Helloooo nasılsınızz Hazan'a bölüm atmışken Siyah Geceyi de unutmayayım dedim hazırsanız başlıyoruzzz...
Sedef...
"Of abla ne güzel pavyona gidicektik ne işimiz var burada" dedi Ozan ben köşeyi dönüp meyhaneye yaklaşırken "çok konuşma ben arabayı durdururum kim nere isterse gitsin ben burada duracağım" deyip arabayı kenarı çektim. Arabadan inip kapısını kilitledim arkama baktığımda ikisi de arkamdan geliyordu zafer srıtışıyla yürümeye devam ettim masaya geçip oturduktan sonra garson geldi yanımıza "aynısından hepimize" dedi elleri cebinde aşırı karizmatik duran Levent, gülümsedim "Allahtan bununda gönlü yok" dedi Ozan levente bakarken "hangisinden" dedi yaklaşıp Levente kahkaha attım bu hallerine, garson geldikten bir süre sonra içmeye başladık bakın başladım demiyorum çünkü ne kadar zaman geçtiyse şuan 3'müzde baya iyi iyi bir kafadayız "eve nasıl gidicez" dedi sarhoş bir sesle Ozan, elini sağa sola attı Levent "abimi arayın benim telefonum yok çalmışlar" dedi önündeki telefonu görmeyen Levent "orda iki tane birşey var ama" deyip önünü gösterdim biz telefon ararken kapıdan biri girip bizim masaya doğru yürümeye başladı elimle yamuk bir şekilde orayı gösterdim "biri geliyo"...
Yazardan...
Kapıdan giren Polat ilerideki masada olan gözleri üstünde hissetti, laf ede ede yürüdü maslarına "ana abim gelmiş" dedi Levent ona bakarak "o mu geldi" dedi Sedef, derince yutkundu Polat "kalkın hadi eve götüreyim sizi" dedi onlara bakarken, Ozan ve Levent ikiletmeden kalkarken Sedef elini sallayarak konuştu "bne senle hiçbir yere gelmem" dedi sarhoş bir ağızla "yorma Sedef kalk hadi" deyip koluna uzandı Polat "dokunma bana" diye bağırıp kolunu çekti Sedef "bunu sen istedin" deyip sedefi omuzladı cebinden para çıkarıp masaya bıraktı sonra çıktı kapıya "bırak ulan beni torba mıyım ben" dedi Sedef "senin kadar güzel ve tatlı torba mı varmış" dedi Polat "sus be saygısız evlisin sen" dedi omzuna vururken sedef, "he ondan sedef" deyip bıkkınca nefes verdi Polat "boşunadır sözün banaaaa" diye bağırdı kol kola sarhoşça polat ve sedefin arkasından yürüyen ikili nefes alıp sabır çekti polat sınanıyordu bu gece sedefi ön koltuğa oturtup o ikisini de arabaya getirip oturttu sürücü koltuğuna geçip sedefe döndü "ee anahtar nerede" dedi ona bakarken "ney" dedi sedef "anahtar sedef anahtar" dedi sabrı bitmiş polat "haa cebimde ya" dedi cebini arayan sedef "polat" dedi korkuyla "ne oldu" dedi polat "cebim yok" deyip ağlamaya başladı "manyak mısın kızım sussana" deyip sedefe uzandı cebindeki anahtarı alıp arabayı çalıştırdı. "Polat dur" diye bağırdı sedef "noldu" dedi panikle tolga "kusucam abimin arabasına kusarsam beni öldürür" dedi durdurdu polat arabayı sağa çekip, indi sedef kusmaya başladı bir yerden saçlarını tutuyordu ona yaklaştı polat tuttu saçlarını kafasını kaldırdı sedef baktı polata, gülümsedi polat, gülümsedi sedef, elindeki peçeteyle sedefe yaklaşıp ağzını sildi polat sedef kendini tutamadı öpmeye başladı polatı sabah o bu anı hatırlamayacaktı ama Polat hatırlayacaktı sedefe karşılık vermesi kötüydü biliyordu lakin sedefi özlemişti ona bu anı asla hatırlatmayacaktı,sedefin bu hareketine gülümsedi Polat karşılık vermeye başladı iş tutkuya dönmeye başladı ısırdı sedef Polatın dudağını, gülümsedi Polat aynı şekilde oda ısırınca inledi sedef biliyordu polat eğer durmazsa boktan yerlere gidecekti olay, Polat ayrılınca "uykum geldi" dedi tripli sesle sabah olanları hatırlasa kendine küfürler edecekti ama farkında değildi sedef, kucağına aldı sedefi polat arabaya koydu kemeri bağladı "senden nefret ediyorum polat" diye mırıldandı uyku mahmuru sesle sedef, güldü polat "aynen ondan" deyip sürücü koltuğuna geçti arkadaki ikiliye dönüp baktı ikisi de kafa kafaya vermiş uyuyordune gülümsedi ikilinin bu halleri sürmeye başladı Polat...
