platonik (ÇT)

By Gnelkan

174K 10K 3.1K

Yeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk g... More

bölüm 1 ~yeni okulun ilk günü~
bölüm 2 ~yardım çığlıkları mı?~
bölüm 3 ~~
Bölüm 4
bölüm 5
bölüm 6
bölüm 7
bölüm 8
bölüm 9
bölüm 10
bölüm 11
bölüm 12
bölüm 13
bölüm 14
bölüm 15
bölüm 16
bölüm 17
bölüm 18
bölüm 19
bölüm 20
bölüm 21
bölüm 22
bölüm 23
24. bölüm
bölüm 25
bölüm 26
bölüm 27
bölüm 28
bölüm 29
bölüm 30
bölüm 31
bölüm 32
bölüm 33
bölüm 34
bölüm 35
bölüm 36
bölüm 37
bölüm 38
bölüm 39
bölüm 40
bölüm 41
bölüm 42
bölüm 43
bölüm 44
bölüm 45
bölüm 46
bölüm 47
bölüm 48
bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 52
53. bölüm
54. bölüm
55. bölüm
56. bölüm
bölüm 57
58. bölüm
59. bölüm
60. bölüm
61. bölüm
62. bölüm
63. bölüm
64. bölüm
bölüm 65
bölüm 66
bölüm 67
bölüm 68
69. bölüm
70. bölüm
71. bölüm
72. bölüm
73. bölüm.
74. bölüm
75. bölüm
76. bölüm
77. bölüm
78. bölüm
79. bölüm
80. bölüm
81. bölüm
82. bölüm
83. bölüm
84. bölüm
85. bölüm
87. bölüm
88. bölüm
89. bölüm
90. bölüm
91. bölüm
92. bölüm
93. bölüm
94. bölüm
95. bölüm
96. bölüm
97. bölüm
98. bölüm
99. bölüm
100. bölüm
101. bölüm
102. bölüm
103. bölüm
104. bölüm
105. bölüm
106. bölüm
107. bölüm
FİNAL

86. bölüm

553 45 3
By Gnelkan

Arabanın camından dışarıyı izliyordum.

Hayır. Aslında arabanın camına yansıyan görüntüsünü izliyordum.

Ondan daha çok izlemeyi sevdiğim bir şey yoktu.

Olmayacaktı.

Derin bir nefes verdim.

Şuan yanımdaydı evet yanımdaki koltukta direksiyonun başında oturuyordu.

Bir an bir daha yanımda olmayacak diye çok korkmuştum.

Gidecek ve bir daha gelmeyecek diye korkmuştum.

Ama o çağandı bırakmazdı beni.
Öyle de olmuştu bırakmamıştı.

Yanımdaydı her zaman da öyle olacaktı.

O iyiydi toparlanması sadece iki ay sürmüştü.

Bu durum kısa bir süre olsa da zordu.

Çünkü inatçı bir sevgilim vardı ve doktorun dediklerini asla dinlemiyordu.

Bir çocuk gibiydi ilaçlarını dahi zorla içiriyorduk.

Ah bir de abim belası vardı.

Onunla hala konuşmuyordum aslında.

Yaptığı afedilir bir şey değildi. Belki çağanın geçirdiği kaza yüzünden onu suçlamam yanlıştı ama yaptığı şeyi kolay kolay efetmeyecektim.

O ne kadar özür dilerse dilesin.

Aynı şekilde demire de kızgındım ama o sadece abimin oyununun kurbanıydı.

Ona olan kızgınlığım abime olan kızgınlığımdan daha azdı.

Çağan:güzelim?

Dedi dikkatlice beni izlerken.

Tuana:hı?

Dedim sadece.

Çağan:hayırdır?

Tuana:ne?

Çağan:neyin var diyorum.

Öyle mi demişti?

Hayır dememişti.

Tuana:bir şeyim yok.

Dedim omzumu silkip.

Çağan:canını sıkan bir şey var ve bana söylemiyorsun güzelim.

Ayakabılarımı çıkartıp bağdaş kurarak oturdum.

Tuana:yüzüğümü kaybettim.

Dedim parmağıma bakıp.

Tuana:aslında bir yere koydum ama tekrar bulamadım.

Ona bakmadım. Bakışlarım sadece önceden yüzük olan parmağımdaydı.

Aslında kaybolmamıştı çağanla tartıştığımız zaman çıkarıp atmıştım.

Çağan:tabi ki asla sinirlenip camdan fırtlatmadın.

Tuana:ama sonra gitip almak istedim.

Çağan:bulamadın. Çünkü ben almıştım.

Bir eliyle arabayı sürmeye devam ederken diğer eliyle montunun cebini karıştırdı.

Aradığı şeyi  bulmuş gibi gülümsedi.

Küçük yuvarlak bir kutu vardı elinde maviydi ve üzerinde sarı çiçekler vardı.

Arbayı yolun ortasında durdurdu ve kutunun kapağını açtı.

Çağan:al yüzüğün.

Kutunun kapağını açtı ve içinden sinirlenip camdan fırlatığım yüzüğüm vardı.

