Dizlerim deli gibi titriyordu.
Heyecandan yerimde duramıyordum.
Bugün nasıl geçecek bilmiyordum ama bir an önce başlaması için dizlerim titriyordu.
Aynadan kendime defalarca bakmış ve defalarca kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
Ama içimden çığlık atmak geliyordu kendimi çok garip hissediyordum.
Bunun böyle bir hiss olacağını tahmim edemezdim.
Sürekli mekyajımı ve elbisemi kontrol ettim.
Elbise çok hoş ama abartılı duruyordu yine de hoşuma gitmişti ve gerçketen beğenmiştim.
Ama böyle bir günde giyilir mi bilmiyordum yine de başka bir seçeneğim yoktu.
Herşey için çok geçti her şey hazırdı.
Hazır mısın güzelim,geliyorum seni almaya.
Buraya gelecek olması beni daha çok telaşa soktu.
Kaç kişilerdi,kim gelecekti bilmiyordum.
Çağan sen gelme ya.
Yazdım hemen.
Seni alıp giderim çok kalmam.
Onun şuan sakin bir şekilde buraya gelmeye başladığından emindim.
Vazgeçtim gelmeyin!
Derin derin nefes alıp kendimi yapıştırmaya çalışıyordum.
Oldu tuana emrin olur.
Göz devirdiğine emindim.
Ben ciddiyim.
Dedim.
He güzelim he.
Diye cevap verdi Çağan.
Çağan ben çok heycanlıyım,sen nasıl bu kadar sakinsin
Mesajı yazarken elerim titriyordu.
Heyecanımı düğüne ve düğünden sonrasına saklıyorum sen de öyle yap.
Yaptığı ima telefonuma ters ters bakmama sebep oldu.
Gelme Çağan. Gerçekten. Vazgeçtim ben,istemiyorum seni,gelme.
Çağan fazla bekletmeden cevap verdi.
He yavrum sen öyle diyorsan öyledir.
Yazdığını görünce öfkeyle telefonu kapatım.
Seher:kızım?
Dedi odaya girip.
Seher:çık artık.
Dedi içeri girip.
Uzun uzun süzdü beni.
Beni defalarca görmüştü ama her defasında sanki ilk defa görmüş gibi tepkiler veriyordu.
Seher:maşallah güzelime?
Dedi elimi tutup.
Seher:büyümüşte istemeye geliyorlarmış kızımı.
Bunu kabul etmek istemiyor gibiydi.
Tuana:evde kalırsın diyordun?
Dedim gülerek.
Seher:senin gibi bir deliyi anca başka bir deli alırdı zaten.
Tuana:kocama deli demesek mi?
Bana yandan bir bakış attı.
Seher:bu kadar meraklıysan kocana biz hiç uğraşmadan verseydik gitseydin.
Tuana:sende çok meraklısın beni vermeye.
Dedim tirip atar gibi.
Seher:yeteri kadar nazını çektim. Git bak bakalım orda sana baba evindeki gibi davranıyorlar mı?
Annemin gözleri dolmuş ağlamamak için sıkıyordu kendini.
Serkan:hanım rahat bırak kızı.
Demir:cidden ya makyajı akarsa?
Tuana:tek sorun bu mu?
Diye sordum kaşlarımı çatıp.
Demir:evet.
Dedi omzunu silkip.
Babam bana uzun uzun bakıp aşağı indi.
Onunla uzun uzun konuşmuştum ama hala kabulenemiyordu.
Çağanla evlenmemi istemiyordu ama kendisi demişti gidip o zibidiye söyle gelip istesin seni diye.
Evet babam söylemişti hatta madem aşık bu adam sana bu kadar, yiğit gibi gelsin kapıma tüm dürüstlüğü ile alsın. Yüzünün güzeliği gibi yaşatsın seni.
Bu sözler babamın ağzından çıkmıştı bende onun dediğini yaptım.
İki haftadır şu isteme için uğraşıyorduk.
Her şeyin güzel olması için elimden geleni yapmıştım demirler her konuda bana yardımcı olmuş hatta organizasyonu onlar haletmişti.
Şimdi geriye sadece çalanların gelmesi kalmıştı.
Demir:sakin ol.
Dedi yanıma gelip.
Tuana:öleceğimi hissediyorum.
Demir:tuana.
Dedi uzun uzun süzüp.
Demir:çok güzelsin be.
Dedi omzumdaki saçı geri atıp.
