Yangın Külü/ Berdel✔️

By hayalitopya

1.4M 44.7K 4.6K

Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini... More

1♤Fırtınadan önce mutluluk
2♤Yangına doğru
3♤Öfke
4♤Yorgun ruh
5♤Düğün
6♤Sarhoş
7♤Hasta
8♤Çok
9♤Konuşacağız
10♤Özlemişim
11♤Misafirlik
12♤Dudaktan kalbe
13♤Kırmızı
14♤Sınırlarım yok
15♤Sanki
16♤İş günü
17♤Kırmızı güller
18♤Seninle iyi geceler
19♤Afitap
20♤Aşık olmak
21♤Huzur
22♤Aşk
23♤Sırılsıklam
24♤Evim sensin
25♤Acı
26♤Sensedim
27♤Beni bi öpsene
28♤Berdel bozulacak
29♤Son aşk
30♤Teşekkür
31♤İyiki biz
32♤Müjde
33♤Gökyüzünde parlayan yıldız
35♤Azgın ayı
36♤Doyumsuzluk
37♤Ait olduğum yer
38♤ Güzel ilk ve güzel son/Final

34♤Kocaman bir aile

15.3K 576 41
By hayalitopya


Her şey nasıl bu kadar değişebiliyordu?
Her şey nasıl bu kadar farklı olabiliyordu?
İnsan kaderini değiştiremezdi. Kaderden ötesini yaşayamazdı. Ve kaderimiz bizi ağlattığı gibi, güldürmesini de bilirdi. Şuan olduğu gibi. Bir zamanlar hüzünden döktüğüm yaşları şimdi mutluluktan döküyordum. Hayat çok garipti. Hayat bizi şaşırtmayı severdi hep. Bizde her zaman şaşırmayı severdik. Kaderin bize oynadığı her oyunu severdik aslında. Yaşadıklarımızı, yaşayacaklarımızı hep merakederdik.
Gözlerim mutluluktan akan yaşlarla bulanıklaşmıştı. Her iki tarafımda bir can parçam vardı. Nasıl mutlu olamazdım? Mutluluk şuan her iki tarafımda olanlardı. Biri benim suyum, diğeri ekmeğim

Hastaneden biraz geç çıkmıştık. Bebekler ikiz oldukları için biraz daha kalmıştık hastanede. Ama en sonunda bu sabah hastaneden çıkabilmiştik
Şimdide odada dinleniyorduk. Herkes aşağıda bizim için sofra kuruyordu
Zaten acıkmıştımda, midemden zil sesleri geliyordu. Bebeklerin karnı tok olduğu için mışıl mışıl uyuyorlardı
İsimlerini Miran ve Yağmur koymuştuk. Hep bu isimleri sevmiştim nedense. Ve en sonunda karar kılıp bu isimleri koymuştuk can parçalarıma. Miran ve Yağmur, bizim bir parçalarımız

Odanın kapısı açılınca oraya gitti bakışlarım. Nazlı elindeki tabakta olan pastayla yanıma geldi

"Yengecim sana pasta getirdim" dedi tabağı bana uzatarak

"Teşekkür ederim, bende acıkmıştım" dedim elindeki tabağı alarak

Pastayı yemeğe başladığım sırada Nazlı da gelip yatağın bir kenarına çöküp oturdu. Kocaman tebessüm ederek bakıyordu uyuyan bebeklere

"Ayy yenge bunlar ne kadar tatlı, küçücük" dedi heyecanlı sesiyle

"Uyuyorlar, sakın dokunmayı aklının ucundan bile geçirme" dedim gülerek

"Yenge sen benim aklımı mı okuyorsun?" dedi sitemle

"Aklından geçenler yüzünden belli oluyor Nazlı" dedim pastamı yemeğe devam ederken. O sırada odanın kapısı açılmış Arhan içeri geçmişti. Nazlı da kalkıp odadan çıkmıştı. Sonuçta kaç gündür kocaya hasrettik...

Arhan gelip sessizce yatağın bir kenarına oturdu. Uzun uzun baktı can parçalarımızın yüzüne. Dokunmamak için kendini zor tuttuğu o kadar belli oluyordu ki...

