Sahurun ardından sabah namazını kılmışımdır kxjwjs
🧁
"Toprak?"
Sınıfa girip kapıyı kapattığında adımlarım yavaşladı. Ergen bebeler gibi davranıyor.
Sınıfa girdim. Bu aşağılık yerde kimse yok. Toprak çatık kaşlarıyla karşısına bakıyordu. Sırasına oturmuş. Kapıyı biraz aralık bırakıp içeriye geçtim.
"Toprak ne yapıyorsun? Arkana bakmadan yürüyorsun ergen gibi-"
"Asıl ergen sensin!" diye bağırdı. Yerinden kalktı bir hışım. Ne oldu bu cool çocuğuma?
"Ergen mi?" deyip kaşlarımı çattım. Konuş bakalım.
"Arkadaşlığımız yetmiyormuş gibi ne olduğu belirsiz oğlanın arkasında geziyorsun. Arkadaşlığımız yetmedi mi sana?!"
"Bağırma bana!" diye bağırdım. Karşımda duruyor. Sık sık nefes alıyor. Başım ağrıdı ya. "Ne arkadaşlığı, salak mısın? O bizden büyük, büyük-"
"O sırığa değer veriyorsun. Seni umursamıyor bile. Arkasında dolaştırıyor." dediğinde güldüm. Ne konuşuyoruz biz? Dedikodu malzemesi ararken karşılaştığım sürprize bak.
"Kalenderim sen beni kıskandın mı?" dedim sesimi incelterek. "Arkadaşlığımız sarsılmaz merak etme. Hem o benim arkadaşım değil ki. Sırf dedikodu için-"
"Yeme beni Necla." dedi bıkkınca. Duraksadım. "Sen o sırıktan etkilendin. Sırf ulaşılmaz gözüktüğü için dikkatini çekti."
"Mal mısın?" dedim sinirle. "Diyelim etkilendim, aşık oldum. Sevin o zaman. Arkadaşım birine aşık olmuş, de sevin. Ne diye üstüme geliyorsun? Görende benden hoşlanıyorsun sanır-"
"Saçmalama!" diyerek itiraz etti hemen. Bakışları durgunlaştı, tedirgin oldu. "Ben senden hoşlanmam falan, olmaz."
"Nedenmiş?" dedim çatık kaşlarımla. Bunu söylemesine gerek var mıydı? "Hayır yani benim anlamadığım niye bu kadar fazla tepki verdin ki? İkimiz de biliyoruz olmayacağını. Ben seni arkadaşım bildim. Ama sen beni nasıl bildin, anlamıyorum-"
"Saçmalama, Necla. Konuyu dağıtma." deyip inkar etti. Gözlerini sıkıca kapatıp açtı. Düşünceli bir hâli vardı. Aklıma gelenle histerik gülümsedim.
"Sen birini seviyorsun ve bana söylemedin. Yan sınıftaki Begüm'ü seviyorsun değil mi? Bunu neden bana söylemedin? Yardımcı olurdum sana. Begüm hakkında bilgi verirdim-"
"Begüm'ü sevmiyorum falan. Nerden çıkardın?" dedi anlamaz hâlde. Kaşları çatıktı. "Sadece beğeniyorum yani güzel kız. Sevsem gider, konuşurdum."
"Anladım ben seni..." dedim kırgınlıkla. "Sen sırf kilom yüzünden ihtimal dahiline bile koymadın beni. Ki öyle bir şey yok zaten. Eminim Begüm görünümde Necla olsaydım başka şeyler için arkamda dolaşırdın. Begüm derken sesin titredi. Yazık ya. Herkes benimle dalga geçerken sen sustururdun. Ben bir tek sen beni yargılamazsın sanmıştım-"
"Sen kendinde değilsin!" diye bağırdı. "Lan ben ilkokulda şişman bir çocuktum. Herkes benimle dalga geçerdi. Her gün ağlardım. Kendimi teselli etmeyi bile bilmezdim. Annemle babam da zayıflatmaya çalışırdı beni. Sonra zayıfladım. Sen aklı başında, kendine teselli verecek yaşındayken ben küçücüktüm. Ne yargılamasından bahsediyorsun? Seni en iyi ben anlarım."
"Senin içini kin bürümüş, Toprak. Şişmanlarla alay edenlere karşı olduğun gibi şişmanları da istemiyorsun hayatında. Tahammül edemiyorsun. Yaşadıkların seni bu hâle getirmiş. Bana gelince... Sen ilkokuldaki hâlini görüyorsun bende. Zayıf değil de güçlü olmak istediğin hâlini benimle görüyorsun. Küçükken benim gibi olmak isterdin. Güçlü olmak. Ben senin geçmişini hatırlatıyorum. Başka bir şey yok."
İnkar etmek için konuşacağı vakit kapıya doğru ilerledim. Dinlemedim. Kapıyı açıp yürüdüğümde kolum birine çarptı. Başımı kaldırıp baktığımda EspiriZeynel olduğunu fark ettim. Yanına YouTuberİdris geldi. Zil sesini umursamadan yürümeye devam ettim.
