MAFYANIN KALBİ

By starrydust-_

5.4K 230 313

Bence bu kitap bir şansı hak ediyor Hayatı boyunca çok büyük zorluklar yaşayan ama hepsinin de üstesinden gel... More

1.Bölüm- Ufak Tesadüfler
2.Bölüm-İlk Karşılaşma
3. Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
0.9
1.1
12.Bölüm

1.0

212 23 38
By starrydust-_

Asel kaçırıldıktan hemen sonra

Savaş Asel'i odada göremeyince bir süre onu beklemişti. Geç saatlere kadar gelmeyince ise Savaş endişelenmiş ve Asel'i hem aramış hem de ona bir sürü mesaj atmıştı ama Asel ne mesajlarına ne de aramalarına geri dönmemişti. Savaş bir süre daha beklemiş ama sonrasında ise hiç yapmayacak olduğu bir şeyi yapıp Kuzey'in kapısını çalmıştı.

Savaş kapıyı o kadar sert çalıyordu ki Kuzey uykusundan küfürler ederek uyanmış ve kapıyı açmıştı. Kuzey de karşısında Savaşı görünce birkaç saniye duraksamış sonrasında ise konuşmaya başlamıştı.

''Ne işin var lan senin burada? Üstelik bu saatte.''

''Asel'in nerde olduğunu biliyor musun?'' 

''Asel nerde olacak bu saatte uyuyordur .''

'' Uyumuyor işte. Uyusaydı gelip sana neden sorayım amına koyayım.''

''Ne bileyim ben amına koyayım. Odasında değil mi?''

'' Kuzey sen anlama özürlü müsün? Aynı odada kalıyoruz odada olsaydı gecenin bu saatinde gelip sana Asel nerde diye sorar mıydım?''

'' Asel odasında değil mi şimdi?''

''Değil! Bu saate kadar odaya bir kez bile gelmedi ne telefonlarımı açıyor ne mesajlarıma cevap veriyor. Asel bu saatte nerde olabilir.''

''Olsa olsa ya Alara'nın ya da Yiğit'in yanındadır. Yiğit uyuyor olduğuna göre Alara'nın yanındadır.''

''Umarım Alara'nın yanındadır. Ve umarım Sarp abinin bahsettiği Hakanın bu konuyla bir alakası yoktur.''

''Gel gidip bakalım Alara'nın yanında mı değil mi.''

Savaş ve Kuzey Alara'nın odasına gidip kapıyı çaldığında Alara uykusunda uyanıp söylenerek kapıyı açmıştı ama karşısında Savaş Ve Kuzey ikilisini görmeyi beklemiyordu. 

''Ne işiniz var ya sizin bu saatte burada üstelik beraber? Kafanıza saksı falan mı düştü.''

''Boş ver saksıyı falan. Asel'in nerde olduğunu biliyor musun. Ulaşamıyoruz ona. '' Alara Savaş'ın bu sözleriyle anında kendine gelmiş ve Savaşa dönmüştü.

'' Ne demek Asel'e ulaşamıyoruz? Kuzey ?''

''Ulaşamıyoruz işte hala odasına gitmemiş biz de belki sen biliyorsundur diye senin yanına geldik ama sen de bilmiyormuşsun.''

'' Bana biraz tek başıma yürürüm demişti . ''

''Ne zaman söylemişti?''

'' Şarkı söyledikten sonra işte sen de ordaydın hatta. Bana çıkıp biraz hava alırım dedi ben de tamam dedim. Bu saatte kadar nasıl gelmez ya.'' Alara konuşurken aynı zamanda içeriye girmiş ve telefonunu alıp geri gelmişti. Telefonunu kontrol ettikten sonra Asel'in hiçbir mesaj atmadığını görünce daha da tedirgin oldu ve Asel'i üst üste aramaya başladı ama hiç birinde telefon açılmamıştı.

''Kuzey ya bir şey olduysa Asel'e?'' Alara bir cevap istercesine dolmuş gözleriyle Kuzey'e bakıyordu. 

'' Olmamıştır bir şey. Sen git Sarp'ı uyandır ben de Yiğit'i uyandırayım belki hala sahildedir..''

-***************************-

Şuan herkes Asel'i arıyordu İstanbul'un dört bir yanına haber salınmıştı. İstanbul'dan çıkmadıklarını biliyorlardı en azından. Saatler geçmiş ama hala Asel'den ses seda yoktu ve geçen her saniye herkes daha çok gerginleşiyordu. Bir çok yere gitmişlerdi ama hepsinden de de elleri boş dönmüşlerdi.

