Normalde zaman atlamayacaktım.
Ama sonradan vazgeçip atlamaya karar verdim.
Çünkü o zaman için yazdığım bölümler sebepsiz yere kaldırıldı ve bu çok sinir bozucu.
Yazdığım bölümler sürekli kaldırılıyor ve bu beni deli ediyor artık sırf bu yüzden kitabı yayından kaldırmayı bile düşündüm.
Ama finale bu kadar çok yaklaşmışken yarım bırakmak istemedim ve devam ediyorum.
Birkaç bölüm sonra final olacak ve yine çağtu ile yazdığım başka bir kitap yazmaya başlayacağım.
Ve bu arada yeni kitabım 'yasaklı yol'un ilk bölümünü cumartesi yayınlayacağım belki okumak isterseniz...
Tuana naz tiryaki...
Telefonum deli gibi çalıyordu ama kalkıp açmamak için direniyordum.
Çağan:güzelim.
Dedi nefesini saçlarıma verirken.
Çağan:şu telefonunu açsan mı yavrum ha?
Dedi altımda kımıldanarak.
Tuana:off.
Dedim kafamı daha fazla göğsüne bastırıp.
Çağan:sana telefonunu sesize al demiştim.
Dedi gözleri kapalı şekilde.
Tuana:o gece için geçerli değil miydi abim aramasın diye.
Güldü.
Çağan:demir içinde geçerliydi.
Telefonum bir kez daha çalınca ayağa kalkıp açtım.
Tuana:ne var!
Dedim öfkeyle.
Lavinya:tuana! Neden açmıyorsun ya?
Tuana:uyuyordum gerizekalı ne bu telaş?
Lavinya:tuana çok güzel bir şey oldu.
Kaşlarımı çatım.
Tuana:ne oldu?
Diye sordum esneyerek.
Lavinya:demir...demir evlenme teklifi etti.
Tuana:kime?
Telefonun karşısından derin bir iç çekiş sesi geldi.
Lavinya:kime olacak tuana. Bana.
Lavinya:demir bana evlenme teklifi etti!
Onunla beraber bende çığlık attım.
Çağan:ne oluyor amına koyayım!
Dedi olduğu yerden sıçrayarak.
Tuana:ciddi misin? Peki sen ne dedin? Nasıl dedi? Ne yaptı?
Lavinya:ne diyebilirim tuana bu yıl evlenmeyi düşünmüyorum seneye gel mi? Tabiki de evet dedim.
Yüzümde bir gülümseme belirdi..
Tuana:lavinya bu çok iyi bir şey.
Dedim ikisi adında da mutluydum
Birbirlerini seviyorlardı. Lavinya demiri iyileştiriyordu demir eski demir değildi artık oldugundu ve sorumlulukları vardı.
Artık dikkatli davranıyordu çünkü lavinyaya zarar vermek istemiyordu.
Lavinya:evet öyleee.
Sesindeki neşeyi hissedebiliyordum oda uzun zamandır bu teklifi bekliyordu.
Lavinya:o yüzden bugün geliyorsun tuana.
Tuana:lavinya ben-
Lavinya:hayır tuana kocanı bırakıp sadece birkaç saattini bize ayırabilirsin.
Tuana:kocam sizden daha değerli.
Gözleri kapalı olsa da beni dinlediğini biliyordum aynaya yansıyan görüntüsünü izliyordum. Gülümsüyordu son sözlerimden sonra dudaklarındaki gülümseme genişledi..
Lavinya:geliyorsun tuana.
Tuana:işlerim var-
Lavinya:tuana! Eğer gelmezsen ardayı arayıp hamile olduğunu söylerim.
Kaşlarımı çatım.
Tuana:hamile değilim ki?
Sesimi kısık tutmaya çalıştım.
Lavinya:ama arda bunu bilmiyor.
Tuana:tamam! Geliyorum bebeğim.
Telefonu kapatıp tekrar çağanın yanına gittim.
Elerini kafasının altında birleştirmiş uyuyor gibi yapıyordu.
Tuana:demir.
Dedim güğsüne kafamı koyup.
Çağan:biliyorum lavinyaya evlenme teklifi etti.
Tuana:ve sen bildiğin halde bana söylemedin mi?
