Kül - Kerem Aktürkoğlu

By miyawwie

7.7K 488 661

-Kerem abim. Abimin arkadaşı. Ya da aile dostumuzun oğlu. Tüm bu vasıflardan sıyrılıp "aşık olduğum adam" vas... More

0.0* An
0.1* Ufaklık
0.2* Abin Döver
0.3* Kıskanç
0.4* Tokat
0.5* Reçel
0.6* Un
0.8* Dükkan
0.9* Can Kırıkları
1.0* Kerem Abi?
1.1* Kül Olmuş
1.2* Uçurtma
1.3* İdeal Damat Adaylığı Puanlaması
1.4* Dövdün Zaten
1.5* Sen Anla Yeter
1.6* Ama Yaptığım En Güzel Yanlıştı
1.7* Hasta Çorbası
1.8* Kerem Deme Bana!
1.9* Gerçekti
2.0* Ben Yanlış Bir Şey Yapmadım
2.1* Kız Abisi
2.2* Naz Yapıyor
2.3* Soğuk Rüzgarlar
2.4* Sevgilim Çünkü
2.5* Git
2.6* Abartmayın
2.7* Hesap Sormaya
2.8* "Esmer Güzeli"

0.7* Ne sıfatla?

270 20 28
By miyawwie

"Fazla kıpraşma arabada, yeni yıkattım." Kerem gözlerini yoldan çekmeden buz gibi sesiyle konuştuğunda bende emniyet kemerine sıkışmış hırkamın şapkasıyla uğraşıyordum.

"Aman yemedik arabanı, ben temizlerim pislettiğim kısmı." sabır çeker gibi bir şeyler mırıldandığında bu kadar sinirli olmasına anlam veremiyordum ve bu daha da sinir olmama sebep oluyordu.

"Sana ne oldu ya?" kısa bir bakış attı. Arabaya bindiğimizden beri ilk kez bana bakmıştı o da 2 saniye sürmüştü...

"Yok bir şeyim ne olacak!" yine terslediği için kollarımı göğsümde bağlayıp kafamı onun aksi yöne çevirdim.

Annem haklı olabilir miydi acaba? Beni cidden Yiğit'ten kıskanıyor muydu? Evden çıkmadan önce yaşadığımız o garip an, gerginlik...

"Leyla?" ayağa kalkıp üstümü silkeledim.

"Senin ne işin var burada Kerem?" gözlerini Yiğit'ten ayırmadan konuştu.

"Seni almaya geldim. Geç oldu baya." kafamı duvardaki saate çevirdiğimde henüz saatin 9 bile olmadığını fark ettim.

"Geç mi? Saat daha 8 buçuk Kerem." bana baktı.

"Ben abinle konuşunca üzgünsündür falan diye düşündüm o yüzden eve geçmeden sevdiğin köfte ekmekçiye götürecektim ama görüyorum ki gayet mutlusun baya da eğleniyorsun." söylediklerinde ima vardı ve bakışları tekrardan benden Yiğit'e kaymıştı.

"Ya biz Esin'in modu yerine gelsin diye pasta yapmıştık o arada işte bi anda böyle oldu. Neyse oturmaz mısın? Çay falan var, pasta getirebilirim." Yiğit nazik tekliflerde bulunup güler yüzle yaklaşsa da Kerem'in yüzü mahkeme duvarı gibiydi.

"Yok kardeşim oturmam. Hatta Leyla da oturmaz. Hadi Leyla al eşyalarını arabada bekliyorum." Kerem arkasını dönüp evin kapısını çarptığında birbirimize bakakalmıştık.

Neden bu kadar sinirlenmişti ki? Yani beni kıskanması asla mantıklı gelmiyordu ve sinirli olduğunu düşünüyordum bu yüzden. Kesin tesiste bir şey yaşamıştı anlatmıyordu. Hep dertlerini içine atıyordu. Kafamı hafifçe onun olduğu yöne çevirdiğimde bakışları pür dikkat yoldaydı ve direksiyonu fazla sıktığı için parmak boğumları beyazlamıştı.

"Ya Kerem bir şey mi oldu tesiste? Bak bana anlatabilirsin. Hep içine atıyorsun. Ben seni anlarım." dediğim şeye gülmüştü ama bu biraz buruk bir gülüş gibiydi.

"Anlar mısın sahi?" bakışları bana döndü kısa bir an için yine daha sonra önüne döndü.

"Bir şey olduğu yok Leyla sorup sorup darlama beni." darlamak. Ben onu darlamış mıydım cidden?

