the mafia's son; taekook

By panicial

8.1K 548 395

kim taehyung aniden babasının gangsterler, uyuşturucular, şiddet ve cinayetle dolu dünyasına sürüklenir; tek... More

0.1 : Kim Taehyung
0.2 : Rahatlatmak
0.3 : Bulunmak İçin Tehlikeli Bir Yer
0.4 : İçindeki Canavar
0.5 : Kâbuslar
0.6 : Sorgulama
0.7 : Casus?
0.9 : Beni Sevme
1.0 : Kiraz Çiçekleri
1.1 : Toplantı
1.2 : Bağışlama

0.8 : Onun Oyuncağı

104 9 15
By panicial

Jungkook Taehyung'dan önce uyandı ve yüzünü ovarak uykunun tortularından silkelendi. Başını göğsüne yaslayarak vücuduna doğru kıvrılmış, hafifçe horlayan Taehyung'a baktı. Kolunu Jungkook'un beline atmış, sanki bir yastıkmış gibi sarılmıştı. Uykusunda çok masum ve meleksi duruşu Jungkook'un ondan şüphelendiği için kendinden nefret  etmesine sebep oluyordu. Dudaklarında minik bir gülümsemeyle, bir elini Taehyung'un çıplak sırtında okşayarak gezdirdi kibarca.

"Taehyung, uyanma vakti," sesi uykudan yeni uyandığı için biraz çatlamıştı. Taehyung yumuşak bir iniltiyle uyanırken o da komodine uzanıp bir yudum su almıştı.

Taehyung, "beş dakika daha," diye sızlandı, başı hala göğsüne yaslı olduğu için konuştuğunda dudakları Jungkook'un çıplak tenini gıdıklandırmıştı. Gözlerini açmadan Jungkook'un göğüs kaslarına bir öpücük bıraktı ve yanağını ona yaslayıp daha sıkı sarıldı, "çok rahat." Jungkook gülüp elini bıkkınlık ve sinirle saçlarından geçirdi. Taehyung hareketlerinin ona işkence ettiğinin farkında değildi.

"Bebeğim, biri seni kontrol etmeye gelmeden beni salman lazım..." mırıldandı, eli hala Taehyung'un sırtında yumuşak hareketlerle dolaşıyordu. Taehyung vücudunu onunkine doğru esnetti, dudaklarından mutlu bir derin nefes verdi, ki yaptıkları Jungkook'un aletine kan akışını hızlandırmıştı. Sesi bir şekilde fazla seksiydi. Taehyung bulanık gözlerini açmadan önce "hadi, Taehyung, bırak yoksa pişman olacaksın," diye ekledi. Uzun kirpikleri Jungkook'a odaklanmaya çalışırken titreşiyordu.

Jungkook'un çıplak bedeninin kendisininkine bastırıldığını hissederek önceki geceyi ve yeni ilişkilerini hatırlamadan hemen önce, "mmm, günaydın," diyerek uykulu bir gülüşle fısıldamıştı Taehyung. Aniden afallayarak Jungkook'u bıraktı, kızaran yanaklarıyla doğrulup oturdu. "Hay... Çok üzgünüm, böyle yapmak isteme-"

"Şş, sorun değil. Sarılmanı sevdiğimi söylemiştim," dedi doğrulup elleriyle Taehyung'un yanaklarına uzanırken. Taehyung ise yanağını onun avucuna yasladı, kalbi dudaklarına bastırılan dudakların yumuşak dokunuşuyla eziliyordu. Jungkook onu çıplak belinden tutup kendine çekerken öpüşmeyi derinleştirdi. Taehyung dokunuşlarından kaçmıyordu, fakat üst bacağında Jungkook'un sertliğini hissedince donakaldı. Vücudu ikinci bir tur için çok yorgundu ama birilerini reddetmekte asla iyi olmamıştı. Özellikle Jungkook'u ve özellikle de şimdi. Hayatta olmasının tek sebebinin onu tatmin etmek olduğu zamanda.

Taehyung öpüşmeyi bölüp "Jungkook..." dedi tereddütle. Jungkook başını salladı ve sonra onun nereye odaklandığını farketti. Belindeki sıkı tutuşunu gevşeterek sırıttı.