___
"Ezan okunuyor, kızım."
Babamın sesiyle başımı kaldırdım dalgınca. Su içiyordu. Önümdeki suyu alıp besmele çekerek içtim. Allahım kabul et oruçlarımızı.
Çorbadan içmeye başladım. Sonra yemeklerden. Ayran da içtim. Yemekler çok güzeldi.
"Kızım durgun gözüküyorsun. Bir şey mi oldu?"
Başımı kaldırdım. Annem beklentili hâlde bana bakıyordu. Gözlerimi sofraya çevirdim. Salatanın dibi kalmış ama yiyesim yok. Canım istemiyor. Babam sünnetler artık. Çok yememe rağmen tokluk hissetmiyorum.
"Anne tatlı ne yaptın?" dedim keyifsizce. Gülümsedi annem.
"Şekerpare." dediğinde gözlerim parladı. Canım annem! Bugün kırıldığımı bilmiş gibi bana moral olacak tatlı yapmış!
"Ayy tamam o zaman! Ben namaz kılmaya gidiyorum. Hemen yiyelim anne. Nolur nolur!"
Annemle babam güldü. Yerden kalkıp annemin yanağından öptüm sulu sulu. Gözlerim babama gittiğinde gülüyordu. Babamın yanına gittim sonra. Babam yanaklarımı sıkıp öptü her birini. "Güzel kızım." dediğinde gülümsedim. Aklıma Toprak geldi sonra. O bana hep tatlısın demişti. Hiç güzelsin demedi. Babam bana nadiren tatlı kızım der. Çoğunlukla güzel kızım diye sever.
"Hadi çay suyu da koyalım ocağa. Namazlar kılınsın." dedi annem sofrayı toplarken. Babamın yanından kalkıp kapıya doğru koştum. Annemle babam gülüyordu. Salondan çıktığımda aklıma gelenle arkamı döndüm. Kapı eşiğine yaklaştığımda babam, annemin alnından öpüyordu. "Güzelim." dedi anneme yumuşak ses tonuyla. Annem elindeki tabakları bırakıp babama sarıldı. Duygulandım. Kalbim acıdı, boğazım düğümlendi. Annemle babama mutlu olsam da hayatta belki de hiç düşünmeyeceğim soru canlandı aklımda. Şişmanım diye kimse beni babamın annemi sevdiği gibi sevmez mi?
Gereksiz düşünceleri kafamdan atıp tuvalete doğru ilerledim. Şekerpare yiyeceğim!
___
"Kızım sahur... Hadi kalk canım. Rahat rahat ye."
Gözlerimi zorlukla aralayıp esnedim yatakta. Annem yanağımı okşuyordu. Gülümsedim. Boşta kalan yanağımı öptüğünde kendimi iyi hissettim.
"Güzelliğime bak benim. Uyuyan güzelim uyanmış." dediğinde kıkırdadım. Annemden destek alarak doğruldum yataktan. Annem saçımdaki tokayı çıkardı acıtmadan. Eli çok hafif. Saçlarımı toplarken mırıldandım.
"Ne hazırladın anne?"
"Çok seviyorsun ya patates kızarttım, kızım. Tost yaptım yanına. Peynirli." dediğinde sevinerek gülümsedim. Saçlarımı topladı. Annemi çok seviyorum.
Annem yataktan kalkıp odadan çıktığında bir süre boş boş karanlık odama sızan ışığa baktım. Burnuma kokular gelmeye başladı sonra. Yataktan inip odadan çıktım yemek sevinciyle. Tuvalete girdim hemen.
İşlerimi hallettikten sonra salona geçtim. Sofrayı kurmuş annem. Yere oturup sofra bezini üzerime çektim. Babam çayları dolduruyordu.
Afiyetle sahur yaparken bir ara gözlerimi televizyona çevirdim. Nihat Hatipoğlu'nu açmış annem. Biri soru soruyor. Konu sarmayınca dinlemedim. Biraz daha patatesten yiyim.
Dişlerimi fırçaladıktan sonra su içme maratonum başladı. Dişlerimi fırçalamayı eksik etmiyorum. Ağzımda kırıntılar kalıyor. Orucum bozulacak hissi veriyor, rahatsız oluyorum.
Son dakika suyumu içerken kulağım dışarda. Suyu bitirip yutkundum. Niyet ettim Allah rızası için bugünkü Ramazan orucuma dediğimde imam okumaya başladı ezanı. Ve benim abdestim de var. Nihaha!
Namazımı kıldıktan sonra çok sevdiğim bölüme geçtim. Kendimi yatağa atıp üzerimi örttüm. Karnımda bir şeyler hareket etse de namazımı kılmışım ve yatağımdayım. Bu ayrı bir lezzet. Bilenler bilir, bu tadı hiçbir şey vermez. Çok geçmeden uykuya daldım.
🧁
Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?
Toprak?
Necla?
Yeni bölümleri bekleyin 😁
Sizinle birlikte Ramazan Ayında Necla'yı okumasını istediğiniz arkadaşlarınızı etiketleyebilirsiniz bu satıra 🤓
Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz 🤍
Kırgın.