıp neyin yakışmayacağını ben bilirim."

MASAL ÖZTÜRK KARALAN'DAN

Birkaç saattir ameliyathanenin önünde bekliyorduk. Şule ablalar, Neşeler... Herkes gelmişti.

Bir yandan seviniyordum bir yandan da korkuyordum. Tuğçe'nin son söyledikleri içimde bir korku oluşturmuştu.

Ona bir şey olmayacaktı ordan hep birlikte çıkacaklardı. İnanıyordum buna... Ya da inanmak istiyordum.

Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum ama koridorun başında gördüğüm annemle derin bir nefes aldım. Zaman kavramını yitirmiş gibi hissediyordum. Ama annem buraya geldiğine göre bayağı bir süre geçmişti.

Yan taraftaki Şule ablaya dönüp "Neden bu kadar uzun sürdü? Kötü bir şey yoktur değil mi?"dedim. Telefonundan saate baktıktan sonra "Merak etme hem her doğum farklı uzunlukta olur. Kimisi 3 saat kimisi 5-6 saat değişiyor yani. İkiz bebek doğumları daha uzun sürüyor."demesiyle bir nebze de olsa rahatlamıştım.

Başımla onaylayıp anneme döndüm. "İlkay ne yapıyor?"dedim. "Beyefendi kütüphane de bir kız görmüş seviyor herhalde tam bir şey söylemedi. Kütüphaneden çıkaramıyoruz beyefendiyi."demesiyle "İyi en azından çalışsın da."dedim.

Bir kaç saat sonra açılan ameliyathane kapısıyla hepimiz çıkan doktorun yanına doğru gitmiştik. "Durumları ne acaba? İyi mi hepsi?"dedim.

Doktor tebessüm edip "Hepsi çok iyiler. Merak edilecek bir şey yok. Birazdan Tuğçe Hanım'ı normal odaya alacağız."diyerek uzaklaşmıştı.

Dakikalar sonra Can ve Neşenin gülerek bir şeyler konuşup yanımıza doğru gelmeleriyle Bora "Şeytan diyor gebert şunu."demesiyle koluna yavaşça vurdum.

Yanımıza geldiklerinde "Bitti. Çok güzel oldu ama."dedikleri sırada ameliyathanenin kapısı açılmış Tuğçe çıkmıştı.

Gözlerini kapalı görünce "Neden uyuyor?"diyen Neşe içimden geçenleri sormuşt. "Önemli bir şey değil. Telaşlanmayın lütfen. Sadece yorgun düştü bir kaç saat sonra uyanır."diyerek hastane yatağındaki Tuğçeyi odaya götürdüler.

Bebekler yoktu yüksek ihtimal kontrolleri yapılıyordu. Tuğçenin arkasından ben, annem, Neşe ve Şule abla da içeriye girmiştik. Doktor koluna serum takarken "Neden serum takıyorsunuz?"dedim.

Tuğçeye bir şey olma ihtimalini düşünmek bile istemiyordum.

"Doğumdan çıktı doğal bunlar. Hem iki bebekti bu yüzden fazladan yoruldu. Ve açık konuşmak gerekirse zor bir doğumdu o yüzden."demesiyle başımla onayladım.

Bir saate yakın bir süre sonra Tuğçe yavaş yavaş uyanmaya başlamıştı. Gözlerini açtığında bakışları ilk önce karnına düştü. Sonra bize bakıp "Gördünüz mü onları?"demesiyle hepimiz başımızı olumsuz anlamda salladık.

Tam bir şey diyeceği sırada kapı açılmış ve hemşire kucağında iki bebekle odaya girmişti.

Tuğçe yerinde doğrulacağı sırada acıyla inleyince hemen yanına geçtim. "Fazla hareket etmeyin ve ani hareketler yapmayın lütfen dikişleriniz zarar görebilir."dediğinde Tuğçe sadece bebeklere bakıyordu.

Hemşire gelip ikisini de yavaşça kucağına bıraktı. Tuğçe gözlerinden akan yaşlarla ikisinin de alnından öptü.

