Tuana:abi...
Dedim bilmem kaçıncı kere.
Tuana:abi,abi.
Dedim ama hala ayılmamıştı.
Demir:ah yeter be! Sende emelin yetimaneye bırakılan sahnesi gibi abi,abi,abi bir sus başım şişti.
Demire ters ters bakıp koltukta yatan abime baktım.
Tuana:her şey mahvoldu ya.
Dedim ağlamak ister gibi.
Leya:saçmalama. Her şey çok güzeldi.
Dedi omzuma dokunup.
Mutsuz bir şekilde gülümsedim.
Abim bayılmış ve bir türlü ayılmamıştı.
Çağanlar gitmişti her şey güzel gibiydi abimin her şeyi mahvetiğini saymazsak tabii.
Amcasının ne düşündüğünü merak ediyordum rezil mi olmuştum?
Ama en güzel günümde de bu yapılmazdı ki!
Oturup hüngür hüngür ağlamak gibi bir istek vardı içimden.
Yağız:tamam oğlum ne uyudun sende.
Dedi abimi omzundan dürtüp.
Abim olduğu yerde sağa sola dönmeye başladı.
Arda:v-v.
Diye bildi sadece.
Tuana:abi!
Dedim hemen.
Arda:verme...
Diye mırıldandı.
Arda:vermedin,vermedin.
Uyandığını anladığımda derin bir nefes verdim.
Arda:dimi?
Babamın yüzüne bakıyordu.
Arda:vermedin dimi?
Babam kendi kendine bir şeyler saydırdı.
Arda:o yavşağa kardeşimi vermedin dimi?
Babam abime dik dik baktı.
Arda:baba bana bir şey söyle!
Diye bağırdı.
Arda:vermedim de!
Demir boğazını temizleyip öne doğru geldi.
Demir:verdi valla.
Dedi ardaya gülümseyip.
Arda çığlık attı.
Seher:tövbe tövbe.
Dedi annem irkilerek.
Arda:hayır!
Dedi bağırırken.
Yüzünü yastığa gömdü ve ağlar gibi sesler çıkarmaya başladı.
Arda:olmaz!
Dedi çocuk gibi ayaklarını çırpıp.
Arda:vermez!
Elerini yumruk haline getirmiş yatağın iki yanına vuruyordu.
Arda:vermez! Vermez!
Ayaklarını çırpıyordu.
Bir an rol yapıyor sanıyordum ama ciddi ciddi gözünden yaşlar akıyordu.
Demir:ağlum mal mısın?
Arda:nasıl verirsiniz kardeşimi o piçe?
Dedi bağırarak.
Annem anında elindeki terliği çıkartıp.
Seher:düzgün konuş yoksa yersin terliği!
Diye uyardı.
Allahım evlatlık mıyım neyim?
Annem evli çocuklu olan abimi terlikle tehdit ediyordu.
Babam elindeki tesbihi salayıp arapça bir şeyler söylüyordu -sanırım büyü yapıyor-
Abim beni çağana verdikleri için at gibi tepinip ağlıyordu.
Arda:nasıl verirsiniz? Nasıl?
Seher:oğlum turşusunu mu kuracaktık kızın?
Arda:kurardım gerekirse onu da kurardım.
Seher:oğlum görmüyor musun kızın halini 'vermezseniz kaçarım'gibi bir hali var.
Arda:kulağından çeker geri getirirdim.
Abim bir türlü çağana olan aşkımı kabul etmiyordu.
Ama artık bu çocukça şeyinden vazgeçmesi gerekiyordu çünkü yakında çağanla evleniyorduk. Bu onun için berbat bir şeydi.
Arda:o daha büyüyecekti!
Dediğinde yanına yaklaşıp kulağına doğru eğildim.
Tuana:ben büyüdüm abi. Kocamın karısı olacak kadar büyüdüm.
Abim birden öfkeyle bana döndü.
Arda:ne diyorsun sen be!
Yüzümü buruşturdum ama hemen sonra dudaklarıma o sinsi sırıtışı yerleştirdim.
Tuana:ben büyüdüm!
Dedim bağırarak.
Tuana:biraz daha büyüyüp kocamın karısı olacağım.
Abim birden şoka uğramış gibi gözlerini kocaman açtı.
Arda:defol gerizekalı! Hep küçük kalacaksın sen!
Abime dil çıkarıp arkamı döndüm.
Onunla daha fazla uğraşmak istemiyordum.
Odama gidip kapıyı kapattım.
Üzerimdeki elbiseyi çıkartıp kenara koydum. İçimdeki iç çamaşırları ile yatağa oturdum ve telefonu elime aldım.