"Endişelenme, bebeğim, bu sabah yapmak istemiyorum," yanakları tekrar kızarmaya başlayan Taehyung'un dudaklarını tekrar dişleri arasına aldı.

"Ah... tamam..." seks düşüncesini bir türlü aklından atamıyor gibi durmasından utanmıştı.

Jungkook ayağa kalkıp giyinmeden önce "neden gidip bir duş almıyorsun? Sana birkaç kıyafet bulurum," diye bir öneride bulunmuştu. Taehyung başını salladı ama yataktan çıktığı gibi beli ve kalçasına giren keskin acıyla yüzünü buruşturdu.

"Eee... yapamam..." diye fısıldadı ve Jungkook kafası karışarak ona baktı. Taehyung'un yanakları, vücudunu ele geçiren utançla beraber mümkün olabilirmiş gibi daha da koyu bir renge büründü, "ben... yürümek acıtıyor..." açıklaması Jungkook'u kıkırdattı. "Komik değil!"

"Benim eserim," diyerek güldü. Yüzünde Taehyung'un kalibini hızlandıran sırıtışla yatağın etrafında yürüdü. Kollarıyla bacaklarını ve sırtını kavramadan önce dudağına bir öpücük bıraktı. Taehyung'u hiç zorlanmadan kaldırıp taşıyarak banyo tezgahına oturttu. Bacaklarını ayırıp arasına girdiğinde öpüşmeye başladılar, Jungkook'un aleti kıyafetin içinden onunkine sürterken Taehyung inledi.

Jungkook bir anda öpüşmeyi böldüğünde Taehyung daha fazlasını istiyordu. O küvete gidip suyun ısısını ayarlarken Taehyung da sızlanmamak için dudağını ısırdı. Küvet biraz dolmaya başlayınca Taehyung'u tezgahtan küvetin içine taşımıştı. Su şimdi kalçalarını örtüyor, yavaş yavaş vücudunun daha fazlasını hapsediyordu. 

Taehyung'un kolunu kibarca okşayıp "iyi hissediyor musun?" diye sordu. Taehyung gülümseyip memnuniyetle başını salladı, "güzel, gidip sana birkaç parça kıyafet bulacağım," diyerek kapıya döndü. Taehyung'un kalbi anında hızlandı ve içini bir anksiyete dalgası kapladı. Jungkook için artık kendisinin hiçbir anlam ifade etmediğini biliyor ama yine de gitmesini istemiyordu.

Ağlamaklı bir şekilde konuşarak Jungkook'un elini kavradı, "bekle! Benimle... benimle kalabilir misin?" bunu sorduğu gibi Jungkook donup kalmıştı. Vücudundaki her hücre kalmak istiyor fakat zihninde bir ses gitmesini ve asla dönüp bakmamasını söylüyordu. Sadece onu  başından atıp yürüyüp gitmeliydi. İleride kendisini incitememesi için kendisini Taehyung'un kışkırtıcı dokunuşlarından soyutlamalıydı. Evet, yapmalıydı... ama asla yapamayacağını biliyordu. Taehyung'un dokunuşuna, gülüşüne, kahkahasına, nefeslerine, inlemelerine ve sesine bağımlıydı. Kendisine karşı ne kadar tehlikeli olabilirse olsun Taehyung'tan uzak durmak istemediğini kabullenemiyordu.

"Tae-"

"Lütfen... Yalnız kalmak istemiyorum," Jungkook'un umrunda olmadığını bile bile yalvardı, ama ona ihtiyacı olduğunu kabul etmekten başka bir şey gelmiyordu elinden. Jungkook ona okuyamayacağı bir ifadeyle bakıyor, sanki olduğu yere çiviliyordu, sonra yavaşça tekrar küvete doğru yürüdü. Taehyung başını kaldırmış, büyük ve masum gözlerle ona bakıyor, kalbini sessiz sessiz kırıyordu.

