platonik (ÇT)

נכתב על ידי Gnelkan

174K 10K 3.1K

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk g... עוד

bölüm 1 ~yeni okulun ilk günü~
bölüm 2 ~yardım çığlıkları mı?~
bölüm 3 ~~
Bölüm 4
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 13
bölüm 14
bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 18
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
bölüm 23
24. bölüm
bölüm 25
bölüm 26
bölüm 27
bölüm 28
bölüm 29
bölüm 30
bölüm 31
bölüm 32
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36
bölüm 37
bölüm 38
bölüm 39
bölüm 40
bölüm 41
bölüm 42
bölüm 43
bölüm 44
bölüm 45
bölüm 46
bölüm 47
bölüm 48
bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 52
53. bölüm
54. bölüm
55. bölüm
56. bölüm
bölüm 57
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61. bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
bölüm 65
bölüm 66
bölüm 67
bölüm 68
69. bölüm
70. bölüm
71. bölüm
72. bölüm
73. bölüm.
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77. bölüm
78. bölüm
79. bölüm
80. bölüm
81. bölüm
82. bölüm
83. bölüm
84. bölüm
85. bölüm
86. bölüm
87. bölüm
88. bölüm
89. bölüm
90. bölüm
92. bölüm
93. bölüm
94. bölüm
95. bölüm
96. bölüm
97. bölüm
98. bölüm
99. bölüm
100. bölüm
101. bölüm
102. bölüm
103. bölüm
104. bölüm
105. bölüm
106. bölüm
107. bölüm
FİNAL

91. bölüm

511 44 14
נכתב על ידי Gnelkan

Çağan:evet!

Dedi bir anda.

Gözlerimin içine bakıp göz kırptı.

Alkış ve sılık sesleri sustu sadece onun sesi yankılanıyordu kulağımda.

Ondan başka kimse yoktu hayatımda.

Herşey durmuş ve onun evet diyen sesi yankılanıyordu kulağımda.

Yanımdaki adam bir şeyler daha söyledi ne söylediğini biliyordum ama dinlemeiyordum.

Demem gereken tek şey evet di. Çağan içimdeki heycanın farkındaydı.

Birkaç adım da yanıma yaklaştı.

Çağan:sadece bir kelime.

Diye fısıldadı.

Çağan:sonra benimsin.

Dedi dudaklarıma,boynuma ve bembeyaz elbisenin açıkta bıraktığı göğsüme bakıp.

Çağan:herşeyinle.

Yutkundum.

Tek bir kelime...
Sadece tek bir kelime.

Arda:hala geç değil bebeğim.

Dedi oturduğu yerden.

Arda:hala çekip gidebilirsin.

Dediğinde güldüm.

Abime döndüm ve göz kırptım.

Abim ne diyeceğimi anlamış gibi başını basaya yasladı.

Dudaklarımdan.

Tuana:evet!

Diye bir haykırış koptu.

Tuana:evet!

Dedim tekrardan.

Arda:hayır!

Dedi ağlar gibi.

Hakim olan adam şahitlerin de kabul edip etmediklerini sordu.

Ülkü ve lavinya evet dedi.

Nikah şahidim abim olabilirdi ama biliyordum ki hayır derdi ve ben bu riski kaldıramazdım.

Hakimin o klasik sözlerini dilemek yerine artık kocam olan adamın gözlerine bakıyordum.

Dudakları oynamıyordu ama gözleri bana bir çok şeyi anlatıyordu.

O merdivenden indiğim anı hatırlatıyordu bana.

Bir ormanda sırılsıklam halinde sarıldığım zamanı hatırlatıyordu.

Sahte bir evlilik cüzdanı hazırladığı zamanı...

Ve daha bir çocuğnu.

Hakim:artık gelini öpebilirsiniz.

Dediğinde çağan bana yaklaştı.

Babam yüksek sesle öksürdü.

Serkan:sakın damat.

Çağan duymadi belki de ilgilenmedi.

Arda:baba!

Dedi ağlar gibi.

Serkan:damat pişman etme kızımı sana verdiğime.

Umursamadı.

Dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Çağan:artık.

Dedi ve tekrar öptü.

Çağan:karımsın.

Dedi ve uzunca tekrar öptü.

Tuana:ne?

Dedim anlamamış gibi.

Tuana:bir daha söyle anlamadım.

Çağan:artık karımsın.

Dudaklarını anlıma bastırdı.

Çağan:artık karımsın, artık benimsin, artık gerçketen herşeyimsin. Benimsin sadece benimsin.

Gözlerindeki duyguyu gördüm hissetiklerini anladım çünkü aynılarını ben de hissediyordum.

Tuana:artık seninim ve benimsin.

Çağan:seninim hep öyleydim.

Derin bir nefes verip ondan birkaç adım uzaklaştım.

Abim kafasını masaya koymuş yenilginin tadını çıkartıyordu.

Annemin gözleri dolmuş ağlıyordu.

Babam bize bakmasa bile gülümsediğini görüyordum.

Ve Kumsal...üzerinde  toz pembe bir elbise vardı gülümseyerek bakıyordu bana.

Demir yanıma gelip bana sıkıca sarıldı.

Demir:mutlu ol.

Dedi içten bir sesle.

Demir:ben hep burdayım bir şey olursa yanındayım. Bilirsin Çağan biraz maldır eğer birşey olursa yanında olacağıma emin olabilirsin. Ama evlendiğin içinde unutma beni ilk bir hafta rahat bırakacağım sizi ama sadece o kadar.

Güldüm benden uzaklaşıp çağana sarıldı.

Demir:bu kadının seni hanımcı yapmasına izin verme.

Dediğini duydum.

Lavinya:mutlu ol bebeğim.

Dedi kısaca.

Ülkü:biliyor musun iyiki girdin hayatımıza. Asla tahmin etmezdim abimle evlenecek olduğunu.

Tuana:bende benim abimle evlenecek olduğunu düşünmezdim ama bak küçük bir çocuğun bile var.

Atlas... abim ve ülkünün minik oğlu.

Diğerleri ile de kısaca konuşunca artık ayakta duracak gücüm kalmamıştı.

Beklediğimden daha iyi bir gündü.
Herşey özenle ayarlanmış gibiydi.

Bütün eşyalar özenle seçilmiş ve yerleştirilmişti.

Ben az kişilik bir düğün beklerken tanımadığım bir sürü insan vardı. Bu biraz beni tedirgin etmişti ama yine de her şey mükemmeldi.

Şimdi küçük havuzun yanında bağdaş kurarak oturmuştum gelinliğim o kadar kabarıktıki küçük bir kısmı suyun üzerinde yürüyordu.

Ama bunu umursamadım her şeyi akışına bıraktım.

Çağan:bir an kaçtın sandım.

Dedi yanıma gelip.

Tuana:yorgunum.

Yanıma oturdu.

Çağan:çok mu yoruldun gidelim mi?

Diye sordu hemen.

Başımı omzuna yasladım.

Çağan:güzelim benim.

Dedi anlıma bir öpücük kondurup.

Tuana:başım ağrıyor.

İçerdeki müzik sesi başımı deli gibi ağrıtıyordu.

Çağan:gel.

Dedi ayağa kalkıp.

Tuana:nereye.

Dedim onu dinleyip ayağa kalktım.

Çağan:daha sesiz bir yere.

***

Ben kahka attım ama o bana ters ters baktı.

Çağan:komik değildi.

Tuana:komikti.

Telefonum titreyin dayanamayıp  baktım.

İnanmıyorum!

Kaşlarım  çatıldı.

Siz iki aptal kendi düğününüzden mi kaçtınız?

Mesajlar bizimkilerdendi
Siz Gerçekten  delirmişsiniz!

Birkaç saat dayanamadınız ?

Evlenmek için can atan siz değil miydiniz ne diye düğünden kaçıyorsunuz?

Düğündekiler sizi soruyor.

Çağanın amcası babanla dalga geçiyor.

Baban çağana sövüp duruyor.

Herkes gelin ve damadı soruyor gerdeğe erken girdiler diyeyim mi?

Tuana abin bayıldı.