Parmak uçlarını yüzüme dokundurdu. Usul usul okşadı dokunduğu her yeri

"Sen ne güzelsin öyle hatun" dedi bebekler uyuduğu için sesini kısık tutmaya çalışarak

"Arhan"

"Hı?" dedi dudağını alnıma bastırırken

"Ailem olduğun için, aile olduğumuz için teşekkür ederim. İyi ki varsın" dedim kocaman gülümseyerek. Yanağına kocaman sulu öpücük kondurdum. Aynı benim gibi 32 diş sırıtıyordu

"Bu kadın benim hatun'um oldu. Aynı o ağacın altında söylediğim gibi. Beni sensiz bırakmadığın için asıl ben sana teşekkür ederim. Aşk olduğumuz için, tam olduğumuz için" dedi dudaklarını yanağıma bastırırken

Gözlerimi kapamıştım huzurla. Bu adam benim huzurumdu. Huzur en güzel şeydi. Huzurlu olduğumuz biriyle olmamız lazım bu hayatta. O zaman karşılaşırız hayatın güzellikleriyle. Ben Arhan'la karşılaşmıştım hayatın tüm güzellikleriyle

Midemden gelen zil sesleri tüm ortamı bozuyordu. Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum

"Acıktın mı sen?" diye sordu Arhan

"Hemde nasıl"

"Bende" dedi sırıtarak dudağıma doğru yaklaşırken. Elimi dudağının üzerine kapattım

"Ben gerçekten acıktım, hadi aşağıya inelim"

"Bende gerçekten acıktım" dedi tekrar dudağıma yaklaşırken. Ve ben yine tekrar durdurdum onu

"Hadi bebekler uyumuşken inelim aşağıya, yoksa açlıktan öleceğim" dedim ve yataktan kalktım. Banyoya gidip yüzüme elime su vurdum

Arhan'la beraber akşam yemeği için aşağıya indik. Avluda annemi, babaannemi ve İlaydayı görünce daha fazla neşelenmiştim. Hastanedede sık sık uğrarlardı, hatta beni hiç yalnız bırakmamışlardı. Gidip sıkı sıkı sarıldım onlara. Yemek sofrasına geçip sohbet eşliğinde yemeğe devam ettik
Yemekten sonra çaylarımızı içerek koyu sohbete dalmıştık. Sık sık odaya gidip bebekleri kontrol ediyordum. Ama karınları tok olduğu için hâla mışıl mışıl uyuyorlardı
Annemleri uğurladıktan sonra odaya çıkmıştım. Bebekler uyanınca Nazlı başlarında bekliyordu. Gidip kuzucuklarımın yanına yattım. Kokularını içime çektim. Ne güzel kokuydu bu böyle. Varmıydı bu kokunun bir ismi? Varmıydı bu kokudan ötesi? Çok güzeldi.

"Nasıl güzelsiniz siz böyle?" dedim tekrar kokularının içime çekerken

O sırada Arhan da gelmişti odaya. Banyoya gidip duş aldıktan sonra gelip bizim yanımıza yatmıştı. Bir eliyle beni okşuyor, diğer eliyle bebekleri. Elimi yanağımı okşayan elinin üzerine koydum

"Arhan artık 4 kişilik bir aile olduk"

"Kısa sürede değişir bu sayı meraketme" dedi ve göz kırptı

"İşte sende benimle aynı düşüncedesin"

"Ne?" dedi sırıtarak

"Futbol takımı kurmak"

"Daha üçüz olmadı, o yüzden kaldığımız yerden devam"

"Yaparız biz" dedim gülerek

"Yaparız tabii" dedi dudağını dudağıma bastırırken

Daha sonra eğilip bebekleri kokladı

"Annesi kokulularım benim"

"Ben gibi mi kokuyorlar?" sordum merakla

Kafasını boynuma gömdü. Nefesi vücuduma dokunuyordu

"Bebek gibi kokuyorsun Kader, ömrüm boyunca kokuna, sana muhtac olacağım" dedi

O konuştukça benim içim gidiyordu
Karnımda sanki kelebekler uçuşuyordu
Beni yavaş yavaş yatağa yatırıyordu. Sırtım yatakla buluşunca irkildim. Arhan üzerime çullandı, dudağını dudağıma sürttü. Burnumun ucundan öptü. Daha sonra yine dudaklarıma yöneldi. Elimi omzuna koyarak onu durdurdum

