Gidiyorum

By nisanur_0n9nn

723K 25.3K 4.4K

"Anlıyorum çok iyi anlıyorum ben sizi, orda ne duygular içinde olduğunuzu anlıyorum." "Anlayamazsın öğretmen... More

-1 -
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-50-
-52-
🥳
-53-
-54-
-55-
KURGU
-56-
-57-
-58-
FİNAL
VEDA
YENİ KURGU

-51-

3.6K 243 50
By nisanur_0n9nn

Merhabaa, umarım beğenirsiniz.

Yorum çok az artarsa sevinirim. Oylarınızı bekliyorum.

İyi okumalar.

"Mola istiyorum hayat, sabrettikçe üstüme geliyor gibisin."


MASAL ÖZTÜRK KARALAN'DAN

Borayla dans etmiş sokaklarda geziyorduk. Saat çoktan gece yarısını geçmişti. Çok mutluydum çünkü Borayla ilk kez böylesine güzel ve uzun süre tatil yapıyorduk.

Çok denilemezdi belki ama asker eşi olan herkes için, sevdiğini sınırlı zamanlarda görebilenler için 2 veya 3 gün dâhi çok uzun bir süreydi.

Uykum gelmeye başlamıştı artık Bora'ya otele dönmemizi söylemiştim. Ve şu an otele doğru yürüyorduk.

Yarında Efes'e gidecektik. Sonraki günler için bir planımız yoktu daha.

Otele gelince odamıza çıkmıştık. İçeriye girince makyajımı temizlemek için banyoya geçmiştim Bora'da üzerini değiştiriyordu.

Makyajımı tam anlamıyla temizledikten sonra odaya girdim, Bora siyah bir eşofman giymişti ama üzerinde bir şey yoktu bu haline gülerek yanına gittiğimde "Sevgilim, üzerine bir şey giymeye alerjin mi var?"dedim.

Yanıma yaklaşıp ellerini belime koydu. "Yok, ben senin olduğun yerde giymeyi sevmiyorum."diyerek dudağıma hafif bir öpücük bıraktı.

Ona, onun gibi cevap vererek kollarımı boynuna doladım. "Hmm, demek öyle. Ee ben senin olduğun yerlerde üstüme bir şey giyiyorum sevgilim. Sen neden gitmiyorsun?"dedim.

"Masal, Masal."diyerek boynuma yaklaştı. Gülerek "Efendim?"dedim.

Bir kaç saniye bakışları yüzümde dolanmış sonrasında "Delirtiyorsun beni."demesiyle "Delirmek güz-"sözümü tabii ki dudaklarıyla kesmişti.

Karşılık verirken içten içe bu halleri komik geliyordu gülmemi bastıramayınca ayrılmıştı. Elleri hâlâ belimde duruyorken "Dudaklarını büzersen öperim demiştim."dediğinde dudaklarımızı birleştirmiştim.

Ayrılınca Bora üzerimdeki tişörtü çıkarıp "Bu fazlalık gibi geldi. Birazdan gerek kalmayacak."dediğinde gülüp "Hay hay efendim."dediğimde başını yukarı kaldırıp bir şeyler mırıldanmıştı.

Tekrar öpmeye başladığında bir kez daha onu sevdiğim için kendimle gurur duyarak seve seve karşılık vermiştim.

.

.

.

Duştan çıkıp odaya girince Bora yatağın üzerinde telefonuna bakıyordu. Saçlarımın nemini alırken yanıma gittiğimde elimden havluyu alıp kendisi yapmaya başlamıştı.

"Ben sana demiştim otelde boşuna su harcamayalım. İkimiz kardeş kardeş yapardık banyomuzu."derken gülüp "Saçmalıyorsun şu an, değil mi birtanem?"dedim.

"Evet ama güzel olurdu."dediğinde ona öldürücü bakışlarımı atıp "Bora, içtin mi naptın sevgilim kafan uçmuş gibi."dedim.

"Yok senin aşkından sarhoş oldum."dediğinde kahkaha atıp "Aynen sevgilim birazdan Özdemir Asaf olup aşk şiirleri yazacaksın baksana."dedim.