"Öne kay," dedi emrederek ve Taehyung kafa karışıklığıyla baksa da söyleneni yapmış, Jungkook ise Taehyung'a dudak ısırtacak bir hareketle gözlerini ona dikerek tişörtünü yakasından tutup çıkarmıştı. Kafasını çevirmesi lazımdı fakat pantolonunu çıkardığında ve küvete adımını attığında bile Jungkook'un yüzünden gözlerini alamamıştı. Küvet ikisinin de rahatça sığabileceği kadar büyüktü fakat Taehyung bir köşesine kıvrılmış, taşmaya başlamaması için suyu kapatmıştı. Jungkook hafifçe kıkırdayıp onu çekerek tekrar kendisine yapıştırdığında Taehyung yanaklarındaki kızarıklıkla göğsüne devrilmişti.

"Ne yapıyorsun?"

"Seninle banyo yapıyorum. Arkanı dön şimdi," dedi Jungkook bir sırıtışla, Taehyung ikiletmeden bunu yaparken Jungkook onu tekrar bacakları arasına çekmiş, Taehyung'un ise sırtı onun göğsüne yaslandığı gibi kalbi hızlanmıştı. Jungkook bir life duş jelini döküp Taehyung'un kolunu sabunlamaya başladı. Taehyung omzunun üstünden ona doğru baktığında yüzünde nefret ettiği, okunamayan bir maske olduğunu, gözlerininse karmaşık duygularla dolu olduğunu gördü. 

"Bunu yapmak zorunda değilsin, biliyorsun... Kendi kendimi yıkayabilirim," diyerek mırıldandığında Jungkook bir gülüşle yanıtladı.

"Biliyorum. İstediğim için yapıyorum." Taehyung tekrar önüne dönerek duygularını Jungkook'un bakışlarından sakladı. Kibar dokunuşlarının ve hassas davranmasının onu nasıl etkilediğini bilsin istemiyordu. Ona oyuncağı gözüyle bakan bir adama hisler beslememeliydi ama ona olan aşkına karşı da elinden hiçbir şey gelmiyordu. Jungkook lifi kolu boyunca gezdirerek yorgun kaslarına hafif masajlar yaparken Taehyung memnuniyetle bir nefes verdi, başını geriye yaslayarak Jungkook'un kaslı omzunda dinlendirdi. O da öne eğilip boynunu öpmüş, dudaklarını önceki gece bıraktığı sert izler üzerinde bastırmadan gezdirmişti. Göğsünü temizliyor, elleri altında titreyen kasları ve sertleşen göğüs uçlarından etkilenmemek için kendini tutuyordu. Jungkook'un parmağı tekrar göğüs ucuna sürtündüğünde Taehyung nefesini tuttu, içinde alevlenmeye başlayan arzuyu hissederken kalbi kulaklarında atıyordu.

"Jung... Jungkook," Taehyung hafifçe inledi ve Jungkook elini karnı ve ince belinde dolaştırarak sırıttı.

"Durmamı istiyorsan söyleyebilirsin," mırıldanarak Tae'nin yorgun bacaklarına masaj yapıyordu, eklemleri Taehyung'un aletine sürtüyor, yavaş yavaş uyarılmasına sebep oluyordu. Köprücük kemiğinden kulak memesine kadar öpücükler bırakıp kulak memesini ısırdığında Taehyung inledi ve o da kıkırdadı. "Ne istediğini söyle bana, bebeğim," diyerek fısıldadı, nefesi tenini okşuyor, elleri bacağı arasında gidip geliyor ve her seferinde bilerek aletine dokunmaktan kaçınıyordu.

"Ben-"

"Taehyung içerde misin?" yatakodasından bir bağırış Jungkook'un donup kalmasına, Taehyung'un ise kızararak ona dönüp bakmasına ve eliyle susmasını işaret etmesine yol açmıştı.Jungkook sadece anladığını gösterek başını salladı.

"Evet, banyodayım. Kimsin?" diyerek cevapladı, derin sesi vücudunda kol gezen şehvet ve arzuyu saklıyordu. Jungkook'un aklında kötü bir fikir belirdi ve eli tekrar Taehyung'un baldırında dolaşmaya başladı. Taehyung ona kocaman açtığı gözleriyle döndüğünde işaret parmağını dudaklarına götürdü ve sessiz kalmasını işaret etti. Taehyung başını salladı ve Jungkook'un eli aletini kavradı. Çekmeye başladığı sırada Taehyung elini ağzına bastırıp inlememeye çalıştı.

