İntikam Ateşi

By CEM2703

962 192 446

Yağmur Ayhanlı zengin bir ailenin tek kızıdır. Harika bir hayat yaşayan Yağmur'un maalesef ki bu mükemmel hay... More

İntikam Ateşi
1.Mutsuz Son
2.Nefret
3. İntikam Parçası
4. Acı
5. Kıyametin Başlangıcı
6. Beni Hiç Hatırlamadın mı Anne?
7. Oyun Yeni Başlıyor
9. Solgun Çiçek
10. Lunapark

8. Düğün

54 12 14
By CEM2703

Keyifli okumalar😊

5 Ay Önce;

Almina Ayhanlı:

Az önce Ekrem beni aradı ve iflas ettiğini söyledi. Ekrem yüzünden fakir olacaktım ve ben fakir olmak istemiyordum. O bakımsız kadınlar gibi dairelerde yaşayamazdım. Telefonumu sinirden kırmıştım. Ekrem eve geliyordu ve kesinlikle bu gün bu evde büyük bir kıyamet kopacaktı çünkü Yağmur daha o rezil, beş para etmez babasının ne boklar yediğini bilmiyordu. Oturduğum koltuktan kalktım ve odama ilerlemeye başladım. Asansör yerine merdivenleri çıkmayı tercih ettim. 2 kat çıktıktan sonra sonunda odaya varmıştım. Kapıyı açtım, içeri girip arkadan kapattım.



Yatağımın yanında ki çekmeceyi açtım, içinden yedek telefonumu çıkardım. Telefon kapalıydı o yüzden telefonun açılmasını bekledim. Kısa süre içerisinde telefonumu açıldı, hemen Yağmur'u aradım. Telefon uzun süre çaldı sonra Yağmurun ağlamalı sesini duydum. Ağlamıştı, sesinden anladığım kadarıyla bir şeye aşırı sinirlenmişti veya üzülmüştü. Ne olduğunu sormak hiç içimden gelmedi çünkü sinirlendiği, üzüldüğü konu kesin yine çok boktan bir konuydu. Ona babasının ne bok yediğini söyledim. Uzun süre sessizlik oldu sonra telefonu yüzüme kapattı. Aşağıya indim ve o sıra evimizin çalışanı Zeynep ile karşılaştık. Zeynep çekinerek konuşmaya başladı:
"Almina Hanım, yemekler hazır. İzniniz olursa erken çıkabilir miyim?"
Gülümseyerek başımı salladım:
"Çık çık kızım artık o rezil bir boka yaramayan patronun maaşınıda ödeyemez artık. Çık hatta sen işten de istifa et çünkü o patronun olacak şerefsiz adam iflas etti."
Zeynep şok olmuş gözlerle bana bakıyordu. Sanırım dediklerime inanamıyordu.
"Nasıl yani? Ekrem Bey battı mı?"
Yanına yaklaştım ve elimi yanağına götürdüm.




"Evet. O ufacık beyninin bunları anlaması bile mucize. Eşyalarını al ve defol git bu evden." Ellerimi yanağından çektim ve Zeynep koşar adımlarla mutfağa girdi. O sıra telefonum çalmaya başladı. Numara bilinmiyordu ama ben kim olduğunu çok iyi biliyordum. Aramayı onayladım ve telefonu kulağıma götürdüm.
Arayan kişi kahkahalar atıyordu. Kim olduğunu hemen anladım ve sinirden gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım.
"Ekrem Ayhanlı iflas etmiş. Geçmiş olsun Almina."
"Ne istiyorsun!"
"Ne istediğimi çok iyi biliyorsun Almina."
"Orospu çocuğu!"
Adam daha şiddetli bir şekilde gülmeye başladı.
"Sana 3 gün süre veriyorum Almina. Biliyorsun bekletilmeyi hiç sevmem. Ve unutmadan o çok güvendiğin kocana selamlar." Dedi ve telefonu kapattı.
Ellerim ve ayaklarım titremeye başladı. Gözlerim kararmaya başlıyordu. Saçlarımı çekiştirip avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım.
"Orospu çocuğu!" Elime vazo geçirdim ve duvara fırlattım. O sıra Zeynep kolumu tuttu ve beni sakinleştirmeye çalıştı onu ittim ve yüzüne sert bir tokat attım.