"Haklısın. Kusura bakma." kafamı cama çevirip geriye yaslanmıştım ve yolculuk boyunca ağzımı açmamıştım. O da konuşmamıştı zaten.

Sonunda eve geldiğimizde arabadan inip evin kapısına gittim ve onun park edip gelmesini bekledim, bana verdiği yedek anahtarı çantamı bırakmaya geldiğimde içeride unutmuştum. Arkamda hissettiğim bedenle kendimi kenara çektim ve kapıyı açışını izledim. Bana yol verdiğinde içeriye girdim ama çokta hareket etmek istemedim. Üstüm unluydu ve ev kirlenecekti.

"Neden kaldın burada Leyla yürüsene." bakışlarımı üzerime indirdim.

"Unluyum hep. Evi kirletmeyeyim." dediğim şeyle derin bir iç çektiğini duydum.

"Kızıl baksana bana bi." öne eğik başımı eliyle kaldırıp bakışlarımızı birleştirdi.

"Özür dilerim. Biraz gergindim sadece ve sana patladım. Arabamı da evimi de istediğin kadar kirletebilirsin." dedikleri bir nebze içimi rahatlatsa da hala darlamış olma kısmına takılıyordum. Açıkçası asıl kırıldığım nokta oraydı. Sonuçta benimle uğraşmak ya da sorularımı çekmek zorunda değildi.

"Ve hayır beni darlamıyorsun sadece o an fazla gergindim öyle bir çıkış yapmamam gerekiyordu kusura bakma." sanki zihnimi okur gibi bana cevap verdiğinde istemsizce sırıttım.

"Hadi git üstünü başını temizle." o da bana güldüğünde odaya gitmeden ona geri döndüm.

"Kerem hala köfte ekmek teklifin geçerli mi?"

-------

"Yavaş ye boğulacaksın kızım." Kerem benim lokmalarıma laf ederken onu umursamayıp ekmeğimden bir ısırık daha aldım ve üstüne ayranımdan da bir yudum almıştım.

"Çok güzel ya, resmen hayatımdaki çoğu insandan daha mutlu ediyor." dediğim şeye kahkaha atıp elindeki suyu kafasına dikmişti.

"Üzülüyorum size ya, hep yediklerinize dikkat etmeniz falan gerekiyor." o kendine sadece su almıştı. Saat 12'ye geldiği için yememesi gerektiğini söylemişti.

"E her güzel şeyin bir zorluğu vardır."

"Buradaki güzel şey sen misin?" alayla konuştuğumda kaşlarını çattı.

"Çirkin miyim?"

"Yoo güzelsin. Ay yani yakışıklısın. Şey yani eee aman anladın işte." iyice batırdığım için şu an yanımızdaki iskeleden kendimi aşağı atmak istiyordum. O karşımda gülüp duruyordu.

"Oooo hoş geldiniz çocuklar, bayadır göremiyordum buralarda sizi." köfte ekmek arabasının sahibi Tekin amca yanımıza geldiğinde gülümseyerek ona döndüm.

"Valla Tekin amca burnumda tütüyordu, en son ne zaman geldiğimi unuttum." Tekin amca yan taraftan bir iskemle çekip oturdu.

"Bir daha bu kadar uzun arayı açarsan gönül koyarım, en son 2-3 ay önce geldin galiba yanında uzun boylu esmer bir delikanlı vardı. Neydi ismi?" Tekin amcanın niyeyse hatırladığı detayla Kerem'in gülüşü silinmişti yüzünden.

"Yiğit mi Tekin amca?" Kerem'in tok çıkan sesiyle bakışlarımı kaçırdım.

"Hah yaşa. Yiğit. Adı gibi bir çocuktu valla. Geldiğinde burası biraz yoğundu bana yardımcı olmuştu. O nasıl iyi mi? Görüşüyor musunuz onunla?" Tekin amca bir anda Yiğit sevdasıyla yanıp tutuşman hiç etik değil ama be.

"Görüşüyorlar görüşüyorlar maşaAllah aralarından un sızmıyor." Kerem'in imalı konuşmasıyla boğazımı temizledim.

"Ee sen ne yapıyorsun Tekin amca işler nasıl gidiyor? Sana dediğim dükkan işini düşündün mü?" konuyu değiştirerek yönelttiğim soru Kerem'in de dikkatini çekmiş olacak ki bakışları Tekin amca ve benim aramda gidip geldi.

