Yangın Külü/ Berdel✔️

By hayalitopya

1.4M 44.5K 4.6K

Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini... More

1♤Fırtınadan önce mutluluk
2♤Yangına doğru
3♤Öfke
4♤Yorgun ruh
5♤Düğün
6♤Sarhoş
7♤Hasta
8♤Çok
9♤Konuşacağız
10♤Özlemişim
11♤Misafirlik
12♤Dudaktan kalbe
13♤Kırmızı
14♤Sınırlarım yok
15♤Sanki
16♤İş günü
17♤Kırmızı güller
18♤Seninle iyi geceler
19♤Afitap
20♤Aşık olmak
21♤Huzur
22♤Aşk
23♤Sırılsıklam
24♤Evim sensin
25♤Acı
26♤Sensedim
27♤Beni bi öpsene
28♤Berdel bozulacak
29♤Son aşk
30♤Teşekkür
31♤İyiki biz
32♤Müjde
33♤Gökyüzünde parlayan yıldız
34♤Kocaman bir aile
35♤Azgın ayı
36♤Doyumsuzluk
38♤ Güzel ilk ve güzel son/Final

37♤Ait olduğum yer

9.1K 414 34
By hayalitopya

10 ay sonra...

Aile, mutluluk demekti.
Aile, hayat demekti
Aile ev demekti
Aile, benim için üç isimden ibaretti, Arhan, Miran ve Yağmur
Kalbimin her parçasına isimleri yazılmıştı
Aklımın her köşesine isimleri kazınmıştı
Her akşam onların gözlerine bakarak uykuya dalmak, her sabah onların gözlerine bakarak uyanmak en güzel şeylerdi

Bu gün hayatımın en güzel günüydü. Ömürlük hayatımıza kazınmış en güzel gün. İkizlerimin doğum günü. 1 sene önce gelmişlerdi hayatıma, güzelleştirmişdiler hayatımı. Renk katmışdılar hayatımıza. Arhan'la benim birleşen ruhumuzun meyveleri... canımdan bir parçalarım.

Yüzümde hissettiğim ufak ufak öpücükle gözlerimi açtım. Kocaman gülümseyerek yüzümü inceleyen Arhan'la karşılaştım. Ve diğer tarafımdaki can parçalarım kendi kendilerine anlayamadığlm bir şeyler söylüyordular. Kocaman öpücük kondurdum ikisininde yanaklarına

"İyiki doğdunuz kuzucuklarım" dedim ellerini tutup dudaklarıma götürürken

"O öpücükten babalarıda ister" dedi Arhan

Yüzümü Arhan'a taraf döndürdüm. Elimi çıplak göğsüne yerleştirdim

"Sen dün akşam payını fazlasıyla aldın bence yeter" dedim

"Yetmez" dedi ve dudağıma kapandı dudakları. Dudağını ısırdım ve ittim onu. Sırıtarak yüzüne baktım

"Yeter ağa'm"
Elini geceliğimden taşan göğüslerime götürdü

"Bunlardan doymak mümkün mü?" diye sordu

"Arhan böyle konuşarak benide tahrik etme, işimiz uzun, bu gün büyük gün. Haydi kalkalım" dedim ayağa kalkmaya çalışarak. Yataktan kalkıp banyoya gittim. İşlerimi halledip banyodan çıktım. Üzerime uzun kırmızı çiçekli etek giydim, beyaz tişört giyip saçlarımı açık bıraktım. Arhan o sırada sırtını yatak başlığına dayamış beni izliyordu

"Arhan yatma öyle, hadi kalk" dedim
Arhan yataktan kalkıp gelip arkamda durdu. Kollarını bana sarıp karnımın üzerinde birleştirdi. Usul usul okşadı karnımı

"Ne oldu?" dedim

Kulağım arkasına öpücük kondururken erotik ses tonuyla konuştu

"Bizimkilerin bir yaşı oldu artık, ne dersin?" dedi karnımın üzerindeki elini işaret ederken

"Arhan"