Çağan:o istemedi.
Dedi kolarını belime sarıp.
Tuana:inanmıyorum Çağan nasıl saklarsın!
Çağan:sakladık işte. Bize ne söylemesi gerektiğini felan sordu yoksa bizden de saklayacaktı.
Tuana:hmm. Ne dedin?
Diye bir mırıltı çıktı dudaklarımdan.
Çağan:hiçbir şey. Bu yüzden biraz sinirlenmiş olabilir.
Tuana:nasıl hiçbir şey?
Çağan:yavrum ben sana evlenme teklifi mi ettim? Ben direk seni benimle evlenmeye zorladım.
Dudaklarına o muazzam gülüşlerinden birini yerleştirdi.
Çağan:ve pişman değilim.
Dediğinde.
Tuana:ben de.
Diye cevapladım gözlerine bakıp.
Dudaklarını dudaklarımın üzerine yerleştirip sakin bir ritimle öpmeye başladı.
Göğsündeki elimi boynuna dolayıp öpüşüne karşılık verdim.
Belimden sıkıca tutu ve hemen ardından üstüme çıktı. Öpüşü derinleşti.
Bir eli belimi sıkıca sararken diğer eli bana bol gelen tişörtün içine girdi.
Üzerime daha çok eğildi karnı karnıma değiyordu.
Eli göğüsüme değince dudaklarımı dudaklarından uzaklaştırdım.
Tuana:kızlar bekliyor.
Çağan:birkaç saat daha beklesinler.
Dedi dudak büzüp.
Omzumu silktim bu kısaca hayır demekti.
Çocuk gibi ofladı ve üzerime uzanıp kafasını omzuma koydu.
Çağan:ama karımı istiyorum.
Sesi şekeri alınmış bir çocuk gibiydi.
Tuana:sevgilim gitmem gerek.
Dağnık olan saçlarını birde ben dağıtım.
Çağan:bende gitmemeni istiyorum işte.
Dedi iki elini de belime sardı.
Tuana:kumsalın yanına gideceksin sanıyordum.
Çağan:siktir unutum ben onu.
Dediği gibi üzerimden hemen kalktı.
Kumsal artık tam anlamıyla iyileşmiş ve büyümüştü.
Artık hergün içmesi gereken onlarca ilaç yoktu istediği gibi koşabiliyor ve dışlanmaktan korkmuyordu.
Çağan hızlı hızlı hazırlanırken bende duşa girdim.
Kısa bir duşun ardından üzerimi havluyla sarıp banyodan çıktım.
Çağan giyinmiş bir vaziyette karşımdaydı üzerinde siyah polo yaka bir tişört ve aynı renkte bir pantolon vardı.
Telefonunu cebina koyup yanıma geldi.
İlk önce dudağımı sonra yanağımı ve boynumu öptü.
Çağan:ben çıkıyorum. Saçlarını kurutmadan çıkma,telefonun açık olsun bir şey olursa hemen ara bebeğim. Anahtarını da unutma.
Anlıma bir öpücük kondurdu.
Çağan:dikkatli ol.
Dedi ve gitti.
Keşke konuşmama izin verseydi.
Arkasından oflayarak baktım.
Ardından üstümü değiştirip saçlarımı kurutum.
Kısa bir sürede -2 saat 26 dakikada- hazırlanmıştım evden almam gerek bütün eşyaları alıp merdivenden aşağı indim.
Tuana:bebeğim.
Dedim minik kediye.
Eğilip kucağıma aldım ve burnun ucuna bir öpücük kondurdum.
Tuana:yedin mi mamanı?
Mama kabına baktığımda yarısına gelmişti.
Biraz karnını sevdim tırnaklarını elime geçiriyordu bunu oyun sanıyordu ama bazen can acıtabiliyordu.
O yarandan kalan yavrulardan biriydi.
Birini lavinya almıştı birini de kumsal bu minik de bana kalmıştı.
Diğerlerine göre ayrana daha çok benziyordu gözleri ayran gibi iki renkliydi tüyleri bembeyazdı patilerinde pembelik vardı.
Onu tekrar yere bırakıp evin anahtarını aldım.