"Ah güzel kızım bu devirde dükkan tutmak pek zor. Ben arabamla satıyorum işte. Arabamı mı beğenmiyorsun yoksa?" Tekin amca sahte bir alınganlıkla sorduğunda hemen kafamı iki yana salladım.

"Olur mu öyle şey. Ben bu lezzetin restoran zincirleri olsun diye diyorum. Fena olmaz mı şöyle İstanbul'da 3-5 şube. Hem sonra başka şehirlere de açarsın. Burada kışları çok üşüyorsun, bak yine kış geliyor. Ekim'in sonuna ne kaldı Kasım sonra Aralık." Tekin amca yanağımı sıkarak konuştu.

"Güzel kızım benim ben iyiyim burada, getirdiğin ısıtıcı içimi sıcacık yapıyor hem. Sen dert etme bunları." tam cevap verecekken müşteri geldiği için Tekin amca kalkmıştı. İç çekip önüme döndüğümde Kerem'in bana parlayan gözlerle baktığını gördüm.

"Şu ısıtıcı evden bir anda kaybolan ısıtıcı mı?" yakalanmış gibi ellerimi havaya kaldırdım.

"Abime sakın söyleme, çok para verdik nasıl kaybolur diyip diyip başımın etini yemişti 2 y boyunca." Kerem gülerek bana baktı.

"E deseydin Barış alırdı zaten Tekin amcaya bir ısıtıcı." evet alırdı. Geçen mağaza gezerken de gelip bir tane yelek göstermişti tam Tekin amcalık diye onu daha sonra alıp getirecektik tabi o zaman kavgalı ve küs değildik.

"Ne bileyim."

Biraz daha oturduk öyle. Daha sonra Kerem'in gözleri uykum var diye bağırınca arık kalkmamız gerektiğine karar verip kalkmıştık.

Yürüyerek dönüyorduk çünkü Kerem'in evine çok yakındı, zaten yürüyerek gelmiştik.

"Ayakta uyuma sakın." Kerem'e ithafen konuştuğumda güldü.

"Taşımaz mısın?"

"Yani taşırım belki ama sen yine de bana çok güvenme." kıkırdayıp bir süre sessizce adımladık.

"Bir şey soracağım Leyla." ciddi ses tonuyla ismimi duymam beni bir tık germişti.

"Sor."

"Yiğit ile aranda duygusal anlamda bir şey mi var?" hiç beklemediğim bu soru karşısında biraz afallasam da cevapladım hızlıca.

"Hayır. Yiğit benim dostum Kerem. Önemli biri benim için çünkü her zor anımda yanımda oldu ve kardeşim gibi o da beni kardeşi gibi görüyor ve iyi biri." dediklerimle yüzünde rahatlamış bir ifade gördüğüme yemin edebilirdim ama çok saliselikti.

"Tamam anladık Yiğit iyi biri." sonunda evin önüne geldiğimizde kapının önünde elinde telefonla oturan abimi görmemizle ikimizin bakışları da birbirini buldu.

"Oğlum nere-" abim kafasını kaldırırken konuşuyordu lakin konuşmasını kesen şey beni görmek olmuştu muhtemelen.

"Barış bir şey mi oldu gece gece kardeşim?" Kerem hafif endişe ile sorduğunda abim bana bakmaya devam etti.

"Leyla'nın burada işi ne?" Kerem bana bakıp abime döndü.

"Burada kaldı." abimin alnında beliren damarın iyiye işaret olmadığını anlamam çokta zor olmamıştı çünkü bu birazda büyük arıza çıkacak demek gibi bir şeydi.

"Burada kaldı ve sen bana söylemedin Kerem." abimin Kerem'e ismiyle hitap ettiği nadir anlardan birindeydik.

"Ben istemedim." araya girip açıklama yaptığımda pek fayda etmemiş gibiydi.

"Sende bana bu yüzden söylemedin yani?" abim Kerem'e yaklaştığında istemsizce bir adım attım.

"Kardeşim bugün söyleyecektim ama tekrar kavga etmişsiniz bende Leyla hepten basıp gitmesin bir yere diye ona söz verdim ondan söylemedim bugün sana." Kerem sakince açıklama yaptığında abim yakasından tuttu.

"Lan gözümün içine baka baka yalan söyledin. Hem benim kız kardeşimin senin evinde ne işi var ulan!" abimin elini Kerem'in yakasından çekmeye çalışıyordum ama nafile. Ve bir anda hiç beklemediğim bir atakla abim Kerem'e kafa atmıştı. Kerem'de bunu beklemediği için yere düşmüş ve şu an kanayan kaşına elini atmıştı.