"Ben daha güzel yazarım."diyerek kendini araya katmasıyla gözlerimi devirmiştim.

"Neyse yeter bu kadar gel bakalım sen kocanın kaslı kollarına."dediğinde yanaklarını sıkıp çekiştiriyordum. "Sen egonu yesinler beyefendi."dedim.

"Gitti bütün karizmam neyse gel şöyle."diyerek göğsüne çekmişti bir yandan da saçlarımı okşuyordu.

"Güzelim sana bir şey söyleyeceğim."dediğinde kaşlarım ister istemez çatılmıştı. "Bir şey mi oldu?"dedim.

"Yok, sadece... İlerde bir çocuğumuz olursa okula başlama yaşı geldiğinde büyük bir şehre taşınalım ister misin?"dediğinde "Neden böyle bir şey istiyorsun peki,sen?"dedim.

Eliyle omzumu okşarken "Evet Kars güzel bir şehir. Benim için hep yeri ayrı. Bir kere seni bana getirdi. Ama... İlerde çocuklarımızın eğitimi için, daha doğrusu, daha iyi bir eğitim alabilmeleri için büyükşehir daha iyi geliyor bana."dediğinde düşünmüştüm.

Öyleydi. Evet Kars asla ama asla kötü bir şehir değildi. Türkiye'deki hiç bir şehir kötü olamazdı zaten. Sadece bahsettiği şehirlerde daha iyi eğitim imkanları vardı.

"Olabilir, ama bunu çocuğumuz olduğunda düşünelim olur mu? Çünkü şu an Kars'ta oturmaktan çok memnunum."dedim.

Elleri saçlarımı okşamaya devam ederken "Hadi uyu sen."derken bile çoktan gözlerim kapanmıştı.

Bora'nın bir şey söylediğini duymuştum ama uykuya daldığım için bir uğultudan ibaretti.

.

.

.

NEŞE KARALAN'DAN

"CAN YETER. BAK valla boğulacağım artık. Nefes alamıyorum."dedim beni gıdıklayan sevgilime bakarak.

Biraz sonra elleri dururken yatakta yatan benim üzerime doğru eğildi. Ellerimi tutup başımın üstüne sabitlerken "Ah ah Bora abinin kardeşi olmasan iyiydi."demesiyle kaşlarımı çattım.

"Af buyur! Niyeymiş o?"dedim.

Kahkaha atıp kendini yanıma attı. Omuz silkip "En iyisini Burçin yapmıştı. Bak yaptı çocuğu bastı nikâhı."demesiyle kaşlarım daha çok çatıldı.

"Ne yani sadece çocuğun mu olsun istiyorsun. Sen beni sevmiyor musun aslında?"diyerek saçma sorular sormaya başlamıştım.

Onu saçma sorularım karşısında donuk bırakmak favorimdi. Ki öyle de oldu. Öylece bana bakmaya başlamıştı. "Saçma sapan konuşuyorsun yine. Ben seni seviyorum. İkimizden birer parça olan bebeğimizi de seveceğim. Ama senin yerin hep aynı olacak."dediğinde "YAAA ŞAPŞAL MISIN SEN."diyerek yanaklarından tutup büzülen dudaklarını öptüm.

"Neşe... Neşe. Bence çocuğumuz olmalı."dediğinde kahkaha attım. "Abimde seni vursun."dedim.

Omuz silkip "Vurursa vursun, bir gün illaki benim karım olacaksın. O zaman sessiz sessiz oturup yeğen sever sen merak etme."diyip güldüğünde "Deme öyle, deme."dedim.

Belimden tutup kendine çekti. "Uyu hadi uyu gözlerin kıpkırmızı olmuş."demesiyle gözlerim kendiliğinden kapanmıştı.

.

.

.

MASAL ÖZTÜRK KARALAN'DAN

Evet, bilin bakalım kim Efes'i gezerken, kocasını göreve çağırdılar. Tabii ki benim.

Sabah kahvaltımızı yapmış çok güzel bir şekilde hazırlanmış Efes'e gitmiştik. Tam gezimizin ortasında bir telefon ve en kısa sürede Kars'a dönüş istenmesi.