Ayaklarımın altında geziniyordu onu da götürmemi istiyordu ama bunu yapmayacaktım.
Onu yerine bırakıp yola koyuldum.
Garajdan arabayı alıp sahile doğru yola koyuldum bir elim direksiyonu tutarken diğer elim karnımdaydı.
Acaba sahile gitmeden önce hastaneye mk gitsem diye düşündüm ama onları daha fazla bekletmek istemedim.
Bu aralar çok fazla yemek yiyordum ve biri midemi bozmuş olmalıydı sürekli kusuyordum.
Arabanın salantısıyla midem daha fazla bulanıyordu bu yüzden daha hızlı gitmeye çalıştım.
Sonunda boş bir yere arabayı park edip diğerlerinin yanına geldim.
Ülkü:bebeğim!
Dedi beni görünce.
Ülkü:naber?
Dedi göz kırpıp.
Tuana:iyi aşkım sen?
Yanına oturdum.
Tuana:eee diğerleri nerde?
Leya:diğerleri?
Tuana:ege,alaz,atlas?
Dedim gözlerim etrafta üç küçük çocuğu ararken.
Lavinya:şey sanırım üçünü demire kitlediler.
Bu durumu sevmemiş gibiydi.
Zeynep:tekrar olsun diye bebeğim.
Dedi lavinyaya öpücük gönderip.
Lavinya utançla gülümsedi.
Al dedi elindeki jelibon paketini uzatıp.
Burnuma dolan kola koksu bile midemi alt üst etmişti.
Tuana:hayır Teşekkürler.
Dedim elimi mideme götürüp.
Zeneyep direk karnıma baktı.
Ülkü:neden? Sen cok seversin özelikle senin için aldık.
Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
Tuana:yediğim bir sey midemi bozmuş bir şey yiyince kusuyorum.
Lavinya üzüldüğünü beli ederek dudaklarını büzdü.
Zeynep:bir an hamilesin sandım.
Tuana:yok daha neler!
Dedim hemen.
Leya:neden olmasın?
Tuana:ben ve anne olmak mı saçmalamayın.
Bir an üşüdüm.
Ben ve anne olmak mı? Asla.
Asla olmazdı. Ben bir çocuğa annelik yapamazdım...
Ülkü:neden bu kadar korkuyorsun?
Gözlerimi kaçırdım. Neyden korkuyordum?
Tuana:ben anne olamam. Ben bir çocuğa annelik yapamam ki.
Dediğimde hepsi bana ters ters baktı.
Zeynep:tuana sen çok güzel bir anne olursun bebeğim. Ege ile nasıl ilgilendiğini görüyorum sadece o değil atlas ve alazı da nasıl sevdiğinin farkındayım. Nasıl bir çocuğa annelik yapamazsın?
Evet çocukları seviyordum ama bir çocuğum olması beni korkutuyordu.
Ülkü:farkında değil misin nasıl anne olacağının. Hem abimde bu kadar istiyorken neden olmasın ki?
Başımı sağ sola saladım.
Tuana:biliyorum. Çağan da istiyor ama.
Yutkundum. Bir bebek ve ben mi?
Asla olmayacak bir şeydi.
Asla olmazdı değil mi?
Mide bulantısının sebebi hamile olmam değildi değil mi?
Değildi yani değildir... umarım
Lavinya:tamam! Ne zaman istersen o zaman bebeğim.
Elini bacağıma koydu.
Lavinya:hadi şimdi lunaparka gidelim.
Dedi hevesle.
Leya:lunaparka mı?
Lavinya:evet.
Dedi omzunu silkip.
Ülkü:saçmalama.
Lavinya:neden olmasın?
Zeynep:benim oğlum bekler hadi size kolay gelsin.
Tuana:hayır!
Dedim hemen.
Tuana:hadi gidiyoruz.
Zeynep:saçmalama.
Tuana:lütfen. Sadece bir kaç saat.
Leya:hayır tuana.
Tuana:nooolurrrr.
Birbirlerine baktılar.
Zeynep:hayır-
Lavinya:evet.
Leya:hayır.
Lavinya:evet.
Ülkü:saçmalamayın hayır!
Tuana:kesin sesinizi gidiyoruz.
Dedim ve son sözü ben söylemiş oldum.