"Çok güzeller."dedi titreyen sesiyle.

Hepimiz büyülenmiş gibi bebeklere bakıyorduk.

"Tuğçe, isimleri ne olacak?"diye soran Şule ablaya gözleri bebeklerindeyken cevap verdi Tuğçe.

"Hayat ve Umut."demesiyle herkesin yüzünde bir tebessüm oluşmuştu.

"İsimleriyle yaşasınlar inşallah."diyen annemden sonra Hayat'ın ağlamasıyla Tuğçe telaşla etrafa bakıp "Karınlarını doyurmam gerekiyor artık."demişti.

"Canım benim kız uyanmış ben gideyim artık hayırlı olsun tekrardan. Geçmiş olsun."diyen Şule abla, Tuğçeye sarıldıktan sonra vedalaşıp odadan çıkmıştı.

"Neşe, Bora çocukların kimliklerini çıkarttıracaktı. Söyler misin?"dedim. Beni onaylayıp odadan çıktıktan sonra Tuğçe Umut'u anneme vermiş, Hayat'ı emziriyordu.

Annemin yanına yaklaşıp Umut'un elini okşadım. Çok masumlardı ve çok güzel korkuyorlardı.

Tuğçe "Bu odayı Neşe ve Can mı süsledi ?"dediğinde gülüp onayladım. "Çok mu belli oluyor?"dedim.

"Evet, böyle çılgınca bir süslemeyi bir tek onlar yapabilirdi."diyip Hayat'ı bırakmıştı.

Gazını çıkarırken bir yandan da boynuna eğilmişti. Hayat'ı bana verip, Umut'u kucağına almıştı. Onu emzirirken kucağımda ki Hayat'ın hafif saçlarını okşuyordum.

Gözlerini açmasıyla heyecanla Tuğçeye döndüm. Fısıldayarak "Tuğçe, gözleri aynı sen."dedim. Annem gülerek yanıma gelip baktığında "Gerçekten sen. Sonradan değişir mi bilmem ama çok güzel maşallah."demişti.

Tuğçe'ye yaklaşıp onun da gözlerini görmesini sağladım. "Çok güzel."demişti o da aynı bizim gibi fısıltıyla.

Umut'a da aynı şeyleri yapıp kucağında hafifçe sallıyordu.

"Masal!"diyerek ani bir şekilde titreyen sesiyle konuşunca hemen yanına yaklaştım.

"Gözlerine bak."dediğinde Umut'un gözlerine baktım.

O kadar... O kadar Burçin'in gözleriydi ki insan gözlerine bakınca Burçin'in gözlerine bakıyor gibi hissediyordu.

Tuğçenin ağlamaya başlamasıyla kucağından Umut'u alıp yan taraftaki bebekleri koymamız için getirilen küveze koydum.

Yanına gidip sarıldığımda daha çok ağlamaya başlamıştı. "Burçin niye gitti? İsyan etmiyorum ama içim acıyor. Neden o gitti?"demesiyle günlerdir için de bulunduğu duyguların patlamasını yaşadığını anlamıştım.

"Neden çocuklarını göremedi. Neden doğumda yanımda olamadı. Benim kalbim hala çok acıyor. Güçlü olmalıyım diyorum ama değilim. Hiç güçlü değilim ben. Her gece ağlıyorum. Oda da hâlâ kokusu var ona ağlıyorum... Hafif sancılarım oluyordu ona ağlıyordum... İşlerimi yaparken zorlanıyordum ağladım... Ben aşerdiğimde yanımda yoktu diye ağladım... Ben hep ağladım."demesiyle gözlerimden akan yaşları artık engelleme gereksiniminde bulunmadım.

"Geçecek Tuğçe..."dedim geçmeyeceğini bildiğim halde.

Tuğçe ağlarken uyumuştu, onu dikişlerine zarar gelmeyecek şekilde yatırdığımda anneme döndüm.

Gözlerinden akan yaşlara Umut ve Hayat'a bakıyordu.