"Hani futbol takımı kuracaktık? Hani üçüz yapacaktık?" dedi sitemle

"Yaparız, hem daha ikizler küçük"

Omzumun üzerine öpücük kondurdu

"Tamam nasıl istersen, biraz daha bekleyelim bakalım" dedi

Arhan hazırlandıktan sonra beraber ikizleride hazırlamıştık. Daha sonra beraber odadan çıkmıştık. Herkes avludaydı. Doğum günü telaşı vardı herkesin üzerinde
Konağın her tarafı süslenmişti, her taraf mavi ve pembe renginde balonlarla kaplıydı
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra daha da güzel olmuştu her taraf. Arhan onlar için kaç gün önceden hazırlıklara başlamıştı. Sonuçta Karadağlı aşiretinin ağası Arhan ağa'nın ikizlerinin doğum günüydü, sıradan olamazdı

Yağmur ve Miran'ı Dilan yenge ve Nazlı'nın kucağına bırakarak mutfağa yardıma gitmiştim. Mutfakta olan büyük pastaya bakarak sırıtıyordum. Bir tarafı mavi, diğer tarafı pembe renginde olan pasta gel beni ısır diyordu sanki

"Çikolotalıda var, senin için özel yaptırdım" dedi Arhan

Arkaya döndüm. Kapıya yaslanmış öylece beni izliyordu. Tüm herkes avluda olduğu için rahat konuşuyordu. Mutfağın kapısını kapatıp büyük adımlarla yanıma geldi ve hiç durmadan dudağıma yapıştı.
Yumuşak, hafifçe öpüyordu dudaklarımı
Dudaklarını dudaklarıma sürtüyordu

"Arhan biri gelecek" dedim kısıkça

"Beni yakıp kül ediyorsun Kader" dedi inlercesine

Kafasını boynuma gömerek orada soluklandı

"Seni şuan odaya götürüp kapıyı kilitleyip inim inim inletmek istiyorum" dedi göğüs oluğuma öpücük kondururken

Yüzünü avuçlarım arasına aldım. Gözlerinin içine bakarak konuştum

"Arhan bu gün haylazlık yok, tut kendini kocacım" dedim ve mutfağın kapısına doğru gittim. Ama Arhan ve sakin kalmak, mümkünsüzdü.
Beni mutfak kapısına yaslayıp kapandı dudaklarıma. Elleri tişörtümün altından göğüslerimi buldu

"Arhan lütfen" dedim kısıkça

"Ne?" dedi

Bu lütfen kelimesi iki anlamdaydı, ben kendimde kestiremiyordum hangi anlamda söylediğimi. Lütfen devam et mi? Yoksa lütfen yapma mı?

"Geceye kadar sabret" dedim onu iterken. Mutfak kapısını açıp çabucak kendimi dışarıya doğru attım. Odaya gidip elimi yüzümü yıkadım. Arhan da ardımdan gelmişti

"Arhan sakın aklının ucundan bile geçirme"

"Duramıyorum, bu gün hiç tutamıyorum kendimi Kader"

"Tutacaksın ağa'm, ben sana güveniyorum" diyip odadan çıktım. Arhan da benim ardımdan odadan çıkmıştı.
Tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Tüm misafirler gelmişti. Herkes ikizlerin doğum gününü kutlamak için toplanmıştı. Bir kaç aile fotoğrafı çektirmiştik hatıra için. Dördümüz, Arhan, ben ve ikizlerde beraber çok fazla fotoğraf çektirmiştik

Sıra pastayı kesmeğe gelmişti. Pastanın üzerine iki tane mum koymuştuk. Biri mavi, diğeri pembe. Bu gün her şey bu renklerden ibaretti.

"Haydi üfleyin mumları" dedi Nazlı bağırarak

Miran benim kucağımda, Yağmur Arhan'ın kucağındaydı. Pastanın yanında gelip durduk. Arhan bir elini sırtıma koydu. İlk önce dördümüzün pastanın yanında fotoğrafımız çekildi.