Demir:yanımıza ilk geldiğinde bir yabancıydın şimdi her şeyimizsin. Kardeşimsin,ablamsın,annemsin.
Derin bir nefes verdi.
Demir:tuana iyiki varsın be.
Dedi kolarının arasına alıp.
Gözlerinin dolduğunu biliyordum onunla beraber benim de gözlerim dolmuştu.
Tuana:sende.
Dedim kolarımı ona sarıp.
Tuana:sende iyiki varsın demir.
Kafamı yaşadığım göğsünden geri çektim.
Demir:eğer olmazsa. İstemezsen ben yanındayım. Ne olursa olsun Çağan mı bir şey yaptı tek bir cümle yeterli yanına gelmem için.
Akan yaşını sildi.
Tuana:biliyorum hep yanımdasın.
Demir:aferim sana.
Demir:şimdi git ve kapıyı aç.
Kapının çalmış olduğunu fark etmedim.
Demir:dik dur. Güzelik abidesi olduğunu ve bir tiryakinin kızı olduğunu unutma.
Beni birkez kendi etrafında döndürdü.
Demir:git ve ortalığı aleve çevir bebeğim.
Ona gülerek merdivenlerden aşağı indim.
Ama hala içimde bitmeyen bir heycan vardı.
Arda:tuana!
Dedi beni görür görmez.
Tuana:abi...
Dedim verdiğim derin bir nefesle.
Arda:çok güzelsin.
Dedi yutkunup.
Arda:kızım ben nasıl vereyim seni o adama? Nasıl bırakayım?
Beni kendine çekip sıkıca sarıldı.
Dudakları saçlarımda gezinirken derin bir iç çekti.
Arda:of tuana of.
Babamında derin bir iç çektiğini duydum.
Seher:ne yapacaktın arda? Turşusunu mu kuracaktın?
Sanırım annem bir an önce evlenip gitmemi istiyordu.
Neyse sorun değil bende aynı şeyi istiyordum.
Arda::gerekirse kurardım anne.
Demir:yanlız artık kapıyı açmanız gerek.
Son kez derin bir nefes vermiş ve titreyen elimle kapıyı açmıştım.
Kapıdan biraz uzaklaşıp onu görmeyi bekledim.
Bana büyülenmiş gibi bakan gözlere uzun uzun bakıp iç çketim.
Gözlerimdeki heycanı görmüş olacaki yavaşça göz kırptı. Gözlerini yüzümden çekip uzun uzun süzdü dudakları yana doğru kıvrıldı.
Üstüne duran siyah gömlek ve siyah pantolon beni benden alıyordu.
İki adım yaklaşıp hemen önümde durdu.
Çağan:çok güzelsin.
Bunu çoğu kişiden duymuştum ama ondan duymak bir değişik hissetirdi.
Çağan:uğruna canımı dahi verebileceğim kadar güzelsin.
Dedi bir fısıltı gibi.
Çağan:içime sokup kimsenin görmesini istemeyeceğim kadar.
Yutkundum. Bakışlarım dudaklarında takılı kaldı.
Onu öpmek istiyordum ki oda bunu istiyordu.
Dudaklarıma uzun uzun bakıp dilini dudaklarında gezindi.
Babamın öksürme sesi geldi ama çağan umursamadı belki de duymadı.
Serken:evlet kızımın dibinden uzaklaş.
Dediğinde çağanın amcası elini Babamın omzuna koyup sıktı.
Murat:hadi ama zaten yakın daha yakın olmaları için gelmedik mi buraya?
Serkan:belki yakın olmalarına izin vermeyeceğim murat ne biliyorsun?
Murat:öyle bir şey olmayacağını ikimiz de biliyoruz. Onlar evlenecek ve soyumun devamını getirecekler.
Serkan:soyun kurusun murat!
Murat:çağan kısır değil.
***
Murat:gelelim sebebi ziyarete.
Dedi elindeki fincanı masaya koyup.
Oturduğu yerde daha fazla diklesip boğazını temizledi.
Murat:isteğimiz beli.
Dizlerim yavaştan titremeye başladı.
Benim telaşım karşısında Çağan sakince amcasını dinliyordu.
Murat:ailenizin tek kızı canınız,ciğeriniz.
Bu konuları geçsek olur mu?
Çok sıkılmaya başladım da.
Murat:bizim ailemizin tek gelini göz bebeğimiz olacak.
Çağan amcasına sorgularcasına baktı.
Murat:aralarındaki bağı bilemeyiz ama birbirlerine olan aşkı belli. İkisi de yetişkin pırıl pırıl insanlar.
Tabi öyleyiz.
Çağanın barbie oynadığını saymazsak ikimizde yetişkindik. -pamuk şeker için ağladığımı saymuyorum çaktırmayın-
Murat:bu güne kadar ayıramadıysak bu saatten sonra hiçbir gün ayıramaz onları. Bizim isteğimiz ailesinin kabulu ile kızı gelinimiz yapmak.
Annem dolan gözlerini hemencik sildi.
Çağan:amca çok uzamadı mı? Alt tarafı kızı istiyoruz diyeceksin.
Diye mırıldandı.
Murat:sus eşke sıpası valla almam kızı kalırsın orta da sap gibi.
Etraftan kıkırdama sesleri gelirken Çağan bozulmuş gibi amcasına baktı.
Amcası onu umursamayıp uzun uzun konuşmaya devam etti. Bir süre babamla karşılıklı konuştular ama o kadar hecanlıydım ki dinleyemiyordum bile.
Murat:Allahın emri ve peygamberin kabli ile kızınızı bizim oğlana istiyoruz.
Babam boğazını temizledi.
Arda:verme baba.
Dedi abim hemen.
Arda:üzer bu bizim kızı verme.
Babam cevap vermedi bakışları benim ve Çağan arasında gidip geldi.
Arda:baba!
Dedi Babamın koluna yapışıp.
Arda:verme! Yazık edersin kızına verme!
Serkan:bir tanecik kızım var benim. Herşeyim odur benim.
Babama gülümseyerek baktı.
Serkan:şimdi elin adamının gelip kızımı istemesi kolay değil.
Elini bacağıma koydu.
Serkan:nasıl davranır bilmem. Üzer mi güldürür mü bilmem.
Dedi derin bir iç çekip.
Murat:kolay değil tabii kızını bir başkasına vermek. Güldürür mu güldürür. Üzer mi üzmez. Yiğit gibi delikanlı severse tam sever. Akan tek bir göz yaşında sıkarım kafasına,ona güvenmiyorsun bana güven.
Serkan:kızım sana emanet Çağan. Nasıl davranırsın bilmem,ne yaşatırsın bilemem ama eğer bir gün senin yüzünden akan bir damla yaş düşerse gözünden gelir sıkarım kafana.
Çağan eyvallah dercesine kafasını saladı.
Çağan:eğer bir gün benim yüzümden ağlayacak olursa herkesden önce sıkarım kafama.
Tamam duygusal bir an herkesin içinde bir burukluk var ama artık şu konuşmaları geçebilir miyiz?
Valla gına geldi.
Vereceksen ver vermeyeceksen verme kardeşim ne uzattılar.
Hani çok meraklıysanız çağana sıkmaya buyrun sıkın.
Serkan:madem öyle. Madem gönlün var bu oğlanda...
Arda:hayır!
Diye bağırdı.
Arda:hayır baba!
Diye ekledi.
Arda:verme! Yapma baba verme kardeşimi!
Ağlayacak gibi bir hali vardı.
Çağan:oğlum ben sana kardeşimi verirken böyle yaptım mı?
Arda:oğlum sen süründürdün lan beni,kölen oldum bir ay boyunca.
Dedi öfkeyle.
Serkan:oğlum bırak kolumu.
Dedi kolunu çekmeye çalışırken.
Arda:verme!
Diye bağırmaya devam etti.
Arda:intahar ederim bak!
Serkan:tövbe estağfurullah.
Arda:baba ne olur verme.
Serkan:oğlum bir git sanane.
Abim sustu ama hala öfkeliydi.
Her an bir şey yapacak ve bu geceyi mahvedencek gibiydi.
Serkan:madem bu kadar çok istiyorsun kızımı. Gönlü de var sende biz de kabul etmek düşer.
Nefesimi tutum ve tamamen babama odaklandım.
Serkan:verdim,gitti.
Dediğinde büyük bir uğultu koptu.
Gözlerim fal taşı gibi açıldı ve ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Yağız:yok artık!
Demir:bence de yok artık!
Bende yere düşüp bayılmak istedim.
Abim yerde boydan boya uzanmış yatıyordu.
Bayılmıştı. Hayır yalan felan söylemiyordu gerçketen bayılmıştı.
Teni bembeyaz olmuştu.
Tuana:abi...
Diye mırıldandım telaşla
Çağan:neyse en azından kızı aldıktan sonra bayıldı.