"Yine ne oldu?" dedi. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum

"Yağmur ve Miran'a bak"

Bakışları yatağın diğer tarafında olan bebeklere gitti

"Baktım, bir şeyleri yok hadi devam edelim" dedi

"Görmüyor musun gözleri faltaşı gibi açık"

"Kader ne var bunda? Bebek daha onlar"

"Olmaz, hem sen azınca kendini kaybediyorsun, bebekleri bile ezersin" dedim gülerek. Bakışları tekrar yatağın diğer tarafında olan can parçalarımıza gitti. Sonra tekrar dudağıma tutkulu öpücük kondurup üzerimden kalktı

"Yağmur ve Miran'ı neden kendi yataklarına koymadın?" diye sordu

"Ben onlardan ayrı uyuyamam, hem daha çok küçükler"

"Bensiz uyuyabilirsin yani" dedi imayla

"Çocuk gibisin kocacım" dedim kahkaha atarken. Aniden gelip beni kucağına aldı. Ben ne olduğunu bile anlayamadan dudağıma kapanmıştı dudakları. Hoyratça, sabırsızca çekiştiriyordu dudaklarımı. Kucağından düşmeyeyim diye kollarımı sıkı sıkı sarmıştım boynuna. Saçlarını çekiştirerek karşılık veriyordum. Kendimi kaybetmiştim sanki...

"Arhan bebekler var" dedim nefeslenmek için aralandığımda

"Kendin söylüyorsun bebekler, daha bebek onlar" dedi tekrar kapandı dudaklarıma

"Ya ağlarsa" dedim

"Ama şimdi ağlamıyorlar değil mi hatun?" dedi dudakları boynuma doğru yönelirken
Kendimi ona bırakmıştım. Kucağında bile sakin kalamıyordum, Tırnaklarımı boynuna, sırtına geçirdim. Ağzımın içine doğru inledi. Dudaklarım aralanınca dili ağzımı talan etmişti. Ağzımın içinde olan dilini ısırınca tekrar inlemişti. Onun sesleri beni daha fazla azdırıyordu.
Dudaklarımı ağzının içine alıp uzun uzun emdi, daha sonrada ısırdı. Yüksek sesle inlemiştim, hem acı, hem zevkli.
Kucağında biraz aşağıya doğru kaydım, ve orada biraz haylazlık yapmaya başladım. Arhan bu haraketlerimle daha fazla kendini kaybetmişti. Odanın içinde yürümeye başladı, nereye gittiğini bende bilmiyordum. Ama sadece bir kaç saniye sonra anlamıştım koltuğun yanında olduğumuzu. Beni koltuğun üzerine yatırdı, ben onu sıkı sıkı tuttuğum için kendimle beraber onuda çekmiştim koltuğun üzerine, yani kendimin üstüne. Ayı gibi üzerime çullanan bir tane Arhan vardı şimdi. Tekrar dudaklarıma kapandı, daha sonra yalayarak dudaklarımdan çeneme, daha sonra boynuma indi. En sonunda tişörtten açık kalan göğsümün üzerinde durdu. Elleri tişörtümün eteklerini buldu, bir çırpıda çekiştirip çıkardı. O tekrar dudaklarıma kapanırken benim ellerim onun gömleğinin düğmelerine gitti. Düğmeleri çabucak çözüp, onun bedenini saklayan kumaş parçasından kurtuldum. Ellerimi sırtında gezdirdim. Bunu yapmayı seviyordum. O dudaklarımdan kopup göğsüme yöneldi. Üzerimde olan sütyenin kopçalarını açıp çıkardı bir çırpıda. Anında kapandı dudakları göğüslerime. Uzun uzun emdi, yaladı, ve çokça öptü. Nefeslenmek için koptuğunda nefes nefese konuştu

"Bunları paylaşmak zorunda kalmak çok kötü" dedi göğüslerimi işaret ederek
Kendimi tutamayıp kahkaha atmıştım
Bu defa yerlerimizi değiştirip ben üzerine çıktım. Göğsünün üzerinden sertçe öptüm ilk önce. Daha sonra yumşacık öpücükler kondurup, ardından göğsünü boylu boyunca yaladım. Tekrar tekrar öptüm. Sırıtarak kafamı kaldırıp yüzüne baktım