"Hadi annecim üfürelim mumları" dedim ikizlere bakarken

Mumlara doğru eğildik. Arhan'la ben üflemiştik mumları, tutmuştuk dilekleri.

Herkesin alkış sesi avluyu sarmıştı

"Doğum gününüz kutlu olsun kuzularım" dedim ikisininde yanaklarına sulu öpücük kondururken
Arhan her ikisininde alnına öpücük kondurdu. Gözlerini kapayıp kokularını içine çekti

"Benim can parçalarım, doğum gününüz kutlu olsun babasının can parçaları" dedi Arhan
32 diş sırıtarak onları izliyordum. Ne güzel bir manzaraydı bu böyle? Onlara her baktığımda kalbim hızlanıyordu. Onlara her baktığımda gözlerimin içi parlıyordu. Aşk buydu değil mi? Aşk aile demekti. Aile olmak demekti. Aile yuva demekti. Benim yuvamın, evimin duvarları, çatısı, kapısı, her şeyi onlardan ibaretti

Düğün günümüzdeki gibi büyük ses vardı konakta. Tek fark duygulardı. Bu gün atılan tüm kahkahalar gerçekti. Bu gün akılan göz yaşları mutluluktandı. Bu gün bir birine bakan gözler aşkla doluydu
Arhan sımsıkı tuttu elimi. Baktım uzun uzun bir birine kenetlenen ellerimize
Arhan'ın dudaklarını saçlarımda hissedince gözlerim huzurla kapandı. Kokusunu içime çektim. O sırada Nazlı da bizim fotoğrafımızı çekmişti

"Bizimkilerin 1 yaşı oldu" dedi sırıtarak

Arhan kucağındaki Yağmur'un yanağına sulu öpücük kondurdu

"Babasının gülü" dedi tekrar ve tekrar yanağına öpücük kondururken

"Oğlumla ben kıskanırız ama" dedim sitemle

Arhan Miran'ın yanaklarınada aynı sulu öpücüklerden kondurdu

Masaya geçip oturduk. Tüm aile toplanmıştı. Miran ve Yağmur için, onların yaşını kutlamak için.
Her taraf balonlarla süslüydü. Hediye paketlerinide bir kenara toplamıştık. Daha sonra açacakdık hediyeleri

"Zaman ne çabuk geçiyor, torunumun çocuğunu görmek bana kısmet oldu ya, nur topu gibiler, hayırlı evlatlardan olsunlar, annelerinin babalarının gururu olsunlar" dedi Serdar dede

Gerçektende zaman çok çabuk geçiyordu..

Daha sonra hediye paketlerini açmak zamanı gelmişti. Her pakette farklı oyuncaklar vardı
Saatler bir birinin ardınca geçip gitmişti. Tüm gün doğum günü telaşı, kutlaması derken yorgunluktan bayılacakmış gibi hissediyordum. Bebekleri uyutduktan sonra duş alıp rahatlamak için banyoya girdim. Duşa girdiğim bir kaç dakikayı geçmemişdi, banyonun kapısı açıldı. Arhan sırtını duvara yaslayıp beni izliyordu. Arsız adam..

"Kader"

"Hı?" dedim saçımı köpüklendirirken

"Bizim şu ıssız yere gitme olayı ne oldu? Kaç aydır beni erteliyorsun?"

"Hastanede işlerim yoğun" dedim

"Ne zaman gideceğiz? Gidelim artık"

"Şimdi ne gerek var? Başka zaman gideriz"

"Beni hep geri plana atıyorsun" dedi gelip duşa girerek

"Arhan üzerindekiler ıslanıyor, çık duştan" dedim. Ama beni dinlemeyip daha fazla suyun altına girmişti. Tişörtü ıslanıp vücuduna yapışmıştı. Bakışlarım ıslanan tişörtün altından belli olan vücudundaydı
Elini çıplak vücuduma yerleştirdi. Eliyle sırtımı okşadı usul usul

"Bence bir daha düşün karıcığım" dedi kulağıma doğru yaklaşırken. Kulak mememi ağzına alıp öperek emdi. Daha sonra erotik ses tonuyla konuşmaya başladı