 Alara gittikleri son yeri patlatmıştı ve bundan zerre pişmanlık duymuyordu. Asel Alara'nın kız kardeşiydi ona bir şey olursa Alara bir daha asla eskisi gibi olamazdı. 

Sarp genelde aralarında en sakin ve soğuk kanlı olsa bile şuan o bile  çıldırmak üzereydi. 

Yiğit ise her zamankinin aksine yemek yiyip etrafa neşe saçmıyordu. Son gittikleri yerden de elleri boş dönünce kapının yanındaki duvara çökmüş karşısında boş bakışlar atıyordu. 

Gökhan ise her zamanki gibi agresifti etrafı birbirine katmıştı şuan ise ne işi olduğunu bilmediği Savaşın salonunda elinde telefonla dönüp duruyordu.

 Savaş ise Asel ile tanışalı çok uzun bir süre geçmese bile şimdiden ona bağlamıştı ama bunu kabul etmek istemiyordu. Gökhan ile gittikleri her bir yeri dağıtıyorlar ve elleri boş geri geliyorlardı. Gökhan ve Savaş ufak bir yanlış anlaşılma yüzünden şuan bu haldeydiler ve Asel'in kaçırılması ile beraber tekrar yan yana gelmişlerdi.

Şuan hepsi beraber Savaşın evinde Güney'in bir şeyler bulmasını bekliyorlardı.

Alp savaşı bir bahaneyle kaldırıp içerideki odalarından birine götürmüştü.
''Savaş sen ne yapıyorsun?''

Savaş önce Alper'in bu söylediğine anlam verememişti.

''Ne demek ne yapıyorum amına koyayım.''

''Yani biz şuan neden Asel'i bulmak için seferber olduk. Tamam hakan abinin kızı eyvallah ama bize ne abi bundan.'' Savaş kaşlarını çatarak Alper'e bakmıştı.

''Ne demek bize ne bundan. Asel kaçırılmış biz burada öyle elimiz kolumuz bağlı oturacak mıyız?''

''Savaş. Başkası olsa umurunda olmaz şu zamana kadar umurumda olmazdı en azından ama Asel kaçırılınca neden böyle yapıyorsun. Hiç bana hakan abinin kızı deme Savaş. Sen kimse için bu kadar uğraşmazsın. Bulduğumuz her yerde Asel burada yok diye sinirlenip etrafı dağıttın sen.''

Savaş Alper'in bu sözlerinden sonra daha fazla bir şey söyleyemedi haklıydı çünkü şuana kadar kimse için kılını kıpırdatmayan Savaş şuan Asel için endişeleniyordu. Ama kendisi de bunun nedenini bilmiyordu. Tek bildiği Asel kaçırılınca içinde anlamlandıramadığı bir his ortaya çıktığıydı. Ve Savaş bu zamana kadar kimse için böyle duygular hissetmemişti.
''Savaş aşık mı oldun sen ?''

''Ne aşkı anasını satayım saçmalama.''

Aşık falan olmamıştı o hem sadece bir aydır tanışıyorlardı nasıl aşık olabilirdi ki. O zaman bu yaptıkları neydi. Sadece hakan abiye yardım etmek istiyorum diye kendini kandırmaya devam etti ama kendisi de bunu çok iyi biliyordu ki asıl sebep bu değildi.


Alper tam konuşacaktı ki İçerden gelen güneyin sesi ile lafı ağzına tıkılmıştı.
"Buldum. " Güneyin sesi ile kendine gelen Savaş anında arkasını dönmüş ve Alper'e bakmadan neredeyse koşar adımlarla içeriye gitmişti. Alper ise savaşın ardından bilmiş bir ifadeyle bakıyordu.
"Az önce bana bağırarak aşık değilim diyen adama bak amına koyayım. O nasıl gidişi ya. Bir de hala aşık değilim diye boş boş konuşuyor. Kendine bazı şeyleri itiraf etmeyi başardığında umuyorum ki her şey için çok geç olmaz."


*********************


Herkes güneyin başına toplanmış ve bilgisayara bakıyordu. Güney önce sahildeki kamera kayıtlarını bulmuştu.
"Sen kamera kayıtlarını nerden buldun? Biz baktığımızda kayıtlar tamamı ile silinmişti. " Sarpın bu sorusundan sonra herkes aynı şeyi merak etmişti çünkü baktıklarında tüm kamera kayıtları silinmişti ve hiçbir şey bulamamışlardı.
"Evet kamera kayıtlarını otelin güvenlik kayıtlarından silmişler. Ama bu kayıtlar aynı zamanda kameranın alındığı güvenlik şirketine de bağlı ve aradığımız adamlar oradan silmeyi akıllarına bile getirmemişler."

''Ama senin aklına geldi.''