Yanına gidip sarıldım. "Ağlama annem."annem bana dönüp "Onun bu hâllerini gördükçe aklıma yıllar önceki Nur geliyor."dediğinde içimde ki acı büyüyordu.

Annemin göz yaşlarını silip "Ben dışardayım."dedim.

Odadan çıkınca kapıdaki Bora'yı gördüm.

Yanıma gelip gözlerimin altını okşadı. "Ağlamışsın, bir şey mi oldu."dediğinde "Annem de, Tuğçe de çok ağır şeyler yaşadı."dedim sadece. O da gerisini anlamıştı zaten.

"Gel, güzelim. Dışarı çıkalım biraz."diyip elimi tuttuğunda onun yönlendirmesiyle ilerledim.

Bir banka oturduğumuz da "Bebekler nasıl?"dediğinde yüzümdeki tebessümle "Çok güzeller Bora. O kadar tatlılar ki anlatamam."dedim.

Göz kırpıp önümdeki saçları geriye almıştı. "Ben tam anlamadım tatlılıklarını. Bence bir tane yapıp görmeliyiz. Uygulamalı. Daha iyi anlarım."diyip dudaklarıma doğru eğilince geri doğru gidip "Bora! Sevgilim hastane bahçesindeyiz."dedim.

Tek kaşını muzipçe kaldırıp "Bebeğe hayır demedin."demesiyle gülerek yan tarafa döndüm. Şu anki halleri çok komik gelmişti.

Belimden tutup kendine çekince dudağımda öpmeye başlamıştı. Ayrılamaya çalıştığım da tabii ki izin vermemişti. Bir kaç saniye sonra ayrılınca etrafa baktım birileri var mı diye. Neyseki kimse yoktu.

"Bora, sevgilim şöyle şeyleri yapma insan içinde."dedim.

"Baktım etrafa kimse yoktu merak etme. Görseler de bir şey diyemezler."demesiyle göz devirip "Teyzeler, amcalar görse gençlik bitmiş derdi hiç merak etme."dedim başımı omzuna koyarken.

"Boşver şimdi onları... Sen bebeğe hayır demedin."dediğinde ona dönüp "Sevgilim, bebek hayır diyeceğim bir şey değil çünkü. Anne olmayı çok isterim. Ama şu an zamanı değil. Daha yeni evlendik."dediğimde alnımı öpüp "Tamam tamam, sadece baba olmayı çok istiyorum."dediğinde gülümseyip yanağını öptüm.

"Hadi gidelim artık. Bebeklere sende bak."dedim. Birlikte kalkıp odaya girince Tuğçe uyanmış hemşireyle bir şeyler konuşuyordu. Hemşire de serumu çıkarıyordu.

"Geçmiş olsun Tuğçe."diyerek bebeklerin olduğu tarafa gitti.

Eğilip iksiinin de yanağını hafifçe okşamıştı. "Çok güzelsiniz siz."demesiyle yüzümdeki gülümsemeyle onu izliyordum.

Birini kucağına aldığında diğerini de ben almıştım. "Amcasının miniği, ne kadar tatlısın sen."diyerek kısık sesle konuşuyordu.

İkimiz yanyana kucağımızda bebeklerle tamamlanmış bir aile gibi duruyorduk. Gelen fotoğraf sesiyle, sesin geldiği yere döndüğümde annem fotoğrafımızı çekmişti.

"Çok tatlı gözüküyordunuz."dediğinde Tuğçe alttan alttan sırıtıp "Nur Teyze, bence bir torun lazım sana."dediğinde bu dediğine gülerek göz devirmiştim.

Bora Hayat'ı bırakıp, kucağımdaki Umut'u almıştı. Gözlerini görünce bir kaç saniye tepki vermemişti. Yavaşça yutkunup "Amcasının aslanı ya."diyerek sevmeye başladığında düşündüğüm tek şey çok iyi bir baba olacağıydı...

.

.

.

3 AY SONRA

Okuldan çıkmış Tuğçe'ye gidiyordum. Yorucu bir gündü ama yine de onları görmeye gitmek istiyordum.