"Yalnız sen ve ben, ikimiz. Hiç kimsenin olmadığı, rahatsız etmediği bir yerde, bağıra bağıra, çığlık çığlığa sabahlara kadar. Sadece senin ve benim inleme seslerimiz, zevk çığlıklarımız, vücutlarımızın çarpma sesleri... bir düşün istersen" beni cam duvara yaslayıp kendini bana bastırdı. Kendimi tutamayıp inledim. Elleri göğüslerime çıktı. Usul usul okşadı ilk önce, daha sonra haraketleri hızlandı. Durmadan inliyordum elinin altında. Elimi göğüslerimin üstündeki elinin üzerine koydum. Ellerini göğüslerime daha fazla bastırdım. Kafasını tutup göğüslerime bastırdım, birtek elleri yetmiyordu. Öpüp, ısırmasını, daha sonra yalamasını istiyordum. Arhan göğüs uclarımı ağzına alıp hırlayarak emiyordu. Göğüslerimi sanki yiyordu, kıvranıyordum zevkten.
Kafamızdan aşağı dökülen suyun sesi, Arhan'ın boğazından çıkan hırıltı ve inleme karışımı sesler, benim inleme seslerim, ısırıp, öpüp, yalarken çıkan sesler hepsi bir birine karışmıştı

"Arhan" dedim inleyerek

"Söyle" dedi beni kucağına alırken.

"Karar verdim" dedim nefes nefese

"Ne peki?" dedi beni tekrar yere bırakıp pantolonunun kemerini çözerken

"Gidelim, beni uzaklara götür ve zevkten doruklara çıkar" dedim tişörtünün eteklerinden kaldırıp çıkarırken. O sırada Arhan kendisi pantolonunuda çıkarmıştı. İç çamaşırınıda bir çırpıda çıkarıp kenara attı

"O zaman şu doruklara çıkmak işine şimdiden usul usul başlayalım" dedi ve üzerime kapanıp dudağıma yapıştı. Beni cama yaslayıp sertçe kendini bana vuruyordu
Yorgunluktan ölüyordum ama, yinede devam etmesini istiyordum. Zevk tüm aklımı ele geçirmişti. Gözlerim kapanıyordu artık... ama Arhan her dudağımı ısırdığında gözlerim tekrar açılıyordu

"Uyuyorsun Kader" dedi nefes nefese

"Bu gün yorgun bir gün-" erkekliği duvarlarıma sertçe çarparken lafım yarıda kesilmişti

"Yorgun bir günün üzerine, şimdi zevk almak uykumu daha fazla getiriyor" dedim inleyerek

"Hadi temizlenelim, sonrada gidip uyuyalım Kader, yoksa burada uyuyacaksın" dedi sırıtarak

Benide, kendisinide yıkayıp temizledi. Banyodan çıktıktan sonra önce benim üzerimi giydirdi, daha sonra kendisi giydi

İkizleri artık kendi yataklarında uyutuyordum. Bizde kendi yatağımıza geçip yattık. Arhan'ın eli tişörtümden içeri sızdı, sırtımı usul usul okşadı. Ve bende öylece kollarında uykuya daldım. Kendimi huzurlu uykunun kollarına bıraktım

Sabah Arhan kendi işine, bende hastaneye gitmiştim. Yağmur ve Miran'a Halide anne, Dilan yenge bakıyordu.
Hastanede işler yoğundu bu aralar. Gün boyunca hasta muayene etmek için kabul etmiştim. İşlerimi bitirdikten sonra hastaneden ayrılmıştım. İlk önce konağa gitmek istesemde, sonra kararımı değiştirip şirkete gittim. Hem ne zamandır uğramıyordum
Şirket kolidorunda yürürken kolidorun diğer başında duran Azra'yı görmüştüm. Onun sırtı bana dönük olduğu için o beni görmüyordu. Nedense rahatsız olmuştum. Arhan'a karşı hisleri vardı, bunu bilmek beni rahatsız ediyordu. Tamam kötü bir kız değildi, ama işte kıskançlık duygusu... insanın içini kemirir. Aslında bu konu kaç vakittir aklımdaydı, ama bir türlü Arhan'la nasıl konuşacağımı bilmiyordum. Ayrıca sırf kıskançlığım yüzünden birini işindende etmek istemiyordum

