GECE

By remna4

411 49 713

Kendi ve kardeşinin geçimini sağlamak için kafes dövüşlerine giren kız ve hayatında yer alan mavi gözlü çocuk... More

1. BÖLÜM
2 . BÖLÜM
3. BÖLÜM
4 . BÖLÜM
6. BÖLÜM

5. BÖLÜM

40 5 56
By remna4

Şimdiden iyi okumalar :)

*"*"_*"*"

Elime aldığım şeffaf dosyayı son kez okudum . Psikoloji hocamızın ödevini bu gün teslim edecektik . Yakın zamanda okulun gurubuna teslim etme tarihini yazmıştı . Bende ona göre hazırlık yapıp vermek için hazırlamıştım . İlk sayfada yazan kendi cümlelerimi içimde tekrar tekrar okudum .

Sevgili 5 yaşım , sana yaşatılan her şey için çok özür dilerim . Babanın kardeşini daha çok sevip annenin ise senden nefret ettiği için , bu kadar acı o yaşta taşımak zorunda kaldığın için büyük bir özür dilerim .

Sevgili 7 yaşım , babanın artık nadiren eve uğradığı annenin ise sana ilk şiddetini uyguladığı yaşın . Çok ağladın , çok üzüldün , çok yalvardın . Seni bunu yapmaya maruz bıraktığım için özür dilerim .

Sevgili 15 yaşım , babanın ölümünde sorumlu tutulup , karakol köşelerinde sabahladığın yaşın . Ama üzülme . Sana bu suçu annen atmışken kim hangi güçle seni koruya bilir ki ? İlk intihar girişimini kim durdurmak ister ki ? Bedeninde sönen sigara yanığına kim melhem sürmek ister ki ? Hayatının kötü gittigini düşündüğün ama her şeyin yeni başladığı dönemdesin . Asıl gerçek acı şimdi çekilecek .

Sevgili 17 yaşım , seni ölüm ile ikinci kez burun buruna getitdiğim için özür dilerim . Dayanamadım . Kaldıramadım . Yapamadım . Annen artık çığrından çıkmış bir deli ilek bunu yapamadım . Baban hayatında yokken ve kardeşini korumak bu kadar zorken bunu yapamadım .

Derin bir nefes aldım . Her bir yaşıma itafen yazdığım yazılar , yazarken değilde okurken canımı yakıyordu . Ne çok acı çekmiş bir çocukluğum var böyle . Kan ve kavga içinde büyüyen . Ateş ve yangına tâbii tutulan .

Aslında herkes kendi geçmişinden sorumludur . Fakat insan bazen dayanamz , duvarlar üstüne üstüne gelir , her şey aşırı saçma ve boş gelir , her şey fazla gelir gözüne . Ufacık yürüme mesafesi bile büyür gözünde . Her şeyi bitirip gitmek ister bu acımasız evrenden . Sonsuza kadar . Bunu bazen zihninin içindeki dünyaya girerek , hayali hayatında yapar . Bir tımarhane odasında . Bazen ise , elindeki bıçağı bileğine dayıyarak yada boynuna halatı geçirerek . İşi garantilemek içinde beynini dağıtan metal parçasıyla halleder . Yeni bir hikâye yazmak ister ancak insanlar her zamanki gibi engel olur buna . Tek çare ölüm gelir o an . Kurtulamanın tek yolu ölüm gibi...

Dolan gözlerim akıtmasın diye kafamı yukarı kaldırdım . Gerçekten bu kadar acı çekmek zorunda mıydım ? Kendime engel olamadan tekrar okumaya başladım tüm kağıdı .

Sevgili 18 yaşım , artık reşit oldun . Kimse karışamaz sana . Hoş karışamıyordu kimse zaten . Seni kötü yollara tecrübesiz yaşında ittiğim için özür dilerim . Nerde bile bilirdim ki böyle sonuçlanacağını ? O zamanki tek derdimiz kendi harçlığımı çıkarıp okumaktı . Özürlerin en büyüğüde sana .

Ve son olarak sevgili 21 yaşım . Şu anki yaşım . Şu anki ben . İçinde hâlâ insanlara karşı sevgi ve merhamet taşıdığın için senden nefret ediyorum . Çocukluğunu mahfedip , aile olayacak kişilerden aile olmalarını istediğin için senden nefret ediyorum . Ama suçlu sende değilsin . Suçlu kim sahi ? İnan bilmiyorum . Belkide herşeyin başlamasına sebebiyet olan 15 yaşımdır .