Üç ay Tuğçe açısından çok zor geçmişti bebekler daha çok küçük olduğu için bir dertleri olduğunda anlamak zor geliyordu ama üç ayda artık çocuklarını tanımaya başlamıştı. Tepkilerinden bir yerleri mi ağrıyor, neden ağlıyor anlayabiliyordu.

Hayal ve Umut biraz daha hareketlenmişti. İkisi de birbirinden tatlıydı.

Annem bu üç ayın, toplam bir buçuk ayında Tuğçenin yanındaydı ama işleri olduğu için sürekli Ankara-Kars arası mekik dokuyordu.

Bu hafta yoktu. İşleri biterse haftaya gelir diye düşünüyordum. Boralar göreve gitmişti iki haftadır yoktu. Yüksek ihtimal bu hafta da olamayacaktı. Görevin uzadığını söylemişti.

Lojmana girince arabayı park edip Tuğçenin evine çıktım. Bebekler uyuyordur diye kapıyı açması için aramıştım.

Kapıyı açınca karşımda saçı başı birbirine girmiş, göz altları şişmiş bir Tuğçe karşılamıştı beni.

Kucağında Umuta biberonundan süt içiriyordu.

"Hoşgeldin."demesiyle içeriye geçerken "Hoşbuldum da... Bu halin ne senin?"dedim.

İkimiz de salona geçerken "Hayat gece uyumadı, uyutturmadı. Onu uyuttum Umut uyandı. Anlayacağın gece uyumadım."demesiyle sıkıntıyla yanaklarımı şişirdim.

"Beni neden çağırmadın. Gelirdim."dedim.

Koltuğa oturup "Saçmalama Masal. Sabah işe gidiyorsun nasıl kalkacaktın. Hem merak etme alışmam gerekiyor. Tek başıma bir şeyleri halletmem lazım."demesiyle içimden gelmese de onayladım.

"Çay falan ister misin?"dediğinde göz devirip "Otur Tuğçe. Bir şey istersen kendim alırım. Hatta sen bana ver Umut'u. Gidip uyu biraz."dedim.

Süt içen oğluna bir kaç saniye baktıktan sonra başıyla onayladı.

Umut'u kucağıma aldığımda "Hazır süt mü veriyorsun sen?"dedim biberondaki sütten bahsederek.

"Aynen kanka hatta birlikte balık rakı yapıyoruz."demesiyle kendimi tutamamış gülmüştüm.

Uykulu bir Tuğçe hep böyleydi o yüzden alışıktım bu hallerine.

"Önceden hazır bekletiyorum süt. Mağlum iki tane. İkisi aynı anda acıkınca ortalık yangın yeri."derken salondan çıkmak üzereydi.

"Hayat nerde?"dedim.

"Oda da uyuyor. Tabii uyumadı hanımefendi gece."demesiyle tebessüm ettim bu haline anne olmak çok yakışmıştı. Çok tatlıydı.

O salondan çıkınca kucağımdaki minik insana çevirdim bakışlarımı gözleri hafif kapanmak üzereydi.

Süt bittikten sonra gazını çıkartıp kucağımda hafifçe salladım. Gözleri tamamen kapayınca gülümseyerek saçlarından öptüm.

Yavaş adımlarla kalkıp odalarına götürdüm. Umut'u beşiğinde bıraktıktan sonra, Hayat'ın beşiğine gittim.

Baktığımda gözlerini hafifçe açmış dudaklarını büzmüştü. Evet hanımefendi ağlamadan önce dudaklar büzülüyordu. "Şş gel bakalım teyzecim. Uyandırmayalım kardeşi."diyerek kucağıma aldım.

Bebek telsizini açıp odadan çıkınca kucağımda ki Hayatla salona girdim.

Sırtını okşarken "Çok güzelsin sen."dedim. Belki hayattaki şansı bu kadar güzel değildi. İlerde eksikliğini hissedeceği bir kaybı vardı ama yine de çok güzeldi.