''Elimizde nasıl bir zeka varmış da kullanmayı bilmiyormuşuz.'' Güney bu konuşmanın ardından tekrar bilgisayarına döndü ve anlatmaya kaldığı yerden devam etti.

''Kamera kayıtlarından Asel'i kaçıran arabanın plakasını bulup takip ettirdim ama bir yerden sonra aracı değiştirmişler ve bu da mobese kayıtlarına yakalanmış. Arabanın en son görüldüğü yeri araştırdım ve o evrede olabilecekleri tek bir yer ver çünkü geri kalan kısım sadece ormandan oluşuyor. Küçük kulübe gibi bir yer var yanında ise bir depo . Asel'i burada tutuyor olmalılar. Konumu az önce hepinize attım.''

Güneyin konuşması bittiğinde Savaş arabanın anahtarını alarak hızlıca kapıya doğru ilerledi ve hemen arkasından diğerlerinin de çıkması ile arabalara bindiler ve Güneyin attığı konuma doğru ilerlemeye başladılar.

****************************************

Kuzeyin arabası önde giderken Savaşın arabası ise hemen arkasından onu takip ediyordu. Güney'in attığı konuma çok yaklaşmışlardı. Kuzey sürmeye devam ederken Savaş ormanlık alanda gördüğü görüntüyle arabayı durdurmuştu. Orada gördüğü kızıl kafa Asel'e ait olabilir miydi? Hızla arabadan inip o yöne doğru gitmeye başladı.  

Savaş yaklaşınca Asel olduğuna emin oldu ve derin bir nefes aldı. Artık rahatlamıştı çünkü ardağı kişi tam karşısındaydı. Savaş hızlıca arkasını dönen ve silahı kendisine tutan bir Asel görmeyi beklemiyordu elbette. Asel de Savaş kadar şaşkındı ama bir o kadar da rahatlamıştı arık güvendeydi çünkü Savaş gelmişti. Elindeki silahı indirip hızlı adımlarla Savaşa yaklaştı ve aniden kollarını Savaşın boynuna doladı ve sıkıca sarıldı. Neden yaptığı kendisi de bilmiyordu sadece yapmak istemiş ve yapmıştı.

Savaş'ın kolları da anında genç kızın beline dolandı. Ve derin bir nefes aldı.

''Buldum seni.'' Genç kız sessiz kaldı. Savaş onu bulmuştu artık derin bir nefes alabilirdi. 

Asel hafifçe kollarını gevşetip geri çekilirken Savaş ta belindeki elleri hafifçe gevşetmişti. Şimdi ikisi de birbirinin gözlerinin içine bakıyordu ama çok geçmeden ikisinin de hiç beklemediği bir şey oldu. Savaşın bakışları nedensizce Asel'in dudaklarında takılı kaldı ve önünü arkasını düşünmeden sadece kendini ana bıraktı ve kalbinin sesini dinledi. Dudaklarını yavaşça genç kızın dudaklarına yasladı.

**************************************

Tekrar Asel'den devam

Bir anda dudaklarımda hissettiğim yoğun baskıyla gözlerim kocaman açılmıştı. Bir anda hiçbir şeyi umursamadan beni öpmesi benim için çok beklenmedik olmuştu. Sanırım kalbim o noktadan sonra atmayı bırakmıştı çünkü hislerime anlam veremiyordum. Bir anda içimden çok büyük bir duygu seli geçti. Parmakları hala belimdeki konumunu korurken diğer elini yanağıma çıkarmıştı.

 Bu hayatımda aniden gerçekleşen şeylerin en güzeliydi sanırım.

 O sırada ne yaptığımı düşünmemeyi bırakmıştım ama çok geçmeden kendimi gevşettiğim ellerimi tekrar birleştirmiş bir şekilde ona karşılık verirken buldum. Benim kadar bu duruma o da şaşırmıştı çünkü birkaç saniye de olsa hareketi durmuştu ama olayın şokunu üstünden attığında belimdeki eli sıkılaşmış ve beni kendine çekmişti. O andan itibaren bütün duygularım karışmıştı ve birkaç saniyelik de olsa tüm dünyadan soyutlaşmıştım.           

Bir süre sonra geri çekilince titrek bir nefes aldım. Kendime gelince geri çekilerek konuşmaya başladım.

''Bu neydi şimdi.'' Derin bir nefes aldı.

''Bilmiyorum.''

''Eğer bunu bir daha yaparsan....'' Lafımı bitirmeme izin vermeden beni tekrar kendine çekip dudaklarımı küçük bir öpücük daha kondurdu. Ama tam o saniyede gelen çığlık sesi ikimizi de bozguna uğratmıştı.