Daha fazla dayanamıyarak şeffaf dosyanın mavi kapagini örttüm . Kalbimde oluşan derin sızıyı görmezden gelemiyorum . Kendime karşı bu kadar acımasız olmak zorunda değilim . Ama hak ettim . Fazlasıyla hemde . Derin derin nefesler alıp verdim . Kalbimdeki sızı , boğazimdaki yumru gitsin istedim . Nefes alamadığımı hissettiğimde , dosyayı piskoloji hocasını masasına koyup dersi terk ettim . O an için arkamdan bağıran hoca bile umrumda olmamıştı . Arabama binip gide bileceğim tek yerin yolunu tuttum .

Mavzer .

Cehennemim . Fakat şu çelişkiye bak ki , her seferinde kaçtığım tek yer . Yol çok uzundu . Sessiz geçsin istemiyordum . Azda olsa kafamdaki toz bulutlarını dağıtmak için , telefonumu arabaya bağlayıp rast gele bir şarkı açtım . Gelen şarkı Sertap Erener - incelikler ' di . Şaka mı ? Ben kafamdaki sorunlardan kaçmak isterken çıkan şarkı bana inat çalıyordu . Ama değiştirmedim . Dinlemek istedim içimdeki ufak kız çocuğunu . Tabii hâlâ yaşıyorsa olduğu yerde . Sinirle gaza dahada asıldım . Dolan gözlerimden dolayı yolu puslu görüyordum . Burnunu sertçe çekip yola odaklanmaya çalıştım . Ama olmuyordu işte ! Kaza yapmamak için arabayı sağa çekip , kafamı direksiyona koydum .

Kendimi derin bir boşlukta hissediyorum . Öyle bir boşluk ki , tüm benliğimi alıp çekiyor içine . Beni ben yapan her şey o boşlukta hiçliğe karışıyor . Artık kendime engel olamıyordum . Göz yaşlarımın akması gerekiyordu bende durdurmadım . Elim ayağım titrerken bedenimin istediği şeyi çok iyi biliyordum . Aceleyle torpilo gözünden , tek şerit hâlindeki neşteri çıkardım . Bedenim büyük bir arzu ile tutuşup kavruluyordu . Aklım ise bunu yapmam için beni teşrif ediyordu . Fakat ikisinin aksine kalbim ; yapma , bari sen kendime yapma diyordu . Ama ben ne zamandan beri kalbimle hareket ediyordum ki ? Benim duygularım değil aklım ön plandaydı . Daha fazla dayanamayıp , neşterin keskin ucunu derime sürttüm .

Sonra ikinci sütünüş , sonra üç , sonra dört , sonra beş... Ve defalarca . Yetmedi diğer kolumda aynı muameleyi yaptım . Hızlı hızlı inip kalkan göğsüme aldırmadan arabayı sürmeye devam ettim . Kolumdan bacağıma damlayan kan umrumda değildi . Rahatlamış hissediyordum . Kuş gibi hafif bir o kadarda hissiz . Artık canım yanmıyor . Kalbimdeki sızı durmuştu . Boğazımdaki yumru artık batmıyordu . Düm düz yola bakıyordum . Göz yaşlarım yanağımda kurumadan önce son kez üzerimdeki kazağın kolları ile sildim . Bu yaptığıma istemeizce tebessüm ettim . Kendimi , annesinin eteğinde çikolata için ağlayıp istediğini elde ettikten sonra göz yaşlarını silerek çikolatasını yiyen çocuklar gibi hissettim bir an .

Keşke ağladığım şey çikolata olsaydı ama . Ne çok isterdim basit sebeplere ağlayıp zırlamayı .

Sonunda mavzerin olduğu araziya gelmiştim . Arabayı yerin dibine sokarak , labirent gibi yolda arabayı sürdüm . Geniş otoparka vardığımda , park edip indim arabadan . Bir üst kata çıkarak , müstakil soyunma odalarında birine girdim . Yanımda hiç bir şey yoktu . Okul çantam dışında . Burda bulunan yedek kadın kıyafetlerinden alıp geçirdim üstüme . Hayır gireceğim bir maç yoktu . Hatta geçen günkü müsabakadan dolayı uzun süre dinlenmek gerekiuordu ama kafamı dağıtmanın tek yolu kum torbasını yumuruklamaktı .