Sedef...
Sabah gözlerimi odamda açmamla akşamı hatırlamaya çalıştım ama tık yoktu ben nasıl gelmiştim asıl önemli olan şey başım çatlıyordu ayağa kalkıp duşa girdim üzerimi değiştirip tam odadan çıkacakken odaya giren Polatla durdum "aptal mısın ne diye kapı çalmıyorsun" deyince ofladı Polat "çok konuşma be kızım bir kerede" dedi sedefe bakarak "ne istiyorsun" dedim yatağıma oturan Polata bakarken "seni desem ne yaparsın" dedi Polat arsızca bana bakarak bulduğum ilk şeyi fırlattım "gavat mısın?" Diye sordum Polata bakarak "niye lan" dedi Polat "çık Allah için nişanlı biri benim odama giremez helede eski sevgilimse yada dur ben çıkarım" deyip çıktım odadan.
"Günaydın kızım" dedi annem salona girmemle karşımda gördüğüm minaya gülümsedim "günaydın" dedim kapı çalınca kapıya yöneldim "abimdir kahvaltıya gelecekti annemler şehir dışında, anneniz çağırdı da" dedi mina en son onun sesini duydum kapıyı açınca karşımda 26-27 yaşlarında esmer kıvırcık saçlı bir çocuk gördüm "merhaba mina içeride mi" deyince kafamı salladım gülümsedi çocuk girdi içeri salona geçti kapıyı kapatıp bende salona yöneldim salona geçip koltuğun birine geçtim içeri gelen Polat diğer gelen çocukla tokalaşıp oturdu etrafa baktım sofra hazırdı "hadi kahvaltıya" dedi Tuğçe herkes tek tek masaya geçerken abime baktım yoktu büyük ihtimalle işe giymişti Miranda yoktu demekki onu da okula bırakmıştı, anneme döndüm "Levent ve Ozan nerede?" Diye sordum anneme "uyuyo onlar" dedi Tuğçe "ben uyandırayım hastaneye gidecektik beni bırakacaklardı" dedim "bugün mü başlıyorsun" dedi Polat kafamı olumlu şekilde salladım "aa abimi tanıştırmadım" dedi mina "abim utku tuğçe ablalar zaten tanıyor" dedi "bende sedef" dedim gülümseyerek çocukta gülümsedi uzattığı elini sıktım, rahatsızca kıpırdandı yerinde Polat umursamayarak ayaklanıp çıktım salondan...
"güüünaydııın" diye daldım odaya benim sesimle Ozan yorganı daha çok kafasına çekti "5 dakika daha" dedi Levent "hastaneye götürecektiniz ama" dedim kısık sesle tık ilerleme olmadı "tamam" deyip mırıldanarak çıktım odadan salona girdim tekrardan "anne ben çıkıyorum" dedim anneme "kahvaltı etmeyecek misin kızım ve çocuklar nerede kızım" dedi annem "yok kahvaltı etmeyim çocuklarda uyanmadılar ya" dedim "bende çıkacaktım ben bırakırım istersen" dedi kahvaltıdan ayaklanan Utku ben birşey demeye kalmadan annem konuştu "çok iyi olur oğlum geç kaldı" dedi Polat dik dik baktı Utkuya ayaklandı utku evden çıktık...