"Bırak beni. Defol git bu evden seni rezil insan."
Zeynep eliyle yüzünü tutyu ve koşarak evden çıktı. Elime ikinci vazoyu geçirdim ve avazım çıktığı kadar bağırarak vazoyu diğer vazoyu fırlattım. O sıra içeri Yağmur girdi, beni öyle görünce önce şaşırdı sonra yanıma geldi. Beni sakinleştirmeye çalıştı ama asla sakinleşmiyordum. Yağmurun arkasından çok kısa bir zaman içerisinde Ekrem girmişti. Onu görür görmez üzerine yürüdüm ve yüzüne tüm gücümle çok sert bir tokat attım. Ekrem'in yüzü sağa kaydı ve Yağmur ellerini ağzıyla kapatıp şok olmuş şekilde bana baktı. O kadar sinirliydimki kendimi durduramıyordum. Sana dedim!" Diye bağırmaya başladım.
Sana dedim oynama dedim, her şeyi kaybediceksin dedim, kızını düşün dedim. Sen ne yaptın o kumar masasında herşeyi kaybettin. Ya kendini hiç mi düşünmedin? Hadi onu geçtim beni hiç mi düşünmedin? Ya hadi onu da geçtim sen Yağmur'un ne olucağını hiç mi düşünmedin? Hiç mi pişman olmadın o masada?" Ekrem sadece bana boş gözlerle bakıyordu ve bu beni daha da sinirlendiriyordu.
"Ekrem bana cevap ver. Hiç mi kızının ne olacağını düşünmedin?" Ekrem boş boş şeyler demeye başladı ama onu hiç dinlemeden salonu terk ettim ve odama doğru yol aldım. Odama ulaştığımda hemen dolaptan ufak bir valiz çıkardım. İçine pahalı mücevherlerimi ve kıyafetlerimi koydum. Kısa süre içerisinde benim için önemli olan her şeyi koydum ve odadan çıktım. İki valizimle aşağıya indiğimde Yağmur ve Ekrem konuşuyorlardı. Beni gördükleri an ikiside şaşırmış bir şekilde bana baktılar.




Ekrem bana doğru yürüdü.
"Nereye gidiyorsun?" Diye sordu.
"Seni terk ediyorum."
Ne demek terk ediyorum Almina tek başına ne yapacaksın, nereye gidiceksin?"
"Ah hayır, yanlız değilim Yağmur da benimle birlikte geliyor."
Yağmur bir bana bir Ekrem'e baktı.
"Yağmur hadi kızım çık odana gereken eşyalarını al gidiyoruz buradan."
Yağmur bana baktı. O aptal kız yine babasını seçecekti ve rezil bir hayat yaşayacaktı.
"Anne! Saçmalamayı kes!" Dedi. Aptal kız. Bilmiyordu ki babasını seçerek hayatında yapabileceği en büyük hatayı yapıyordu ama hayır, hayır bu sefer hata yaptığını ona söylemeyecektim. Harika hayatını bok gibi bir yola dönüştüren adamı seçmişti bir kere. Zeki olsaydı beni seçerdi. Ama yine de bir şans vermek istedim.
"Ben çok ciddiyim Yağmur."
"Sen nasıl hemen çekip gidebilirsin?Hani ne olursa olsun yanımda olacaktın?"




Gözlerimi devirdim ve o aptal kız konuşmaya devam etmişti ama ona kısa kısa cevaplar verdim ve kapıya ilerledim. Evden çıktım, arabama ilerledim. Bavullarımı zor da olsa bagaja koydum ve arabaya bindim. Kemerimi taktım, arabayı çalıştırdım ve sürmeye başladım çok uzun sürmeden önümü iki araba kesti. Kim olduklarını arabadan hemen tanımıştım ve adamlar arabadan indi. Ama bu sefer kaçacaktım arabayı son gazla sürmeye başladım adamlar delirdiğim düşündüler ve hepsi sağa sola kaçışmaya başladılar arabayı onların arabasının yanından geçirdim ve yoluma devam ettim. Kesin takip edeceklerdi o yüzden hala süratli bir şekilde sürmeye devam ediyordum. Kısa süre içerisinde tahmin ettiğim başıma geldi. Takip ediliyordum ama pes etmeye razı değildim. Ana yoldan ara sokağa girdim. Bu sokakları bilmiyordum ama hala arkadan takip ediliyordum. Adamlar resmen kafaya koymuşlardı asla pes etmiyorlardı ama bilmedikleri bir şey vardı. Ben pes etmeyi asla sevmem. Bunları düşünerek kendime gaz verirken çıkmaz bir sokağa girdiğimi gördüm.