Bakışlarımı Azra'dan çektim. Arhan'ın odasının kapısına gitti bakışlarım. Oradaydı. Bakışları benim üzerimdeydi. Kapıya yaslanıp öylece beni izliyordu. Gülümseyerek yanına gittim

"Hoşgeldin"

"Hoşbuldum" dedim. Odaya geçtik beraber. Yanağına sulu öpücük kondurup uzaklaşmak istediğimde tekrardan beni kendisine çekip dudaklarıma tutkulu öpücük kondurdu

"Şimdi oldu" dedi dudağını yalarken

"Arsız" dedim gidip koltuğa otururken

"Ne içersin?"

"Bir kahveni içerim" dedim. Aklıma daha evlenmeden önce bana 'bir kahveni içerim' diyip kahve yaptırdığı zaman gelmişti
Sekreterini aramak için telefonu eline aldığında onu durdurdum

"Bir kahveni içerim dedim" sözlerin üzerine bastırarak

Eliyle kendisini işaret ederek sordu

"Benim kahvemi?"

"Evet" dedim sırıtarak

Ayağa kalktı, bir kaç adımda yanıma geldi

Gelip tam önümde diz çöktü. Yüzümü avucları arasına aldı

"Ama bir karşılığı olacaktır" dedi sırıtarak

Kafamı hayır anlamında salladım

"Hayır, ben sana yaptığımda bir şey istedim mi?"

"İste, seni tutan ne?" dedi burnunu burnuma sürterek

"Yaramazlık peşindesin hep"

"Ekmeğimin peşindeyim diyelim"

"Ne isteyeceksin? Bir kahvenin bedeli ne olabilir?"

"Bir kahvenin kırk yıl hatrı olur derler, şu bizim baş başa bir yerlere gitmek işini diyorum, gitsek şöyle kapatsak kendimizi oraya tabii kırk yıl-"

"Çüşş"

"İzin ver tamamlayayım hatun, yani kırk yıl olmasada, şöyle yanındaki sıfırı silsek dört gün olur" dedi saç uçlarımı parmaklarına dolarken

"Bir kahve için mi?"

"Kahve bahane" dedi dudaklarıma öpücük kondururken
Ayağa kalkıp kapıya doğru gitti

"Nereye?" diye sordum

"Kahve istemedin mi? Onu yapacağım" dedi ve odadan çıktı. 32 diş sırıtarak arkasından bakıyordum

Aradan bir kaç dakika geçtikten sonra elindeki tepsiyle geri dönmüştü. Hem kendisine, hemde bana kahve yapmıştı

"Afiyet olsun hanımağa'm" dedi kahveyi önüme bırakırken

"Teşekkür ederim, ellerine sağlık" dedim yüzümdeki kocaman tebessümle

Alnımdan öpüp daha sonra kendi yerine geçti

"Ee ne diyorsun? Ne zaman gidiyoruz?"

"Hastanede işler yoğun, şuan izin alamam"

"Hastaneyi sana alayım" dedi aniden

Kafamı hayır anlamında salladım

"Sen benim soyumu kurutmak istiyorsun, ikizleri nasıl yapabildik hayret içerisindeyim doğrusu"

Şaşırarak yüzüne baktım. Bu koca yine azdı.