Bir süre sadece yüzüğe baktım.

Çağan:yapacağın tek şey şu yüzüğü tekrardan parmağına takmak zor olan ne?

Diğer eliyle elimi kendine çekti.

Tuana:güzel bir teklif yapmanı bekliyordum.

Aslında beklemiyordum.

Çağan:bir kere evet dedin sanıyordum.

Tuana:evet demedim sen kendi kendine havalara girdin.

Çağan:şimdi benimle evlenir misin desem ne değişecek evet diyeceksin.

Tuana:belki hayır diyeceğim.

Çağan:öyle bir lüksün yok.

Çağana ters bir bakış attım.

Babam bile anneme evlenme teklifi etmişti benimle evlenir misin cümlesi bu adama niye bu kadar ağır geliyordu anlamıyordum.

Tuana:of çağan ya.

Çağan:ne çağan ya.

Dedi sesimi taklit etmeye çalışıp.

Tuana:bazen neden kağıt yapmak için seni kesmiyorlar diye düşünüyorum biliyor musun?

Evet bunu ciddi ciddi düşünüyorum.

En azından bir işe yaramış olurdu.

Çağan:kağıt odundan yapılmıyor mu güzelim ne alaka?

Bana masum masum bakan yüzüne samimiyetsizce gülümsedim.

Tuana:ben pek bir fark göremiyorum.

Olayı sonradan kavrayan sevgilimin yüzü düştü.

Elimi tutan elini geri çekti.

Çağan:heh bir odun olmadığımız eksikti.

Dedi tiripli bir şekilde önüne dönüp.

Tuana:bayıl bir de feriha.

Bana ters ters baktı.

Çağan:hadi tuana tak şu yüzüğü gidelim.

Tuana dediğine göre ya öfkeliydi ya tiripli.

Tuana:tiribini yesinler.

Çağan:laflarımı çalma.

Tuana:laflarında benim sen de benimsin.

Dudaklarına minik bir gülümseme yerleşti.

Gülüşü bile beni benden almaya yetiyordu.

Ama bunu ona söyleyip egosunu daha fazla yükseltmeyecektim.

Dudakları bazen fazla mı dikkat çekiyordu?

Bakışlarım uzun bir süre sadece dudaklarında oyalandı.

Tuana:çağan. Öpim mi?

Evet cidden bunu bu şekilde ona söylemiştim.

Neyse bunda bir sakınca görmüyordum.

Çağan:ne zamandan beri izin alıyorsun?

Tuana:bilmem alasım geldi.

Çağan:gel buraya lanet kadın.

Bileğinden yaklayıp kendine çekti ardından elini omzuma bastırıp üzerine eğilmemi sağladı.

Dudaklarımı dudaklarının üzerine yerleştirdim.

Bir elimi boynuna sardım. Onu uzun süredir öpmemiştim.

Evet gerçekten uzun süredir öpmemiştim. Eğer demir gibi birinin yanında yaşıyorsanız sevgilinizle yanlız kalmanız çok zor olabiliyordu.

Dudaklarımda gezinen dudakları her detasına başımı döndürüyordu.

Kendimi bulutların üzerinde uçuyormuş gibi hissediyordum.

Alt dudağımı çekiştirince inledim. Onun daha çok hoşuna gitmiş olacakki daha çok çekiştirdi ayriyeten bir eli elimde geziniyordu.

Belimdeki eli biraz daha aşağı kayıp kalçamı kavradı.

Geri çekilmek yerine ona daha çok yaklaştım.

Ama buna bir son vermem gerekiyordu çünkü yolun ortasında durmuştuk.

Bunu tamamen unutmuştum az önce kornaya basan adam olmasa aklımda dahi gelmeyecekti.

Onu biraz daha hissetmek istiyordum ama korna sesleri artmaya başladı.

Tuana:çağan.

Dedim geri çekilip.

Çağan:hı?

Dedi mayışmış bir halde.

Tuana:gitmemiz gerek.

Dedim hızla.

Çağan:devam etmemiz gerek.

Dedi bana karşılık olarak.

Tuana:Çağan! Adamlar bizim gitmemizi bekliyor.

Kaşlarını çattı.

Çağan:hangi adamlar?

Oflayarak ona döndüm.

Tuana:çağan arabayı yolun ortasında durdurdun!

Çağan yeni fark ediyor olacakki etrafına kısa bir bakış attı.

Çağan:siktir.

Dedi ama hemen sonra umursamaz bir şekilde.

Çağan:bir şey olmaz biraz daha beklesinler.

Allahım sen bana sabır bu çocuğa akıl ver.

Tuana:çağan gidelim artık.

Çağan:bir kez daha öpeyim gideriz.

Arkadaki adam ard arda birkaç kez kornaya bastı.

Çağan:arkadaki adam demir değilse-

Dedi ama hemen sonra sustu.

Arabayı çalıştırıp yola devam etti.

Arkadaki adamların bize son kez sövüp derin bir nefes verdiklerini duyuyor gibidyim.

Çağan:seni eve bırakabilirim.

Dedi sakince.

Tuana:gelmek istiyorum.