Kısa kollu tişört , kolumdaki sanat eserini sergiliyordu ama bu bile umrumda olmadı . Odadan çıkıp çalışma sahasına geldim . Bir kaç kişi dışında kimsenin olmaması büyük avantajdı benim için . Antremanlar için olan kafeslerde boştu . Saat daha erken olduğu için bu kadar az insan vardı . Burda hayat gece başlıyordu . Zaman kaybetmeden ellerime bandajı sarıp , tüm hırsımı torbadan çıkarmak ister gibi yumurukladım .

***

Aradan ne kadar geçmişti bilmiyorum ama tüm bedenim yorgunluktan kasılıyordu . Önce kum torbası ile başladığım işe ; 50 mekik , 50 şınav , ağırlık kaldırma ve koşu bandında en yüksek ayarda koşarak bitirmiştim . Bedenimi soğuk zemine uzandırdığımda duyduğum alkış sesi ile kafamı yana çevirdim .

Poyraz Keskin Artı . Şaşırdık mı ? Hayır !

Her bokun içinden çıkmasına alışmıştım artık . Ona göz devirerek kafamı tekrardan tavanle göz göze gelecek şekilde çevirdim .

" Şimdiden yoruldun mu ? Ne yazık ki ben senin antramanının bitmesini bekliyordum . Var mısın benimle ufak bir müsabakaya ? "

" Defol git burdan ! "

Adamı kendi mekanında kovmamda bir garip oldu şimdi . Üstelik gerçekten , geçen günkü zorlu mücadele ve bu günkü yorucu antremandan sonra onunla dönüşeceğimi düşünmüyordu değil mi ? Hayatta olmaz . Sadece ben dayak yiyeceğim çünkü . Bu şekilde ona karşı koyamam . Onun istediğide bu zaten ama , neyse !

" Niye , korktun mu ? Birde beni benim makamından mı kovuyorsun ? Nıç nıç , ah küçük kız çok ayıp çok . "

Gözlerimi büyüterek ona baktım . Ne demişti o ? Korkak mı ? Ah yok sadece oda değil . Küçük kız mı ? Neden küçük kız benim . Ayağa kalkıp tam karşısında durdum . Aramızdaki boy farkına histirik bir gülüş attım . Hayır , kısa olan ben değilim uzun olan o . 1.70 boyunda olduğun için , bir kız olarak ideal seviyedeyim . Bu boyla onun yanında hâlâ kısa kalıyorsam sorun bende değildir .

" Korkmak mı ? Senden mi ? Kendini fazla değerli görüyorsun . Birde , küçük kız değil . Adım Gece . "

Yüzündeki sırıtışa yumuruk atma isteğimi zorlukla bastırdım .

" Korkmuyorsan dövüş benimle , küçük kız . "

Küçük kız , kelimesine yaptığı ultra baskıya dahada öfkelendim . Anlık geldiğim gazile kabul etmiştim ama ardından gelen pişmanlık çokta geç kalmamıştı . Bu şekilde sadece kendime eziyet ederdim ! Aptal ben !

Boş olan kafeslere yürüyüp içeri girdik . Oda karşımdaki yerini aldığında ikimizde gardımızı kuşandık . İlk atağı benden bekliyordu . Ona istediğini vererek yüzüne doğru yumruğumu savurdum . Bileğimden yakaladığında vakit kaybetmeden , boşta kalan elimi karnına geçirdim . İki elimi birden tutup , tüm vücudumu kendine yasladı . İki elim arkada tutulurken ona engel olmak çok zordu . Bana dahada yaşandığında yüzüme doğru eğildi .

" Bu güzel yüzünü mahfetmek istemiyorum . Yazık olur sonra . "

Sinirle ayağına tekmeyi geçirip , boş anından yararalanarak uzaklaştım . Piç kurusu ! Ben senin yüzünü güzel dağıtacağım ama . Yumuruğumu tekrar savurduğumda bu sefer o engel olamadan yüzüne çakabilmiştim . İkinicisinide indirdiğimde , dudağında oluşan kan yüzümde gülümseme belirtmesini sağladı . Sanırım bu onu öfkelendirmişti çünkü üzerime yürümesi hiçte hayra alâmet değildi . Ama sorun şu ki , yüzünde geniş bir gülümseme varken sinirli olduğunu düşünemiyordum .

