platonik (ÇT)

By Gnelkan

173K 10K 3.1K

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk g... More

bölüm 1 ~yeni okulun ilk günü~
bölüm 2 ~yardım çığlıkları mı?~
bölüm 3 ~~
Bölüm 4
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 13
bölüm 14
bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 18
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
bölüm 23
24. bölüm
bölüm 25
bölüm 26
bölüm 27
bölüm 28
bölüm 29
bölüm 30
bölüm 31
bölüm 32
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36
bölüm 37
bölüm 38
bölüm 39
bölüm 40
bölüm 41
bölüm 42
bölüm 43
bölüm 44
bölüm 45
bölüm 46
bölüm 47
bölüm 48
bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 52
53. bölüm
54. bölüm
55. bölüm
56. bölüm
bölüm 57
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61. bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
bölüm 65
bölüm 66
bölüm 67
bölüm 68
69. bölüm
70. bölüm
71. bölüm
72. bölüm
73. bölüm.
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77. bölüm
78. bölüm
79. bölüm
80. bölüm
81. bölüm
82. bölüm
83. bölüm
84. bölüm
85. bölüm
86. bölüm
87. bölüm
88. bölüm
89. bölüm
90. bölüm
91. bölüm
92. bölüm
93. bölüm
94. bölüm
95. bölüm
96. bölüm
98. bölüm
99. bölüm
100. bölüm
101. bölüm
102. bölüm
103. bölüm
104. bölüm
105. bölüm
106. bölüm
107. bölüm
FİNAL

97. bölüm

477 52 3
By Gnelkan

Çağan efe ak...

Kumsal:neden ki?

Diye sordu kumsal.

Neden olduğunu bende bilmiyordum ki.

Çağan:korkuyor.

Diyebildim sadece.

Kumsal:çocuklardan mı? Ama benden korkmuyordu.

Dediğinde güldüm.

Çağan:anne olmaktan.

Dediğimde kaşlarını çatı.

Kumsal:neden anne olmaktan korksun ki o çok güzel bir anne olur.

Kumsalın bile bildiği ama onun bir türlü anlamadığı şey buydu işte.

Anne olamayacağından korkuyordu.
Bir bebeğe bakamayacağından.

Çağan:o buna inanmıyor.

Dedim derin bir nefes verip.

Kumsal:yaaa.

Dedi dudak büzüp.

Kumsal:peki bebeğe ne olacak?

Diye sordu.

Çağan:bilmiyorum onu istemiyor.

Küçücük bir çocukla bunu konuşmak ne ksdar doğru bilmiyorum ama biriyle konuşmaya ihtiyacım olduğunu biliyorum.

Kumsal:peki sen istiyor musun bebeği?

Çağan:elbette.

Dedim hemen.

Kumsal:biliyor musun sen çok güzel bir baba olursun.

Bana daha fazla yaklaştı.

Kumsal:onu çok seversin değil mi?

Gülümsedim.

Kumsal:benim saçlarımı okşadığın gibi onun da saçlarını okşar mısın?

Bir an düşünmeden edemedim.

Bir çocuğun saçlarını okşuyor olsaydım bu kız veya erkek hiçbir şekilde fark etmez. Ve o çocuk bana baba dese ne olurdu? Dünyalar benim olurdu.

İster istemez Gülümsedim.

Kumsal:tuana abla o bebeği doğurmalı.

Koluma yaslandı.

Kumsal:hem bebeğin babası sensin neden korkuyor ki? Saçma.

Kumsalın saçlarını okşadım.

Kumsal:eğer senin gibi biriyle evli olsaydım ve bebeğimin olacağını öğrenseydim asla korkmazdım. Çünkü onun ne kadar iyi bir baba olacağını bilirdim. Eğer senin gibi olsaydı beni asla bırakmazdı.

Tuananın burda olmasını isterdim.
Belki bunları duyar ve biraz olsun düşünmeye çalışırdı.

Çağan:ama ne yazıkki benim gibi birini bulamayacaksın ve evlenmeyeceksin.