"Tam tanışamadık Utku ben savcıyım" dedi utku kafamı olumlu şekilde sallayıp ona döndüm "sedef bende doktorum" dedim. Hemen size yolun nasıl geçtiğini de diyeyim Utku sordu ben cevap verdim o sordu ben cevapladım ha bir arada numaramı verdim kafa çocuktu sevdim Utkuyu, neyse ki yol bitmişti şuan hastanede odamdaydım övünmek gibi olsun acil doktoruyum da birazcık.
~~~~~~~
"Hocam" diye biri daldı içeriye, çok genç hanım hanımcık bir kız hemşire kıyafetiyle yüzüme baktı "merhaba" dedi tatlı tatlı tebessüm ettim bu haline "merhaba" dedim karşılık olarak elini uzattı "hocam ben ikbal acilde hemşireyim geldiğimizi duyunca tanışmak istedim" dedi gülümsedi "bende sedef " deyince bana tebessüm etti "otur" deyince yüzüme baktı "e otur böyle girdiğine göre meraklısın" deyince kıkırdadı sonra gösterdiğim yere oturdu. "Kaç kardeşsiniz hocam" dedi gülümseyerek "3, bir abim, bir erkek kardeşim var" deyince gülümsedi "sen?" Diye sordum "2, bir ablam, bir ben" deyince tebessüm ettim "neden hemşirelik hemde acilde?" Diye sorunca güldü "bilmem severim böyle işleri" dedi gülerek "başka sebebi yok mu" deyince burukça gülümsedi nefes alıp konuşmaya başladı "annem kalp krizinden öldü ben lisedeyken doktorlar müdahale etmedi, bakın etmedi diyorum edemedi değil doktor ihmali vardı, o günden sonra kendime söz verdim sağlık sektöründe çalışacaksın ikbar diye sonra kendini burada buldum" dedi burukça tebessüm ettim baktım ona "başın sağolsun" deyince gülümsedi "sağolun, peki siz neden doktorluk?" Diye sordu güldüm "bende cidden sebebi yok öyle sınava girdim çıktım tıp gelmiş baya şaşırdım ama olsun" deyince kahkaha attı "ilk atamanız değil mi?" Diye sordu kafamı olumlu şekilde salladım "benimde" deyince gülümsedim "ablaaağ" diye biri bağırarak odaya daldı bir anda ayaklanınca ikbar de ayaklandı "Ozan" dedim ona bakınca sonra arkasında soluk soluğa kalmış Levent'i gördüm "çok kötü şeyler oldu" dedi Levent sonra İkbara baktı "merhaba" deyip kendini koltuğa attı sonra düzgün bir sekilde oturdu İkbar anlamsızca baktı "çıkayım ben" deyip çıktı odadan Ozanda ikbarin oturduğu yere Levent'in karşısına geçti panikle baktım yerime oturup onlara döndüm "anlatın" deyince nefes aldılar "su" dedi ozan "fenalık geçiriyorum gözünü sevem su" bu kez Leventde deyince masadaki iki şişeyi ikisine de uzattım bu kadar önemli ne olmuş olabilirdi ki? Levent nefes aldı ve konuşmaya başladı...
************
"Ne" dememle Levent konuştu "çok ciddiyim şuan" dedi "salak o anlamda demedim anlamadım bir daha anlatın" deyince nefes aldı ozan tekrar anlatmaya başladı....
Yazardan...