"Siktir!" Diye bağırdım arabayı durdurdum. El frenini çektim ve hemen arabadan çıktım. Koşmaya başladım ama nafileydi o orospu çocuğunun arabası tam olarak önümde durdu ve bana pis pis gülüyordu. Başını sağa sola salladı ve arabadan indi. Arkamı döndüm ama arkamda da arabalar vardı. Ben kaçış planı düşünürken o şerefsiz yanıma kadar gelmişti.


"İyi çatışmaydı Almina."





8 Ay Sonra:

Yağmur:

Annem sanki cin görmüş gibi hala bana bakıyordu. Kapıdan çekildim ve yanına gittim. Çok güzel olmuştu. Giydiği gelinlik ona çok yakışmıştı. Annem kendini toparladı ve konuşmaya nihayet karar verdi:
"Ne işin var burada?" Dediği cümle normalde beni çok kırardı ama bu sefer nedense çok komik gelmişti ve kendimi tutamayıp gülmeye başladım.
"Annemin düğününe geldim. Yaptığın çok ayıp bir şey sana hiç yakıştıramadım. Normalde yalandan yüzüne bir gülümseme takıp yalandan seversin sandım ama öyle yapmadın be Almina Ayh- öff aman Almina Yıldırım."
"Yağmur! Çık dışarı."


Eliyle kapıyı gösterdi ama tabii ki de çıkmayacaktım.
"Hiç merak ettin mi beni? Ya da şöyle sorayım beni hiç aradın mı?" Bunları derken kendimi koltuğa bıraktım. Annem sadece susup bana bakıyordu. Gülümsedim ve kafamı iki yana salladım. "Aramadın. Tabii senin gibi değersiz ucuz kadınların tek derdi ya para olur ya da zengin bir koca." Annem gelindiğini tuttu ve karşıma dikildi. Yüksek sesle:
"Haddini aşma Yağmur."
"Ne kadar verdi sana? Ne karşılığında kendinden yaşça küçük bir adamla evleniyorsun?"



"Hiçbir şey bilmiyorsun." Elime masada ki viski bardağını aldım ve içtim.
"Anlat o zaman Almina Ayha- kusura bakma alışmam zaman alacak Almina Yıldırım." Gözleri dolmuştu
"Yağmur, git burdan."
"Neden ya? Kaç tane kız çocuğu veya erkek çocuğu annesinin düğününü görüyor?" Diyerek dalga geçtim.
"Hiçbir şey bilmiyorsun Yağmur."
"Peki sen benim ne yaşadığımı biliyormusun?"
Annem gözlerini kapattı ve kendini sakinleştirmeye çalıştı.
"Bilmiyorsun. O eski kocan olacak adam yüzünden hayatım bombok bir yola düştü benim. Sen ne yaptın?"
"Yağmur sus!"


Artık dayanamadım ve ayağa kalktım annemin omuzlarını tutup salladım.
"Sen ne yaptın!"
"Yağmur!"
"Cevap ver! Sen ne yaptın? Ben yerlerde sürünürken sen ne yaptın?"
"Bırak kollarımı napıyorsun?"
"Ben söyleyeyim! Sen sırf para için onurunu satıp daha kocan öleli 4 Ay olmuşken kendinden yaşça küçük biri ile nişanlandı ! Onu da geçtim kızın aylardır ortada yok ama sen hiç kızını merak etmedin ve tüm onurunu, gururunu para uğruna ayakların altına aldın! Senden iğreniyorum allahın belası!" Ellerimi omuzundan çektim. Ve yüzüne baktım. Gözlerinden sadece yaşlar akıyordu. Son kez baktım ve kapıya yöneldim. Anahtarı kapıya soktum ve çevirdim. Kafamı tekrardan o kadına çevirdim.



"Bu senin son mutlu günlerin olacak Almina Yıldırım. Belki de beni kaçıranlara da biliyorsundur bilemiyorum eğer biliyorsan o orospu çocuklarına de ki bunlar sizin son mutlu günleriniz. Hepinizin sonu olacağım. Bunu de tamam mı."
Annem gelindiğini tutup bana doğru koştu. Kolumu tuttu.
"Sakin! Sakın bir şey yapmaya kalkma! Seni uyarıyorum Yağmur." Ellerini kolumdan çektim.
"Çek ellerini üstümden. Merak etme Almina seni en sona bırakıcam o da annemsin diye ama onlara söyle oyun daha yeni başlıyor." Hızlıca merdivenlere yöneldim Almina arkamdan bağırıyordu ama kararımı çoktan vermiştim. Hepsinin sonu ben olacaktım. Merdivenleri hızlıca indim o sıra yine ilgi odağı ben olmuştum o yüzden adımlarımı yavaşlatır ve sanki hiçbir şey olmamış gibi yürümeye başladım.