Bir kaç saat sonra ona bakarken birden kusmasıyla "Ama oldu mu bu minik hanım."diyerek birlikte odaya gidip üzerine giydirmek için elbise almış salona gelmiştim tekrar.

"Gel bakalım değiştirelim üstünü. Biraz pasaklı mısın sen."dedim. Bir yandan da üzerini değiştirmiştim.

Arkamızdan gelen gülme sesiyle arkamı dönünce Tuğçe elindeki su bardağıyla bize bakıyordu.

"Benim kızım pasaklı değil teyzesi, senin gözlerin bozulmuş."demesiyle bende güldüm.

Hayat'ı annesinin kucağına verip mutfağa geçtim. "Öyle olsun. Ben yemek yapacağım."dedim. Bir şey söyleyeceğini farkedince "Hiç boşuna yorulma yapacağım."dedim.

Mutfağa geçip bir kaç çeşit yemek yaptıktan sonra akşam olmuştu. "Ben gidiyorum kuzum. Bak yemek yaptım ye onları aç aç durma."dedim.

Başıyla onaylayıp "Tamam, teşekkür ederim sana da."diyip öptüğünde güldüm. "Ne gülüyorsun?"tek kaşını kaldırıp "Bora'dan önce ben vardım."dediğinde kendimi tutamayıp kahkaha atmıştım.

Bebeklerin yanaklarını okşayıp evden çıktım.

Eve gidince Bora'yı aramıştım. Bir kaç çalıştan sonra açmasıyla yüzümde engelleyemediğim bir gülümseme oluştu.

"Güzelim, bende tam seni arayacaktım."demesiyle "Öyle mi? Kalp kalbe karşı kocacım."dedim.

Karşıdan gelen gülme sesiyle içim huzurla dolmuştu. "Çok özledim be güzelim."demesiyle "Bende çok özledim. Ama az kaldı sabredin biraz beyefendi."dedim.

"Sabrederim tabii sabrederim de gelmeyi dört gözle bekliyorum güzelim. Karımı çok özledim ben."demesiyle "Bak yine, Bora sevgilim neden imâ yapmadan konuşamıyorsun sen?"dedim. Neden bahsettiğini gayet iyi anlamıştım.

"Yavrum, sen öyle anladın. Bence sen biraz öyle anlıyorsun. Yoksa ben ne dedim. Karımı özledim dedim."demesiyle "Aynen sevgilim ben yanlış anladım."dedim.

Karşıdan gelen kahkaha sesinden sonra "Tüm yüreğimle seviyorum seni güzelim."demesiyle "Bende seni çok seviyorum. Dikkat et kendine."dedim.

"Ederim. Daha geleceğim karımı seveceğim, sarılacağım, sana sarılıp o huzur veren konunla uyuyacağım."demesiyle yüzümdeki tebessümle "Seni seviyorum."dedim tekrardan.

Vedalaştıktan sonra telefonu kapatıp komodine koymuştum. Duş almaya karar verip banyoya girmiştim.

Çıktıktan sonra saçlarımı sabah şekillenmesi için örmüştüm.

Uykum gelince gözlerimin kapanmasına daha fazla engel olamayıp uyumuştum.

SON

Selam, umarım beğenmişsinizdir.

🌬️En sevdiğiniz sahne?

🌬️ Keşke dediğiniz bir yer.

🌬️Bora biraz muzip mi oldu ne?(Karısına özel ahsghaha)

📢Bir sonraki bölüm birazcık kaos var...

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere.

Oy ve yorum yapın lütfen!!!

Hayatınızın iyi olması dileğiyle...

N.

777

Continue Reading

You'll Also Like

8.1K 898 24
Yıllar önce bitmiş bir dostluk yeniden başlar mı? Onlar lise zamanlarının eğlenceli tayfasıydı peki ya şimdi Seneler kişilerin değiştirir mi? onlar...
2.9M 152K 17
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
1.9M 133K 30
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
Doktor Hanım By 💙

General Fiction

957 86 6
Alaz Erkocu & Ela Atalar