Sedef ve Utku evden çıktıktan sonra Ayşe Hanım etrafına baktı masadakilerle tek tek göz göze geldi tam o sıra Ozan ve Levent geldi masaya "ana ablam nerde la" dedi Ozan "gitti" dedi yemek yiyen Polat sonra Ayşe hanım yanındaki minaya baktı "mina kızım" dedi "buyurun" dedi çatalını bırakan mina "abinin sevgilisi ya da sevdiği falan var mı?" diye sordu Ozan ve Polat aynı anda öksürmeye başladı "al canım" deyip su uzattı Mina nişanlısına "yok Ayşe teyze neden?" diye sordu mina "bizim kıza yapalım" dedi çayını masaya bırakan Tuğçe "niye abla çöp çatan mısın sen?" dedi Polat "evet" dedi Tuğçe "illa birini evlendirmek biriyle baş göz etmek zorun da mısın sen?" dedi tekrar Polat "evet" dedi rahat rahat çay içen Tuğçe "benim başımı bağladın yetmez mi?" dedi Polat "hayır" dedi Tuğçe "onu da baş göz etmem lazım yoksa rahat edemem" dedi tüm ciddiyetiyle, rahatsızlık duydu Polat bu durumdan "Levent ve Ozan var önce onların başını bağla" dedi ikisini göstererek "benim zaten başım bağlı" dedi yemek yemeye devam eden Levent onu es geçti Ozan ve konuştu "hayırdır abi ben bu kadar tepki vermedim birde öz ablam noluyoruz?" dedi Ozan ciddiyetle "abisidir oğlum karışma sen" dedi Ayşe hanım kahkaha attı Levent aynen ne abi ama der gibi "yeter susun yemek yeyin" dedi sert sesle polat...
Sedef...
"Şaka yapıyorsunuz şuan demi?" diye sordum "haşa hoca hanım, herşey böyle oldu işte" dedi Levent "oha ya annem beni veriyor muydu az kalsın" dedim ağzım açık bir şekilde kafasını olumlu şekilde salladı Levent, "abla" dedi Ozan ona döndüm elindeki su şişesini bana uzattı "soğuk su iyi gelir" deyince levent kahkaha attı "rezil" diye mırıldandım "ne zaman çıkarsın abla?" diye sordu Levent kolumdaki saate baktım "yarım saate bekleyin beraber gidelim" dedim onlara kafalarını olumlu şekilde salladılar kapının çalınmasıyla "gir" komutu verdim gözler kapıya döndü "hocam hasta var kayıt yapmam lazım" dedi kafasını uzatan İkbal "gel tatlım" dedim ona bakarak masası bu odadaydı onunla birlikte yaşlı bir teyze girdi "T.C kimlik numaranızı veriri misiniz?" diye sordu İkbal kadına gülümsedim, tatlı kızdı İkbal çokta sevimliydi sevmiştim, Levent ve Ozan telefonlarıyla uğraşıyorlardı ayağa kalkıp kadına ilerledim hasta koltuğunu gösterip karşısına geçtim "ne şikayetiniz var teyzecim?" diye sordum "yavrum benim her yerim ağrıyor sürekli başım dönüyor" dedi İkbal'e döndüm "kan testi ve tansiyon ölçümü olsun" deyince İkbal gülümsedi kağıda birşeyler yazıp kadına uzattı ayağa kalktı eliyle karşı odayı gösterip konuştu "şu karşıdaki odada hemşire var teyzecim ona de kan testini alsın" deyince kadın tebessüm edip çıktı odadan masama dönünde Ozanı yerimde gördüm kafamı sağa büküp güldüm Ozan'ın az önce oturduğu yere oturup telefonumu elime aldım "kızım sonuçlarım çıkmış" dedi içeri giren kadın gülümsedim "bakalım hemen teyzecim" deyip Ozana baktım bilgisayara bakıp konuştu "bir şeyler gelmiş ama" dedi ayağa kalkıp ozanın arkasına geçtim test sonuçlarına bakıp teyzeye döndüm "kanınız çok düşük hem kan ilacı yazıyorum hem de iğne günlük vurunmaya gelmeniz lazım teyzecim" deyince kadın gülümsedi "Allah razı olsun kızım" deyip reçeteyi alıp çıktı saate bakıp bizimkilere döndüm "hadi çıkalım" deyince İkbal ayaklandı "gel bırakalım" dedim gülümsedi "yok ya" dedi Ozan konuştu "gel hadi" dedi çıktı dışarı güldüm bu hallerine hastaneden çıkıp yola çıktık... ( Öncelik olarak spoi değildir amaa itiraf etmeliyim Yazar olarak Ozan ve İkbali shipledim, Ozanla herkesi shipliyorum bence ben Ozana harem kurmalıyım İSDŞLFKJNGKFLŞİ)