Yüzüme sahte bir gülümseme taktım ve merdivenlerin sonuna ulaştığımda damat bey yani Şahin Bey ile Savaş Bey merdivenlere yönelmişlerdi. Beni gördüklerinde dimdik yürümeye başladım ve daha samimi gülümsedim. Adımlarımı durdurdum ve onlarda benimle birlikte adımlarını durdurdu. Şahin Beye baktım ve elimi uzattım.
"Mutluluklar dilerim Şahin Bey." Şahin de ellini uzattı ve el sıkıştık.
"Teşekkür ederim Yağmur Ayhanlı." Şahin'e sarıldım boyu benden uzundu o yüzden zorda olsa kulağına yetiştim:
"Dikkatli ol! Bir gün mazallah seninde paran biterse yukarı da seni bekleyen kadın seninde götüne tekme atar." Şahin belimden kurtulmaya çalıştı ama daha da sıkı tuttum.


"Daha diyeceklerim bitmedi. O kadının son mutlu günleri. O yüzden onu çok mutlu et tamam mı?" Dedim ve belinden ayrıldım. Savaş bizi pür dikkat dinliyordu ve ona baktığımı görünce sanki hiçbir şey duymamış gibi davranmaya başladı. Şahin duyduklarından sonra şok olmuş şekilde bana baktı ama ben yine yalandan gülümseyerek önünde hafiften eğildim ve salonun dışına yürümeye başladım. Bir çalışana lavabonun nerede olduğunu sordum ve bana nerede olduğunu tarif etti. Tarif ettiği yere doğru yürüdüm ve kısa süre içerisinde tuvalete varmıştım. İçeri girdim ve kapıyı arkadan kilitledim. Hızlı hızlı nefesler alıp vermeye başladım ve kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım ama kendimi çok sıkmıştım o yüzden şu an asla sakinleşemezdim. Son 2 aydır güçlü durmaya çalışıyordum ve biraz da olsa başarmıştım. Daha da güçlenecektim çünkü güçlü olmak zorunda kalacağımı gösteren kişiler vardı. Biri yukarıda birazdan evlenecek olan Annem diğeri her ne kadar ölmüş olsa da hayatımı mahveden babam ve son olarak da hayatımı cehenneme çeviren o adam. Bunlar benim güçlü durmama sebep olan kişilerdi.



Kendimi toparladım ve makyajımı tazeleyip lavabodan ayrıldım. Salona geri döndüm ve nikah masasına yakın bir masada yerimi aldım. Biraz zaman geçmişti ki annem ile Şahin merdivenlerde gözüktüler bende dahil herkes alkışlamaya başladı. Annem çok gergindi anlıyordum ama yine de yalandan gülümsüyordu. Merdivenleri indiler o sıra Savaş yanımda ki sandalyeye oturdu. Ona baktım ve başıyla selam verdi. Bende başımla selam verdim ve alkışlamaya devam ettim. Masaya viski bardağı ve viski gelmişti. Viskiyi açtım ve bardağıma doldurmaya başladım. Savaş'a döndüm:
"İster misin?"
Savaş bana baktı:
"Olur, içerim."



Onunda bardağına doldurdum. Annem ile Şahin ise nikah masasına oturmuşlardı bile. Nikah memuru geldi ve konuşmaya başladı.
"Siz sayın Almina Ayhanlı. Hiç kimsenin baskısı altında kalmadan, kendi hür ve iradenizle sayın Şahin Yıldırımı kocanız olarak kabul ediyor musunuz?" Annem salona baktı ve gözleri beni buldu. Bir kaç saniye bakıştık ve gülümseyerek başımı aşağı yukarı salladım. Annem nikah memuruna döndü:



"Evet." Herkes alkışlamaya başladı. Viski bardağımı bıraktım ve tüm gücümle alkışlamaya başladım. Nikah memuru Şahin'e döndü:
"Siz sayın Şahin Yıldırım. Kimsenin baskısıaltında kalmadan, kendi hür ve iradenizle sayın Almina Ayhanlı'yı karınız olarak kabul ediyor musunuz?"
Şahin ise Savaş'a baktı ve:
"Evet." Dedi.
Herkes alkışlamaya başladı. Ben ise ayağa kalktım ve bağırarak alkışlamaya ve gülmeye başladım. Annem korkuyordu. Ama umursamadım ve viskimden koca bir yudum aldım. İmzalar atılmaya başladı. Ayağa kalktım ve anneme ilerledim. Yanına ulaştım Annem korkar gözlerle bana bakıyordu. Sımsıkı sarıldım:



"Çok ama çok mutlu ol anne." Annem gözlerini büyüttü ama kendini hemen toparlayıp yalandan gülümsedi ve:
"Teşekkür ederim." Hemen Şahin'e ilerledim ve ona da sarıldım.
"Dediklerimi unutma!"
Dedim ve kollarımı omzundan çektim. Şahin de arkamdan gelmişti ve hem anneme hemde abisine sarıldı. Ardından Şahin'nin annesi ve babası geldi. Annesi beni süzdü ve hemen Şahin'e döndü ve sarıldı. Babası yanıma geldi ve elini uzattı:
"Merhaba! Yağmur Ayhanlı."
Elimi uzattım ve bende Şahinin elini sıktım.



"Merhaba Kenan Bey."
Adam başıyla tekrardan selam verdi ve anneme ilerledi bende o sıra masadan uzaklaştım ve bardağıma tekrardan viski doldurdum, tek içişte bitirdim tekrardan doldurdum ve tekrardan tekre içtim. Savaş yanımda belirdi ve kulağıma eğildi:
"Benimle balkonda buluş." Dedi ve yanımdan ayrıldı. Gözlerimi devirdim çünkü annemin yalandan herkese samimi davranmasını izlemek çok hoşuma gidiyordu. Çantamı elime aldım ve bende Savaşın gittiği yoldan balkona ulaştım. Balkona ulaştığımda beni balkonun diğer ucunda beklediğini gördüm ona ilerledim ve ayak seslerini duymuş olacak ki arkasına döndü.
"Noldu? Neden beni buraya çağırdın Savaş?"
Savaş yanıma kadar geldi ve konuşmaya başladı:
"Senin annenle ne konuştuğunu duydum Yağmur."




Bunları duymak beni şaşırttı o yüzden gözlerim büyüdü.
"Ne? Ne saçmalıyorsun sen?"
"Diyorum ki herşeyi duydum. O kadının zaten ne bok olduğunu biliyordum. Ama bir kanıtım yoktu ama artık oldu."
"Ne diyorsun hiçbir şey anlamıyorum. Ayrıca bu nasıl bir terbiyesizlik böyle utanmadan kapı mı dinledin sen?"
Dedim ve omzundan onu ittim.
"Dinlemek zorundaydım."
Hafiften sarhoş olmuştum o yüzden abartılı tepkiler veriyordum.
"Utanmaz adam! Sen kim oluyorsunda kapı dinliyorsun. Sana bu hakkı kim veriyor?" Dedim ve daha da sert ittim Savaş bir adım geriye sendeledi. Tekrar itecektim ama kollarımı tuttu ve beni duvara kadar sürükledi ve duvara sıkıştırdı. Aramızda bir parmaklık uzaklık bırakmıştı. Ona yukarıdan bakıyordum çünkü benden biraz uzundu.



"Napıyorsun se-" ellerini ağzıma yerleştirdi ve konuşmamı engelledi.
"Sana bir teklif sunacağım Yağmur."
Sadece yüzüne baktım. Yüzünde hafif kirli sakal vardı. Simsiyah saçlıydı ve bugüne özel saçı yüzüne harika yakışacak bir tarzdaydı. Parfüm kokusu heryere dağılmıştı. Kolunda çok pahalı bir saat vardı. Gözleri kömür kadar karaydı. Dudakları dolgun ve kırmızıydı.
Ellerini ağzımdan çekti ve konuşmama izin verdi:
"Teklifin ne?"
"Ben sana intikam almak istediğin kişiler için yardımcı olucam. Sende bana abimi bitirmem için yardım edeceksin."






Önceki bölüm uzundu o yüzden bu bölümü kısa tutmak istedim. Bir sonra ki bölüm uzun olacaktır. Kendinize çok iyi bakın tekrardan görüşmek üzere😊














Continue Reading

You'll Also Like

228K 14.2K 27
17 yıl sonra doğumda karıştığını öğrenen Peri... Abilerine ve üçüzlerine alışabilecek mi ? Babam gülümseyip "Aksine iyi bir şey oldu. Peri doğumda k...
575K 21.1K 50
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
939K 65.2K 37
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
2M 75.8K 60
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...