Necla (Texting)

Oleh Tardela

28.3K 3.5K 4.9K

Bilinmeyen numara| Neclaaa Siz| Ne var lan Bilinmeyen numara| Yan sınıftaki Begümün hoşlandığı biri var mı Si... Lebih Banyak

Bilinmeyen numara
Sınıfın en dedikoducusu
Yaşasın yemek yemek!
Yanlış anlaşılma
Kardeş
Berk
Kırgınlık
Evlilik
Heyecan
Damat
Sözlüm
Ağlamak
Müdürün yeğeni
Instagram
Feslimmm
Sever beni
Güzel
Sürpriz
Deli
Story
Yaramaz
Hatunum
Utangaç
Çapkın
Sevmek
Aile
Geçmiş olsun
İstiyorum
Evleneceğim!
Küçük
Küsmedim
Gelinlik beyazı
Evlenmek
Çalışmak
Güzel haber
Evlenelim
Bayram
Çalışmam lazım
Tatlı kelebeğim
Seni seviyorum
Mesaj
Toprak
Hemşire
Canımın bir parçası
Evliyiz
Güzel karım
İlk gün
Sevinç
Nerdesin?
Çaresizlik
Üzülme
Yanında
Senden istiyorum
Teşekkür ederim
Kocam Berk
🧁Son🧁

Hastane

482 66 96
Oleh Tardela

Berk Koçak

"Ben sana kızımı verecektim. Ama sen gittin kendinden kaç yaş küçük, aklı bir karış havada kıza tutuldun. Onun için izin istiyorsun bir de benden. Hangi vasıfla geliyorsun karşıma? Neyisin o kızın? Sözlüsü müsün, nişanlısı mısın, kocası mı? Hiçbir şeyi değilsin. Velisi olmadan göndermem. Anne ya da babası gelmeli."

Sinirle solurken sakin durmaya çabaladım. Çatık kaşlarımla amcama döndüm.

"Ben kızınla evlenmek istedim mi amca? Kaç defa dedim sana. O benim kardeşim gibi dedim. Ezgi'nin ilgisinin farkındayım. Ona da dedim. Kızının mutluluğunu düşünüyorsun ama benim düşüncemi önemsemiyorsun. Geleceğim hakkında kararlar vermeye kalkışıyorsun. Ben Necla'yı seviyorum. Nasipse evleneceğim. Annemle babam kabul etmiş, sen ne diye bu kadar direniyorsun-"

"Kes sesini!" diye bağırdı. "Saygısızlığı ele aldın iyice. Ne hâlin varsa gör. Başını yakacaksın. Benim güzel kızım dururken beğendiğin kıza bak!"

Yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim sinirle. Kapıyı çarpıp çıktım odadan. İzin istemem hataydı zaten. Randevu saati geçmeden Necla'yı götürmem lazım hastaneye. Vakit kaybetmeden sınıfına doğru ilerledim.

Sınıfının önüne geldiğimde kapıyı tıklattım. İçerideki komutla kapıyı araladım. İçeride erkek hoca vardı. Gözlerim Necla'yı aradığında şaşkın gözlerle bana baktığını fark ettim. Nöbetçi öğrencinin çağırmasını bekliyordu anlaşılan.

"Hocam dersinizi bölüyorum, kusura bakmayın. Ben Necla Tokgöz'ü almaya geldim. Müdürün izni var."

Ne hâlin varsa gör, dedi. Görüyorum. İstediğimi yapmakta özgürüm.

"Sen kimsin evladım? Neyi oluyorsun?"

Dudaklarımı aralayacağım vakit Toprak paraziti atıldı.

"Hiçbir şeyi olmuyor, hocam. Velisi değil. Elini kolunu sallayarak gelmiş. Müdür nasıl izin verdiyse..." dedi rahat tavırda. Tepkisiz hocaya döndüm. Dikkatini bana verdi.

"Böyle şeylerin okul ortamında gizli tutulması daha uygundur aslında." deyip Necla'ya döndüm. Müstakbel "Sözlüm olur, Necla." dediğimde şaşkınlıkla gülümsedi. Heyecanını hissettim. Dudağımın kenarı kıvrılırken hocaya döndüm. "Çıkabilir miyiz hocam? Daha fazla dersinizden geri kalmayın. Dediğim gibi müdürün haberi var. Müdür Bey, amcam olur. Sorun çıkmayacağını sanıyorum."

Başıyla onayladığında Necla çantasını alıp yanıma geldi koşar adım. Sınıftan çıktığında hocaya baş selamı verip kapıyı kapattım.

"Yaa inanmıyorum!" dedi heyecanla. Güldü sevinerek. "Sözlün müyüm ben senin?"

"Daha değilsin ama olacak inşallah. Neyse hadi saat geçmeden hastaneye gidelim."

Başını salladı gülümseyerek. Gülümsedim. Merdivenlere doğru ilerlerken başını müdür odasına çevirdi.