Üzerime yürümeye devam ediyordu ve amacını az çok tahmin ede biliyordum . Beni teller arasına sıkıştıracaktı . O amacına ulaşmadan sağından geçip gidecektim ki karnımdan tutulup tellere savrulmam bir oldu . İki kolumdan tutarak yüzüm tellere gelecek şekilde beni orda kapana kıstırdı . Kurtulmaya çalıştığımda iki elimi kafamın üstünde sabitledi . Bedenini bana iyiyce başladığında tamamen o ve tel arasında sıkışıp kalmıştım . Hareket dahi edemiyorken kurtulmamın imkânı yoktu . Yüzünü kulağıma yakınlaştırıp , nefesini boynuma üfledi .

" Elin fazla ağır . "

Fısıltı gibi çıkan sesine hiçbir tepki veremiyordum . Bu kadar yakınımda olması hiçte iyi değildi . Burnuma doluşan ferah kokusu ile sesli yutkundum .

" Şu an elimdesin ve ben sana istediğimi yapa bilirim . "

Bunu dedikten sonra diz kapağını bel boşluğuma geçirmesi bir oldu . Acıyla yerimde kıvrandığımda çığlık atmamak için kendimi son anda frenledim .

" Demek inatçısın . "

Bu seferde tek elimi sırtıma doğru getirip , büktü . Bu seferki acıya dayanamıyarak tiz bir çığlık attım .

" Dur ! Dur Allah'ın belası , dur ! "

Bu hâlime kahkaha atıp benden uzaklaştı . Sinirle ona döndüğümde yüzündeki eğlenir ifade ile bana bakıyordu . Ona hiç bir tepki vermeden kefesten çıkıp soyunma odasına girdim . Kendimi ordaki koltuklara atıp bileğimi ovuşturdum .

Bu yorgunlukla ona karşılık vermiyeceğimi ikimizde biliyorduk zaten . Amacı neydi bilmiyorum ama bu müsabakanın tekrar yapılmaması için elimden ne geliyorsa yapacağım ! Ne bekliyordum ki ? Bu cehennemin sahibi olan şeytanı yenmeyi mi ? Kapının hiçbir izin alınmadan açılması doğrultusunda yüzümü oraya çevirdim .

" Bu kadar çabuk mu pes ediyorsun ? "

Keskin ' i umursamadan önüme geri döndüm . Şu an hiçbir şeyle uğraşacak mecali kendimde bulamıyorum . Oda yanımdaki boş yere oturduğunda göz devirdim . Sessizce çıkıp gitse ölürdü ya zaten . Kolumu üzerinde bir el hissettiğimde irkilerek Keskin ' den tarafa döndüm . Gözlerini , kolumda kanı kurumaya başlamış yaralara dikmişti . Tek eliyle de yaraların üstünden tüy gibi tek parmağını hareket ettiriyordu . Yaptığı şeyi umursamadan gözümü yüzüne diktim bende .

" Artık bir şeyleri konuşma sırası gelmedi mi sencede ? "

" Daha erken . "

" Ne kadar daha beklemem lazım ? Sıkıldım , hemde çok sıkıldım . "

Gözlerimiz kenetlendiğinde , gözleri bana derim bir okyanusu anımsattı . Sanki o okyanusta boğuluyormuşum gibi . Sarhoşken yaşadığımız anlar aklıma gelince bir hışım ayağa kalktım . Siktir siktir ! Şu an aklıma gelmesi dahada kötü oldu . Her şey niye üst üste geliyor yahu ? Oda sanki ne olduğunu anlamış gibi kahkahasını koyverdi . Yüzüne öfke ile baktığımda dişlerimin arasında tısladım .

" Kes sesini ! "

" Sakin ol şampiyon . En tehlikeli sensin anladık . "

Bu hâlleri özellikle beni deli etmek için mi vardı ? Sinirle odadaki tuvalate girip kendi kıyafetlerimi giydim . Ardından çantamı alıp burayı terk etmek üzere odadan çıktım . Bir kuvvet çıkmam engel olduğunda , ağzımdan çıkan ufak iniltiye engel olamamıştım . Hayvan herif bileğinden tutarak beni durdurmuştu . Fakat az önceye kadar bileğimi kırmaya çalıştığı için fazlasıyla canım açıyordu . Boş bulunduğum içinde ağzımdan çıkan acı nidaya engel olamadım .