"Senin yapmadığın abiliği yapayım dedim." Kerem yerden hızla kalkıp abime yumruk geçirmişti. Delirmek üzereydim ikisini de asla durdurabilecek gibi hissetmiyordum.

"Ya dursanıza ne yapıyorsunuz?"

"SEN KARIŞMA LEYLA!" ikisi de aynı anda bana dönüp bağırınca sustum.

"Sana mı kaldı lan!?" abim Kerem'e yumruğunu geçirdiğinde Kerem hiç bekletmeden karşılık vermişti.

"Bana kaldı cidden biliyor musun sen kafanı karı kızdan çekip kardeşini ne kadar üzdüğünü göremeyince bana kaldı!" Kerem öyle sinirle söylemişti ki.

"Düzgün konuş!" abim Kerem'i ittirmişti.

"Sende düzgün davran, kendine gel artık Barış!" ikiside yorgunca birbirlerine bakıyordu bense durdukları için şükretmiştim içinden.

"Ben kendimdeyim zaten." abim sakince konuştuğunde Kerem pekte öyle değildi.

"Bu mu lan kendinde olan halin! Sikerim seni Barış! Bir kız yüzünden etrafını kırıp geçirdin herkesi geçtim kardeşini ya kardeşini. Ulan bu kıza bugüne kadar el mi kaldırdın? Şimdi ne yapıyorsun? Sen hiç sorguluyor musun ya kendini? Seni aldattı lan o kadın ALDATTI!" Kerem abimin yakasına yapıştı tekrar ve silkeledi.

"Gurursuz musun sen Barış?"

"Düzgün konuş!" Kerem biraz daha dibine girdi abimin.

"Konuşmuyorum."

"Ne sıfatla?" abimin dediği şeye kaşlarımı çattım. Kerem'de benim gibi anlamamıştı.

"Hı?"

"Ne sıfatla benim ilişki hayatıma karışıyorsun?" sesindeki buz gibi sakinlik ima ettiği şeyle de beraber daha da ağır olmuştu sanki.

"Kardeşin sıfatıyla." Kerem geri adım atmayıp hala abime diklendiğinde direncini kıran şey abimin lafı olmuştu.

"Benim tek kardeşim Leyla." Kerem'in elleri abimin yakasından kaymıştı. Bakışlarındaki öfke yerini hayal kırıklığına bırakmıştı.

"İçeride eşyan varsa al, arabada bekliyorum Leyla, ikiletme!" abim hızla sokaktan aşağıya doğru gitmişti.

"Kerem-"

"Sakın özür dileme Leyla, bu onunla benim aramda bir durum, ayrıca daha demin sesimi yükselttim kusura bakma." hala daha beni düşünüyordu.

"Kaşın." Kerem yüzüne güven verici bir gülüş yaymıştı.

"Sıkıntı yok hallederim, sen hazırlan. Bekletme. Yani istersen bende kalmaya devam edebilirsin zorunda hissetme kendini." başımı iki yana salladım. Kalmayı her şeyden çok istesem de kalırsam işler daha da sarpa sarardı.

"Ben gideyim en iyisi." gülümseyerek evin kapısını açtı. Yüzündeki tebessüm gerçek değildi biliyordum. Abime çok fazla kırılmıştı biliyordum. Hatta abim beni bile bu kadar kırmamıştı bilmiyorum Kerem üzüldüğü için mi daha fazla canım yanmıştı? Ne olduğunu bilmiyorum ama olan şeylerin koca bir kabus gibi üzerimize çöktüğü kesindi.

------

Barış'a karşı şu şekil olundu mu kızlar?

neyse efendim umarım bölümü beğenmişsinizdiir

sizleri kocamaaan öpüyorum ❤‍🔥

Continue Reading

You'll Also Like

865K 53.1K 117
Kira Kokoa was a completely normal girl... At least that's what she wants you to believe. A brilliant mind-reader that's been masquerading as quirkle...
1.2M 52.1K 98
Maddison Sloan starts her residency at Seattle Grace Hospital and runs into old faces and new friends. "Ugh, men are idiots." OC x OC
570K 20.6K 95
The story is about the little girl who has 7 older brothers, honestly, 7 overprotective brothers!! It's a series by the way!!! 😂💜 my first fanfic...
768K 17.3K 46
In wich a one night stand turns out to be a lot more than that.