Namjoon kapının diğer tarafından "ben Namjoon... Jungkook'u arıyorum, bugün onu hiç gördün mü?" diye seslendi.

"Hayır. Bu sabah görmedim," diyerek bir yalan attı, dudaklarından bir inleme kaçtığı gibi elini ısırdı. Jungkook sırıtıyordu, Taehyung'un inlemelerini kontrol etmeye çalışması, dokunuşları onu delirtirken belinin gerilerek vücudunun kendisininkine yaslanması, görüntüsü hoşuna gidiyordu. Jungkook yanılmıştı. Bu sabah onu istiyordu. Dokunuşlarının zevkiyle kıvranmasını ve içinde girdikçe adıyla çığlık atmasını istiyordu. Bütün bunların düşüncesiyle Taehyung'un yumuşak kalçasına yaslı aleti sertleşmişti.

"Yirmi dakikaya başlayacak bir toplantısı var ve Bay Kim onu arıyor. Eğer görürsen ona haber eder misin?" diye belirtti Namjoon ve Taehyung Jungkook'a baktı, dokunuşları yüzünden nefes nefeseydi. Jungkook elini Taehyung'un aletine biraz daha sararken sırıtıp omuz silkmekle yetindi. Hareketiyle Taehyung kalçasını kaldırmış ve küvetteki su taşmıştı. 

"Evet! Tabii, söylerim. Görüşürüz, Namjoon-hyung..." diye seslendiğinde Namjoon hızlı bir yanıt vermiş, aradığı adamın küvette Taehyung'a işkence çektirdiğini bilmeden odanın diğer ucuna adımlamıştı. İkisi de odanın kapısının kapanışını ve kilit sesini duyana kadar beklediler, sonrasında Jungkook elini hızlandırdı ve Taehyung'un nefesi kesildi.

"Yalan söylemekte iyisin, bebek," diyerek kışkırttı, dudakları tekrar Taehyung'un boynunda gezmeye başlamıştı, "bana da yalan söylediğini düşünmeli miyim?"

"Ne... ne yapmamı isterdin? Doğruyu mu söyleseydim?" dedi sinirlenerek. Jungkook'un bacağına tutunmuştu. "Evet, Namjoon, onu gördüm. Şu an aletimi çekiyor, ama mesajı aldığından emin olacağım." Jungkook boğukça kıkırdayıp Taehyung'u mızmızlandırarak elini aletinden çekti. "Bekle, hayır... Durmanı istememiştim," diyerek sessizce sızlandı, somurtarak omzunun üstünden Jungkook'a baktı, "çok... çok sertim, Jungkook."

"Farkındayım, bebeğim. Bunun hakkında ne yapmamı istiyorsun? Bugün sevişmek için fazla yorgun olduğunu söylemiştin," zevkle haykırmasına ve hafif bir acıyla inlemesine sebep olarak kalçasını sıktı.

"Bil- bilmiyorum... ama boşalmak istiyorum, gerçekten, beni boşaltır mısın, lütfen?" Taehyung kendi yalvarışlarını duyuyor ve Jungkook gülüyordu.

"Hmm," elini Taehyung'un kalçasında gezdirip bir parmağını içine itti. Taehyung inleyerek tırnaklarını Jungkook'un bacağına geçirdiğinde o da inlemesini tutmak için dudağını ısırdı, "söyle, bebeğim, acıtıyor mu?" tekrardan Tae'nin kulağını emmeye başladı. Diğer eli öne dolaşmış, Taehyung'u kıvrandırarak aletini sarmıştı.

"Ben... biraz..." Taehyung inledi, ama Jungkook yine de ikinci parmağını da itti, içeri sokup çıkararak tatlı noktasını eziyordu, "ah, Jungkook!"

"Biliyorsun, bebeğim, senin için geniş aralıkta takma isimlerim var, ama sen bana Jungkook'tan başka bir şey demiyorsun. İş biraz resmileşiyor," kışkırtarak konuşması Taehyung'u inletiyordu. Beli ve deliği parmakları etrafında kasıldığında Jungkook'un aleti Taehyung'un içine girme arzusuyla sızladı.