" Nereye ? "

" Cehennemin dibine . "

Bu sefer bana göz deviren o oldu . Bileğimi bırakmadan yürüdüğünde bende peşinden gidiyordum . Kolumu çekmek istediğimde dahada çok sıktığı için çektiğim acıyı ikiye katlıyordu .

" Bırak kolumu . "

" C - canım acıyor , da diyecek misin ? "

Sesini inceltip söylediği şeye gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım . O kadar komik çıkmıştı ki ses tonu . Benide kendisi ile birlikte otoparka getirdiğinde sonunda bıraka bilmişti kolumu . Bu seferde dirseğimden tuttu . Ben daha ne olduğunu algılayamadan kendimi bir arabanın içinde buldum .

" Ne yapıyorsun !? "

Öfkeli sesime karşı gayet rahat bir tavirdaydı . Varya bu tavırlarına yumruğu geçirmek istiyorum . Az önce imkânım varken yapamıyordum ama ! Arabaya bindiğinde sorumu yanıtladı .

" Bu bilekle araba kullanamazsın . "

" Bu hâle getiren kim acaba ?! Üstelik o kadarda kötü durumda değil ."

Bana gülümsediğinde çoktan yola koyulmuştuk . Kapının kolunu açmaya çalıştığında kilitli olduğu gerçeği yüzüme tokat gibi çarptı .

" Yani kilitli olmasa , fantastik dizilerdeki gibi arabadab atlıyacak mıydın süper zekâ ? "

" Evet . "

Yüzüme ' sen ciddi misin ? ' der gibi bakıp yoluma devam etti . Aklıma gelen fikir ile hemen konusmay başladım .

" E benim arabam kaldı ordan ? "

" Selin getirir . "

" Selin mi ? O kim ? "

" Arkadaşım . Ama nasıl arkadaşım olduğu konuda hiçbir fikrim yok . Gereksiz biri yani , boşver . "

Bu adam harbi manyak ya . Daha fazla diretmiyerek kafamı cama yasladım . Fazlasıyla yorgundum . Bıraksalar üç ay boyunca uyurum şuracıkta . Uzun süreli sessizliği bozan yine o oldu . Sanırım anlatmaya karar vermişti artık .

" Annen , "

Poyraz ' ın konuşması ile dikkatim oraya toplandı .

" Çok canımı yaktı . Benden bir parçamı aldı . Erkek kardeşim Altuğ.. "

Bunu dedikten sonra bir süre yine sessizliğe gömüldü . Onu sıkmamak adına tek kelime etmedim . Ama devamında deli gibi merak ediyordum . İkinci kavşaktanda dönünce nihayetinde konuşmaya devam etti .

" Nasıl oldu bilmiyorum ama bir şekilde Altuğ ile tanıştı . Onu kendi pis işlerine alet etti ve tam bir uyusturucu bağımlısı hâline getirdi . Altuğ istememiş . Ama o piç karı tehtit ederek yaptırmış herşeyi . Şu an hâlâ o illetten kurtulmaya çalışıyor . Yıllardır bir klinikte hapis durumda . Bunun ne kadar berbat olduğunu biliyor musun ? "

Söylediği şeylere sessiz kaldım . O kadın bir şekilde herkese zarar verebiliyordu . Dolan gozlerim ile , düm düz yola bakan Poyraz ' ı süzdüm . Onunda canı yanıyordu . Her ne kadarda belli etmesede onunda canı yanıyordu . Eminim çünkü , senin kanından olan birini kaybetmek nasıl bir şey biliyorum .

" Ve en kötüsü ise bu şeylerden benimde parmağım olduğu . "

" Nasıl yani ? " Hayretle yüzüne bakıyordum ancak o bana inat dolgun dudaklarını aralayıp konuşmadı . Bende üzerine gitmedim . Nasıl olsa bunuda bir gün anlatacak .

" Peki annemle , yani o kadınla tek düşmanlığın bu mu ? "

" Hayır ama sen şimdilik bu kadarını bil . Gerisinde zamanla öğrenirsin zaten . "

" Benim bu işteki amacım ne ? Neden onu yok etmek için beni kullanıyorsun ?"