Henüz. Mesaj almamıştı bu meraklanmamı sağladı.
Nasıl hissediyorsun?
Diye bir mesaj attım.
Ardından makyajımı çıkartıp sıcak bir duşa girdim. Duşta bkraz fazla uzun kaldığımı buzuşmuş parmaklarımdan anladım ve duştan çıktım.
Hızlı bir şekilde üstümü bornoz ile sarıp telefonu elime aldım.
Dünyanın en güzel kadınını karım yapmaya bir adım daha yaklaşmış gibi hissediyorum.
Uzun süre önce cevap verdiği mesaja uzun uzun gülumseyerek baktım.
O kadın karın olacak mı peki?
Hızlı bir şekilde cevap verdi.
En kısa sürede.
Yatağa oturup cevap yazdım.
Söz verebilir misin?
Diye atım mesajı.
Söz. En kısa sürede karım yapacağım bak gör sonra neler yapıyorum.
Saçlarımın ıslaklığını umursamadan Yatağa uzandım.
Korkmalı mıyım?
Cevap fazla gecikmedi.
Hayır:)
Ona cevap verip üstümü giyimeye başladım.
Altıma gri bir eşofman üstüme çağana ait bir tişört giyidim.
Islak saçlarımı havluyla sardım.
Odamdan çıkıp bahçeye gittim.
Diğerleri orta da yoktu esen rüzgarın altında ayran ile beraber oturuyorduk.
Karnı büyümüştü çok yakında dört tane daha kedimiz olacaktı.
Ama onda bir şeyler vardı.
Çok yorgundu,yemek yemiyordu sadece uyuyordu.
Hasta gibiydi. Veterineri aradığımızda sadece hamile olduğu için böyle olduğunu söylüyordu ama öyle olmadığını biliyordum.
Demir kapıdan çıkıp yanıma geldi.
Demir:hasta olacaksın.
Dedi yanıma oturup.
Tuana:şuan üstündeki ceketi çıkartıp bana vermen gerekiyordu.
Demir bana çok beklersin gibi bir bakış attı.
Demir:kocan versin.
Dudaklarıma istemsizce bir gülümse yerleşti.
Demir:cidden bu kadar aşık mısın ona?
Dedi derin bir iç çekip.
Tuana:hıhı.
Dediğimde Ofladı.
Tuana:ne oldu?
Dedim ona dönerek.
Demir:bir ara çağanla dalga geçiyordum şimdi aynısını ben hissediyorum.
Kaşlarım çatıldı.
Tuana:ne?
Demir:bir ara çağanın dedikleriyle çok dalga geçmiştim. Hata aylarca geçmiştim. Şimdi ben de aynı duyguları hissediyorum.
Tuana:çağan ne söylemişti ki size?
Dedim hemen.
Demir:neler dememişti ki Okula geldiğin zamanlar.
Tuana:ne demişti?
Diye sordum.
Demir:benden duyduğunu söylemek yok.
Tuana:tamam!
Çağan:abi dibe düşüyor gibiyim.
Dediğinde ona bilmiş bilmiş baktım.
Yağız:çabalayacaksın kardeşim.
Dedi omzunu silkip.
Çağan:çabalıyorum ama çok zor.
Onlar aralarında konuşurken elimdeki cips ile onları dinliyordum.
Berat:ne hissediyorsun tam olarak?
Çağan bir süre duraksadı.
Çağan:yanıyorum bu kız benim olsun diye.
Diye cevapladı berbatı.
Çağan normelde bu kadar açık sözlü değildi ama alkolun etkisi vardı.
Bugün normalde içtiğinden daha fazla içmişti ve biraz daha giderse sarhoş olacaktı.
Demir:nerden girdi bu kız birdan hayatımıza ya.
Dedim mırıltı gibi.
Çağan:bilmem.
Dedi efkarlı bir şekilde.
Çağan:cidden neyin nesi bu kız?
Dedi oflayarak.
Arda:aranızda ne var onunla?
Diye sordu.
Çağan:hiçbir şey.
Yağız:peki olacak mı?
Diye sordu oda.
Çağan bir süre duraksadı. Düşündü ve ne olabileceğini sorguladı en son derin bir nefes verip.
Çağan:belki eli elime bir deyse.
Dedi ama daha sözünü tamamlamadan yutkundu.
Aklındaki düşünce her neyse onun terlemesini sağlamıştı.
Çağan:abi ben dayanamıyorum bu kıza!
Sesinde hiç duymadığım bir ton vardı.
Bu Çağan değildi. Çağan hiç böyle olmamıştı.