"Ama ben paylaşmak zorunda değilim" dedim genişçe sırıtarak. O an yine kendimi altta bulmuştum. Üzerimde doğrulup sırıtarak baktı yüzüme.
Elleri pantolonuma gitti. Onuda çekiştirip çıkardı. Daha sonra elleri kendi pantolonun kemerine gitti. Gözümü kırpmadan onu izliyordum. İlk önce kemerini çözüp çıkardı, bir kenara attı. Daha sonra pantolonunu çıkardı, aynı kemeri gibi onuda odanın bir kenarına attı. Tekrar üzerime çullandı

"İç çamaşırlarımız kaldı" dedim sırıtarak

"Bir tur daha yapalım üçüncü turda onlarıda çıkaracağım" dedi

Açıkça önünde olan göğüslerime yöneldi tekrar. Isırdı, ve daha sonra ısırdığı yerleri yalayarak öptü. Ben kendimi kaybetmiştim. Acı ve zevk. İnsanın başını döndürüyordu.
Elleri göğüslerimi kavrayıp usul usul yoğurmaya başladı. Ama sadece bir kaç saniye sonra haraketleri sertleşmişti. Bense altta sakin kalmıyor, kendimi ona bastırıyordum. Her tarafım ona yapışık olmak istiyordu. Arhan'ın nefes sesi tüm odayı sarmıştı. En sonunda bir çırpıda tekrar ayağa kalkıp benimde, kendisininde iç çamaşırını çıkarmıştı. Hiç durmadan tekrar yapıştırmıştı bedenlerimizi bir birine. Bu defa alnımdan başlayıp ta aşağıya doğru öpe öpe indi. Tekrar öpe öpe yukarıya doğru çıktı. Kendini bana bastırmıştı, az kalsın altında ezilecektim, ya da artık ezilmiştim. Bedenlerimiz bir birine çarparken çıkan sesler odanın duvarına çarpıp tekrar bize geri dönüyordu. Saçlarını çekiştiriyordum. Ellerimi tüm bededininde gezdiriyordum. Usul usul okşuyordum vücudunu. Tekrar Arhan'ın sırtı koltuğu buldu. Ben üzerine çıktım. Bu defa çırılçıplaktık. Üzerinde zıplamaya başladım. Bizden çıkan sesler beni daha fazla tahrik ediyordu. Sertçe kendimi ona bastırıp geri çekiyordum. Üzerinde zıplamaya devam ederken dudaklarına kapanmıştım, dudaklarını ağzıma alıp ısırıp, emiyordum. Nefeslenmek için koptuğumda yüzüme sırıtarak bakıyordu. Ter damlaları tüm vücudumu kaplamıştı

"Bu defa net üçüz olur" dedi sırıtarak

"Aklın hâla üçüzde"

"Yapana kadar devam" dedi ve göz kırptı
Tekrar beni altına alıp üzerime çullandı.
Dudaklarımı yiyordu sanki. Altındaki vücudumu eliyle okşuyordu. Elleri aşağı bölgeme indi. İlk önce usul usul okşadı. Benden çıkan inleme sesleri odanın duvarlarına çarpıp kendime geri dönüyordu. İnlemeden duramıyordum. Elleri sertleşmeye başladı, hızlı hızlı okşadı orayı. Dudaklarımı ısırdım.
Onun dudaklarıysa boynumdaydı. Boynumu ısırıp, daha sonra emiyordu. Emerken çıkan sesler çok fazla zevk veriyordu. Elleri vajinamı sertçe okşuyordu. Daha sonra koltukta aşağı doğru kaydı. Dudaklarını kalçalarıma bastırdı, orayı ısırdı. Yüksek sesle inledim

"Çok güzeller" dedi kendinden geçerek
Daha sonra dudakları vajinama kapandı. Ellerimle kafasını oraya daha fazla bastırıyordum. Uzun uzun öptü. Daha sonra uzun uzun emdi ıslaklığımı. Kendimi, aklımı kaybetmiştim. Kendimden geçmiştim, sanki sarhoş olmuştum. Aşk sarhoşu...