Dedim sadece.

Çağan:emin misin?

Tuana:evet. Kumsalı göremek istiyorum.

Kumsallı bir kez görmüştüm. Çok tatlı ve güzel bir kız çocuğuydu.

Kahverengi ve uzun saçları vardı ama sanırım hastalığı yüzünden kesilmesini gerekiyordu.

Renkli gözleri vardı. Yeşilin en parlak tonuydu uzaktan bile içindeki ışık beli oluyordu.

Bembeyaz teni vardı bu hastalığı yüzündendi.

Onunla uzun uzun konuşmuştum. Diğer çocuklar gibi değildi. O koşup oynayamazdı çünkü astımı vardı.

Ona yardım etmek en başından veri çağanın fikriydi. O ameliyattan çıktığından beri bunu istiyordu.

Tabiki kabul edecektim bir kız çocuğu iyileşecekti. Belki de diğer çocuklar gibi olabilecekti. Ne bilim dışarı çıkmaktan korkmayacak istediği gibi oynaya bilecekti.

O dışarı çıkmaktan korkuyordu.

Hasta olduğu için diğer çocukların onu dışlayacağını düşünüyordu.

Onunla oyun oynamıştım ama dışarı çıkartamamıştım birçok konuda konuşmuştuk hata iki gözlü kedinin adını beraber bulacağımıza dair söz vermiştim.

Sırf bu yüzden iki gözlü kediye de yanımızda getiriyorduk.

Çağan:bence bir tane kumsalımız olmalı.

Ayrılsam ve ardından her yerden engellesem ne olur ki?

***

Kumsal:ama bu çok güzel.

Dedi kıkırdayarak.

Bir yandan kendi ile oynuyor bir yandan bizimle konuşuyordu.

Çağan:sende çok güzelsin.

Dedi duvara yaslanmış bizi izlerken.

Kumsal:tuana abla da çoook güzel.

Dedi utangaç bir gülümseme ile.

Çağan:o kusursuz bir güzelliğe sahip.

Bu sefer utançla gülümseyen ben oldum.

Tuana:ona bir isim buldun mu?

Diye sordum dizlerimin üzerine çöküp.

Kumsal:o bem beyaz bulut olabilir.

Dedi bir süre düşünüp.

Kumsal:hayır ayran olsun!

Dedi birden.

Çağan:ayran mı?

Dedi kaşlarını çatıp.

Kumsal:evet ayran! Bembeyaz.

Dedi kediyi severken.

Çağan:tamam.

Dedi çağan onu red etmeyeceğini biliyordum ve ayran fena bir isim sayılmazdı.

Ayran isim sayılmazdı gerçi ama neyse.

Çağan:ayran olsun.

Kumsal:hıhı.

Bembeyaz teni utandığı için kızarmaya başladı.

Kapı çaldı

Kumsal:kim geldi ki?

Tuana:doktor geldi bebeğim. Seni muayene edecek.

Kumsal:o ne demek?

Tuana:senin iyleşmek için neye ihtiyacın olduğuna bakacak.

Bir çocuğa en iyi bu şekilde açıklayabilirdik.

Kumsal:iyileşebilecek miyim?

Sesinde en ufak neşe yoktu.

Tuana:elbette.

Kumsal:ya iyileşemezsem?

Dudaklarımı dişledim.

Tuana:hayır. İyileşeceksin.

Dedim ona bakmadan.

Kumsal:ama herkes iyileşemeyeceksin diyor.

Tuana:kimseyi dinleme o zaman sende.

Tuana:iyileşeceksin başkalarının ne dediği kimin umrunda.

Kumsal:gerçketen iyileşebilecek miyim? Herkes gibi olacak mıyım?

Tuana:herkesden daha iyi olacaksın.

Kumsal:peki ben iyileştikten sonra gidecek misin?

Tuana:ne zaman istersen yanında olacağım güzelim.

Çağan:bende ne zaman istersem yanımda olur musun güzelim?

Kumsal gülerken ben ona ters ters bakıyordum.

Tuana:çağan  niye her an araya girmeye bu kadar meraklısın?

Diye sordum ciddi ciddi.

Çağan:hoşuma gidiyor.

Continue Reading

You'll Also Like

556K 63.1K 25
gözlerimin içine bakıp seni seviyorum derdin ama ben benimkilerin yansımasından kendine baktığını bilirdim tw// aleksitimi texting
6.2K 796 8
"Kocam olman benimle aynı yatakta uyuyabileceğin anlamına mı geliyor?" Ses tonum her zamanki gibi alaycıydı ama vereceği cevabı merak ediyordum açıkç...
380K 12K 51
işten eve dönerken ıssız bir ormanda duyduğu sesin peşine gitti ve bu bulunduğu yer onun hayatının değişim noktasıydı. * * * * * İLK KİTABIM OLDUĞU İ...
YASAK DENEY By 👑

Science Fiction

166K 15.9K 34
Tarih boyunca sadece birkaç kez cesaret edilen ve eşine az rastlanan, insanlık dışı bir yöntemle yapılan dil yoksunluğu deneylerine bundan yirmi iki...