"Arhan" dedim sitemle

Ayağa kalkıp yanıma geldi. Elini bana doğru uzattı. Elimden tutup benide ayağa kaldırdı. Ve aniden beni kucağına alıp dudağıma yapıştı. Ben ne olduğunu anlayamamıştım bile...
Düşmemek için bacaklarımı beline sıkı sıkı sardım. Kollarımı boynuna dolayıp sertçe karşılık verdim. Dudağımı ısırınca ağzının içine inledim. Kucağındaki ben ile beraber kapıya doğru gitti. Benim sırtımı kapıya doğru yasladı. Bir eli sırtımdayken, diğer eli kapı kilidine gitti. Kapının kilit sesini duyunca onun dudaklarından koptum. Gözünün içi parlayarak bakıyordu gözlerime. Bir kaç saniye tur attı yüzünde gözlerim. Daha sonra kulağına doğru yaklaştım, kulak memesini ağzıma alıp emdim. Arhan'ın boğazından çıkan hırıltı sesleri benim haraketlerimi daha fazla hırçınlaştırıyordu. Dilimi çıkarıp boynunda gezdirdim. Arhan odada yürümeye başladı. Gidip kendi koltuğunda oturdu
Beni tam erkekliğinin üzerine oturttu. Kısıkça inledim. Elleri usul usul kalçalarımı okşadı

"Arhan burası yeri değil, eve gidelim"

"Bunun yeri ve saati olmaz demiştim sana"

"Sen ne ara bu kadar azgın oldun ya?"

"10 senedir bu anı bekliyorum, nasıl olmamı bekliyorsun acaba? Ayrıca evlendikten sonra bile ne kadar süre sabrettim, bir düşün halimi" dedi

"Ama o 10 senede hiç şehre gelmedin beni görmek için"

"Geldim, ama sana yaklaşmadım"

"Şimdi kucağındayım ama"

Elini kadınlığıma götürüp sıktı. Bağırmak istediğimde dudağıma kapandı. Sesimi ağzının içine yuttu
Kadınlığımın üzerine olan eli hızlı hızlı orayı okşamaya başladı. Kısık kısık inledim. Tutamayıp erkekliğine bastırdım kendimi. Elimi omuzlarına yerleştirip kucağına zıplamaya başladım. Erkekliği altımda git gide büyüyordu. Sıcaklığını kumaş parçasının altından bile hissediyordum
Üzerimde elbise olduğu için işi kolaydı. Elbisemi yukarı doğru yığıp topladı. Parmakları külotumdan içeri sızdı. Bastırdı parmak uçlarını deliğime. Hızlı hızlı okşadı, ıslaklığımı boylu boyunca yaydı her tarafa. Dilini çıkarıp dudağımı yaladı, daha sonra çeneme indi. Çenemi ağzına alıp ısırıp emdi. Daha sonra dudaklarına boynumda gezindi. Tenimi dudaklarının arasına sıkıştırıp emdi. Dilini çıkarıp boynumu yaladı. Kendimi sıkıca bastırdım ona

"Arhan eve gidelim"

"Eve değil, başka bir yere gideceğiz şimdi"

"Nereye?"

"İkimiz içinde önemli yere" dedi alnıma öpücük kondururken. Ayağa kalktı. Kucağındaki benle beraber lavaboya girdi

"Arhan indir artık beni"

"Seni indireceğimde, benimki inmiyor, onu ne yapacağız?" dedi. Kahkaha attım

"Ben onu akşam evde bir güzel tembehlerim" dedim

"Şimdi yapsan? Şöyle çırılçıplak kal-"

"Arhan tahrik etme beni, hadi üstümüze başımıza çeki düzen verip gidelim"

Kucağından indim. Üstümü başımı temizledikten sonra lavabodan çıktım. Arhan da temizlenip çıktı lavabodan. Daha sonra beraber çıktık odadan. Arhan ilk önce konağa değil, başka bir yere gideceğimizi söylemişti. Ama daha sonra kararından vazgeçmiş konağa geri dönmüştük
Duş alıp üzerimi değiştirdim, rahat bir şeyler giydim. Arhan da duş alıp rahatlamıştı. Kaç saattir yüzlerini göremediğim can parçalarımla vakit geçirmiştim uzun uzun. Arhan da gelip bizimle beraber oynuyordu. Yağmur şimdiden belli etmişti babacı olacağını. Annesinin kucağına hiç gelmiyordu

Miran ve Yağmur'un yemeklerini verdikten sonra onları uyutmuştum. Bizde akşam yemeği için aşağıya inmiştik