"Sana... nasıl seslenmemi... istersin?" zorla konuştuğu sırada Jungkook parmaklarını aniden çekip yerini aletiyle doldurdu. Taehyung acıyla haykırırken Jungkook ağzını eliyle örttü, diğer eliyle onu sabit tutuyor ve boynuna yumuşak öpücükler bırakıyordu. Taehyung vücudunu arkaya doğru gererek başını Jungkook'un omzuna yasladı. Jungkook ise elini ağzından çekip onu öpmüştü.

"Böyle olduğumuz zamanlarda... seni becerirken, ya da seviştiğimizde... bana babacık demeni istiyorum," dedi burnunu boynuna sürterken, alıştığını hissettiğinde Taehyung'un içinde hareket etmeye başladı. Taehyung yüksek sesle inledi; ona 'babacık' deme düşüncesi itici gelmiyordu. Hatta Jungkook'un baskın yanından ne kadar zevk aldığını farketmeye başlıyordu. Kalçasını arkaya çıkararak Jungkook'un daha derinine kaymasına sebep oldu.

"Evet, babacığım..." dedi sessizce, nasıl hissettirdiğini test ediyordu. Sesi Jungkook'un baskın tarafının kabarmasına ve o tarafını kontrole almak için çaba sarfetmesine yol açmıştı. Taehyung'u fazla incitmek istemiyordu. 

"Uslu çocuk," dedi hırıltılı bir sesle, "bana dön," Taehyun döndü, Jungkook'un aleti en derin noktasındaydı. Taehyung çıplak bedenini süzen Jungkook ve yüzündeki şehvetle kızardı, aleti zonkluyordu. "Sikeyim, çok fenasın. Beni sürmeni istiyorum, bebeğim. Yapabileceğini düşünüyor musun?" Taehyung tereddütle kalçasını dairesel hareketlerle oynatmaya başlamış, içindeki aletin hareketlerini hissettikçe inliyordu. Onun için neredeyse fazla yavaş ve kibardı, bu yüzden hızlanarak neredeyse Jungkook'un aletinin içinden kaymasına sebep olacak bir şekilde hareket etmeye başladı. Daha sonra tekrar aletinin üzerine oturdu, zevkten dört köşe olurken iniltilerle Jungkook'un omuzlarına tutundu. Jungkook belindeki elleriyle onu yönlendiriyordu, Taehyung'un üzerinde kendini tatmin edişinin hissiyle zevkten başı arkaya düşmüştü.

"Babacığım, g-geleceğim," inledi ve Jungkook zevkten tıslatarak tırnaklarını onun beline geçirdi.

"Henüz değil. Ben henüz sınırıma gelmedim," dedi hırıltıyla ama bu Taehyung için çok fazlaydı. Kalçasını hızla oynatarak Jungkook'u sınırına ulaştırmaya çalışıyor, kendi hissettiği kadar güzel hissettirmek istiyordu ama hareketleri kendisinin boşalmasına sebep olmuştu. Haykırarak boşaldığında Jungkook'un omzuna yaslandı, derin nefesler alıyor ve kızarıyordu. Taehyung'un üzerine boşalmasının görüntüsü Jungkook'un hoşuna gitmişti fakat kendisinden önce boşalmasına sinir olmuştu. Hemen ardından Taehyung'u aletinden kaldırıp kalçasına tokat attı. Onu sudan çıkarıp yatakodasına taşırken Taehyung şaşkınlıkla bir çığlık atmıştı.

"Ben sana ne dedim, bebeğim?"

Taehyung ağzının içinden konuşarak "boşalmamamı..." dedi, Jungkook'un bakışlarına şaşırmıştı. Onu tatmin etmek istiyordu; çok iyi hissettirmek istiyordu ama bir yandan da korkusuyla savaşıyordu. Eğer Jungkook onun yatakta yeterince iyi olmadığına karar verirse casus olduğu için öldürürdü.

"Seni bunun için cezalandırmalıyım..." diye tısladı, yatağa bırakarak öptü, "yapmalıyım... ama şu an buna zamanım yok, bu yüzden bunun yerine bu durumu düzeltmeni istiyorum," diyerek ekledi, sertleşmiş aletini işaret ediyordu, "yapabilirsin, değil mi?"