Çağan:abi çok güzel. Güzelin böylesini hiç görmedim ben.
Çağan ilk defa kendini,hissettiklerini anlatıyordu bize.
Belki anlatığı bir kızdı ama yine de açıyordu bizi kendine.
Demir:tam olarak ne hissediyorsun.
Çağın:ne hissediyorum bilmiyorum.
Dedi önündeki bardağı kafasına dikip.
Çağan:tek bildiğim varmış benden delisi.
Sarhoştu cümlelerini yarım yamalak tamamlıyordu.
Yağız:peki tuana biliyor mu bu hallerini?
Aptal değilse anlıyordur herhalde.
Çağan:sözlerim beni eli veriyor.
Dedi yutkunup.
Arda:oğlum seni bu kadar etkileyecek ne yaptı bu kız?
Çağan:dokunuşu bile yeter etkilenmem için.
Çağanın sözleri beni bile şoka soruyordu.
O nasıl bu kadar aşık olmuştu?
Tamam aralarında bir şey olduğunun hepimiz farkındaydık ama bu kadarı asla beklediğim şey değildi.
Çağan bağlanmazdı ama şuan anladığımda göre tuanaya tanıyordu.
Allahım Çağanı eski haline geri getirir misin?
Hanımcı bir Çağanı görmek için gencim.
Demir:düşünsenize. Hanımcı bir Çağan.
Dedim içimde tutamayıp.
Çağan:saçmalama!
Diye bağırdı.
Çağan:olamaz öyle şey-
Dedi ama ardından ağzındaki alkolü dışarı fışkırtı.
Bir süre gözleri kocaman açık bir şekilde durdu.
Hepimiz ona bakıyorduk ama o sadece yere bakıp bir şeyler mırıldanıyordu.
Birden sertçe yutkundu ve.
Çağan:olamaz! Olucam kölesi.
Dediginse büyük bir kahka attım.
Yağız:konuşabilse neler neler anlatacak ama sarhoş.
Dedi ben kahka atarken.
Tuana:cidden mi söyledi mi bunu?
Dedim hemen.
Demir:evet.
Dedi gülerek.
Demir:fazla sarhoştu.
Tuana:inanmıyorum.
Dedim önüme dönüp. Cidden demiş miydi?
Şuanki Çağan olsa inanırdım ama o çağanın bunları söyleyeceği aklımın ucundan geçmezdi.
Tuana:peki sen kime karşı hissediyorsun bunları?
Diye sordum.
Demir:bir önemi var mı?
Diye sordu gökyüzünü izlerken.
Tuana:merak ettim. O hissediyor mu peki aynı şeyleri?
Derin bir iç çekti.
Demir:umrunda dahi değilim.
Tuana:nerden biliyorsun?
Demir:çok kibar. Bana karşı da çok samimi, her an derdime çağre bulabiliyor her an yanımda olmak için hazır.
Kaşlarım çatıldı.
Demir:ama herkese karşı öyle. Herkes neyse bende oyum. Ne eksik ne fazla. Hiçbir zaman bir üst seviye olmayacağım.
Yere uzanıp kolarını kafasının altına yerleşitrdi.
Tuana:bilemezsin demir. Her an her şey değişebilir.
Demir:nerden biliyorsun?
Diye sordu umursamazca.
Tuana:kendimden.
Dedim yanına uzanıp.
Demir:sizinki farklı. Siz bir oyuna kuran gidip birlikte olmak zorunda kaldınız. Kadar sizi hep birleştirdi. Bizimki sadece tesadüf. Bugün var yarın yok.
Demiri ilk defa bu kadar ciddi ve duygulu görüyordum.
Yüzünde kırgın bir ifade vardı.
Tuana:gerekirse büyü yaparız oğlum üzülme sen.
Dedim omzuna vurup.
Demir:doğruyu söyle çağana büyü mu yaptın?
Diye sordu gülerek.
Tuana:hayır. Ama hanımcı olması için yapmayı planlıyorum.
Demir bana gözlerini açmış garop bir surat ifadesi ile bakıyordu.
Demir:zaten hanımcı olum. Daha üst seviyesi mi var bunun?
Tuana:daha fazla hanımcı olmasın mı?
Demir:çağanı uyarsam iyi olacak.
Dedi tekrar gökyüzüne dönüp.
Tuana:onu bunu geç de söylesene kim bu kız?
Bir süre duraksadı.
Belki de kararsız kaldı.
Yutkundu ve dudaklarına yarım bir gülüş yerleşti.
Demir gerçekten aşık olmuştu.
Demir:lavinya...