Kafasını kaldırıp sırıtarak yüzüme baktı

"Bence bitirelim, odada bebekler var" dedi imayla. Bunu söylerken kocaman sırıtıyordu. Şuanda bitiremeyeceğimizi iyi biliyordu

"Devam et Arhan" dedim kendimden geçmişcesine

"Bebek-"

"Bebek diyorsun işte, bebek. Hem uyuyorlar daha" dedim. Bana işkence veriyordu sanki

Tekrar kafasını gömdü yuvasına. Bu defa daha sertti haraketleri. Bu defa inleme seslerim daha fazla çıkıyordu. Kafasını elimle kendime daha fazla bastırıyordum. Kafasını kaldırmaya çalışınca tekrar bastırmıştım kendime. Gülmüştü bu haraketime. Isırıp, emiyordu. Bana daha fazla zevk veriyordu. Daha sonra diliyle boylu boyunca yalamıştı orayı. Sırılsıklam olmuştum. Tekrar üzerime çıkıp dudaklarıma kapandı. Hoyratça, sertçe öpüyordu dudaklarımı. Aletini aşağı bölgemde hissediyordum. Sadece bir kaç saniye içerisinde içimde hissetmiştim.
İlk önce usul usul, daha sonra hızlı hızlı haraket etmeye başladı. Bende onun boynuna gömdüm dudaklarımı. Orayı ısırıp, öptüm. Dilimle boynunu yaladım. Bu onu daha fazla azdırmıştı. Ellerimi göğsüne, karın kaslarına yerleştirip ilk önce sıkıp daha sonra okşadım. Usul usul okşuyordum vücudunu. O sertçe içimi talan ederken, ben tırnaklarımı onun göğsüne geçirdim. Bu onu daha fazla hızlandırmıştı. Dudaklarını saçlarıma bastırdı

"Her zaman sana açım Kader" dedi nefes nefese

Elini birleştiğimiz bölgeye götürdü. Aleti içimdeyken orayı okşadı. Bu çok güzeldi...

Göğüs ucumu ağzının içine alıp sıktı

"Sakın çocuklarımın sütünü içeyim deme"

"Tutamıyorum kendimi" dedi gülerek

"Onlar bebeklerimin, senin değil"

"Kırıyorsun kalbimi ama" dedi sahte kızgınlıkla. Kendini bana daha fazla bastırdı. Aletinin içimde olduğunu sertçe belli etti. Yüksek sesle inledim. Dudaklarıma kapanarak ağzının içine inlememi sağladı. Kendimden geçmiştim...
Bu defa ben üste çıktım. O hâla içimdeyken üzerinde zıplamaya başladım. Aleti içimden çıktığında tekrar içime aldım. Sertçe oturup kalkmaya başladım üzerinde. Bedenlerimiz bir birine çarparken çıkan sesler ikimizide daha fazla tahrik ediyordu
Üzerinde zıplamaya devam ederken o da elleriyle göğsümü yoğruyordu. Kafasını doğrultup göğüs ucumu ağzının içine aldı. Isırıp öpüyordu. Göğüs ucumu yalayarak bana daha fazla zevk veriyordu. En sonunda soluk soluğa kalmıştık. Üstüne yatıp kollarımı sıkı sıkı sardım ona. Elleri usul usul sırtımı okşuyordu. Oradan daha fazla aşağıya indi. Kalçalarımı sıkıp okşadı. Daha sonra koltukta doğruldu. Benide kucağına alıp ayağa kalktı. Çıplak vücutlarımız bir birine sarmaş dolaştı.