~~~~~~~
İkbal'i evine bırakmış bizde eve geçmiştik "bu ramazan davulcu olmaya karar verdim" diyen Ozanı dinlerken zile bastım "olayım demi abla" diye sordu bana kafamı çevirip tam cevap verecekken kapı açıldı kapıdaki Polatla arkamı dönüp Ozana baktım "he ablam daha okulu bitiremedin ramazan davulcusu ol bi o kalmıştı zaten" dedim ayakkabılarımı çıkarırken "önce adam ol" dedi Levent kahkaha attım polatın kahkaha sesiyle yerden kafamı kaldırıp ona baktım kahretsin çok güzel gülüyor "bence sende benle ol iyi para var diyorlar" dedi ayakkabısını çıkarıp içeri ilerleyen Ozan "ben davul çalamam ki" dedi Levent içeri girip kapıyı kapattım salona doğru giderken gene konuşuyorlardı "tamam ben çalarım ablam da şarkı söyler sende keman yada gitar çal" deyince kahkaha attım "bunu evde yapalım" dedim koltuğa otururken annem gülümseyerek bize bakıyordu "ya neden abla ne var söylesen" dedi sitemle Ozan "gerizekalı mani söylemek lazım ben nerden bileyim mani söylemeyi" dedim Ozana bakarak "şarkı söyle diyor ya işte abla" dedi Levent "hayırdır kim söylüyor şarkı" dedi miran kucağında içeri giren abim "halam galiba baba" dedi miran, kucağımı açınca abimin kucağından inip kucağıma geldi derince koklayıp yanağını öptüm "ne şarkısı" dedi abim "ramazan davulcusu olacakmış Ozan leventle bende şarkı söyleyecekmişiz" dedim abime bakarak, güldü "evde söyle ben dinlerim" deyince kalkıp yanına gittim kucağımdaki Miran saçlarımla oynuyordu abim saçımı öpüp beni göğsüne çekti "e hadi söyle abim" dedi abim gülümsedim "neyi" dedim ona bakarak "bizim şarkıyı" deyince güldüm "ama abi hangisini" dedim bizim 2 şarkımız vardı "ben biliyorum" dedi Ozan "küçük olanı" deyince kahkaha attım "levent eşlik eder misin" deyince koşarak odasına girdi elinde gitarla geri geldi gitarı gösterip konuştu "gitar olur demi" deyince kafamı salladım herkes tek tek koltuklara geçti gülümseyip abime baktım "eşlik edersin" deyince kafasını salladı...
Her veda edişimde düşünürüm
Seni bi' daha görememek var
Keşke kimsesiz kalsak, her yerde biz olsak
Ama yine de senleyken dünya bile dar.
Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
Abime baktım gülümseyip anı anda söylemeye başladık...
Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer, bu aşk yalnızca sana değer
Abim bana baktı ben susunca o kısmı kendi söyledi...
Bu adam yalnızca sana boyun eğer...
Sus işareti yapıp kendi söylemeye devam etti...
Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer, bu aşk yalnızca sana değer
Bu adam yalnızca sana boyun eğer...
Abimden devralıp söylemeye başladım...
Her veda edişimde düşünürüm
Seni bi' daha görememek var
Keşke kimsesiz kalsak, her yerde biz olsak
Ama yine de senleyken dünya bile dar
Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
Yine seni düşünürken yağmur çiseledi
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli
Ozan ve abimin birlikte çıkan sesiyle gülümsedim bana bakarak söylüyorlardı Ozan abimin diğer kolunun altına girdi...
Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer, bu aşk yalnızca sana değer
Küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim
Bunun adı aşksa eğer, bu aşk yalnızca sana değer
Bu adam yalnızca sana boyun eğerBu adam yalnızca sana boyun eğerBu adam yalnızca sana boyun eğer
Bu adam yalnızca sana
Gözlerim dolu dolu onlara baktım şarkı bitince onlara bakarak konuştum "ağlarım şimdi görürsünüz" deyince abim bir yanağımı Ozan bir yanağımı öptü "bende öpeyim mi halamı baba" dedi kucağımdaki Miran ev halkı kahkaha attı "öp aslanım" deyince yanağımı öptü bende onu öptüm anneme kaydı bakışlarım gülümseyerek ve gözleri dolu bir şekilde bize bakıyordu gurur vardı gözlerinde iyi ki diyordu sanırım "ağlıycam şimdi" dedi burnunu çeken Tuğçe "hadi yemek yiyelim acıktım" dedi hemen sonra "dur kızım daha yarım saat olmadı sen yemek yiyeli" dedi annem ona bakarak "çok acıktım anne" deyince ev halkı hep ona baktı "ne bakıyorsunuz acıktım" dedi güldüm "sanırım hasta" deyince güldüler gözünden yaş düştü Tuğçenin abim kalkıp onun yanına gidip sarıldı "niye ağlıyorsun şimdi hatun" dedi alnını öperken "bilmiyorum ki kocam bu ara böyle oldum" dedi burnunu çekerken tebessüm ettim hallerine "ben sedefe gebeyken böyleydim" dedi bir anda annem gözler onları buldu "ne" dedi herkes bir ağızdan "yenge" dedim "yok canım" dedi "ne gebesi" dedi kendini inandırmak istercesine "yok yok" dedi "miran küçük daha bakamam 2 çocuğa" dedi "naneleri yerken bize mi sordun abla" dedi Levent kolunu cimcikleyince bağırdı "acıdı" diye mırıldandı "terbiyesiz" diye konuştu Yengem "ben gebelik testi alayım mı yenge" dedim ona bakarken "yok" dedi daha konuşacakken bir anda tuvalete koştu 2 dakika sonra odaya döndü "sedef" dedi ona baktım "test alır mısın yengem" dedi buğulu gözlerle kafamı olumlu şekilde sallayıp kapıya yöneldim" bende geleyim" dedi polat "ya sen her yerden fırlamak zorunda mısın" deyince gözler bizi buldu "geleceğe yatırımdır belki görmem lazım değil mi ama nasıl birşey" diye mırıldandı derince yutkundum gözleri fark edince onu es geçip ev halkına döndüm "yani kardeşim gelsin onla gideyim demek istedim" deyince Ozan ve Leventten püskürme sesi geldi hemen sonra gür bir kahkaha gözler onlara dönünce sustular Ozanla birlikte evden çıktık...
Eve gelmiş yengemin tuvaletten çıkıp sonucu söylemesini bekliyorduk salona giren yengeme döndü gözler elindeki testi sıkı sıkı tutuyordu "noldu yavrum" dedi abim "söylesene abla" dedi Polat elleri dizinde ablasına bakıyordu gayet çekici duruyordu "sanırım bir daha baba oluyorsun kocam" dedi ağlayarak abime "ALLAHHHH" diye bağırdı abim yengemi kucağına alıp dönderdi "dur oğlum kız gebe" dedi gülümseyen annem. Abim bir daha baba oluyordu abim 2 çocuk değil 4 çocuk sahibiydi abim bana ve ozana da babaydı...
Selammm bitti bölüm ne düşünüyorsunuz...
Hakan kuşum baba oldu artık 4 çocuğu var ve sanırım Tuğçe de bu süreçte ona çocuk gibi davranacak...
Hakan ve Ozanın şarkıyı sedefe bakarak söylemelerine ne diyorsunuz?...
Bölüm hakkında yorumlarr...
Diğer bölüme kadar Allah'a emanetsiniz...