Kumsal:neden ki?

Çağan:ne evlenmesi Kumsal?

Kumsal:neden kızıyorsun ki sende evlisin?

Zekice bir soruydu.

Kısa bir an durdum.

Çağan:bu senin de evleneceğin anlamına gelmiyor ama.

Kaşlarını çatı.

Kumsal:neden?

Çağan:offf.

Dedim en son verecek bir cevap bulamayınca.

Çağan:ne çok soru sordun.

Kıkırdadı.

Kumsal:tamam sormam.

Kısa bir sesizlik oldu. Ne yapacağımı düşündüm.

Kumsal:ne öğrnedim biliyor musun?

Diye sordu hevesle.

Çağan:ne öğrendin?

Diye sordum.

Kumsal:bebe-

Demesine kalmadan tuana odaya girdi.

Tuana:kumsal!

Diye bağırdı.

Tuana:söz vermiştin!

İkisine sırayla baktım.

Kumsal:unutum!

Abartılı bir şekilde eliyle ağzını kapatı.

Kumsal:özür dilerim!

Dedi ayağa kalkıp.

Kumsal:ama söylemedim.

Tuana güldü.

Tuana:sorun değil bebeğim.

Eğilip kumsalı öptü ama bir eli kumsalın omzundayken diğer eli karnındaydı.

Tuana:bir daha unutma ve kimseye söyleme.

Dedi göz kırpıp.

Kumsal:anlaştık.

Dedi ve göz kırptı.

Çağan:ne oluyor?

Dedim kaşlarımı çatıp.

Çağan:ne saklıyorsunuz benden?

Birbirlerine baktılar ve bana döndüler.

Tuana:hiçbir şey.

Kumsal:hiçbir şey.

İkisini de inceledim.

Çağan:ne saklıyorsunuz?

Diye sordum tekrar.

Kumsal:bir şey saklamıyoruz ki.

Dedi omzunu abartılı bir şekilde silkip.

Çağan:Kumsal?

Dedim iğneli bir şekilde.

Kumsal:gerçketen.

Dedi ve gitti.

Daha fazla yalan söylemeyeceğini anlamış olmalıydı.

Çağan:ne oluyor?

Diye sordum ayağa kalıp.

Tuana:ne olmasını istersin?

Ona merakla bakıyordum.

Çağan:ne saklıyorsun?

Tuana:hiçbir şey bebeğim.

Elebette inanmadım.

Çağan:tuana?

Dedim ama sadece masum bir şekilde bana bakıyordu.

Birkaç adımda yanıma yaklaştı ve bir kolunu boynuma doladı.

Çağan:benden ne saklıyorsun güzelim?

Kafasını omzuma yatırdı bir elim cebimde dururken diğer elimi belime koydum.

Tuana:tek senden değilki hepinizden saklıyorum.

Kaşlarımı çattım.

Çağan:neden saklıyorsun?

Diye sordum dudaklarımı saçlarına bastırıp.

Tuana:çünkü öğrenmenizi istemiyorum.

Çağan:oha! Ciddi misin? Ben bunu nasıl anlamadım ya.

Tepkim karşısında kıkırdadı.

Bende fazla uzatmadım. Elinde sonunda söyleyeceğini biliyordum.

Bir elinin hala karnını tutuyor olması bir yadan beni korkutuyordu.

Acaba sakladığı şey bebekle ilgili miydi? Sanırım.

O bebeği istemediğini biliyordum yapabileceğimiz tek bir şey vardı ama cesaret edemiyordum söylemeye.

O da söylemiyordu. Korkuyorduk. O anne olmaktan ben bebeğimi kaybetmekten.

Ama garip davranıyordu.

O bebeğe alışmış gibiydi...

Ama bunu dile getirmiyordu sadece davranışları öyleydi.

Derin bir nefes verdim.

Çağan:uykun mu var?

Tuana:yok.

Tırnaklarını omzumda gezdirip boynumu öptü.

Çağan:yapma.

Nefesini boynuma verdi.

Tuana:neden?