En son "kardeşim o yavşak ile evlenemez" dedi ve bayıldı.

Tamam sorun değil  siz sevişmeye devam edin artık ilgi odağı Arda.

Telefonu kapatıp elindeki şişeyi kafama diktim.

Çağan:bu gece ayık olmanı isterdim.

Dedi dudak büzüp.

Tuana:ayığımki zaten.

Dedim dizlerimin üzerinde durup büzdüğü dudaklarını öptüm.

Ayakta dahi duramıyordum omzundan destek alıyordum.

Tuana:hem bu gece ne olacakki?

Diye sordum sarhoş kafamla.

Çağan:öğrenirsin

dedi gülerek.

Omzumu silktim.

Çağan boylu boyunca yere uzandı.

Dizlerimin üzerine oturup ona ve yıdlızlara baktım.

Tuana:çağan yıldızlara çıkalım mı?

Diye sordum.

Çağan:her an üstünde olmaya hazırım güzelim.

Kaşlarımı çattım.  Zaten sarhoştum bir şey anlamıyordum bu kocam olan adam böyle konuşunca hiç bir şey anlamıyordum.

Düğünden çıkmıştık -kaçmıştık- ve bir uçurumun kenarındaydık.

Bizden başka kimse yoktu ama yıldızlar vardı bizim üstümüzde duruyorlar ve bizi izliyorlardı.

Tamam yıldızların gözleri ykkru biliyorum. Ama sarhoştum o yüzden istediğim gibi söylerdim.

Çağan buraya gelmeden önce birkac şişe alkol almıştı ona bir sey olmada bile bana baya bir kafa yapmış gibiydi.

Eve hiç uğramamıştık.

Direk buraya gelmiştik.

Şuan üzerimde gelinliğim yoktu gelknliğimi çıkartmış arabaya koymuştuk üzerimde beyaz iç çamasırlarım bir de çağanın siyah gömleği vardı.

Çağan:yıldızım sensin tuana.

Dedi ben yıldızları o beni izlerken.

Çağanın yanına uzandım.

Tuana:hadi gökyüzündeki en parlak yıldızı bulalım.

Dedim hevelse.

Çağan:en parlak yıldız sensin güzelim.

Tuana:ben gökyüzünde miyim?

Dedim kaşlarımı çatıp.

Çağan:hayalerimdeki gökyüzünde tek ve en parlak yıldız sensin.

Gülümsedim.

Tuana:hadi.

Dedim hevesle.

Bakışları bendeyken parmağını gökyüzünde rasgele bir yıldıza uzatı.

Bende hemen yanındaki yıldıza uzatım parmağımı.

Tuana:benim seçtiğim daha parlak.

Dedim omzumu silkip.

Seçtiğimiz yıldızlara bakmamıştı bile.

Çağan:evet. Doğru söylüyorsun seninki daha parlak. Sen niye bu kadar güzelsin ya?

Yüzümü ona çevirdim.

Tuana:senin karın olduğum içindir.

Dedim nefesimi yüzüme veririken. Gözlerini kapatı bu durumdan rahatsız değil gibiydi uzun uzun izledim yüzünü onun gözleri kapalıydı.

Tuana:çağan.

Çağan:hı?

Dedi gözlerini açmadan.

Tuana:Bir gün bir kızımız olsa kime benzer?

Diye sordum şaşırmış olacakki kaşlarını havaya kaldırdı.

Çağan:sana benzemesini isterim.

Dedi elini belime koyup.

Tuana:ben sana benzemesini isterdim.

Çağan:bir kızımız olur mu ki?

Diye sordu.

Tuana:hayır.

Dedim direkt.

Gülmesi hayal kırıklığı ile.

Tuana:sadece bazen kumsal ile ilgindiğin gibi kendi kızınla da ilgilenir misim merak ediyorum.

Dedim omzumu silkip.

Çağan:bende nasıl  bir anne olacağını merak ediyorum.

Tuana:ben anne olamam Çağan.

Dedim yutkunarak.

Çağan:neden olmayasın?

Tuana:ben bir çocuğa annelik yapmam. O çocuğa anne olamam ki.