''O Alara'nın sesi miydi ben mi yanlış duydum?'' Alara burada ne arıyordu?

'' Sanırım.'' Aynı saniyede hızlıca sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladım ama bir anda aklıma gelen şeyle küfrettim. Ses az önce olduğum kulübeden geliyordu ve benim orada olduğumu düşünüyorlardı ama kocaman bir sorun vardı çünkü be o evi resmen yakmıştım. 

Kulübe görüş açıma girince Alara'yı yere çökmüş çığlıklar atarak ağlarken bulmuştum Sarp da Alara'yı sakinleştirmeye çalışarak yerden kaldırmaya çalışıyordu. Kuzey ise hemen yanında başını ellerinin arasına almıştı. Yiğit de Kuzeyin yanına çökmüş yanan kulübeye odaklanmış gibi bakıyordu. Savaş arkamdan gelip bu durumu görünce koca bir siktir çekmişti. 

Hızlıca Alara'nın yanına giderek yere çöktüm ve bakışlarının bana dönmesini sağladım. Benim olduğumu gördüğü an çığlık atmayı kesmiş bana bakıyordu.

''Asel?''

''Buradayım. İyiyim bana hiçbir şey olmadı. Bak gözlerinin önündeyim.''

''Buradasın?''

'' Buradayım.''

''Yaşıyorsun?''

''Yaşıyorum.'' Hızlıca doğrulmuş ve bana sıkıca sarılmıştı. Ne kadar korktuğunu tahmin edemiyordum. Bu sırada Kuzey, Sarp ve Yiğit de beni fark etmiş yanıma gelmişti.

''Ama ev yanıyordu ve senin burada olduğundan emindik.'' Kuzeyin konuşması ile bu defa ona doğru döndüm. Ama ben cevap veremeden Alara başını kaldırarak bana bakmış ve konuşmaya başlamıştı.

''Evet hatta kolyen de yerdeydi. Biz de sandık ki sen de evin içindeydin.'' Ağlaması kesilmişti ama hala gözleri dolu dolu bakıyordu etrafa.

'' Yani ev yanarken sen buradan nasıl kurtulmuş olabilirsin ki.''

'' Şey. Aslında ev yanarken kurtulmadım.'' Hepsi merakla gözlerini üzerime dikmiş ne söyleyeceğimi bekliyordu. ''Evi ben yaktım.'' Hepsi şaşkınlıkla bana bakıyordu. Savaş hariç hepsi benim bu evden bir şekilde kurtulabileceğime emindi çünkü ama Savaş henüz beni tanımıyordu. Ama hiçbiri benim evden evi yakarak kurtulabileceğimi sanmıyordu. Çünkü ben genellikle sessiz çalışırdım ama bu sefer bir değişiklik yaptım.  

''Ne demek evi yaktım Asel? İçindekilerle birlikte mi?''

''Evet. Çıkmış da olabilirler ama bilmiyorum.'' Ben konuşurken Alara kendini toparlamış ve bana sarılmayı bırakmıştı. Ben de ayağa kalkıp ardımdan onun da kalkmasını sağladım. Kalktığım gibi Kuzey gelip bana sarılmıştı. Ben de beklemeden kollarımı ona sardım. Ardından Sarp ve Yiğitle de sarıldık. Savaş gidip arabasını bıraktığı yerden geri getirmişti. Sonunda artık bu yerden kurtuluyordum. Bir an önce eve gidip şu kıyafetlerden kurtulmak istiyordum artık. 

Ben Savaş'ın arabasına binerken diğerleri Kuzey'in arabasına biniyordu ki gelen sesle hepimiz kısa bir an duraksadık. Bu silah sesiydi ve çok yakından gelmişti. Etrafıma baktığımda yanılmadığımı gördüm . Büyük ihtimalle beni kaçıranların şu bahsettiği patronun adamlarıydılar. 

**************************************

Sınır dolmadan bölüm atmayacaktım ama... 

Aması yok işte

Hiç konuşasım yok bu bölüm sonunda o yüzden direkt sona geçiyoruz. 

HER SON YANLIZCA YENİ BİR HİKAYENİN BAŞLANGICIDIR 💜

Bir sonraki bölüm için sınır

oy 15

yorum 35 

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 94.6K 43
• INDIAN ARRANGE MARRIAGE • ˜"*°•.˜"*° •°*"˜.•°*"˜ "You're my peace within all the Chaos of my life" ...
12.2K 284 8
From the moment we left Kuzgun and Dila in his car after leaving Ferman and the dark past behind them to their wedding, ever wonder what could have h...
4.7M 158K 48
When strangers from completely different backgrounds get married... -- Shifting as the cool breeze toyed with my senses, I sighed at my husband stand...