Tekrar öptü boynumu bu sefer daha uzun süre oyalandı dudakları.

Çağan:yapma.

Dedim bu sefer daha kısık bir sesle.

Omzunu silkti ve tekrar sertçe öptü.

Dokunuşları başka yerlerime uyarı gönderiyordu. Ve o hamileydi...

Tekrar öptü.

Çağan:yapma balım,yapma yavrum.

Dedim irkilerek.

Ne hissetiğimi biliyordu ona dokunamayacak olduğumuda biliyordu. Bilerek yapıyordu.

Kıkırdadı ve geri çekildi.

Tuana:aman be!

Dedi omzuma vurup.

Tuana:siz erkek miletine de dokunmaya gelmiyor.

Ona ters bir bakış attım ama o sadece gülüp gitti.

Bir şey sakladığı beliydi. Ne sakladığını yakında öğrenirdim elbete ama şuanlık knu zorlamamaya özen gösterecektim.

Telefonumu alıp odadan çıktım.

Etrafa baktığımda ne kumsal ne tuana vardı.

Beraber alışverişe gideceklerdi bunu bildiğim için rahattım.

Evden çıktım. Demirle sözleştiğimiz gibi ardalarda buluşacaktık.

Hepimizin hala Beraber olması mucizeydi.

Yılar önce tanışıp şuan hepimizin evli ve bir ailesi olması garipti.

İlk önce birbirimize aile olmuş şimdi de kendi ailemizi kurmuştuk.

Evet artık demirde evliydi. Ve baba oluyordu.

Aslında lavinyanın hamileliği evlilik öncesiydi ama bu hiçbir zaman sorun olmamıştı.

Demirin baba olduğunu öğrendiği zamanki mutluluğu hala yüzündeydi.

İyi bir baba olacaktı hemde çik iyi bir baba bunu her zaman biliyordum.

Hala içimizde en çocuksu olan o olsa da bir çocuğa nasıl sahip çıkacağını da en iyi o biliyordu.

Yarım saat sonra evin önüne gelip Arabayı park ettim.

Şifreyi bildiğim için binadan direk eve girdim ve Her zamanki gibi gerizekalı demir kapıyı açık unutmuştu.

İçeriden bağrış sesleri geliyordu.

Ne olduğunu kolayca anladığım için sadece ofladım.

Yağız:ya siktir git!

Diye bağırdı.

Arda:kuduruyorsan oynamayacaksın kardeşim!

Dedi oda bir yandan.

Demir:oğlum şike yaptınız ananızı sikeyim!

Berat:ne şikesi oğlum! Havlama ordan.

Hepsi birbirine laf yetiştirmeye çalışıyordu. Hala lisedeki gibilerdi.

Asla birbirlerine karşı kaybediklerini kabulenmiyorlardı.

Çocuk gibi inatlaşmaya devam ediyorlardı.

Hala gurup halinde oyunlar oynuyorduk eskisi gibi.

Genelde demirin olduğu takım kazanıyordu çünkü hile yapıyordu ama bazen bunu beli ediyordu.

Sonra oyuna ben dahil oluyordum ve hepsini yeniyordum çünkü -hile yapıyordum ve o aptallar bunu anlamıyordu- çok iyi oynuyordum çocukluğum bu oyunlarla geçmişti.

Demir:oooo.

Dedi demir beni görünce.

Demir:sen karını bırakıp buralara gelir miydin?

Dedi abartılı bir ses tonuyla.

Çağan:sen çağırdın ya orusbu çocuğu.

Güldü.

Demir:biliyorum da normalde karından izin almadan gelmezdin.

Arda:bu sefer izin vermiş kardeşim öyle deme.

birkaç kez gitmemek için tuana izin vermiyor demiştim. Ve şuan da onun dalgasını geçiyorlardı.

Demir:hanımcı velet.

Çağan:oğlum itaat et rahat et.

Dedim koltuğa oturup.

Çağan:seni de görücem.

Dedim demire.

Demir:oğlum tamam itaat et rahat et de seninki başka bir boyut anasını sikim.