" Buna kullanmak denmez . İkimizinde canını yaktı ve ikimizdende can aldı . Sadece birlikte olup onu yok etmek istiyorum . Bakalım onun kanından olan biri ona zarar verince ne olacak ? "

Histirik bir gülüş sunup göz devirdim .
" Sen o kadının duyguları olduğuna inanıyor musun cidden ? Benim ona ihanet etmen bir şeyi değiştirmez çünkü zaten canını yakmak için fırsat kolladığımı biliyor . " Çok kısa bir süreliğine yüzünü yüzüme çevirip tekrardan yola baktı . Bu kısacık anda okyanus mavisi gözlerinde acıyı gördüm .

Ama en çokta ölümü gördüm . Öldürüp intikam almak için yanıp tutuşan bir çift mavi göz .

" Aradığın fırsat ayağına geldi işte . "

Derin bir nefes alıp koyverdim . Haklıydı . Tek başına yillardir o kadının üstesinden gelemiyorum . Belki oda yanında olursa bir şeyler değişir . Belki iki tane , intikam için yok olmaya hazır olan kalp bu işi bitiriri . Ona sessizce kafamı sallayıp , yüzümü yola çevirdim . Akıp giden yolu seyre dalarken bir kez daha olup biten şeyleri gözden geçirdim .

Önce karıştığımız ufak kavga . Sonrasında benim çalıştığım barı satın alması . Barda yalnız olduğum gün karşılaşmamız . Hemen sonra dövüştüğüm gün orda olması . Ve bu gün . Bu adam nereye gidersem dibimde bitiyor . Aklıma dank eden şey ile çatık kaşlarımı tekrardan ona çevirdim .

" Bizim karşılaşmamız hiç bir zaman tesadüf olmadı değil mi ? "

Yüzünde yine oluşan piç gülüşü ile göz devirdim . Az önce sinirliydi bu , eski hâline dönsün , derhâl !

" Bunu yeni fark etmen , zekânı sorgulamama yol açtı . Ne zaman fark edeceksin diye merak ediyordum doğrusu . "

" Ya sen neyin kafasını yaşıyorsun !? Az önceki durgun hâline geri dön çünkü daha çekilir durumdaydın . "

Gür kahkahası tekrar kulaklarımı doldurduğunda bende istemsizce güldüm . Yüzü bana döndüğünde , bakışları dudağında asılı kaldı . Kendini toparlayıp önüne döndüğünde derince yutkundum . Bu gün fazla mı yakınlaşmıştık ?

" Nasıl tesadüftü hepsi ? "

" Nıç , bunu söylemiycem . "

Sinirle önüme döndüm . Ona inat yapacak takatim ve enerjim kalmadı artık . Heme benle uğraşmalarını kaldıracak beyninde kalmadı . Eski ciddi tavrına ne oldu bunun ya ? Geri döndüm lütfen . Açık olan radyodan yükselen müzikte istemisce tebessüm ettim .

Gülden Karaböcek - sen evlisin .

Kafamı cama yaslayıp , yolu seyrettim . Yorucu bir gündü . Üzerimdeki uzun kollu tişört , kendi bedeninde açtığım yarara değdiği için canımı yakıyordu . Hoş . Acıyan tek yer orası değil zaten . Poyraz fark etmişti ama bir şeyde dememisti . Çalan telefonum ile elime aldım . Ekranda yazan kişi şu an konuşmak istediğim son kişi ola bilir sanırım .













Kestik -

Bölüm nasıldı ?

Pek içime sinmedi sanki . Birde kısa oldu farkındayım ama son kısımda tıkandim kaldım . Hem sizi sıkmamak hemde yeni sayfada daha güzel şeyler yazmak adına kestim ordan .

Diğer bölümde görüşmek üzereee . Yazım hataları varsada kusura bakmayyiinn .

Continue Reading

You'll Also Like

524 109 15
Kimseye tavsiye vermek bana düşmez ama eğer etrafınızda esrarengiz bir poşet bulursanız oradan uzaklaşın. Ne de olsa içinde ne var bilmiyoruz. Belki...
Kayıp Parça By Rabikce

General Fiction

111K 9K 16
Balım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti...
412 81 15
Bir kadın düşünün yaşananlar hayatını mahvetmiş ve kadın intikam almaya yemin etmiş. Ve bir adam düşünün gitmek &kalmak arasındaki seçim bile ona ait...
1.4K 78 6
Bu kitabı açan kişi. Senden özür diliyorum. Affına sığınıyorum. Bu bir parodi badboy kitabıdır. Kitap parodi olduğu için "Bu yazar ne gerizekalı." de...