Dedim ama bana sadece ters ters baktı.

Çağan:öyle güzel bir anne olursun ki.

Gözlerini açtı ve yüzüme daha fazla yaklaştı.

Çağan:tarif edemem. Eşsiz bir şey olursunuz.

Tuana:sadece o çocuğun hayatını mahvederim. Tek şansı babası olur.

Güldü.

Çağan:tamam. Hamile bırakayımda gör nasıl bir anne oluyorsun.

Ona ters ters baktım.

Çağan:tamam. Sen istemediğin süre olmayacak.

Gülümsedim ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Belimdeki eli sayesinde beni kendince çekti.

Bir eli belimi daha sıkı kavrarken diğer elini yüzüme koydu.

Gözlerini kapatmış sakin bir ritimde öpüyordu.

Belimdeki eli hareket etmeye başladı. Bir anda üstüme çıktı.

Belimi havaya kaldırdı belim artık toprağa değil onun karnına değiyordu.

Diğer eli yanağımdan boynuma ilerledi.

Boynumu avuçlarının arasına alıp daha sert öptü.

Öpüşü hırçın ve derindi.

Belimde dairler çiziyordu.

Parmaklarım saçlarının arasında gezinirken mayışmış bir his veriyirdu.

Alt dudağımı iki dudağının arasına aldı.

Alt dudağımı emince inlemeden duramadım.

Belimi yavaşça bırkatı belim toprak ile buluşunca elini gömlegin altından göğsüme doğru soktu.

Dizimin bir karış üstünde olan gömlek kalçama kadar sıyrılmıştı şimdi de artık belimdeydi.

Gözlerime uzun uzun baktı ama bu bakış daha değşikti.

Bakışları bacak arama uyarı yoluyordu bunu yapan sadece bakışlarıydı.

Bakışlarındaki arzu bariz beliydi.

Boynumdaki eli omzuma gitti.

Omzumda daireler çizerken terkar öptü dudağıma. Bu sefer daha kısa ve daha sakindi.

Çağan:cennet dudaklarınmış.

Omzumdaki eli kolumu okşayarak elimi tutu.

Bir kolu kolumun üzerindeydi diğer eli gömleğin altında her santimde geziyordu bir elim onun elinin altındaydı diğer elim saçlarını okşuyordu.

Artık tamamen sarhoştum.

Hiç bir şey düşünemiyordum sadece onu istiyordum.

Teni tenime değiyordu bizi ayıran tek şey bir kumaş parçasıydı.

İnlemelerin dudaklarıyla susturuluyordu.

Öpüşü bile serti. Hangimizin bilmiyorum ama onu öperek kan tadı aldım.

Eli bacağımı okşarken dudaklarımdan ayrıldı tekrar yüzümün her santimine baktı ve dudaklarıma eğildi dilini dudaklarımda gezdirip çenemi öptü.

Hemen ardından boynumu.

Boynumu emerken eli bacağımdan daha derine ilerledi.

Boynumda uzunca oyalandıktan sonra biraz daha aşağı ilerledi.

Tek elini elimden çekip gömleğin düğmelerini araladı o sıra diğer eli iç çamaşırımın üstündeydi.

Gömleği açmasına yardım ettim. Gömeleği çıkardı ve zaferle gülümsedi.

Diğer eli o beyaz kumaş parçasını çıkarmadı ama o beyaz kumaş parçasının altında parmaklarını hissetim.


המשך קריאה

You'll Also Like

134K 6.4K 16
Felaketlerle başlayan bir gece kaç Bedel ödettirdi? 🕯️
22.4K 300 65
Kombinlerin devamı gelcek...
381K 12K 51
işten eve dönerken ıssız bir ormanda duyduğu sesin peşine gitti ve bu bulunduğu yer onun hayatının değişim noktasıydı. * * * * * İLK KİTABIM OLDUĞU İ...
172K 8.3K 61
İNSANIN RASTGELE SALLADIĞI NUMARA HAYAT DEĞİŞTİRİR Mİ Kİ BENİMKİ DEĞİŞTİ...