Tabii hızlı bir şekilde otele gelip hazırlanıyorduk şu an. "Hay ben böyle şansı sikeyim."diyen Bora'ya ters bakışlarımı yollayıp "Bora, düzgün konuş. Ayrıca n'olacak sevgilim sadece bir kaç gün erken dönüyoruz."dedim.

Valizi kapatıp "Sorun işten çağırmış olmaları değil. Seve seve giderim zaten ama kısacık tatilimizi bile beraber güzelce tamamlayamadık."demesiyle yanına gidip yanağını okşadım.

"Olsun sevgilim, biz başka zaman tekrar geliriz."dedim.

Alnımı öpüp "Geliriz güzelim."diyerek diğer valizi de kapatmıştı. Her şeyi aldığımızdan emin olduktan sonra odadan çıkıp, çıkış işlemlerini yaptırmıştık.

Bir taksi çağırıp havaalanına geldiğimizde direkt Kars'a olan bir uçuşu ayarlayıp uçak saatini beklerken vakit geçmesi için bir kafeye geçtik.

Yemek ve içecek bir şeyler aldıktan sonra "Görevin ne kadar süreceği belli mi?"dedim. "Yok güzelim, Kars'a gidince öğrenirim onu. Nereye gideceğimiz de söylenmedi."dediğinde başımla onayladım.

"Bir şey soracağım."diyerek kararsız bir şekilde konuşmamla biraz öne eğilerek "Bir şey mi oldu?"dediğinde "Timde, Burçin... Yani Burçinin yerine birisi mi geldi?"dedim.

Biraz durduktan sonra "... geldi."diyebildi sadece. Onu anlayamazdım. Çok zordu, psikolojik olarakta çok zordu. Şehit haberini, en yakın arkadaşının şehit haberini o vermişti.

Aramızda oluşan sessizlikte ikimizde gelen yemeklerimizi yiyorduk.

Uçak saati yaklaşıp anonslar yapılmaya başlayınca çıkmıştık. Uçağa binip yerlerimize oturunca ben cam kenarında Bora ortada oturuyordu.

Bir kaç dakika sonra yanına bir teyze oturmuştu. Baktığımda Kars'a ilk gittiğim zaman uçakta torunuyla beni yapmaya çalışan teyze olduğunu gördüm.

Kahkaha atmamak için kendimi zor tutarken teyzenin bir Ankara, bir İzmir uçağın görmüş olmanın şaşkınlığını yaşıyordum. Kendisi yaşına göre hayli hareketliydi.

Bora bu halimi görünce "Noldu?"demesiyle gülmemi bastıramamış ve "Ben Kars'a ilk geldiğimde uçakta, yanında oturan teyze de vardı."dedim.

Başını yan tarafa çevirip teyzeye bakmasıyla, teyze de ona bakmıştı.

"Bir şey oldu evladım?"demişti hâlâ hatırladığım şivesiyle.

"Yok teyze. Bir şey olmadı."diyerek bana dönen Borayla birlikte teyzeyle göz göze geldim.

Bir kaç saniye baktıktan sonra "Bildim ben seni güzel kız."demesiyle tebessüm ettim.

"Hala istemiyorsun?"demesiyle neyden bahsettiğini anlayıp dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemek için.

"Yok teyze istemiyorum."dedim.

Bora bir bana bir teyzeye bakıp duruyordu. "Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Siz ne ara bu kadar birbirinizi tanır oldunuz? Ve bu teyze neden bahsediyor?"demişti son cümlesini sessiz bir şekilde.

Tam konuşacağım sırada "Kızım senin yavuklu yoksa çay için? Yok onun sevdiği."dediğinde teyzeye susması için içimden dualar ediyordum.

Bora şok olmuş bir biçimde teyzeye dönüp "Teyze, sen ne diyorsun?"dediğinde teyze bana bakıp gülümsedi.

"Aha ben bu kıza torunumla çay iç. Yavuklu ol dedim. Yok dedi."demesiyle Bora bana baktı.

"Teyze ben istemiyorum hem ben evlendim."dedim.

"Nasıl evlendin? Yoksa senin koca budur?"diyerek Bora'yı göstermesiyle başımla onayladım gülerek.