Arhan yemeğe gömülmüşdü, açlıktan ölüyordu yiğidim

Yemeği bitirdikten sonra herkes avluda çay içerek sohbet ediyordu
Tekrardan çay bardaklarını doldurmak için kalkıp mutfağa gittim. Çay bardaklarını doldurduğum sırada arkadan Arhan gelip aniden sarıldı bana. Ellerini karnımın üzerinde birleştirdi

"Arhan ne yapıyorsun? Birileri gelecek"

"Kader biz artık kendi evimize çıkalım mı?"

"Bilemedim ki, ben gayet memnun-"

"Ben memnun değilim ama"

"Senin derdin anlaşıldı, ben kalabalık aile ortamı seviyorum Arhan"

Başını omzuma koydu
Daha sonra sırtıma öpücükler kondurdu

"Biri gelecek" dedim. Sadece bir kaç usul usul öpücüğü bile beni inletmeye yeterdi

"Ne yapıyoruz sanki"

"Çekil çay tepsisini götüreyim"
Mutfaktan çıkıp çayı götürdüm. Sohbet eşliğinde çaylar bittikten sonra herkes artık kendi odasına çekildi
Odaya girip mışıl mışıl uyumuş kuzucuklarımın alnından öptüm. Kokularını içime çektim. Arhan da aynı benim gibi yaptı. Uzun uzun izledi onları. Bebekleri artık kendi yataklarında uyutuyorduk. Arhan kollarını sıkı sıkı sardı bana. Saçlarımın üzerine bastırdı dudaklarını. Daha sonra öpücük kondurdu alnıma. Gözlerimi huzurla kapadım. Bende onun yanaklarına sulu öpücük kondurdum

"Kader" dedi

"Efendim" dedim

"Ben uzun zamandır yapmam gereken şeyi bu gün yaptım" dedi

Ne dediğini anlamamıştım

"Anlamadım?"

"Azra'yı bizim şirketteki işinden çıkardım" dedi düz sesiyle. Kaşlarımı çatarak baktım yüzüne. Bu gün kapıya yaslanıp beni izliyordu, o zaman görmüşdü herhalde kolidorda Azra'ya baktığımı

"Kızı işinden mi ettin Arhan?" diye sordum

"Bizim şirketten çıkardım, başka bir yerde çalışacak, zaten yeni iş teklifi gelmişdi ona" dedi

"Bana yalan söylemiyorsun değil mi?"

"Hayır, sadece seni rahatsız edecek bir şeylerin olmasını istemiyorum, senin huzursuz olman benim işkencem" dedi tekrardan dudaklarını alnıma bastırarak

"Sen yanımdayken huzursuz olmam mümkün değil"

"Her gün beni daha fazla kendine aşık ediyorsun" dedi sırıtarak

"Hadi artık uyuyalım, yorgunum" dedim

"Uyuyacak mıyız?"

"Uyuyacağız" dedim. Elinden tutup kendimle beraber yatağa doğru sürükledim. Arhan yatağa yattı, bende onun göğsüne yasladım kafamı. Gözlerimi huzurla kapadım artık memleketim olan yerde, ait olduğum yerde huzurla uykuya daldım

~~~

Bölüm sonu

Diğer bölüm final...

Umarım beğenmişsinizdir<3

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 73.1K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.
886 139 9
Hata yapmanın bedelini ödemek zordur ama daha zor olanı bir başkasının hatasının bedelini ödemek... Servet Saygınoğlu... Ne idi...
1.9M 62.6K 51
Gençkurgu #25 Ay tenli adamın, güzel gözlü kadını. Kimsesiz, güzel bir kadın. Kadının aşkı ile yanıp kavrulan, yakışıklı bir genç adam. Peki adam...
74.5K 1.1K 1
Bence çok iyi arkadaş olacaklar" dediğinde biz kızlar gülmüştük. O sırada Derin'den bir çığlık koptu. Yok artık! Aras Derin'in kafasını kocaman eliyl...