"Nereye?" diye sordum

"Duş alalım" dedi dudaklarını dudağıma bastırırken. Öpüşerek girmiştik banyoya. Beni bir kenara bırakıp küveti suyla doldurdu. Daha sonra kendisi küvetin içerisine girdi. Elini uzatıp benide çağırdı. Küvetin içine oturdu. Bende sırtım onun göğsüne gelecek şekilde oturdum kucağında. Elleri vajınamı buldu, usul usul okşadı. Öyle yavaşlıkla yapıyordu ki, bunu çıldıracaktım

"Hani duş alacaktık?" dedim kendinden geçmiş sesimle

"Alıyoruz işte" dedi omzumun üzerinden öperken

"Bizimkiler ağlasa duyamayacağız ama" dedim endişeyle

"Yüksek sesle inlemezsek duyarız" dedi sırıtarak

"Acaba nasıl olacak o?" dedim sahte kızgınlıkla

Beni kendine taraf döndürdü. Gözleri dudaklarımdaydı

"Bir birimizin ağzının içine inleyerek" dedi dudağı dudağıma kapanmadan önce. Dili ağzımın içini talan ediyordu. Bir birimizin ağzının içine bırakıyorduk inlemelerimizi. Ellerimi onun omzuna yerleştirdim. Onun elleri benim kalçamdaydı. Su sesleri etrafı sarmıştı. Nefes nefese konuşmaya çalıştım

"Şimdide suyun sesi etrafı sarmış" dedim

"Ona bir çare bulamıyorum" dedi hırlayıp dudaklarıma kapanırken. Boğazından çıkan hırıltı sesleri içimdeki arsız kızı daha fazla uyandırıyordu. Bir çırpıda tekrar içime girmişti. Su sesleri, inleme seslerimiz hepsi bir birine karışmıştı

"Arhan biraz sakin" diyebilmiştim nefes nefese

"Sana ne kadar aç olduğumu bilemezsin, hasret kaldım sana" dedi dudağımı ısırırken. Sertçe karşılık veriyordum ona. Ellerinin altında olan kalçamı sıkıp okşuyordu. Ağzının içinde kaybolan inleme seslerim biraz daha kısık geliyordu. Kaç defa ben altta, o üstte dönüp durduk hatırlamıyordum artık.
Beni kucağına alıp duş kabinine soktu. Duş başlığından dökülen su kafamızdan aşağı tüm vücutumuzdan akıp düşüyordu. Bir birimizi yıkadık. Ara sıra yine yaramazlık yaparken buluyorduk kendimizi. İşimizi halledip banyodan çıktık. Benim yürüyecek halim kalmadığı için o beni kurulayıp, giydirdi.
Kendide üzerini giyerken ben onu sırıtarak izliyordum

"Kader bir daha yaparsak hiç halin kalmaz, o yüzden öyle arsızca bakıp sırıtma" dedi

Elimi dudaklarımın üzerine kapadım, sırıtmamı gizledim

Beni kucağına alıp yatağa götürdü. Bebeklerin yanına bıraktı.

"Benim üç tane bebeğim var" dedi alnımdan öperken. Geri çekilip yüzündeki kocaman tebessümle bize baktı. Kafamı Yağmur ve Miran'a doğru döndürdüm. Hâla mışıl mışıl uyuyorlardı
Arhan koltuğa gidecekken kolundan tutup durdurdum

"Nereye? Yatak geniş yanımızda uyu" dedim

Gelip yanımıza yattı. Kollarını bana sardı. Bebekler uyanmadan bizde biraz uyusak iyi olacaktı. O yüzden onun kollarındayken huzurla kapadım gözlerimi. Kocaman bir aile olmuştuk artık...

"İyi geceler" dedi saçlarımın üzerinden öperken

"İyi geceler hepimize" dedim kocaman gülümseyerek

~~~

Bölüm sonu

Umarım beğenmişsinizdir♡

Lütfen vote ve yorum atmayı unutmayın
Yorumlarınız benim için çok önemli<3


Continue Reading

You'll Also Like

624K 25.8K 44
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
90.5K 2.1K 33
Belime dolanan eller ile irkildim. Kalp ritmim hızlanmıştı. Kalbim neredeyse yerinden çıkacaktı. Gözlerimi sıkıca yumdum ve nefes alış verişlerimin r...
1.4K 403 14
Kendimi akıl hastanesinde bulduğumda çok küçüktüm. Şimdi yıllar geçmiş kendimi buraya bağımlı hissetmiştim. Kullandığım ilaçlar,bir elin avucunu dold...
869K 27.2K 34
"Bırak artık beni! Görmüyor musun acı çekiyorum!" Derin bir nefes alıp konuştu, "Sen bana kalbimde taht kurmuş bir kraliçeyi kaybetmeyi öğretmedin. S...