"Evet, o."

Bora'yı boydan boya inceledikten sonra "Yok olmaz. Kızım sen küçücük bir şeysin. Minik kalıyorsun yanında."demesiyle kahkahamı bastıramadım.

"Teyze ben onun minikliğini sevdim. Evlendik biz."diyen Boraya aldırış etmeden bana bakıp "Çocuk yoktur. O zaman boşanasın sen. Benim torun bunun gibi büyük değildir."demesiyle Bora bana dönüp gözlerini kapattı.

"Sikicem şimdi torununu, tövbe ya."demesiyle "Teyze, ben kocamı seviyorum."dedim.

"Kız olur hiç öyle. Bende benim herifi sevmiyordum bak şimdi nasıl da seviyorum. Kızım olmaz bu herif. El kadar kalıyon yanında."dedi.

Bora sinirlerinin bozulduğunu belli eden o meşhur hareketiyle başını sağa sola doğru eğdi.

"Yok teyze."dedim tekrardan, beni ısrarla dinlemeyen teyzeye.

"Çocuk yoksa boşan. Dağ gibi adam. Çok yapılı. Yaş büyük durmaz ama heybetli maşallah. Adam seni gövdesine saklar öyle. Boşan kızım?"demesiyle gülmemi tutmaktan ağrıyan yüz kaslarım daha da ağrıdı.

Ve teyzenin amacını bilmesem beni Bora'dan boşayıp kendi evlenecek sanırdım. Hep ayrıl diyor hemde övüyordu.

"Var!"diyen Borayla ikimizde oraya döndük.

"Ne var Bora?"dedim.

Teyzeye dönüp "Çocuk var! Hamile teyze. Gebe gebe!"diyen Borayla olduğum yerde sessizce gülmeye başladım.

Birden karşımda gördüğüm teyzenin yüzüyle daha çok güldüm. Bora'nın yan tarafından başını uzatmış karnıma bakıyordu.

"E hani gebeyse karnı yok."demesiyle teyze artık illallah ettirmişti. Çok ısrarcıydı.

"Yeni öğrendik daha. Doktor fazla yorulmasın bol bol uyusun ve sessiz ortamlarda bulunsun dedi."diyen Boraya baktım.

Teyze "Kızım sen boşanma o zaman. Dalyan gibi herif zaten. Hayırlı olsun bebe de."diyip sessizce önüne döndü.

Ve bize de olmayan bebek için teşekkür etmek kalmıştı.

Teyze yol boyu sessiz kalmıştı. Demek ki gerçekten doktor söyledi diyen Bora'yı ciddiye almıştı.

Göz kapaklarım ağırlaşırken uyumama engel olamamıştım.

...

Uğultulu seslerle gözlerimi aradığımda hâlâ uçaktaydık. Başımı yan tarafa çevirdiğimde Bora ve teyzenin elinde çay vardı. Ve sohbet ediyorlardı.

"Hee öyle. Senin iş neydi?"diyen teyzeye Bora gayet güzel, sanki ömrü gündeki kadınların arasında geçmiş gibi cevap veriyordu. Sohbet koyuydu.

"Askerim ben teyze."diyen Bora'ya teyze bir sürü dua etmeye başlamıştı bile.

"Amin teyze amin."diyen Borayla göz göze gelince göz kırpmıştı.

O sırada inişe geçtiğimizle ilgili anons yapılmıştı.

Belli bir süre sonra iniş yapılınca Bora üst taraftaki mini valizi alıyordu.

Uçaktan inip valizleri aldıktan sonra taksi çağırmış bekliyorduk.

"Bora, senin araba Ankara'daydı?"dedim.

"Öyleydi ama Canlar onunla döndü Kars'a."dediğinde başımla onayladım.

"Oğlum senin kız kardeşin torunla tanışsın?"diyerek tekrar yanımıza gelen teyzeyi ömrüm boyunca unutmayacaktım.

"Yok teyze, onun da yavuklusu var."diyen Borayla teyze kederli bir yüz ifadesine bürünmüştü.

"Askerdir?"

"He teyzem asker."demesiyle teyze en sonunda veda edip gitmişti.