"Berk, amcana görünüp mü gitsek. Tebrik eder bizi belki-"

"Boş ver amcamı. Geç kalıyoruz, Necla. Randevu saatine az kaldı." dediğimde tedirgin oldu. Başını eğdi. Korkuyor mu?

"Ben yanındayım. Sözleneceğiz daha..." dedim gülümseyerek. Başını kaldırdı heyecanla. Gözlerinin içi parlıyordu. Yaşaran gözlerini fark ettim o sırada. Gözlerini kırpıştırıp merdivenlerden inmeye başladı gülerek. Peşinden gittim. Gülüyorum.

"Bekle!"

___

Necla Tokgöz

"Berk içeriye sen gelme tamam mı?"

"Nasıl istersen." dediğinde gülümseyerek önüme döndüm. Sıra ilerlerken doktorun adına baktım. Mücahit Korkmaz'mış. Umarım iyi şeyler der bana. Ben daha evleneceğim ya!

Moralim bozuk hâlde omuzlarım düşerken feslimin sesini duydum.

"Her şey yoluna girecek inşallah."

Yanıma döndüm. Güzel bakışları beni umutlandırırken gülümseyiverdim.

"Amin, inşallah. Destekçim canım feslimmm benimm!"

Gözlerini kaçırıp güldü. Bu hâline gülerken başını hızla bana çevirdi. Duraksadım.

"Sıra sende, Necla. Ben burdayım."

Başımı salladım durgunca. Yerimden kalkıp odanın önüne geldim. Kapıyı tıklatıp içeriye geçtim. Doktor başını kaldırdı. Şaşırdım biraz. Doktoru amca beklerken abi çıktı. Dediği yere oturdum.

"Buyurun sizi dinliyorum."

"Doktor Bey Abi benim kalbim sıkışıyor." derken kalbimi gösterdim. Ciddiyetle beni dinliyordu. Devam ettim. "Son birkaç gündür geceleri de başladı. Keskin ağrı saplanıyor. Nefes almakta zorlanıyorum bazen."

"İlk ne zaman, nasıl başladı?

"Ben lise son sınıf öğrencisiyim. Bir gün koştur koştur derse yetişmek için sınıfa giderken ağrı saplandı. Hızlı koştuğum içindir diye düşündüm ama devam edince anlam veremedim. Bir hafta olmuyor, yeni daha."

Başını salladı. Önündeki bilgisayara döndü sonra. Mahzun mahzun Doktor Bey Abiye bakarken bana dönmesiyle dikkat kesildim.

"Erken gelmeniz iyi olmuş. Erken tanı önemlidir. Bazı tetkikler yapacağız. Kalbinizi görüntüleyeceğiz. Sonra size bilgi vereceğim."

"Ciddi bir şey yoktur değil mi Abi?" Durdum. Sulanan gözlerimi kırpıştırıp toparladım kendimi. "Yani Doktor Bey Abi?"

Gülümsedi. "Kesin bir şey söylemek doğru olmaz. Tetkikleri doğru tanıya ulaşmak için yapıyoruz. Sağlıksız gıdalar kontrolsüz kilo almamıza neden olur. Bu da kalp-damar rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Aşırı kilo, kalbe baskı yapar. Tetkikleri yapalım. Daha ayrıntılı bilgi vereceğim size. Moralinizi yüksek tutun. Tetkikleri yaptıktan sonra tekrar bilgilendireceğim." dediğinde başımı salladım hızla. İnsülin direncime falan bakılması gerekmiş. Kan vereceğim. Kan vermek orucu bozmuyor Allah'tan. Veririm.

"Ailenizde şeker hastası olan var mı?"

"Hayır, Doktor Bey Abi. Annemle babam benim gibi değil. Yani normal kilodalar." deyip derin nefes aldım. "Ben kilomun farkındayım. Yemek yemeği çok seviyorum. Hele iftar ve sahurlar ayrı güzel oluyor. Etrafımda kilomdan dolayı benimle dalga geçip küçük görenlerleri umursamıyorum. Ben kilolarımla mutluyum. Annemle babam kilomdan dolayı hiç kızmadı bana. Düşünüyorum da bana kilonun zorluğunu anlatmaya çalıştılar. Normal kilonun faydalarını yaşayarak gösterdiler. Ama ben anlamadım. Mesela annem ev işi yaparken kolay kolay yorulmaz. Babam desem uzun süre televizyon başında oturan bir adam değil. Anneme yardım etmeyi sever. Okulumun müdürü bile kiloma karışıp okula diyetisyen getirirken onlar bir kere bile bir kilo ver deyip rencide etmediler beni. Belki de bundan özgüvenliyim. Ve bu özgüvenimi seviyorum. Ama şimdi hastanedeyim ve sağlığımla sorun yaşıyorum. Ben kilo verirsem de başkası için vermezdim zaten. Kendim için verirdim. Anlıyorum ki kendim için kilo vermeliyim. Sağlığımı düşünmeliyim."