Dedi gülerken.

Demir:ve asla senin gibi bir hanımcı olmayacağım.

Göz devirdim.

Çağan:en azından hanımcıyım ya oynadığım her oyunu kaybetseydim.

Dedim konsolardan birini elime alıp.

Demir:ya senin gibi biri olsaydım bu daha kötü bir şey.

Dedi diğer konsolu eline alıp.

Çağan:en azından karımı evlenmeden önce hamile bırakmıyorum demir.

Demir bir süre duraksadı sonra pişkin pişkin sırıttı.

Demir:çok iyi bir şey yapmışım Bravo bana. Asla pişman değilim aksine huzurluyum,gururluyum,mutluyum.

Kahka attım.

Çağan:beyinsiz amına koyayım.

Yağız:tamam hadi bir el daha atalım.

Çağan:kaybedeceksiniz.

Arda:en azından hile yaparak kazanmayacağız.

Ve oynadık.

Ben ve Yağız birlikteydik. Demir,arda ve berat birlikteydi.

Ama elbete biz kazandık.  Çünkü hile yaptım ve son anda ardanın vuracağı topu çevirdim ve bir de berata gereksiz yere kırmızı kart yedirdim.

Ama ne olursa olsun kazandım değil mi?

Arda ağlamaya başlayınca sigara içmek için bahçeye çıktım.

Kızlar çoktan gelmişti çocuklar konsolara saldırdığı için bizim oyun vaktimiz dolmuştu.

İçeri girerken kumsal ve tuananın bir şeyler konuştuğunu gördüm.

Kumsal:heycanlısın.

Tuana:hemde çok.

Dinlemeye devam ettim.

Kumsal:o zaman daha neyi bekliyorsun ki.

Diye sordu tuana bir an duraksadı.

Tuana:anlaştığımız gibi bebeğim geceyi bekleyeceğiz.

Ne için?

Kumsal:ne önemi varki git söyle.

Dedi omzunu silkip.

Tuana:ama-

Kumsal onu susturdu.

Kumsal:git ve söyle. Hem sen rahatla hem ben.

Tuana bir an kararsız kaldı.

Kumsal:hadi! Nasıl veya nerde söylediğinin ne önemi var sonuçta aynı şey.

Tuana:bilmiyorum emin değilim.

Dedi ve bana döndü.

Beni görünce kısa bir an duraksadı.

Şaşırdı.

Dudaklarını dişlerine geçirdi ve neleri duyup duymadığımı anlamaya çalıştı.

Kumsal:çağan abi.

Dedi ve yanıma gelip sarıldı.

Kumsal:bak neler aldım.

Tuanaya göz kırptı o sıra tuana renkden renge giriyordu.

Poşete kısa bir göz gezdirdim ve pembe eşyalar olduğunu gördüm.  Ama hiçbiri kumsala aitt değildi daha çok bir bebeğe ait gibidi.

Oyuncak bebeği için almıştır diyip fazla düşünmedim. Ve içeri geçtim.

Demir:yeter be!

Dedi çocuklara bakıp.

Demir:biriniz kız doğurun artık!

Dedi oflayarak.

Demir:hepsi erkek anasını  satim bu ne?

Koltuğa oturdum.

Demir:bir tane prenses sevelim artık ya.

Hala şikayet etmeye devam ediyordu.

Demir:hepsi erkek. Biri torbacı,biri keko,biri tinerci.

Arda:abart demir.

Demir:ay yeter ama! Ben artık kız çocuk sevmek istiyorum.

Demir:bir tane güzel,tatlış nir prenses çok mu?

Tuana içeri geldi ve yanıma oturdu.

Tuana:sakin ol demir o görevi  ben üslendim

Dediğinde ona döndüm.

Çağan:hangi görevi?

Demir:lan! Hangi görev.

Tuana:seveceğiniz bir prenses-

Demesine kalmadan demir çığlık atti.

Çağan:neyden bahsediyorsun güzelim?

Demir:bir insan bu kadar gerizekalı olamaz ya.

Dedi ve gülerek devam etti.