Taksiye bindiğimizde teyze bir yerden çıkıp şoför abiyi torununa isteyecek diye düşünmüştüm ama neyseki çıkmamıştı.

Lojmana gelince ben eve çıkmış eşyaları yerleştirip valizleri boşaltırken, Bora askeriyeye geçmişti.

Valizleri boşalttıktan sonra duşa gitmiştim. Uzun sayılabilecek bir süre sonra çıktığımda üzerimi giydiğimde kapı çalmıştı.

Açtığımda Bora olduğunu görmüştüm. Elinde de büyük iki poşet tutuyordu.

"Hoşgeldin sevgilim de, bunlar ne?"dedim.

"Şule yemek yapmış, şimdi siz yol yorgunu olursunuz dedi verdi."derken mutfağa gidiyordu.

Bende peşinden giderken "Yaa çocuk varken birde bunlara uğraşmış. Görev ne zamanmış?"dedim.

"2 gün sonra belki 3."dediğinde başımla onaylayıp yemekleri o ısıtırken bende tabak çıkarıyordum.

Telefonumun çalmasıyla arayana baktığımda Tuğçe olduğunu gördüm. Hemen açtım. Kesin balayı nasıl geçti diye aramıştı.

"Efend-"

"MASAL, ÇABUK GEL."diyerek çığlık atınca "Noldu Tuğçe?"dedim.

Bir yandan da kapıya doğru gidiyordum. Bora da peşimden gelirken ayakkabılarımı giyiyordum bir yandan. Bebeklere bir şey mi olmuştu?

"Tuğçe cevap versene noldu?"dedim.

"MASAL, DOĞUM BAŞLADI. ÇOK ACIYOR."diye öyle bir bağırmıştı ki ne söylediğini telefonun dışından Bora bile duymuştu.

İkimizde hızla evden çıkarken karşı binaya gidiyorduk.

"Biz geliyoruz Tuğçe sakin ol tamam mı kuzum?"dedim.

"YAA ÇOK ACIYOR."hıçkırık sesi gelmesiyle ağladığını anlamıştım. "ÇOK KORKUYORUM VE ÇOK ACIYOR."derken çoktan binaya girmiştik.

"Geldim Tuğçe. Hemen hastaneye gidicez tamam mı?"dedim merdivenleri çıkarken.

"YA BU DOĞUMU BEN YAPTIRIRKEN BU KADAR ACIDIĞINI HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM. MASAL CANIM ÇOK ACIYOR."diye acıyla bağırırken elimdeki Tuğçenin evin yedek anahtarıyla hemen kapıyı açtım.

İkimizde içeri girerken salonda hem ağlayıp hem bağıran Tuğçeyi görmüştüm.

"Tuğçe geldim bak. Sakin ol biraz. Bak gidicez şimdi."dedim.

"KORKUYORUM MASAL. CANIM ACIYOR. BURÇİN GELSİN."demesiyle zorla yutkundum.

Tıp okumamıştım ama bazı şeyleri biliyordum.

"Tuğçe derin derin nefes al. Şimdi söyle, sancıların kaç dakika aralıklarla geliyor."dediğimde 15 cevabını almak biraz da olsa rahatlamamı sağlamıştı.

"Peki kuzum, kaç dakikalara düşmesi artık doğumun tam anlamıyla başladığını belli ediyor?"dedim.

Şu an burdaki tek bilgi sahibi oydu.

"Hastaneye gitmeden 10'un altına düşmesin mümkünse."diye zorla konuştuğunda "Tamam Tuğçe. Şimdi gidiyoruz kalkabilir misin peki?"diyen Boraya bir kaç saniye sonra başını olumsuz anlamda sallayıp cevap vermişti.

"Tamam şimdi ben seni alacağım. Gidiyoruz sakin ol tamam mı?"diyen Boraya, Tuğçenin cevabı acıyla bağırmak olmuştu.

Bora Tuğçeyi aldıktan sonra bende tam çıkacaktım ki aklıma doğum çantası geldi.

Hemen alıp evden çıktım.

Arabaya geçmiş ve hızla hastaneye gidiyorduk. Bende anneme haber vermiştim. Çünkü Tuğçeye doğumdan sonra benim okulda olduğum zamanlarda o yardımcı olacaktı.