Doktor Bey Abi başını salladı memnun hâlde. Elimin tersiyle gözümü silip kavanoz dibi gözlüğümü düzelttim gülümseyerek.

"Mesele sadece az yiyip çok yememek değil. Spor da önemli hayatımızda. Hareket hâlinde olmak. Ölçü önemli. Vücudumuz için gerekli besinleri alacağız. Hareketi eksik etmeyeceğiz hayatımızda. Vücudumuz bir bütün. Vücudumuzu tanımamız gerek."

"Vallahi okula gelen diyetisyenden daha iyi konuştunuz Doktor Bey Abi!" dedim gülerek. Gülümsedi. O sırada kapı çaldı. Başımı çevirdim. Beyaz önlüklü bir kadın doktor uzattı başını. İnceledim. Yüzündeki makyaj bir tık abartı kaçmış. Saçlarını kuaförde yaptırdı kesin. Bu kıyafetle nasıl rahat ediyor? Ne bileyim hastane içinde doktorlar koşmaz mıydı? Dizilerde öyle gördük.

"Mücahit hocam, akşam için bir planınız var mı? Arkadaşlar dışarda iftar yapacak. Siz de gelin." deyip gözlerini bana çevirdi. Kısaca süzdü beni. Pek memnun olmamış gibi. Doktor Bey Abiye döndü sonra. Diyetisyen mi bu? Doktor Bey Abiye ilgisi var gibi.

"Akşam planım var. Gördüğünüz üzere içeride hastam var. Çıkar mısınız?"

Vuhuuuu!

Yellozun yüzü düştü. Sonra yapmacık bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Biri feslime böyle asılsa yolarım kesin.

"Tamam Mücahit hocam ya." dedi gülerek. "Siz işlerinize bakın. Hastalarımız önemli tabii."

Dışarı çıkıp kapıyı kapattı. E bu yüzsüz!

Doktor Bey Abiye döndüm. Ciddi yüzü normal hâle dönerken kan vermem için etiket verdi. Hani şu tüplere yapıştırdıkları.

"Aç mısınız?"

"Evet. Kan vermek orucu bozmaz zaten." dedim kendi kendime. Doktor Bey Abinin yüzünde yakaladığım gülümseme ile memnun oldum. Teşekkür edip dışarı çıktım. Berk beni fark ettiğinde ayağa kalktı hemen. Destekçim canım feslimmm benimm!

"Ne dedi doktor?"

"Bazı tetkikler yapacağız, dedi. Kan vereceğim şimdi. Sonra diyecek ne olduğunu." dediğimde başını salladı. Düşünceli duruyordu. Seni çok seviyorum.

"Berk..."

Gözlerini gözlerime çevirdiğinde gülümsedim. Tedirginim biraz.

"Annemle babama bu akşam söylerim hastaneye gittiğimizi. Hastaneye benimle geldiğin için teşekkür ederim. Destek oldun bana." dedim yaşaran gözlerimle. Yutkundum. "Annemle babamın telaşlanmasını istemedim. Normalde bir şey saklamam onlardan... Demek istediğim iyiki yanımdasın. Seni seviyorum."

Hüzünlü bakan gözleriyle gülümsedi. Gözlerini kaçırdı sonra. Gözyaşlarını mı saklamak istiyor benden?

"Berk?"

Bir şeyler mırıldandı ama anlamadım.

"Ne dedin?" dedim merakla. Başını bana çevirdi. Beklentili hâlde ona bakarken sesini duydum.

"Sus hadi kan vermeye gidelim." dedi gülerek. Ne yani seni seviyorum mu dedi? Ama ben duymadım!

"Seni seviyorum mu dedin? Ya ben duymadım! Yeniden söyle. Ya ben nasıl duymam ya!"

Güldü. Moralim bozuldu benim. Çatık kaşlarımla gülüşüne erirken sözleri üzerine gülüşüm dişlerimi ortaya çıkardı. Hihi.

"Yaramazım benim."

🧁

Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?

Hayırlı iftarlar!

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz ❤️

Sağlık.

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

1.1M 70.5K 56
"Hiç mi görmüyorsun ya, hiç mi anlamıyorsun beni Elfida?" diye bağırdı sinirle. Kaşlarım bilinmezlikle çatıldı. Neyi anlamıyordum? Yüz ifadem iyice...
166K 4.4K 54
İnci abisini aramak isterken yanlış numarayı tuşlaması sonucunda abisinin timinden birini arar. Aradığı kişiyle zor zamanlar geçirmesine rağmen ona a...
577K 42.4K 34
"Cehennemine hoşgeldin, katilin kızı!" İtalyan ve Katolik bir adam... Türk ve Müslüman bir kız... İslâmî bir aşk romanı...🦋 →Tıp fakültesinden yeni...
2.4M 126K 75
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini ke...