platonik (ÇT)

Autorstwa Gnelkan

174K 10K 3.1K

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk g... Więcej

bölüm 1 ~yeni okulun ilk günü~
bölüm 2 ~yardım çığlıkları mı?~
bölüm 3 ~~
Bölüm 4
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 13
bölüm 14
bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 18
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
bölüm 23
24. bölüm
bölüm 25
bölüm 26
bölüm 27
bölüm 28
bölüm 29
bölüm 30
bölüm 31
bölüm 32
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36
bölüm 37
bölüm 38
bölüm 39
bölüm 40
bölüm 41
bölüm 42
bölüm 43
bölüm 44
bölüm 45
bölüm 46
bölüm 47
bölüm 48
bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 52
53. bölüm
54. bölüm
55. bölüm
56. bölüm
bölüm 57
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61. bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
bölüm 65
bölüm 66
bölüm 67
bölüm 68
69. bölüm
70. bölüm
71. bölüm
72. bölüm
73. bölüm.
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77. bölüm
78. bölüm
79. bölüm
80. bölüm
81. bölüm
82. bölüm
83. bölüm
84. bölüm
85. bölüm
86. bölüm
87. bölüm
89. bölüm
90. bölüm
91. bölüm
92. bölüm
93. bölüm
94. bölüm
95. bölüm
96. bölüm
97. bölüm
98. bölüm
99. bölüm
100. bölüm
101. bölüm
102. bölüm
103. bölüm
104. bölüm
105. bölüm
106. bölüm
107. bölüm
FİNAL

88. bölüm

504 41 14
Autorstwa Gnelkan

Çağan:aferim sana!

Dedi yüzüneki kocaman gülümsemeyle.

Kumsal:bu safer uslu durdum dondurma yiyebilir miyim?

Diye sordu gözlerini kocaman açmış çağana bakarken.

Çağan:hmm.

Dedi bir süre düşünür gibi yapıp.

Çağan:gerçekten uslu durduysan elbette yiyebilirsin.

Kumsalın gözleri ısıltıyla parladı.

Kumsal:gerçekten yiyebilir miyim? Ama geçen sefer tuana abla izin vermemişti.

Dedi bana bakıp.

Bir önceki zaman kullandığı ilaçlar yüzünden soğuk şeyler yememesi gerekiyordu bu yüzden izin vermemiştim.

Tuana:bu sefer izin verebilirim.

Dedim göz kırpıp.

Kumsal:hadi gidip yiyelim!

Yataktan hızla kalktı.

Dudaklarıma küçük bir gülümseme yerleşti.

Gidgide iyileşiyordu artık daha rahat hareket ediyor gibiydi.

Eskisi kadar kötü değildi.

İyileşiyordu doktorlar öyle söylüyordu.

Bir süredir yaklaşık iki aydır ameliyat için hazırlık yapılıyordu.

Her hafta kontolere gitmemiz gerekiyordu.

Ve bunu birlikte yapıyorduk çünkü çağan her kısmı detaylıca izleyip kumsalı yanlız bırakmak istemiyordu.

Ona karşı Çok sakindi. Sabırlı ve neşeliydi.

Onun yanında o sert çağan yoktu. Barbie bebeklere hayran duyan çağan vardı.

Evet biraz zoraki olmuştu ama en sonunda kumsalı kıramamış ve saatlerce onunla barbie oynamıştı.

Kumsala ilgileniyor olması hoşuma gidiyordu ona bir abi gibi değilde baba gibi yaklaşıyordu.

Masal anlatıyor,oyunlar oynuyor,saçlarını okşayıp dizinde uyutuyordu.

Çok iyi bir baba olacağını biliyordum ama hiçbir zaman bu duyguyu tadamayacağının ikimizde farkındaydık.

Çağan kumsalı kucağına almış önden giderken arkadan onları takip ediyordum.

Aklımdaki düşüncelere son verip arabaya bindim.

Çağan kumsalı arkaya oturturup kemerini bağladı.

Ardından şöför koltuğuna oturup sahile doğru ilerledi.

Telefonumun titremesi çağandan gözlerimi çektim.

Buldum!

Allah çarpsın buldum!

Gerçketen buldum bu sefer!

Başardım!

Ağağağağa.

Mesajlara kaşlarımı çatarak baktım.

Mesajı atan kişi demirdi ama ne demek istediğini anlamamıştım.

?

Yazdığım tek şey soru işareti oldu demir hemen cevap verdi.

Aptal.

Haftalardır arıyordum.

Sonunda buldum lannnnn!

Hala neyi bulduğunu anlamamışken kaşlarım çatıldı.

Numarasını buldum.

Lavinyanın.

Bence bu bir işaret. Kesin sevişicez.

Gözlerimi devirdim ama dudaklarımda bir gülümseme belirdim.

Demir haftalardır kızın numarasını arıyordu ve en sonunda bulmuştu.

Bunun için bir çok numara denemişti ona gidip istemesini söylemiştim ama kabul etmemişti.

Gerçi numarası bende vardı ama bunu demire söylememiştim ehe .

Sürekli demiri ona bakarken görüyordum her an bahçede yan evi izliyordu izlemek istediği kişi başkaydı.

Fark ettim ki demir ondan hoşlanıyordu.

Çiçeklerle ilgilenmeyen demir çiçekçi olup çıkmıştı çünkü lavinya çiçeklere bayılıyordu.

Demir ilk defa bir kadına bu kadar samimi davranıyordu.

Sahile gidicez.

Ama ne yapacağımı bilmiyorum.

Sizin yanınıza geleceğiz çağan söyledi.

Tuana ben çok heycanlıyım ya yanlış bir şey yaparsam?

Bu haleri çok hoşuma gidiyordu ama kalbinin kırılmasından korkuyordum.

O lavinyaya çok samimi davranıyordu ama aynı karşılığı alamazsa diye korkmadan edemiyordum.

Sakin ol.

Doğal davran hiçbir şey olmaz.

Diye cevap yazdım.

Çıktı.

Yani evden.

Tuana çok güzellllll.

Tabii senden sonra:)

Dudaklarımdaki gülümseme büyürken.

Yiaaaaaaaaa:)

Diye bir mesaj attım.

O sıra üstten başka bir bildirim gözüktü.

Benimle ilgilenmek varken telefon mu cidden?

Demirin mesaj sayfasından çıktım ve ona cevap verdim.

Arabada mı?

Mesajın gelmesi sadece birkaç saniye sürdü.

Neden olmasın? Sonuçta arabada bir demir yok.

Diye cevapladı beni

Arabada bir kumsal var.

Diye yanıtladım onu

Arkada uyuyor,muhtemelen uyamaz.

Arkamı döndüm hemen.

Kafasını cama yaslamış uyuyordu.

Uyanır.

Sanki yanımda değilmiş. Gibi cevapladım.

Sesiz oluruz yavrum;)

Bu sözlere kanmıyoruz tuana.

Onu umursamayıp üstümden çıkardığım ceketi kumsalın üzerine örtüm.

Çağanın beni gülümseyerek izledigini biliyordum.

Yerime kurulduğumda hala beni izliyordu..

Bakışları büyüleyiciydi

***

Lavinya...

Yanımdaki adamın gülmesi ile boğazıma bir yumru oturdu.

Onu tanıdığımdan beri sempatik buluyordum ama güldüğü zaman bütün dünyam salanıyordu.

Gülüşünü daha önce yakından görmemiştim. Onu daha önce yakından hiç görmemiştim çünkü beni hiç fark etmemişti.

Onu daha önce birçok kıza bakarken görmüştüm ama bana hiç bakmamıştı.

Tabii o bunu bilmiyordu tanışmamızı kedimden ibaret olduğunu sanıyordu.

Acaba onu birkaç yıldır sapık gibi izlediğimi söylesem ne derdi?

Demir:daldın?

Dedi gözlerini kırpıştırıp.

Lavinya:yoruldum.

Diye geveledim.

Demir:yorulduysan kucağıma alabilirim.

Dedi göz kırpıp.

İçimde bir heycan yer aldı.
O an ne yapacağımı bilemedim ve sadece yüzüne baktım.

Demir:şakaydı. Hadi gel tuanalar gelmiştir.

Bir an yüzüne uzun uzun baktım.

Sadece düşünüyordum acaba söyledikleri ve yaptıkları gerçek miydi yoksa bir yalandan mı ibaretti?

Bana söylediği sözler gerçekten içinden geçenler miydi?

Demir:bana öyle bakma aşık olduğunu sanacağım.

Belki de zaten öyleyimdir.

Ama bunu kendime bile söyleyemezken ona söylemeyecektim.

Lavinya:saçmalama.

Diyebildim sadece.

Cevap vermedi karşımızda duran tuanaları görünce bende ona bakmayı kestim.

Tuana:selam.

Dedi samimi bir gülümseme ile.

Onuda demir gibi uzun süredir görüyordum.

Güçsüz bir kadın değildi bunu bakışlarından bile anlayabiliyordunuz ama yakınlarına karşı çok hassastı.

İlk başta onların hepsini kardeş sanıyordum çünkü hepsine abi diyordu sonradan fark ettim ki tek abisi ardaydı tabii bu gurupta çağan yer almıyordu çünkü tuana çağana bakarken gözlerinden ışıklar çıktığını fark edebiliyordunuz.

Lavinya:selam. Nasılsın?

Tuana bana samimi bir şekilde cevap veririken çağan birkez bile bakmamıştı.

Dışardaki herkese karşı çok serti. Demirlere bile. Ama tuana diğerlerinden farklıydı.

Her an var olan o sert ifadesi tuanaya bakarken kayboluyordu.

Tuananın yanında bir çocuğa dönüşüyordu.

Bazen imrenmiyor değildim. Acaba böyle olabilir miyiz?

Kumsal:hadi artık dondurma yiyelim!

Dedi konuşmalarımızdan sıkılmış gibi.

Demir:gel minik prensesim gidip alalım.

Dedi kumsalı kucağına alıp.

Kumsal:ben minik olansam büyüyü kim?

Diye sordu kıkırdayıp.

Demir bir an duraksadı kumsaldan bakışlarını çekip kısa bir an bana baktı evet gerçketen baktı.

Demir:bilmem.

Diye mırıldandı.

Kumsal:lavinya abla?

Dedi demire.

Kumsal:tuana abla çağan abinin kraliçesi ise lavinya abla senin prensesin değil mi?

Sözleri yutkunmamı sağladı.

Bu konuyu kapatmak istedim ama demirin cevabını merak ediyordum.

Demir:kim bilir...belki bir gün kraliçem olur.

Dediğinde zar zor yutkunmayı başardım.

Yüzüm rengden renge girerek demir daha fazla bu konuyu konuşmak istemiyormuş gibi ilerlemeye başladı.

Hakkımda neler düşündüğünü merak ediyordum bana karşı ne hissediyordu?

Demir:yürümeyi mi unuttun lavinya gelsene?

Dediğinde olduğum yerde dikilmeyi bırakıp yanına ilerledim.

Çağan elini tuananın beline yerleştirmiş arkamızdan geliyorlardı.

Kumsal:ama çok sıkılıyorum.

Dedi oflayarak.

Demir:seninle hergün oynuyoruz güzelim.

Kumsal:bebeğimi arda abinin kafasına atıp kırdın!

Diye savunmasını yaptı.

Demir:yenisini aldım ama.

Diye oda kendini savundu.

Kumsal:olsun. Bu kırdığın gerçeğini değiştirmiyor.

Dedi kolarını göğsünde birleştirip.

Demir:tamam bugün birkaç tane daha alıp telafi ederiz.

Kumsal:bebeklerle oynamak istemiyorum.

Demir:neyle oynamak istiyorsun söyle alayım?

Kumsal:ben çocuklarla oynamak istiyorum. Ama onlar beni istemiyor annemde izin vermiyor.

Bakışları yere kaydı.

Bu duygunun bir çocuk için ağır olduğunun farkındaydım.

Bütün çocuklar masumdu yaşları kaç olursa olsun. Ama kumsal gibi olan çocuklar daha bir masum oluyordu.

Gerçek dünyadan habersiz bir şekilde iyileşmeyi bekliyorlardı.

Bazen iyileşemiyorlardı küçük olmalarını umursamadan hayata gözlerini yumuyorlardı ama kumsal onlardan biri olmayacaktı o iyileşekti.

Kumsal:çocuklarla mı oynamak istiyorsun?

Diye sordum başını yavaşça saladı.

Lavinya:pekala.

Dedim sadece.

Kumsal:oynayabilecek miyim?

Diye sorsu hevesle.

Lavinya:elbete annenden izin alırsak neden olmasın.

Gözündeki ışığı ve dudaklarındaki gülümsemeyi görmek içimi ısıttı.

Kumsal:alalım! Çağan abi alır!

Demirin kucağından atlayıp çağanın yanına koştu.

Demir:ne yapmayı planlıyorsun?

Diye sordu karamsar bakışlarla.

Lavinya:belki hira hanımdan izin alıp onu çalıştığım okula yazdırabiliriz.

Demir bir an sorguladı.

Lavinya:benim çalıştığım saatlere denk getirebiliriz bu sayede onunla yapından ilgilenirim.

Demirin gözlerine bakıyordum ama o hala karasızmış gibiydi.

Onu hasta diye diğer çocuklardan uzak tutamazdık.

Onlarla arkadaş olmasını sağlayabilirdim boşuna öğretmen olmadım ya sonuçta.

Demir:bunu yapar mısın?

Lavinya:sizin kadar kumsalı bende önemsiyorum elbette.

Demir:ben.

Dedi sadece nutku tutulmuş gibi.

Demir:ben teşekkür ederim.

Diyebildi en sonunda.

Lavinya:rica ederim.

Konuşmadı ama uzun uzun baktı gözlerime.

Bir an bile gözlerini kaçırmadan baktı gözlerimin derinliklerine.

Demir:ben gerçekten teşekkür ederim.

Bir an hiç beklemediğim anda kolarını bedenime sardı.

Kafam göğsüne çaptı elerindeki sıcaklığı hissediyordum.

Karnımda kelebekler uçuşuyor gibi hissediyordum,bulutların üstünde uzanıyor gibiydim.

Her an bayılabilecek durumdaydım.

Ben lavinya tetik...
Yirmi beş yaşında ,
ana sınıf öğretmeniyim. Ve yirmi beşimin başlarında karşımdaki adamdan etkilenmeye başlıyorum...

Czytaj Dalej

To Też Polubisz

YANSIMA Autorstwa Gizme

Science Fiction

6.1K 483 29
İKİ AYRI YAŞAM AMA TEK BİR NOKTA : RUH Amelia kendini hiç bilmediği bir dünyada bulmuştu. Bir anda 19. yüzyıl İngiltere'sine gitmişti. Bu bir rüya m...
174K 10K 108
Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk gördüğün an aşık olup yılarca plotonik ol...
168K 16K 34
Tarih boyunca sadece birkaç kez cesaret edilen ve eşine az rastlanan, insanlık dışı bir yöntemle yapılan dil yoksunluğu deneylerine bundan yirmi iki...
1K 69 8
Merhabalar bu hikaye nin diğer hikayeler gibi korku değil. Daha çok seveceğiniz bir şey olacak :D Hepsini söylemeyeyim sürpriz olsun! :=] BU HİKAY...