Tuğçeyi kendi kızı gibi görüyordu zaten. Üniversite zamanlarımızda da Ankara'ya gelip bizde çok kaldığı zamanlar oluyordu.

Annemi aradıktan sonra yanımdaki Tuğçeye elimde yelpaze yapıyordum. Elimi biraz daha sıkarsa elim kırılacaktı yüksek ihtimal ama umursamadım.

"Masal, çok acıyor?"demesiyle alnındaki saçları geri itip "Az kaldı kuzum. Hem vak güzel düşün bebeklerin geliyor."dedim.

"Ama acıyor yine de."derken sanırım tekrar sancı girmişti çünkü elimi sıkmış ve bağırmıştı.

"Ya bu niye bu kadar acıyor. Doğumuna girdiğim kadınlar çok sakindi."dedi.

Hastaneye gelince Bora hemen sedye isteyip Tuğçeyi almıştı.

Gerisi çok hızlı gelişmişti.

Doktorlar Tuğçeyi almış ve hızlıca kontrollerini yapmışlardı.

Şu an bir oda da Tuğçe ve ben bekliyorduk. Bora da giriş işlemlerini yaptırmış dışarda bekliyordu.

"La yeter. Acıyor ya. Daha ne kadar bekleyeceğim."diyerek orjinal Tuğçeye dönmüştü.

Çok uzun zamandır keko hallerini görmemiştim sırası değildi ama özlemiştim.

"Off yeteri kadar acıdı yeter."

"Burçini istiyorum ben."diyerek acıyla konuşuyordu.

Doktor gelip tekrar konrtol yaptıktan sonra doğuma alacaklarını söylemişti.

Gerginlikten terleyen avucumu eşofmanıma sürüp Tuğçenin yanına gittim.

"Masal."demesiyle hemen ona döndüm. Hemşireler serumları ayarlıyordu.

"Korkuyorum."dediğinde "Geçecek kuzum. Bak bebekler geliyor."dedim.

Tekrar seslendiğinde ona baktım. "Eğer bana bir şey olursa. Hep onların yanında ol tamam mı? Kendi çocuklarından ayırma. Bir istekleri olursa yap olur mu?

Ne benim ne babalarının yokluğunu hissettirme."demesiyle gözlerim doldu.

"Yok öyle bir şey üçünüz birden çıkacaksınız ordan."dedim.

"Tamam mı Masal."demesiyle gözlerimi sımsıkı kapattım. "Tamam, söz. Ama hepiniz çıkacaksınız."dedim.

Sedyeyle odadan çıkarınca bende odadan çıktım.

Bora bizi görünce ayağa kalkmış yanımıza doğru geliyordu. "Giriyorlar mı?"dediğinde başımla onayladım.

Ameliyathanenin önüne gelip Tuğçeyi içeriye alırken "Masal."diyerek Tuğçenin seslenmesiyle hemen yanına gittim.

Elimi tutup "Eğer bana bir şey olursa. İsimleri...Hayat ve Umut."dediğinde gözyaşlarını silip başımla onayladım.

İçeriye gitmesiyle gözlerimden yaşlar aktı.

Hayat ve Umut...


SON

Selamm, nasıl buldunuz bölümü?

🌬️En sevdiğiniz sahne?

🌬️ Bebekler doğuyor...

🌬️Sizce doğumda Tuğçeye bir şey olacak mı?

🌬️ Uçak Teyze? (Evet teyzenin adını uçak koyduğum doğrudur jsbdahhaa)

Bir sonraki bölüm görüşmek üzere...

Hayatınızın iyi olması dileğiyle.

N.

777

Continue Reading

You'll Also Like

279K 23.4K 39
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
8M 374K 65
"İkimizde biliyoruz ki, er ya da geç benimle evleneceksin. Ve bu zorunluluktan olmayacak!" "Başlangıç: 12 HAZİRAN 2016 Bitiş: 18 EKİM 2019" ...
965K 53.1K 41
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
Doktor Hanım By 💙

General Fiction

870 79 6
Alaz Erkocu & Ela Atalar