"Evet, babacık," fısıldadı, dizleri üzerine geçerken dudaklarını yalamış, emmeye başlamadan önce aletini kavramıştı. Bugün onu kışkırtmıyordu; direkt boğazına kadar aldı, parmaklarıyla aletinin dibine daireler çiziyordu, Jungkook'un elleri sıkıca saçını kavramıştı. Ağzına girip çıkarken kendini güçlükle kontrol ediyordu, Taehyung gözleri dolup hafifçe öğürdüğünde bile boğazını becermeye devam etti. Taehyung ayak uydurmak için elinden geleni yapıyor, nefese ihtiyaç duyduğunda Jungkook'un bacağına dokunuyordu. Jungkook kendini geri çektiğinde öksürmeye başlamış, ıslak aletini okşarken nefes almaya çalışıyordu.

 "Hoşuna... gitti mi, babacık?" Jungkook başıyla onayladı, Taehyung'un büyük gözlerine bakarak inledi. Kalbinin bir parçası ona daha iyi davranması; soğuk, canavar kişiliğinin derinliklerine gömdüğü aşkı göstermesi için çığlık çığlığaydı, fakat Jungkook bunu yapmaktan korkuyordu... eğer yanılıyorsa ve Taehyung casussa, onu öldürtebilirdi. Asla Bay Kim'in kendisini öldürmesine izin vermeyecekti. Buna çok uzun zaman önce karar vermişti.

"Harika gidiyorsun, bebek. Daha fazla emebilecek misin? Ağzına boşalmak istiyorum..." Jungkook mırıldandığında Taehyung kızardı, aletini boylu boyunca yaladı ve tekrar ağzına aldı. Başını aleti boyunca hevesle hareket ettiriyordu. Jungkook inledi, saçlarındaki tutuşu sertleşti ve hızını ve baskısını tutuşuyla kontrol etmeye başladı. Birkaç dakika sonra boşaldığında ılık sıvısı Taehyung'un boğazını doldurmuştu. Hepsini yutup aletini de yalayarak temizledikten sonra dizleri üzerine oturdu. Yoğun bir bakışma paylaşmışlar, Jungkook saçlarındaki elini yanağına indirip okşayarak eğildiğinde, onu yumuşak bir şekilde öpmeye başladığında Taehyung'un gözleri bu defa bambaşka bir sebepten dolmuştu. Böyle dokunması, Jungkook'un onu sevebileceğini düşündürüyordu. Jungkook'un bir parçasının onu önemseyebileceğini düşündürerek saf kalbini kandırıyordu.

Jungkook iç geçirmeden önce onun dudaklarına doğru "Teşekkür ederim, bebeğim," diye fısıldadı, "şimdi toplantıya gitmem gerek ama sen burada kalmalısın. Odanın anahtarı sadece Jin, Namjoon ve bende var, bu yüzden kimsenin girmesinden endişelenme. Rahatlamaya çalış, Mümkün olduğunca çabuk döneceğim."

"Tamam," dedi yatağa geri otururken utançla, Jungkook kıyafetlerini hızla üstüne geçirirken "dikkat et..." diyerek ekledi. Jungkook gülümseyip onu kısaca öptü. Taehyung'un rahatlaması için fazla kısaca.

"Merak etme, ederim," elini saçlarından geçirerek mırıldandı ve aceleyle odadan çıktı. Taehyung kapının dışarıdan kitlendiğini duydu, derin bir nefes verdi ve acıyla yüzünü buruşturdu.

"Yine banyo yapmam gerek..."

-

merhaba bebeklerim, hayat nasıl gidiyor?

Continue Reading

You'll Also Like

692K 31.4K 70
T A M A M L A N D I √ Abimin arkadaşı konulu bir hikayedir. 🦋 05...; Bir baksan gözlerime, anlayacağım her şeyi; 05...; Beni sevip sevmediğini. 05...
767K 25.3K 51
"Abiler ya da arkadaşlar bu tür yaklaşımlar yapmaz sarışın." (! Reklam yapmak yasaktır.)
10.1K 715 15
On yedi sene sonra sil baştan yazılan bir hayat. "Ben... kendi ailemi tanımak istiyorum." söylemek istediklerimi söylemenin verdiği rahatlık ile der...
46.4K 5K 25
Eşcinsel bir kurgudur.