Demir:pardon o insan değildi.

Ona ters bir bakış attım

Demir:prenses diyor! Ben üslendim o görevi diyor!

Demiri umursamayıp ayağa kalktım.

Tuana:bugün doktora gittim.

Çağan:eee?

Tuana:bebeğin  iyi olduğunu söyledi. Bebeğimiz iyiymiş.

Başka  bir şey daha olduğunu  biliyordum ama ben hala bebeğimiz kısmında kalmıştım.

Çağan:bebeğimiz...

Dedim onu tekrar edip.

Başını aşağı yukarı saladı.

Midemde kelebekler uçuştu denirdi ya şuan tam olarak onu hissediyordum.

Tuana:o artık bebeğin değil Çağan bebeğimiz.

Gülümsüyordu. Ve ben o gülüş için bir kez daha ölmek istedim.

Tuana:onu istiyorum. Onu seviyorum bebeğimi seviyorum.

Eli karnındaydı.

Hisslerim tarif edilmezdi kaç gece kurmuştum bunun hayalini hadi hesabı yoktu.

Tuana:onu kabulendim Çağan. Ve oda sanırım beni kabulendi çünkü herşeye rağmen iyi.

Elim ayağım titriyordu.

Sadece dinliyor yorum yapamıyordum.

Tuana:en başından  aptalıkdı onu istememem. Nasıl olurda senden bir parçayı istemem bilmiyorum ama afet beni çağan.

Nefes alamadığımı hissetim her an bayılacak  gibidim.

Tuana:seni seviyorum biliyorsun değil mi? Seni sevdiğim gibi kızımı da seviyorum.

Gözlerim fal taşı gibi açıldı.

Bir an doğru mu duydum diye düşündüm ve arkadan gelen çığlık sesleri doğru duyduğumu kanıtladı.

Çağan:k-kız...kı-kızı...kızım mı?

Dedim zar zor. Bir kelimeyi bir araya getirmek şuan benim için çok zordu.

Başını saladı. Gerçekten bayılacağını öldüğümü hissetim.

Biri şuan beni rüya diye uyandıracak gibiydi.

Tuana:bunu seninle beraber öğrenmek isterdim ama toplantın vardı.

Tuana:bir kızım,kızımız olacakmış.

Gözleri doldu onunla beraber benimde gözlerim doldu.

Tuana:benim bir kızım olacakmış.

Dedi hala inanmıyor gibi.

Tuana:öyle söyledi doktor.

Tuana:tebrikler bir kızınız olacak dedi.

Göz yaşlarım yanağımdan süzüldü.

Çağan:gerçekten mi?

Ağlıyordum. Evet gerçekten ağlıyordum.

Tuana:evet Çağan.

Dedi ve yutkundu ardından kocaman gülümsemeyip.

Tuana:bir kız babası oluyorsun sevgilim.

Kahka attım. Ve ağladım.

Çağan:bir kızım mı olacak? Kız babası mı olacağım?

İçimdeki mutlulukla ağladım.

Evet hıçkıra hıçkıra kız babası olacağım için ağladım.

İçimdeki mutluluk hiç hissetmediğim bir şeydi.

Bu muhteşemdi.

Baba oluyordum ben!
Hemde bir kız babası!

Daha iyi bir şey var mıydı?

Vardı.

Karımın tuana olması.
Kızımın annesinin o olması.


Continue Reading

You'll Also Like

82K 4.1K 76
Yıllar sonra karşılaşınca çağtunun tepkileri ve başına gelen maceralı aksiyonlu değişik Yani kısaca içinde her şeyi barındıran bir hikaye
324 64 6
Sevdiğinizi her özlediğiniz de bütün insanlar onun için önemli birşeye bakar kimileri denize kimileri bir taşa kimileri ise gökyüzündeki yıldızlara i...
555K 63.1K 25
gözlerimin içine bakıp seni seviyorum derdin ama ben benimkilerin yansımasından kendine baktığını bilirdim tw// aleksitimi texting
110M 4.4M 157
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı...